Radikal kardeş,
Son yazınıza cevap vermedim. Çünkü yazınız ben,m konuda bahsettiklerim dışınd ,uzun uzun
İlgisiz ve alakasız ayetler örnekler içeriyordu...
Konumuz
PEYGAMBERİMİZİN VARİSİ OLAMAZ, PEYGAMBERİME VARİSİM DİYENLERİ REDDEDERİM İDİ.
Bana kalırsa yanılıyorsunuz, çünkü karşılıklı yazarken söz o noktaya geldi ve bende size ayet ile cevap verdim. Yani bu bahsettiklerimiz sadece bizim fikrimiz değil, ayetler de böyle söylüyor anlamındaydı. Konunuzun dışında değil, tam da göbeğinde yani.
Ben ayet ile cevap verdim, siz kişisel düşüncelerinizi aktardınız. İddianızı ayet ile ispatlamanız gerekir. Çünkü, iddia eden ispatla yükümlüdür.
Anlamama hiç gerek yok, hayatımda ne şeyh gördüm ne de şıh...Benim için farkı yok...
Şeyh tabiri, mürşit için kullanılır. Mürşit de öğretmen demektir. Yani, mesleğiniz icabı size de; "cengizhan bey mühendislik dalında üniversite de mürşittir" tabirini kullandığımız zaman sizin orada öğretmen olduğunuzu anlatmış oluruz. Manavı nasıl ki sizin ile kıyaslayamazsak, şıh ile mürşit tabirini de kıyaslayamayyız. Çünkü bu kıyas da manav ve şıh haketmediği paye ile şereflenirken, üniversitede öğretim görevlisi olan siz ile mürşit de aynı derecede aşağılanmış olur ki, bu da haksızlık olur.
Diyor ve ilahiyat fakülteleri öğretim üyelerini aşağılamaya çalışıyorsunuz.
Ben se sizlerin şeyhlerinizin bir örneğini gördüm ( şimdi hapiste)
O şeyhinizin zırvalarını da dinledim.
İlahiyat fakültelerinde öğretim görevlisi olan kişiler sistemin emr'i ile hareket ettiği için aşağılık değil, aşağılktan da aşağıdadır. Allah'ın (Celle celauhu) emr'i gereği görev yapanların ayaktozları ise bizim başımızın üstündedir. Cümleyi iyi anlarsanız, bizi az uğraştırmış olursunuz. Anlam yönünden bir sıkıntı mı çekiyorsunuz bilemedim. Bu kaçıncı defadır size izah edişim, kasd arar gibi bir duruma düşmeye başladım.
Benim şeyhim bugüne kadar hiç zırvalamadı. Cüppeli Ahmet hoca'yı şeyhim sanıyorsanız, 3. defadır O insanın şeyhim olmadığını izah ettim. Anlamamakta ısrar etmenizi anlayamadım sadece. O insanın da hapiste olması hiç bir şeyi değiştirmez. Daha önce de dışarda özgürce yaşarken nasıl rahatsız olmadıysam, içeride de olmasından dolayı üzülürüm sadece. Dua ederim. Kurtulmasına vesileler ararım elbette müslüman bir kardeşim için. Bu siz de olsanız benim için aynı şeyi ifade eder. Kaldı ki, Yusuf (a.s.) da aynı suç ile suçlanıp bir müddet hapis yatmıştı. Bu Yusuf (a.s.)'ın suçlu olduğunu göstermedi, bilakis derecesini yükseltti. Cüppeli Ahmet hoca içinde aynı sonucu ümid ediyorum inşaallah.
Benim için bilimsel din adamları çok çok daha makbuldür..
Zaten bilimsellikten uzak bir din alimi olmaz. Varsa, şarlatandır.
Peygamber efendimizi alimler değil, sizler ona varisler uydurarak sizler yapıyorsunuz..
Biz kimseyi kimseye varisçi kılmadık. Dediğim gibi hadis okumadığıız için bilmiyorsunuz. Bizzat Resulullah (s.a.v.) efendimiz alimlerin Peygamberlerin varisçisi olduğunu buyuruyor.
ifadesi kur'ani bir ifadedir, peygamberimizi meth etmenin gereği yoktur...
Biz peygamber efendimizi medhü sena edemiyoruz, ne yazık ki bu konuda acz kalıyoruz. Keşke edebilsek. Ama Kur'an; Allah'ın (Celle celauhu) mubarek sözleri ile medhü sena ediyor. Peygamberi medh etmenin gereği yoktur sözünüz Kur'ana göre hakarettir. Üzerinde düşünün bir daha yazın isterseniz. Bilmeden yazdığınıza inanmak istiyorum çünkü. Bakın, Kur'an nasıl övüp medh'ü senada bulunuyor Peygamber efendimizi ve bizlere de medh'ü senada bulunmamız için nasıl bir emr veriyor: "
Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salat ediyorlar. Ey iman edenler ! Siz de ona salat edin, selam edin" ( Ahzap : 56 ) Salat yani salavat dua ve tazimdir. Yüceltmedir, medh'u senadır. Arapçanız yok, ama bilmeden hüküm vermeniz çok maazallah.
Siz şeylerinizi VARİS yaparak, peygamberimizin seviyesine çıkarıyorsunuz...
İşte bu şekilde şeyleriniz ve peygamber aynı seviyeye geliyor..
Birinci cümleye yukarıda açıklık getirmiştik. İkinci cümlenizde yine sizin düşüncenizdir. Aslı astarı da olmayan bir düşüncedir. Sebebi de; bırakın alimleri Peygamber efendimiz (s.a.v.) ile kıyaslamayı, sahabe olarak kabul edilen Vahşi (r.anh) ile en büyük alim bile kıyaslanamaz, Vahşi (r.anh) dahi en büyük alimden mertebe olarak daha yüksektir.
Bunun adı KAŞ YAPAYIM DERKEN,GÖZ ÇIKARMAKTIR.
Bazı ahmaklar da peygamberimizin her sözü hadistir, peygamberimiz de HARAM vaz edeblir diyerek
peygamberimizi Yüce Allaha eş koşmaya çalıştıkları gibi....
Bakın, kendi verdiğiniz örneğinize nasıl kötü bir örnek oluyorsunuz. Maazallah, sizinki göz çıkarmak değil, itikadi açıdan direk katliama yol açıyor şu ifadeniz ile. Çünkü, Peygamberimizin (s.a.v.) Din ile ve ahkamı ile ilgili her sözü hadistir, ahkamlar içinde yer alan emr kipli sözleri ile de haram-helal ölçülerini belirler. Allah (Celle celaluhu) bu hakkı bizzat Resulüne vermişken ve ayet ile de sabitken, siz mi bunu yakıştıramıyorsunuz ? Kur'an da bir çok yerde geçen "
Allah'a ve Resulüne uyun" ayetlerini siz hiç okumadınız mı ? Resule uymayan, O'nun (s.a.v.) mübarek sözlerine itibar etmeyenlerin kafir olduğu Kur'an da vurgulanırken, siz nasıl böyle bir ifadede bulunuyorsunuz ? Bir tanesini ben yazayım, diğerlerini siz bulun: "
De ki: Allaha ve Peygambere itaat edin; eğer aksine giderlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez" ( Al'i imran : 32 )