Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nasil Hidayete Erdim-1

caferi_humeyni

New member
Katılım
13 Şub 2006
Mesajlar
242
Tepkime puanı
0
Puanları
0
"SAKALEYN" HUSUSUNDAKİ İHTİLAF



Geçen bahislerimizde Şia ve Ehl-i sünnet'in hilafet konusundaki görüşleriyle her iki fırkaya göre ResuluIlah (s.a.a)ın bu husustaki vasiyet ve emrinin ne olduğunu açıkladık. Şimdi başka önemli bir husus üzerinde ResuluIlah (s.a.a)ın vasiyet ve emrinin ne olduğunu inceleyereğil. O da her hangi bir şeyi dindeki hükmü hakkında ihtilafa düşüldüğünde başvurulması gereken merci hakkındadır. Acaba ResuluIlah (s.a.a) ümmetinin ihtilaf ettikleri konularda baş vuracakları bir merci tayin etmiş midir? Kur'an-ı Kerim de konuya değinilen bir ayette Allah-u Teala şöyle buyuruyor.(1)





"Ey inananlar Allah'a peygamber ve içinizden emredecek kudret ve liyakata sahib olanlara itaat edin, Allah'a ve ahiret gününe inaDIyorsanız birşeyde ihtilafa düştünüz mü o hususta Allah'a ve peygambere müracaat edin; bu haraket, hem hayırlıdır, hem de sonu pek güzeldir."

Nisa / 59

- --- - - -- --- - - - - -- - ----

1 - Mutevatir: ardarda gelen; ağızdan ağıza dolaşan; ardı ardına. peşpeşe.





198 / DOĞRULARLA BİRLİKTE

Resuluılah (s.a.a)ın ümmeti arasında istinat edecekleri ve etrafında toplanacakları bir esas bırakmadan gitmesi düşünülemez. Zira o alemlere rahmet olarak meb'us olmuş ve kendisinden sonra ümmetinin ihtilafa düşmemesini ve hayırlı bir ümmet olmasını istiyordu. Muhaddisler mütevatir senetlerle naklettikleri hadiste Resuluılah (s.a.a)ın şöyle buyurduğunu naklediyorlar.


"Ben sizin aranızdaiki değerli emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitab'ı ve benim itretim Ehl-i Beyt'imdir. Bu ikisi, kevser Havuzu üzerinde bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın görün benden sonra onlara nasıl davranacaksınız? (1)

Bu Şia ve Ehl-İ, sünnet muhaddislerinin naklettiği sahih bir hadistir. Bu hadisi muhaddisler kendi müsned ve sihahlarında, otuzdan fazla sahabeden nakletmişlerdir.

Tartışma ve delil getirme makamında olduğumdan dolayı ben bu hadisin doğruluğunu isbat1amak için Şia kitaplarına veya Şia alimlerinin sözlerine istinat etmeyeceğim. Sadece bu hadisi nakledip sıhhatini itiraf eden Ehl-i sünnet

--------------------------
1 - Müstedrek-i Hakim, c.3, s.148.


KUR' AN'DA H1.. ALİ'NİN VELA VEli. . . / 199

alimlerini zikretmekle yetineceğim. (Gerçi insaf ve adalet bu konuda Şia kaynaklarına değinmeği de gerektiriyor.)

Aşağıda mezkur hadisi nakleden Ehl-i sünnet alimlerini zikredi yoruz:
1- Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122.
2- Sahih-i Tirmizi, c.5, s.328.
3- İmam Nesai'nin yazdığı "EI Hasais", s.21.
4- Müsned-i imam Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.17.
5- Müstedrek-i Hakim, c.3, s.109.
6- Kenz'ül Ümmal, c.1, s.154.
7- İbn-i Sa'din yazdığı "Et Tabakat'uI Kubra", c.2, s.194.
8- İbn-i Esir'in yazdığı "Camiu'l Usul" c.1, s.187.
9- Suyuti'nin yazdığı "Camiu's Sağir" c.l, s.353.
10- Haysemi'nin yazdığı "Mecmau'z Zevaid", c.9, s.163.
11- Nebehani'nin yazdığı "Feth'ul Kebir", c.1, s.451.
12- İbn-i Esir'in yazdığı "Üsd'ul Gabe Fi Ma'rifet's Sahabe, c.2, s.12
13- Tarih-i ibn-i Asakir, e.5, s.436.
14- Tefsir-i ibn-i Kesir, c.4, s.113.

Bunlara ilaveten ibn-i Hacer "Savaik'ul Muhrika" adlı kitabında bu hadisi zikretmiş ve sahih olduğunu itiraf etmiştir. Yine Zehebi "Et Talhis" adlı kitabında nakletmiş ve Şeyheyn'ın şartlarına göre sahih olduğunu söylemiştir. Yine Harezmi Hanefi ve ibn-i Meğazili Şafii ve Taberani "EI Mu'cem" adlı kitabında ve "Es Siret'ul Halebiyye'nin sahibi mezkur kitabın haşiyesinde ve "Yenabiu'l Mevedde"



200 i DOĞRULARLA BİRLİKTE

kitabının sahibi ve diğerleri de bu hadisi nakletmişlerdir.

Bütün bunlardan sonra "Allah'ın kitabı ve benim itretim Ehl-i Beyt'im" diye bilinen Sakaleyn hadisi Ehl-i sünnet'in kabul etmediğini ve Şia'nın aydurmalanndan olduğunu iddia etmek, kişinin kendi cehaletini veya inadını gösterir. Allah-u Teala'dan cahiliyyetten doğan bağnazlık ve inadı kalplerden uzaklaştırmasını niyaz ediyorum.

Daha sonra ResuluIlah (s.a.a)ın, sarılmamızı emrettiği "Allah'ın kitabı ve Ehl-i Beyt" hadisi Ehl-i sünnet'e göre sahih bir hadistir. Şia'nın nezdinde ise bu hadis mütevatir olarak Ehl-i Beyt imamları yoluyla nakletdilmiştir. O halde neden bazıları bu hadis konusunda şüphe icad edip onu "Allah'ın kitabı ve benim sünnetim" hadisine dönüştürrneğe çalışıyorlar? Mesela "Miftah-u Kunuz'is Sünne" kitabının sahibi, kitabının 478. sahifesinde Buhari, Müslim, Tirmizi ve ibn-i Mace'den naklen "Resulullah'ın Allah'm kitabı ve kendi sünneti hakkındaki vasiyeti" başlığı altında bir bölüm ayırmıştır. Oysa ki mezkur dört kitabı incelediğin takdirde onun naklettiği hadisin bu kitaplarda mevcut olmadığını görürsün.

Evet Buhari'de "Kitab'ul hisam Bi'l Kitab-ı ve's Sünne" (1) diye bir bölümü vardır, ama orada böyle bir hadis mevcut değildir. Sahih-i Buhari ve mezkur kitaplarda nihayeten şöyle bir hadis yeralmıştır.

"Talha ibn-i Müsarrif şöyle diyor: Abdullah ibn-i Übeyy'den "Acaba Resuluılah (s.a.a) bir vasiyette bulundu

_n- n n - --------------

1 - Sahih-i Buhari, c.8, 5./37.

~

KUR'AN'DA Hz. ALİ'NİN VELAYETİ . . / 201

mu?" diye sordum. O şöyle dedi: "Hayır". O zaman ben ona "O halde nasıl halka vasiyette bulunmaları emredilmiştir" dedim. O "Resuluılah (s.a.a) Allah'ın kitabını vasiyet etti" diye cevap verdi"(1) Görüldüğü üzere Resuluılah (s.a.a)ın "Ben sizin aranazda iki değerli emanet bırakıyorum; Allah'm kitabı ve benim sünnetim" diye bir hadisi yoktur ve eğer bazı kitaplarda böyle bir hadis olsa da bir değer ifade etmez. Zira naklettiğimiz gibi, icma bunun hilafınadır. Üstelik eğer "Allah'ın kitabı ve benim sünnetim" diye nakledilen hadise bakılacak olursa, bunun akıl ve nakil ile de bağdaşmadığı görülür. Böyle bir hadisin varlığı bir kaç delil sebebiyle reddedilebilir.

BİRİNCİ DELİL: Bütün tarihciler ve muhaddislerin yazdıklarına göre Resuluılah (s.a.a)ın kendi hayatı döneminde, hadisler toplanıp yazıımamıştır. Hiç kimse de Resuluılah (s.a.a)ın hayatta olduğu dönemde o Hazret'in sünnetini bir araya topladığını ve yazdığını iddia etmemiştir. O halde O Hazret'in "Ben sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum; Allah'ın kitabını ve benim sünnetimi" demesi nasıl düşünülebilir? Zira Allah'ın kitabı hem yazılıyor ve hem de sahabelerce ezberleniyordu. O halde her sahare hafız olmasa dahi mushafa müracaat edip ondan istediği ayet i öğrenebilirdi.

Ama Nebevi sünnetin Resuluılah (s.a.a) zamanında yazılması sözkonusu değildi. Bu yüzden onun Kur'an-ı

-----------------
1 - Sahih-i Buhari, c.3, s.186 - Sahih-i Tirmizi, "Kilab'ul Vasaya" Sahih-i Müslim, "Kilab'ul vasayd' - Sahih-i ibn-i Mace, "Kiıab'ul Vasaya
 
Üst Alt