Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslüman kardeşlerimin dikkatine!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Maşallah işte biz inanan ınsanlara bu yakısır bizlerin inançtan ziyade asıl problemimiz dinlemedn birbirimizi bildiğimizi savunmak kendimizi formatlamadan eski bilgilerlen doğruyu bulmak zor oluyor.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Cümleten selamın aleyküm !

Euzubillahimeşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim.

"Celalim hakkı için, biliyoruz ki onların tefevvüatına (münasebetsiz sözlerine) senin cidden göğsün daralıyor. O halde Rabbine hamd ile tesbih et ve secdakarlardan ol ve Rabbine kulluk yap, ta sana o yakin (ölüm) gelene kadar !" ( Hicr: 97 - 99 ) Saddakallahulazim.

Güzel bir ayet. Zaman zaman karşıma çıkar, özellikle de göğsümün cidden daraldığı zamanlarda. Bu günlerde çok ihtiyaç duydum ve okudum. Sizlere de okuyayım istedim. İstedim ki; yaklaşık 1 haftadır, forumun açılmış olmasına sevinirken, aynı zamanda; defalarca cevabını bu arkadaşınızdan ve Bekir kardeşinizden almış olmasına rağmen, ısrarla yanlışında direnen insanı, önyargısız ve müdahale etmeksizin son an'a kadar bir anlamaya çalışayım istedim. Hoş görün ! dayanamadım. Dayanamam da !...

Evet bütün açılan konuları ve yorum yapan arkadaşlarımı okudum. Gördüm ki; bir mutezile sapkını, bir muvahhid ehli sünnet taraftarı kardeşimiz ve bir de arada kalmış bayan kardeşimiz dışında hengameye müdahil olan yok. Eeee ! kambersiz düğün olur mu ? Olmaz elbette. Bendeniz kamber de davet edilmeye ihtiyaç duymadan konuya göğsüm de daralmış bir pozisyonda müdahil olarak girdim.

Sıradan başlayalım ki; haksızlık etmemiş olalım. Konuyu açan sumisali bayan kardeşimizden başlayalım: Madem kafanız karıştı, gönlünüz bulandı; safra çıkarın ! safra çıkarmak bir başka zaman ne kadar kötü olsa da, bu gibi durumlarda kurtuluştur. Kuran ile hadis ile sabittir. Nasıl çıkaracam derseniz, Kuran kaynaklı gitmeyi istediğiniz için Kur'an'a bakın derim. Çünkü orada var. Bulamazsanız, bu sefer size hadis sunmak isterdim ama rivayet hadisleri son olarak kabul etmediğinizi okudum, o halde yolunu da siz bulun. Size aklınızı kiraya vermeyin diyen arkadaşınıza madem ki uydunuz, beyninizi bu sefer O'na kiraya verdiyseniz, çözümü de size belki O arkadaşınız sunabilir. Her şeye maydonoz eşsiz ilmi ile hem sizi, hem de imanınızı kurtarır. Ha ne dersiniz ? Sumisali kardeşim, boyunuzu aşan çok önemli ve ciddi bir tesbitte bulunmuşsunuz, içim acıdı, çok üzüldüm. Siz bu noktaya düşecek bir insan olmamalısınız ! Hatta; olmazsınız ! Kur'an eldiveni ile hadis eldivenini ringde teşbih ile dahi olsa karşı karşıya getirmeniz demek; (HAŞA VE KELLA) Allah'u Azimüşşan ile Resulu Ekrem (s.a.v.) efendimizi karşı karşıya getirmiş gibi olursunuz ki; çok geç olmadan istiğfar ederek aklınızı başınıza toplayın. İmanın şakası yoktur. Hele ki Allah Resulu'ne (s.a.v.) düşmanlığın hiç ama hiç şaka kaldırır yönü yoktur. Son nefes hulqum noktasına gelmeden, ona buna havlu atacağınıza; siz sıratı müstakıym yoluna dönün. Dönün ki; bu noktada 10 dakika sonrası bile tul-i emeldir.

Gelelim sinan kardeşime; bildiğini yazdın, bilmediğinden Allah'a (Celle celauhu) sığındın. Ne terbiyesizlik yaptın, ne de hakaret ettin. Hatta bir çok defa hakaretvari cümlelere muhatap olmana rağmen, vakarını düşürmedin. Olduğu kadarını arz ettin. Yine de, helallik dilenecek kadar da mütevazilik gösterdin. Yaş olarak küçüğümsün, gösterdiğin metanetten dolayı seni alnından öperim. Fakat; acziyet göstermemelisin. Son mesajın muhatabının karşısında sumisali kardeşimin dediği gibi dayak yemiş böksörün knock-out olmasına benzer bir görüntü çizmişsin. Ki; bana kalırsa asla öyle değil. Sadece edindiğin ilim ile bu kadar gittin, inandığını anlattın. İnşaallah Rabbim seni bilmediğin ile de destekleyecektir. Gayret sizden, muvaffakiyet Rabbi Zülcelal Hazretlerindendir. Daha çok okumalı ve araştırmalısın ki, antrenörün olacak olan ilim, bu konularda sana antrenörlük yapsın. Oysa; rakibinin sumisali gibi değerli bir antrenörü varken, sen tek başına havlu ile şimdilik yüzünü silmeye çalıştın. Eh ! bu kadarını da hoş görmek lazım. Gösterdiğin gayret hanene artı olarak, her bir virgülün de dahil olmak üzere yazılacaktır. Hiç şüphem yok, senin de aynı minvalde düşünen bir muvahhid olduğuna da kalben iman ediyorum.

Elkaria; diğer konularda dahil samimiyetini görüyorum. Tebrik ederim, şaşırttın beni yine. Bu mantık çizgisinde devam etmeni dilerim Rabbimden.

