Allah-u teala insanları yarattı ve imtihan etmek için insanlara bazı melekeler programladı
İnsanlara yüklenen bu melekelerle insanlar imtihana tabii tutuldular
İnsanlara sevgi, dostluk, düşmanlık, cömertlik, cimrilik, acelecilik, sabır vesair melekeler yüklenmiştir. Bu yazımızda sadece sevgi melekesi üzerine durmayı düşünüyorum Her insanda var olan bu sevgi melekesinin kullanma hakkı tamamen insana verilmişse eğer her insan istediğini sever ve bu sevgiden dolayı hiç kimsenin eleştirme hakkı olmamış olur
Sevgi melekesinin sahibi Allah olduğu için bu sevgi melekesini kimlere karşı ne kadar kullanmamız gerektiğini kendisine sormamız gerekir. Allah-u teala kuran ve hadislerle bizlere bu sorumuzun cevabını ayrıntılı bir şekilde bildirmiştir
Bakıyoruz: De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resulünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.(Tevbe-24) Bu ayette sevgi melekesini bahsedilen kişilere karşı; Allah, resulü ve cihaddan daha fazlaca kullanıldığında başa bela alınmış oluyor
Demek ki sevgi melekesinin kullanma klavuzuna bakmadan hareket ettiğimizde sıkıntılar yaşarmışız Şimdi başlığımıza geçebiliriz Yahudileri niçin sevmiyoruz? Eğer bu sevgisizliğimizin sebebi Filistin halkına zulmettiklerinden dolayıysa, yarın Yahudiler Filistinlilere birer gül uzattıklarında sevecek miyiz onları? Elbette ki hayır
Sevgi melekesinin asıl sahibine Yahudileri sormamız gerekir Yahudileri sevip sevmemize ne Filistinliler karar verir ne de herhangi bir kişi
Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkûm edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.(Ali İmran-112)
Evet Yahudiler hakkında bu ayeti okuduktan sonra sevgi melekemi onlara karşı kullanmamam gerektiğini öğrenmiş oldum
Hadis inkârcılarına gelince;
Kuranla yan yana zikredilmesinden hoşlanmayan, Kurana şüphe düşürmek için kuranın adeta bir kalkanı olan sünnetin devre dışı bırakılmasını çok arzulayan batının askerliğini ve sözcülüğünü üstlenen hadis inkârcılarını sevemem
Hadis inkârcıları olmayan akıllarını ilah etmiş durumdalar. Ayetleri kendi nefisleri doğrultusunda yorumlayıp uyduruk uyduruk fetvalar çıkarıyorlar. Eski âlimlerimize değer vermeyen bu insanlar kuranı yeniden yorumlamak lazım deyip batının ekmeğine yağ sürdüler ve sürmeye devam ediyorlar
Hadis inkârcıları ne kurana hizmet ederler ne de islama Ebu cehilden öğrendikleri gibi akla ters gibi gözüken ve tasavvuf kitaplarında sıkça rastlanan uydurma hadisleri cımbızlayıp insanların hadis anlayışına gölge düşürmekten başka bildikleri yoktur.
Hadis inkârcıları hadis okumadıkları gibi fıkıh da okumazlar Geriye olmayan akılları ve kuran kalır. Hadislerin devre dışı bırakılmasıyla sahabe ve peygamber de devre dışı kalacağından peygamber sevgisini tadamayacaklardır.
Allahın razı olduğu sahabeler ve en sevdiği ve sevip kendisini örnek alacağımız peygamberimizi sevemeyen bir kimse babamız da olsa kendisini sevemeyiz
Hadis inkârcıları yalancıdırlar Şüphe duydukları hadislerden bazı ibadet şekillerini kopya çekerler Madem şüphe duyuyorsunuz neden ibadetlerinizi hadislerden alıyorsunuz ki?
Bu inkârcılar, biz hadisleri inkar etmiyoruz ki deyip muhatabının gözünün içine baka baka yalan söylerler. Kendilerince kurnaz olduklarını zannediyorlar
Hadis inkârcılığı ya da Yahudilik İkisi de mikroptur. Yahudi mikrobu bedene zarar verirken hadis inkârcılığı akideyi tahrip eder
Yani; hadis inkârcılığı Yahudilikten daha kötüdür Ve her iki mikrobu da sevmeyiz
SütunHaber/Makale
İnsanlara sevgi, dostluk, düşmanlık, cömertlik, cimrilik, acelecilik, sabır vesair melekeler yüklenmiştir. Bu yazımızda sadece sevgi melekesi üzerine durmayı düşünüyorum Her insanda var olan bu sevgi melekesinin kullanma hakkı tamamen insana verilmişse eğer her insan istediğini sever ve bu sevgiden dolayı hiç kimsenin eleştirme hakkı olmamış olur
Sevgi melekesinin sahibi Allah olduğu için bu sevgi melekesini kimlere karşı ne kadar kullanmamız gerektiğini kendisine sormamız gerekir. Allah-u teala kuran ve hadislerle bizlere bu sorumuzun cevabını ayrıntılı bir şekilde bildirmiştir
Bakıyoruz: De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resulünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.(Tevbe-24) Bu ayette sevgi melekesini bahsedilen kişilere karşı; Allah, resulü ve cihaddan daha fazlaca kullanıldığında başa bela alınmış oluyor
Demek ki sevgi melekesinin kullanma klavuzuna bakmadan hareket ettiğimizde sıkıntılar yaşarmışız Şimdi başlığımıza geçebiliriz Yahudileri niçin sevmiyoruz? Eğer bu sevgisizliğimizin sebebi Filistin halkına zulmettiklerinden dolayıysa, yarın Yahudiler Filistinlilere birer gül uzattıklarında sevecek miyiz onları? Elbette ki hayır
Sevgi melekesinin asıl sahibine Yahudileri sormamız gerekir Yahudileri sevip sevmemize ne Filistinliler karar verir ne de herhangi bir kişi
Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkûm edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.(Ali İmran-112)
Evet Yahudiler hakkında bu ayeti okuduktan sonra sevgi melekemi onlara karşı kullanmamam gerektiğini öğrenmiş oldum
Hadis inkârcılarına gelince;
Kuranla yan yana zikredilmesinden hoşlanmayan, Kurana şüphe düşürmek için kuranın adeta bir kalkanı olan sünnetin devre dışı bırakılmasını çok arzulayan batının askerliğini ve sözcülüğünü üstlenen hadis inkârcılarını sevemem
Hadis inkârcıları olmayan akıllarını ilah etmiş durumdalar. Ayetleri kendi nefisleri doğrultusunda yorumlayıp uyduruk uyduruk fetvalar çıkarıyorlar. Eski âlimlerimize değer vermeyen bu insanlar kuranı yeniden yorumlamak lazım deyip batının ekmeğine yağ sürdüler ve sürmeye devam ediyorlar
Hadis inkârcıları ne kurana hizmet ederler ne de islama Ebu cehilden öğrendikleri gibi akla ters gibi gözüken ve tasavvuf kitaplarında sıkça rastlanan uydurma hadisleri cımbızlayıp insanların hadis anlayışına gölge düşürmekten başka bildikleri yoktur.
Hadis inkârcıları hadis okumadıkları gibi fıkıh da okumazlar Geriye olmayan akılları ve kuran kalır. Hadislerin devre dışı bırakılmasıyla sahabe ve peygamber de devre dışı kalacağından peygamber sevgisini tadamayacaklardır.
Allahın razı olduğu sahabeler ve en sevdiği ve sevip kendisini örnek alacağımız peygamberimizi sevemeyen bir kimse babamız da olsa kendisini sevemeyiz
Hadis inkârcıları yalancıdırlar Şüphe duydukları hadislerden bazı ibadet şekillerini kopya çekerler Madem şüphe duyuyorsunuz neden ibadetlerinizi hadislerden alıyorsunuz ki?
Bu inkârcılar, biz hadisleri inkar etmiyoruz ki deyip muhatabının gözünün içine baka baka yalan söylerler. Kendilerince kurnaz olduklarını zannediyorlar
Hadis inkârcılığı ya da Yahudilik İkisi de mikroptur. Yahudi mikrobu bedene zarar verirken hadis inkârcılığı akideyi tahrip eder
Yani; hadis inkârcılığı Yahudilikten daha kötüdür Ve her iki mikrobu da sevmeyiz
SütunHaber/Makale