Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yeniden Dirilişe İman Etmek Neden Önemlidir? -

can

New member
Katılım
22 Eyl 2005
Mesajlar
61
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
İman etmeyen insanlar genellikle ölümlerinden sonra tüm insanların yeniden dirileceği gerçeğini kabul etmek istemezler. Ancak bu düşünceden kaçmanın hiçbir faydası yoktur. Çünkü tüm insanlar er veya geç ölecek, kıyamet günü, dünyada yaptıklarının hesabını vermek üzere Yüce Rabbimiz'in huzuruna çıkacaklardır. Ve o gün, sadece dünyada Allah'ın Kuran'da emrettiği şekilde yaşayanlar kurtuluş bulacaklardır. Hesap gününün ardından elbette ki Allah'ın sonsuz adaleti tecelli edecek, suçlular cezalandırılacak, güzel tavır gösteren, Allah'a itaatli olanlar ise ödüllendirileceklerdir. Bu, son derece açık bir gerçektir. Ve böylece din günü, iman etmeyenlerin büyük bir yanılgı içinde oldukları ortaya çıkacaktır.

İman etmeyen kişiler, dünyada yaptıkları davranışlardan sorumlu olduklarını kabul etmeyerek hesap gününü hatırlamak istemezler; bunun sonucu olarak da öncelikle ölümün çok yakın olduğunu akıllarından çıkarmaya çalışırlar. Hatta bu konuda alaycı konuşmalar, espriler yaparak konunun ciddiyetini hafifletmek için uğraşırlar. Çevrelerindeki insanlara ölümün çok uzak, bunu düşünmenin ise gereksiz olduğu yönünde mesajlar verirler. Bu insanlar ölümü düşünmek istemedikleri gibi dirilişi de yakın bir gerçek olarak görmezler. Kuran'da onların bu tür alaycı tavırlarından örnekler verilmiştir:

O kimse ki, anne ve babasına: "Öf size, benden önce nice nesiller gelip geçmişken, beni (diriltilip) çıkarılacağımla mı tehdit ediyorsunuz?" dedi. O ikisi (anne ve babası) ise Allah'a yakararak: "Yazıklar sana, iman et, şüphesiz Allah'ın va'di haktır." (derler; fakat) O: "Bu, geçmişlerin masallarından başkası değildir" der. (Ahkaf Suresi, 17)

Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" De ki: "İster taş olun, ister demir." "Ya da göğüslerinizde büyümekte olan (veya büyüttüğünüz) bir yaratık (olun)." Bizi kim (hayata) geri çevirebilir" diyecekler. De ki: "Sizi ilk defa yaratan." Bu durumda sana başlarını alaylıca sallayacaklar ve diyecekler ki: "Ne zamanmış o?" De ki: "Umulur ki pek yakında." (İsra Suresi, 49-51)

Kuran ahlakını yaşamadıkları için gerçekleri kavrayamayan bu insanların, ayette de belirtildiği gibi diriliş hakkındaki bu akıldışı sorularına karşı en güzel cevaplar Kuran'da şu şekilde bildirilmiştir:

İnsan, onun kemiklerini Bizim kesin olarak bir araya getirmeyeceğimizi mi sanıyor? Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet Suresi, 3-4)

İnsan, Bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir. Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi; dedi ki: "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?" De ki: "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir." (Yasin Suresi, 77-79)

İman Etmeyenleri Bekleyen Son

İman etmedikleri için, ölümden sonraki yaşamlarında sonsuz azapla karşılık göreceklerini anlayamayan insanlar, sadece geçmişte değil her dönemde bulunabilmektedir. Bu insanlar çoğu zaman dini değerlere karşı saygıya uygun olmayan tavırlar sergileyebilmekte, olaylar karşısında verdikleri tepkilerle, hatta yaptıkları esprilerle insanların bilinçaltlarını dini değerler konusunda olumsuz yönde etkilemeye çalışabilmektedirler.

İnsanı ve yeryüzündeki canlı cansız tüm varlıkları yaratan Allah'tır. Her insan Allah'ın Kuran ile bildirdiği din ahlakını yaşamakla yükümlüdür. Bazı insanların bu gerçeği kabul etmiyor olmaları, onları bu sorumluluktan kurtarmaz. Çünkü "din günü" geldiğinde her insan dünya hayatında yaptıklarının karşılığını eksiksiz olarak mutlaka görecektir. İman etmeyen bir kişinin yaptıklarının sonucunda karşılaşacağı azap ise dünyadaki hiçbir acı ile kıyaslanamayacak derecede şiddetli ve sürekli olacaktır.

İman Etmeyenlerin Kıyamet Günündeki Durumları

Kıyamet günü insanların tümünün gerçeği açıkça gördükleri andır. İman etmeyen bir insan, karşılaşacağına asla inanmadığı, hatta bu inançsızlığının sonucunda sürekli reddettiği ve hayatı boyunca düşüncesinden kaçtığı ahiret gerçeği ile artık karşı karşıya kalacaktır. Dünyadaki yanılgısının sonucunu görecek, geri dönüş çareleri arayacak, ama bir sonuç elde edemeyecektir.

Kıyamet günü tüm insanlar, "kabul etseler de, kabul etmeseler de" Allah'ın Kuran'da bildirdiği o güne ait olayların hepsini yaşayacaklardır. Sur'a üfürülüşün ardından, benzeri görülmemiş olaylar meydana gelecek, yer ve gök paramparça edilecek, tüm insanlar yeni bir yaratılışla tekrar diriltilecektir. O gün iman etmeyenler ile iman edenlerin kesin bir ayrılışla ayrılacakları, ebedi yurtlarına sevk edilecekleri gündür. Bu günde yeniden yaratılan gök ve yer artık ebedi hayata ait olan mekanlardır. Her insan tek başına Yüce Allah'ın huzuruna çıkarılacak, O'nun karşısında dünya hayatı boyunca yaptıklarının hesabını en küçük ayrıntısına kadar verecektir.

Görüşün keskinleşeceği o gün öğüt almayıp, iman etmeyenler -Allah'ın dilemesi dışında- sonsuza kadar kalacakları cehenem hayatına sürükleneceklerdir. Ayetlerde bildirilen cehennem azabıyla karşılaşmak istemeyen insanların yapması gereken ise, bir an önce Allah'ı gerektiği gibi tanıyıp takdir etmek ve Kuran'da bildirilen güzel ahlakı eksiksiz olarak yaşamaya başlamaktır.
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
FATIR SURESİ
9- Allah, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece Biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip- yayılma da böyledir.

Okuduğum bir eserde ALLAH TEALA' nın ölüleri diriltmesi şu şekildeydi,
ALLAH TEALA bir sıvıyı belli bir süre kaynatır. Oluşan bulutlar yağmura dönüşür ve bu yağmurla ölüler topraktan ekin biter gibi çıkarlar deniyordu.

Demekki Alimlerimiz hevasından konuşmuyormuş.

:eek:
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bu arada şu "yaşayan ölüler" filmleri demekki burdan esinlenmiş. Bu filimler boşuna yapılmıyor demekki, birileri gizli fikirlerini insanlara böyle açıklıyor. İlginç.

Orda da yeşil bir sıvı ile insanlar öldürülemez bir hal alıyorlardı. Hatta yaksanız bile gine yaşıyorlardı.

Delalet Mesihini savunanların yapmak istedikleri birşey sanırım.

------------------------------------------


FATIR SURESİ
13- (Allah) Geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar; güneşi ve ayı emre amade kılmıştır, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedir. İşte bunları (yaratıp düzene koyan) Allah sizin Rabbinizdir; mülk O'nundur. O'ndan başka taptıklarınız ise, 'bir çekirdeğin incecik zarına' bile malik olamazlar.

14- Eğer onlara dua ederseniz, duanızı işitmezler, işitseler bile size cevap veremezler. Kıyamet gününde ise, sizin şirk koşmanızı tanımayacaklardır. (Bunu herşeyden) Haberi olan Allah gibi sana (hiç kimse) haber vermez.

15- Ey insanlar, siz Allah'a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız; Allah ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır, Hamid (övülmeye layık)tır.

16- Dileyecek olsa, sizi giderir (yok eder) ve yepyeni bir halk getirir.

17- Bu, Allah'a göre güç değildir.

18- Hiçbir günahkar bir başka günahkarın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, -bu, yakın-akrabası da olsa- kendisine ondan hiçbir şey yükletilmez. Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden 'içleri titreyerek-korkmakta' olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenip-arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip-arınmıştır. Sonunda dönüş Allah'adır.

19- Kör olanla (basiretle) gören bir değildir;

20- Karanlıklarla aydınlık,

21- Gölge ile sıcaklık da.

22- Diri olanlarla ölüler de bir değildir. Gerçekten Allah, dilediğine işittirir; sen ise kabirlerde olanlara işittirecek değilsin.

23- Sen, yalnızca bir uyarıcısın.

24- Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.

25- Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden öncekiler de yalanlandı; elçileri ise; kendilerine apaçık ayetler, sahifeler ve aydınlatıcı kitaplar getirmişlerdi.

26- Sonra Ben de o inkar edenleri yakalayıverdim. Beni inkarları nasıl oldu (onlar gördüler)?

27- Allah'ın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece Biz onunla, renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı renkleri değişik ve siyah yollar (kıldık).

28- İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da renkleri böyle değişik olanlar vardır. Kulları içinde ise Allah'tan ancak alim olanlar 'içleri titreyerek-korkar'. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır.

29- Gerçekten Allah'ın Kitab'ını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak edenler; kesin olarak zarara uğramayacak bir ticareti umabilirler.

30- Çünkü (Allah,) ecirlerini noksansız olarak öder ve Kendi fazlından onlara artırır. Şüphesiz O, bağışlayandır, şükrü kabul edendir.

31- Kendinden öncekini doğrulayıcı olarak sana Kitap'tan vahyettiğimiz gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz Allah, elbette haber alandır, görendir.

32- Sonra Kitab'ı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir.

33- Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir.

34- Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamd olsun; şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır, şükrü kabul edendir."

35- "Ki O, bizi Kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da dokunmaz."

36- İnkar edenlere gelince, onlar için de cehennem ateşi vardır. Onlar için ne, karar verilir, ki böylece ölüversinler, ne de kendilerine onun azabından (bir şey) hafifletilir. İşte Biz, her nankör olanı böyle cezalandırırız.

37- İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: "Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım." Size orda (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur.

38- Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir. Gerçek şu ki O, sinelerin özünde (saklı) olanı bilir.

39- Yeryüzünde sizi halifeler kılan O'dur. Öyleyse kim inkar ederse, artık inkarı kendi aleyhinedir. Rableri Katında kafir olanlara kendi inkarları gazabtan başkasını arttırmaz ve kafir olanlara kendi inkarları kayıptan başkasını arttırmaz.

40- De ki: "Siz, Allah'ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar.

41-Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, Kendisi'nden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim’dir, bağışlayandır.

42- Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı-korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair, Allah'a and içtiler. Ancak onlara bir uyarıcı-korkutucu geldiğinde (bu,) nefretlerinden başkasını artırmadı.

43- (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın.

44- Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler; üstelik onlar kuvvet bakımından kendilerinden daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde Allah'ı aciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Şüphesiz O, bilendir, güç yetirendir.

45- Eğer Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azap ile) yakalayıverecek olsaydı, (yerin) sırtı üzerinde hiçbir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah Kendi kullarını görendir.


Bi sürü ayet lakin okununca günümüzü anlatıyor. Daha işaretliyemedim. Zaman bu kadar. :)
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Tr
Dirilişe iman etmiyenlerin temelde yaratılışada iman etmediği görülür.



Allah razı olsun kardeşim
 
Üst Alt