Evet aorskaya, gelelim size. Öncelikle şunu söylemek isterim ki; sonra bu konu üzerinde gereksiz tartışmayalım. "LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH." Yani, kafir değil bilakis müslümanlardanım. Ehli sünnet itikadı ile inanıp, amel etmekteyim. Sonra kafirlik gibi bir suçlamaya girip de günaha yol açmayın diye en baştan uyarayım istedim. Ahirette en azından bu konu ile ilgili oalarak Yüce Rabbimize hesap verirken: "bilemedim sanki şirk ehli gibi sanmıştım" gibi bir savunma yapmanıza en baştan engel olayım. Konularınızı ve daha önce açılan konulara yaptığınız yorumları okudum. Bilinmesini isterim ki; Bekir benim sevdiğim bir ağabeyimdir ve ben O insan ile kardeş olmaktan ve O'nun ile aynı zamanda da milyarlarca müğmin ile aynı düşünceleri ve fikirleri paylaşmaktan sonsuz ama sonsuz bir onur duyuyorum. Bu neden ile ehli sünnet inancına destek amaçlı, bırakın yazdığı yazıyı, yaptığı yorumu; hatta attığı her bir virgülünü alır başımın üstüne taç yaparım. Bunu sizden de görürsem, inan hiç ama hiç gocunmadan sizin için de yapardım. Ama bu saatten sonra asla değil ! Bekir kardeşimin admin görevini neden bıraktığına/bıraktırıldığına yönelik bir fikrim yok. Zaten işin bu noktasında muhatabım siz değil, bilakis bu sitenin host kira gibi masraflarını ödeyip 10 yıl önce İslam toplumuna sanal ortamda katkı yapmak isteyen ve bunda da yıllardır başarılı bir yol izleyen İlyas kardeşimizdir. Evet, sitenin kurucusu olabilir ama, bu site artık umumun olmuştur ve kendisinin olmaktan çıkmıştır. Yatırdığı yıllık aidat ücretleri sadaka hanesine yazılırken, en azından hayr yönünde açtığı bu kapı bu site var oldukça sevap hanesine yazılmaya devam edecektir. Neyse; bu konu sizin ile burada yapacağımız dialoğun dışında bir nokta. Ayriyeten değerlendireceğiz bu konuyu.

Öncelikle soracağım sorularım var, sonra konuya devam edecem.

1 - Mezhebsizlik gibi bir reaksiyon göstermene rağmen, senden mutezile yoluna has kokular yükseliyor. Yanılıyorsam, doğrusunu yaz. Bekir senin hakkında hanif olduğuna dair bir tesbitte bulundu, bazı yönden evet ama bir çok yönden sen hanif de olamıyorsun. Açıkcası, bir şöyle, bir böyle olduğu zaman "balans oldu" denilen tabire cuk oturuyorsun. Fikren balans yapıyorsun. Bir insanın yanlışında dahi ısrarcı olunmasını beklemek samimiyet adına gereklidir. Sen, yanlışında da ısrarcı değilsin. Kur'an'cıyım gibi acuze bir cevap olmasın, ben de Kur'ancıyım hatta benim ve seninle beraber 4,5 milyar insan da Kur'ancı elhamdülillah. Net bir cevap olsun mümkünse.

2 - Akademik olarak değil, muhteviyat olarak ne mezunusun. Yani makina mühendisimisin veya mimarmısın veya doktormusun yada kaportacı çırağımısın anlamında değil bu sorum. Dini anlamda itikadını muhakkak bir yerden edindin, işte o edindiğin yolu soruyorum. Annen mi, baban mı, cami hocan mı, ilahiyat eğitimi veren bir okul mu, yoksa müfredat olarak medrese tahsili sunup da dışardan imtihanlara girip de kendini yetiştirdiğin herhangi bir dergah mı ? nedir ? Şimdi belki sende şunu dersin: "hayrdır çok mu önemli ?" Evet ! çok önemli. Zira; yalan yanlış ve bir o kadar basitçe gördüğüm ilminin, kaldırımda veya oturulan duvar taşında yapılan sohbetlerin içeriğinden öte gitmeyen bir kalitesi var. Fakat buna rağmen; insanların itikadi ve ameli noktalarda sahip olduğu bilgileri alt üst etmeye ve karşılığında da inandığın ahkamı kabul ettirmeye yönelik despotik bir düşünce yapın var. Beni zann etmek ile sakın itham etme. Burası forum ve ne sen beni, ne de ben seni şahsen tanımıyoruz. Fikirlerimizi yansıttığımız oranda ne kadar başarılı olursak, kendimizi o kadar tanıtmış oluruz. Senin yazdıklarından ben bu kadarını anladım. Dahası varsa, ki var olduğunu sanmıyorum, gereksiz yere de nefs yapıp fazla üsteleme. Bunun yerine hiç kimseye ahkam kesmeden, kafandaki düşüncelerini daha önceden açtığımız konulara bakarak şöyle bir gözden geçir. Özellikle "genel islam konuları" bölümlerinde çok açtığımız konumuz veya açılan konuya yaptığımız yorumlarımız var. Yazdıklarının yada söylediklerinin hepsinin cevabı orada mevcut. Samimi bir müslüman isen, önce aç oku. İçinden çıkamadığın noktalar olursa, elbette ortaya koy. Tatmin olmazsan nedenlerini ve gerekçelerini elbette yazacaksın. Hakk, bir tanedir ve herkes hakk olana teslim olmakla mükelleftir. Sen de, bende.

3 - İslam fıkıhı okudun mu ? Fıkhi konularda yazman adına ruhsatın nedir ?

4 - İslam hukuku okudun mu ? Miras hukukuna dair yazmak için ruhsatın nedir ?

5 - Herhangi bir tasavvufi oluşumunun, uzaktan yada yakınından geçtin mi ? Asla geçmek zorunda değilsin. En başta söyleyeyim, yanlış anlama gidecek yolu kapatayım. Tasavvufa yakın olmak veya olmamak üstünlük sağlamaz insana. O anlamda sormuyorum. Sadece eleştiri boyutunu görünce, en azından içine girip de; "birine bakıp çıkacaktım" dediğin bir zaman süresi kadar dahi olsa kafanı içeri uzattınmı da hemen ahkam kesme ritüellerine girmeye kalkıyorsun ?

6 - İslamda aile kavramına ait bilgilerinin kaynağını nereden edindin. Kur'an'dan diyemezsin, sadece bir iki ayet ile aile hukukuna sahip olunmaz. Hocalarının yada kitaplarının mümkünse açıklamasını alayım.

7 - Hadis ilmine sahipmisin ? Hadis istilahı nedir, ravi nedir, sıka nedir, sahih yahut hasen hangi durumlarda kullanılır, Merfu, maktu, mevkuf, Ali, nazil gibi hadis ilminde kullanılan nedir ? Nahıv'dan bahset desek, ne kadar konuşabilirsin.

Bütün sorularımın özgün fikirlerinden kaynaklanan cevaplar olmasını dilerim. Bana sakın copy-paste ile gelme. Bütün forum ehli bilir, en ufak bir copy bilgiyi uzaktan tanırım. Yazarına varıncaya kadar hangi tarihte kaleme aldığına varıncaya kadar ortaya koyarım. O nedenle kendi özgün fikirlerin ile gel yaz. Sonra bütün milletin önünde rezil rüsva durumlarına düşme.

İlk defa senin karşında isteyerek (bazı konularda mecburen yazmıştım) yazıyorum ve bana bu ilmi veren Rabbime hamd'ü senalar ederek söylüyorum ki; bana peki senin ilmi yönden ruhsatın varmı dersen; El Ezher üniversitesi İslam hukuku bölümünden aldığım ruhsat ile; seni ve fikirlerini paramparça edip, forumun arşivine göndermek ile ruhsatımı ve rüşdümü ve ehli sünnet itikadının üstünlüğünü sana ispat etmeye geldim. Mümkünse; sinan kardeşime kullandığınız uslubu bana karşı kullanmayın.

Bana; cidden bu sayfalarda gerek annem ile ilgili, gerek çok değerli dünya ahiret eşim ile ilgili ve gerekse de değerli diğer aile efradım ile ilgili sinkaflı küfürler edildi. Her biri şahsımı ilgilendiren küfürler olduğu için bu forum sayfalarını mecazen kirletmemek adına aynı yoldan cevap vermedim. Hukuk yolunu tercih ettim. Yakında netice alırız inşaallah. Ama; siz, benim ve milyarlarca müslümanın itikadını ve inancını çok yakından alaya ve hakarete dair bir şekilde ele alınca, işte buna bir an bile olsa kayıtsız kalmam düşünülemez bile.

Bu arada bu sabah, bir günlüğüne Bursa'ya iş seyahatim var. Sen gündüz cevap verip de, hemen benden cevab gelmez ise, acele etmeden bekle, ertesi gün inşaallah cevabını veririm. Yeterki sağ salim gidip gelmek nasip olsun.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
1-Konu içerisinde namazımızı nasıl kıldığımız yazılmıştır.herkes anlıyor galiba ne dersiniz.

2-veda hutbesi dediniz ses seda yok..

3- namaz nasıl kılınır dedik,secde kapanmak,rükü eğilmek,kıyam ayakta durmak dediniz bir de neymiş namazda ruhuna uygun ayet oku tamam oldu namaz.dediniz.

4-hac dedik yine ses yok.
5-abdest yellenmeyle bozulur mu sizce çünkü kuranda yok.yellen yellen..
 

Bahattin Ergezen

New member
Katılım
14 Tem 2010
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Namazın nasıl kılınacağı şu boyutta değerlendirilebilir…

Bilgiyi üç temel boyutta ele alalım…
Yazılı bilgi
Sözsel bilgi
Görsel bilgi

Yazılı bilgi Kuran
Sözsel bilgi Ezan
Görsel bilgi Namaz

Kuran Allah’ın korumasında olan yazılı bir bilgidir…
Sözsel ve görsel bilgiye gelince bu bilgilerin zamana ait durumu ve sürekliliği ön plana çıkar…

Namaz Kuran da var olan bir ibadettir…
Ezan, Kuran da; namaza çağrı anlamında kullanılmıştır…

Namazın içeriğine ait bilgiler Kuran da mevcuttur…
Şekil ve rekât sayısına ait bilgiler ise Peygamber tarafından nasıl uygulandı ise o şekilde uygulanır…

Peygamberin hadislerini kabul etmiyorsun da namazı nasıl kıldırdığını ve ezanı niye kabul ediyorsun diye soracak olursan…

Kıyamete kadar müminler tarafından kılınması zorunlu olan namaz her gün 5 vakit ezanla çağrı yapıldıktan sonra müminler tarafından yerine getirilir..

Görsel bilgi olan namazın şekli ve rekât sayısı ile sözsel bilgi olan ezanın tahrif olama ihtimali ortadan kalkar…
Yok diyorsan ki
“Müminlerin soyu kesildi bir önceki nesil bir sonraki nesle aktaramadı” o zaman namaza da gerek kalmaz…

Ayrıca namaz şekil ve içerik olarak İbrahim peygamber zamanından beri uygulanan bir ibadettir…
Kuran ölçüleri dahilinde ise vakti belirlenmiş bir farz halini almıştır…

NİSA SURESİ
103- …Namaz müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
42
Hodri meydanmı? İyi de meydana başka bir iddia ile çıkmadan önce size sorulan ve tek tek cevaplamanız istenen soruları cevaplamanız gerekmezmiydi?

neyse, ben sonra cevaplamanızı bekleyerek, yazınıza cevap vermeye çalışayım.


Cevaplamadan soru geçme huyum yoktur. İnşallah cevaplamak nasip olursa, cevaplarım.



1- Peygambere gönderilen ve Müslümanları ilgilendiren, yani onların bilmesi gereken vahiyler kuran dışında yer alamaz.

Yoksa, sizde bu tür vahiylerin kayıt altına alındığı bir kaynak bilgisimi vardır?

2- Müslümanları ilgilendiren hiçbir vahiy kuran dışında yer alamaz. Muhammed Peygamberimize, Musa peygamberimize, Musa peygamberimizin annesine (örnek çoğaltılabilir) Allah’ın sözleri olmuştur. Ama, bunlardan Müslümanları ilgilendiren kısımları kuran dışında yer almamıştır.

Allah tealanın Muhammed peygamberimize; hangi sözcüklerle, nasıl karısı hakkında haber verdiğini bize lazım olmadığından kuran anlatmaz. Ama; bize lazım olan, hiçbir sırrın Allah’tan gizlenemeyeceğinin öğrenilmesi olduğundan, bu haberinde müslümanı ilgilendiren kısmı kuranda yer almıştır.

Yine Musa peygamberin annesine; çocuğu suya bırakması ve sonra ona kavuşturulacağı anlatılır. Ama, Anneye hangi sözlerin nasıl kullanıldığı bizi ilgilendiren kısım olmadığı için kuranda yer almaz.

3- Surenin 3. ayeti aslında sizin iddia ettiğiniz gibi; dini ve müslümanı ilgilendiren ayetlerin kuranda yer almayacağını değil, aksine kuranda yer aldığını gösterir. Şimdi bu ayet kuranda; bu haberi vermeseydi, bu habere kim nasıl inanabilirdi? Ama bakın ayet haber veriyor.

Fakat, haberin içeriğini değil; peygambere Allah’ın haber verdiğini (özellikle) veriyor. Haberin içindeki sözler, müslümanı ilgilendirmediğinden kuranda içeriğine değinilmez.

Ancak, rivayetçiler burada da rahat duramaz, illede merak eder ve bir gerekçe bulmak zorunda hissederler.

Peygamberimizin hanımına ne söylediğinden bize ne? Peygamberimizin ve ailesinin özel hayatı olmayacakmıdır?

Allah Teala, bu nedenle özel hayatı ifşa etmeden, fakat kendisine hiçbir şeyin gizli kalmayacağını da göstermektedir. Ayetle verilen mesaj budur, alan alır; bunu almayan ise dedikoducular gibi rivayet yazarlar.

Gerçektende; “ey Muhammed, eşin falan zamanda, filan yerde; şu kimseye aynen şöyle dedi” demek, yada “ey Muhammed, senin şu sırrını eşin şuna haber verdi, dikkat et” demek vb. açıklanmasa ne olur?

Şimdi bize bu bilgiler verilmiş olsa ne işimize yarayacaktır. Hiçbir işimize yaramayacaktır değilmi?

O zaman, buradan şu örneği de çıkarmak gerekir.

Kuran bir angaryalar kitabı değildir. Kuranda Müslümanları ilgilendiren her bilgi, müslümana yeterince kadar verilir, ne eksik ne fazla.

Nitekim, kuranla ilgili rabbimizin açıklaması da bu şekildedir.

KURAN; HER KONUDA SADECE İNSANLARI İLGİLENDİREN KADAR HÜKÜM BULUNDURUR. NE EKSİK, NE FAZLA; YETERİNCE…




Yukarıda yeterince anlattım.

Kendi astığın ayette; peygamberimizin eşine söylediği sırrın, eşi tarafından paylaşıldığının, Allah tarafından kendisine haber verildiği var. O halde bu kadarı bizi ilgilendirir. Çünkü; sırrın hangi eş tarafından kime aktarıldığının bilinmesi bizim için gerekli değildir.

DEDİKOCULAR GİBİ BUNU MERAK ETMEYİP, BURADA VERİLEN MESAJI ALMAK GEREKİR. ALLAH KATINDA HİÇ BİR SIR YOKTUR. ALLAH HER ŞEYİ BİLİR.

Bu nedenle, kuran insanlara faydalı olacak ve zararlı olacak, yani insanları ilgilendirecek bilgileri barındırır. Yoksa istediğin gibi bir sözün, gelişmenin bizi ilgilendiren kısmı olmadığı için özellikle yer almaz.

Ama, kuranla yetinmek istemeyen meraklı dedikoducu, fitneci tipler; özel hayat bile dinlemeden her şeyi öğrenmek isterler. Bu nedenle bununla ilgili spekülasyon yapmaktan da geri duramazlar.

BÜTÜN BU ANLATILANLAR SONUC GÖSTERİRSEK:

1- KURANDA İNSANLARI İLGİLENDİREN KONULAR YER ALIR.
2- KONULAR YETERİNCE YER ALIR. NE EKSİK, NE FAZLA, YETERİNCE!
3- KURANIN VERDİĞİ İLE YETİNMEYENLER, DİNİ YAŞAMAK DEĞİL, İNEK KESMEYİ İSTEMEYENLER ÖRNEĞİNDE OLDUĞU GİBİ YAŞAMAMAK İSTEMEKTEDİRLER!
4- HERKESİN ÖZEL HAYATI VARDIR, BU NEDENLE ALLAH DAHİ İFŞA ETMEMİŞTİR.
5- HİÇ BİR ŞEY ALLAHIN BİLGİSİ VE İZNİ DIŞINDA OLAMAZ.
6- İNSANLARI İLGİLENDİREN (GENEL) VAHİYLER KURANDA YER ALMADAN PEYGAMBERDE OLAMAZ. PEYGAMBERLERİ İLGİLENDİREN ÖZEL HABERLERDE BİZİ İLGİLENDİRMEZ.


Sayılanlar daha artırılabilirse de anlamak isteyen için fazlasına gerek yoktur.

Selamlar…
aorskaya

ARKADASIM PEYGAMER KURAN DISINDA VAHIY ALMISMI ALMAMISMI.İDAANIZ YEDI PEYGAMBER KURAN DIŞINDA VAHIY ALMAMIŞTIR. İDANIZ ÇURUDUMU ÇURUMEDIMI ONDAN BAHSET AYRICA KURANDA PEYGAMBERE OZEL AYETGLERDE VAR ONLARI NE YAPACAKSIN ONADAMI BIZE NE DIYECEKSIN VEL HASIL KELAM IDAANIZ ALLAHIN IZNIYLE YERLE YEKSAN OLMUŞTUR
BAGLACI OLANALRDA VARDIR PEYGAMBER ILK KIBLEYE YONELEREK NAMAZ KILMASI YINE BU TUR VAHIYLE ILGILIDIR HADI BANA ILK KIBLEYLE ILGILI KURANDAN AYET GETIR YOKSA NEBI KENDI HEVASINA GOREMI ILK KIBLEYE YONELMISTIR

Ahzap 28: Ey peygamber, eşlerine şöyle söyle: “Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım

DEMEKKI BU TUR AYETLER BIZI ILGILENDIRMIYOR DIYORSUN


2. ÖRNEK
BILINDIĞI ÜZERE TEVRAT HZ MUSAYA MISIRDAN CIKTIKTAMN SONRA INDIRILMISTIR

OYSAKI KURAN AYETLERINDENDE ANLASILACAGI ÜZERE

GİT FİRAVUNU UYAR DIYE EMIR VARDIR BUNA NE DİYECEKSIN

ŞU GERCEKKI PEYGAMBERLER KENDILERINE INEN KITAPLAR HARICINDE VAHIY ALMISLARDIR VE BU KESINDIR
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
42
selam,

Yine rivayetlerin gölgesine girerek bir akıl tutulması yaşanmasının örneği ile karşı karşıyayız.

Sen hangi kesin delile göre Tevratın indiği zamanı biliyorsun? Ayrıca; tevratın nerede, nasıl, ne zaman indiği bilgisi; kime ne fayda sağlayacaktır. Spekülatif konular açılması gibi sakıncaları bir yana ben, bu bilginin vereceği bir fayda göremiyorum.

