Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

söyleşiEMİN SARAÇ HOCAEFENDİ İLE SON DEVİR ALİMLERİMİZ ÜZERİNE

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Hocam Mısır’dayken Hasan el Benna ile görüştünüz mü?

-Biz gittiğimizde o şehid düşmüştü, gitmişti. Ama Seyyid Kutup ile çok görüştük.


-Merhum Kutup hangi mezheptendi?


-Şafii idi onlar.. Hasan el Benna ile alakalı da şunu anlatayım; Mustafa Sabri Efendi, Hüseyn Heykel Paşa’nın Hayat-ı Muhammed kitabına bir tenkit yazmış, kitap basılacak ama kitabın ismini koyamıyor. Hasan El Benna o sırada ziyaretine geliyor.. Sohbet sırasında Hasan el Benna “Eğer münasip görürseniz “El Kavl-ül Fasl” ismini verelim buna” deyince Mustafa Sabri Efendi çok memnun kalıyor; “tamam” diyor, “el Kavl-ül Fasl” olsun diyor.
-Said Ramazan El Buti ile tanışıyor musunuz efendim?


-Said Ramazan el Buti’nin babası Molla Ramazan Efendi’yi gördüm. Çok büyük bir âlimdi. Said Ramazan da zamanımızın âlimlerinden, fazıllarından bir zattır.


-Efendim, Said Havva?


-Said Havva’yı da gördüm. Genç ama velud, çok üretici, gayretli, himmetli birisi ve İhvan-ı Müslimin’in çok kıymetli insanlarından bir kimseydi. Hama hadiselerinde hepsi alt üst oldu. O Hama’da hâlâ tahribat bitmemiştir.


-Efendim, malumunuz Mevdudi, Seyyid Kutup, Muhammed Hamidullah gibi değerlerimize “mezhepsiz” yaftası asan kimseler var. Sizce bu iftiraların sebebi nedir?


-Onların hedef ve gayelerini bilmeyen kimseler onu söylerler. Onlar birer fakih insanlar değil. Bunlar İslam mücahidi, İslam’ın hizmetinde bulunan kimseler. Onlar İslam’a davet için yazı yazmış kimseler. Yoksa bir fıkıh kitabı yazmak için sözlerini söylemiş kişiler değil. Bunlar fakahat yolunu değil, İslam’ın ruhunu ihya gayreti ile ortaya çıkmış, büyük, mücahid kimseler.


Mevdudi’nin Kur’an’a Göre Dört Terim adlı bir eseri var. Orada bazı zuhülleri(yanılmaları) var. Onun için, Ebul Hasan en Nedvi hem tenkidini hem takdirini yazmıştır o kitab için. Ama “ bu mezhepsizdir, sapıktır, tahribatçıdır” diye onun hakkında denilemez.


O, gazetecilikle ortaya çıkmıştır. Ulum-u Şeriyye insanı değildi. O daha çok, İslam’ı yaymak, hâkim kılmak ve Cemaat-i İslami’yi tesis yoluna girmişti. Onun hayat hengâmesi öyledir. Ebul Hasan en Nedvi ve Muhammed Reşid Numani gibi değildir. Onun için bir takım tökezlemeleri olmuştur.


Hamidullah için de aynı şeyleri diyebilirim. Ben Hamidullah meselesini Ebul Hasan en Nedvi’ye sordum, bir..Muhammed Reşid Numani’ye sordum, iki..Her ikisi de o diyarın büyük alimlerindendir. Onlar dediler ki; “Hamidullah kardeşimiz çok hâlis, haluk, ahlak-ı hamide sahibi bir zattır. Ama ulum-u şeriyyeyi ehlinden tahsil etmediği, kendi kendine öğrendiği için bazı zuhülleri olmuştur.”
Hakikaten çok salih bir kimseydi. Mesela konferansını verir, sonra camiye girer, uzun süre Kur’an okurdu. Çok âşık bir insandı. Ali Ulvi’den dinlemiştim “Medine’de bulunduğu sürece her gününü oruçlu geçirirdi” demişti. Allah rahmet eylesin.



-Mustafa Sıbai, efendim?


-O da çok değerli bir zattı. Allah rahmet eylesin.


-O İslam sosyalizmi fikrini savundu mu?


-Bakınız, El İştirak-ul İslamiyye adıyla eserine başlık vermiştir ama içeriği öyle değildir, malumat başkadır. Kitabın başlığında hata etmiştir o kadar. Onun hadisin sünnetteki yeri hakkında çok mükemmel bir kitabı vardır.

 
Üst Alt