Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ateist bir arkadasin aciklamasi..

isimsiz

New member
Katılım
9 Şub 2005
Mesajlar
812
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Köln/ALMANYA
mehmetb' Alıntı:
Maddelerin ispatı vardır, evrende yer kaplayan herşey maddedir. Akıl dediğimiz şey ise, beynimizdeki bazı kimyasal ve sinirsel olaylardan kaynaklanır. Beynimiz durusa, aklımız kalmaz.
ama gösteremiyorsun var olduğunu nereden biliyorsun..ben sendeki akıla inanmıyorum desen isbat gerekir lütfen...
 

mehmetb

New member
Katılım
9 Nis 2005
Mesajlar
80
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Neyin var olup olmadığını göremiyorsun anlamadım. Algı sadece görmek değildir.
 

isimsiz

New member
Katılım
9 Şub 2005
Mesajlar
812
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Köln/ALMANYA
mehmetb' Alıntı:
Neyin var olup olmadığını göremiyorsun anlamadım. Algı sadece görmek değildir.
senin algılaman delil değildirki karşındakine isbatlaman için göstermen lazım...bizde allahın varlığını her şeyde görüyoruz ozaman delil olarak bu size yeter eğer hala allahı görememktense inançsızlığının sebebi bizde senin aklına zerre kadar inanmıyoruz.isbatıda senin elinde ....
 

mehmetb

New member
Katılım
9 Nis 2005
Mesajlar
80
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
mehmetb' Alıntı:
Neyin var olup olmadığını göremiyorsun anlamadım. Algı sadece görmek değildir.

Bak önce bunu yeniden gözden geçir...


Sonra;

Akıl, insanların beynindeki bazı olaylar sonucu, dış etkenlere verdiği tepkidir diye adlandırabiliriz. Ben de bu tepkileri veriyorsam, bende akıl vardır. MAntıksızlık içeriyor mu?

Bir de ayrıca bana aklın tanımını klendince yaparsan sevinirim.
 

isimsiz

New member
Katılım
9 Şub 2005
Mesajlar
812
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Köln/ALMANYA
mehmetb' Alıntı:
Bak önce bunu yeniden gözden geçir...


Sonra;

Akıl, insanların beynindeki bazı olaylar sonucu, dış etkenlere verdiği tepkidir diye adlandırabiliriz. Ben de bu tepkileri veriyorsam, bende akıl vardır. MAntıksızlık içeriyor mu?

Bir de ayrıca bana aklın tanımını klendince yaparsan sevinirim.

pekala bende sana soru soruyorum mademki akılla insan hareketleri belli bir düzende çalışır diyorsun.(bence doğru.) (ama dikkat et hala maddesel olarak akılı bana göstermedin.sen bu dilden anlıyorsun onun için illede senden aklının resmini istiyorum)bu evrenin ,kainatın bir düzen içinde gitmesi için bir düzenleyiciye ihtiyaç yokmudur.senin küçücük bedenin bile düzenleyici (akıl)olmayınca dengesi bozuluyor madem.bu bu kainatda birinin hakimayeti olmadan nasıl düzenini korusun.
 

mehmetb

New member
Katılım
9 Nis 2005
Mesajlar
80
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Neden anlamak istemiyorsun anlamıyorum, akıl denen şey maddesel değildir, aynen onur, adalet gibi... Akıl adını verdiğimiz şeyi açıkladım sana... Allah Allah!!!

Bu evren ve kainatın düzen içinde olduğunu kim söyledi? Evren, alt kümeler kalinde düzenli gezegenler bulundursa bile, genel anlamada düzenlidir diyemeyiz, bunu bi kanıtı yok, ayrıca düzensiz olduğuna dair kanıtlar var, mesela, düzenli dediğiniz güneş sistemi milyarlarca yıl sonra güneşin patlamasıyla düzensiz hale geçecektir.
 

isimsiz

New member
Katılım
9 Şub 2005
Mesajlar
812
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Köln/ALMANYA
mehmetb' Alıntı:
Neden anlamak istemiyorsun anlamıyorum, akıl denen şey maddesel değildir, aynen onur, adalet gibi... Akıl adını verdiğimiz şeyi açıkladım sana... Allah Allah!!!

Bu evren ve kainatın düzen içinde olduğunu kim söyledi? Evren, alt kümeler kalinde düzenli gezegenler bulundursa bile, genel anlamada düzenlidir diyemeyiz, bunu bi kanıtı yok, ayrıca düzensiz olduğuna dair kanıtlar var, mesela, düzenli dediğiniz güneş sistemi milyarlarca yıl sonra güneşin patlamasıyla düzensiz hale geçecektir.

aklın varsa isbat lazım.çünkü sen maddesel düşünüyorsun.
inanmadığın bir yaratıcıyı neden zikrediyorsun..ilginççç

adalet ve onur gibi derken onlar senin anlama kavramından uzak kelimeler...
çünkü manevidirler.

evren yani kainat düzen içide olmasa güneş neden düzenli doğup düzenli batıyor,neden güneş yaklaşmıyorda dünyayı ateş haline getirmiyor..
düzenin yıllar sonra bozulacağı kuranda bahsediliyor zaten.bunun adıda kıyamettir.(kıyameti özlemle beklicem sizin gibi kafirleri tanıdıkça .ne halde olacağınızı merak ediyorumda.(biraz fazlaca meraklıyımdır.)..)

lütfen artık bana hitaben yazı yazmayın .size ters cevap vermek istemiyorum.muhatabım değilsiniz....
 

mehmetb

New member
Katılım
9 Nis 2005
Mesajlar
80
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Al yine yazayım, buna itirazın var mı? Sanırım bir kaç kere yazmam gerekecek herşeyi... :)

"Akıl, insanların beynindeki bazı olaylar sonucu, dış etkenlere verdiği tepkidir diye adlandırabiliriz. Ben de bu tepkileri veriyorsam, bende akıl vardır. MAntıksızlık içeriyor mu?"

Sana diyorum, dünyada da bazı kavramlar soyut anlatılmıştır diye, sen anlamamakta ısrar ediyorsun... Mesela, cesaret... Ama bu peri cin gibi birşey değildir, bu mesela "inasnın kendinin bir işi yapabileceğini düşünmesidir"... Keşke anaokulu öğretmeni olsaydım diyorum bazen...

"evren yani kainat düzen içide olmasa güneş neden düzenli doğup düzenli batıyor,neden güneş yaklaşmıyorda dünyayı ateş haline getirmiyor..
düzenin yıllar sonra bozulacağı kuranda bahsediliyor zaten.bunun adıda kıyamettir.(kıyameti özlemle beklicem sizin gibi kafirleri tanıdıkça .ne halde olacağınızı merak ediyorumda.(biraz fazlaca meraklıyımdır.)..)"

Ben sana ne diyorum? Evrende mutlak bir düzen yoktur diyorum, bu demek değildir ki mutlak düzensizlik var... Ne dediğimi anlamıyorsun...
 

isimsiz

New member
Katılım
9 Şub 2005
Mesajlar
812
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Köln/ALMANYA
mehmetb' Alıntı:
Al yine yazayım, buna itirazın var mı? Sanırım bir kaç kere yazmam gerekecek herşeyi... :)

"Akıl, insanların beynindeki bazı olaylar sonucu, dış etkenlere verdiği tepkidir diye adlandırabiliriz. Ben de bu tepkileri veriyorsam, bende akıl vardır. MAntıksızlık içeriyor mu?"

Sana diyorum, dünyada da bazı kavramlar soyut anlatılmıştır diye, sen anlamamakta ısrar ediyorsun... Mesela, cesaret... Ama bu peri cin gibi birşey değildir, bu mesela "inasnın kendinin bir işi yapabileceğini düşünmesidir"... Keşke anaokulu öğretmeni olsaydım diyorum bazen...

"evren yani kainat düzen içide olmasa güneş neden düzenli doğup düzenli batıyor,neden güneş yaklaşmıyorda dünyayı ateş haline getirmiyor..
düzenin yıllar sonra bozulacağı kuranda bahsediliyor zaten.bunun adıda kıyamettir.(kıyameti özlemle beklicem sizin gibi kafirleri tanıdıkça .ne halde olacağınızı merak ediyorumda.(biraz fazlaca meraklıyımdır.)..)"

Ben sana ne diyorum? Evrende mutlak bir düzen yoktur diyorum, bu demek değildir ki mutlak düzensizlik var... Ne dediğimi anlamıyorsun...
bir kaç kere yazmaya gerek yok.senin akıl tanımı hareketlerdeki belirti.ben maddesel istiyorum.eğer bana diyorsanki ben akıllıyım bende sana göster diyorum.hareketlerini düzenleyen birşeyin varlığını GÖSTER..eğer hareketlerin tesadüf eseri oluşuyorsa bazende dengesizlik gösteriyorsun demekki.(yani bizim tabirimizle aklın gel git oluyor)

HİÇBİRŞEY SAHİPSİZ DEĞİLDİR.HERŞEYİN BİR DÜZENLEYİCİSİ VARDIR.

EĞER İTİRAZIN VAR İSE AKLINI GÖSTER.....
 

isimsiz

New member
Katılım
9 Şub 2005
Mesajlar
812
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Köln/ALMANYA
İYİYKİ ANAOKULU ÖĞRETMENİ DEĞİLMİŞSİN.ÇÜNKÜ KÖRPE BEYİNLER SENİN ELİNDE NE HALE GELİR..ALLAH MUHAFAZA ETSİN..

bize cevap veremiyorsun şimdide çocukların beynine sulanma???
 

Humanist

New member
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Ankara
Merhaba

Merhaba

Sn. Mehmet. Kalbinizin ne kadar kapalı olduğunu üzülerek görüyorum. Ancak şu varki "İnanmak istemeyeni hiçbir varlık inandıramaz" o yüzden yazacaklarımın da havaya gideceğine eminim.
Onur adalet demişsiniz, bunlar soyut kavramlar. Bir açıdan inanmak istemediğiniz yaratıcı gibi görünebilir. Onur da yok ahlak da yok vs diyorsanız zaten size cevap vermenin de anlamı yok demektir. Keza Yaratıcı bu kavramların hiçbiri ile mukayese edilemez zaten, sadece sizin soyut kavram olayınızdaki yanlışı göstermek açısından söyledim.
Yaratıcının varlığını ben ispatlayamam. Bilinen bütün büyük Peygamberler Yahudilere gelmiştir, ve onlar bile ispatlayamamıştır o millete. Ancak düşünmeniz gereken bir şey daha var. 200 yıl önce aya gidilemezdi, hatta hayal bile edilemezdi. Bu gün Ay değil çok daha uzaklara gittiğimizi dönüp o zamanda anlatma fırsatınız olsaydı, size inanacak bir tek kişi bulabilirmiydiniz çevrede. Görmediğime inanmam mantığınızdan vazgeçin demiyorum, kaldı ki nasihate de ihtiyacınız olmadığı belli. Zira siz görseniz de inanmayacaksınız. Kuranda bunun için de Ayet var hiç şüpheniz olmasın.
Buranın saygısız Ateist'lerin meydan okuma yeri olduğunu düşünmüyorum, düşünseydim burda olmazdım. Ama madem sadece fitne sokmak için buraya üye oldunuz ve mesaj yazıyorsunuz, o zaman cevap vermek durumundayım. Bunun için değil, İslamı öğrenmek için mi üye oldunuz yoksa? Ya da Müslüman insanları Ateist yapma gibi bir misyonunuz mu var? Her ne olursa olsun, bişeye inanmayan insanın, saygı gibi soyut bir kavrama da inanması beklenmez zaten. Daha çok uzatmak istemiyorum aslında, başta dediğim gibi "İnanmak İstemeyeni Hiçbir Mantık İnandıramaz". Bizden somut veriler istiyorsunuz ya! O açıdan siz de lütfen somut olmayan hiçbir bilginizi burada sunmayın. Yaratıcı'nın var olmadığını asla ispat edemezsiniz.
 

imran268

New member
Katılım
11 Mar 2006
Mesajlar
135
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
bakalım......?¿

bakalım......?¿

NuR' Alıntı:
Arkadaslar bu asagida yazilmis olanlarin ne kadar dogruluk payi var? Ben arastirmadigim icin bilemiyorum. Yardimlarinizi bekliyorum. Simdiden tesekkürler.


Ben Kuran'ın değişitiği iddiasını, genel itibarı ile islami kaynaklara dayanarak yapmaktayım. İslami kaynaklar da bu konu ile ilgili bir çok bilgi bulunmaktadır. Diğer taraftan bu tahrifatı görmek için, bir miktar Kuran ve islami bilgi zaten yeterlidir.

Kuran'ın derlemesini insanlar yapmıştır. İnsanın elinin değip de, bozmadığı hiç bir şey yoktur. Sadece bu düşünce bile Kuran'ın tahrif edilmiş olduğunu söylemek için yeterlidir. Muhammed'den kalan kayıtlar ve Ebubekir derlemesinin yakılması göz önüne alınırsa, bu iddianın doğruluğu anlaşılabilir.

Kuran'ın derlenmesi insanlar tarafından yapılmıştır dedik, peki nasıl yapıldı bu derleme? Ebubekir döneminde yapılan derleme, Kuran hafızlarının savaşlarda oluyor olmalarından kaynaklanan tedirginlik üzerine yapılmıştır. Kimisine göre yedi, kimisine göre dört, kimisine göre daha fazla olan hafızlardan, bu derleme esnasında, kaç tanesinin hayatta olduğu bilinmemektedir. Bunun yanı sıra, herkesin bildigi ayet'leri getirmesi de istenmiştir. Hala tartışılan tevbe sure'sinin son iki ayet'i bu şekilde Kuran'a girmiştir. Bütün bunlar bir yana Ebubekir derlemesi Osman döneminde yakılmıştır. Osman dönemi derlemesinde ise bir çok spekulatif iddia bulunmaktadır. Bu iddialar çok çeşitli ve uzun konular olduğunda burada bahsetmeyeceğim. Zaten Osman dönemi yapılan derleme, dört veya yedi nusha olarak çoğaltılmış ve şu anda bu derlemeler dünya'nın hiç bir yerinde bulunmamaktadır.

Peki, Ebubekir döneminde yapılan derleme ile Osman döneminde yapılan derleme arasındaki fark acaba ne idi? Osman döneminde yeni bir derleme çalışmasının yapılmasının nedeni ne olabilirdi? Ve neden Ebubekir derlemesine itibar edilmeyip imha edildi? Bilemiyoruz, fakat gördüğümüz odur ki, Muhammed'in ölümünden çok kısa süre sonra bile tahrif edilmiş olma düşüncesi, yeni bir derleme yapılması ihtiyacını doğurmuştur.

Bunların yanı sıra suyuti ve buhari iki ayrı Kuran'dan daha bahsetmektedir. Biri Ali'ye, diğeri ise ibn Mesud'a ait Kuran'lar. Ali Kuran'ının orjinali bulunamamakta, Ibn Mesut Kuran'ının hindistan'da olduğu söylenmektedir. Fakat Buhari'nin kitaplarında içerik ve listeleri bulunmaktadır. Buna göre, sure sıralarındaki değişiklerin yanı sıra, fatiha, felak ve nas surelerinin bulunmadığı ve ahzab suresinin bakara suresi kadar ayet'e sahip olduğu aktarılır.

Bugün kullanılan Kuran'larda bile farklılık bulunmaktadır. Libya Kuran'ı ile Arap Kuran'ı arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Bunun nedeni, isteyenin kafasına göre yorum yaparak değişiklikler yapmasından kaynaklanır. Çünkü ayet'ler istenilen yöne çekilebilip, yorumlanabilir. Bu yüzden yapılan ayet tefsirleri birbirine uymaz.

Bugüne kadar bilinen en eski Kuran, ingiltere'deki british museum'da bulunan el yazmasıydı (7. yuzyıl). (istanbul ve semerkand da bulunanların daha eski olduğu iddiaları yapılmasına rağmen 8. yuzyıl'a tarihlenmektedirler.) 1972 yılınde sanaa camii'ndeki resterasyon sırasında tesadüfen bulunan parsomen'ler incelendiğinde, mevcut el yazmalarının içinde en eskisi olduğu anlaşıldı (6.yy). incelendiğinde bu günkü Kuran'dan ciddi farklılıklar içerdigi görüldü. Bu farklılıklar için günümüz islam uzmanları bu yazmaların, osman dönemi derlemesinin kötü kopyaları olduğunu savunmuşlar. Fakat bu yazmalardan çoğaltılarak günümüze ulaşan Kuran'ın, bu şekilde tahrif edilmiş olduğu hakkında bir fikir belirtmemişler.

Sanaa'da bulunan bu en eski el yazmaları hakkında daha ilginç iddialar var. Bu el yazmaları dikkatle incelendiğinde üstteki yazıların, altta silinmiş olan daha eski yazıların üzerine yazılmış olması... Önceki silinmiş yazıların, Muhammed'in doğumundan daha önce kaleme alındığı söylenmekte, üstteki yazıların ise güncellenip yeniden yazıldığı iddia edilmekte (!)...

Konu bir tabu olduğundan, araştırmacılar ciddi çalışmalar yapamıyorlar. Sanaa el yazmaları ile ilgili önemli çalışmalar yapan ve yukarıdaki ilginç iddia sahibi alman bilim adamı putin, konu üzerine çalışmayı bırakmıştır. Nedenini söylemese de baskı ve tehditlerden kaynaklandığı açıktır.

Bütün bunların yanı sıra, Kuran'ın değiştiği yönünde düşünce belirten Ömer'in oğlunun şu deyişi ilginç; ''Hiçbiriniz 'Kuran'ın tümünü elimde tutuyorum' demesin. Bilirmisiniz ki, Kuran'ın (ayet'lerinin) çoğu, yitip gitmiştir. Ama herhangi biriniz, 'Kuran'dan ne kalmışsa (görünüşte ne varsa) o kadarını elimde tutuyorum' desin.'' 649-714 yılları arasında ırak valiliği yapan haccac bin yusuf; 'Kuran-ı Kerim'e binden fazla elif koydurdum' diye övünmesi ise ayrıca düşündürücüdür. Karmaşık bir yazı sistemi olan arapça'da elif'in önemini, bilmem anlatmaya gerek var mı...

Yukarıda çok kısa anlatmaya çalıştığım ve daha binlerce kayıt Kuran'a sayısız elin girdiğini, ve bu eller tarafından tahrif edildiğini işaret ediyor. Hal böyleyken Kuran'ı su kişi(ler) tahrif etti demek kadar, isim belirtme gereginin talebi de hayalcilik ve konuyu saptırmaktan başka bir işe yaramaz, bunu da siz teşebbüs etmeden belirteyim. Kuran'ın değiştiği yargısına varabilmek için, en yukarıda bahsettigim gibi islam ve islam tarihini bilmek, bunları objektif olarak akıl süzgecinden geçirmek yeterlidir.

kuranın değiştiğini savununan müslüman değildir...

bubu sana söylemiyorum. yanlış anlama.

ama kuran aslave asla değişmedi. . .
değişmez. değiştirilemez. çünkü bizim inancımızda onun sahibi vardır. haklısın insanın bozmadığı şey yoktur ama allahın olan bir şeyi insanın değiştirmesi ne mümkün.
 

hüseyni

New member
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
izmir/türkiye
selamün aleyküm biraz geç giriş yaptım ama ben de bişeyler söylemek istedim...18 yy sonlarında bir gurup alman bilim adamı dünyanın muhtelif yerlerinden 40.000 kuran nüshasını inceliyorlar ve hepsinin aynı olduğunu görünce (tabiki hatlarında farklılık var) şaiırıyorlar.bir kısmı hemen oracıkta iman ediveriyor.zaman ihtiyarladıkça Kur'an gençleşiyor..işte bazılarının zoruna da bu gidiyor.
 

Abd

New member
Katılım
28 Tem 2006
Mesajlar
225
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
o kadar değiştirilmiş bir kitap var madem şu anda kaçtane farklı kuran var? onlarca belki yüzlerce incil vardır. bunun nedeni incilin bizdeki hadis usulü ile yazılmış olmasıdır. ama kuran ezberden yazılmıştır. onlarca hatta yüzlerce insanın ezbere bildiği bir kitap tehrif ediliyor değiştiriliyor ama buna karşı kimse çıkıp doğr bir kuran yazmıyor. hatta farklı kuranlara uyan farklı mezhepler ortaya çıkmıyor. Allah akıl fikir ihsan etsin :)
 

Abd

New member
Katılım
28 Tem 2006
Mesajlar
225
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Al yine yazayım, buna itirazın var mı? Sanırım bir kaç kere yazmam gerekecek herşeyi... :)

"Akıl, insanların beynindeki bazı olaylar sonucu, dış etkenlere verdiği tepkidir diye adlandırabiliriz. Ben de bu tepkileri veriyorsam, bende akıl vardır. MAntıksızlık içeriyor mu?"

Sana diyorum, dünyada da bazı kavramlar soyut anlatılmıştır diye, sen anlamamakta ısrar ediyorsun... Mesela, cesaret... Ama bu peri cin gibi birşey değildir, bu mesela "inasnın kendinin bir işi yapabileceğini düşünmesidir"... Keşke anaokulu öğretmeni olsaydım diyorum bazen...

"evren yani kainat düzen içide olmasa güneş neden düzenli doğup düzenli batıyor,neden güneş yaklaşmıyorda dünyayı ateş haline getirmiyor..
düzenin yıllar sonra bozulacağı kuranda bahsediliyor zaten.bunun adıda kıyamettir.(kıyameti özlemle beklicem sizin gibi kafirleri tanıdıkça .ne halde olacağınızı merak ediyorumda.(biraz fazlaca meraklıyımdır.)..)"

Ben sana ne diyorum? Evrende mutlak bir düzen yoktur diyorum, bu demek değildir ki mutlak düzensizlik var... Ne dediğimi anlamıyorsun...

eğer aklın mantıksal işlemlerle belli sonuçlara vardığını ve bunun beyindeki hücrelerin bir organizasyonu olduğunu söylüyorsan önce inanılmaz bir organizasyon olmadan ortaya çıkması mümkün olmayan aklın nasıl olupta BİLİNÇSİZ hücreler tarafından ortaya konduğunu açıklamak zorundasın. üstelik senin ben dediğin şey nedir? sen hücrelerin daha doğrusu bilinçsiz hücrelerin ortak bir ürünümüsün? yoksa hücrelerde bilinç var ve sen onlardan biri olarak egemenliği elemi geçrdin? ama hücreler çok yaşamazki :)

akıl ve bilinç beyindeki kimyasal işlemler sonucu ortaya çıkmıştır sözü, akıl ve bilinci Allah yarattı sözünden daha bilimsel ve gerçekçi değil. içi boş bir ifadedir. sadece bir ZAN dır. beyinde olan sadece nöronlar arası akıl almaz bir biçimde işleyen elektiriksel trafiktir. sonunda yine bunu kullanan bir bilince ihtiyaç vardır.

Allah öyle bir yaratışla yaratmışki herkese yani inanana ve inanmayana belirli doneler vermiş. herkes kendi görüşünü bir şekilde savunuyor. ama hiçbiri kesin kanıtlar sunamıyor (peygamberler dışında). burdada iş inanca kalıyor. belkide burda amaçlanan hayvan gibi elindekilerle tatmin olup zevklerinin peşinden koşanlarla, içinde bulunduğu ortama takılmayıp daha ötesine inanıp varlığının özünün peşine düşenleri ve KİBİRLENMEYENLERİ birbirinden ayırmak.

elbette sana ne desek senin rabbin izin vermediği sürece senin inanmanı sağlamak bizim elimizde değil. senin bilincini çevreleyen akıl zeka duygular çevresel etkiler ve astrolojik etkiler seni inanmamaya programlamış (en azından şimdilik) sen dinin doğru olduğuna kanaat getiremezsin çünkü aklın bu davranış için müsait değil. ne zamanki Allah merhamet eder ve sana inanç için bir kapı açar kurtulursun.
 
Üst Alt