Şimdi kuran ayetlerinde anlatılan kıssaları sen yoksa kuran zamanında, kuran dışı vahiy olarak verilen emirler olarakmı algılıyorsun yoksa?

"Git firavunu uyar" diye emir yok kuranda.

"Git firavunu uyar" dedik anlamında kıssa vardır. Yani daha önce verilen emirin kuranda örneklenmesi vardır. Kuranla MUsa Peygambere verilen emir yoktur.

Kafanız bu kadarmı karşık rivayetler yüzünden? Hemen kafanızı reset' leyin ve kuranın nurundan yararlanmak için yarışa girin.

Müslümansanız, henüz vakit varken, kurandan feyiz alarak ibadet ve yaşamınızı sürdürmeyi aklı edin, unutmayın artık.

selamlar...

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]10 - Bir vakit de Rabbin, Musa'ya nida edip "Git o zalim kavme" dedi.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]11 - "Firavun kavmine, hâlâ sakınmayacaklar mı?"[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]12 - (Musa) şöyle seslendi: "Ya Rab! Doğrusu ben korkarım ki beni yalancı sayarlar." [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]13 - "Ve göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a da elçilik ver." [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]14 - "Hem onların bana isnad ettikleri bir suç var. Ondan dolayı korkarım ki, hemen beni öldürürler." [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]15 - (Allah): "Hayır hayır" buyurdu, "haydi ikiniz âyetlerimizle (mucizelerimizle) gidin. Şüphesiz ki, biz sizinle beraberiz. (Onları) işitiyoruz." [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]16 - "Haydin Firavun'a gidin de deyin ki: İnan biz, âlemlerin Rabbinin elçisiyiz. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]

GİT VE DE EMİR KİPİDİR BUTUN IDAALARIN TEK TEK ÇÜRÜYOR
[/FONT]

[/FONT]
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
42
selam,

yine öfkeyle karışık, yine rivayetlerle ilgili gerçeğin gösterilmesinden duyulan rahasılığın yansıdığı bir ruh hali yazısı daha karşımızda!

Sen, önce yazdıklarımı iyi oku, anla, ondan sonra itirazın olursa yap.

daha önceden de yazdığım gibi; yüce allah'ın peygamberlerine veya seçtiği kimselere mesajları onların özel durumlarıyla ilgilidir ve insanları ilgilendirmezler, bunu da konuşmanın anlamı yoktur.

insanları ilgilendiren mesajlar, vahiyler ise mutlaka kuranda yer alır, yer almazsa bu insanları ilgilendirmez.

örneğin; peygamberimizin eşlerinden birinin; peygamberimizin hangi sırrını, hangi kelimelerle diğer eşe anlattığı bizi ilgilendirmez ve kuranda yer almaz.

Hangi sırrı hangi şekilde aktarıldığını bilince; kim ne yapacaktır? Kimseye bir faydası olmayacağı gibi aksine; bunun etrafında dönülerek yanlışlara düşülebilme sakıncası vardır.

ama aksine; bu sır ve aktarımda kullanılan kelimeler bilinince, bilinmediği duruma göre; hangi faydası olacağını sen söyleyebilirsen buyur.

bu ayet bile, görebilirsen eğer kuran dışında insanları ilgilendiren vahiy olmadığının kanıtıdır. Ayrıca musa peygamberin annesi ile ilgili bilgi ise yine kuranda vardır?

o zaman sen şimdi neyin savunuculuğunu yapmak için bunları meydana çıkıp dillendiriyorsun? Ağzındaki baklayı çıkarsana?

senin adına ben sorayım istersen:

kuran dışında vahiy var diyerek; uyduruk kaydırık rivayetlerle kuran dışı uygulamaların kabul edilmesinimi istiyorsun?

Böyle bir isteğin varsa mertçe çıkıp söylesende mümkün olmadığını sana da anlatsak olmazmı?

yeri gelmişken sana da sinana sorduğum soruyu sorayım. Belki sen cevaplayabilirsin değilmi?

buyur kardeşim, aşağıdaki soruya sinan hala cevap veremedi ve müslüman olup olmadığı durumunuı netleştiremedi. Sen kendi fikrini, kabulunü açıklada, karşımızda gerçekten müslümanlar olup olmadığını bari bilerek hareket edelim.

Eğer, müslüman olduğunu görürsek, hatalarına rağmen kabulümüzsün,
ama suçların için ortak olamayız, çünkü suçlar kişiseldir.

aşağidaki alinti soruyu kendine sorulmuş gibi cevapla lütfen...

sana cevap peygamber allahin emrine ters bisey yapmaz

o hevasindan konusmaz
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
42
Soruyu görmedin galiba?

Bu soru durup dururken sorulmadı.

Peygamberin kurana ters hadisleri olabileceğini söyleyenler çıktı.

Kuranda olmayan konuları belirleyebileceğini, yani Allah'tan bile daha yetkili olabileceğini savunan sözler çıktı.

1- Sen de şimdi burada sorulan varsayımlı soruya göre; neden Allah'a inanırım, onun emrine teslim olurum diyemiyorsun?

2- yada hala rivayetlere uymaya devam edeceksen bunu neden kısaca ve açıkça söyleyemiyorsun?

Çok basit bir soruya bile cevabınız olamıyor yahu?

Bu gün bir konuda Allah'ın koyduğu bir açık hükme rağmen, rivayetlerle tam tersine hüküm olabiliyor.

1- İşte böyle bir ters hükümlerin olması halinde sen Allah'ın hükümlerinemi uyarsın?

2- Yoksa; terste olsa rivayetlerle yaşamaya devammı edersin?

HAdi şimdi buna göre kısaca doğru cevaplarını ver bakalım.

Selamlar...
aorskaya

Allahın emırlerıne uyarım
sonra peygamberlerin emrıne uyarım
Allah ve resulunun haricindeki tüm görüşler kuran ve sunnete uyuyorsa alınır uymuyorsa red edilir

aslında sen nıye teslım olmuyorsun bak sana peygamberlerın kendılerıne ınen kıtaplar dışındada vahıy aldıklarını ıspat ettık sende red edemedın

şimdi ben sana bi soru sorayım
ebu leheb kımdır elliri neden kurusun
ben bu ayetı senın mantıgına gore nasıl anlamalı nasıl ogut almalı
ehlı sunnetın kaynaklarını kullanmadan cevabınız ne olur
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Selamunaleykum benim savuduğum kuran gerçeğiyle haksız yere agır hitamlarda bulundunuz benim dile getirmek istedğim ve savunduğum aorskaya beyın dediği gibi bazı rivayetler kurana ters gelmekte ben bu gerçekleri bire bir toplumda görüyorum insanlar bu gibi rivayetlerden dolayı kuran dan bile haber dar değiller biz hadis sünnet yok demiyoruz neden bunu anlamak istemiyorsunuz bunuda anlamış değilim ve şunuda belirtmek isterimki acınıcak durumda olanlar kurandan yoksun yaşayanlardır inanan müminlerseniz birbirinize nasıl hitap edeceğinizi bilmelisiniz diyeceğim budur .
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
42
Selam,

Cevap için teşekkür ederim.

Bu konuda yazan Sinan hala cevaplamamışken sen cevaplar yazıyorsun, en azından konuyu kapatmaya çalışmadığını görüyorum. Bu nedenle ayrıca tebrik ederim.

Ancak;
Yine sorumu yalın halde cevaplamıyorsun sevgili elkaria!

Peygambersiz bir İslam düşünülemez. Elbette peygamber efendimizin emirlerine, sünnetlerine uymak ve reddedersek Müslümanlıktan çıkacağımızı bilmemiz gerekir.

Ama, bir farkı gözardı ediyorsun!

Hadis farklı, hadis rivayeti farklı şeylerdir.

Hadis, peygamber sözüdür ve kabul edilmesi gerekir, aksi halde peygamberlere iman etmemekten dolayı dinden çıkılır.

Ama, rivayet hadis demek değildir, peygamber hadisi kesinliğinde tabi olunmayı gerektirmez. Kuranın onaylamadığı rivayetleri kullanmamak, çöpe atmak gerekir.

Ben de dikkat edersen, sorumu Allah’ın emirleri yanında, buna ters olan rivayetlere göre sordum. (Ters hadis demedim, çünkü zaten ters hadis olamayacağını bilir kabul ederim.)

İşte şimdi şu anda yeniden, peygamberimizi dahil etmeden;

Bir konuda Allah’ın bir hükmü belli iken, aynı konuda tam tersini söyleyen RİVAYET olursa; bu durumda Allah’ın emrine tabi olup, rivayete uymadan kaldırıp çöpe atabilirmisiniz?

Buyurun bunu cevaplayın, bende sorunuzu cevaplamaya çalışayım inşallah…

selamlar,
aorskaya

bende sunu dıyorum
anlasamadığımız işlerde yine kuranın tabiriyle konuya Allaha ve resulune arz edecez
bu nasıl olacak kurana ve sunnete arz edecez neden cunku kuran bunu bizden ıstemekte

Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir nisa59

eğer mesele kurana ve sunnete ters ıse elbetteki red edılır değilse kuranın emrı gereği kabul edilir
1.referasnımız kurandır
2.referansımız sunnettır


ben butun hadisler doğrudur demıyorum elbetteki uydurma olanlarıda vardır ama uydurmalar var dıye toptanda red edemeyız
peygamberın uygulamaları olmadanda bu dını tam olarak anlayamayız zekat hac namazın kılınıs seklı hırsızın elının kesılmesı gıbı konularda mutlaka sunnete ıhtıyacımız vardır sunnet olmadan bunları uygulayamayız hadı uyguladık herkes kendı kafasına gore uygulamay kalkarsa din musluman sayısında bolunur hekes kendı dınınıyasamaya baslar dın bırlıgı bozulur
 

Bahattin Ergezen

New member
Katılım
14 Tem 2010
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
"kuranda namazın rekat sayıda dahil her kısmı açıkça bellidir. (Bazılarının Allah veya rivayetçilerden; hangisine uydukları cevaplarını alamadığımdan henüz bunları anlatmama fırsat olmadı!)"

Sayın aorskaya,

Kuran'ı onlarca kez okumama ve üzerinde araştırma yapmama rağmen Kuran da namzın rekat sayısına ait bir ayete rastlamadım...
Bu konuda açıklama yaparsanız sevinirim...
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
42
selam,

elkaria, basit bir soruyu bile cevaplamamak için detay konular açıyorsun.

Neyseki dolaylıda olsa kısmi cevap olabilecek bir kırıntıyı yazında gördüm ve şimdililk bu kısım üzerine cevap yazacağım.

Bak hadis ve sünnetle ilgili olarak benim kabulüm nasılmış, sen gör ve bir daha bana aksini kabul ediyormuşum gibi yaklaşma!

bende sadece 1.şikkina katiliyorum
ayrica 1.şikkin diğer şiklarla çelişmektedir
pratikleride sünnetide bize ulastiranlar yine ayni kisilerdir bu konuda onlara guvenecez başka konularda guvenmeyecez bu apacik bir celiskidir allah bu insalari vesile kilarak bizlere ulaştirmistir bu iş bu kadar basittir
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
aorskaya ve yandaşlarına

Hey ebleh herifler.sizler yellenerek namaz kılmaya çalışan budalalarsınız.sizler imanlı insanlara imansız diyecek kadar insafsız,şu islamı mübinin güzide alimlerine ise şaşkın diyecek kadar kendini bilmezsiniz.ilimden yoksun hababam atıp tutan müslüman yaftalı gerçek dinin düşmanlrı kalpleri nifak ve haset dolu adavet sahipleri.

1-
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
sizler ancak cahil ve kalbinde nifak tohumu olan müslümanları saptırmaya çalışan sapkınlar,siz zannediyormusunuz ki namaz,oruç,hac,zekat,ezan,abdest,kuran,sünneti sizin gibi eblehler günümüze taşıdı.Hayır yüz bin defa hemde.kuranı ve sünneti anlamak için akıl akıl olsa gerek.kör inatla küfrün bataklığında çırpındıkça batarsınız.bu bilin.

yaptığınız din adına bozuk itikatınız ve kafanız ile kuran mealinden uydurmak suretiyle ahkam kesmekmiş meğer.
sizin bize acımanıza gerek yoktur,çünkü sizler acınacak haldesiniz.yapmış olduğunuz yorumlarla dinden ne kadar uzak olduğunuzu bilin.
bir bedevi dahi olmadığınızı görün.amenna da diyemiyorsunuz çünkü eslemne da..


bu dini mübini günümüze taşıyan Allah resulünün güzüde ashabı ve onlardan sonra abidliği ve ihlasıyla tanınmış tabiin ve tebei tabiindir.bu din her saniye halis müslümanlarca yaşanmıştır.Peygaberin sancağını taşıyan ve kuranı zirvelere diken de bunlardır.

siz sanıyormusunuz ki bunca ulema ,asfiya,evliya boşu boşuna bu sancağın etrafında birleşmiş.sünneti inkar eden kuranıda inkar eder.hem niçin dünyadan dahi menfaati olmayan bu zatı muhremler ekserisi fakirlikle kanaat etmiş,dünya hayatını istememiş,onu kalblerine sokmamış bu binler ulemalar kizbte bulunur.asla ve kat a.
asıl kezzablar sizlersiniz.bunu da vicdan aynanızda görürsünüz eğer ki kalmışsa.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
aorskaya; Kur'anı bilmediğin gibi, münazarayı da bilmiyorsun. Bana edebiyat yapma ;)
Yoksa sana öyle bir edebiyat yaparım, hep beraber güleriz. Bu yaştan sonra mefailun, failun, failatün...kaptırır gider kayışı sıyırırsın.
Cımbız; kadınların eline yakışır. Oysa sen eline almışsın cımbızı ordan burdan yazdıklarımı cımbızlayıp cevaplar yazıyorsun. Yok burda kibr yapmış, yok burda hakaret etmiş. Geç bunları, sadede gel ! Kime ne şekilde hitap edeceğimi sana sormadım. Sen sorulara cevap ver. Münazara öncesi seni tanımak için 7 adet soru sordum. Münazaranın adabıdır tanışmak. Sonrasında kendim ile ilgili kısaca bilgi verdim. Kendimi tanıttım sana ve ben; buyum dedim. Sen kimsin önce kendin ile ilgili bilgi ver. Daha tanışma faslında dahi islami kaidelerden bihabersin ! Sorulara cevap vereceğine ordan burdan alıntılar yapıp daha kafadan konu kaynatmaya gidiyorsun. Eğer sen, gerçekten bir ilim ehliysen, önce kendi uslubuna dikkat et ki; sana cevap yazan insanlar senin vakarını da gözeterek yazsın. Sen kalk ağzına geleni söyle, benim uyarılarım ile de kalk bu sefer Kur'an da aklını kullanmayanlar için kullanılan kelimeleri yazdım, de ! Bende sana şimdi Kur'ani anlatım ile öyle cümleler kurarım feleğin şaşar. Yazıyorsan ya adam gibi yaz, yada bilmiyorsan çekil kenara, haddini bil. insanlara haaret etmek mesele değildir, mesele ortaya ilim adına bir şey koymaktır. Sinan'a hakaretler ediyorsun, sonra da kalkıp aşağıya alıntıladığım cümleleri kuruyorsun:

Kırıcı sözler şahsıma ait kabul edilmeli, kurana mal edilmemeli ve hatamız varsa affedilmeli...

ben uyardığım zaman da Kur'an'i ifadeler kullandım demeye gidiyorsun. Komik olma, burası AKM değil.

Sinan'a sorduğun, Elkaria'ya sorduğun hatta kendine dahi soramadığın şeyler varsa sor bize, inşaallah tastamam cevaplar alırsın. Biz bu ilimi alırken bize öğreten kbr yapmadı, çünkü bu ilimi öğreten de bize bunu öğreten biri olduğunu söyleyerek anlattı. Gerçek Alim; Allah'u Zülcelal Hazretleridir. Sana bana ne oluyor da ilim ile öğünme aymazlığına girelim. İlmi ile övünen ilk kahraman şeytan aleyhillanedir, o'nun da varacağı yer bellidir.

Bu kadar lakırtıdan sonra bil ki; amacım, senin burada ortaya bilgi bazında saçtığın saçmalıkları paramparça etmektir. Şahsın ile işim olamaz, daha tanımıyorum bile. Ama var olduğunu sandığın ilminin arkasına güveniyorsan; ben burdayım. Buyur !
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
küstah kim,şu güzideler topluluğu şu dinin ashabına,tabiinne,tebe-i tabinine ve sonraki halis müminlere kizb yakıştıranlardır.Siz hayalinizi zorlasanız dahi anlayamayacağınız,mudakik,ehli tetkik,ehli ilimin fersah fersah uzağından geçer fikri sapıklığınız.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Selamunaleykum benim savuduğum kuran gerçeğiyle haksız yere agır hitamlarda bulundunuz benim dile getirmek istedğim ve savunduğum aorskaya beyın dediği gibi bazı rivayetler kurana ters gelmekte ben bu gerçekleri bire bir toplumda görüyorum insanlar bu gibi rivayetlerden dolayı kuran dan bile haber dar değiller biz hadis sünnet yok demiyoruz neden bunu anlamak istemiyorsunuz bunuda anlamış değilim ve şunuda belirtmek isterimki acınıcak durumda olanlar kurandan yoksun yaşayanlardır inanan müminlerseniz birbirinize nasıl hitap edeceğinizi bilmelisiniz diyeceğim budur .

Aleykümselam sumisali. Beni yıllardır tanırsın, bende seni. Seni kırmak aklımın ucundan geçmez, ben sadece yazdıklarını alıntıladım ve yanlışını göstermek istedim. Yanlış olduğuna inanmıyorsan o yolda devam edersin. İşin bu noktası seni bağlar elbette. Ama seni seviyorum diye İslam adına yazdığın cümle eğer ki hakaret anlamı taşıyorsa ve ben bunu böyle algılıyorsam ve sana da böyle olduğunu söylüyorsam; sende ne kadar intibaa bıraktıysam bana o kadar itimat eder ve o kadarı ile hareket edersin. Sen değil, bir başkası da olsa aynı şekilde hareket edeceğimi sen çok iyi bilirsin. Gerek tarzım ve gerekse de hitabımın özüne daha önceden bir çok defa şahit oldun. Ama sırf sen olduğun için, göz yummayacağımı da bilmen gerekir yine. Değil mi ?...

İnsanlar rivayetlere bakarak Kur'an dan uzaklaşıyorsa, demek ki o rivayet safsatadır. Hadis'e bakarak namazdan uzaklaşıyorsa, demek ki hadis denilen o şey uydurmadır. Ne dedik her zaman ? Hadis'i alırsın, çok şükr elimizde Kur'an gibi bir miheng var, vururuz bu hadisi bu mihenge, Kur'an bize bu hadisin kaç ayar olduğunu haykırır, dedik değil mi ? Ama bunu yaparken, Kur'an nurundan beslenmiş bir hadis'i de kaldırıp diğer hadislerin yanına atamayyız. Öyle değil mi ? Nasıl ki uydurma hadis varsa, sahih hadisler de var. Ve bu sahih hadis'lere uymak farzdır ! İyi okuyun bir daha yazayım: FARZ'dır. Ayet ile farz'dır.

Sen hadis sünnet yok demiyorsun, doğru. Ama diyene destek veriyorsan illa da zahiren yazmana gerek yok. Karınca misali, safını belli etmesi gereken sen'sin. Sen nerde durursan, ben seni o safta kabul ederim. Sadece ben değil, Rabbim de o safta kabul eder. Safını belirleyecek olan sensin. Ben seni ehli sünnet safında görmek isterim. Ebu Bekir misali "saddak" şuurunda.
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Aleykümselam sumisali. Beni yıllardır tanırsın, bende seni. Seni kırmak aklımın ucundan geçmez, ben sadece yazdıklarını alıntıladım ve yanlışını göstermek istedim. Yanlış olduğuna inanmıyorsan o yolda devam edersin. İşin bu noktası seni bağlar elbette. Ama seni seviyorum diye İslam adına yazdığın cümle eğer ki hakaret anlamı taşıyorsa ve ben bunu böyle algılıyorsam ve sana da böyle olduğunu söylüyorsam; sende ne kadar intibaa bıraktıysam bana o kadar itimat eder ve o kadarı ile hareket edersin. Sen değil, bir başkası da olsa aynı şekilde hareket edeceğimi sen çok iyi bilirsin. Gerek tarzım ve gerekse de hitabımın özüne daha önceden bir çok defa şahit oldun. Ama sırf sen olduğun için, göz yummayacağımı da bilmen gerekir yine. Değil mi ?...

İnsanlar rivayetlere bakarak Kur'an dan uzaklaşıyorsa, demek ki o rivayet safsatadır. Hadis'e bakarak namazdan uzaklaşıyorsa, demek ki hadis denilen o şey uydurmadır. Ne dedik her zaman ? Hadis'i alırsın, çok şükr elimizde Kur'an gibi bir miheng var, vururuz bu hadisi bu mihenge, Kur'an bize bu hadisin kaç ayar olduğunu haykırır, dedik değil mi ? Ama bunu yaparken, Kur'an nurundan beslenmiş bir hadis'i de kaldırıp diğer hadislerin yanına atamayyız. Öyle değil mi ? Nasıl ki uydurma hadis varsa, sahih hadisler de var. Ve bu sahih hadis'lere uymak farzdır ! İyi okuyun bir daha yazayım: FARZ'dır. Ayet ile farz'dır.

Sen hadis sünnet yok demiyorsun, doğru. Ama diyene destek veriyorsan illa da zahiren yazmana gerek yok. Karınca misali, safını belli etmesi gereken sen'sin. Sen nerde durursan, ben seni o safta kabul ederim. Sadece ben değil, Rabbim de o safta kabul eder. Safını belirleyecek olan sensin. Ben seni ehli sünnet safında görmek isterim. Ebu Bekir misali "saddak" şuurunda.

Aleykumselam abi yıllardır aynı noktada haktan doğrudan konuşarak bir aile gibi olduk ben size karşı saygınlığımı bozmak istemem benim için değerli bir insansınız öncelikle bunu bilmenizi istiyorum
ve ben burda kimseye taraf tutmuyorum tutmayacağımıda biliyorsunuz dimi? daha öncede dile getirdiğim gibi kafama takılan bir çok şey var ve şuan açıklanması gereken bir çok soru var sizlerden ricam doğrusu ne ise onu anlayalım sevgilerimle.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Evet saygıdeğer sumisali. Bizler zaten bir aileyiz. Sayımız da 5 milyar civarında olan bir aile. İslam ümmeti çok şükr hucurat 10 ayeti ile birbirine perçinlerle bağlanmıştır. hiç kimsenin koparmaya da gücü yetmez zaten. Tek dikkat etmemiz gereken nokta itikad. Bakın, itikad dememin nedeni çok önemli, çünkü itikad olmadan amel olmaz. İtikad mı öncelikli amel mi diyorlar. Her zaman itikad ve illa itikad.

Senin her zaman hakktan yana olan tarafını gördüm. Özellikle de Kur'an ağzı ile konuşmanı her zaman takdir ettim ve ederim. Muhatabımız aorskaya'nın paylaştığı düşünceler sakat bir düşüncedir. Ben böyle söyleyince insanlar kendilerine hakaret ettim zann ediyorlar. Oysa, hayır ve yüz kere hayır ! Bizi bilen bilir, şahıslar ile aşırıya kaçmadıkça işim olmaz. Fikirleri hedef alırım. Hatta çok yakından tanıyanlar yine bilir ki ben günah işlediğini söyleyen bir şahısı ayıplamam, bilakis yaptığı günahın çirkinliğini hedef alır yazarım. Çünkü hepimiz kuluz, şaşar beşer insanlarız. Bu gün kınadığım günah yarın benim imtihanım olabilir gerçeğini mümkün mertebe göz önünde tutmaya çalışırız. Doğrusu da bu olmalıdır. Günah vardır ve bizler için bir imtihan sebebidir. Her günahın muhakkak bir cezası vardır. Ateş olarak ceza en hafifidir. Bu en hafif ceza şekli olan ateşten birbirimiz kurtarmak için yeri gelince şiddetle sarsmamız ve yek diğerini kendine getirmemiz gerekir. Bu insanların meşreblerine göre farklılık gösterebilir. Kimi insan uslubun yumuşak olanından hareket eder kimi ise günümüz tabiri ile radikal olanından. Bizim meşrebimiz bu şekildedir.

Kimseye husumetimiz olamaz, bu güne kadar da olmamıştır. Hele hele kin; elhamdülillah bu güne kadar yakınımdan geçmeyen tek günahtır. rabbim de düşürmesin inşaallah.

Saygılar sumisali.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt