Şamanlık Bilgileri

Enver Ýstek

metin mete
Şamanlık yalnızca Türkler’de mi vardır?
“...Şamanlık bir din değildir. Nitekim, Hıristiyan şamancılardan, Kırgız/Tatar Müslüman şamancılardan söz edilmesi bunu gösterir. Ayrıca, Şamanlık yalnız Orta Asya ve Sibirya’ya özgü değildir. Bunu Okyanusya’da, Kuzey Amerika ve Endonezya’da da buluruz. Ancak, Orta Asya ve Sibirya Şamanlığı içinde Altaylılar, özellikle Türkler en önemli kolu oluşturur.”
(Sabiha Tansuğ, Anadolu Yaşamında ve Giyiminde Şaman İzleri, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Maddi Kültür ****iyon Bildirileri 1997)

Şamanizm nereye aittir?
“Şamanizm, her ne kadar başka yerlerde izlerine rastlasak ve bugün hemen her yerde bu tekniği ortaya çıkaran olaylar gözlemlesek de, aslında Sibirya, Orta Asya ve Kuzey Amerika’ya ait bir olgudur. Evrenin birbirlerine bir eksenle bağlı katlardan oluştuğu inancına sahiptir ve hemen her yerde ve zamanda varlıklarını sürdüren genelde hayvan biçimli görünmez varlıkların olduğuna ve bunların her şeye can verdiğine inanır, ki biz bunları ‘ruh’ olarak tanımlayabiliriz.”
(Roux, Orta Asya, S.59)

Kam’ı kim tayin eder?
“Kamlar, tanrılar tarafından tayin edildiğine göre, ruhların kendisinin hizmetinde bulunduklarına inanan hayali geniş, mistik ve yaradılıştan zeki olan kişilerdir. Tabiattaki bazı sırlara da vakıftır. Kam (şaman) olacak kişi çocukluğundan beri çok düşünceli olur. Vakit vakit canı sıkılır, ta’an şairidir, irticalen şiirler, ilahiler söyler. Deruni ve gerçek vecd halindeyken ruhunun göklere çıktığına ve yeraltına inip, cehennemleri gördüğüne inanır. Urenhaların inançlarına göre , kamların kudreti ilahidir. Göklerden verilmiştir. Bu kudret, şamanın başı üzerinde bulut olarak gelir ve ‘ebekuşağı’ şekline girer, başını, vücudunu doldurur. Bunun içindir ki, her şamanın davulunda ‘ebekuşağı’nın resmi bulunur.”
(Sabiha Tansuğ, Anadolu Yaşamında ve Giyiminde Şaman İzleri, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Maddi Kültür ****iyon Bildirileri 1997)

Kartal tanrının yeryüzüne inmiş şekli mi?
“Kartal göklerde en yükseklerde uçabilen, daha ileride Allah’ın habercisi, belki de Tanrı’nın yeryüzüne inmiş şekli olarak bilinmekte. Eskimolar’da Şamanın gerçek bir Şaman olabilmesi için kartala dönüşmesi inancı vardır. Kuş, insanın ruhunu temsil eder. Ejder, Altay toplumlarında ve çağdaş Sibirya’da gök gürültüsü olayını ejderhaya benzetirler.”
(Sevgi Babaoğlu, Türk Mitolojisinin Halk Motiflerine Etkisi, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Maddi Kültür ****iyon Bildirileri, 1997)

Türkler Müslüman olduktan sonra dahi Şamanizmi bırakmadı...
“Bilindiği gibi Anadolu Türkmen dervişlerinden, Orhan Gazi’nin çağdaşı Geyikli Baba’nın geyiklerle beraber yürüdüğü ve geyiklere bindiği ‘Bektaş Veli’nin şahin kıyafetine girerek, uçup gitmesi, Karaca Ahmat Oğlu Hacı Doğrul’un doğan kuşu suretine girmesi, güvercin suretine giren Sultan Hacimi yakalamak istemesi’ gibi efsanelerin hepsi ‘evrak’ ve ‘ijö lül’ menşeli Şamanizm unsurlarıdır. Halen Geyikli Baba’nın geyiğine binerek gezmesi hakkındaki hikaye Altaylı Şamanların (kamların) okudukları dualarda, ‘bindiğim hayvan geyik’ sözlerini hatırlatmaktadır.
Görüldüğü gibi Anadolu; erenleriyle, evliyalarıyla, Türkmen dervişleriyle, kahramanlarıyla, efsaneleriyle, Türkçe diliyle, destanlarıyla, kendine özgü felsefesiyle, Mevleviler’in, diğer tarikat mensuplarının ve Aleviler’in kutsal sayılan sema samah ayinleriyle Anadolu Türk Kültürü’nün özünü oluşturmuştur.
Böylece, Türkler’in anayurdu Orta Asya’nın ve Şamanlığın, Anadolu Türkleri’nin yaşamında oluşturduğu kültür izlerini birçok açıdan sürebiliyoruz.”
(Sabiha Tansuğ, Anadolu Yaşamında ve Giyiminde Şaman İzleri, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Maddi Kültür ****iyon Bildirileri 1997)
 
İçiçe geçmiş evrenler Şamanizm’in temelidir..."Şamanizm evrensel bir eksenin gereğinde birinden diğerine geçiş imkanı vermek suretiyle evrenin gök ve yeryüzü, yeraltı şeklinde birbiri üstüne konmuş iki veya üç bölge şeklindeki elle tutulamaz bir görüntüsünü içerir, ayrıca kolaylık olsun diye kendilerine (Ruhlar) ismi verilen görünmez fakat zoomorf (hayvan) şekilli olan kalabalık bir varlıklar grubunun da mevcudiyetini gerektirir." (Sevgi Babaoğlu, Türk Mitolojisinin Halk Motiflerine Etkisi, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Maddi Kültür ****iyon Bildirileri, 1997)
Güneş ve Ay Şamanlıkta ne anlama geliyordu? "Güneş ana, Ay ata olarak biliniyordu. Türkler’de gök, güneş ve yıldızların kültü gelişmiştir. Çağdaş Şaman davulları üzerinde de yıldızların resimleri bulunmaktadır, bu davulları kullananlar bu sembolleri yolların görünmesini sağlayan vazgeçilmez aydınlatıcılar olarak kabul etmektedirler.
Marko Polo Kubilay zamanında ay ve güneş resimleriyle süslenmiş bayraklardan söz etmektedir.
Şamanın elbiselerinde de güneşi, ayı bazen onlarla birlikte dünyayı temsil eden metal süsler bulunmaktadır.
Bitkisel ve ayla ilgili biyolojik yaşamın birbiri ile kesişmesi ölümün ve yeniden doğuşun sembolleri olan Ay’ın ve ağacın açık şekilde birbirine benzetildiği düşünülebilir.
Su da yeryüzü gibi saflık timsalidir. Türkiye’de su kaynakları kutsal kabul edilir.
Yedi veya dokuz dalı bulunan ağaç, gövdesi üst delikten geçecek şekilde Yurt’un merkezine ekilir. Şamana evrensel yolculuğunda merdiven görevini görür." (Sevgi Babaoğlu, Türk Mitolojisinin Halk Motiflerine Etkisi, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Maddi Kültür ****iyon Bildirileri, 1997)
Davul evrenin resmi midir? "Ohlmark omuzlarına kanatlar takan bir Moğol Şamanının hemen ardından kendisini bir kuşa dönüşmüş gibi hissettiğini saptamıştır. Kimi zaman at gagalı bir değnek; evreni yansıtan ve gökte yazılı olanı okumaya imkan sağlayan tunçtan bir ayna, evrensel dansa tempo tuttuğu gibi onu süsleyen astronomik resimlerin de kanıtladığı üzere, davul evrenin resmi anlamına gelmektedir." (Sevgi Babaoğlu, Türk Mitolojisinin Halk Motiflerine Etkisi, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Maddi Kültür ****iyon Bildirileri, 1997)
Dağ, Ötüken ve at Şamanlıkta ne anlama gelir? "Dağ, (şamanın, b.n.) yeryüzü çekirdeğinden göğe doğru yükselişini temsil eder, tırmanmak suretiyle onu tanrıya yaklaştıran bir tür erişme ifadesidir. Dualar dağdan daha iyi işitilir, ölüler de sonsuz ikametgahlarında özellikle onu bulamadıklarında daha az uzaklaşmış olurlar.
Ötüken, 'dua eden' demektir.
At, diğer yerlerde olduğu gibi ölülerin ruhlarına yol gösterici olduğuna inanılır. Oğuzlar’da birlikte gömülen atların, atlar tarafından onu cennete götürüldüğüne inanılır. Azerbaycan’da koyun ve at figürlü mezarlar bulunduğu gibi lahitlerin yanında at figürü üzerinde süvari motifli Müslüman mezarlarını 19.asrın sonlarına kadar görmek mümkündür. Anadolu’da da böyle bir mezar Bitlis’te vardır." (Sevgi Babaoğlu, Türk Mitolojisinin Halk Motiflerine Etkisi, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Maddi Kültür ****iyon Bildirileri, 1997)
İnsan hem tek hem de çoktur!.. "Varolan her şey gibi insanın da hem bir tek hem de birçok olduğuna inanılırdı. Ruhlarının tümü, aynı zamanda ve bir yerde bulunurdu. Bu ruhlar onun dışında, kanında, kemiklerinde soluğunda bulunur, vücudunda dolaşır ve her biri yaşamlarını, o insanın ölümünden sonra çeşitli yerlerde, ‘tıpkı yaşayanlar arasında bulunuluyormuş gibi’ var olunan gökte, ‘ataların totemik bölgesinde’, mezarın içinde, sancakta, ‘balballar’da sürdürebilir, başka bir vücutta yer alabilir, ayrıca, dolaşıp durur ve birer hayalet olarak yaşayanları tedirgin etmek için geri gelebilirdi." (Roux, Türkler’in Tarihi, S.113)
Yağmur duası bir şamanist gelenek midir? "Abdülkadır İnan’ın, ‘Yada taşı’ ile ilgili bir başka yazısında Ulu Katay, Salcıvat, Barin-Tabın ve Başkurtlar’ın da yağmur tılsımı olarak birbirlerine suyu atmak, birbirlerine su serpmek adetleri olduğu yazılıdır. Bu ... misallerden dolayı, Uygurlar’ın sadece birbirlerine su atarak serinlemek için değil, büyük bir ihtimalle, eski bir geleneğin devamı olarak bu oyunu yaptıklarını zannediyorum."
(Prof. Özkan İzgi, Çin Elçisi Wang Yen-Te’nin Uygur Seyahatnamesi, S.60)
 
15. yüzyılda da Şamanizm sürüyor

" ‘Altay Şamanlığının gelenekleri, Müslüman Türkler arasında yüzyıllar boyunca unutulmamıştır. 10.yüzyıl başlarında, İslamiyeti kabul etmeye başlayan ve 11.yüzyılın ilk yıllarında Müslüman olarak Horasan’a geçen Selçuk Oğuzları Dede Korkut hikayelerinden anlaşıldığına göre 15.yüzyılda pek çok Şamanizm geleneklerini muhafaza etmişlerdir.
Matem törenlerinde ölünün yaşamında bindiği atın kuyruğunu keserek kurban etmek, aş sunmak, ağacı ulu saymak gibi inançlar gelenektendir. İşte, Oğuzlar’ın torunları olan bugünkü Anadolu Türkleri’nde de eski inanç ve göreneklerin derin izlerine rastlanmaktadır. Folklor araştırıları gösteriyor ki, alkarısı (albastı, alkarası) inancı Anadolu’da da hâlâ devam etmektedir.’
Ayrıca loğusanın başına al bağlamak, köylerde doğum yapan kadının üzerine kutsal sayılan eski çuha al gelin cüppesini örtmek, yatağının altına demir parçası koymak, loğusa ziyaretinde gelen konuklara kırmızı, kokulu şerbet sunmak hep alkarısından korunmak içindir." (Sabiha Tansuğ, Anadolu Yaşamında ve Giyiminde Şaman İzleri, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Maddi Kültür ****iyon Bildirileri 1997)

Aleviler’in tavşan etini yememeleri Şamanizm'den mi
kalmadır?

"Kırgızlar’
ın boğanın kendi ataları olduğu inancı efsaneleri var. Türkler’deki en büyük efsane kurtla ilgili olanıdır. Köpek kutsaldı. Tavşan da tabu kabul edilen hayvanlardandı. Özellikle Alevi inanışında eti yenmez ve avlanmaz kutsal hayvandır." (Sevgi Babaoğlu, Türk Mitolojisinin Halk Motiflerine Etkisi, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Maddi Kültür ****iyon Bildirileri, 1997)

Halı ve kilim motiflerinde Şamanist izler var mı?

"Türk etnografya sanatını incelerken motiflerin derinliklerinde pek çok motifin (yanışın) eski Türk mitolojisi ve Altay yaradılış efsaneleri ile ilişkilerini buldum. Zaten eskiden beri biliyordum ki halılar, kilimler, işlemelerin üzerindeki motiflerin; aşiretlerin, boyların tarihlerini anlatmaktadır. Özellikle de bu etnoğrafik yapıtların üzerinde bulunan (im)ler bize çok mühim bir şeyler anlatmaktadır.
Uzun senelerdir üzerinde araştırma yaptığım bu etnoğrafik yapıtların kompozisyon özelliklerinde bir ayrıcalıklar zinciri uzanmakta: A-simetrik kompozisyonların arasında bu yapıtların hiç olmayacak yerlerde (im)lerin yerleştirilmesi gibi, bir yanış içinde iki veya üç ayrı rengin kullanıldığına şahit oluyoruz.
Bütün bunlarla bize bir mesaj verilmekte, bu mesajda Orta Asya mitolojisiyle ilgili aşağı yukarı her bir yanış bir sembole tekabül etmektedir.
Bütün Türk Dünyası’nda müşterek olarak kullanılan bazı yanlışlar dikkatlerimizi üzerine çekmekte ve bunlar adeta o yapıtların üzerindeki Türklük damgası gibi kullanılmaktadır. (Sinek, Çakmak, Kazayağı) yanlışları gibi.
Halı, kilim v.s. yapıtların üzerindeki köpek, kurt, kuş, geyik v.s. hayvan figürleri yüzlerce senedir Müslüman olan Anadolu Türk halkında bile bu yanlışlar yaşayıp günümüze gelmişse, dogmatik kültüre sahip Anadolu halkında hala atalarının mitolojisi ve eski dinlerin şuur altlarında yaşadığının bir ispatıdır."
(Sevgi Babaoğlu, Türk Mitolojisinin Halk Motiflerine Etkisi, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Maddi Kültür ****iyon Bildirileri, 1997)

Selçuk Müslüman oldu mu?

"Seyhun Irmağı’na yerleşen Kinikler (Selçuklular da denilebilir) Harezm Hıristiyanlarıyla da Müslümanlar’la da ilişki kurar. Ama onlara en fazla yaklaşan Müslümanlar olur ve Selçuk’un son günlerinde İslamiyet’i kabul ettiği söylenir." (Roux, Orta Asya, S. 251)

Not;Bende bir Kinik mensubuyum...
 
Selçuklular Sünnilik'i niçin seçti, Dede Korkut Şaman mıydı?

"Selçuklular eğer Müslüman dünyada önemli bir konuma gelmek istiyorlarsa İslamiyet’i kabul etmeleri gerektiğini anladılar ve çok zekice bir hamleyle Şiiliğin giderek parladığı bir dönemde büyük kitlelerin bağlı olduğu Sünnilik’i seçtiler. Halife kartını oynadılar ve kendilerini halifenin kulu ve koruyucusu ilan ettiler. Halifeyi bunaltan Buriyatlar’ı yok ederek tüm Sünniler’in dostluğunu kazandılar.
Bu seçimler çok siyasi seçimlerdi. Selçuklular din konusuna o kadar da önem vermiyorlardı. Kalplerinde Şamandılar ve İslamiyet örtüsü altında uzun süre bu inanca bağlı kaldılar. Anadolu destanlarından elimizde kalan Kitab-ı dede korkut adlı el yazmaları sonraki dönemlere ait olsa da hâlâ çoktanrılı inancın temalarıyla doludur (kurt, su, ağaç tapıncı vb.) ve dede korkut örtülü biçimde aslında bir şamandan başka bir şey değildir.
Kuşkusuz bu eser Batılı Türkler’in eseridir ve Anadolu kültürünü taşımaktadır, ama burada anlatılan destan Orta Asya’da, Seyhun Irmağı kıyılarında Korkut Ata denilen ata kahramanın mezarının olduğu yerde geçmektedir." (Roux, Orta Asya, s. 255-256)
Bahşı sözcüğü hangi dilden gelmiştir?

"Bahşı sözünün etimolojisi nesil: İlmi çalışmalarda bu konuda çeşitli düşünceler var. Bir profesör T. Zarifov’un fikrine katılıyorum. Onun kaydettiğine göre bahşı sözü ‘bahça, bagşa’ gibi Moğolca, Buryatça sözlerden alınmış olup, üstat, marifetçi manalarını verir." (Malik Muradov, İpek Yolu Özbek Halk Bahşıları Sanatı bildirisi, s.395.)
Bahşının Özbekler’deki anlamı nedir?

"Özbekler’de bahşı sözü iki anlama gelir.

1. Bahşı, destan, terme, küylavcı yani dombra dutar çalıp koşuk söyleyen sanatkârlar, 2. Efsunlar, şaman, falcılık yapan, dua okuyan muskacı kişidir. Evet eskilerde destan ve termeler söyleyen de şamanlık yapan da aynı kişiydi. Yavaş yavaş bu ikisi halk efsunları diye söylenmeye başladı." (Malik Muradov, İpek Yolu Özbek Halk Bahşıları Sanatı bildirisi, s.395.)

İpek Yolu Orta Asya destanlığında bahşı hangi adlarla anılır?


"İpek Yolu Orta Asya destanlığında bahşı sözü çeşitli adlar almıştır: Bahşı, destancı, akın, cırav, menerçı, ara ve başkaları." (Malik Muradov, İpek Yolu Özbek Halk Bahşıları Sanatı bildirisi, s.395.)
Özbekistan’da bahşıya hangi adlar verilir?

"Özbekistan’da, bahşıları çeşitli yerlerde çeşitli şekilde söylerler.

Mesela, Sur Handerya ve Kaşkaderya’da yüzbaşı, bahşı, destancı, Güney Tacikistan Özbekleri arasında sakı, bazı yerlerde sazende, Ferpara Vadisi’nde sannavçı, bazı yerlerde cırav, cırcı, akın, ahın derler." (Malik Muradov, İpek Yolu Özbek Halk Bahşıları Sanatı bildirisi, s.395.)Şamanistik gelenek İslam’a nasıl aktarıldı?
"Bilindiği gibi İslamiyet’ten önceki ozanlar kutsal kabul edilir, ondaki özelliklerin ilahi bir yönü olduğuna inanılırdı. Onlar hem şair, hem besteci, hem icracı, hem de kâhin ve tabip idi.
İslâm kültürü dairesine girince yeni düzenin getirdiği sistem içinde iş bölümü sonucu bir kişide toplanan bu özellikler, ayrı ayrı kişilere bölündü Ayrıca şamanistik düşüncenin kabul ettiği kutsallık, yeni dinin yani İslamiyet’in de kabul edebileceği şekle sokulmalıydı.
Mesela, ozandaki kutsallığın devamı etmesi ancak İslâmi değerlere göre yeniden düzenlenmesiyle mümkündü. Anadolu’da 15.yüzyıldan sonra âşık adını alan bu sanatkarlar, kutsiyetlerini yeni renk ve şekilde devam ettirdiler. Ozan’ın kutsallığını, bir rüya motifi ekleyerek İslamize ettiler. Âşıklar rüyalarında İslam’ın kabul ettiği kutsal kişilerin elinden bir bâde içerek bu inancı devam ettirme yoluna gitti. Hem de değişik inanç ve mezheplere göre bâdeyi veren kutsal kişiler değiştirilerek, yani kendi sosyal çevresine uygun hale getirilerek, bu iş gerçekleştirildi. Mesela, Alevi-Bektaşi muhitinde, Hz.Ali veya Hacıbektaş tarafından; Sünni muhitinde ise Hızır, Derviş, Kırklar vb. kişilerce kutsiyet aktarması yapıldı. Aslında bu bâde ozandaki kutsal özün yeni şartlara uyumundan başka bir şey değildi."
(Fikret Türkmen, Orta Asya ile Anadolu Arasındaki Kültürel İlişkiler, s.511)
 
Benim okuyup anladığım şudur ki Türkler hangi dine mensup olursa olsun Tanrı inançları gayet kuvvetlidir.Mesela ben bir a dinine mensup birisi,başka bir Türk ise b dinine mensup birisi.Dışarıdan birisi ikimizede şu soruyu sorsa 'kime itaat edersin?'Sanırım o kişinin ikimizdende alacağı cevap şudur; 'Biz 'Türkler' yalnızca Tanrı'ya itaat ederiz'
İnanç manevi kuvvetimizin kaynağıdır,ama Türkler Tanrı inancını hangi dine mensub olursa olsunlar gayet sade ve doğru bir şekilde yorumlayabilmişlerdir.
 
Benim okuyup anladığım şudur ki Türkler hangi dine mensup olursa olsun Tanrı inançları gayet kuvvetlidir.Mesela ben bir a dinine mensup bir hanım,başka bir Türk ise b dinine mensup bir han.Dışarıdan birisi ikimizede şu soruyu sorsa 'kime itaat edersin?'Sanırım o kişinin ikimizdende alacağı cevap şudur; 'Biz 'Türkler' yalnızca Tanrı'ya itaat ederiz'
İnanç manevi kuvvetimizin kaynağıdır,ama Türkler Tanrı inancını hangi dine mensub olursa olsunlar gayet sade ve doğru bir şekilde yorumlayabilmişlerdir.



Selamün Aleyküm,Gercekten daha önce acilan basliklardaki gibi bir asla saman olmadilar gibi bir inkar etmeden en güzel aciklamaydi,Inan her dinde aynilar ve TÜRK oldum icin Alemlerin Rabbi olan Sahibimiz ve Efendimiz Allaha hamd olsun..
 
diğer dinlerde davet çanla cıngırala şunla bunladır..
kardeşim....
tarihin en eski efendisi Olan necip Türk bunu görmüş
İnsan insan sedasıyla davet olunur diyerekten bu dini seçmiştir...
ne saçmalıyorsunuz siz şaman olsa kabul eder miydi....
bu kadarda düşüncesiz olmayın yaaa
olanı görün
bizim dedemiz öyle aptal değildi. bu dini iyiçe inceledide öyle kabul etti
ne samanilarin ilkel büyülerine ne budizime.. hiç birine gönül vermemiştir

İslam dini karşısında çıkanca. Vicdanın asırlardır aradığı özlediği bir maşukla gibi karşısına çıktı
koşarak akın akın aşk ile İslam dinine istikbal etti
İslamda onu birden bire yükseltti zira türkün fıtri dini islamdı

ne samandılar ne şu ne bu
akın akın vicdanın aradığı bir maşuku gibi karşılarına çıktı hemen akın akın
buharada ilk cami inşa edildiği zaman türk gönlünede iman heykeli dikildi
akın akın bu dine girdiler
çünkü yaratılışlarına... yani milli örfünü islam dininde tasdiklenmiş teyid edilmiş bir şekilde görünce.. görür görmez akın akın bu dine girdiler artık anlayınız
şamani olsalardı biraz zor bu dini kabul ederlerdi...
hem türklere hiç bir millet zorla bir şey kabul ettirememeiştir
istiklaline çok düşkündür...
olanı görün.. olanı görün,

o kadar çok misal vardır ki Türk neden bu din seçmiştir diyee
yazsam yüzünüz kızarır yüzünüz

bir misal verdim
dedim ki... diğer dinlerde davet çanla çıngırakladır
Türk yani senin deden aptal adam değil
İnsan insan sesiyla davet olunur dedi bu dini seçti
aptal mıydı yoksa senin deden yani canla çıngırakla mı gidiyordu heeee..
anlatamıyoruz galiba...
daah misal vereyim mi

o yüzden yeter artık bu zavallık
yani düşmanın sözüyle İslama dil uzatmaklık yeter...
artık anlayınız olanı görmeye çalışnız
neden benim dedem bu dini seçmiştir ditye düşün düşün...
aptal millet değildi senin deden üredi türedi bir millet değildir
kökü çok sağlamdı
neysee
yüzünüz varsa kızarır
 
Türkler çook uzun yıllardır.ben diyeyim 1000 sene sen de 2000 senedir islam ve islam fıtratına yakın bir dini tercih etmişlerdir.senin iddian 3000 veya 5000 sene öncesine dayanıyor.vede elindeki muteber kabul ettiğin kaynak en fazla 100 bilemedim 500 sene olsun yani şunu demek istiyorum. Hz İsanın 2000 sene önce yaşamadığını kayıtları olmadığını savunanlar var seninkide böyle birşey kusura bakma benim düşüncem
 
Şamanizm konunun en başında da metin mete'nin belirttiği gibi, bir din değil, "bir inanıştır." Ve bu hal, sadece mezopotomya toprakları içinde değil, bilakis dünyanın bir çok bölgesine özgü bir inanış biçimidir. Bu inanışın şartları ve sınırları olmamakla beraber, yöresel argümanları belirleyici olmuştur.

"Türk'ün aslı şaman inancına dayanır" Orta asya'dan göç esnasında İslamiyet ile tanışan Türk'ler 8 ay gecikmeli olarak İslamiyet'e girer. Bunun nedeni de; av sezonunun bitmiş olması ve ellerinde sadece kışlık yiyecek olarak domuz etinin bulunuyor olması ve bu etin de İslam Dini'nde haram hükmünde bulunuyor olmasından kaynaklanır. Şaman inanışından İslamiyete'e geçmeleri de zor olmaz, çünkü bu Din; atalarının o güne kadar olan inançlarını dışlamadığı gibi, içerisinde yer alan temel kaideleri kendi mistik inanışlarının da ötesinde olduğunu gördükleri içindir. Çünkü Şamanizm, bir çok yönden İslamiyet ile benzeş açılar sergiler.
 
Benim okuyup anladığım şudur ki Türkler hangi dine mensup olursa olsun Tanrı inançları gayet kuvvetlidir.Mesela ben bir a dinine mensup birisi,başka bir Türk ise b dinine mensup birisi.Dışarıdan birisi ikimizede şu soruyu sorsa 'kime itaat edersin?'Sanırım o kişinin ikimizdende alacağı cevap şudur; 'Biz 'Türkler' yalnızca Tanrı'ya itaat ederiz'
İnanç manevi kuvvetimizin kaynağıdır,ama Türkler Tanrı inancını hangi dine mensub olursa olsunlar gayet sade ve doğru bir şekilde yorumlayabilmişlerdir.

Allah Diyebilmek Rabbim Diyebilmek Mevlam Diyebilmek Bu kadar ağırmı gelir nefsinize ?
 
Allah Diyebilmek Rabbim Diyebilmek Mevlam Diyebilmek Bu kadar ağırmı gelir nefsinize ?



Hicte seninle tartismyacagim ama bir soru sorayim;


Tanri;Arabca ne anlama geliyor.Kuranda zikrediliyormu bilmedenmi sizin allerjiniz var yoksa birileri istiyor diyemi?Lütfen cevaplayin ama kaynaklari ile.Tesekkür ederim vereceginiz cevaba..
 
Hicte seninle tartismyacagim ama bir soru sorayim;


Tanri;Arabca ne anlama geliyor.Kuranda zikrediliyormu bilmedenmi sizin allerjiniz var yoksa birileri istiyor diyemi?Lütfen cevaplayin ama kaynaklari ile.Tesekkür ederim vereceginiz cevaba..

Benim dinim islam ''Ben tanrımıza hamdolsun demem'' Allahım sana sonsuz salatu selam olsun şükürler olsun derim Benim Rabbimin Kur'an-ı Hakiminde 99 ism-i şerifi zikredilir Esma-ul Husna da TANRI terimi yoktur ANLAŞILDIMI
 
Benim dinim islam ''Ben tanrımıza hamdolsun demem'' Allahım sana sonsuz salatu selam olsun şükürler olsun derim Benim Rabbimin Kur'an-ı Hakiminde 99 ism-i şerifi zikredilir Esma-ul Husna da TANRI terimi yoktur ANLAŞILDIMI



Anlasilmadi sorularima cevap teskil etmiyor,

Tanri;Arabca ne anlama geliyor.Kuranda zikrediliyormu bilmedenmi sizin allerjiniz var yoksa birileri istiyor diyemi?


Cevabinizi bekliyorum...


Not;Bende senin tarif ettigin gibi hamd ediyorum.


tanrımıza hamdolsun
 
Anlasilmadi sorularima cevap teskil etmiyor,

Tanri;Arabca ne anlama geliyor.Kuranda zikrediliyormu bilmedenmi sizin allerjiniz var yoksa birileri istiyor diyemi?


Cevabinizi bekliyorum...


Not;Bende senin tarif ettigin gibi hamd ediyorum.


tanrımıza hamdolsun

Hem diyorsun ki Kur'andan başka kaynak kabul etmem birde hristiyanların kullandığı terimi yüceler yücesinin 99 ism-i şerifi var iken bu terimi ''O'' na atfediyorsun ''O'' na ism-i şerifleri ile yalvar dua et

Evet TANRI kelimesine alerjim var MÜSLÜMAN olarak bu terimin kitabımızda yeri yoktur sizinkinde var herhaldeki GOCUNDUN ne hikmetse
 
daah hiç biriniz Kelime- tevhidin manasını bilmezseniz konuşursunuz...
La İlahe illallah demek : Ulu Tanrının İsmi Allahtır demektir
Yani biz ilahların tanrının tanrıların aleyhinde değiliz
Çünkü biliniz ki O Taptığınız Ulu Tanrının İsmi Allahtır demektir
ne kadar nazik bir itikad... çünkü Allahın ilahın tanrının alehinde değil..
Tanrının İlahın aleyhinde olmayan bir din... İslam dinidir

La demek: hayır yok ..olumsuz Allah düşündüklerinizden münezzehtir
İlahe İllallah : İlahlar ancak Allahtır..
Allah o taptığınız İlahlardan tecelli ettiğini beyane der
yani ey Beşeriyet taptığınız Ulu Tanrının İlahın İsmi Allahtır...
hulasa: Allahtan başka İlah yoktur ilah. onun için taptığınız İlahın Ulu Tanrının İsmi Allahtır demektir
daha anlatayım mı
 
Hem diyorsun ki Kur'andan başka kaynak kabul etmem birde hristiyanların kullandığı terimi yüceler yücesinin 99 ism-i şerifi var iken bu terimi ''O'' na atfediyorsun ''O'' na ism-i şerifleri ile yalvar dua et

Evet TANRI kelimesine alerjim var MÜSLÜMAN olarak bu terimin kitabımızda yeri yoktur sizinkinde var herhaldeki GOCUNDUN ne hikmetse



Simdi oku bakalim Diyanet cevirilerini;


Em küntüm şühedae iz hadara ya'kubel mevtü iz kale li benihi ma ta'büdune mim ba'di , kalu na'büdü ilaheke ve ilahe abaike ibrahime ve ismaiyle ve ishaka ilahev vahida, ve nahnü lehu müslimun

Diyanet Çevirisi

Yoksa siz Yakub’un, ölüm döşeğinde iken çocuklarına, “Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?” dediği, onların da, “Senin ilâhına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek bir ilâha ibadet edeceğiz; bizler O’na boyun eğmiş müslümanlarız.” dedikleri zaman orada hazır mı bulunuyordunuz?

Bakara 133


Ve ilahüküm ilahüv vahid, la ilahe illa hüver rahmanür rahiym

Diyanet Çevirisi

Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.


Bakara 163

Daha niceleri var ve Ilah=Tanri türkce cevirisidir istersen gir bir sözlüge bak,Kör olmak parayla degil sanirim...



İlah
özel, isim, din b. (***) (ilâ:hı) Arapça il¥h
Tanrı.

İlah
özel, isim, din b. (***) (ilâ:hı) Arapça il¥h
Tanrı.


http://www.tdk.gov.tr
 
Ben Tnarı demem ALLAH derim 99 isimden herhangi birini kullanırım 100 isim lakab takmam

Ve bende senin gibi kör ve aşağılık değilim metin sen kendini abdulvahaba satmışsın elhamdulillah biz sizden değiliz
 
Ben Tnarı demem ALLAH derim 99 isimden herhangi birini kullanırım 100 isim lakab takmam

Ve bende senin gibi kör ve aşağılık değilim metin sen kendini abdulvahaba satmışsın elhamdulillah biz sizden değiliz


Yani senin kendi dinin var öylemi ben ondan uzagim cok sükürler olsun.Abdülvahab oda diger sünnüler veya Siia lar gibi mezheplidir cevap bulamayinca sadece iftirata,Simdi diye bilirizki"CaNNIsAr´In dininde suclama yapacaksin yani asla ayette olsa kabul etmeyeceksin ne gerekiyorsa yapacaksin Metin Meteyi alt edeceksin sen galip geleceksin istersen hemen böyle sallayacaksin...EEE beser dini bir baska oluyor..
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks