Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Risale-i Nur ve bunun gibi Kitaplar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
_313_' Alıntı:
Peki o isaretleri nasil bulmus?

Ebced hesabiyla mi?

Enced hasabinin dogru olacagina ve mesru olduguna delilin var mI?

Hadis veya ayet - ebced hesabi yapin diye?

sevgi değer bir hocamızın hocanın sohbetinde şunu işitmiştim,
bir zat muhabbetinde taleblerine öyle şeyler anlatıyorki diğer zat bunu soruyor ben nice eser okudum ama böyle şeyleri bilmiyorum sen bunları nereden öğrendin? nefis teskiyesle birlikte hak nazarındayavaş yavaşhikmetleri görürsünüz öyleki kimsenin sahip olamdığı ilme dahi vakıf olursunuz bunuda bir dğeişiğiniimzam durumunda yunus emre söylenmiştir, ynus emreyedenicealim geliyor sen bu ilminerden aldın diyor,kitapları göstertiyorlar ama yunus emre bunun yolunun kitaplar olmaıdğını hikmetlerinin başka şekilde öğrndiğini söylüyor , said nurside bu merak ettiğini z mevzu çin şunu diyor, zaman içinde zaman,mekan içinde mekan yaratan rabbim onun bu mekandan şuhedaların odluğu mekana geçirdiğinive orda bu olaylara gözüyle şahit olduğunu hatta şehit olan taşlebesiyle görüştüğünüve talebesinin şahit olduğunu dahi bi,lmediğini ve halakendinisavaşta olduğunu söylediğini izah ediyor idleryen mektubatta bunu okuyabilir bu olaya delil isterseniz çanakkalee olan hikmet dolu olayları verebilirim..


saygılarımla..
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
birde merakım şudur , her harfiyle hikmet dolukuranı kerimde harfler rasgele gelmiş olsun, ve harfelrin bir hikmeti olamışolsun,bu neden olmasın?

ebced hesabını tarihte uygulayan nice zatlar vardır.

Her harfi bir rakamı gösteren arabî harflerle yazılı sekiz kelimeden meydana gelen bir hesab sistemi. Hâdiselerin zamânının tesbiti ve hatırda daha kolay kalması için rakamları harf olan târih düşürme sanatı.
Ebced hesâbında, harflerin sayı olarak değerleri şöyle hesaplanır:
ismailkorpe_ebced.jpg


ibni arabi bu ilmi uygulayan zatlardan bir tanesidir..
 

Mahfuz

New member
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
158
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
42
Konum
Ýstanbul
ebced hesabı bazı alimler tarafından kullanılmış. ama öyle heryerde kullanmamışlar. ilim bir nokta idi cahiller onu çoğalttı buyurmuş hz Ali efendimiz. insanın gizemli olan şeylere karşı bitmek bilmeyen arzusunun bir sonucu belki... belki Allah'ın bir mekri...
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Mahfuz' Alıntı:
evet doğru. ama sen benim yazdığımı iyi okumadın herhalde "... yani hepsi Kur'an'ı açıklar ..." tefsirden kastım bu. tefsiri kelime anlamıyla kullandım ben orada.. bilmem anlatabildim mi?..

:( öyleyse haklisin sorun yok, selametle...
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
seyfullah putkıran' Alıntı:
neyin örneğini verim anlıyamadım . hz. ömerden başka bir zatın daha mı szöünü nakledim onumu demek istediniz?

Ey kardesim, daha önce de dedigim gibi ama bi acikliyayim ki yanlis anlasilmasin.

1- Evet Kur´an-i Kerim hikmet doludur, bir harfinden deve yükü mana cikar.

2- Yanlis sunu diyeyim, ebced hesabiyla muhtemelen ben de kendi dogum tarihime isaret eden sure veya ayet bulabilirim.

3- Evet Muhyiddin-i Arabi Hazretleri k.s. ve bazi büyükler bunlari kullanmislardir, lakin onlar kesfi acik ve makam lari pek yüce kimselerdi.

4- Said Nursi de öyle dersen, sana yazmistim ama burda bütün kardeslerimle paylasmak isterim, söyle ki:

"Beyazid-i Bistami Hazretlerine k.s. falanca yerde mübarek bir zat var dediler. Efendi Hazretleri, talebelerini alip yola koyuldu, yolda bahsedilen zati kibleye karsi tükürürken gördüler ve geri döndüler. Bistami Hazretleri olayi talabelerine acikladi, eger büyük bir zat olsaydi edebi terke etmezdi. Bu bize yetisir."

Kibleye karsi tükürmek mekruhtur.

Peki sakal birakmamak, tahrimen mekruh! (ihtilaflar vardir)

Ya peki tamamen kazimak, haramdir!!!

Said Nursi sakal birakmiyarak derecesini göstermistir, Resulullah´i s.a.v. seven ve yolunda giden ona en cok uyan kimselerdir. Sakalla sarikla.

Bi örnek daha kavun yerken sünnet nedir diye bilmedigi icin kavun yemiyen zat var.

Imam-i Azam abdestte ayaklarini hilallemedigi icin (15 sene olmasi lazim) namazlarini kaza etti, bir edebi terk etti diye. Ve bunu terk ederken bilmiyordu.

Cani incir cekti diye ömür boyu nefse muhalfet olsun diye yemiyenler var.

Bunlar gercektir, kimse süphe etmesin ve herkesi kendi gibi sanmasin.

Velhasil insaf sahibi hicbir kimse Said Nursi yi gecmis büyüklerle kiyas etmez.

Said Nursi nin muasiri Iskilipli var kellesini verdi de taviz vermedi, Süleyman Hilmi Tunahan k.s. var, o da o zaman yasadi sakalliydi.

5- Seyfullah kardesim sunu diyorum, dinimizin degerli ve muteber kitaplari az cok bellidir. Ehli Sünnet te Ihya-i Ulumid-din, Mektubat-i Rabbani vs.

Tabi bazi kesimler zoraki Risale-i Nur lari da araya katmaya calisiyor, günes balcikla sivanmaz.

Sorum su: Hangi degerli eserde Alimin biri kalkmista falanca ayeti, filanca sureyi kitabina reklam yapmaya kalkmis?

Yaahu resmen bu ayet buna isaret eder diyo, ciddi söylüyorum, bunu dedem de yapardi.

Selametle...
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
_313_' Alıntı:
Ey kardesim, daha önce de dedigim gibi ama bi acikliyayim ki yanlis anlasilmasin.

1- Evet Kur´an-i Kerim hikmet doludur, bir harfinden deve yükü mana cikar.

2- Yanlis sunu diyeyim, ebced hesabiyla muhtemelen ben de kendi dogum tarihime isaret eden sure veya ayet bulabilirim.

3- Evet Muhyiddin-i Arabi Hazretleri k.s. ve bazi büyükler bunlari kullanmislardir, lakin onlar kesfi acik ve makam lari pek yüce kimselerdi....
sevgi değer kardeşlerim burda da anlaşıldığı gibi ebced kullanmak sakıncalı değil sadece keşfi açık insanlardan dinlediğinde , ben diyorumki said nursininde keşfi açık bir zattı..

4- Said Nursi de öyle dersen, sana yazmistim ama burda bütün kardeslerimle paylasmak isterim, söyle ki:

"Beyazid-i Bistami Hazretlerine k.s. falanca yerde mübarek bir zat var dediler. Efendi Hazretleri, talebelerini alip yola koyuldu, yolda bahsedilen zati kibleye karsi tükürürken gördüler ve geri döndüler. Bistami Hazretleri olayi talabelerine acikladi, eger büyük bir zat olsaydi edebi terke etmezdi. Bu bize yetisir."

Kibleye karsi tükürmek mekruhtur.

Peki sakal birakmamak, tahrimen mekruh! (ihtilaflar vardir)

Ya peki tamamen kazimak, haramdir!!!

Said Nursi sakal birakmiyarak derecesini göstermistir, Resulullah´i s.a.v. seven ve yolunda giden ona en cok uyan kimselerdir. Sakalla sarikla.

Bi örnek daha kavun yerken sünnet nedir diye bilmedigi icin kavun yemiyen zat var.

Imam-i Azam abdestte ayaklarini hilallemedigi icin (15 sene olmasi lazim) namazlarini kaza etti, bir edebi terk etti diye. Ve bunu terk ederken bilmiyordu.

...
evet sakal mevzusu itilaflıdır, said nurside bunun için savunmasında şunu söyler,
Bana itiraz edenler, gizli ayıplarımı bilmiyorlar. Yalnız zahiri bazı hatalarımı bahane edip ve yanlış olarak Risale-i Nur u benim malım zannedip Risale-i Nur’un nurlarına perde çekmek, intişarına rekabet etmek için derler: 'Said Cuma cemaatine gelmiyor, sakal bırakmıyor' gibi tenkitleri var.
.............
Sakal meselesi ise: Bu bir sünnettir, hocalara mahsus değil. Bu millette yüzde doksan sakalsız olanların içinde küçükten beri sakalsız bulundum. Bu yirmi senedir bana resmi hücumlarda bazı arkadaşlarımın sakallarını kestirmeleriyle, benim sakal bırakmadığım, bir hikmet, bir inayet-i İlahiye olduğunu ispat etti. Eğer sakal olsaydı, tıraş edilseydi, Risale-i Nur a büyük bir zarardı. Çünkü ölecektim, dayanamayacaktım.Bazı alimler 'Sakalı tıraş etmek caiz değildir' demişler. Muradları, sakalı bıraktıktan sonra tıraş etmek haramdır, demektir. Yoksa hiç bırakmayan, bir sünneti terk etmiş olur. Fakat bu zamanda, dehşetli pek çok günah-ı kebireden çekinmek için, bu terk-i sünnete mukabil, Risale-i Nur’un irşadıyla, yirmi sene haps-i münferit hükmünde işkenceli bir hayat geçirdik; inşaallah o sünnetin terkine bir kefarettir.
Cani incir cekti diye ömür boyu nefse muhalfet olsun diye yemiyenler var....
bu davranış malik bin dinar hz.lerinin edebi ve takvasındandır. said nursininde bir edebini söylim size, verilen hediyeyi kabul edemem diyor, çünkü insanlar o hediyeyi mübarek olduğumuzu düşünerek veriyor, şayet mübarek değilsek bu hediyeyi kabul edersek, bu hediye bize haramdır diyor, eğer mübareksek ve aldıysaksada bu alameti gurur dandr diye buyruyor...
şimdi bir zatın yaptığının diğer zatın yapmamasını eksiklik olarak düşünmemeliyiz hikmet meselsi, size izninizde iki zatın arasında geçen olayı anlatayım, bir gün bir insan bir miktar para elde ediyor ve bunu helal olmama endişesiyle bağışlamaya karar veriyor, bir zta götüryor ve diyorki bunu benden alın oda diyorki olamz falanca mekanda bir zat var ona götürün, tabi oda götürüyor o zat kabul ediyor şaşırıyor , ozata götürdük kabul etmedi siz kabul ettiniz hikmeti nedir diyor:
zatta cevap veriyor , o zat anka kuşudur dünyaya tema etmez bizlerse leşlerle beslenen kuş gibiyiz onun yanında diyor, tabi bunun üzerine diğer zatada sormaya gidiyor adamcağız soruyor , siz almadınız ama o zat benden malı almayı kabul etti bunun hikmeti nedir diyor;
bunun üzerine mübarek buyurur;
o zat öyle bir zattırki derya gibidir ne kadar pis su damlatsan kirlenmez. biz ise çok az bir su birikintisiyiz zerra pislik bizi kirletir.
Rabbim her zata değişik fıtrat ve vazife yüklemiş, günümüzdede bunun örnekleri yaşanmış ve bu zatlar hala yaşıyorlar ama anlatmam uygun olmaz , sadece hikmetini kesitiremiyebiliruz bazen,

Bunlar gercektir, kimse süphe etmesin ve herkesi kendi gibi sanmasin.

Velhasil insaf sahibi hicbir kimse Said Nursi yi gecmis büyüklerle kiyas etmez.

Said Nursi nin muasiri Iskilipli var kellesini verdi de taviz vermedi, Süleyman Hilmi Tunahan k.s. var, o da o zaman yasadi sakalliydi....
evet sünneti uygulamış zatlardandır Allah onlardan razı olsun, iskilipli atıf hocanın idamı ,lahi bir hediyetidir çünkü ona bu ediye verlirken savunmanı yazma gibi, aynı koğuş arkadaşı bir diğer mübareğede berati için reçete verilmiş o şehadet ona layık görülmüştür bunun hikmeti , Allah C.C. ve bildirdikleri bilir.

...
5- Seyfullah kardesim sunu diyorum, dinimizin degerli ve muteber kitaplari az cok bellidir. Ehli Sünnet te Ihya-i Ulumid-din, Mektubat-i Rabbani vs.

Tabi bazi kesimler zoraki Risale-i Nur lari da araya katmaya calisiyor, günes balcikla sivanmaz. ...
evet saydığınız eserler kıymetldir ve daha nice eserler mevcuttur islam alimleir boş durmamış gerek yazmış gerekse yazdrılımıştır, ve risal-i nurda bu eserler arasında olamsında hiçbir sakınca yoktur kıyaslamaay gitmiicek hangisi daha makbuldur gibi bir düşünceye girmem sadec şunu söyliyebilirm oda hikmetlerinde faidalanabilicek bir kitapçıktır.

Sorum su: Hangi degerli eserde Alimin biri kalkmista falanca ayeti, filanca sureyi kitabina reklam yapmaya kalkmis?

Yaahu resmen bu ayet buna isaret eder diyo, ciddi söylüyorum, bunu dedem de yapardi.

Selametle...
sevgili değer kardeşlerim her alim eserini yazdığında onun adına güzel bir söz sarfeder nice zattan eserleri hakkına güzel şey söylediği sabittir , her zat kendi içinde nice sözler söylemiştir ama ozatların bu muhabetlerini bizim gibi düşünmemezi lazım, onlar enaniyet duygusunu üstünde barındırmazlar bu sebeple eserlerine yahut kendileri hakkında söyledikleri sözler enaniyet değil hakikattir ve hikmete işarettir, mesnevi içinde bu eser yaradan tarafından yazdırıldı deniyordur. olabilir bunda sakınca yoktur.
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
seyfullah putkıran' Alıntı:
sevgi değer kardeşlerim burda da anlaşıldığı gibi ebced kullanmak sakıncalı değil sadece keşfi açık insanlardan dinlediğinde , ben diyorumki said nursininde keşfi açık bir zattı..


evet sakal mevzusu itilaflıdır, said nurside bunun için savunmasında şunu söyler,
Bana itiraz edenler, gizli ayıplarımı bilmiyorlar. Yalnız zahiri bazı hatalarımı bahane edip ve yanlış olarak Risale-i Nur u benim malım zannedip Risale-i Nur’un nurlarına perde çekmek, intişarına rekabet etmek için derler: 'Said Cuma cemaatine gelmiyor, sakal bırakmıyor' gibi tenkitleri var.

Bunlar gercektir, kimse süphe etmesin ve herkesi kendi gibi sanmasin.

Velhasil insaf sahibi hicbir kimse Said Nursi yi gecmis büyüklerle kiyas etmez.

Said Nursi nin muasiri Iskilipli var kellesini verdi de taviz vermedi, Süleyman Hilmi Tunahan k.s. var, o da o zaman yasadi sakalliydi.

5- Seyfullah kardesim sunu diyorum, dinimizin degerli ve muteber kitaplari az cok bellidir. Ehli Sünnet te Ihya-i Ulumid-din, Mektubat-i Rabbani vs.

Tabi bazi kesimler zoraki Risale-i Nur lari da araya katmaya calisiyor, günes balcikla sivanmaz.

Sorum su: Hangi degerli eserde Alimin biri kalkmista falanca ayeti, filanca sureyi kitabina reklam yapmaya kalkmis?

Yaahu resmen bu ayet buna isaret eder diyo, ciddi söylüyorum, bunu dedem de yapardi.

Selametle...
[/QUOTE]

Seyfullah kardesim demekki sen diyorsun:

Said Nursi kesfi acik bir zaatti diye öyle mi?

Sen Efendi Hazretlerine degil kendi aklina baglisin.



Said Nursi verdigi cevapta kimleri kasd ediyor, onu sakalsiz ve cumasiz gördükleri icin tenkid edenleri mi?

Buna hem suclu hem güclü denir. Özrü kabahatinden büyük.

Alim mi olmak lazim müslümanlari sui zanna düsürecek haraketten kacinmak gerektigini bilmek icin.

Peygamber Efendimiz sav hanimiyla konusurken bir sahabe gördü ve ona buyurdu ki bu benim hanimimdir. Sahabe sasirdi tabi. Sen bundan ne anliyorsun?

Peygamberden kim süphe eder? Öyle oldugu halde, kalbine birsey gelmesin diye acikliyor ve sui zanna mahal vermiyor.

Said Nursi sui zanna sebebiyet veriyor, bi de onu kinayanlari kiniyor.

Insaf, benim Said Nursi yle ne gibi bir meselem olabilir, tek meselem yanlislari var ve ona uyanlar da bu yanlislari ilerlettiler.

Istisnalar vardir diye ümid ediyoruz, yanlis yolda olanlari da kardes biliyoruz.

Ama susup dilsiz seytan olmaya niyetim yok.

Lakin sen beni anlamak istemiyorsun, olsun nasib. Biz yine de devam ederiz, nasib.

Selmaetle...
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
_313_' Alıntı:
Seyfullah kardesim demekki sen diyorsun:

Said Nursi kesfi acik bir zaatti diye öyle mi?

Sen Efendi Hazretlerine degil kendi aklina baglisin.
...
bende sizn gibi efendi hazretlerine bağlıyım. ve o nederse kabulyumüzdür.bu konu hakkına efedni hazretlerinin söyledikleirni hala araştırıyorum ve bunu yaparkende ehli sünnet alimleirnin söyledikleirni araştırıyorum net sonucunu en yakın zamanda söylicem.


...
Said Nursi verdigi cevapta kimleri kasd ediyor, onu sakalsiz ve cumasiz gördükleri icin tenkid edenleri mi?

Buna hem suclu hem güclü denir. Özrü kabahatinden büyük.

Alim mi olmak lazim müslümanlari sui zanna düsürecek haraketten kacinmak gerektigini bilmek icin.
...
bilirsinizki ahmede bedevi hazretleri de yüzünü kapatıp dolaşmıştır ömrünün sonuna kadar, ve bilirsinizki alın secedeye değmelidir, ama ahmed bedevi hazretleri aktabı erbadan sayılan nadir zatlardandırki aynı zamanda keşfe açık bir zattır. ve o dönemde hakkında neler neler söylenmiştir yüzü kapalı olduğu için, ve nice suizanda bulunmuşlardır ama mübarek yüzünü açmamıştır,ve bulunduğu yerende pek ayrılmadığı gözlenen, ve çokça konuşmayan bir zat olduğu sabit, ama tayyi mekanla namaz kılan, nazar eğitimiyle talebelerini eğiten zat , döenem alimlerinin insanlar bu konuda suizanda buyuruyor sözüne karşın ya açarsada daha büyük bir fitne doğarsa nasıl olur diye cevp verir? buda keşfinin açıklığından olmalıdır, o zatlar şunu düşünür halk suizanda etmeleri bri yere kadardır onlar için maksat rıza-ı ilahidir, yani insanlar suizan etmesin diye yüzünü hiç açmamıştır. çünkü emir gelmesi gereken bir yerden gelmiştir.ve o dönemin alimleride bu konuyu tenkit dahi etmişlerdir, çünkü yüzünüzü tamamen kapamak caiz mi sizce?

...
Peygamber Efendimiz sav hanimiyla konusurken bir sahabe gördü ve ona buyurdu ki bu benim hanimimdir. Sahabe sasirdi tabi. Sen bundan ne anliyorsun?

Peygamberden kim süphe eder? Öyle oldugu halde, kalbine birsey gelmesin diye acikliyor ve sui zanna mahal vermiyor....
sahabe efendilerimiz her konuda soru sorarlardı ama maksatları öğrenmek içindi çünkü herşey sıfırdandı, hatta öyle boyuta gelmiştiki bu sorular
Allah Rasulü (sallallâhu aleyhi ve sellem): “...Sizden önceki ümmetler, kesret-i sualle (gereksiz yere çok soru sormakla) helak oldular.” buyurarak doğru yerde, doğru zamanda ve doğru soruların sorulmasının önemini ifade etmiş oluyordu.yani bu konuda uyarı verilmişti..


Said Nursi sui zanna sebebiyet veriyor, bi de onu kinayanlari kiniyor....
işte sorun bu efendimize öğrenemk için soran sahabeler bile efendimizin biraz evvelki hadisi sunmulştur. ama said nursiye bu yapılmamış bu öğrenmek dğeil tenkit boyutuna gelmiştir ama karşılığında tenkit almamıştır sadece ahmed bedevi hazretleri gibi halinin hikmetini açıklamıştır said nurside bunu yapmıştır. insnlar sadece bu hatalarımı görüyor daha nice khatalr var ama bunun hikmeti var diyor.

Insaf, benim Said Nursi yle ne gibi bir meselem olabilir, tek meselem yanlislari var ve ona uyanlar da bu yanlislari ilerlettiler.

Istisnalar vardir diye ümid ediyoruz, yanlis yolda olanlari da kardes biliyoruz.

Ama susup dilsiz seytan olmaya niyetim yok.

Lakin sen beni anlamak istemiyorsun, olsun nasib. Biz yine de devam ederiz, nasib.

Selmaetle...

Allah razı olsun haksızlığa susan dilsiz şeytandır , ve efendimiz haksızlığıa susmak sadece kalben buğuz imanın en zayıfındandır diye buyuruyor, sizinkisi şuşekilde olur inşallah deva vakasında işe nefsini katmamış her iki taraftaki sahabelerin savaşta hepsinin şehit olması gibi sizde inşallah bu davada şehitler zümresinde yazılanlardna olursunuz. said nursiyle bir mesleniz olmıcağını ümit ediyorum zaten, ama benim sadece benim uyarımın sebebide bende hak bildiğimi anlatıyorum benimde nefis değil çaban, said nursiyi sevemem tamam kalbendir, ve yaptıklaırnda hikmetini aramam rıza-i ilahi ve muhiddini arabiye söyledikleirnin hikmetini anlamayıp kafir diyen inanalrın durumuna düşmemek içindir.sanırım nedekem istediğimi şimdi daha iyi anlatmış oldum, yoksa siz ile biz aynı kapanın hizmetkarıyız bu sebeple sizi anlıyorum ama bende hak bildiğimi anlatmaya çalışıyorum sizlerde beni anlıyosunzudur inşallah.


saygılarımla...
 
S

seha

Guest
_313_ Kardeşimizi şöyle demiş:Peki sakal birakmamak, tahrimen mekruh! (ihtilaflar vardir)
Ya peki tamamen kazimak, haramdir!!!
Said Nursi sakal birakmiyarak derecesini göstermistir, Resulullah´i s.a.v. seven ve yolunda giden ona en cok uyan kimselerdir. Sakalla sarikla.
Bi örnek daha kavun yerken sünnet nedir diye bilmedigi icin kavun yemiyen zat var.
Imam-i Azam abdestte ayaklarini hilallemedigi icin (15 sene olmasi lazim) namazlarini kaza etti, bir edebi terk etti diye. Ve bunu terk ederken bilmiyordu.


İmam-ı Rabbani Hazretleri 313.mektubta şöyle demiş.(Şu Tevafuğa bakın ki kardeşimizin nicki ile aynı rakam):
"Az zarar ihtimali olsa dahi, çokça menfaat terkedilir.Ulemanın dahi kail(inanmış) olduğu mana bu anlatılana yakındır. ...Bu sözün hakikati şudur:Bu sünnet, o asra bağlı bir şey gibidir. İnceliği ve gizli manası icabı bir cemaat,onu,o asra göre bilmediklerinden,uyma yolu ile onu yapma yoluna gittiler.Bir başka cemaat ise ...onu o vakte bağlı bulduklarından,ona uymayı bıraktılar.".
Görüldüğü gibi Sünnet zamanın fayda ve zararına göre terkedilebilen bir unsurdur.Yani inkar yok ama; zarar tehlikesi var.Hatta demiş;"sünnete zarar gelmesi olmayacak bir şey değildir."
Bu izahtan yola çıkarak şöyle diyebiliriz;Sakal bırakmak sünnettir.Uzattıktan sonra kesmemek farzdır.Yani Said Nursi Sakal bıraksa Hapiste kesilmesi ve harama girme tehlikesi var.İmam-ı Rabbani'nin içtihadını kriter alırsak; Sakalı terketmek mecburiyet karşısında caiz olabilir. Çünkü farzı terketme tehlikesi var.
Zira; Sünnet terkedilebilirliği yüzünden sünnettir. Terkedilemez olmadığını bazı Hadislerdende anlarız. “Ümmetime ağır gelmese misvakı farz kılardım”. Burda sadece misvakın ne kadar önemli olduğunun anlatıldığını söyleyen ve zanneden cahildir.Şöyle ki; bir emir ağır geldiği için terkedilebilir ve bütün zamanların sahibi ve kuşatan Rabbim 100 yıl sonra 500 yıl sonra 1400 sonra zamanın koşullarına göre bize ağır gelecek emirleri bildiğinden farz veya vacip kılmamış yada bize ağır gelecek mekruhları bildiğinden mekruh demiş haram dememiş. Birde Peygamberimiz arasıra işrak namazını terkedermiş ki farz veya vacip sanılmasın.
Şimdi diyelim ki;tek başınıza abdest alıyorsunuz.İyi niyetli ,biraz düşüncesiz bir kişi Selam verip içeri girdi .Abdest alırken konuşmak mekruhtur ,derler. Oysa Selamı geri çevirmek haramdır. Ne yaparsınız?
Allah bütün Müslümanları Sünnet Dairesinde amel etmeyi nasip etsin ve Sünnet Dairesinin ne demek olduğunu anlayanlardan kılsın

Güzel Kardeşim bir iddiayı tasvir edip delilsiz ortada bırakmak zihnimizi doyurmuyor.
Birde şöyle demişsin kardeşim; ": Said Nursi den baska hic bir alim duymadim ki, ayetlerin kendi kitabina isaret ettigini söylesin..."
Hem demişsin;"Ben risale-i nurlari okudum..."
O zaman söylermesin kardeşim Said Nursi hangi kitabında hangi yerde kendisine işaret edildiğini yazıyor. Hem madem Risaleleri okumuşsun bize yanlış gördüğün bir yer söylermisin.
Hem demişsin;"Iman kurtarma davasinda iken bi bakmissin allame olmuslar, nasib!".
Ben Risaleleri 1,5 senedir aksatmadan okuyorum. İlmi her konuda mübarezeye varım. İstersen kuantum fiziğine üstadın bakışını inceliyelim yada holografik dünyayı tartışalım. Marifetullah'ta olabilir. Haşir,kader vs vs.Ne istersen.
Kızmaman dileğiyle!
vesselam
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
seha' Alıntı:
_313_ Kardeşimizi şöyle demiş:Peki sakal birakmamak, tahrimen mekruh! (ihtilaflar vardir)
Ya peki tamamen kazimak, haramdir!!!
Said Nursi sakal birakmiyarak derecesini göstermistir, Resulullah´i s.a.v. seven ve yolunda giden ona en cok uyan kimselerdir. Sakalla sarikla.
Bi örnek daha kavun yerken sünnet nedir diye bilmedigi icin kavun yemiyen zat var.
Imam-i Azam abdestte ayaklarini hilallemedigi icin (15 sene olmasi lazim) namazlarini kaza etti, bir edebi terk etti diye. Ve bunu terk ederken bilmiyordu.


İmam-ı Rabbani Hazretleri 313.mektubta şöyle demiş.(Şu Tevafuğa bakın ki kardeşimizin nicki ile aynı rakam):
"Az zarar ihtimali olsa dahi, çokça menfaat terkedilir.Ulemanın dahi kail(inanmış) olduğu mana bu anlatılana yakındır. ...Bu sözün hakikati şudur:Bu sünnet, o asra bağlı bir şey gibidir. İnceliği ve gizli manası icabı bir cemaat,onu,o asra göre bilmediklerinden,uyma yolu ile onu yapma yoluna gittiler.Bir başka cemaat ise ...onu o vakte bağlı bulduklarından,ona uymayı bıraktılar.".
Görüldüğü gibi Sünnet zamanın fayda ve zararına göre terkedilebilen bir unsurdur.Yani inkar yok ama; zarar tehlikesi var.Hatta demiş;"sünnete zarar gelmesi olmayacak bir şey değildir."

1- Sakal zamana göre bir sünnet mi oluyor?

Sakal birakmak icin bazi deliller:

Allah (c.c)'ın: "Peygambere itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur" (en-Nisa, 4/80) âyet mealinde buyurduklarından hareket ederek, Rasulullah (s.a.s)'a itaatin her şeyden önce farz hükmünü taşıdığını göz önüne alırsak, onun sünnetine sarılmanın önem ve ciddiyeti kendiliğinden ortaya çıkar.

"Kim bir kavme benzerse, onlardandır" (Ebu Davud, Libas, 4)

Hz. Aişe (r.anha)'den rivayet edilen bir hadislerinde "On şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek; sakalı salıvermek; misvak ile ağzı, dişleri temizlemek; su ile burnu temizlemek; tırnakları kesmek; kirlerin barınabileceği yerleri yıkamak; koltuk altındaki kılları gidermek, kasıkları tıraş etmek; necaset yolunu su ile pak eylemektir" (Müslim, Tahare, 56; Ebu Davud Tahare, 29; Nesâî, Zine, I) buyurmuşlardır. Diğer hadislerinde ise, "Bıyıkları Çok kısaltın, sakalları ise bırakın"; "Müşriklere muhalefet edin; bıyıkları kısaltın, sakalları çoğaltın"; "Bıyıkları kesin, sakalları bırakın. Böylece Mecusîlere benzemeyin " (Buharî, Libas, 64; Müslim, Tahare, 54) buyurmuşlar.

Dürrül-Muhtar'da sakalın bir tutam boyunda olmasının sünnet olduğu ifade edilmektedir. Aynı şekilde, ekseriyetin görüşüne göre bir tutamdan fazlasını kesmek de sünnettir.

Sakal bırakmak ve buna bağlı olarak sakalı traş etmek konusunda âlimler değişik kanaatlere varmışlardır. Bu alimlerin bir kısmına göre sakal bırakmak farz, kesmek haram; bazılarına göre sakal bırakmak sünnet, kesmek mekruhtur, kimisine göre de müstehaptır. Bunların görüş ve delillerine gelince: Sakal bırakmak farz, traş etmek ise haramdır şeklinde olan birinci görüş, alimlerin cumhuruna aittir. Delilleri ana hatlarıyla şöyledir:

a) Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde sakal bırakmayı emretmiştir. Emirler mendup veya mübah olduğunu ifade ettiğine dair bir delil bulunmadıkça vucub için olurlar. "Sakalları bırakın " emri de sakal bırakmanın farz olmasını gerektirir.

b) Aynı şekilde, Hz. Peygamber (s.a.s) müşrik veya mecusilere benzememeyi emretmiştir. Sakalı traş etmek onlara benzemektir. Bu da haramdır.

c) Sakal traşı, Nisa süresinin 119. ayetinde sözü edilen Allah'ın yarattığı şeyi değiştirmek demektir. Şeytana uyularak yapılân bu hareket de yasaktır. d) Sakal, erkekleri kadınlardan ayıran bir özelliktir. Sakalını traş eden erkekler kadınlara benzemektedirler. Erkeklerin kadınlara benzemesi de dinen yasaklanmıştır.

Sakal bırakmak sünnet, traş etmekse mekruhtur görüşünde olanlar Şafiî mezhebinden İmam Nevevi, Râzi, Gazzalî, Şeyh Zekeriyya el-Ensari, İbn-i Hacer, Remli, Hatib, Şirbini gibi zatlardır. Bu görüşü savunanlar şöyle demişlerdir.

a) Hadis-i şerifteki emir, sakal bırakmanın farz olmasını gerektirmez. Zira aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.s), Yahudi ve Hıristiyanlara benzememek için saçların boyanmasını emretmiş, fakat Sahabeden bazı kimseler saçlarını boyamamışlardır. Bu olay bu gibi emirlerin vücub için olmadığını gösterir.

b) Müşriklere din ve imanla ilgili konularda benzemek haramdır. Örf ve âdetlerle ilgili hususlarda ise haram değildir. Zira Rasûlüllah (s.a.s)'de rahiplerinkine benzer bir takunya giymiştir. Şayet bu gibi hususlarda benzemek kesin olarak yasak olsaydı, Hz. Peygamber bunu yapmazdı.

c) Örf ve âdetlerde bile olsa konu sadece müşriklere benzeme noktasından ele alındığı zaman aksine sakal bırakmanın haram olması gerektiği hükmüne varılır. Zira bugün birçok rahip ve gayr-i müslimler de sakal bırakmaktadırlar.

d) Peygamberlerin sünnetlerinden sayılan on şey alimlerin çoğunluğu tarafından sünnet veya müstehap olarak değerlendirilmektedir. Sakal da bunlardan biri olduğuna göre bu da öyle değerlendirilmelidir. Çünkü bunların hepsi temizlik ve iyi görünüşlü olmak gibi güzel âdetlerdir. Rasûlüllah (s.a.s) ümmetine en güzel âdetleri tavsiye etmiştir.

Sakal bırakmak müstehap, (sünnet-i zevaid) traş etmek ise mübahtır görüşünü savunanlar şöyle derler: Sakal bırakmak, yemek, içmek, oturmak, giyinmek gibi Hz. Peygamber'in insan olduğu için tabii olarak yapmış olduğu âdetleridir. Bu itibarla sakal bırakmak ibadetle ilgili sünnet değil, Hz. Peygamber (s.a.s)'in gelenek kasdiyle yapmış olduğu sünnetidir. Buna sünnet-i zevdid de denir. Mahmud Şeltut ve Muhammed Ebu Zehra gibi zamanımızın bazı âlimlerinin görüşü bu şekildedir. Buna göre sakal bırakmak faziletli olmakla birlikte, sakal traşı mübahtır. Sakal bırakılmadığı veya traş edildiği takdirde aleyhte bir hüküm terettüp etmez. İçinde bulunulan çevreye göre hareket etmek yerinde olur.

Sakalın adeta bir parçası olan bıyığa gelince; Hz. Peygamber (s.a.s)'den üst dudağının kenarları görünecek şekilde bıyığı kısaltmak veya tamamen kesmek şeklinde rivayetler vardır. Asıl alınan görüşe göre bıyığı kısaltmak da tamamen traş etmek de sünnettir: Mükellef dilediği şekilde hareket etmekte serbesttir.

Ancak bıyıkların yan taraflarından alıp ortada az birşey bırakmak caiz görülmemiştir. Şir'a şerhinde Hz. Ömer'in bıyıklarının iki ucunu uzattığından söz edilerek bunun bir sakıncası olmadığı açıklanmıştır.

Peki böyle önemli bir sünneti terk etmek icin bir vehim delil sayilabilir mi?

Yani biraksam keserler, harama düserim gibi bir mazeret?

Haasa biri sakalini zorla kesse bundan ALLAH kulunu mesul tutar mi?

INSAALLAH sirayla cevapliyorum devami var...
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
seha' Alıntı:
Bu izahtan yola çıkarak şöyle diyebiliriz;Sakal bırakmak sünnettir.Uzattıktan sonra kesmemek farzdır.Yani Said Nursi Sakal bıraksa Hapiste kesilmesi ve harama girme tehlikesi var.İmam-ı Rabbani'nin içtihadını kriter alırsak; Sakalı terketmek mecburiyet karşısında caiz olabilir. Çünkü farzı terketme tehlikesi var.

2- Daha önce dedigim gibi hapiste sakalini zorla kesseler, mesuliyeti Said Nursi ye mi olurdu? Öyleyse delil getir...

Örnek: Süleyman Hilmi Tunahan k.s. sakalliydi, müberek te mücadele etti ve cile cekti ve defalarca tutuklandi.

Iskilipli Atif Hoca da malum sakalli idi ve idam edildi, ama sakalli oldugu ici idam edilmedi, sakali da kesilmedi.

Bütün bunlar gösterir ki Said Nursi sakalimi kestirirlerdi diyerek ALLAHÜ TEALA ya tevekkül yerine vehme düsmüstür. Ve hangi delile dayanarak sakali kesilse sorumlu olacakmis?


Devam ediyorum INSAALLAH...
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
seha' Alıntı:
Zira; Sünnet terkedilebilirliği yüzünden sünnettir. Terkedilemez olmadığını bazı Hadislerdende anlarız. “Ümmetime ağır gelmese misvakı farz kılardım”. Burda sadece misvakın ne kadar önemli olduğunun anlatıldığını söyleyen ve zanneden cahildir.Şöyle ki; bir emir ağır geldiği için terkedilebilir ve bütün zamanların sahibi ve kuşatan Rabbim 100 yıl sonra 500 yıl sonra 1400 sonra zamanın koşullarına göre bize ağır gelecek emirleri bildiğinden farz veya vacip kılmamış yada bize ağır gelecek mekruhları bildiğinden mekruh demiş haram dememiş. Birde Peygamberimiz arasıra işrak namazını terkedermiş ki farz veya vacip sanılmasın.
Şimdi diyelim ki;tek başınıza abdest alıyorsunuz.İyi niyetli ,biraz düşüncesiz bir kişi Selam verip içeri girdi .Abdest alırken konuşmak mekruhtur ,derler. Oysa Selamı geri çevirmek haramdır. Ne yaparsınız?

3- "Sünnet terkedilebilirliği yüzünden sünnettir." bu sözün bir alime ait olmadigi acik hangi köse yazarinda aldin bilemiyorum ama el cevab:

Farzlar da zaruret karsisinda terk edilebilir, haramlarda yerine göre helal olabilir.

Zaruret? Misal: ölüm tehlikesi


"Birde Peygamberimiz arasıra işrak namazını terkedermiş ki farz veya vacip sanılmasın." evet ama bunun sakalla bir alakasi yok.


"Şimdi diyelim ki;tek başınıza abdest alıyorsunuz.İyi niyetli ,biraz düşüncesiz bir kişi Selam verip içeri girdi .Abdest alırken konuşmak mekruhtur ,derler. Oysa Selamı geri çevirmek haramdır. Ne yaparsınız?"

El cevap: Selama icabet edilmez!!! Selam veren iyi niyetliymis, yok ya bu ne böyle? Git islam ahlakini ögrende gel derler adama. Bilmiyor ve ögrenmek istiyorsa, ögrenme yolunda oldugu sütrece mesul degildir.

Biraz sabir kardesim...
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
seha' Alıntı:
Güzel Kardeşim bir iddiayı tasvir edip delilsiz ortada bırakmak zihnimizi doyurmuyor.
Birde şöyle demişsin kardeşim; ": Said Nursi den baska hic bir alim duymadim ki, ayetlerin kendi kitabina isaret ettigini söylesin..."
Hem demişsin;"Ben risale-i nurlari okudum..."
O zaman söylermesin kardeşim Said Nursi hangi kitabında hangi yerde kendisine işaret edildiğini yazıyor. Hem madem Risaleleri okumuşsun bize yanlış gördüğün bir yer söylermisin.

4- “Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar.. Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayı diliyor.” (Tevbe, 9: 32) ayetinde “nur” kelimesinden kastedilen, Hz. Peygamber (s)’in nübüvvetinin doğruluğuna dair deliller (Râzî, 1997: VI, 32) ve Allah’ın dini (Taberî, 1995: VI/2, 149) iken, Said Nursi, Risale-i Nur olduğunu söylemektedir. Ona göre bu ayet açıkça Risale-i Nur’un o nur-u İlâhînin bir lem'ası olacağı ve düşmanları tarafından gelen şüphe karanlıklarını dağıtacağını işarî anlamıyla müjdeler (Birinci Şua - s.844).

“Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırt edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir.” (Bakara, 2: 256) Risale-i Nur’da bu ayetin cifr ve ebced hesabıyla hem laikliğe hem de Risale-i Nur’un gelişine işaret ettiği ifade edilir (On Birinci Şua - s.984).“…sağlam bir kulpa yapışmıştır.” ifadesinin de Risale-i Nur’a işaret ettiği ileri sürülür (Birinci Şua - s.837).

“O gün insanlardan şakîler ve saidler vardır." (Hud, 11: 105). Ayette şakîler günahları nedeniyle ateşi (Zemahşerî, 1995: II, 413), saidler de mükafatı hak eden kimseleri (Râzî, 1997: VI, 399) kastedilirken, Said Nursi yaptığı cifr hesabıyla bu ayetin de kendisine ve Risale-i Nur’un yönüne işaret ettiğini söyler (Birinci Şua - s.834).

“De ki: Rabbim, beni doğru yola iletti.” (Enam, 6: 161) ayeti de Risale-i Nur’un hazırlanma tarihine işaret eder. Ayetin cifrî hesabı da Said Nursi’nin geçirdiği fikri değişim tarihi olan 1316’ya işaret eder (Birinci Şua - s.837).

"Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik. O size âyetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor. Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor." (Bakara, 2: 151) âyeti, Bakara, 2: 129, 269 ayetlerinin küllî ve genel anlamlarına Risale-i Nur da kastî olarak dahildir (Birinci Şua - s.837).

Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti (Fatihayı) ve yüce Kur'ân'ı verdik." (Hicr, 15: 87) ayetinde muhatap Hz. Peygamber (s)’dir. Ve ona Fatiha suresi ya da diğer uzun surelerden (Zemahşerî, 1995: II, 564) içinde mesellerin, haberlerin ve ibret verici olayların olduğu 7 uzun surenin kastedildiği ifade edilmektedir (Taberî, 1995: VII/2, 68) Said Nursi bu görüşlerden ilkini benimsemesinin yanında ayetin cifr hesabıyla Risale-i Nur’a da işaret ettiği kanaatindedir (Birinci Şua - s.834).

Allah emirleriyle, dilemesiyle (Zemahşerî, 1995: II, 350) vaadiyle (Râzî, 1997: VI, 288) hakkı takviye eder: “Allah, hakkın hak ve gerçek olduğunu kelimeleriyle ispat eder, günahkârların hoşuna gitmese de.” (Yunus, 10: 82) Said Nursi’ye göre ise bu ayetin külli anlamı bu zamanda Risaletü'n-Nur’dur. Ayrıca ilahî lafızdaki harfler yaklaşık olarak 998 sayısına o da Risaletü'n-Nur'un 998 rakamına denk düştüğü için âyet Risale-i Nur’a işaret eder. Ayette geçen kelimât (kelimeler) da Risale-i Nur’un bölümlerinden Sözler’e işaret eder (Birinci Şua - s.836).

"Şüphesiz Allah'a tâbi olan topluluk gerçek galiplerin tâ kendisidir." (Maide, 5: 56) Risale-i Nur’da bu âyetin cifr hesabıyla 1350 sayısına denk geldiği ve bu tarihin de Risale-i Nur’un öğrencilerinin görüntüdeki yenilgilerine ancak manevî anlamdaki galibiyetlerine ve kendilerine kurulan tuzakların boşa çıkmasına dair Rumi 1350-51 ve 52 tarihlerine tam olarak denk geldiğine işaret edilir (Birinci Şua - s.839).

Az daha sabir...
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
seha' Alıntı:
Hem demişsin;"Iman kurtarma davasinda iken bi bakmissin allame olmuslar, nasib!".
Ben Risaleleri 1,5 senedir aksatmadan okuyorum. İlmi her konuda mübarezeye varım. İstersen kuantum fiziğine üstadın bakışını inceliyelim yada holografik dünyayı tartışalım. Marifetullah'ta olabilir. Haşir,kader vs vs.Ne istersen.
Kızmaman dileğiyle!
vesselam

5- Peki allame sana üc soru, madem ki hikmet sahibisiniz buyrun, pek zor degil:

a. ALLAHÜ TEALA nin mekandan münezzeh olduguna dair Kur´an dan delil getirir misin?

b. Sehitlerin ölüm acisini hissetmeyeceklerine Kur´an dan delil geirir misin?

c. Hz. Muhammed´in s.a.v. diger peygamberlerden üstün olduguna delil getirir misin (Kur´an dan)?

Selametle...
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
_313_' Alıntı:
5- Peki allame sana üc soru, madem ki hikmet sahibisiniz buyrun, pek zor degil:

a. ALLAHÜ TEALA nin mekandan münezzeh olduguna dair Kur´an dan delil getirir misin?

b. Sehitlerin ölüm acisini hissetmeyeceklerine Kur´an dan delil geirir misin?

c. Hz. Muhammed´in s.a.v. diger peygamberlerden üstün olduguna delil getirir misin (Kur´an dan)?

Selametle...

Bir dakika bu nasıl sorular böyle..Sayın 313 siz elinize risale-i nur külliyatını alıp okudunuz mu hiç te böyle tepki gösteriyorsunuz...Bence bu tepkinizi inançsız insanlara saklayın yani sanki risale-i nur insanlara Allah'a küfretmeyi öğretiyormuş gibi bir tavır takınmışsınız...Bence Bediüzzaman hzleri hiç yılmadan dine hizmet etmiş ve hayatını buna adamış saygıdeğer bir şahsiyet onlar alim insanlar...Kur'anı kerimin,peygamberimizn yolundan giden bir alim...Daha çok küçük yaşta bir iki sayfayı bir okumada ezberleyen bir insan lütfen!!! önce araştıralım...
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Aysegul' Alıntı:
Bir dakika bu nasıl sorular böyle..Sayın 313 siz elinize risale-i nur külliyatını alıp okudunuz mu hiç te böyle tepki gösteriyorsunuz...Bence bu tepkinizi inançsız insanlara saklayın yani sanki risale-i nur insanlara Allah'a küfretmeyi öğretiyormuş gibi bir tavır takınmışsınız...Bence Bediüzzaman hzleri hiç yılmadan dine hizmet etmiş ve hayatını buna adamış saygıdeğer bir şahsiyet onlar alim insanlar...Kur'anı kerimin,peygamberimizn yolundan giden bir alim...Daha çok küçük yaşta bir iki sayfayı bir okumada ezberleyen bir insan lütfen!!! önce araştıralım...


Biraz yavas ol, söyledigimden fazlasini ilave edip iftira etme!

Kimseye inancsiz falan dedigimiz yok, "seha" kardesimle bilgi alis verisi yapiyoruz!

Sordum sorular seni neden rahatsiz etti? Insan bilmediginin düsmanidir, düsmanlik etmede ögren, hakkinda daha hayirli olur.

Hem seni biseye zorlayan mi var, git kimin pesine istersen!

Selametle...
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
_313_' Alıntı:
Biraz yavas ol, söyledigimden fazlasini ilave edip iftira etme!

Kimseye inancsiz falan dedigimiz yok, "seha" kardesimle bilgi alis verisi yapiyoruz!

Sordum sorular seni neden rahatsiz etti? Insan bilmediginin düsmanidir, düsmanlik etmede ögren, hakkinda daha hayirli olur.

Hem seni biseye zorlayan mi var, git kimin pesine istersen!

Selametle...

Ya ben sana inançsız dedin demedimki...İnançsızlara tepki gösterir gibi tepki göstermişsiniz dedim...Bence önce söylediklerimi bir tart..."Seha" kardeşinizle alışverişinizi yapın benim bir problemim yok...Ama evliyaların yanlış eleştirildiğini görürsemde tepkimi kesinlikle koyarım onuda söyliyeyim...Fethullahları ve taraflarını tutmam...Ama bediüzzaman hzlerinide kesinlikle korurum en az diğer alimler kadar...Yanlış eleştirlmesine göz yummam...Bilmem anlatabildimmi...
Düşmanlık etmede öğren demişsin benim evde kaynaklarım mevcut merak etme:cool:
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Aysegul' Alıntı:
Ya ben sana inançsız dedin demedimki...İnançsızlara tepki gösterir gibi tepki göstermişsiniz dedim...Bence önce söylediklerimi bir tart..."Seha" kardeşinizle alışverişinizi yapın benim bir problemim yok...Ama evliyaların yanlış eleştirildiğini görürsemde tepkimi kesinlikle koyarım onuda söyliyeyim...Fethullahları ve taraflarını tutmam...Ama bediüzzaman hzlerinide kesinlikle korurum en az diğer alimler kadar...Yanlış eleştirlmesine göz yummam...Bilmem anlatabildimmi...
Düşmanlık etmede öğren demişsin benim evde kaynaklarım mevcut merak etme:cool:

Mademkki savunma sevdasindasin, o zama sunu diyim. Saldiran mi var?

Bosuna parazit yapma biz güzellikle konusuyoruz, tatmin edici cevaplar alirsak,

fikrimizi degistiririz. Senin böyle bos konusman hicbir fayda saglamaz, evde kaynaklarina bak edeb ögren!

Selametle...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt