Bakın değerli kardeşim, bu konuyu kendi şahsımda oluşmuş yargılarla izah etmeye çalışayım inşaallah.
Ben Allah (c.c.) a iman etmiş, O'nun hak rasülü Hz.Muhammed (s.a.v) e inanmış ve biat etmişim. Allah'ın emirlerine olduğu gibi, yine O'nun emirleri doğrultusunda, Rasülü'nün de getirdiklerine iman ettim. Allah'ın Rasülü insanlara yanlış bir şey vermedi, yanlış konuşmadı, böyle bir tereddütten dahi beriyiz. Tek hüküm koyucunun Allah olduğuna inanıyorsanız bu cümlenizi yeniden gözden geçirmenizi dilerim....
Sizler gibi düşünen, yani şeriati sedece Kur'an dan okumaya çalışanların hissiyatlarını az-çok anlayabiliyorum. Hurefalarla dolu İslam dünyasının zaman zaman içine girdiği kaosu hepimiz görmekteyiz ve bu hurefaların İslam'ı, müslümanları ne derece olumsuz etkilediğini de bilmekteyiz Ancak bu hurefaları tüketmenin tek yolunun, direkt Kur'an'a gitmek olmadığını da kabul etmek lazım.
Şunu görmeliyiz, hurefaları üreten hadisler değil, onları yanlış yorumlayan ve aktaranlar, yani bizleriz. Bu yanlışlıkları ihdas eden insan, bu yanlışları hadiste olduğu gibi, Kur'an da da ihdas edecektir. Dolaysı ile "pireye kızıp, yorgan yakmamak" gerekir. Hadisi sahih ya da değil diye ayırt edenler yine insanlarsa ki öyle, o zaman elimizdeki tek rehber kurana vurmak gerekir....
Hurefaları irdeleyelim, Kur'an'a, sünnete, hadise, akla, reye sunalım, Allahın verdiği kesin hükmü reye sunma şansın olabilir mi senin.... Zekat konusunda miktar belirtmeyen Allah bunu kuluna bırakmıştır, ancak ulame hangi akla hizmetle 1/40 demiştir peki. Yani benim 40 evim var, 39 u yine bana, 1 muhtaca öyle mi, ne kadar adilene bir paylaşım (!)yargılayalım ve yorumlayalım ancak, şeri ahkamı sadece ve sadece Kur'an dan almaya çalışmamız, Peygamberimizi devre dışı bırakmamız, içinden çıkılamayacak sorunlar oluşturacaktır. Peygamberi devre dışı bırakan, hatta kuranın ve Allahın üstüne çıkaran yine sizlersiniz. Bu ayeti peygamberimiz açıklamıştır diyorsunuz farklı bir hüküm sunarak, neye dayanarak, rivayete dayanarak, yani kul sözüne itibar ederek. Bizler ise peygamberin yaşantısının kuran ekseninden sapmadığını savunuyoruz. Şimdi kim peygamberi devre dışı bırakıyor lütfen bir daha gözden geçirelim.....
Şu bir gerçek ki, herkesin Kur'an dan ahkam çıkarma yetisi ve şansı yoktur. Şu bir başka gerçek ki, Kur'an dan ahkam çıkarmaya çalışan insan, kendi haleti ruhiyesine, nefsine, şeytana ve eğitim, öğretimine, sosyal ve kültürel hayatına göre çok değişik hükümlere varacaktır.Buna da katılmıyorum, kuranda salatı ikame edin der, bundan siz herkesin belli bir ritueli yerine getirdiğini anlıyorsunuz, ben ise farklı anlıyorum. Allaha kendi dilimle yakarıyorum, kıyamımı, rükuyu, secdeyi kurandan güzel cümlelerle ne dediğimi de bilerek yine kendi dilimden yapıyorum. Bütün dilleri yaratan Allah ona kendi dilimden yaklaşınca beni anlamaz diye de bir kaygı taşımıyorum. Demekki insan kendi bilgi seviyesine, kendi vicdanına, kendi kültürüne vs göre kurandan hüküm çıkarabilir, buna da kul müdahale edemez. Bu ilim, müsbet ilimlerde ki gibi yanlış yapınca sonucu görülebilen bir ilim değildir. Burada yapılan yanlışlar, o hiç kimsenin kimseye fayda edemeyeceği gün ortaya çıkacaktır ancak ki, heyhat, vakit çok geç oacaktır. Bu sizin şahsınıza münhasır bir düşüncedir.... Çünkü gaybı Allahtan başka kimse bilemez....
Bu nedenle sizin örneklerle sormuş olduğunuz hayız-namaz mevzuunda, bizler hükmü, Peygamberimizin emirlerinden almakta ve O'na uymaktayız. Yine Allahın hükmü yetersiz ve aciz kaldı, müracaat peygambere. Yapmayın lütfen, islamın muazzez peygamberini Allaha öğretici etmeyin lütfen, bu zulmü yapmayın lütfen..... Biz Kur'an dan alamadıklarımızı, ihtilafa düştüklerimiz konusunda yine Allah'ın emri ile Rasüle başvurmaya emrolunduk çünkü...
Ama sahih kaynakları aramak ve araştırmak, sorgulamak, en doğrusuna ulaşmaya çalışmak, reddiyecilik değildir. Lütfen sizde bu konuda araştırmanızı tamamlayın ve öyle tekrar konuşalım....
Selam ve saygı ile