Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hayattayken Allah a ulaşmayı dilemek

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
Çün kiiii Allah rasulü muhammed Mustafa (s.a.v) MÜJDELEDİ bizleri....


Siz kim olurda allahın rasulünü geçersiniz. Aldığı abdesti alıp , gösterdiğiNamazı kılıp eda ederken. Öğrettiği zikri anlatırken nasııııl olurda Kendinize başka başka rasuller edinirsiniz.
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
İBRÂHÎM-4: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, Hikmet Sahibi’dir.

İSRA-15: Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(resûlen).
Kim hidayete ererse sadece kendi nefsi için (nefsini tezkiye ettiği için) hidayete erer. Öyleyse kim dalâlette ise sorumluluğu sadece kendi üzerinde olarak dalâlette kalır. Yük taşıyan (günahı yüklenen) bir kimse, bir başkasının yükünü (günahını) yüklenmez.Ve Biz, bir resûl göndermedikçe “azap edici ” olmadık.


MU'MİNUN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).
Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.

SECDE-24: Ve cealnâ minhum eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû ve kânû bi âyâtinâ yûkınûn(yûkınûne).
Ve onlardan, emrimizle hidayete erdiren imamlar kıldık ve sabır sahibi oldukları ve âyetlerimize (Hakk’ul yakîn seviyesinde) yakîn hasıl etmiş oldukları için.

MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun).
(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Herbir grup oraya (cehenneme) atıldığında, cehennem bekçileri (vazifelileri) onlara: “Size nezir (ikaz edici, uyarıcı) gelmedi mi?” diye sorarlar

MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin).
(Cehenneme atılanlar) derler ki: "Evet, andolsun ki bize nezir geldi. Ama biz, onu yalanladık ve Allah, hiçbir şey indirmemiştir, dedik ve siz, büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.”

sevgili kardeşlerim Allah rızası için anlamaya çalışın bizi
biz sizin tarafınızdayız
söylenen her şeyin ayetlere dayalı olarak söylenmesi hiçmi dikkatinizi çekmyor
Az zaman kaldı
yakın zamandaki harblerden sonra Dünya tekrar asrı saadeti yaşayacaktır zaten
korkumuz ölümün ne zaman geliceğinin belli olması
bir tek kalbden ALLAH A yönelerek cennete gidecebileceğinizi müjdeliyoruz sizleri
Allah tan gelen ruhnuzu Allah a teslim etmeyi Allah ın ermiş evliası olmayı dileyin
Hepinizi çok seviyoruz
Allah hepinizden razı olsun
 

edanur

New member
Katılım
12 Eyl 2005
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
merhaba arkadaşlar.Şuan kendini mehdi ilan eden şahıs,televizyona ilk çıktığında kuran bana indi deyip kendini peygamber ilan etti.Sonrada yurt dışına kaçtı.tekrar türkiyeye dönüp peygamberlik ilanı tutmayınca,bu sefer kendini mehdi ilan etti.Adamın parası var kendi reklamını yapıyor bazılarıda bu şahsın peşinden koşuyor.
Allah onlara ben size akıl verdim neden peşinden koştunuz diye soracak.Sonra inandıkları kişide benim peşimden gelmeseydiniz aklınız yokmuydu diyecektir.Kuran-ı kerime inanmak onun izinde gitmek varken böyle kendini bilmez kişiklere kapılıyorlar.Onlar bir kere inanmışlar ne desek kar etmez boşa nefes tüketmiş oluruz.kendi bildiklerinden şaşmazlar.ALLAH HEPSİNİ ISLAH ETSİN...
 

edanur

New member
Katılım
12 Eyl 2005
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Sana mübarek kitabı indiridk.....

Sana mübarek kitabı indiridk.....

'Sana bu mübarek kitabı ayetlerini güşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.'
Kurana sarılmak şüphesiz en güzel olandır.unutmamalıyızki doğruyu bilkenler Kurandan öğrenmiş olanlardır,sizinde o doğru bilenlerden hiçbir noksanımız yok,sizde akıl ve irade mevcut,bilenin bildiği yer belliyse ona rağmen bilmemekte direniliyor,başınıza glen musibetlerden başkaları sorumlu değildir.,hem kaynakolanı bilip araştırmayacaksın.hemde yanlış öğrattiler diyeceksin.bu şaçma bişşeydir,kendisi için öğrenene sorduğunda ,kendisi için öğrendiklerini anhlatır,o insan Kurandan kendisi için olanları almış.sana lazım olan Kurandadır.sende araştır.Çünkü üç beş kelam öğrenip,kendilerini alim sanmakta ve olur olmaz ahkam kesmektedir,bidat b-ve hurafelerin çıkış sebebleri bunlardır.Herkes Kuran içindeki ilme bakıp,gercek olan İslam dinini tahsil etse,doğruyu bileceğinden.hurafeler kendinden oratadan kalkar,hurafelere kananlar ,yarın bizi şunlar kandırdı deseler dahi,bu geçersiz bir laf olur,çünkü Allah kelamı, apaçık ortada değilmidir.Allah kelamı ortada dururken,ne olduğu belli olmayan birinin sözüne bakıpta,hiç Kurana bakmadan,o insanın söylediğini yaparsan,o insan kadar sende sorumlu olacaksın.Şüphesiz Allah en iyi bilendir.
 

pusula

New member
Katılım
10 Eki 2005
Mesajlar
128
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
fevkalade cevap!

işte ehl-i sünnet böyle cevap verir ve istikametine devam eder...
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
edanur' Alıntı:
merhaba arkadaşlar.Şuan kendini mehdi ilan eden şahıs,televizyona ilk çıktığında kuran bana indi deyip kendini peygamber ilan etti.
cevap O hiç bir zaman ben peygamberim demedi
dediği biz Allah ın elçisiiyiz
her peygamber zaten elçidirde ancakher elçi peygamber demekdeğildir


Sonrada yurt dışına kaçtı.tekrar türkiyeye dönüp peygamberlik ilanı tutmayınca,bu sefer kendini mehdi ilan etti.Adamın parası var kendi reklamını yapıyor bazılarıda bu şahsın peşinden koşuyor.
cevapsevgili kadeşlerim adminin O kadar uyrmasına rağmen anlatılanları örtmek için konuyu bu yöne çekiyorsunuz
haşa peygamberimiz s.a.v de medineyemi kaçtı yani
senin bu dediğini o günde ona söylemişlerdi
kuran diyorsunuz amenne
o zaten nederse ayetle söyler bunu ne zaman göreceksiniz


Allah onlara ben size akıl verdim neden peşinden koştunuz diye soracak.Sonra inandıkları kişide benim peşimden gelmeseydiniz aklınız yokmuydu diyecektir.Kuran-ı kerime inanmak onun izinde gitmek varken böyle kendini bilmez kişiklere kapılıyorlar.Onlar bir kere inanmışlar ne desek kar etmez boşa nefes tüketmiş oluruz.kendi bildiklerinden şaşmazlar.ALLAH HEPSİNİ ISLAH ETSİN...
cevap Hay Allah razı olsun hepinizden bizdesize bunu söylüyoruzhepinizi Allah a ve resulüne çağırıyoruz
davet ediyoruz sizleri
hepinizi çok seviyoruz
Sevgili kardeşlerim bir kitab düşünün kusursuz olan Allah ın kitabı bütün zamanlara hitab edebilen mucize kuran
ancak yine bu kitabı sadece Allah ın öğretmenlerinden öğrebiliriz


AL-İ İMRAN-7: Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteşâbihât(muteşâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te’vîlih(te’vîlihi), ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).”
O (Allah) ki; Kitab’ı, sana O indirdi. O’ndan bir kısmı muhkem (mânâsı açık, yorum götürmez, şüphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar, (Levhi Mahfuz’daki) ümmülkitapta (yer alan açık ve kesin âyetler)dir. Diğerleri ise müteşabih (mânâsı kapalı, açıklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çıkarmak ve (kendi yararına uygun) tevîlde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab’)ın müteşabih olan kısmına uyarlar. Halbuki onların tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan RASİHUN (rüsuh sahipleri) ise derler ki: “O’na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katından (indirilme)dir.” Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl’elbab tezekkür edebilir.

benim canım kardeşlerim kimdir ululelbab
sizin okullarınızda öğrettiğiniz gibi süzme akıl sahibi diplomalılar mı
bakın Allah ulul elbabıtarif ediyor hiç bir şeyin eksik bırakılmasığı,hz Ali nin devemi kaybetsem onda ararım dedği kuranda


/AL-İ İMRAN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr(nârı).
O (Ulûl’elbab) ki; (lübblerin, Allah’ın sır hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler. (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunları bâtıl olarak (boşuna) yaratmadın. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, ateşin azabından koru.”


bu üç halden başka bir hal yoktur.daima Her kalb atışında iç sesiyle Allah ı zikreden daimi zikir sahibleridir diyor Allah

AL - LAH AL - LAH AL - LAH

q_I_I I q_I_I I q_I_I I


NE YAPMIŞ İBLİS İŞTE BU ALLAH IN ÖĞRETMENLERİNİ HER DEVİDE DEVRE DIŞI BIRAKTIRMAYI BAŞARMIŞ
O YÜZDEN ENEL HAK DİYEN HALLACI MANSUZ HZ LERİNİ ASMIŞLAR
O YÜZDEN SAİD NURSİ HZ LERİNE YAŞARKEN YAPMADIKLARINI BIRAKAMIŞLAR
O HACI BAYRAM VELİ YE DELİ DEMİŞLER
YUNUSA AŞIK
HEP BÖYLE OLMUŞ KARDEŞLERİM YAŞARKEN DELİ ÖLDÜĞÜN DE OLMUŞ VELİ
NE ZAMAN GÖRECEKSİİNİZ
NASIL ANLATSAM SİZLERE DERDİMİ BİLMEMKİ
BU GÜN ALLAH A ERMEK UNUTULMUŞ ALLAHA ERMEMİZE VASITA OLAN İBADETLER HEDEF HALİNE GETİRİLMİŞ
O YÜZDEN PEYGAMBERİMİZ S.A. DİYORKİ;
BAZI İNSANLAR VARDIR CENNETLİK AMEL(NAMAZ,ORUÇ,ZEKAT,HAC,KELİMEİ ŞAADET) İŞLEDİKLERİ HALDE CEHENNEME GİDECEKLERDİR
BAZILARIDA CEHENNEMLİK AMEL İŞLEDİKLERİ HALDE CENNETE GİDECEKLEDİR
NİYET AMELDEN ÜSTÜNDÜR(NİYETİ ALLAH A ERMEK OLMAYAN IN AMELLERİ ALLAH A ULAŞMAYI İSTEYENİN NİYETİNDEN DAHA AŞAĞIDADIR)


ALLAH HEPİNİZDEN RAZI OLSUN

 

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
Allah'ın Sözüne Parantezlerle Nasıl Ortak Koşuluyor?

İskender Evrenesoğlu ve müritleri çok büyük bir yanlışın içinde. Meal ayrıdır tefsir ayrıdır. Meal Allah’tan olan tefsir kuldan olandır. Arapça orijinal metnin çevirisi ile bu çeviriye kişinin yaptığı yorum birbirine karıştırılmamalıdır.

Facia ve fırkalaşma işte tam bu noktada başlamaktadır. Bazı kimseler bir takım kişilerin ayetler hakkındaki yorumlarını da Allah’ın sözü saymaktadır. Ve Allah sözüne iman eder gibi o kimselerin sözlerine iman etmektedir. İşte siz de bu zavallı zümreden bir fertsiniz ne yazıkki.

Sizler sapkınlıkta çok daha ileri seviyedesiniz. Zira İskender kendi görüşlerini ayetlerin orijinal metninin birebir çevirisini verdikten sonra, ayetin altında sunmuyor. Ayetlerin içine parantez açarak kendi yorumlarını da sanki Allah’ın yorumuymuş gibi sokuyor. Ve siz de bu şirk ürünü cümlelere iman ediyorsunuz.

İskender şunu yapsa hiçbir sorun olmazdı. Önce ayetin mealini ekleme yapmadan yazıp sonra da altında kendi yorumunu yapıp “işte benim anladığım budur” deseydi konuyu bu noktadan tartışmaya açmaya gerek kalmayacaktı.

Mealciler aynı kelimeye farklı anlam verebiliyorlar. Bu gayet doğal. Çünkü bir kelimenin tek bir anlamı yok. Bu yüzden ya parantez açıp aynı kelimenin ikinci, üçüncü anlamını yazabiliyorlar yada aynı parantezde ikinci,üçüncü anlam ile anlamlı bir cümle kuruyorlar yada anlamı bozmadan diğer anlamları parantezlerle cümle içine adapte ediyorlar. Bu üstte anlattığımdan ayrı bir şey. Yine aynı mealciler parantezi bir önceki ayette yada daha başka bir ayette işaret edilen yer/durum/konuyu açıklamak için kullanıyorlar. Bu da gayet doğal karşılanabilir.

Şimdi size iki örnek vereceğim. Bu iki örnek de İskenderden. İlki doğal karşılanabilir ama ikincisi ilkinden mantık itibariyle çok farklıdır.

67/MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun).

(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Herbir grup oraya (cehenneme) atıldığında, cehennem bekçileri (vazifelileri) onlara: “Size nezir (ikaz edici, uyarıcı) gelmedi mi?” diye sorarlar.

Şimdi buradaki paranteziçi açıklamalara bakalım. “Cehennem” eklentisi ayetin ruhuna ve siyak-sibak kaidesine uygunluk arzediyor. “Bekçi” kelimesiyle “vazifeli” kelimesi de yine türdeş kelimeler ve anlam bütünlüğüne uygun. Nezir kelimesi de zaten ikaz edici, uyarıcı gibi anlamlara geliyor. Sonuçta bu ayete yapılan parantez içi eklemeler anlam bütünlüğüne zarar değil katkı sağlıyor.

Ama bir de yine İskender’in yazılarından alınmış olan şu ayete bakınız.

BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâşiîn(hâşiîne).
(Allah’tan) sabırla ve namazla istiane (yardım) isteyin. Fakat muhakkak ki bu (hacet namazı ile Allah’a ulaştıran mürşidi sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

Şimdi bu ayetteki parantezlere bakalım. “Allah’tan” eklentisi anlam bütünlüğüne ve siyak-sibak konusuna uygun. “İstiane” zaten yardım demek o da anlam bütünlüğünü zedelemiyor. Ama en son parantez neyin nesidir? En son parantez “bu” kelimesinin kaçıncı anlamıdır? Yada parantez öncesinde geçen kelimelerden “muhakkak ki” veya “fakat” kelimesinin kacıncı anlamıdır bu mürşidini hacet namazı kılarak Allahtan sormak? Hacet namazı kılmak da nereden çıktı?

İskenderci arkadaşlar farkı fark edebildiniz mi? Parantezler arasındaki farkı görebildiniz mi?

İskender parantezler ile kendi anlayışını oturtmuş. Parantezler açarak kelalaka yorumları araya sokuşturarak bir terminoloji oluşturmuş. Bu parantezleri kaldırdığınızda tüm terminoloji anında çöküyor. Bu yüzden bazı ayetlerin mealini parantezsiz yazamazlar yada başka herhangi bir mealden aktaramazlar. Çünkü bu bazı ayetler anlayışlarına malzeme yapabildikleri ayetlerdir.

Ben genelde Yaşar Nuri Öztürk’ün mealini referans alıyorum. Çünkü hiç parantez yok. Bir kelimenin birkaç anlamı varsa onu da a/b/c gibi veriyor ve sonuçta yorum yapmadan sadece bazı kelimelerin diğer anlamlarını sunmuş oluyor.

Ben hiçbir yazımda kendi yorumlarım olan kısımları mutlak doğru saymam. Kesinlikle hepsi eleştiriye açıktır. Belki yorumlarım hatalıdır, eksiktir, yanlıştır. Çünkü onlar benim yorumlarımdır ve anladıklarımdır. İskender ve benzerleri ise kendi yorumlarını mutlak doğru saymaktalar. Müridleri şeyhlerinin bu kendi yorumlarıyla bezediği ayetlere iman etmekteler. Şeyhlerinin görüşüne iman eden zavallı bir zümre vardır. İşte sizler de bu zavallı zümreden bir fertsiniz.

Size çağrıda bulunuyorum. Allah’tan olan ile kuldan olanı birbirine karıştırmayın. Meal ile yorumu aynı kategoride değerlendirip Allah’ın sözü ile şeyhinizin görüşünü bir tutup şirk koşmayın.

Ve yine çağrıda bulunuyorum. Ayetlerin meallerine en az 8-10 farklı mealden bakınız. Arapça bile bilmeyen bir adamın (iskenderin) yamulttuğu meallere takılıp kalmayınız.

Ayetlere parantez açıp da anlamsız ve alakasız eklentiler yapacak olan Hz. Muhammed bile olsa (ki böyle bir şey asla olamaz, olmamıştır) yanlıştadır. Ne olursan ol kim olursan ol Allah’ın sözüne söz ekleme. Kimileri hadislerle Kur’ana ortak koşmakta, kimileri yorumlarını mutlak doğru sayarak Kur’ana şirk koşmakta kimileri de paranteziçi yorumlarını ilahi kaynaklı göstererek Kur’ana şirk koşmakta.

İskenderci arkadaşlar farkı fark edebildiniz mi?

Bakın Rabbimiz Hz. Muhammed’e bile kendi yorumunu/anlayışını ayetlere yamamayı, kendi yorumlarına “bu da Allah katındandır” demeyi yasaklamıştır. Hem de ne büyük bir şiddetle yasaklamıştır. İskender ve benzerleri kim oluyor da yorumları Allah’ın kelamına yamanabiliyor?

Hakka Suresi

43. Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o.

44. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,

45. Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.

46. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.

47. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.

48. Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür.

Taner, yanlışını görebildin mi kardeşim? Gerçi görebileceğini sanmıyorum ve seni tanıyan birisi olarak yine ve tekrar kıvıracağını biliyorum. Sen ve sizler yolunuzdan asla dönecek değilsiniz bunu da bilmekteyim ama ben yine de uyarımı ve hatırlatmamı yapmış olayım.

Şirke HAYIR. Allah’ın kelamına ortak koşanlara HAYIR. Hadisleri ayetlerle eş tutanlara HAYIR. Anlayışlarını/yorumlarını ayetlere eş tutanlara da HAYIR. Allah’ın ilahlığına ortak koşmaya soyunmadan “işte bu da benim anlayışım/yorumum” diyenlere EVET. Onların fikirlerinden/ görüşlerinden/açılımlarından faydalanmaya EVET.

Hanif olmaya EVET. Müşrik olmaya HAYIR
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
Ahbe kardeşim çok zor değilmi onca yıldır okuduğun ilmin çoğunun yanlış olduğunu kabul etmek
işte bu yüzden peygamberimiz s.a.v diyorki;
faydasız ilmin şerrinden sana sığınırım yarabbi


sen bütün gücünle uğraşsanda tüm kainatı arkana alsanda engel olamazsın
çünkü Allah hepsine yeter ve elçilerine yardım eder
sağlam kayaya çarptın dostum
gelsende tevbe et ve Allah a ulaşmayı dile
ne kaybedersin
 

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
M.İ.H.R. Saçmalığı

yada Nasıl Uyutuluyorlar?

Mihr, İskender’e atfedilen dört kavramın kısaltılmasıyla oluşturulmuş bir terim, bir sıfat.

M=Mehdi, İ=İmam, H=Halife, R=Resul

İskender Mehdi mi?

Mehdi kimdir? Yada kim olabilir? Kim olamaz? Eğer Mehdi gelecekse o tüm dünya çapında ağırlığı olacak olan bir adam olacak. Aklen ve mantıken de böyle olması gerekiyor. Çünkü onun vazifesi dünyaya şekil vermek. Dünya dengelerini değiştirmek ve Altınçağı tesis etmek. Örneğin şu anda Amerika yeni dünya düzeni projesiyle dünyaya şekil vermek istiyor ve bu uğurda Ortadoğu’yu şekillendiriyor. Mehdi işte tüm bu projeleri durduracak ve Yeni Dünya Düzenini silbaştan tesis edecek. Dünya onun eliyle huzur, saadet, barış ve kardeşlik ortamına kavuşacak. Mehdiden beklenenler bunlar.

İskender Mehdi olabilir mi? Tabiki hayır. Kesinlikle hayır. Amerikan hegemonyasını kıracak, ezilen dünya halklarını kurtaracak süper kahraman İskender olamaz. Çünkü o hayatını Amerika’nın bir köşesinde geçiren, Amerika’nın ekmeğini yiyen suyunu içen, varlığını Amerika’nın varlığına borçlu olan basit ve sıradan bir vatandaş. Çünkü o faaliyet adına sadece konuşan ve yazan birisi. İskender kim dünya dengelerini değiştirmek kim? İskender’i kim takar yada takıyor? İskender’i evinden dışarıya çıktığı zaman kim tanıyor, kim önemsiyor? Bu kadarlık bir çapla küresel bir değişimin öncüsü nasıl olunur? Hem İskender’in Mehdiliğine kim inanıyor ve ciddiye alıyor? Bir avuç mürit takımı. Bu mürit takımının küresel anlamda ağırlığı nedir? Örneğin Amerika’daki Yahudi lobisi ile İskenderciler karşılaştırılabilir mi? Lafla peynir gemisi yürümez. Kuru lafla iş olmaz. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.



İskender İmam mı?

İmam önder demektir. Toplumun önderine, liderine, başkanına imam denir. Örneğin şu anda Türk Milletinin Siyaseten İmamı Tayip Erdoğan’dır. Diyaneten İmamı ise Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’dur. Cemaat liderleri kendi cemaatlerinin, tarikat şeyhleri de kendi tarikatındaki müritlerinin Fikren İmamıdır.

İskender kimin imamı? Yani kimin önderi, lideri? Sadece kendi müritlerinin. Yalan mı? İskender ne Türk Milletinin İmamıdır, ne de başka bir milletin. O kendisine inanan bir avuç insanın Fikren İmamıdır. O bir tarikat şeyhidir ve sözü ancak müritleri arasında itibar görür. Bu söylediklerim yanlış mı?

İskender’in dünya çapında bir İmam yani Önder olduğunu hangi aklı başında birisi iddia edebilir? Dünya nüfusu içinde İskender’i bilen ve önemseyenlerin yüzdesi kaçtır? %0,0001 var mı? Sanmam. Bu nasıl imamlık böyle?



İskender Halife mi?

Halife siyasi bir kavramdır. Zannedildiğinin aksine imani bir kavram falan değildir. Osmanlı’daki halifeler yani padişahlar din kurumunu mu yoksa devlet kurumunu mu temsil ediyordu? Sözün özü Halifelik ile şeyhülislamlık birbirine karıştırılıyor. Değişik milletlerden oluşmuş farklı ülkelerdeki İslam Toplumlarının siyasi liderine halife denilir. Ve bu halife atanan değil seçilen bir kişidir. Kur’andaki İslam’da Rabbimizin bize tavsiyesi şura sistemidir. Müslümanlar işlerini aralarında istişare ile halletmelidirler. Günümüzde şura (meclis, konsül, heyet) sistemine en uygun sistem ise demokrasidir. Demokratik Sistemin vazgeçilmez bir ögesi de çok partili hayattır. Siyasi partiler kurulur ve halk özgür iradesiyle liderini seçer. Bu atanan değil seçilen liderler, bu halkın kendisine işlerini yürütme adına yetki verdiği bireyler de aralarında istişare ederek ekonomik, siyasi yada idari anlamda liderlerini seçerler. Örneğin Erbakan’ın oluşturmaya çalıştığı D8’ler buna bir örnektir. Örneğin Avrupa Birliği buna bir örnektir. Avrupa Birliği’nin dönem başkanı Avrupa Toplumlarının Halifesidir.

Hasılı kelam Halifelik dini değil siyasi, idari bir önderliktir. Ve Halife atanmayla değil seçilmeyle işbaşına gelir. Ve o makam onun tapulu malı değildir.

İskender hangi toplumların Halifesi? Bir avuç mürit takımının onu Halife ilan etmesi neyi değiştiriyor? Basit bir tarikat şeyhi nasıl oluyor da Milletlerin siyasi, idari lideri olarak lanse edilebiliyor? Buna nasıl ve hangi mantıkla inanılabiliyor? Bu akla tecavüz değil de nedir? Bu rüya görmek değil de nedir?



İskender Resul mü?

İskender Resul falan değildir. Daha doğrusu Resulullah falan değildir. Bu konuda Yaşar Nuri Öztürk’ten bir alıntı yapalım:

Burada altı çizilecek bir nokta da şudur: Vahyin kurumsal kısmını mühürleyen Son Peygamber Hz. Muhammed'in zuhurundan sonraki devrede, Yaratıcı'nın insanla diyaloğu bir kurumsal vahiy olayı değil, bireysel ilham olayı olarak devam etmektedir.

Ancak, İslam'a göre ilham sadece ona sahip olan kişiyi bağlar; genel ve bağlayıcı bir özellik taşımaz. Bu genellik ve bağlayıcılık sadece bilimindir.

Bu ilkeyi çiğneyerek kişilerin ilham ve rüyalarının ardı sıra giden İslam dünyası, bilimden uzaklaşarak evliya ve şeyh unvanlı yüzlerce düzenbazın hegemonyası altına girmiş ve perişan olmuştur. (Yaşar Nuri Öztürk)

http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/99/01/18/yasam/02yas .htm

Rabbimizin insanları uyarma adına seçip, beyyinelerle veya kitaplarla destekleyip insanlara gönderdiği her Resulullah Peygamberdir. Bu bağlamda Vahyedilen Diğer Resuller Resulullahların Resulleridir. Örneğin İsa’nın(ss) havarileri.



Veli-Resul Nebi-Resul ayrımı saptırmadır. Veli-Resul olduğunu iddia eden İskender’e bir de kitap indirilmiş olması da ilginçtir. Malum Kitabın şeriat içerip içermemesi değil indirilmiş olması önemlidir. Kur’anın neresinde Veli-Resullere (ayet yani delil mucize değil) kitap inzal edildiği yazıyor?
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
verdiğin adresin,iblise ait bir gazetenin
Mehdi as a evet mehdidir demesi nekadar mümkünki
sen o na inanıyosunda Allah
ın dostlarına inanmıyorsun
ilmine o kadar güveniyosunki bunca ilmin seni kurtaramayacağını duymak bile seni çok kızdırıyor değilmi
seni anlıyorum bende senelece imam hatip okudum ve Allah a ruhumu ulaştırmayı dileyene kadar bende senin gibi kör sağır kibirlinin tekiydim
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
sevgili karababa seni çooook seviyorum
inşallah adn cennetlerine laik olursun
inşaallah ermiş evliyalardan olursun
herşey çokmu güzel yoksa banamı öyle geliyor
 
Üst Alt