Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Islamiyete göre Hz.Isa dönecekmi?

Islamiyete göre Hz.Isa dönecekmi?

  • Evet

    Kullanılan: 0 0.0%
  • Hayir

    Kullanılan: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Yok Ercan Ben O Yaziyi Sana Yazmadim Zaten.cümleyi Yanliş Kurmuşum.
METE KARDEŞ HAKLISIN BUNDAN SONRA DAHA YUMUŞAK OLACAĞIM.
Inşaallah
 

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Ercan Kardeş Cümleyi Yanliş Kurdum özür Dilerim
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Karababa' Alıntı:
Bende bunu izah etme gayretindeyim. Tekrar ediyorum.
-Rasululullah sav. miraç'a yükseldiğinde İsa As. ile görüşmüşmüdür.

Evet o halde isa As. Yok olmamıştır. Biz herhalimizle dünyaya tabi olmaklığımız ile onu illaki ete kemiğe bürümek istiyoruz.

Bir cuma vaazında vaaz eden hoca efendi diyorki İnsan melekleri göremez. Diyorr.
Sahabi gördüü.. İçimden haykırmak insanları uyarmak geliyor. Ama imam efendi hürmet sahibi olan olduğundan miskinin dediğine itibar olmaz.

Heryerde olan meleikeye Et kemik üstüne elbise biçen insan,, Daha pek merhalelerden geçmelisin!!

Sevgi deger karababa,Isa a.s. dünyaya gelip yok deccali öldürecek hüküm sürecek maymun domuzu öldürecek haci kiracak benim karsi cikmam bunlaradir.Diyorumki Isa a.s. dünyaya geri gelmeyecek,ama´Isanin yok oldugu idiasi degil. insanlar normal olarak ölümsüzdürler(Fiziki ölüm sadece günün bir kismi kadar uyumakla tarif olunur kitabta) cünki daha hesap günü vardir. Allaha emanet ol.Sevgi deger kardesim.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
MUVAHHID' Alıntı:
Yok Ercan Ben O Yaziyi Sana Yazmadim Zaten.cümleyi Yanliş Kurmuşum.
METE KARDEŞ HAKLISIN BUNDAN SONRA DAHA YUMUŞAK OLACAĞIM.
Inşaallah

Sevgi deger kardesim,seni tekfir etmek degildir niyetim ama Insallah bundan sonra daha yumusak bir üslup beni ve diger arkadaslarimizi ziyadesi ile menmun edecektir.Burada fikir alis verisi yapiyoruz kimse kimseyi zorla bir seye inandiramaz hakaret edemez diyorum yani bir müslümanin digerini Kafir,müsrik münafik gibi seylerle itham etmesi yanlis diyorum.Metanet gösterirseniz hos görü ile yaklasirsaniz tabiki bundan hepimiz karli vede kazancli cikariz bir seyler ögreniriz Insallahu teala.Allaha emanet olun,Sevgi deger kardeslerim.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
isimsiz' Alıntı:
metin kardeş kendi yazınızdada açıklamışsınız.(herşeyde bir hiklmet vardır)hz isanın nebiliğinin kaldırılıdığına dair bir ayet yoktur.böylece nebiliği kalkmayan bir kişiye tekrardan nebilik verilmeyeceğine göre hz.muhammed mustafadan sonra yeni bir peygamberlik durumu olmayacaktır.ve sonuç olarak yine son nebi hz.muhammed mustafadır.

Sevgi deger kardesim,herseyde bir hikmet vardir dogru amenna.Kitabta Hz Isa a.s.nebiligi kaldirilmamistir ayni zamanda geri gelecegide onaylanmamistir.Buna iyi dikkat edersen Isa a.s. dünyaya gelip hüküm sürmeyecektir,deccal,mehti ve Isa a.s. geri gelecegi hikayeleri tamamen Islam disidir.Dine yapilan bu eklerden yamadan kurtulmak gerektigini düsünüyorum Allaha emanet ol,Sevgi deger kardesim.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
isimsiz' Alıntı:
ben namaz farz değildir demiyorum.vede namaz ile ilgili ayetlerdende haberim var.fakat dediğim şey bütün aradığımız incelikler yoktur bunun içinde bir aydınlatıcıya ihtiyacımız vardır

Sevgi deger kardesim incelik senin devamli olmandadir,yoksa el baglayip baglamamanda degil;

Ey iman sahipleri; size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetti. Allah Bağışlayandır, Merhametlidir.

5 Maide Suresi 101

Yani bu ayeti kerimede aciklanmayan seyleri sormamamiz bizzat Allah tarafindan ögütlenmistir,yoksa eksik birakilip imamlar tarafindan doldurulacak denmiyor nakilde demiyor sormayin diyor burada mühim olan olmaz ise olmazlardir.Kusura bakma gec yazilmistir cünki dedigim gibi hic bir konuda kalamiyoruz hemen baska mezraya cekilip konulari takip edemiyoruz eger sara kardes bugün bana özel mesajda göndermese ben yine göremeyecektim senin bu sorunu bunu icin eger soruna cevap alamaz isen lütfen özel mesaj yolla daha cabuk yazarim Insallah.Allaha emanet ol,Sevgi deger kardesim.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Sara' Alıntı:
Hz. Isa yaryuzune inecek ama Peygamber olarak degil!!
Hz. Isa Deccali oldurecek
ama maymun domuzu oldurecek´mi onu bilmiyorum!!

yukarda yazdiginiz yaziyi nereden buldunuz Kur´an´danmi???


Selam ve dua ile...
Sevgi deger kardesim ben hangi yazimda hangi konuda nerede lütfen hepsini bana yazarsaniz bende cevabini yazarim sorunuzu anlamakta zorlaniyorum.Bu yazi benimmi?bilemiyorum ben hic bir zaman Hz Isa a.s.geri gelecek demedim?Allaha emanet ol,Sevgi deger kardesim.
 

senas

New member
Katılım
9 Mar 2006
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hz. İsa Ölmedi,Gelecek

Hz. İsa Ölmedi,Gelecek

Kuran'da inkar edenlerin Hz. İsa'yı öldürmek amacıyla bir tuzak kurdukları haber verilir. Rivayetlere göre Hz. İsa'nın yanındakilerden birisinin ihanet etmesini sağlayan bir kısım bağnaz Yahudi din adamları (kahinler), Allah'ın elçisini tutuklayıp Romalılara teslim etmek istemişlerdir. Yine rivayetlere göre ölüm cezasını uygulama hakkı olmayan söz konusu kahinler, Roma yönetimini kışkırtmak için bir tuzak hazırlamış ve Hz. İsa'yı Romalı yöneticilere karşı faaliyet yürüten bir kişi olarak tanıtmışlardır. Çünkü Romalıların bu konuda çok hassas ve acımasız olduklarını bilmektedirler. Bu tuzağın sonu ise Kuran'da şöyle bildirilmiştir.

Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır. (Al-i İmran Suresi, 54)

Ayette de bildirildiği gibi, Hz. İsa'yı öldürmek için harekete geçilmiş, tuzak kurulmuştur. Ancak onlar Hz. İsa'yı öldürmeyi başaramamışlar, onun bir benzerini, Hz. İsa zannederek öldürmüşlerdir. Allah, Hz. İsa'yı Kendi Katına yükselterek, hazırlanan tuzağı boşa çıkarmıştır:

Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. Hayır; Allah onu Kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 157-158)

Kuran ayetlerinde Hz. İsa'nın Allah Katına alınışı haber verilmekte ve yeryüzüne ikinci kez gelişi çeşitli alametlerle bizlere bildirilmektedir. Peygamber Efendimiz (sav)'in de "...Vallahi muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem adil bir hakem, adaletli bir hükümdar olarak inecek..." (Sahih-i Müslim bi Şerhin-Nevevi, cilt 2, s.192) gibi birçok hadisinde Hz. İsa'nın geldiğinde yapacakları ve o dönemin özellikleri çeşitli örneklerle anlatılmaktadır. Bu açıklamalar hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar açık, detaylı ve içinde bulunduğumuz dönemde yaşanan gelişmelerle uyumludur. Nitekim asırlar boyunca İslam alimleri de eserlerinde Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişi ile ilgili çok önemli yorumlarda bulunmuş, ahir zamanda nasıl bir ortam oluşacağını insanlara aktarmışlardır. Tevrat ve İncil'de de Hz. İsa'nın yeryüzüne gelişine dair çok açık izahlar bulunmaktadır. Tevrat'ta Mesih'in yeryüzüne hakim olacağı "... göklerin Allah'ı ebediyyen harap olmayacak bir krallık kuracak ve onun hakimiyeti başka bir kavme bırakılamayacak" (Daniel, 2: 44) gibi sözlerle, İncil'de ise "... Sizden göğe alınan bu İsa, göğe gittiğini nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir." (Elçilerin İşleri, 1: 11) şeklinde haber verilmektedir.

Allah'ın iman edenlere hidayet rehberi olarak gönderdiği bu üç İlahi kitabın Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişi konusunda bu kadar uyumlu olmaları çok dikkat çekicidir. (Tevrat ve İncil vahyedilmelerinin ardından tahrif edilmiş olmakla birlikte, içlerinde Kuran ayetleri ile uyumlu birçok açıklama bulunmaktadır. Bu açıklamaların ilk vahyedildikleri dönemden kalma izahlar olmaları muhtemeldir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Hz. İsa'nın gelişi tüm insanlık için çok büyük bir nimet, Allah'tan çok büyük bir lütuftur. Bu kıymetli peygamberle karşılaşmak Rabbimiz'den çok büyük bir nimettir. Hz. İsa geldiğinde masum, tertemiz ve nurlu yüzüyle, hikmetli, akıllı ve isabetli konuşmalarıyla hemen dikkati çekecek, dünya üzerindeki tüm insanlar hayatlarında ilk kez en yüksek insani vasıflara sahip mübarek bir peygamber göreceklerdir. Onun doğumu, hayatı, Allah Katına alınışı ve yeryüzüne ikinci kez gelişi gibi, bu gelişten sonraki hayatı da Allah'ın izniyle mucizelerle dolu olacaktır. Tüm insanlar onun üstün ahlakına ve benzersiz aklına hayran olacaklardır. Onun söylediği her söz, her hareket hikmetli, aldığı her karar isabetli ve Allah'ın ilhamı ile olacaktır.
 

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Vellezine yüteveffevne minküm: Sizden ölenlerin (teveffi edilenlerin) geride bıraktıkları eşleri.

Vellazine yüteveffevne minküm: Sizden ölenlerin (teveffi edilenlerin) geride bıraktıkları eşleri.

Teveffenâ meal ebrâr: Bizi iyilerle beraber vefat (teveffi) ettir.

Hatta yeteveffahunne-l mevt: O kadınları (teveffi) ölüm alıp götürünceye kadar.

İnnellezine teveffahumu-l melâiketü: Melekler canlarını alırken (teveffi ederlerken).

Hatta izâ cââ ehadekümü-l mevtü teveffethu rusülünâ:Nihayet birinize ölüm geldiği zaman elçilerimiz (meleklerimiz) onu canını alırlar (teveffi ettirirler).

Hattâ izâ câethüm rüsülünâ yeteveffevnehüm: Sonra elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken (onları teveffi ederlerken).

Teveffenâ müslimin: Biz itaatkâr iken canımızı al (bizi teveffi ettir).

Neteveffeyenneke: Seni öldürürsek (seni teveffi ettirirsek).

Neteveffeyenneke: Seni öldürürsek (seni teveffi ettirirsek).

Teveffenî müslimen: Ben itaatkâr iken beni öldür (beni teveffi ettir).

Ellezine teveffâhümü-l melâiketü: Meleklerin canlarını aldıkları kimseler (melekler tarafından teveffi ettirilen kimseler).

Ellezine teteveffahümü-l melâikatü: Meleklerin canlarını aldıkları kimseler (melekler tarafından teveffi ettirilen kimseler).

Sümme yeteveffaküm: Sonra (Allah) sizi vefat ettirecek (sizi teveffi edecek).

Minküm men yüteveffa: İçinizde kimi vefat eder (teveffi olur).

Kul yeteveffaküm melekülmevt: De ki, ölüm meleği canınızı alacak (sizi teveffi ettirecek).

Yeteveffel enfüse hîne mevtihâ: Allah birinin ölümü geldiği zaman canını alır (onu teveffi ettirir).

Minküm men yüteveffa min kablü: İçinizden (bu aşamalara geçmeden) önce vefat edenler (teveffi olanlar) de vardır.

Neteveffeyenneke: (Ey peygamber! Yahut) seni daha önce vefat ettiririz(teveffi ettiririz).

İzâ teveffethümü-l melâikatü: Melekler canlarını alırken (teveffi ederlerken)

Yeteveffaküm billeyl: Geceleyin sizi öldüren (sizi teveffi eden).

İz yeteveffellezîne keferu’l meleâiketü: Melekler kafirlerin canlarını alırken (teveffi ederlerken).

Velâkin a’büdü’llahellezî yeteveffâküm: Fakat ben sizi öldürecek olan (sizi teveffi eden) Allah’a kulluk ederim
 

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
MAİDE SURESİ 116 ve 117. AYETLERİNİN MANASI NEDİR?







Maide suresinde şöyle buyrulmaktadır:



“Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, “Beni ve anamı, Allah’tan başka iki tanrı bilin” diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, “Haşa! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zatında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.”



Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin, dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni Vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkiyle görensin.”











Hıristiyanlar: “Biz İsa ve annesini taparız çünkü o bize bunları emretmişti” derler. Allah (c.c.) İsa’ya sordu: Ey İsa sen onlara bunları öğrettin mi?” İsa (a.s.) Cevaben, böyle bir suçlamayı kesin bir dille reddedip, kendisi hayattayken böyle bir inanışın ümmeti içinde bulunmadığını söyler. Ve şöyle der: İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim.” Yani içlerinde iken her peygamberin ümmetini kontrol ettiği gibi ben de ümmetimi kontrol ederdim. Fakat böyle bir inanışla karşılaşmadım. Eğer karşılaşmış olsaydım bu bozuk inanışı düzeltirdim.



Sonra sen beni “teveffi” ettin yani beni vefat ettirdin. Ve bu teveffi ile birlikte ben onlardan ayrıldım. Böylelikle ümmetim benim kontrolümden çıkıp senin kontrolüne geçti. O günden beri üzerlerine kontrolcü yalnızca sensin.







1.







Bu ayet-i kerimede İsa (a.s.) İki devirden bahsetmektedir; birincisi ümmetinin içinde bulunduğu dönem ki bu “mâ dümtü fihim” kelimelerinden anlaşılmaktadır. Bundan sonra ikinci dönem başlar yani İsa’nın ümmeti içinde bulunmadığı dönem ki bu “künte enterrakıbe aleyhim” kelimelerinden anlaşılmaktadır. Peki bu iki dönemi bir birinden ayırdı eden hadise nedir? Ayet-i kerim’e göre birinci dönemi sona erdiren ve ikinci dönemi başlatan hadise “felemmâ teveffeteni” şeklinde vuku bulunan hadisedir. Yani İsa’nın ümmetinden ayrılışı teveffi (vefat) ile olmuştur.



Peki İsa (a.s.) Kuran-ı Kerim indiğinde ümmeti içinde mevcut muydu değil miydi? Tabii ki İsa ümmeti içinde değildi. Nitekim o vefat etmiştir. Çünkü Kuran-ı Kerim onun ümmetinden ayrılışı döneminin teveffi ile (vefat ile) başladığını söyler.







2.







Bu ayetin verdiği bilgiye göre teslis inancı İsa hayattayken yoktu. Nitekim İsa (a.s.) Vefatından önceki döneme kadar böyle bir inanışın bulunmadığını söyleyip vefatından sonraki dönemde böyle bir inanış yayıldığı ise ondan habersiz olduğunu söylemektedir.



Peki Kuran-ı Kerim indiğinde, Hıristiyanlar arasında teslis inancı var mıydı yok muydu? Kuran-ı Kerim böyle bir inanışın var olduğundan bahseder ve Hıristiyanların bu inanışla küfre düştüğünü beyan eder.



Kısacası Kuran’ın ifadelerine göre, Kuran indiği vakit Hıristiyanlar teslis inancına sahip idiler ve söz konusu ayetin ifadesine göre teslis inancı yayıldığı zaman Hz. İsa (a.s.) Vefat etmişti.







Teveffi Kelimesi ve Arap Dili







Teveffi Kelimesi Tefa’ul Babından olup mastar hükmündedir. Kuran-ı Kerim’de bu kelime yirmi beş yerde kullanılmıştır. İki yerde İsa için ve yirmi üç yerde, Resulullah Muhammed (as) Dahil olmak üzere diğer insanlar için. Tefa’ul babından mastar olan bu kelime, çeşitli zaman çekimleri halinde çeşitli ayetlerde geçmektedir.



Allah özne ve insan nesne olduğu zaman Kuran-ı Kerim’in her yerinde bu kelime sadece canın alınması için kullanılmıştır. Hiçbir zaman cismin alınması veya ruh ile cisim her ikisinin birden alınması manasında kullanılmamıştır. Ayrıca bu kelimenin Arapça kullanılışında böyle bir mana yoktur. Teveffinin bu şekildeki kullanılışının bir tek manası vardır o da, Allah’ın veya meleklerin bir insanın ruhunu almasıdır.Yani onu doğal yollarla öldürmesidir.



Nitekim bu kelime tefa’ul babından türediği zaman, Allah veya melekler özne ve insan nesne olduğu takdirde bunun ölümden başka manası yoktur. Sadece eğer bir ayette teveffi kelimesiyle birlikte leyl (gece) veya menâm (uyku) kelimeleri geçerse orada ruhun alınması uyku halinde olur. Söz konusu metinde bu iki kelimeden biri mevcut değilse manası sadece ölümdür.



Tartışma konusu olan iki yer dışında, Kur’an-ı Kerim’in yirmi üç yerinde teveffi kelimesi kullanılmıştır. Kuran-ı Kerim istisnasız bu kelimeyi ruhun alınması için kullanmaktadır. Bir kimse bu kelimenin cismiyle birlikte bir insanın göğe çıkarılması için de kullanılabileceği iddia ediyorsa, ona düşen teveffi kelimesinin bu manada kullanıldığını ispatlamaktır.



Kuran-ı Kerim'in yirmi üç ayetinde tartışma konusu olan teveffi kelimesi kullanılmıştır. Allah c.c. Bu kelimeyi her yerde istisnasız olarak ruhun alınması için kullanmaktadır, tersini söyleyen iddiasını ispatlamak zorundadır.
 

SIRK_DOKTORU

New member
Katılım
11 Mar 2006
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tabi ki gelecek .
Biz sahih hadisleri inkar edenlerden değiliz ki .
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
senas' Alıntı:
Herkese Selamlar.Bu konuda cok derin bilgiler iceren cok guzel bir kitap okudum.Gercekten cok bilgilendirici herkesin okumasini tavsiye ederim.
http://www.harunyahya.org/imani/gelisalametleri/alametler.html

Sevgi deger kardesim,Senas bunu birinci sayfadada yazmistim.

En-NİSÂ - 59. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.
Her seyin en iyi bileni Allahtir;

5/117- "Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu 'Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde (tevefa), üzerlerindeki gözetleyici Sen'din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın.”


3:55 ALLAH İsa'ya şöyle demişti: "Senin dünyadaki hayatına son vereceğim ve kendime yükselteceğim. Seni inkar edenlerden kurtaracağım ve sana uyanları Diriliş Gününe kadar inkar edenlerin üzerinde tutacağım. Sonra, dönüşünüz banadır ve anlaşmazlığa düştüğünüz konularda aranızda ben hüküm vereceğim."


Sevgi deger kardesim,Sara ayetler acik ve net yani Hz Isanin a.s. hayatina son verilmistir(tevefa).Geri iade edilecegine dair hic bir isaret yoktur.Tevefe kelimesi Qur´anda yaklasik 25 defa gecmekte ve hepside Canin alinmasi anlamindadir.Iste bir kac örnek;

22:5 ………. Kiminizin hayatına son verilir,

2:240 Ölüp de geriye eşler bırakan erkekleriniz,…

7:37 …. Elçilerimiz kendilerine gelip canlarını alırken….

Özellikle bazı Quran ayetlerindeki ifadelerin anlamları kaydırılarak, konu çarpıtılmakta ve yanlış yorumlarla, sanki Kuran’da varmış gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.

Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne döneceğini bir an için kabul edelim. Bu durumda yaptığımız kabul açıkça Quran’daki ayetlerle çelişecektir.

Hz. İsa kendisine kitap verilmiş bir nebidir. Eğer ikinci sefer gelecekse yine nebi olacaktır. Onun ikinci gelişinde nebi olmayacağının iddia edilmesi açık bir saptırmadır. Quran’da Hz. İsa’nın nebiliğini ortadan kaldıran hiçbir ayet yoktur. Fakat yine Quran ayetinde Hz. Muhammed’in nebilerin sonuncusu olduğunu bildirilmektedir:

33/40- Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir; ancak o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir.
Bu durumda Hz. İsa’nın tekrar geleceğini söylemek bu ayetle açıkça çelişir. Çünkü son nebi Hz. Muhammed’dir ve ondan sonra bir daha nebi gelmeyecektir.
Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne dönüşü iddiası Quran’a dayalı bir düşünce değildir. Bu düşünce Hıristiyan etkisiyle uydurulmuş hadisler vasıtasıyla İslam dinine geçmiştir. Günümüzde de bu konuyu suiistimal etmek isteyen kişiler tarafından kullanılmaktadır. Bu suiistimallere karşı yapılacak en iyi tavır, olayları hep Quran’a göre değerlendirmek ve Quran dışı bu tarz zırvaları tümüyle terk etmektir.Allaha emanet ol,sevgi deger kardesim

Ben o sitedeki yazilarida inceledim parantezleri cik ortaya baska anlamlar cikar cünki hepsinin dayanagi hadislerdir,Kitab degildir.
 

senas

New member
Katılım
9 Mar 2006
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam'dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir. (Al-i İmran Suresi, 19)

Kitabın bu bölümündeki amaç, Hz. İsa'nın geçmişteki hayatına ve yeniden yeryüzüne döneceğine ilişkin tüm detayları, en güvenilir kaynaktan aktarmaktır. Bu kaynak, elbetteki hiçbir bozulmaya ve değişmeye uğramamış olan ve Allah'ın "...O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur..." (Enam Suresi, 115) şeklinde ifade ettiği Kuran ve sahih hadislerdir. Doğumundan Allah Katına yükselişine, yeryüzüne tekrar dönüşünden gerçek ölümüne kadar Hz. İsa'nın hayatının pek çok aşaması Kuran'da açıklanmıştır.

Hz. İsa hakkında doğruluğu kesin bilgiye ulaşabileceğimiz yegane kaynak, Allah'ın kıyamete kadar koruyacağını vaat ettiği Kuran ve hadis-i şeriflerdir. Kuran'da, Hz. İsa'nın doğumu, hayatı, hayatı süresince karşılaştığı olaylardan örnekler, çevresindeki insanların durumu ve daha birçok konudan bahsedilmiştir. Hatta Hz. İsa'nın dünyaya gelişinden önce annesi Hz. Meryem'in nasıl bir yaşantısı olduğu, nasıl mucizevi şekilde hamile kaldığı, nasıl doğum yaptığı ve bu durum karşısında nasıl imtihan olduğu gibi pek çok konu da yine ayetlerle bildirilmiştir. Dahası Kuran'da, Hz. İsa'nın ahir zamanda ikinci kez dünyaya geleceğine işaret eden ayetler de bulunmaktadır.

Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" (katelna) demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler (ma katelehu) ve onu asmadılar (ma salebe). Ama onlara (onun) benzeri gösterildi (şubbihe). Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler (ma katelehu). (Nisa Suresi, 157)

Aynı ayetin devamında Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltilmesi şu şekilde haber verilmektedir:

Hayır; Allah onu Kendine yükseltti (refea). Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 158)

İslam alimlerinden Muhammed Zahid el-Kevseri ise, "teveffa" fiilinin anlamını incelerken, ayette bu fiilin ölüm manası taşımadığını ifade etmiş ve Zümer Suresi'nin 42. ayetinde geçen "mevt" kelimesine dikkat çekmiştir:

Eğer Hz. İsa ölmüş olsaydı (ki bu doğru değildir), "Allah ölüm vakti gelen nefisleri vefat ettirir." (Zümer Suresi, 42) mealindeki ayette yer alan ve ölüm anlamına gelen "mevt" kelimesi bildirilmezdi... Şayet iddia edildiği gibi Allah-u Teala adi ölümü (biyolojik anlamda ölümü) bildirmiş olsaydı, bu açıkça haber verilirdi. Madem ki Allah, Yahudilerin Hz. İsa'yı öldürmediğinden, vefattan ve göğe yükselmekten bahsetmektedir, o halde burada normal ölümün dışında bir mana düşünülmelidir. (Zahid Kevseri, Nazratün Abire fi Mezaimi men Yünkiru Nüzule İsa kable'l-Ahire, Mısır, 1980, s. 34-37)
 

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Hatta izâ cââ ehadekümü-l mevtü teveffethu rusülünâ:Nihayet birinize ölüm geldiği zaman elçilerimiz (meleklerimiz) onu canını alırlar (teveffi ettirirler).
teveffe ölüm demek.
EĞER HZ.İSA GELECEK OLSAYDI BU KADAR ÖNEMLİ OLAY KURANDA AÇIKÇA GEÇERDİ.
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
metin mete' Alıntı:
Sevgi deger kardesim ben hangi yazimda hangi konuda nerede lütfen hepsini bana yazarsaniz bende cevabini yazarim sorunuzu anlamakta zorlaniyorum.Bu yazi benimmi?bilemiyorum ben hic bir zaman Hz Isa a.s.geri gelecek demedim?Allaha emanet ol,Sevgi deger kardesim.
DESEYDİN ŞAŞARDIM
ZATEN HERŞEY MERKEZİNDE
YARIN HZ İSA GELECEK VE BU GÜN MEHDİ RESUL Ü YALANLAYANLAR ONUDA YALANLAYACAK
YANİ HERŞEY GENE MERKEZİNDE
KALBİNDE ALLAH A ULAŞMAK OLMAYAN KÖR SAĞIR VE İDRAKSİZ
 
Üst Alt