Çanakkalenin keskin nişancı kadınları

samanyolu

New member
Çanakkale Zaferi, milli bir gün olarak kutlanması ve bunun devlet politikası haline getirilmesine rağmen, bugüne kadar bu alanda ciddi bir yayıncılık örneği bulunmuyor. İşte bu noktadan hareket eden Yarımada Yayıncılık, sadece Çanakkale kitapları basmak üzere faaliyete başladı. Bundan iki yıl önce kurulan yayınevi bugüne kadar 25 kitap çıkardı. Ayrıca, “Türkiye Çanakkale Okuyor” ismiyle bir kampanya başlatan yayınevi, bu alandaki yayınların okunması ve okutulmasını istiyor. Bu amaçla kurulan internet sitesi, ‘www.turkiyecanakkaleokuyor.com’da Çanakkale’ye ilişkin kitaplar, fotoğraflar ve savaşta şehit olanların isim listeleri bulunuyor.

Çanakkale hakkında hamasetten öteye geçilemediğini belirten Yarımada Yayınevi’nin sahibi Erol Erdoğan, “Bu konuda yayınlanan akademik çalışmalar yok. Bu sebeple biz bu işe girdik.” diyor. ‘Anadolu’dan Balkanlara Çanakkale’ serisi altında Kastamonu, Bursa, Urfa ve Antep kitapları ile Kosova kitaplarını çıkardıklarını, şimdi Kafkasya ve Kudüs’ün çalışmalarının devam ettiğini aktarıyor. Erdoğan’ın bir iddiası da, tanıkları ortadan kaybolmadan sözlü tarih yoluyla Çanakkale’nin tarihinin yeniden yazılması. Bu çalışmayla sözlü kültürü belgelemeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, “Bunları 15 yıl sonra yapma şansımız da olmayacak. Bugün onların oğulları ve torunları var. Bir süre sonra onları da bulamayacağız.” diyor.

Nezahat Onbaşı
Ne çeyiz ne de madalya sahibi oldu

Annesi vefat ettiği için babası Albay Hafız Halit Bey ile birlikte cepheden cepheye koşan Nezahat Onbaşı’nın serüveni, çocukluk yıllarında başlıyor. 8 yaşında cephelerle tanışan Nezahat’in rütbesini aldığı savaş, Gediz Cephesi’ndeki bir çatışmadır. Babası Halit Bey’in kumandasındaki 70. alay zor anlar yaşamaktadır. Aralarından cepheden kaçmayı düşünenler bile olur. Atıyla 600 kişilik alayın önünü kesen Nezahat, “Ben babamın yanında ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?” diyerek kalmalarını ve savaşın kazanılmasını sağlar.

Bu nedenle onbaşı rütbesini alan Nezahat, Meclis’in kendisine öngördüğü çeyiz ya da madalyayı ise ömrü boyunca göremez. Çünkü unutulup gitmiştir.

Mücahide Hatice Hanım
Türkiye’yi cephe cephe dolaştı

Anafartalar’da 56. fırkada mücadele eden Hatice Hanım’ı herkes erkek zannediyordu. Çünkü, tanınmamak ve savaş dışında kalmamak için erkek ismi kullanarak, kendisinin Ahmet ismiyle çağrılmasını istemişti. Anafartalar’dan sonra diğer muharebelere de katılan Hatice Hanım, İzmir’de Yunanlılara esir düşer. Buradan Manisa’ya kaçan ve Bandırma üzerinden İstanbul’a geçen kadın asker, buradan sonra da İnönü Muharebeleri’ne katılır. Kurtuluş Savaşı boyunca pek çok cephede boy gösteren Hatice Hanım, Kütahya cephesinde, Çay ve Dumanlı Pınar muharebelerinde de bulunmuştur.

Zeynep Mido Çavuş
Kosova’nın gönüllü kahramanı

Osmanlı’nın verdiği savaşta sadece Türkiye sınırları içindeki kadınlar rol almadı. Bunun dışında da eski Osmanlı topraklarından gelerek savaşa katılan kadınlar olmuştu. Kosova’dan gelerek gönüllü olarak Çanakkale savaşında bulunan Zeynep Mido Çavuş, bunlardan biridir. Ailesi Kosova’da bulunan ve savaşa katılmak üzere tek başına gelen Zeynep Çavuş’un şehit düştüğü ve İzmit’te heykelinin olduğu iddia ediliyor.

Safiye Hüseyin Elbi
Reşit Paşa Vapuru’nun yardım meleği

İngiltere’de deniz ataşeliği yapan Ahmet Paşa’nın kızı olan Safiye Hüseyin Elbi, Avrupa’da eğitim almış ilk hemşirelerdendir. Çanakkale Savaşı’nda gönüllü hemşirelik yapan Elbi, hastane gemisine dönüştürülen vapurlardan biri olan Reşit Paşa Vapuru’nda görev alır. Burada yaşananları, “Reşit Paşa’ya bindik. Çanakkale’ye geldik, Akbaş mevkiinde demirledik. Hastaları, yaralıları toplamaya başladık. Ne yaralılar, ne yaralılar. Şu parmakları görüyor musunuz? Ben bu parmaklarımla kaç delikanlının gözlerini bir daha açılmamak üzere kapattım.” sözleriyle aktaran Elbi, Balkan savaşlarında da bulunmuştur.

Hemşire Erica
Hem dikti hem de yaraları sardı

Doktor Ragıp Bey’in eşi olan Alman asıllı hemşire Erica’nın, savaşın en şiddetli anında köylü kadınlar arasında birliktelik sağlayarak orduya destek olduğu belirtiliyor. Orduya kıyafet, yorgan, yastık, çadır dikiminde rol alan hemşire Erica, köydeki kadınlardan sağladığı dikiş makinesiyle kendisi de pek çok şey dikmiş. Türk yaralıları tedavi ederken de, hastane ve hasta bakım yerlerini bombalayan düşmanın top mermisiyle can vermiş. Çanakkale’de Yalova köyü mezarlığında bulunuyor.

Wanda Zembrzuska
Savaşın tek kadın gazetecisi

Çanakkale Savaşı’nda görev yapan tek kadın gazeteci olduğu belirtiliyor. 18 Mart sonrasında savaşın uzaması ile bu cepheye 50’yi aşkın gazeteci gönderilir. Bunlar arasında göreve başlayan Wanda Zembrzuska, Bulgaristan’ın Otro Gazetesi adına savaşı takip eder. 24 yaşında olan gazeteci, ilk haberini 2 Eylül 1915’te gazetesine ulaştırmış. Bulgar gazeteci, Alman Paşa Liman Von Sanders ile yaptığı görüşmede ise Sanders’in kendisine, “Cephede tek kadın muhabir olarak görev yapmaktan korkmuyor musunuz?” sorusunu yönelttiğini aktarıyor.
 
sn. samanyolu eğer Yavuz BAHADIROĞLU'nun çanakkale ile ilgili makale ve kitaplarını okursanız ciddi yayımcılık arayışınıza bir cevap bulursunuz ...tabii ciddi yayımcılıktan kastınız devlet eliyle olması değilse!
 
nesil yayınlarının kitaplarını zaten okurum yelken kardeşim ayrıca yavuz bahadıroğlunun kitaplarınıda okuyorum ancak önerileriniz için teşekkür ederim ayrıca devlet eliyle demek istediğinizi anlayamadım bu konudada muhalefet ettiniz ya pes diyorum artık.
 
devlet eliyle diye söylediğimi anlayamadığınız için ''muhalefet demişsin'' ...ama ben bu konuda da muhalefet kelimesini ''ezberinizin bozulmasına'' bir tepki olarak kabul ediyorum ...bir de konuların altına alıntımı, derlememi olduğunu belirtirseniz daha objektif olur...selametle
 
ezber bozulması diye bir şeyi kabul etmiyorum yazıya gelince bu yazı haber 7 sitesinden alıntı olarak aldım ve güzel bulduğum için forumda paylaşmak istedim ayrıca hiç bir konuya taraflı bir yaklaşım göstermedim sadece çanakkale konusu hakkında çeşitli sitelerede bakabilirsin devlet eli şart değil
konuyu fazla uzatmak niyetinde değilim
selam ve dua ile....
 
hey gidi Çanakkale hey...
geçilmezsin...
Çanakkale geçilmez...
Geçenler geçti...
biz ise halen Çanakkaledeyiz...
bir türlü geçemedik...
ancak seni bedir anlar, biz uhud fasıllarındayken...
 
paylaşım gerçekten güzel kardeş sağ ol. ancak yavuz bahadıroğlunun "biz osmanlıyız" eseri dışında diğer kitapları çok yanlı ve hikaye gibi,asli delillere dayanmıyor bence kaliteli bir üslubu da yok. Bilmem diğer kardeşler ne düşünür ve kimleri önerir tarihimizi yansıtan; yansıtmaya anlatmaya çalışan yazarlar açısından?
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks