Eğri bir kılınca dayanmış bir bedevi arabının hesap sorduğu o eski zamanlardan bir zamanda yaşamak. Namaza duran o küçücük mescitte ağlayarak kılınan o samimi namazlardan bir namazda ağlaşmak isterdim.
Kuranın okunmaya başlandığı demde kalplerin mananın derinliğiyle çat diye çatlayıp kendilerinden geçtiği o eski zamanlarda yaşamak isterdim. Muhacirin Ensarla kardeş kılınıp biri birine sarıldığı o eski zamanlarda yaşamak isterdim.
Bilali Habeşinin kızgın kumlara yatırıldığı demde onunla aynı kaderi paylaşıp kızgın kumlarda yatırılmak. Yemame saflarında savaşıp Ebu akilin içtiği şahadet şerbetinden bir kaç damlacık nasiplenmek isterdim.
Uhud meydanında Şehitlerin piri sultanı Hz Hamzanın bağrını deldiği demde Hz Vahşinin elinden atılan o mızraklardan bir mızrakla tıpkı hz hamza gibi böğrümü delen mızrakla "La" harfi olmak isterdim.
Sonra belki Hz Vahşinin İslamla şereflendiği o demde efendimizi arkasında namaz kıldığı o cami sutunun arkasından gözetlediği o demde yaşadığı ızdıraba , dertlere dertdaş olmak isterdim.
Yaşadığı o pişmanlığın sızısı ile sızlamasına şahit olup Hicranına , kederine bir nebze olsun ortak olmak isterdim. Günler boyunca kainatın efendisini uzaktan uzağa seyrederken içinde her gün "gel ya vahşi" demesini beklediği o anlarda içinde tutuğu umuda şahit olmak isterdim.
Sonra kainatın efendisinin yaşarken bir defa olsun "Ya vahşi gel" dememesi hicranıyla yanıp kavrulduğu o demde acısına ortak olmak isterdim. Sonra Yemamede Dinin en şereflisini şehit eden mızrakla, dinin en azılı düşmanını öldürdüğü demde yaşadığı o bahtiyarlığı yaşamak isterdim.
Kerbelada bir damla suya hasret bırakılan o yetmiş iki neferin sussuzluktan yaşadığı o demde yanlarında olup Hz Hüseyinden önce serimin gövdemden ayrılmasını isterdim. Sonra salahattin olup kuddüsü feht edilmeden bir defa olsun gülmemek ; kudüsün esaret altındayken onun gibi hicranda yaşamak isterdim ya resulallah
Kuranın okunmaya başlandığı demde kalplerin mananın derinliğiyle çat diye çatlayıp kendilerinden geçtiği o eski zamanlarda yaşamak isterdim. Muhacirin Ensarla kardeş kılınıp biri birine sarıldığı o eski zamanlarda yaşamak isterdim.
Bilali Habeşinin kızgın kumlara yatırıldığı demde onunla aynı kaderi paylaşıp kızgın kumlarda yatırılmak. Yemame saflarında savaşıp Ebu akilin içtiği şahadet şerbetinden bir kaç damlacık nasiplenmek isterdim.
Uhud meydanında Şehitlerin piri sultanı Hz Hamzanın bağrını deldiği demde Hz Vahşinin elinden atılan o mızraklardan bir mızrakla tıpkı hz hamza gibi böğrümü delen mızrakla "La" harfi olmak isterdim.
Sonra belki Hz Vahşinin İslamla şereflendiği o demde efendimizi arkasında namaz kıldığı o cami sutunun arkasından gözetlediği o demde yaşadığı ızdıraba , dertlere dertdaş olmak isterdim.
Yaşadığı o pişmanlığın sızısı ile sızlamasına şahit olup Hicranına , kederine bir nebze olsun ortak olmak isterdim. Günler boyunca kainatın efendisini uzaktan uzağa seyrederken içinde her gün "gel ya vahşi" demesini beklediği o anlarda içinde tutuğu umuda şahit olmak isterdim.
Sonra kainatın efendisinin yaşarken bir defa olsun "Ya vahşi gel" dememesi hicranıyla yanıp kavrulduğu o demde acısına ortak olmak isterdim. Sonra Yemamede Dinin en şereflisini şehit eden mızrakla, dinin en azılı düşmanını öldürdüğü demde yaşadığı o bahtiyarlığı yaşamak isterdim.
Kerbelada bir damla suya hasret bırakılan o yetmiş iki neferin sussuzluktan yaşadığı o demde yanlarında olup Hz Hüseyinden önce serimin gövdemden ayrılmasını isterdim. Sonra salahattin olup kuddüsü feht edilmeden bir defa olsun gülmemek ; kudüsün esaret altındayken onun gibi hicranda yaşamak isterdim ya resulallah