62/CUMA-9: Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ nûdiye lis salâti min yevmil cumuati fes’av ilâ zikrillâhi ve zerûl bey’a, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).
Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Cuma günü namaza nida olunduğu zaman (çağrıldığınız zaman) hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. İşte bu, sizin için daha hayırlıdır, keşke bilseniz.
Burada namaza çağrılma var. cuma namazına çağrılma yok. Anlaşılan o.
4/NİSÂ-103
Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alâl mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).
Böylece namazı bitirdiğiniz zaman, artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken (yatarken), (devamlı) Allah'ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz zaman, namazı erkânıyla kılın. Muhakkak ki namaz, mü'minlerin üzerine, "vakitleri belirlenmiş bir farz" olmuştur.
Kılınan normal öğle namazı. İkaz edilen şey namazın bırakılıp alışverişe dalınması. Benim anladığım kadarıyla Cuma güne kurulan pazar gibi bir şey var ve insanlar namazı bırakıp alışverişe gidiyorlar. Allah'ın ikazı öğle namazının vaktinde kılınması yönünde.
62/CUMA-10: Fe izâ kudiyetıs salâtu fenteşirû fîl ardı vebtegû min fadlillâhi vezkurûllâhe kesîran leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Artık namazı kaza ettiğiniz (kılıp bitirdiğiniz) zaman yeryüzüne yayılın ve Allah’ın fazlından isteyin ve Allah’ı çok zikredin. Umulur ki, böylece siz felâha (kurtuluşa) erersiniz.
62/CUMA-11: Ve izâ raev ticâraten ev lehveninfaddû ileyhâ ve terakûke kâimâ(kâimen), kul mâ indallâhi hayrun minel lehvi ve minet ticârati, vallâhu hayrur râzıkîn(râzıkîne).
Ve ticaret veya eğlenceyi görünce ona yönelip dağıldılar ve seni ayakta bırakıp gittiler. De ki: “Allah’ın katında olan şeyler, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır ve Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
Ben bana vahiy edilen surelerde Cuma namazına rastlamadım. Cuma suresi Mekke'de olan bir olayı misal veriyor. Sanırım o zaman orada cuma günü bir pazar gibi bir şey olması lazım. sureden anladığım bu. Zaten kılınan cuma namazı öğle namazıyla aynı rekat. Yani öğle namazını Cuma namazı yapmışlar gibi.
Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Cuma günü namaza nida olunduğu zaman (çağrıldığınız zaman) hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. İşte bu, sizin için daha hayırlıdır, keşke bilseniz.
Burada namaza çağrılma var. cuma namazına çağrılma yok. Anlaşılan o.
4/NİSÂ-103
Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alâl mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).
Böylece namazı bitirdiğiniz zaman, artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken (yatarken), (devamlı) Allah'ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz zaman, namazı erkânıyla kılın. Muhakkak ki namaz, mü'minlerin üzerine, "vakitleri belirlenmiş bir farz" olmuştur.
Kılınan normal öğle namazı. İkaz edilen şey namazın bırakılıp alışverişe dalınması. Benim anladığım kadarıyla Cuma güne kurulan pazar gibi bir şey var ve insanlar namazı bırakıp alışverişe gidiyorlar. Allah'ın ikazı öğle namazının vaktinde kılınması yönünde.
62/CUMA-10: Fe izâ kudiyetıs salâtu fenteşirû fîl ardı vebtegû min fadlillâhi vezkurûllâhe kesîran leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Artık namazı kaza ettiğiniz (kılıp bitirdiğiniz) zaman yeryüzüne yayılın ve Allah’ın fazlından isteyin ve Allah’ı çok zikredin. Umulur ki, böylece siz felâha (kurtuluşa) erersiniz.
62/CUMA-11: Ve izâ raev ticâraten ev lehveninfaddû ileyhâ ve terakûke kâimâ(kâimen), kul mâ indallâhi hayrun minel lehvi ve minet ticârati, vallâhu hayrur râzıkîn(râzıkîne).
Ve ticaret veya eğlenceyi görünce ona yönelip dağıldılar ve seni ayakta bırakıp gittiler. De ki: “Allah’ın katında olan şeyler, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır ve Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
Ben bana vahiy edilen surelerde Cuma namazına rastlamadım. Cuma suresi Mekke'de olan bir olayı misal veriyor. Sanırım o zaman orada cuma günü bir pazar gibi bir şey olması lazım. sureden anladığım bu. Zaten kılınan cuma namazı öğle namazıyla aynı rekat. Yani öğle namazını Cuma namazı yapmışlar gibi.