17 Mart 2006
17 Mart 2006
Bugün 17 Mart 2006 Safer:17 Mart:4 Kasım:130 Dünya Denizcilik Günü Halepçe Katliamı (1988)
KIYAMET GÜNÜ HERKESTEN SORULACAK ÜÇ ŞEY
Peygamberimiz Fahr-i Âlem Efendimiz bir hadislerinde:
'İnsan üç şeyden sorulmadıkça kıyamet gününde bir adım bile atamaz. Birincisi; gençliğinden, nerede geçirdiği; ikinci ömründen; nerede tükettiği, üçüncüsü: malından, nereden kazanıp nereye sarf ettiği sorulur." buyurdular.
İsâ - aleyhi's-selam - : "Malda üç haslet (özellik) vardır." dedi. Bunların ne olduğunu sordular; cevap verdi:
"Birincisi kazanmak." Buna karşı "Helâlden kazanırsa" dediler, "ikincisi boşa sarf etmek." Buna karşı da "Yerinde sarf ederse" dediler. "Bunlardan başka bir özelliği daha vardır o da Allah'a ibadetten alıkoymaktır."
Ebu Hazım bir gün Beşir bin Mervan'a giderek:
- "Yahu Beşir, bizim şu içinde bulunduğumuz halden kurtuluş çaresi nedir? diye sordu. Ebu Hazım:
- "Ey Beşir, elinde olan mala bakar, boş ve uygunsuz yere sarf etmezsen, olmayanı da çalıp-çarparak elde etmeye koşmazsan." cevabını verdi. Bunun üzerine Beşir:
- "Ya buna kim dayanabilir?" deyince Ebû Hazım:
- "Evet, Cehennem işte bunun için böyleleri ile dolacaktır." dedi.
Yahudi'lerden bir kaçı Hazret-i İsa'yı züğürtlükle kınadıkları zaman İsa onlara: "işte siz belânızı servetiniz yüzünden buldunuz. " dedi.
Bir gurup insan bir âbidin ibadetgâhına varırlar. Üzerine oturacak bir şey bulamazlar. Yüzlerinde hayret ifadesi beliren bunlara karşı âbid "Dünya eğlenecek yer olsaydı, elbet biz de bir ev ve döşeyecek eşya bulabilirdik." dedi.
17 Mart 2006
Bugün 17 Mart 2006 Safer:17 Mart:4 Kasım:130 Dünya Denizcilik Günü Halepçe Katliamı (1988)
KIYAMET GÜNÜ HERKESTEN SORULACAK ÜÇ ŞEY
Peygamberimiz Fahr-i Âlem Efendimiz bir hadislerinde:
'İnsan üç şeyden sorulmadıkça kıyamet gününde bir adım bile atamaz. Birincisi; gençliğinden, nerede geçirdiği; ikinci ömründen; nerede tükettiği, üçüncüsü: malından, nereden kazanıp nereye sarf ettiği sorulur." buyurdular.
İsâ - aleyhi's-selam - : "Malda üç haslet (özellik) vardır." dedi. Bunların ne olduğunu sordular; cevap verdi:
"Birincisi kazanmak." Buna karşı "Helâlden kazanırsa" dediler, "ikincisi boşa sarf etmek." Buna karşı da "Yerinde sarf ederse" dediler. "Bunlardan başka bir özelliği daha vardır o da Allah'a ibadetten alıkoymaktır."
Ebu Hazım bir gün Beşir bin Mervan'a giderek:
- "Yahu Beşir, bizim şu içinde bulunduğumuz halden kurtuluş çaresi nedir? diye sordu. Ebu Hazım:
- "Ey Beşir, elinde olan mala bakar, boş ve uygunsuz yere sarf etmezsen, olmayanı da çalıp-çarparak elde etmeye koşmazsan." cevabını verdi. Bunun üzerine Beşir:
- "Ya buna kim dayanabilir?" deyince Ebû Hazım:
- "Evet, Cehennem işte bunun için böyleleri ile dolacaktır." dedi.
Yahudi'lerden bir kaçı Hazret-i İsa'yı züğürtlükle kınadıkları zaman İsa onlara: "işte siz belânızı servetiniz yüzünden buldunuz. " dedi.
Bir gurup insan bir âbidin ibadetgâhına varırlar. Üzerine oturacak bir şey bulamazlar. Yüzlerinde hayret ifadesi beliren bunlara karşı âbid "Dünya eğlenecek yer olsaydı, elbet biz de bir ev ve döşeyecek eşya bulabilirdik." dedi.