Aleykümselam.
Öff, geç bu sözleri ya, yaşının adamı ol, fikirlerinle, edebinle, bilginle gel, hürmet edelim. Aksi halde bırak bu mahalle ağızların.
Hahaha ! o sözleri neden geçeyim ya. Onlar beni ifade ediyor. İnsanlar sözleri ile bilinir ve değerlendirilir. Ben de bilinmem için gerekli sözleri seçip yazıyorum. Ayrıca hepimiz mahalleliyiz, hatta hepimiz köylüyüz. mahalle ağzı yada cadde ağzı diye bir tabir yoktur, bunu egosal tatminde megolaman triplere girenler söyler. Üst perde makamının son notasını seslendirir böyle yapmakla. Oysa, o kadar avam sırıtır ki, ne sen sor ne de ben anlatayım. Fikirlerim belli, edebim belli. Hem yaşımın hem kalıbımın adamı olarak tanınırım. Benim için endişe etme.
Edebiyat yada felsefe konusuna girmek istersen açarız ayrı bir başlık, kim kimi edebi eser haline getirir, kim kimi felsefe taşı yapar görürüz.
Felsefe taşı masallarda olur. Konumuz masal olmadığı için, edebiyat da olmadığı için; gerekli olan ilmi gerçekleri ortaya koyarız, sonuçta ilim gaalip gelecektir. Buna ha sen, ha ben, zemin hazırlamışsak, bunun sebebi olmak bize yeter zaten. Amaç üzüm yemek ise ne ala, değilse madara olmak kaçınılmazdır.
Şu saçma mesajların bıkkınlık verdi artık. Kayış sıyırmakmış
Sen daha kayışını takamayabilirsin bunu unutma!
Biz senin sayfalarca saçma mesajlarını okurken bıkkınlık verdi demedik. Sabrla okuduk. Sen de katlanacaksın. Kayış sıyırmak amiyane tabirdir, beğenmediysen conta yakarsın diyelim o zaman. İkisi de aynı caddenin taşıdır.
Daha fazla lafa boğma burayı. Senin yazılarından cımbızla çekmek bir yana, bir tane bile kelimeni atlamadan yazdığımı bakan herkes görür.
Hem lafa boğuyorsun, hemde karşıdaki insanı suçluyorsun. O kadar gereksiz ve saçma sapan şeyler ile mesnedsiz ve delilsiz yazacağına, sorduğum 7 tane soruya birer cümle ile cevap verseydin, beni de en azından şu saçmalıklarına bu saatte cevap yazdırma zahmetinden de kurtarmış olurdun. Neyse, sen üşenmemiş yazmışsın, bizde sana karşı ayıp olmasın diye tane tane yazacağız artık.
Bu nedenle, cımbız dediğin gibilere yakışır ve geçmişte senden de tanık olduğumuz durumlar var. Gerçekten cımbızı kendine yakıştıramayacaksan buyur, bundan sonraki yazılarında göster.
Cımbızlık bir tane açtığım konu yada yorum göstersene bana, kendi yazdıklarımdan. 1 tane, çok değil. Genelde cevap yazacağım insanın yazdıklarından en vurgu yapan bölümü alır ve cevabımı o noktadan veriririm. Eğer sen buna cımbızlık diyorsan, benimle yazarken yanında lügat bulundur. Ben her zaman yazılarımda gösteriririm, 2600 tane (ki; başka nedenler ile silinenler bunun 2 katı) yazı ve yorumumda göstermişim. Yani; ben rüşdümü ispat etmişim. Sadece sana kim olduğunu sordum; cevap: tıss !
Kimse kimseye nasıl hitap edeceğini sormaz. Ama, yazdıklarının içeriğine yorum yapılmasını da buraya yazı asan kabul eder, mızmızlanamaz. Bunu anla artık.
Bu cümlene sonuna kadar katılırım. Ben de kime ne şekilde hitap edeceğimi bilirim. Ne sen, ne bir başkası bana bu konuda akıl verme cüretine giremez. Terbiye sınırları içinde yazarsam, muhatabım dahi buna karşı gelmez. Yazılarımı özellikle bazı yerlerini de belirginleştirerek yaparım ki, insanlar katılım göstersin, kendi özgün fikirlerini ortaya koysun bir muhabbet tadında paylaşalım diye yaparım. Ama; kaz'ı köz anlayanlara da elbette uygun yoldan cevaplandırırım. Sen de bana bunu anla artık derken, muhatabının kaç tane yazısını okudun da anlayışsız olmakla itham ediyorsun, şaştım gerçekten.
Bana dinle ilgili, kuranla ilgili hangi soruyu sordun da cevap alamadın.
Hiç birini...Hepsi, kendi hezeyanların. Neden hezeyan dedim biliyormusun ? Çünkü, biraz ordan biraz burdan okumuşsun, elbette cahil değilsin, ama kıyas nedir, hüküm nedir bilmeden kendi yorumlarını mutlak görmüşsün. Kendi kafana göre takılıyorsun, olabilir bu seni bağlar. Ama umuma açık bir yerde yazarsan beni ve benim gibileri kökünden bağlar. Bu noktada yanlışını ortaya koymak benim ve benim gibilerinin asıl gayesini oluşturur. Sen, şuan benim için fikirleri toplum önünde lağv edilmeye müstehak bir ferdsin. Kişiliğin ve karakterin ile işim olmaz. Ama fikirlerin birer dinamittir, ben de o dinamitleri senin kendi beyninde patlatırım. Duru beyinlere vereceğin zararı engellemek isterim. Bunun içinde var gücümle gayret gösteririm. Sonuçta hakk olan ortaya çıkacağı için; ki bu değişmez gerçektir, emek vermekten çekinmem ve gocunmam.
7 soru sorup, kendini tanıtmışmış
Tartışma ortamının gereğiymiş falan.
Sorduğun sorular, şahsıma ait sorulardı ve yazdığının yazının alt sıralarındaydı. Daha o sorulara gelmeden yazındaki iddiaları sıra ile atlamadan cevapladım.
Ben mi göremedim ?...Çünkü, halen senin ile ilgili sorduğum konulardaki soru işaretleri aynı işaretler olarak durmaya devam ediyor.
Bekleyebilseydin, onların cevapları da gelecekti.
Ooooo ! Sen de hep bekletiyorsun ama. Sonra beklemekten sıkıldığımızda bekleseydin gelirdi falan filan, geç bunları. Her şey zamanında olur. Ben soru sorayım, sen gazel bağlarından bahset. Sonra da bekleseydin, lütfen ! bekleme yapmayalım...
Ama artık şahsımı tanıtmanın önemi yok. Çünkü; daha forma ilk yazımda, senin fikir yada bilginle değil, kaba, kırıcı sözlerinle karşılaştım.
Senin için ilk mesajım kaza namazları ile ilgiliydi. Buraya yapıştırayım da anılarımızı tazelemiş olalım.
http://www.islamforum.net/f4/kaza-namazlari-28132/#post170675
Bunu yapma nedenim, senin fikrinde gelen bir çok insan oldu. Ve ne tuhaf ! hepsi de aynı prototip klişelerdi. Biz, bazen bu konularda daralırdık. Ayet ile hadis ile sünnet ile cevaplar verirdik. Muhatap her seferinde, ali olmadı veli isterim derdi. Bekir'i isterim, radikal gitsin derdi. Sen de aynı mantık ile gelince; bu sefer cem yılmazvari bir ironi yapalım istedim. Çünkü, bu forum müdavimleri senin gibi kardeşleri çok yakından tanır. Şaka değil, çok ciddi bir okuyucu kitlesi vardır. Şuan piyasada bir çok islami forum olsa da gerek adminleri, gerek co adminleri veya üyeleri her gün buraya bakar. Ne var ne yok diye. Kahvaltısını burada yapıp, kahve seansında diğer foruma dikey geçiş yapanları vardır. Mesela biri de benim. her gün bakarım. Klavyemin arasına kaçan susamları toplasam, 10 tane güvercinin bir öğün yemeği çıkar.
Asayım mı buraya ilk yazını, o zaman edebini göstereyimmi? Münazara kuralı imiş; o zaman neden bu insanca tavrı göstermedin de küstahlıklar yapmıştın.
Ne o ? "kesiim mi topunuzu" der gibi. Sen edep gösteremezsin bana, fakat sadece edebi yönümü istersen, görebilirsin. Hani bir oyun varya; "Asiye nasıl kurtulur ?", "Asiye isterse kurtulur" türden yani. Hem ben astım ilk mesajımı, göstereyim mi demene gerek kalmadı, saklayacak bir şeyimiz yok elhamdülillah. Dinimin fıkıhına karşı küstah yazı olursa, elbette küstah olurum. Üzüleceğimi mi sandın, halis kaşarımdır; takmam ! İşim olmaz.
Bak sevgili kardeşim, şahsımın makamlarının önemi yok, burada yazarak bunu kullanmaya niyetimde yok.
Madem bu tür şeylerin önemi yoktu da; 2 sayfa dolusu yazıyı neden yazdın o zaman mübarek ? Bizi mi deniyorsun, adam mı seçiyorsun ?
Ben kişilere değil, fikirlere, düşüncelere bakarım.
Benim bir anlayışım vardır;
1- Tahsil cehaleti alır, eşeklik baki kalır
2- Ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu, ne insanlar gördüm üstünde elbise yoktu.
İşte beni tanımlayan sözler, ben bunları felsefe haline getirip insanlara yaklaşıyorum ve kendimi şahsen hiç takdim etmiyorum.
1 - Eşşekler tahsil yapmaz. Eşşekliği her zaman bakidir. Semerler dolusu kitap taşır da bir harfini okumaktan acizdir. Kimi insanlar da gerek elinde, gerekse de evinin kütüphanesinde ciltler dolusu kitap barındırır da; "kitaplara arkanı dön ve ilk sıradaki kitabın yazarını söyle" desen, apışır kalır. Bu da merkeblikten de daha aşağıdır. Ve üzüleceksin ama, kütüphanemdeki bütün kitapları kendi ellerim ile yerine yerleştirdiğim için, tek tek yazarlarının hayat hikayelerine varıncaya kadar da okuduğum için, o yönden; benden sana malzeme çıkmaz. Benim kitaplarımı okuma gayesi dışında daha bir insan elleyememiştir. Bana karşı kullandığın "Eşek" lafın teğet geçti yani
2 - Bahsettiğin veciz söz Mevlana Hazretleri'ne (k.s.) aittir. "Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok, nice elbiseler gördüm içinde insan yok" şeklindedir. Bu sizin felsefeniz olamaz. Bu sizin felsefeniz olması için, Mevlana Celaleddin Hazretleri'nin (k.s.) yolunda olmanız gerekirdi. Oysa, siz o yolu kaybetmişsiniz. İnşaallah bulursunuz.
Sen yapabilirsin bu da beni ilgilendirmez. Ben senin şahsının değil, fikirlerini muhatap alırım.
Bu nedenle fikri yazıların olacaksa buyur yazalım, istediğini sor, sorduklarımı da cevapla.
O kadar yazı yazdın şahsım ile ilgili, eşek bile dedin, bir de kalkıp işim olmaz dedin, artık dayanamam ben burda koparım
Sen şu; karşıki dağları ben yarattım edasından, kibirinden kendini ne kadar erken kurtarabilirsen bu hepimiz için kazanç olur. Aksi halde seni kendi kendini imha eden birey olarak görmek işten bile değil.
Ben; karşıdaki dağları değil, sineğin kanadındaki tozun zerresinin dahi nasıl yaratıldığı konusunda en ufak bir becerisi olmayan, Rabbi tarafından çırılçıplak olarak dünyaya ağlayarak gelen, anasının merhameti ve sütü olmasa kedi eniği gibi inleyip ölecek kadar acz olan, Yüksek merhamet sahibi Rabbi tarafından ana babası vesile edilerek doyurulup büyütülen, okutulan, ilim ve beceri sahibi olup rızkını kazanması ve insan gibi yaşaması için Rabbi tarafından yine sayısız nimetler ile donatılan ve bunun karşılığında halen Rabbine nankörlük yapan, pis bir sudan yaratılmış acz bir köleyim. nerde kaldı benim kibrim ?...Ateş olsam ancak kendimi yakarım. Köprü olabilirsem; işte o büyük mertebe ! Ama ilmim varsa ve o ilim ile amel edebilirsem köprünün üstündeki belki küçük toz zerresi olabilirim. Köprü olmak isteyen de, üzerine peşinen basılmasını kabul eder karakterde olmalıdır. Biz, elhamdülillah köprünün üzerindeki bir tek çakıltaşı olmaya çalışıyoruz. Geç bu ayakları, sadede gel...
Senin uyarınlarınla düzelttiğim hiçbir yazım yoktur. Sen zaten hiçbir yazıma fikri eleştiri getirmedinki.
Daha ne ayet yazdım, ne hadis yazdım. Bir kamyon cümle kurdum, daha seninle ilmi anlamda zerre bir şey konuşmadık. Dur bakali n'olcek ?
Ben kimim ki, birini kendi kafamdan itham edeyim. Allah, peygamber ve dine aykırı düşenleri ise; kuran tanımlaması ile ikaz etmemi de kimse engelleyemez, kınayamaz.
Bu sözün hakk sözdür. Hiç bir şekilde muhalif olmam, olamam.
Kuranı reddeden, Peygamberi Allahtan üstün gören birsi sana göre nedir? Hadi bakalım, sen delikanlı gibi cevap ver.
Kafirdir !
Kurandan cümleler ederek feleğimi mi şaşırtacaksın?
Ya kardeşim, yap artık.
Evet ! Feleğin de aklında darmadağın olacak. Ama önce nefsini tatmin etmeye çalışıyoruz. Çünkü daha ayetler ile konuşmaya başlamadık. Diyeceksin ki, diğerlerine yazdım ya, olabilir herkes kendi bildiği kadar cevap verir. Ben de kendi bildiğim kadar cevap ile gelirim. Sen konuyu o kadar dağıtmışsın ki, hangi birine yazdığın cevaba istinaden cevap vereyim şimdi ben sana. Gel şöyle karşıma, iddianı koy ortaya, ayet ile destekle. O zaman ikimizde boyumuzun ölçüsünü görürüz.
Müslümansan gevezeliği bırakalım da hemen yap. Anlat bana kurandan, doğru nedir, yanlış nedir anlat. Hepimiz faydalanalım.
Sor, bildiğimizi anlatalım.
Benim sözlerimi bana satma, hadi kuran ilmini göster. Sayende leyleğe döndük yahu.
Benim sözlerim cebimde değil, ben söz satmam. Ama sözü isteyene veriririm. hakettiği oranda.
Sinanın cevaplayamadığı her soruyu buyur sen delikanlı gibi cevapla o zaman.
Sinan cevaplamış, ama sana ve bana göre yeterli değilse, bu sinan'ın suçu değil. Yazdıklarının doğru yönlerini görüp de bazı anlam kargaşalığından dolayı eksik bulduğun yerleri neden düzeltmiyorsun da tümden hepsini yok sayıyorsun ? Sen de mi eksik biliyorsun ?
Peygamberi Allahtan üstün tutan, sapık rivayetleri peygamberimize ve annelerimize layık gören,Kuran, hadis hiyerarşisini bilmeyen ve bunları bilemeden konuşan birini alkışlamam mı gerekirdi.
Şer'an bu yazılanlar ve senin bahsettiklerin, küfrü gerektirir. Kişinin söyleyiş esnasındaki niyetine bakılır. Ama; Peygamberi'ne (s.a.v.) Allah'ın emr'i nedeni ile birebir bağlılık gösteriyorsa, O'nun izinden yolundan çıkmıyorsa, sen bu insana kafir değil müğmin diyebilirsin ancak ! Çünkü Peygamber'e (s.a.v.) uymak, O'nun yolundan bağlı olarak gitmek birebir imanın göstergesidir. Ama sen bunu kafirlik ile bir tutarsan, o zaman bir müğmine kafir dediğin için sen (Allah korusun) kafir olursun.
Sapık rivayetleri annelerimize layık görenin imanından şüphe edilir. Çünkü; Peygamberi (s.a.v.) seven, O'nun (s.a.v.) ehlibeyti'ni de sever. Çünkü bu da emr'dir. Onlar'ın manevi şahsiyetlerini her türlü itham ve sözden sakınmak imanın tezahürüdür. Aksi, imansızlık göstergesidir. Kişi hadis ilmini bilmeyebilir, olabilir. Sırf önüne gelen bir sözü hadis diye geldiği için bir an red etmeyip, "araştırmam gerekir bu konuda araştırma yaptıktan sonra bir yorum yapabilirim" diyorsa, sırf hadis de olabilir şüphesi ile sana o an için açıklama yapamıyorsa, sen O'nun masumiyetine ve o anki bilmemezliğine yormak ile mükellefsin. Muhatabın gider,araştırır, inceler, daha gerçeğe ulaştığı halde sır nefsani yönden yanlışında ısrar ederse; o zaman sen hem doğrusunu gösterir, hemde muhatabının eksik yönlerini tamamlarsın.
Kur'an ve hadis hierarşisini bilmek elzemdir. Kur'an mutlak ve gerçek hadisi şerifler de bu mutlak olan Kur'an'dan yayılan nur ışıklarıdır. Çünkü; ayet ile sabitttir ki, "
O, nefsinden konuşmaz !" O'nun gerek yaşantısı ve gerekse de sözleri; Kur'an kaynaklıdır. Çünkü, O'nu (s.a.v.) terbiye eden, layıkı ile terbiye etmiş olan alemlerin Rabbi olan Allah'tır (Celle celaluhu). Bunları bilmeden konuşan insana öğretmen gerekir, elbette alkışlamanı beklemem. Ama öğretmeden, tokatlamanı da istemem.
Bunları söyleyen birini kuran nasıl tanımlıyorsa; kendisini düzeltmesi için, onu kendisine ikaz etmem mi doğrusudur.
Sen bunu n hangisini doğru buluyorsun?
Bu yönde ilim eksikliği olanları Kur'an aşağılamıyor, git öğren diye alimlere yolluyor. Sen nereye yolladın ? Eğer alimlere ve onların açıklamalarına gönderdiysen, iyi etmişsin tebrikler. Ama, nefsine havale ettiysen; ziyandasın. Çünkü; o bildiği kadarı ile amel edecek ve eksiğini bu sefer Rabbi Zülcelal tamamlayacak. Ama sen; bildiğini gizleyeceksin bir de üstüne takdir bekleyeceksin. Ya pasta ? ya mide ? Hangisi; bunu da sen seç.
Gevezeliğe son verirsek, bunları yapacağımdan emin olabilirsin. Seni de görürüz inşallah. İlmini de fikrini de görürüz. Doğruların varsa seve seve helallik isteyerek alırız.
Geç bunları da. Gevezeliği kimin yaptığını okuyanlar takdir etsin. Bu konuda karşıdakini gevezelik ile itham etmek ne senin ne de benim haddimdir. Kimseye gönül koyup da hakkımızı bu güne kadar haram etmedik. Ana avrad sövenlere dahi haram etmedik. Elbette mahkemeye kadar sabr edecek kapasitemiz vardır.
Ama, kibir, hakaret, konu dışına çıkarsan da hak ettiğin cevaı alırsın sen de bunu kabul et
Kabul ettim, senin de kabul ettiğini gördüm.
Bilmediğim kimselere yanlış söz kullanamam. Tarif ettiğin gibi ise iyi yapmış dyebilirim.
Tarif ettiğim gibidir. İlerde anlarsın, daha yenisin çünkü. Ben acele etmem, beklerim.
Bu sözleri söyleyen senden; geçmişte yaptıklarını unutarak, dini bilgilerinle ortaya çıkmanı istiyorum.
Benim geçmiş yazdıklarımda bir şey yok. varsa, sen koy ortaya yanlış tarafımı, cevabını ve hesabını vereyim. Hem sayende kendi açımdan da sağlama yapmış olurum. Hem muhabbet olur. Herkes dahil biz de faydalanırız.
Bu sözünde samimi isen, buyur kardeşim.
Her zaman samimi cevaplar verdik. Bu kadar yazıdan sonra daha halen samimiyetimden şüphe ediyorsan, samimiyet kriterlerini bir daha gözden geçirmeni isterim senden.
Bir Müslüman nezaketiyle; ince gönüllülüğüyle yazılarını yaz. Biz de faydalanalım, yada eleştirelim.
Sen bizi hiç okumamışsın bre ! önyargılarına teslim olup, pupa yelken gitmişsin. Azıcık kafanı kaldır da forumu gez, bizimle beraber diğer arkadaşlarla da tanış. Hasbihal yap, ondan sonra gel radikal sen kaba adamsın, de ! Vur kafamıza, sesim çıkarsa namerdim.
Yukarıdaki sözü de söyleyen sensin, ama burada yine yıkıp deviren de yine sensin.
Hepsini söyleyen elhamdülillah benim. Bütün yazdıklarımın da arkasındayım. Yıktıklarım ancak sapık fırkalar ve fikirleridir. Bunlarla da yıktığım sayı adedince iftihar ederim.
Neyse artık, bu saçmalık diye saçmalamaktan vazgeçerek, yazılarını yazabileceksen, savunduğun sinana sorduğum soruları alıntılayarak cevaplamakla başla.
Uzun bir sayfa boyunca senin saçmalıklarına sabr ile cevap yazdım. İstedim ki, seni ciddiye aldığımı anla. Şimdi; bundan sonra tek tek sor, tek tek cevap al. Münazara şartlarına uy, sorunun cevabı gelmeden ikinci soruyu sorma. Ben de aynı şekilde davranacağım. Bu güne kadar yazmadım, sebebi de; 1- sana kızmış olmamdı, 2- ceza aldığın için cevap veremeyecek olmandı. Bu durumda yazmam pek adil olmazdı. Cezan bu gece bittiğine göre şimdi devam edebiliriz.
Lafla peynir gemisi yürümüyor. Buyur bakalım, kolay gelsin

Sen günlerce yürütmeye çalıştın ama...
Aleykümselam.
radikal.
Şimdi; show time !
Buyur bakalım;...