Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

HZ İsa (a.s)

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Îsâ Aleyhisselâm


Babasız doğan bir peygamberdir.
İsrâiloğullarına gönderilen ve Kur'an-ı kerim'de ismi bildirilen peygamberlerden.Peygamberler arasında en yüksekleri olan ve kendilerine Ülülazm denilen altı peygamberin beşincisidir.Annesi hazret-i Meryem'dir.Allahü teâlâ onu babasız yarattı.Kudüs'te doğdu.Otuz yaşında peygamber oldu.Kendisine İncil adlı kitab gönderildi.Otuzüç yaşında diri olarak göğe kaldırıldı.Kıyâmete yakın yeryüzüne tekrar inecektir.

Îsâ aleyhisselâmın annesi Meryem Hâtun,Süleyman aleyhisselâmın neslinden sâlihâ ve temiz bir hanımdı.Hazret-i Meryem,onbeş yaşına geldiği zaman,Yûsuf-i Neccâr isminde biriyle nişanlanmıştı.Fakat onunla evlenmeden Allahü teâlâ,hazret-i Meryem'e babazız olarak bir çocuk vereceğini müjdeledi.Hazret-i Meryem,Allahü teâlânın emri ve kudretiyle Îsâ aleyhisselâma hâmile oldu. Bundan bir müddet sonra,normal olarak hâmilelik hâlleri görülmeye başlandı.Bu hâlleri gören Îsrâiloğulları,dedikodu yapmaya başladılar.Çeşit çeşit iftirâda bulunup akla gelmeyecek,ağıza alınmayacak şeyler söylediler.

Bu dedikodulara tahammül edemeyen hazret-i Meryem,Kudüs'ün 10km kadar güneyindeki sâkin bir kasaba olan Beyt-i Lahm'e çekildi.Her şeyin Allahü teâlânın takdîri ve dilemesiyle olduğunu düşünerek,insanların kendi hakkındaki sözlerine sabretti.Îsâ aleyhisselâmın doğumu yaklaştığı sırada,bulunduğu yerin bahçesinde yürürken kurumuş bir hurma ağacının altına geldi.Doğum sancıları şiddetlendiğinden bu ağaca yaslandı.Yaslandığı kuru hurma ağacı yeşillendi.Mevsim kış olduğu hâlde meyve verdi.Ayağının altında küçük bir su kanalı akmaya başladı.Bu hâl,hazret-i Meryem'i tesellî etti.Bu sırada hazret-i Îsâ dünyâya geldi.Îsâ aleyhisselâm doğduğu zaman,doğudaki ve batıdaki bütün putlar yıkılıp,yere döküldü.Şeytanlar bu duruma şaştılar.Nihâyet büyükleri olan İblîs,onlara Îsâ aleyhisselâmın dünyaya geldiğini haber verdi.O doğunca gökte büyük bir yıldız göründü.

Hazret-i Îsâ'nın doğduğunu öğrenen İsrâiloğulları,Beyt-i Lahm 'e geldiler. Hazret-i Meryem'in kucağında yeni doğmuş çocuğu görünce; "Ey Meryem!Bu nedir? Gerçekten çok çirkin bir iş yapmış olarak geldin.Sen pek genç,fakat kocası olmayan bir kız olduğun hâlde bu çocuğu nereden aldın? Bu ne acâip ve ne şaşılacak bir hâldir?" dediler.Hezret-i Meryem,bütün söylenilenleri sabırla dinledi.Hiç cevap vermedi.Ancak; "İşin hakîkatini size o haber versin.Siz onunla konuşun.Ondan sorup anlayın!" mânâsına kundakta bulunan hazret-i Îsâ'yı işâret etti. Onlar kundakdaki çocuğun konuşamayacağını söyleyince,kundakta bulunan hazret-i Îsâ elini kaldıraarak cevap verdi ve dedi ki: "Ey câhiller! Benim yüksek şânıma taarruz etmeyiniz ve annemi ayıplamayınız.

Muhakkak ki ben,Allahü teâlânın kuluyum. O,bana kitap verip,beni peygamber kılacaktır.Her nerede olsam beni mübârek kıldı ve hayatta olduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekât vermemi emretti.Beni anneme hürmetkâr kıldı... Doğduğum günde,öleceğim günde ve diri olarak kabrimden kaldırılacağım günde selâm benim üzerimedir." dedi.Hazret-i Îsâ'nın kundakta konuşmasına hayret eden İsrâiloğulları,dillerini yutmuş gibi oldular.Hiçbir şey söyleyemediler.Buna rağmen dedi-kodu yapmaktan,çeşit çeşit iftirâlarda bulunmaktanda geri durmadılar.

Roma imparatorunun Şam vâlisi,babazız doğduğu için ikisini öldürmek istedi.Annesi onu alarak Mısır'a götürdü.Hazret-i Îsâ oniki yaşına gelinceye kadar Mısır'da kaldılar.Sonra tekrar Kudüs'e gelerek Nâsıra şehrine yerleştiler.Otuz yaşına girince,Hak teâlâ tarafından peygamber olduğu bildirildi.Peygamberlik emri bildirilince,hemen tebliğe başladı.İnsanların Allahü teâlâya inanmalarını ve O'nun emirlerini yapıp yasaklarından sakınmalarını ve isyânda bulunmamalarını istedi.İsrâiloğulları bu dâveti kabul etmediler.Îsâ aleyhisselâm inanmayanlara mûcizeler gösterdi.Îsâ aleyhisselâm var gücüyle gayret göstermesine rağmen,pek az kişi inandı.İsrâiloğulları ona îmân etmedikleri gibi,dâvetine karşı çıktılar ve günden güne hırçınlaştılar.Îsâ aleyhisselâmın yumuşaklığını görerek inanmadılar.Hattâ daha da ileri giderek hazret-i Îsâ'yı öldürmeye teşebbüs ettiler.Bunun üzerine hazret-i Îsâ, kendisine îmân edenler arasından seçtiği havârî adı verilen oniki kişiden Allahü teâlâya îmân ve ibâdet edeceklerine ve kendisine yardımcı olacaklarına dâir söz aldı.

Yahûdîlerden bir topluluk Îsâ aleyhisselâm ve annesi hazret-i Meryem'e dil uzattılar.Îsâ aleyhisselâm bunu duyunca,onlar hakkında bedduâda bulundu.Allahü teâlâ bu duâyı kabul edip,hazret-i Îsâ'ya ve annesine dil uzatanları maymun ve domuza çevirdi. Bu durumu gören Yahûdîler,hâdiseyi aralarında görüştüler.Hepsi hazret-i Îsâ'yı öldürmek üzere anlaştılar.Hazret-i Îsâ'yı aramaya başladılar.Roma İmparatoru'nun Kudüs Vâlisi Jones Pilot'u kandırıp,Îsâ aleyhisselâmın Roma İmparatorluğu aleyhinde bulunduğuna ve Filistin'de yeni bir hükümek kurmaya çalıştığına inandırdılar.Hazret-i Îsâ,son defâ olarak Havârileri ile bir gece gizlice sohbet etti ve onlara "Horoz ötmeden (yani sabah olmadan) sizin biriniz beni inkâr edecek ve pek az paraya satacaktır." dedi.Hakikâten Yahuda isimli Havârî,sabah olmadan Yahûdîlerden bir miktar para alıp,hazret-i Îsâ'nın yerini haber verdi.

Îsâ aleyhisselâmı yakalamak için Yahûdîlerle berâber eve girince,Allahü teâlâ Yehûdâ'yı Îsâ aleyhisselâma benzetti.Yahûdîler de onu Îsâ aleyhisselâm diye yakaladılar ve haça (çarmıha) gerip asarak öldürdüler.Allahü teâlâ,Îsâ aleyhisselâmı göğe kaldırdı.Îsâ aleyhhisselâm bu sırada otuzüç yaşındaydı.Îsâ aleyhisselâm göğe çıkarıldıktan kırk sene sonra,Romalılar Kudüs'e hücum etti.Yahûdîlerin çoğunu öldürüp,bir kısmını esir ettiler.Şehri yağmaladılar.Kitaplarını yaktılar.Îsâ aleyhisselâma yaptıklarının cezâsı olarak,hakîr ve zelîl oldular.Hiristiyanlar,Îsâ aleyhisselâmın haça gerilip orada öldüğüne,fakat sonra dirilip göğe çıktığına inanırlar.Müslümanlar ise,Îsâ aleyhisselâmın haça gerilmediğine doğrudan doğruya göğe kaldırıldığına inanırlar.Bu husus Kur'ân-ı kerîm'de Nisâ sûresi 158. âyetinde meâlen şöyle bildirildi: "Onu asmadılar,onu öldürmediler. Bilakis Allahü teâlâ onu katına yükseltti..."

Ayrıca hadîs-i şerîflerde buyruldu ki:"Îsâ (aleyhisselâm) ölmemiştir.O kıyâmetten önce size dönecektir.", "Ben Meryem oğlu Îsâ'nın (aleyhisselâm) dünya ve âhirette en yakınıyım.","Benimle Îsâ (aleyhisselâm) arasında başka bir peygamber yoktur."
Allahü teâlâ,Îsâ aleyhisselâmı 33 yaşında İdris aleyhisselâm gibi göğe kaldırdı.İnsanları üç sene dîne dâvet etti.Vasiyeti üzerine Havârileri etrafa dağıldılar.Îsevîliği insanlara anlatmaya başladılar.Bu hak dînin yayılması 80 sene sürdü.Sonra Hıristiyanlar sapıklığa düştüler.İncil'i değiştirdiler.Nasıl ki Yahûdîler hazret-i Meryem ve hezret-i Îsâ'ya iftirâ ettilerse,Hıristiyanlar da onun hakkında üç yanlış inanca saplandılar.

Bir kısmı,"Meryem oğlu Îsâ Allah'tır." dedi.Bazıları,"Allahın oğludur." dedi.Bir başka grup da;"Baba,oğul ve rûhül-kudüs'ten biridir" dedi.

Îsâ aleyhisselâm hiç evlenmemiş.Dünyâya kıymet vermemiştir.Kıyâmete yakın Şam'da Ümeyye Câmiinin minâresine inecek,evlenecek,çocukları olacaktır.Hazret-i Mehdî ile buluşacak,40 sene yaşayıp,Medîne'de vefât edip,Peygamberimizin kebrinin bulunduğu hücre-i saâdete defnedilecektir.İslâm dîninin hükümlerine tâbi olacak,ictihâd edecektir.
Avrupa kitaplarında Eflâtun'un mîlattan 347 sene önce öldüğü yazılıdır.Îsâ aleyhisselâm gizli dünyâya gelip,dünyâda az kalıp göğe çıkarıldığından ve kendisini ancak oniki havârî bilip,Îsevîler az ve asırlarca gizli yaşadıklarından mîlât,yâni noel gecesi doğru anlaşılmamıştır.Mîlâdın,birinci kânunun (Aralık) yirmi beşinde veya ikinci kânunun (Ocak) altıncı veya başka gün olduğu sanıldığı gibi,bugünki mîlâdisenenin beş sene az olduğu çeşitli dillerdeki kitaplarda yazılıdır.O halde mîlâdi sene doğru ve kat'î olmayıp,günü de senesi de şüpheli ve yanlıştır.İmâm-ı Rabbânî'nin (kuddise sirruh) ve Burhan-ı Kâtı'nın bildirdiklerine göre,Yunan filozofu Eflatun (Platon) Îsâ aleyhisselâm zamanında yaşamıştır.Buna göre mîlâdi takvim 300 seneden fazla olarak noksandır ve Îsâ aleyhisselâm ile Muhammed aleyhisselâm arasındaki zaman bin seneden az değildir.

Îsâ (aleyhisselâm) peygamberliği îcâbı mûcızeler gösterdi.Mûcizeleri dokuz çeşitti:
1. Beşikteyken konuştu.
2.Ölüleri diriltirdi.Bilhassa dört ölüyü dirilttiği meşhurdur.Bunlar Sam bin Nûh,Şeddad bin Âd,Mâsân bin Mâlân ve Beni İsrail'den bir çocuktur.
3.Anadan doğma kör olanları sağlamlar gibi gödürür,bir cilt hastalığı olan baras illetini iyi ederdi.Eliyle hastaya dokunguğunda iyi olurdu.Eliyle mesh etmek sûretiyle hastaları tedâvi ettiği için kendisine Îsâ-i Mesih dendi.(Mâide sûresi:110)
4.Âl-i İmrân sûresi 49. âyetinde bildirildiği gibi kavminin yedikleri veya yemek üzere sakladıkları şeyleri haber verdi.
5.Mâide sûresi 110. âyetinde bidirildiği gibi çamurdan kuş yapıp üzerine üfleyince,Allahü teâlânın izniyle canlanıp kuş olurdu.
6.Mâide sûresi 114. âyetinde bildirildiği üzere Havârîler,içinde yiyecek bulunan bir sofranın indirilmesini teklif ettiler.Hazret-i Îsâ ellerini kaldırıp duâ edince,ekmeği ve eti bulunan bir sofra indi.
7.Îsâ aleyhisselâm uykudayken yanında her konuşulanı ve yapılanı bilirdi.
8.Ne zaman istese ellerini göğe kaldırıp duâ edınce o anda yemek ve meyveler önüne gelirdi.
9.Îsâ aleyhisselâm Yahûdîlerden (Benî İsrâil) uzak olduğu hâlde sözlerini ve gizli hallerini bilirdi.

Îsâ aleyhisselâmın dîni;Îsevîlik:
Mûsâ aleyhisselâmın dîni,Îsâ aleyhisselâmın zamânına kadar devâm etti.Fakat,Îsâ aleyhisselâm gelince,bunun dîni olan Îsevîlik Mûsâ aleyhisselâmın dînini nesh etti,yâni Tevrat'ın hükmü kalmadı.Bundan sonra,Mûsâ aleyhisselâmın dînine uymak câiz olmayıp,tâ Muhammed aleyhisselâmın dîni gelinceye kadar,Îsâ aleyhisselâmın dînine uymak lâzım oldu.Fakat,İsrâiloğullarının çoğu Îsâ aleyhisselâma îmân etmeyip,Tevrat'a uymak için inâd etti.Yahûdîlik ile Îsevîlik böylece ayrıldı.

Yahûdîlerin ileri gelenlerinden ve Îsevîlerin en büyük dğşmanlarından olan Paul,Îsevîliği kabul ettiğini,Îsâ aleyhisselâmın kendisini,Yahûdî olmayan milletleri Îsevîlere dâvet için şâkirt (talebe) tâyin ettiği yalanını uydurdu.İsmini Pavlos (Bolüs) olarak değiştirdi.Çok iyi bir Îsevî görünerek,Îsâ aleyhisselâmın dînini bozdu.Tevhidi (tek Allah inancını),teslise (üç tanrı inancına= Baba-oğul-kutsal rûh);Îsevîliği Hıristiyanlığa çevirdi.İncil'i değiştirdi.Îsâ Allah'ın oğludur,dedi...

Îsâ aleyhisselâmın hikmetli sözlerinden bâzıları:
"Dünyâ sevgisi bütün kötülüklerin başıdır.Gözde bakışı,kalpte şehveti büyütür.(İnsanı açgözlü doymez eder.) Yemin edeim ki, şehvet (nefsin isteklerine uymak),sâhibine uzun süren sıkıntı bırakır.Dünyâdan geçmeye bakın.Tâmiri ile uğraşmayın."

"Dünyâyı isteyen deniz suyu içene benzer.Ne kadar içerse,harâreti o kadar artar ve nihâyet ölür." "Günâhlarını hatırladığı zaman ağlayana,dilini koruyana ve başını sokacak kadar evi olana müjdeler olsun." Allah katında en sevgili şey,sâlih kalplerdir.Allahü teâlâ onların hürmetine dünyâyı yaşatır.Onlar bozulunca yeryüzünü harâb eder."

"Ağaçlar çoktur,ama hepsi meyve vermez.Meyveler çoktur ama,hepsi tatlı değildir.İlimler çoktur ama hepsi faydalı olmaz."

"Sağırı,dilsizi tedâvi ettim,ölüyü dirilttim.Fakat celh-i mürekkebin (câhilliği ilim ve olgunluk sanak) ilâcını bulamadım.(Çünkü böyle kimse câhilliğini ilim ve kemâl sanmaktadır)

Kur'ân-ı kerîm'in Bakara,Âl-i İmrân,Nisâ,Mâide,Tevbe,Meryem,Mü'münûn,.Zuhruf,Hadîd,Sâf sûrelerinde Îsâ aleyhisselâmla ilgili haberler verilmiştir.
 

havari_7

New member
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
68
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kurtaricimiz Isa Mesih

Kurtaricimiz Isa Mesih

Dünyanın herhangi bir yerine gidin. Herhangi bir dinden biriyle konuşun.
Dinlerine ne kadar bağlı olurlarsa olsunlar, tarih hakkında bilgileri varsa, Nasıralı İsa gibi tarihte başka birinin olmadığını söyleyeceklerdir. Tüm zamanların en özel kişisidir.

İsa tarihin yönünü değiştirdir. Hatta bugün okuduğunuz gazete, İsa'nın dünyada 2,000 yıl önce yaşadığı gerçeğinin tanıklığını yapacaktır.

İ.Ö.'nün veya M.Ö.'nin anlamı "İsa'dan Önce"dir.

GELİŞİ ÖNCEDEN BİLDİRİLDİ

İsa'nın doğumundan yüzlerce yıl önce, Kutsal Yazıların kayıtlarına göre İsrail'deki peygamberlerin O'nun gelişine ilişkin ön bildiri de bulunmuşlardır.

1,500 yıldan fazla dönem içinde çok sayıda yazar tarafından kaleme alınan Eski Antlaşma (Tevrat, Zebur ve İncil), O'nun gelişini açıklayan 300'den fazla peygamberliği barındırmaktadır.

O'nun mucizevi doğuşu, günahsız yaşamı,yaptığı birçok mucizeler, O'nun ölümü ve dirilişi detaylarının tümü gerçeğe dönüştü.

İsa'nın sürdürdüğü yaşam,yaptığı mucizler, O'nun sözleri, çarmıhtaki ölümü, dirilişi ve göğe alınışı - tüm bu gerçekler O'nun sadece bir insan olmadığını, insandan daha da ötesi olduğunu işaret etmektedir.

İsa şunu söyledi, "Ben ve Baba biriz" (Yuhanna 10:30),
"Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür." (Yuhanna 14:9),
ve "Yol, gerçek ve yaşam ben'im; benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez." (Yuhanna 14:6).

O'NUN YAŞAMI ve MESAJI DEĞİŞİME NEDEN OLDU

Nasıralı İsa'nın yaşamına ve etkisine bakın. Mesih ve O'nun mesajı tarih boyunca daima insanların yaşamlarında ve ülkelerinde büyük değişimlere neden olmuştur.

O'nun öğretişi ve etkisi nereye gittiyse, evliliğin kutsallığı, kadın hakları ve sesler' topluluk tarafından tanınmış;yüksek eğitim okulları ve üniversiteleri kurulmuş ; çocukları koruyan yasalar çıkartılmış; kölelik feshedilmiş; ve insanlık adına sayısız değişiklikler yapılmıştır.

Kişisel yaşamdan inanılmaz değişikliklere uğramıştır. Örneğin, ünlü general ve edebi deha Lew Wallace, ateist olarak biliniyordu.

İki yıl boyunca Wallace, Avrupa ve Amerika kütüphanelerinden eğitim ve bilgi alarak, Hristiyanlığı sonsuza dek yok edecek bilgileri araştırdı.
Yazmayı planladığı kitabının ikinci bölümündeyken ,birden kendini İsa'ya diz çökmüş halde ağlarak seslenir halde buldu :"Rabbim ve Tanrım."

Sağlam kanıtlar olmasından dolayı, İsa Mesih'in Tanrı'nın Oğlu olduğunu daha fazla inkar edemezdi.
Sonra Lew Wallace Ben Hur isimli kitabı yazdı, Mesih'in zamanına ilişkin şu ana dek yazılmış en ünlü İngilizce romanlardan biridir.

Benzer olarak, sonraları C.S. Lewis isimli İngiltere'deki Oxford Universitesi'deki profesör, Mesih'in tanrılığını yıllarca reddeden bir Agnostik (bilinemezci) idi.
Fakat o da, akılsal olarak dürüstçe, İsa'nın tanrısallığına ilişkin çok kanıtları incelemeleri sonucunda, İsa'yı Rabbi ve Kurtarıcısı olarak kabul etti.

Nasıralı İsa sizin göre kimdir?
Yaşamınız sonsuza dek bu soruya verdiğiniz yanıta göre belirlenecektir.
Diğer tüm dinler insanlar tarafından kuruldu ve insan filozoflara, kurallara ve ahlaki normlara dayalıdır.
Bu dinlerin kurucularının disiplin ve tapınma yöntemlerini çıkarırsanız, dindeki değişim az olacaktır.
Fakat Hristiyanlıktan İsa Mesih'i çıkarırsanız, ve geriye hiçbir şey kalmayacaktır.
Kutsal Kitap Hristiyanlığı sadece yaşamın bir felsefesi değil, veya ahlaki standart veya dini ayinlere itaat değildir.
Gerçek Hristiyanlık yaşayan, dirilmiş Kurtarıcı ve Rab ile hayati öneme sahip kişisel ilişkiye dayanır.

DİRİLMİŞ KURUCU

Nasıralı İsa çarmıha bir gerildi, ödünç alınmış bir mezara gömüldü, ve üç gün sonra ölümden dirildi; Hristiyanlık bu konuda tektir.

Hristiyanlığın geçerliliğine ilişkin herhangi bir tartışma, Nasıralı İsa'nın dirilişine ilişkin kanıtların ispatına bağlıdır.

Yüzyıllar boyunca , en büyük Hristiyan ilahiyatçılar dirilişe ilişkin kanıtları incelediler,İsa'nın diri olduğuna inandılar ve İsa'nın hala diri olduğuna inanmaktalar.

İncil yazarları tarafından dirilişe ilişkin kanıtları inceledikten sonra, Harvard Hukuk okulunda yasal sorunlar üzerine yetkili olan Simon Greenleaf şu sonuca vardı; "İsa'nın gerçekten ölümden dirilmemiş olduğuna diğer gerçekler kadar inanmamış olsalardı, anlatmış oldukları hikayelerin gerçekliğine inanmamaları mümkün olurdu."

İngiliz yasa konularında en büyük isimlerden biri olan John Singleton Copley'in yorumu: "Kanıtın ne olduğunu çok iyi biliyorum ve size diyorum ki, diriliş gibi bir kanıt hiçbir zaman inkar edilememiştir."

ÖNCEDEN BİLDİRİLDİ:

İlk olarak, İsa'nın kendisi, kendi ölümü ve dirilişini önceden bildiri ve aynen söylediği gibi gerçekleşti. ( Luka 18:31-33)

BOŞ MEZAR:

ikinci olarak, Boş mezara ilişkin en makul açıklama O'nun dirilişidir.
İncil'deki yazıları dikkatlice okudukça, İsa'nın bedenini bulunduğu mezarın Romalı askerlerce dikkatlice korunduğunu ve büyük bir kaya parçası ile mühürlendiğini görürüz.
Eğer, bazılarının iddia ettiği gibi İsa ölmemiş sadece güçsüzleşmiş olsaydı, İsa'nın mezardan kaçışını veya öğrencilerinin O'nu kurtarmaya yönelik girişimlerini Romalı askerler ve büyük kaya parçası durdurmaya yeterdi.
İsa'nın düşmanları O'nun bedenini asla almazlardı çünkü O'nun bedenini mezardan kayıp olması demek İsa'nın dirildiğine ilişkin İsa'nın öğrencileri güçlendirirdi.

KİŞİSEL KARŞILAŞMA:

Üçüncü, İsa'nın öğrencilerine görünmesi dirilişin tek açıklamasıdır.
O'nun dirilişinden sonra, İsa en azından 10 kez kendisini tanıyanlara göründü ve bir kez aynı anda 500 kadar kişiye göründü.
Rab bu görünmelerin bir halusinasyon olmadığını onlara gösterdi : Onlarla yemek yedi, konuştu ve onlar İsa'ya dokundular. ( 1 Yuhanna 1:1)

KİLİSENİN DOĞUŞU:

Dördüncü, Kilisenin başlamasının tek açıklaması İsa'nın dirilişidir.
Dünya tarihindeki şu ana dek varolan en büyük kurum Hristiyan kiliseleridir.
Petrus'un verdiği ilk vaazın yarısından fazlası diriliş ile ilgiliydi. (Elç.İşl. 2:14-36).
Açıkçası, İlk kiliseler mesajlarının temelinin bu olduğunu biliyorlardı.
İsa'nın düşmanları veya O'nun öğrencileri kilisenin büyümesini, İsa'nın cesedini ortaya çıkararak herhangi bir zaman durdurabilirlerdi.

DEĞİŞEN YAŞAMLAR:

Beşinci, Elçilerin yaşamlarındaki değişimin tek mantıklı açıklaması İsa'nın dirilişidir.
Dirilişten önce İsa'yı terkettiler; O'nun ölümünden sonra cesaretleri kırıldı ve korktular. İsa'nın ölümden dirileceğini beklemiyorlardı (Luka 24:1-11).

O'nun dirilişinden sonra ve Pentekost deneyimininden sonra aynı bu cesaretsiz ve hayalkırıklığına uğramış kişiler, Mesih'in dirilişinin gücüyle değişime uğradılar.
O'nun ismiyle, dünyayı alt üst ettiler.
Birçoğu inançları uğruna öldürüldüler; diğerlerine ise zulm edildi.
Cesaret davranışları, İsa Mesih'in gerçekten dirildiğine ilişkin inançlarını, onları ölüme dek taşıdı.

Üniversite dünyasında 40 yıldır aydın kişilerle beraberim, şu ana dek, Nasıralı İsa'nın dirilişi ve Tanrılığına ilişkin olağanüstü kanıtları görüpte, O'nun Tanrı'nın Oğlu,vaad edilen Mesih olduğunu inkar eden birine rastlamadım.
Bazıları İsa'ya inanmalarını, dürüstçe şöyle itiraf ediyorlar :"Kutsal Kitabı okumak için zaman ayırmadım veya İsa'nın tarihsel gerçekleri üzerinde düşünmedim."

YAŞAYAN RAB :

İsa'nın dirilişinden dolayı, O'nun izleyicileri sadece ölü bir kurucunun ahlaki prensiplerini kabul etmediler, fakar yaşayan Tanrı'yla kişisel ve hayati ilişkiye sahip oldular.
İsa Mesih bugün, kendine güvenen ve itaat eden herkesi sadık bir şekilde bereketlemekte, zenginleştirmekte ve yaşamaktadır.
Yüzyıllar boyunca, dünyada büyük etkileri olanlarla beraber herkes İsa Mesih'in değerini tanıdı ve kabul etti.

Fransız fizikçi ve filozof Blaise Pascal,insanın İsa'ya olan ihtiyacını şöyle belirti: "Her insanın yüreğinde Tanrı tarafında yaratılmış ve yalnızca Tanrı'nın Kendi Oğlu İsa Mesih ile doldurabileceği bir boşluk vardır."

Şu ana dek en kutsal yaşamış olan kişi?

Dünyanın herhangi bir yerine gidin. Herhangi bir dinden biriyle konuşun.
Dinlerine ne kadar bağlı olurlarsa olsunlar, tarih hakkında bilgileri varsa, Nasıralı İsa gibi tarihte başka birinin olmadığını söyleyeceklerdir. Tüm zamanların en özel kişisidir.

İsa tarihin yönünü değiştirdir. Hatta bugün okuduğunuz gazete, İsa'nın dünyada 2,000 yıl önce yaşadığı gerçeğinin tanıklığını yapacaktır.

İ.Ö.'nün veya M.Ö.'nin anlamı "İsa'dan Önce"dir.

İsa'nın sürdürdüğü yaşam,yaptığı mucizler, O'nun sözleri, çarmıhtaki ölümü, dirilişi ve göğe alınışı - tüm bu gerçekler O'nun sadece bir insan olmadığını, insandan daha da ötesi olduğunu işaret etmektedir.
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Konuyu güncellediğin için sağol...Ama senin anlattıklarından yola çıkarsak eğer adem a.s. da insandan öte bir varlık olmazmı...Bu arada konuyla alakalı olarak film bölümünde Abdullah-ı tercümanın bölümlerini indirip izleyebilirsin...O da bazı şeyleri araştırıyor...(Filmin başrolünde yalçın dümer var)
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
havari_7' Alıntı:
Dünyanın herhangi bir yerine gidin. Herhangi bir dinden biriyle konuşun.
Dinlerine ne kadar bağlı olurlarsa olsunlar, tarih hakkında bilgileri varsa, Nasıralı İsa gibi tarihte başka birinin olmadığını söyleyeceklerdir. Tüm zamanların en özel kişisidir.

İsa tarihin yönünü değiştirdir. Hatta bugün okuduğunuz gazete, İsa'nın dünyada 2,000 yıl önce yaşadığı gerçeğinin tanıklığını yapacaktır.

İ.Ö.'nün veya M.Ö.'nin anlamı "İsa'dan Önce"dir.

GELİŞİ ÖNCEDEN BİLDİRİLDİ

İsa'nın doğumundan yüzlerce yıl önce, Kutsal Yazıların kayıtlarına göre İsrail'deki peygamberlerin O'nun gelişine ilişkin ön bildiri de bulunmuşlardır.

1,500 yıldan fazla dönem içinde çok sayıda yazar tarafından kaleme alınan Eski Antlaşma (Tevrat, Zebur ve İncil), O'nun gelişini açıklayan 300'den fazla peygamberliği barındırmaktadır.

O'nun mucizevi doğuşu, günahsız yaşamı,yaptığı birçok mucizeler, O'nun ölümü ve dirilişi detaylarının tümü gerçeğe dönüştü.

İsa'nın sürdürdüğü yaşam,yaptığı mucizler, O'nun sözleri, çarmıhtaki ölümü, dirilişi ve göğe alınışı - tüm bu gerçekler O'nun sadece bir insan olmadığını, insandan daha da ötesi olduğunu işaret etmektedir.

İsa şunu söyledi, "Ben ve Baba biriz" (Yuhanna 10:30),
"Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür." (Yuhanna 14:9),
ve "Yol, gerçek ve yaşam ben'im; benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez." (Yuhanna 14:6).

O'NUN YAŞAMI ve MESAJI DEĞİŞİME NEDEN OLDU

Nasıralı İsa'nın yaşamına ve etkisine bakın. Mesih ve O'nun mesajı tarih boyunca daima insanların yaşamlarında ve ülkelerinde büyük değişimlere neden olmuştur.

O'nun öğretişi ve etkisi nereye gittiyse, evliliğin kutsallığı, kadın hakları ve sesler' topluluk tarafından tanınmış;yüksek eğitim okulları ve üniversiteleri kurulmuş ; çocukları koruyan yasalar çıkartılmış; kölelik feshedilmiş; ve insanlık adına sayısız değişiklikler yapılmıştır.

Kişisel yaşamdan inanılmaz değişikliklere uğramıştır. Örneğin, ünlü general ve edebi deha Lew Wallace, ateist olarak biliniyordu.

İki yıl boyunca Wallace, Avrupa ve Amerika kütüphanelerinden eğitim ve bilgi alarak, Hristiyanlığı sonsuza dek yok edecek bilgileri araştırdı.
Yazmayı planladığı kitabının ikinci bölümündeyken ,birden kendini İsa'ya diz çökmüş halde ağlarak seslenir halde buldu :"Rabbim ve Tanrım."

Sağlam kanıtlar olmasından dolayı, İsa Mesih'in Tanrı'nın Oğlu olduğunu daha fazla inkar edemezdi.
Sonra Lew Wallace Ben Hur isimli kitabı yazdı, Mesih'in zamanına ilişkin şu ana dek yazılmış en ünlü İngilizce romanlardan biridir.

Benzer olarak, sonraları C.S. Lewis isimli İngiltere'deki Oxford Universitesi'deki profesör, Mesih'in tanrılığını yıllarca reddeden bir Agnostik (bilinemezci) idi.
Fakat o da, akılsal olarak dürüstçe, İsa'nın tanrısallığına ilişkin çok kanıtları incelemeleri sonucunda, İsa'yı Rabbi ve Kurtarıcısı olarak kabul etti.

Nasıralı İsa sizin göre kimdir?
Yaşamınız sonsuza dek bu soruya verdiğiniz yanıta göre belirlenecektir.
Diğer tüm dinler insanlar tarafından kuruldu ve insan filozoflara, kurallara ve ahlaki normlara dayalıdır.
Bu dinlerin kurucularının disiplin ve tapınma yöntemlerini çıkarırsanız, dindeki değişim az olacaktır.
Fakat Hristiyanlıktan İsa Mesih'i çıkarırsanız, ve geriye hiçbir şey kalmayacaktır.
Kutsal Kitap Hristiyanlığı sadece yaşamın bir felsefesi değil, veya ahlaki standart veya dini ayinlere itaat değildir.
Gerçek Hristiyanlık yaşayan, dirilmiş Kurtarıcı ve Rab ile hayati öneme sahip kişisel ilişkiye dayanır.

DİRİLMİŞ KURUCU

Nasıralı İsa çarmıha bir gerildi, ödünç alınmış bir mezara gömüldü, ve üç gün sonra ölümden dirildi; Hristiyanlık bu konuda tektir.

Hristiyanlığın geçerliliğine ilişkin herhangi bir tartışma, Nasıralı İsa'nın dirilişine ilişkin kanıtların ispatına bağlıdır.

Yüzyıllar boyunca , en büyük Hristiyan ilahiyatçılar dirilişe ilişkin kanıtları incelediler,İsa'nın diri olduğuna inandılar ve İsa'nın hala diri olduğuna inanmaktalar.

İncil yazarları tarafından dirilişe ilişkin kanıtları inceledikten sonra, Harvard Hukuk okulunda yasal sorunlar üzerine yetkili olan Simon Greenleaf şu sonuca vardı; "İsa'nın gerçekten ölümden dirilmemiş olduğuna diğer gerçekler kadar inanmamış olsalardı, anlatmış oldukları hikayelerin gerçekliğine inanmamaları mümkün olurdu."

İngiliz yasa konularında en büyük isimlerden biri olan John Singleton Copley'in yorumu: "Kanıtın ne olduğunu çok iyi biliyorum ve size diyorum ki, diriliş gibi bir kanıt hiçbir zaman inkar edilememiştir."

ÖNCEDEN BİLDİRİLDİ:

İlk olarak, İsa'nın kendisi, kendi ölümü ve dirilişini önceden bildiri ve aynen söylediği gibi gerçekleşti. ( Luka 18:31-33)

BOŞ MEZAR:

ikinci olarak, Boş mezara ilişkin en makul açıklama O'nun dirilişidir.
İncil'deki yazıları dikkatlice okudukça, İsa'nın bedenini bulunduğu mezarın Romalı askerlerce dikkatlice korunduğunu ve büyük bir kaya parçası ile mühürlendiğini görürüz.
Eğer, bazılarının iddia ettiği gibi İsa ölmemiş sadece güçsüzleşmiş olsaydı, İsa'nın mezardan kaçışını veya öğrencilerinin O'nu kurtarmaya yönelik girişimlerini Romalı askerler ve büyük kaya parçası durdurmaya yeterdi.
İsa'nın düşmanları O'nun bedenini asla almazlardı çünkü O'nun bedenini mezardan kayıp olması demek İsa'nın dirildiğine ilişkin İsa'nın öğrencileri güçlendirirdi.

KİŞİSEL KARŞILAŞMA:

Üçüncü, İsa'nın öğrencilerine görünmesi dirilişin tek açıklamasıdır.
O'nun dirilişinden sonra, İsa en azından 10 kez kendisini tanıyanlara göründü ve bir kez aynı anda 500 kadar kişiye göründü.
Rab bu görünmelerin bir halusinasyon olmadığını onlara gösterdi : Onlarla yemek yedi, konuştu ve onlar İsa'ya dokundular. ( 1 Yuhanna 1:1)

KİLİSENİN DOĞUŞU:

Dördüncü, Kilisenin başlamasının tek açıklaması İsa'nın dirilişidir.
Dünya tarihindeki şu ana dek varolan en büyük kurum Hristiyan kiliseleridir.
Petrus'un verdiği ilk vaazın yarısından fazlası diriliş ile ilgiliydi. (Elç.İşl. 2:14-36).
Açıkçası, İlk kiliseler mesajlarının temelinin bu olduğunu biliyorlardı.
İsa'nın düşmanları veya O'nun öğrencileri kilisenin büyümesini, İsa'nın cesedini ortaya çıkararak herhangi bir zaman durdurabilirlerdi.

DEĞİŞEN YAŞAMLAR:

Beşinci, Elçilerin yaşamlarındaki değişimin tek mantıklı açıklaması İsa'nın dirilişidir.
Dirilişten önce İsa'yı terkettiler; O'nun ölümünden sonra cesaretleri kırıldı ve korktular. İsa'nın ölümden dirileceğini beklemiyorlardı (Luka 24:1-11).

O'nun dirilişinden sonra ve Pentekost deneyimininden sonra aynı bu cesaretsiz ve hayalkırıklığına uğramış kişiler, Mesih'in dirilişinin gücüyle değişime uğradılar.
O'nun ismiyle, dünyayı alt üst ettiler.
Birçoğu inançları uğruna öldürüldüler; diğerlerine ise zulm edildi.
Cesaret davranışları, İsa Mesih'in gerçekten dirildiğine ilişkin inançlarını, onları ölüme dek taşıdı.

Üniversite dünyasında 40 yıldır aydın kişilerle beraberim, şu ana dek, Nasıralı İsa'nın dirilişi ve Tanrılığına ilişkin olağanüstü kanıtları görüpte, O'nun Tanrı'nın Oğlu,vaad edilen Mesih olduğunu inkar eden birine rastlamadım.
Bazıları İsa'ya inanmalarını, dürüstçe şöyle itiraf ediyorlar :"Kutsal Kitabı okumak için zaman ayırmadım veya İsa'nın tarihsel gerçekleri üzerinde düşünmedim."

YAŞAYAN RAB :

İsa'nın dirilişinden dolayı, O'nun izleyicileri sadece ölü bir kurucunun ahlaki prensiplerini kabul etmediler, fakar yaşayan Tanrı'yla kişisel ve hayati ilişkiye sahip oldular.
İsa Mesih bugün, kendine güvenen ve itaat eden herkesi sadık bir şekilde bereketlemekte, zenginleştirmekte ve yaşamaktadır.
Yüzyıllar boyunca, dünyada büyük etkileri olanlarla beraber herkes İsa Mesih'in değerini tanıdı ve kabul etti.

Fransız fizikçi ve filozof Blaise Pascal,insanın İsa'ya olan ihtiyacını şöyle belirti: "Her insanın yüreğinde Tanrı tarafında yaratılmış ve yalnızca Tanrı'nın Kendi Oğlu İsa Mesih ile doldurabileceği bir boşluk vardır."

Şu ana dek en kutsal yaşamış olan kişi?

Dünyanın herhangi bir yerine gidin. Herhangi bir dinden biriyle konuşun.
Dinlerine ne kadar bağlı olurlarsa olsunlar, tarih hakkında bilgileri varsa, Nasıralı İsa gibi tarihte başka birinin olmadığını söyleyeceklerdir. Tüm zamanların en özel kişisidir.

İsa tarihin yönünü değiştirdir. Hatta bugün okuduğunuz gazete, İsa'nın dünyada 2,000 yıl önce yaşadığı gerçeğinin tanıklığını yapacaktır.

İ.Ö.'nün veya M.Ö.'nin anlamı "İsa'dan Önce"dir.

İsa'nın sürdürdüğü yaşam,yaptığı mucizler, O'nun sözleri, çarmıhtaki ölümü, dirilişi ve göğe alınışı - tüm bu gerçekler O'nun sadece bir insan olmadığını, insandan daha da ötesi olduğunu işaret etmektedir.


16 ÎSÂ İNSAN İDİ, ONA TAPILMAZ

[Tam ilmihâl (Saadet-i Ebediyye) kitabının birinci kısm doksanikinci maddesinde diyor ki:

Resûlullah efendimize, Necrândan bir hıristiyan hey'eti gelmişti. Necrân, Hicâz ile Yemen arasında bir şehirdir. Bunlar, altmış süvârî olup, içlerinden yirmidördü büyükleri idi. Bunların içinde de, üçü en büyükleri idi. Reîsleri, Abdülmesîh idi. İçlerinden Ebûlhâris bin Alkama, en âlimleri idi. Âhır zaman Peygamberinin alâmetlerini İncîlde okumuş idi. Fakat, dünya mevkı'ini, şöhretini sevdiği için, müslüman olmuyordu. Çünki, ilmi ile meşhûr olup, kayserlerden ikrâm görür, birçok kiliselere emir verirdi. Medîneye gelip, ikindi namazından sonra, Mescid-i şerife girdiler. Üzerlerinde süslü papaz elbiseleri vardı. O sırada, onların da namaz vakti gelmiş olduğundan, Mescid-i şerifte namaza kalkmışlar, Resûlullah de, (Bırakınız kılsınlar) buyurmuştu. Şarka doğru kıldılar. Üç büyükleri konuşmaya başladı. Söz arasında, Îsâ için, bâzan Allah diyorlar, bâzan Allahın oğlu, bâzan da, üç tanrıdan biri diyorlardı. Allah demelerine sebep, ölüleri diriltir, hastaları iyi ederdi. Gaybları haber verir, çamurdan kuş yapıp üfleyince uçardı diyorlardı. Allahın oğlu olduğuna sebep, belli bir babası olmaması idi. Üçten birisi olmasına sebep de, Allah (Yaptık, yarattık) diyor. Eğer bir olsaydı, (Yaptım, yarattım) derdi diyorlardı. Resûlullah , bunları dîne dâvet etti. Birkaç âyet-i kerime okudu. Îmana gelmediler. (Biz senden önce îman ettik) dediler. Resûlullah , (Yalan söylüyorsunuz! Allahın oğlu var diyenin îmanı olmaz) buyurdu. Allahın oğlu değilse, o hâlde bunun babası kim, dediler.

Resûlullah buyurdu ki: Bilmiyor musunuz? Allahü teâlâ, hiç ölmez ve herşeyi varlıkta tutan Odur. Îsâ aleyhisselâm ise, yok idi ve yok olacaktır.

Onlar - Evet biliyoruz.

Resûlullah - Bilmiyor musunuz, babasına benzemiyen hiçbir yavru var mı?

Onlar - Her yavru babasına benzer. [Koyun yavrusu, koyuna benzer.]

Resûlullah - Bilmiyor musunuz, Rabbimiz herşeyi yaratıyor, büyütüyor, besliyor. Hâlbuki Îsâ, bunların birini yapmıyordu.

Onlar - Evet, yapmıyordu.

Resûlullah - Rabbimiz, Îsâ aleyhisselâmı dilediği gibi yarattı değil mi?

Onlar - Evet, yarattı.

Resûlullah - Rabbimiz yimez, içmez. Onda değişiklik olmaz. Bunu da biliyor musunuz?

Onlar - Evet, biliyoruz.

Resûlullah - Îsâ aleyhisselâmın anası var idi. O, her çocuk gibi dünyaya geldi. Onlar gibi beslendi. Yir, içer, zararlı maddeleri kendinden atardı. Bunu da biliyorsunuz değil mi?

Onlar - Evet, biliyoruz.

Resûlullah - O hâlde, Îsâ aleyhisselâm, zannettiğiniz gibi nasıl olur?

Onlar, birşey diyemeyip, sustular. Biraz sonra:

Yâ Muhammed! Sen Îsânın (Allahın kelîmesi ve Ondan bir ruh) olduğunu söylemiyor musun, dediler.

Resûlullah - Evet, buyurdu.

Onlar - Eh, bu da bize yetişir deyip, inat ettiler.

Bunun üzerine, Allahü teâlâ, onları mübâheleye çağırmasını emretti. Resûlullah de, bana inanmıyorsanız, gelin sizinle mübâhele edelim. Yâni (Hangimiz zâlim isek, yalancı isek, Allahü teâlâ ona lânet etsin diyelim!) buyurdu. Allahü teâlânın bu emri, Âl-i imrân sûresinin, altmışbirinci âyet-i kerimesinde bildirilmektedir. Seyyid dedikleri Şerhabîl, bunları toplayıp, (Bunun Peygamber olduğu, herşeyinden anlaşılıyor. Bununla mübâhele edersek, ne biz kurtuluruz, ne de, bizden sonra gelenlerimiz kurtulur. Muhakkak bir belâya uğrarız!) dedi. Mübâhele etmekten kaçındılar ve (Yâ Muhammed ! Senden râzıyız. Ne istersen sana verelim. Eshâbından bir emîn kimseyi bizimle berâber gönder, vergilerimizi ona verelim!) dediler.

Peygamberimiz (Gayet emîn bir kimseyi sizinle gönderirim) buyurdu. Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvân”, emîn olarak kimin şerefleneceğini merâk ediyorlardı. Resûlullah (Kalk yâ Ebâ Ubeyde!) buyurdu. (Ümmetimin emîni budur), diyerek onlarla berâber gönderdi.

Sulh şartı şöyle idi: Her sene, ikibin elbise vereceklerdi. Bini Receb, bini de Safer ayında teslim edilecekti. Her elbise ile de, kırk dirhem [135 gram] gümüş verilecekti. Reîsleri Abdülmesîh ile seyyidleri Şerhabîl, sonradan müslüman olup, Resûlullahın hizmetinde bulunmakla şereflendiler.

Hıristiyanların, her lisana terceme ederek, her memlekete yaydıkları, (Kitap-ı Mukaddes)in, ahd-i atîk kısmının, (Tesniyye) kitabının, altıncı bâbı, dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci âyetlerinde diyor ki, (Ey İsrâîl, dinle! Allahımız, Rabbimiz birdir. Bu sözüm kalbine yerleşsin. Oğullarına da dikkatlice öğret!)

(Eş'iyâ) kitabının, kırkbeşinci bâbının beşinci ve altıncı âyetlerinde diyor ki, (Rab, benim. Benden başka Rab yoktur. Benden başka ilah yoktur. Şarkta ve garbda olanlar, benden gayrı olmadığını bileler. Rab, benim. Benden başka yoktur.)

Yirmiikinci âyetinde diyor ki, (Hepiniz bana ibâdet ediniz! Allah, benim ve benden gayri yoktur.)

Kırkaltıncı bâbının dokuzuncu âyetinde diyor ki, (Allah, benim ve gayrı yoktur. Ben Allahım. Benim nazîrim, bana benziyen, hiçbirşey yoktur.) Hıristiyanların ellerinde bulunan mukaddes kitapları, (Allah birdir. Ona benziyen hiçbirşey yoktur) diyor. Onlar ise, (Îsâ, Allahdır. Allahın oğludur) diyorlar. Kendi kitaplarını, kendileri inkâr ediyorlar. Allahü teâlâ, onlara akıl ve insâf versin! Hakîkati, doğruyu anlamak nasip eylesin. Aldanmasınlar ve herkesi aldatmaktan vazgeçsinler!
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Misyonerlerin PROPAGANDAlarina dikkat edelim kardeslerim,

onlarin tarihleri de karanlik, bugünleri de. Tarih icin buyrun:

http://www.islamforum.net/showthread.php?p=13399#post13399

Bugünü anlatmaya luzüm yok zanediyorum, Irak, Afganistan, Bosna, Cecenistan vs. hep hacli zihniyetinin katliamlarina maruz kaliyorlar.

Hz. Isa a.s.´ya canimiz feda, O´na en iyi uyanlar da müslümanlardir.

Hiristiyanlar seytana ve nefslerine uyup hem kitaplarini hemde dinlerini degistirdiler.

Selametle...
 
Üst Alt