Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Takvim de Bugün

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
17 Mart 2006

17 Mart 2006

Bugün 17 Mart 2006 Safer:17 Mart:4 Kasım:130 Dünya Denizcilik Günü Halepçe Katliamı (1988)

39218580_25e79fe8f2_b.jpg


KIYAMET GÜNÜ HERKESTEN SORULACAK ÜÇ ŞEY
Peygamberimiz Fahr-i Âlem Efendimiz bir hadislerinde:
'İnsan üç şeyden sorulmadıkça kıyamet gününde bir adım bile atamaz. Birincisi; gençliğinden, nerede geçirdiği; ikinci ömründen; nerede tükettiği, üçüncüsü: malından, nereden kazanıp nereye sarf ettiği sorulur." buyurdular.
İsâ - aleyhi's-selam - : "Malda üç haslet (özellik) vardır." dedi. Bunların ne olduğunu sordular; cevap verdi:
"Birincisi kazanmak." Buna karşı "Helâlden kazanırsa" dediler, "ikincisi boşa sarf etmek." Buna karşı da "Yerinde sarf ederse" dediler. "Bunlardan başka bir özelliği daha vardır o da Allah'a ibadetten alıkoymaktır."
Ebu Hazım bir gün Beşir bin Mervan'a giderek:
- "Yahu Beşir, bizim şu içinde bulunduğumuz halden kurtuluş çaresi nedir? diye sordu. Ebu Hazım:
- "Ey Beşir, elinde olan mala bakar, boş ve uygunsuz yere sarf etmezsen, olmayanı da çalıp-çarparak elde etmeye koşmazsan." cevabını verdi. Bunun üzerine Beşir:
- "Ya buna kim dayanabilir?" deyince Ebû Hazım:
- "Evet, Cehennem işte bunun için böyleleri ile dolacaktır." dedi.
Yahudi'lerden bir kaçı Hazret-i İsa'yı züğürtlükle kınadıkları zaman İsa onlara: "işte siz belânızı servetiniz yüzünden buldunuz. " dedi.
Bir gurup insan bir âbidin ibadetgâhına varırlar. Üzerine oturacak bir şey bulamazlar. Yüzlerinde hayret ifadesi beliren bunlara karşı âbid "Dünya eğlenecek yer olsaydı, elbet biz de bir ev ve döşeyecek eşya bulabilirdik." dedi.

39218579_944e0b3fdb_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
20 Mart 2006

20 Mart 2006

Bugün 20 Mart 2006 Safer:20 Mart:7 Kasım:133 Çaldıran Zaferi (1514) Irak-ABD savaşı başladı (2003)

39215184_38caef0c0e_b.jpg


GUSÜL
Gusül, cünüp olan kimsenin, hiçbir kuru yer kalmadan ağız ve burun dahil bedenin her tarafını yıkamasıdır.
Guslün farziyeti kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Cenab-ı Hak, "Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanıp temizleniniz" (Maide -6) buyuruyor.
Gusül, sağlam olan rivayete göre, hicretten bir buçuk yıl önce Miraç Gecesi namazın farz kılınmasıyla birlikte farz kılınmıştır. Abdest de bu gecede farz kılınmıştır.
Guslün Sağlığımızdaki yeri:
Allah ve Rasulünün emrettiği veya
tavsiye buyurduğu ibadetlerin bir
ucu dünyada, diğer ucu ahirete
uzanır. Bir yönüyle ruha gıda verip
onu arındırır, bir yönüyle de beden
sağlığını korur. Bütün bu özellikleri ile
birlikte ibadet sırf emredildiği için yapılır. Sadece dünyevi maksatlar, yada beden sağlığı dikkate alınarak
yapılmaz. Biz onu yalnız Allah emrettiği için yaparız.

39471271_70bfb444e5_b.jpg


BİR AYET
Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir. (Mümtehine: 9)

39471270_7224a3dac3_b.jpg


BİR HADİS
"Kim Allah yolunda evinden ayrılır, sonra da öldürülür, yahut atı veya devesi (yere atıp) boynunu kırar veya bir zehirli sokar veya yatağında ölür ise, Allah'ın dilediği hangi musibetle ölmüş olursa olsun şehit olarak ölür." (Ebu Davud)

39471269_0097831976_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
21 Mart 2006

21 Mart 2006

Bugün 21 Mart 2006 Safer:21 Mart:8 Kasım:134 Nevruz-İlkbahar Orman Haftası (21-26)

39471268_c0e74385b9_b.jpg


Hz. Hatice Allah'ın Rahmetine Kavuşuyor:
Ebu Talib'in vefatından iki ay sonra Mü'minlerin annesi Hz. Hatice-ül-Kübra (r.a.) vefat etti. Vefatı peygamberliğin onuncu yılının Ramazan ayına tesadüf eder. Hz. Hatice (r.a.) altmış beş yaşında vefat ettiğinde, Rasulûllah (s.a.v.) elli yaşlarındaydı.
Hz. Hatice, Cenab-ı Hakkın Rasulullaha (s.a.v.) ikram ettiği değerli nimetlerinden biriydi. Efendimiz (s.a.v.) ile çeyrek asır birlikte yaşadı. Hz. Hatice üzüntülü zamanlarında O'na şefkatle davranıyor, en zor zamanlarında destek, davasını tebliğde O'na yardımcı oluyor, cihadın sıkıntılarını paylaşıyor, canıyla, malıyla yardım ediyordu. Rasulullah (s.a.v.) Hz. Hatice hakkında: "İnsanlar beni inkar ettiğinde o iman etti. İnsanlar beni yalanladığında o tasdik etti. İnsanlar beni mahrum bıraktığında o, malına beni ortak etti. Allah bana ondan evlad ihsan eti. Başkasından evlad vermedi." buyurmuştur.
Sahih bir hadiste Ebu Hureyre'den şöyle rivat ediliyor: "Cibril, Peygamberimize (s.a.v.) gelip dedi ki: "Ya Rasulallah!... Bu Hatice'dir. Beraberinde içinde katık veya da yiyecek yahud içecek bulunan bir kap ile sana gelmiştir. O sana geldiğinde, Rab-binden O'na selam söyle ve Cennette şeker kamışından bir ev olacağını ve o evde sıkıntı ve yorgunluk duymayacağını müjdele.",
İslam için mücadele eden mümine hanımların örneği olan Hz. Hatice validemizi unutmayalım ve onu kendimize klavuz yapalım.

39471267_bcc83fbc4d_b.jpg


BİR AYET
Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (Tevbe: 19)

39471266_ffca5c6125_b.jpg


ADALET VE İHSAN
Kula dünyâda adalet gibi ihsan olamaz.
Zulüm îka edenin âhiri handan olamaz.
Bunu yaptıysa eğer, tövbe edip af dilesin;
"kişi noksanını bilmek gibi irfan olamaz.
Y. HATİBOĞLU

39468961_c1fe43e8c9_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
22 Mart 2006

22 Mart 2006

Bugün 22 Mart 2006 Safer:22 Mart:9 Kasım:135 Feke ve Oltu’nun Kurtuluşu (1922)

39468960_c4b3c0b19f_b.jpg


HZ. İSA (a.s.)'nın PEYGAMBERİMİZİN GELECEĞİNİ BİLDİRMESİBarnabas İncilinde, Hz. İsa'nın son Peygamberin geleceğini, isminin (Muhammed ile aynı manadaki, Ahmed olacağını) bildirdiği açıkça yazılıdır.
Bu indide Hz. İsa diyor ki:
Ben günah affedemem, günahları ancak Allah affeder. (71. bab),
Ben, Allah'ın resulünün yolunu hazırlamak için geldim. Bu Resul, sizden birkaç yıl sonra, İncil tahrif edilip hakiki inananların 30 kişi kadar kalacağı bir zamanda gelecektir. O zaman, Cenab-ı Hak, elçisini gönderecektir. Onun başının üzerinde beyaz bir bulut bulunur. O, putları kırar, Onun sayesinde, insanlar Allah'ı tanır ve ben de hakiki olarak tanınırım. (72.bab)
O resul güneyden gelecektir. (96. bab),
O resulün adı Ahmed'dir. (97. bab)
Bu husus. Kuran'ı Kerimde de bildirilmektedir:
(Meryem oğlu İsa "Ey İsrailoğuları, benden önce gelmiş olan Tevrat'ı tasdik eden, benden sonra gelecek ve ismi Ahmed olan bir Peygamberi müjdeleyen, size gönderilmiş bir Peygamberim" demişti. Ancak, o kendilerine apaçık delillerle (mucizelerle) gelince, bu apaçık bir sihirdir dediler.) (Saf 6)
Bundan başka. Kitabı- mukaddesin Eski Ahd (Tevrat) kısmında Arab ırkından bir Peygamber geleceği yazılıdır. Tesniyenin 18. babının 15. ayetinde, Musa aleyhisselamın İsraillilere, (Rab sizin için aranızdan, kardeşlerinizden benim gibi bir Peygamber "aleyhissalatü vesselam" çıkaracaktır) dediği yazılıdır. Burada bahis konusu olan israillilerin kardeşleri, ismailliler yani Arablardır. İşte İncil'de ve Tevrat'ta yazılı olan ve Arab ırkından geleceği müjdelenen bu son Peygamber, Muhammed aleyhisselamdır.
Bütün Peygamberler İslam peygamberleridirler ve birbirinin kardeşidirler.

39468959_b2c425d19c_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
23 Mart 2006

23 Mart 2006

Bugün 23 Mart 2006 Safer:23 Mart:10 Kasım:136 Sait Nursi’nin Vefatı (1960)

39468958_25626c485d_b.jpg


MÜSLÜMAN MÜSLÜMANCA YAŞAMALIDIR
Müslüman, müslümanca yaşamalıdır. Geceleyin teheccûd namazına kalkalım. "Ya Rabbi! Bu kafirlerin, bu cahillerin yaptığı ile benim hiçbir alakam yok!... Ben onlara hiç razı değilim, onlar gibi de yaşamadım ya Rabbi! İçimizden bir takım beyinsizlerin işlediği günah yüzünden, batıl işleyenlerin yüzünden bizi, hepimizi helak edecek misin?' diye dua edelim!
Bol bol tevbe ve istiğfar edelim. Sabah namazında mutlaka camide olmaya dikkat edelim. Onların hiç bir şeyine uymamaya gayret edelim! içkili-kumarlı, haramlı-günahlı toplantılardan şiddetle kaçınalım; Gafil ve şaşkın ahalinin islah olmasına dua edelim.
Gece sahur vakti teheccûd namazına kalkalım, Allah'ın, bizi ve evlad ü iyalimizi, nesil ve zürriyetlerimizi küfürden, dalaletten, gaflet ve cahaletten korumasını; kahrına gazabına uğratmaması; hidayet üzere yaşatıp, iman-ı kamil ile amel-i salih üzere can teslim etmeyi nasip buyurmasını, Ümmet-i Muhammed'e umumen rahmet eylemesini can-u gönülden, ihlas ve gözyaşları ile talep ve niyaz edelim.
Dinimize, iman ve irfanımıza, öz kültür ve pak adet ve an'anemize sımsıkı sarılalım ki dünyada ve ahirette felah ve necat bulalım.
Aziz Müslüman! Sen sefalet alemine daldıkları için yeryüzünden silinen milletleri iyi biliyorsun. Dinine sarıl, Allah'a kul. Resulü'ne ümmet ol. Kendi manevi hayatını yaşa, kendi manevi değerlerini al. islam'ın dışından olan bu adet ve an'aneleri, sıcak aile yuvanı söndürecek en tehlikeli bir düşman bil. Allah Teala şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Allah Teala'dan korkun (da emirleri ifa edin). Herkes yarını kıyamet günü) için önden ne göndermiş olduğuna bir baksın. Allah Telala'dan korkun (da yasak edilen şeyleri terk edin). Çünkü Allah Teala, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır." (Haşr suresi: 18)

39468957_7fdbaf43ae_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
24 Mart 2006

24 Mart 2006

Bugün 24 Mart 2006 Safer:24 Mart:11 Kasım:137 Harun Reşit’in Vefatı (809)

40429742_8c68c36760_b.jpg


FELAK SÛRESİ
Felak, sabah manasına geldiği gibi yarmak manasına da gelir.
Nas suresi ile birlikte bu iki sureye 'iki koruyucu' anlamında 'muavvi-zeteyn' denir. 'Bu surelerin şifa maksadıyla okunduğuna dair hadisler vardır. Mekke'de inmiştir. 5 ayettir.
Surenin meali şöyledir:
" De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şeninden ve kıskandığı vakit kıskanç (hasid) kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım."
Bu sure bir duadır ve insan her halukürda Allah'a sığınarak rahata kavuşacağının delilidir.
Hasetçiye karşı aşağıdaki tedbir alınmalıdır.
1.Kişi değişik, gizli ve açık gelecek
zararlara karşı Allah'a tam tevekkül
etmelidir.
2. Sabırlı olmak. Hasetçinin yaptığına karşılık vermemek.
3. Takva sahibi olmak Allah'tan korkmak ve sakınmak.
4. Kalbini kin ve nefretten korumak.
5. Ona iyilikte bulunmak. Çünkü o ruh hastasıdır.
6. Tevhidin kalbe iyice yerleştirilmesi gerekir.
Kur'an insanın bütün dertlerinin ilacıdır.


40426162_a089f8cd8e_b.jpg



BİR HADİS
"Kıyamet günü insanlar arasında Allah'ın en çok sevdiği ve O'na en yakın olan kimse adaletle iş gören idareci, en nefret etliği ve O'na en uzak olan kimse de zalim idarecidir. (Tirmizi)


40426161_15b1136d79_b.jpg


BİR AYET
Allah sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Alan, adalet yapanları sever. (Müntehine: 8)

40426160_fc998e057e_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
27 Mart 2006

27 Mart 2006

Bugün 27 Mart 2006 Safer:27 Mart:14 Kasım:140 Gediz Depremi (1970)

40425482_dbb4e59442_b.jpg


RİYAKÂRLIK BİR FELÂKETTİR!İnsanların en başta gelen görevi, Allah'ı tanıma ve O'na kulluk görevinde bulunmakdır. Çeşitli nimetler; insanlara Allah'ı tanımaları, şükretmeleri, emir ve yasaklarına boyun eğmeleri için verilmiştir, insan ibadetlerini, başkalarına gösteriş için değil, yalnızca Allah'ın rızasını gözeterek yapmalıdır. Başkalarının hoşuna gitmeyi arzu eden kimse, Allah rızası için ibadet ediyor sayılmaz.
Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de: "Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun oynamaya kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yapar, Allah'ı pek az hatıra getirirler" (Nisa, 142) buyurmaktadır.
Bilinmelidir ki riya haramdır. Yaptığı ibadet ve iyilikleri gösteriş için yapan kimse, Allah katında sevimsiz kimsedir. Riya, gönüllere musallat olan kötü bir hastalıktır. Şeytan insanı ibadetten alıkoymaya çalışır. Buna gücü yetmezse, ibadete riya karıştırarak ibadet sahibini sevaptan mahrum bırakır. İnsanların bazıları da, riyakarca ibadet etmektense etmemek daha iyidir, düşüncesiyle ve riya karışır bahanesiyle ibadeti terk ederler. Bu iddia ve davranış tamamen yanlıştır ve şeytanın istediği de zaten budur.
Bir müslüman ibadetlerini sadece Allah rızası için yapmalı ve bu gayretin içerisinde olmalıdır.

40425502_aa0bf944e9_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
28 Mart 2006

28 Mart 2006

Bugün 28 Mart 2006 Safer:28 Mart:15 Kasım:141 Antep Müdafaası ve Şahin Bey’in Şehit Edilmesi (1920)

40425483_a26645e522_b.jpg


ŞEYTAN: DETAYLARA DALDIRIRMümin Allah rızasını kazanmak için en sağlıklı ve doğru yolları seçmelidir. Boş işlerle hiç vakit kaybetmez. "Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et" (İnşirah Suresi, 7) ayetine uyarak, üzerine aldığı her salih ameli bir an önce bitirip bir yenisine geçer.
Fakat insan yaptığı işi Allah'ın rızasını gözetmeden yapıyorsa, şeytanın pek fark edilmeyen bir oyununa karşı korumasız düşebilir. Bu oyun insanları gereksiz detaylara daldırmaktır. Bu tuzağa düşen kişi, kafası karmakarışık, bin bir türlü detaya takılmış, esas amaçtan tamamen uzaklaşmış, hatta ne yapması gerektiğini bile hatırlayamayan bir hale gelir.
Allah Kuran'da buna örnek olarak Hz. Musa'yı verir. Hz. Musa kendi kavmine, yani İsrailoğulları'na, Allah'ın onlardan bir sığır kesmelerini istediğini haber verir. Buna karşın kavmi sığır hakkında gereksiz birçok ayrıntı sorup, ibadeti bir türlü yerine getirmez. Ancak istedikleri bütün ayrıntıları öğrendiklerinde "...Şimdi gerçeği getirdin..." derler. Fakat bu ibadetin amacından nasıl uzaklaştığı ve kavmin neredeyse Allah'ın emrini yerine getirmeyeceği daha sonraki ayette belirtilir: "... Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı." (Bakara Suresi, 71)
Bu arada İsrailoğulları'nın kendilerine sığır kesme emrini getiren Hz. Musa'ya söyledikleri "bizi alaya mı alıyorsun?" (Bakara Suresi, 67) şeklindeki küstahça söz de, o anda imandan çok inkara, yani şeytana yakın olduklarını göstermektedir.
Bu mantığın altında şeytanın yukarıda bahsedilen hilesi yatmaktadır. Günümüzde bazı toplumlardaki din anlayışı, şeytanın bu etkisiyle şekillenmiştir. Birçok insan Allah'ın dini adı altında detaylara boğulmuş. Kuran'dan uzak bir din yaşamaktadır.

40425498_23d23b6ab4_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
30 Mart 2006

30 Mart 2006

Bugün 30 Mart 2006 R.Evvel:1 Mart:17 Kasım:143 Fatih Sultan Mehmet’in Doğumu (1432)

40425485_41c2be3c83_b.jpg


MİSYONERLERİN METODLARI!Misyonerler, Hıristiyanlığı yaymak için gittikleri ülkenin önce dinî, içtimaî ve kültürel durumunu incelerler. O ülkenin kültürünü yozlaştırmaya ve yıkmaya çalışırlar.
Milleti millet yapan maddî ve manevî değerleri yıkmaya uğraşırlar.
Özellikle, genç neslin elinden ve milli değerlerden uzak yetişmesine çalışırlar. Bundan sonra hiçbir değer tanımayan kişilere, bunalım devrelerinde kurtarıcı din olarak Hıristiyanlığı sunarlar.
Israrla gayelerinin dünya barışını gerçekleştirmek olduğu üzerinde dururlar. Hıristiyanlığın kolay, İslamda ki namaz, oruç gibi ibadetlerin zor olduğunu ileri sürerler. Hıristiyanlığın sevgi ve kolaylık; İslam'ın zahmet ve şiddet dini olduğunu işlerler.
Harp, yangın, deprem vb. anlarını seçip, yardımlarda bulunurlar.
Siyasi işleri çok iyi takip edip, Müslüman ülkelerdeki bazı gelişmeleri gayelerine göre yönlendirmek isterler.
İlmi, edebi eserlerde, özellikle filmlerde konunun içine ustalıkla Hıristiyanlığa ısındırıcı, hoş gösterici sahneler yerleştirerek kafa ve gönüllere girmeye çalışırlar.
Çeşitli yardım kuruluşları kurar veya kurulmuş olanlara girerler...
Müslümanların bu konularda çok uyanık olmaları gerekir, ve bu menfi çalışmaları etkisiz hale getirecek müsbet çalışmalar yaparak insanlığı bunların elinden kurtarmalıdırlar.

40425493_c171a7906c_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
31 Mart 2006

31 Mart 2006

Bugün 31 Mart 2006 R.Evvel:2 Mart:18 Kasım:144 Varto ve Gevaş’ın Kurtuluşu (1918)

40425492_b7e9197c0e_b.jpg


ALLAH (C.C.) DİYOR Kİ!
-Zalimlerden korkmayın benden korkun.
- Yalnız beni anın ki ben de sizi anayım.
-Bana şükredin.
- Sakın nankörlük etmeyin.
- Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan
yardım dileyin.
- Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.
- And olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir
de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz.
- Sabredenleri müjdele.
- Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin.
- Şeytanın izinden yürümeyin.
- Allah'ın indirdiği kitaptan bir kısmını gizleyip onu az bir bedel ile değiştirenler (var ya) işte onlar karınlarını ateşten başka bir şeyle doldurmuyorlar.
- Kullarım beni senden sorarlarsa (bilsinler ki) gerçekten ben (onlara çok yakınım.
- Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm.
- Doğru yolu bulmak için davetime uyun ve bana iman edin.
-(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın.
- Kendi kendinizi tehlikeye atmayın.
- İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
- Size apaçık deliller geldikten sonra eğer yine de yan çizerseniz, bilin ki Allah gerçekten mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
- İnkar edenlere dünya hayatı süslü gösterildi.
- Yoksa siz, sizden öncekilerin başlarına gelenler sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
- İyi bilin ki Allah'ın yardımı pek yakındır.
- Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıktan aydınlığa çıkarır.
-Kafirlerin velileri ise tağuttur. (O da) onları
aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır.
- Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen sadakadan hayırlıdır.
-Allah kafirler topluluğunu hidayete erdirmez.
-Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size çirkinliği,
hayasızlığı emreder.
-Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet vaadediyor.
Müslüman Allah (c.c.)ın emirlerine teslim olmuş kimsedir.

40430164_d7ed0d2e7a_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
3 Nisan 2006

3 Nisan 2006

Bugün 3 Nisan 2006 R.Evvel:5 Mart:21 Kasım:147 Bereketli Yağmurlar

40429748_3165ef1e2e_b.jpg


ŞEYTAN İNSANLARA DÖRT YÖNDEN GELMEKTEDİR
İblis, kendisine verilen uzun ömrünü tövbe edip, şükürde bulunarak kurtuluşu için kullanmayacağına karar vererek şöyle dedi:
"Öyle ise beni azdırmana karşılık and olsun ki ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.
- Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından geleceğim ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!.. (Araf 16-17)
İblis, dört taraftan, yâ'ni insana, bir düşmanın saldırabileceği her cihetten sokulacaktır.
Yukarı ve aşağı taraflara gelince, kimin bağı Rabbe yükselir ve O'na kulluk için yerlere kapanırsa, iblis hiçbir taraftan kendisine yaklaşamaz. iblis insanlar hakkında: "... yeryüzünde onlara -günâhları- süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!" (Hicr 39) dediğinde, yüce Allah "Şüphesiz -halis- kullarım üzerinde senin bir hâkimiyetin yoktur..." buyurmuştur. (Hicr 42)
Allahü Teâlâ'ya kullukta bulunan, itaatlarında ihlâs gösterenleri, iblis'in nasıl istisna ettiği Kur'ân-ı Kerim'de şöyle açıklanmaktadır. -İblis- "dedi ki: Senin izzetine yemin ederim ki, elbette onların hepsini azdıracağım.
- Ancak onlardan ihlâsa erdirilmiş olan kulların müstesna"
Anlaşılmaktadır ki Şeytan, kalbindeki inancı sallantıya uğrayan mâ'nevi değerleri zayıflayan insanları gözler. Sonra kötülük telkinleri ve vesveseleri ile onlara dört bir yandan yaklaşır.

40429747_bc9de1aa82_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
4 Nisan 2006

4 Nisan 2006

Bugün 4 Nisan 2006 R.Evvel:6 Mart:22 Kasım:148 NATO’nun Kuruluşu (1949)

40429746_ebe8244441_b.jpg


ALLAH YOLUNDA CİHAD
"Allah yolunda cihad" İslam dinine has bir kavramdır. Allah'ın emridir. Bu kavramla "top yekün maddi-manevi varlığını Allah yolunda tüketmek" kastedilmiştir. Çünkü Allah'ın dini, mü'minden kendi uğrunda canını, malını feda etmesini, en samimi ilişkiler içinde kudret, imkan ve gayretini sarf etmesini ister. Bir insanın iyi insan olması, şuurlu bir müslüman olması ancak iyinin, güzeli, doğrunun, faydalı olanın, adaletin hakim olması için yapacağı çalışmalarla ortaya çıkacaktır. Cihad emri Kur'an'da en fazla zikrolunan emirdir.
Allah Teala şöyle buyurur:
"Allah yolunda (nasıl cihat etmeniz lazımsa öylece) hakkıyla cihad edin." (Hac-78)
İyiliği emir, Kötülükten sakındırma Allah yolunda bir cihaddır. Bu açıdan bakıldığında; "Allah yolunda cihad" kavramı gerçekten geniş sahalı bir kavramdır. Zira "ma'rufu emr mûnkeri nehiy" bütünüyle cihadı ifade eder. Bir ma'rufu emredip topluma yerleştirmek, bir münkeri yasaklayıp, toplumu bundan kurtarmağa çalışmak, hakikatte Allah yolunda cihad yapmak demektir.
Cihad konusunda ibn-i Abidin şöyle der: "Maruf ve münker görevi, mücahidi her açıdan kuşatacak kadar geniş bir görevdir."
İslam Dinini bütün dinlere üstün hale getirmek, yeryüzünü fitne ve fesadın her çeşidinden temizlemek ve müslümanın gönül huzuru içerisinde Allah'a karşı her türlü ibadetini engelsiz olarak icra ve ifâ etmesini sağlamak için islam'ın tebliği uğrunda yapılan her türlü çalışma, Allah yolunda cihadın açık görüntülerindendir. Hayatın gayesi cihaddır.

40429745_127df809f2_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
5 Nisan 2006

5 Nisan 2006

Bugün 5 Nisan 2006 R.Evvel:7 Mart:23 Kasım:149 G.Osman Paşa’nın Vefatı (1900)

40429744_2eba59f289_b.jpg


DOSTLUK İÇİN ARANACAK HUSUSLAR
Bir kimsenin dost edineceği kimsede arayacağı hususlar dörttür:
Birincisi: insanı olgunluğa, hidayet yoluna ve doğruya sevk edip rehber olan akıldır. Evet bir adamın dost edineceği kimsede ilk araması lazım gelen şey akıldır. Çünkü aklın zıddı olan ahmaklıkla vasıflı kimselerde sağlam muhabbet, daimi sevgi bulunmayacağından bunların dostlukları istenen faydanın hiçbirini veremeyeceği gibi kötü sonuçlar doğurmaya sebep olmaktan da geri kalmaz.
İkincisi: Sahibini hayrat, hasenat, yardım ve iyiliklere sevk eden dindir.
Hükemadan biri "Arkadaşlar arasından iman, asalet, görüş ve edep sahiplerini seç ki; muhtaç düştüğünde sana yardımcı, başın belaya girdiğinde yılmaz müdafaacın, yalnızlık zamanlarında yakın dostun, sıhhatli zamanlarında süs ye zinetin olsun." demiştir.
Üçüncüsü: Seçilen dostun ahlakı övülen, yaptıkları beğenilen kimselerden olmakla kalmayıp daima hayrı şerre tercih eden hayrı hoş görüp halkı onu yapmaya çağıran, şerri çirkin bilip halkı elinden geldiği kadar ondan alıkoymaya çalışanlardan olmalıdır.
Abdullah bin Mu'taz şöyle diyor:
"Şerli dostlar turunç ağacına benzerler. Turunç ağacının kendi kendini yaktığı gibi şerli ve bozucu dostlar da diğerlerinin bozulmasına yardım ederler."
Dördüncüsü: Her iki tarafın birbirine karşı olan sevgi, arzu, sohbet ve kavuşma isteğinde bulunmasıdır.
Ömer bir Mes'adet: "Kölelik, bilinen kölelikten ibaret değildir. Asıl kölelik; insanın kendi dostuna sadakat hususunda köle gibi bulunmasıdır." demiştir.

40762314_9cfb899aa2_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
6 Nisan 2006

6 Nisan 2006

Bugün 6 Nisan 2006 R.Evvel:8 Mart:23 Kasım:150 Bursa’nın Fethi (1326)

40762313_5d91d47b76_b.jpg


İHTİRASA VARAN SEVGİ
"Nefsâni arzulara (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici gösterildi'' (Al-i İmrân; 14).
Kur'an, insanın dünyalığa karşı bağlılığını böyle dile getirir. Sonra da büsbütün bu bağlılığın esiri olmamaları için insanları uyarır: "Bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir." (Âl-i İmran; 14).
"Bilin ki; dünya hayatı ancak bir oyun, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir." (Hadid, 57/20). Kur'an, ideal bir özellik olarak insanın önüne koyduğu "birr" yani tüm maddi kaygılardan uzak iyiliğe ulaşmak için, sevilen dünya mallarından, Allah rızası için harcamak gerektiğini vurgulamaktadır. (Âl-i İmrân, 3/92) "...size verilse, gözünüzü yummadan almayacağınız kötü malı hayır diye vermeye kalkışmayın" (Bakara; 2/267) âyeti bu konuda insana daha net bir ölçü vermektedir.
İslâmın bencillik ve dünyaya bağlılık duygularını törpüleyerek yerleştirmeyi amaçladığı, başkalarını da düşünme gözetme prensibinin hayat bulması için müslüman olarak zekât, sadaka üzerine göreve ve intakta bulunma adı altında çeşitli mali görevler yüklemiştir.
İslam'a göre dünya geçici bir yurttur. Kendisinden sonra gelen ahiret yurdu için bir hazırlık yeridir. Biz bütün çalışmalarımızı Ahiret hayatımızın mutlu olması için yapmalıyız. Ahiret mutluluğu ancak Allah (c.c.)'ın emirlerini yürüterek elde edilir.

40761221_a4a77af4c6_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
7 Nisan 2006

7 Nisan 2006

Bugün 7 Nisan 2006 R.Evvel:9 Mart:24 Kasım:151 Şair Baki’nin Vefatı (1789)

40761218_ab0d6731f5_b.jpg


KAİNATIN EFENDİSİ HZ. MUHAMMED (S.A.V.)
Peygamber efendimiz, dünyada yaşamış, yaşayan ve yaşayacak olan bütün insanların en yücesi en faziletlisi ve en büyüğüdür. Peygamberimiz alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Kur'an'da şöyle buyurulmaktadır. "(Resulüm) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya: 107)
Allah yoluna yönelmek isteyen her insan için tutulacak en doğru yol Peygamber (s.a.v.) efendimizin yoludur. Bunun için biz müslümanlar Peygamberimizin hayatını, yaşayışını iyi bilmemiz gerekmektedir.
Ahzap suresi 21. ayette Rab'bimiz şöyle buyurmaktadır. "Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikrdenler için güzel bir örnektir."
Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim-i Allah (c.c.) O'na indirmiştir, ve 23 yılda indirmiştir. Peygamberimizin hayatı, ahlak, siyaseti ve her şeyi Kur'an idi. O bizim liderimiz ve rehberimizdir. Onun getirdiklerine itaat üzerimize farz olan görevlerdendir. Haşr suresi 7. ayette şöyle buyurulmaktadır. "... Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan sakının, Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir." Peygamberimizi iyi tanıyabilmemiz Kur'an-ı Kerimi okurken onun ayetlerinin vahyedilişi anındaki şartları düşünerek okumamıza bağlıdır. Peygamberimizin doğumu gecesine yaklaştığımız şu günlerde onun rahmetine ve önderliğine çok ihtiyacımız var.

40760881_bca6e1448b_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
10 Nisan 2006

10 Nisan 2006

Bugün 10 Nisan 2006 R.Evvel:12 Mart:27 Kasım:154 Fevzi Çakmak’ın Vefatı (1950)

40760876_aa0a38a65e_b.jpg


ALLAH (c.c.)'ın SUBUTİ SIFATLARI
Rab'bimizin Kemal sıfatlarından subuti sıfatları; Hayat, İlim, İrade, Kudret, Semi, Basar, Kelam, Tekvin sıfatları vardır.
Bu sıfatlan Kısaca şöyle açıklayabiliriz.
HAYAT: Dirlik demektir Allah (c.c.) bir tek olan, kendi zatına mahsusu bir hayat sıfatı ile sıfatlanmıştır.
İLİM: Bilmek, idrak etmek sıfatıdır. Allah (c.c.) şüphe yok ki her şeyi bilir.
İRADE: Dilemek, tercih etmek sıfatıdır. Allah (c.c.) dilediği şeyleri mutlaka yapandır.
KUDRET: Zenginlik, zor, hayat sahiplerine mahsus kuvvet manasından bir sıfattır. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
SEMİ: İşitmek kuvvetidir. Allah (c.c.) işitme sıfatı ile sıfatlanmıştır. Allah (c.c.) her şeyi hakkıyla işitendir.
BASAR: Göz ve görme kuvveti demektir, Allah (c.c.) kendi şanına layık bir şekilde Basar (görmek) sıfatı ile sıfatlanmıştır. O, her şeyi hakkıyla görendir.
KELAM: Bir manayı ifade eden, bir maksadı anlatan söz demektir. Allah (c.c.) kelam sıfatına sahiptir.
TEKVİN: Var etmek icad etmek manasınadır. Allah (c.c.) yoktan yaratır, yarattığını da yok eder.

40822407_65ff2df393_b.jpg


ALİMLERİN ÖLÜMÜ
Herkes ölür amma, demâdem ölür.
Bir büyük ölünce mükerrem ölür.
Sıradan ölümler bir tek sayılır,
Alimler ölünce, tüm âlem ölür...
Y. HATİBOĞLU

40822406_4b69a11d73_b.jpg


BİR AYET
Mü'minlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad edenler eşit değildir. Allah mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır. (Nisa: 95)

40822405_28072d6f64_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
4 Mayıs 2006

4 Mayıs 2006

Bugün 4 Mayıs 2006 R.Ahir:6 Nisan:21 Kasım:178 Çelebi Mehmet’in Vefatı (1421) Eyüp Sultan’ın Vefatı (672)

41387333_75f2e75632_b.jpg


ZEKÂT İBADETİSözlükte "temizlenmek", "çoğalmak", "büyümek" anlamlarını ifade eden zekât İslâm dinindeki özel anlamıyla "belli bir malın belli bir miktarını, ibadet niyetiyle belli kimselere vermek" demektir.
Tarifinden de anlaşılacağı gibi zekât mâli bir ibadettir. Yani ekonomik imkânlarla yerine getirilir.
Zekât, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Farz oluşu, Kitap (Kur'an-ı Kerim), Sünnet ve icma (bütün İslâm müctehidlerinin görüş birliği) ile sabittir.
Beş ayrı ayette (Bakara 2/83, 110; Nisa, 4/77; Hacc, 22/78; Müzemmil, 73/20) yer alan "namazı kılın, zekâtı verin" emri, namaz gibi zekâtın da farz oluşunun Kur'an'daki delilidir.
İslâm'ın bu ibadete verdiği önemi dile getirecek şekilde zekât terimi Kur'an'da yukarıdakilerden başka 28 yerde daha zikredilmektedir.
Zekâtın farz olduğuna ve önemine delâlet eden pek çok hadis-i şerif vardır. Mesela, İslâm'ın beş temel esas üzerine kurulduğu ifade buyurduğu hadisinde Hz. Peygamber, zekâtı bu temel esaslar arasında zikretmiştir. (Buhâri, iman, 1).
Zekâtın farz oluşu kesin bir hükümdür. Bunu inkâr eden İslâm dini dışına çıkmış olur.

41387332_295af71d03_b.jpg


HESAP
Ahirette hesap vardır bilirim.
Ayrılana katma bizi Allah'ım.
Ayrılıkta azap vardır bilirim.
Tefrikaya atma bizi Allah'ım.
Y. HATİBOĞLU

41387331_a05feecd77_b.jpg


BİR HADİS
"Kim sattığı malı, geri getiren müşterisinden kabul ederse, Allah'da kıyamet gününde onunu günahlarını affeder." (Ebu Davud)

41387330_14bc522cec_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
5 Mayıs 2006

5 Mayıs 2006

Bugün 5 Mayıs 2006 R.Ahir:7 Nisan:22 Kasım:179 Avrupa Konseyinin Kuruluşu (1949)

41387329_a89143b3cd_b.jpg


PUT PERESTLİK NE ZAMAN VE NASIL BAŞLADI
Rivayete göre Kabil, kardeşi Habili öldürünce, babası Adem (a.s.)dan korkarak Yemen'e kaçtı.
Şeytan ona: " Habil'in kurbanını ateşin yakması ve kurbanının kabul olunması, onun ateşe hizmet ve ibadet etmesi yüzündendi. Sende öyle yap!" diye telkinde bulundu. Bunun üzerine Kabil, bir ateş evi yapıp içinde ateş yakarak ona tapmağa başladı.
Put ağaçtan, altın ve gümüşten insan şeklinde yapılırsa, ona: Sanem, taştan yapılırsa ona da Vesen denir.
Şis oğulları Adem (a.s.)ın Nevz veya Bevz dağındaki mağarada bulunan cesedini ziyaret eder ve ona tazimde bulunurlar, kendisi için Allah'tan rahmet dilerlerdi.
Kabil oğullarından bir adam: "Ey Kabil oğulları! Şis oğulları Adem'in cesedi'nin etrafında dönüp dolaşıyorlar, ona tazimde bulunuyorlar. Sizin ise böyle bir şeyiniz yok dedi ve onlar için bir put yaptı.
Tarihte ilk put yapan adam bu oldu.
Kur'an-ı Kerim'de Vedd, Süva, Yağus Yauk, ve Nesr diye adları anılan putlar rivayete göre Adem (a.s.)'ın oğulları veya oğullarının oğulları idiler. Bunlar salih kişilerdi. Halk bunlara uyarlardı. Bunlar öldükleri zaman adamları: "Keşke onların suretlerini, bize yapan olsaydı da kendilerini hatırladıkça, bizi ibadete teşvik etmiş olurdu." dediler.
Kabil oğullarından bir adam bunu yapabileceğini bildirdi ve bu put yapan adam onlar için bu zatların her birisi için beş put yonttu ve dikti. Zaman içerisinde nesiller bu dikili putlara ibadet etmeye başladılar ve bu Nuh (a.s.) zamanına kadar devam etti.
İnsanlardan bir grup ilk defa bu beş puta taparak tevhid dinini terk ettiler ve müşrik oldular.

41385429_209faf4a07_b.jpg
 
Üst Alt