Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Marifetname Ve Bilimsel Geriliğin Kökeni

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Kur'an Ehli

New member
Katılım
26 Ara 2005
Mesajlar
99
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
BİR REZALETNAME: MARİFETNAME VE BİLİMSEL GERİLİĞİN KÖKENİ

Kuran evde bohçalar içinde sarılı, okunmadan dururken dini yayınlar adı altında öyle kitaplar satılmakta ve okunmaktadır ki buna akıl erdirmek hiç mümkün değildir.

İLİM, İRFAN OKYANUSUNUN KİTABI

Erzurumlu İbrahim Hakkı, gelenekçi dini savunanlar tarafından büyük alim, ilim ve irfan okyanusu olarak takdim edilir. İbrahim Hakkı’nın Marifetname’deki izahlarına geçmeden, bu kitabı öven açıklamalara bir iki örnek vereceğiz. Bu övücü açıklamaları aklınızda iyi tutarsanız İbrahim Hakkı’nın değerli (!) açıklamalarını okuduğunuzda daha iyi değerlendirebilirsiniz. Kitsan tarafından 1984 yılında basılan Marifetname’nin 2. sayfasında İstanbul Müftüsü Selahattin Kaya’nın takdimi şöyledir. “Yazıldığı asırlara ışık tutan, günümüze kadar değerinden bir şey kaybetmeksizin dini eserler arasında müstesna bir yer işgal eden Marifetname’nin tekrar irfan hayatımızda yer alması sevindirici bir olaydır.”

Bedir Yayınevi ise Erzurumlu İbrahim Hakkı’yı tanıtırken, bizim gibi mezhepleri eleştirenleri ve sonuç olarak da Marifetname’yi de eleştirenleri kınayarak ve İbrahim Hakkı’yı överek okuyucularnı bu muazzam (!) esere hazırlar: “Bu kitabın müellifi Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri zahir batın ilimlerinde son derece yüksek bir mevkiye sahip olup, hem ulemai amilinden, hem de meşayihi kiramdan bir zatı celilül kadirdir. Kendisini rahmetle anar, onun ve diğer piranın ruhaniyetlerinin bizimle beraber olmasını Hak Teala’dan niyaz ederiz. Müellif hazretleri Ehli Sünnet Vel Cemaat mezhebindedir. Zaten hem itikad ve hem amelde tek yol Sünniliktir. Zamanımızda İslâm dünyasında ve bu arada memleketimizde türeyen bazı gafil ve cahiller Ehli Sünnet yolundan saparak yüce dinimizin safiyetini bozmak istemektedirler. Reformcular, Vehhabiler, Selefiye cereyanı salikleri, mezhepleri inkar edenler, mezhepleri birbirine karıştırmak isteyenler, İran Rafizilerinin peşine düşenler, din perdesi altında hizipçilik, anarşi ve terör kundakçılığı yapanlar ortalığı ifsad etmektedirler. Tüm mü’min kardeşlerimizin bu zararlı bidat cereyanlarına karşı son derece uyanık bulunmaları, onların aldatıcı propagandalarına kanmamaları ve Ehli Sünnet mezhebine sımsıkı sarılmaları lazımdır. Ta ki dinimiz yücelsin, ümmetimiz selamet bulsun. Marifetname’nin bu baskısı büyük emeklerle hazırlanmış gerektiği zaman selahiyet sahiplerine danışılmış ve elden geldiği kadar eksiksiz bir eser vermek için gayret sarf edilmiştir. Türkiye’mizin yetiştirmiş olduğu büyük İslâm alimi ve arifi olan Şeyh İbrahim Hakkı Erzurumi hazretlerinin Marifetname’si eski tabirle bir muhital maariftir yani bir ilim ve irfan okyanusudur. Baştan sona kadar inceliklerle, hikmetlerle dolu bir hazinedir. Böyle bir eseri milletimize sunmaktan bahtiyarlık duyuyoruz ve bizi buna muvaffak kıldığı için Halıkımıza hamdu senalar ediyoruz.” Bedir Yayınevinin kitabı takdimi bu şekildedir.

BİR REZALETNAME: MARİFETNAME

Birazdan vereceğimiz örnekleri incelemeniz Ehli Sünnet alimi diye gösterilenlerin seviyelerini anlamanızı, dini yücelttiklerini sanırken neler yaptıklarını, bunun yanında bunları öven mezhepçi zihniyeti eleştirmekte isabetli veya isabetsiz olduğumuzu belirlemenizi sağlayacaktır.(Eğer bu kitabı almak isterseniz İbrahim Hakkı’nın yaptığı Cennet haritasını da kapsayan bir kitabı alın. Ne yazık ki Marifetname’nin bazı baskıları bu çok değerli(!) haritayı kitaptan çıkarmış bulunuyorlar.) Değerlendirmelerinizi daha rahat yapabilmeniz için Marifetname’den (Başlıklar bize aittir) örneklere geçiyoruz:

MELEKLERİ KORKUTAN YAKUT GÖZLÜ YILAN
Bütün bu saf saf olan meleklerin ötesinde bir büyük yılan vardır. Arşı azamı başı kuyruğunun üzerine gelmek üzere çevrelemiştir. Başı beyaz inciden, bedeni sarı altından ve gözleri kırmızı yakuttan yaratılmıştır. Her bir tüyünün dibinde bir meleğin tespih ettiği yüz bin kanadı vardır. Bu sarı yılanın tespihinin sesi diğer bütün meleklerin tespih seslerini bastırarak onlara korku verir. Ağznı açtığı zaman gökleri ve yeri bir lokma etmesi mümkündür. Eğer o büyük yılana ilham olunmasa idi, onun sesinin heybetinden bütün mahluklar helak olurdu.

ALTI YÜZ KANATLI, ALTMIŞ BİN TELEKLİ MELEK

Birisi Cebrail aleyhisselamdır ki altı yüz kanadı vardır. Her birinin yüz teleği vardır ki her teleğin uzunluğu Batı ile Doğu’nun arası kadardır. Tüm kanatları renkli nurlarla olmakla beraber, büyük cüssesi kardan beyazdır. Ayakları yerin altına kadar uzanır. Kanadının bir tüyü ile dağları devirecek kadar kuvvetlidir.


KULPLU GÜNEŞ VE KILIFLI AY ARABALARI

Allah sözü edilen derya içinde Güneş için üç yüz altmış kulplu elmastan bir araba yaratıp, üzerine Güneş koymuştur. Güneş’i arabası ile doğudan batıya doğru çekip götürmeleri için her kulpundan tutacak bir melek tayin etmiştir. Ay içinde Hak Teala üç yüz kulplu sarı yakuttan bir araba yaratarak, üzerine Ay’ı yerleştirmiştir. Ay’ı arabası ile doğudan batıya çekip götürmeleri için her kulpu tutacak bir melek tayin edilmiştir. Ayrıca Ay için cevherden altmış kulplu bir kılıf yaratmış, her kulptan tutacak altmış melek tayin etmiştir. Ay’ın arabasını götüren melekler onu her gün Güneş’ten uzaklaştırdıkça, kılıfını tutan melekler de kılıfı her gün Ay’dan biraz daha sıyırarak Güneş ile Ay karşı karşıya geldiğinde kılıfından tamamen çıkıp dolunay halinde görülür. Sonra Ay’ı Güneş’e melekler yavaş yavaş yaklaştırdıkça kılıfını da diğer taraftan her gün biraz daha yaklaştırıp Ay Güneş’e iyice yaklaştığında kılıfını Ay’a tamamen giydirirler. Kıyamete kadar bu şekilde devam eder. Bu sebepten Ay bazen hilal, bazen yarım ay, bazen dolunay şeklinde görülür.

KIRK BİN BAŞLI, KIRK BİN AYAKLI, KIRK BİN BOYNUZLU KIRMIZI BOĞA LİYUNAN

Hak Teala yedi göğün her birisini balıklar gibi binlerce çeşit yaratıkla dopdolu etmiştir. Yedi göğün duvarı olan Kaf Dağının ötesinde bir büyük yılan yaratmıştır. Yılan büyük dağı halka gibi kuşatıp başını kuyruğu üzerine koymuştur. Kıyamete kadar Hak Teala’yı yüksek şanıyla tespih eder. Bu denizler ortasında yedi yer bir gemi gibi hareketli ve huzursuz iken, Hak Teala bir büyük melek tayin etmiştir ki; yerlerin etrafını kavrayıp, bir omuzu üzerinde sakin kılmıştır. Sonra Hak Teala, o meleğin ayağı sağlam dursun diye yeşil yakuttan büyük bir kare biçiminde kaya yaratmıştır ki, onun en üst düzeyinde bin vadi yaratıp, her birini bir deniz ile ve her denizi binlerce çeşit yaratıkla doldurmuştur. Daha sonra Hak Teala o kayayı sabit tutmak için bir büyük kırmızı öküz yaratmıştır ki onun kırk bin başı, kırk bin boynuzu, kırk bin ayağı vardır. Her iki ayağı arası bir yıllık yoldur. Kayayı boynuzları ve sırtı üzerine yerleştirmiştir. Bu öküzün adı Liyunan’dır. Sonra Hak Teala onun ayaklarını sabitleştirmek için bir büyük balık yaratmıştır ki yedi deniz onun ağzında bir damla gibidir. Sonra Hak Teala o balığın altında bir büyük deniz yaratmıştır ki bu büyük balık, bu büyük denizde sukun ve karar etmiştir. Sonra Hak Teala o denizin altında yedi tabaka cehennem yaratmıştır. O büyük deniz cehennem üzerinde sakin olmuştur. Sonra Hak Teala yedi cehennemin altında sert rüzgar yaratmıştır ki cehennemin iki tabakası onun üzerinde karar kılmıştır...

UNUTMANIN SEBEPLERİ

Çok günah işlemek

Çok düşünmek ve üzülmek

İş ve meşguliyeti çok ve dağınık olmak

Taze çeşniş yemek

Ekşi elma yemek

Ense çukurundan kan aldırmak

Deve katarı arasından geçip gitmek

Mezar taşındaki yazıları okumak

Asılan adamın yüzüne bakmak

Canlı biti yere atmak

İŞTE SÜNNİLERİN SATIŞ REKORU KIRAN KİTABI BUDUR

Verdiğimiz bu örnekler, mezhepçi İslam’ın koyu savunucularından olan ve mezhepçilerin hararetli takdirlerini, övgülerini kazanan Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın iki yüz elli yılı aşkın bir süredir rekor sayılarda satan kitabından alıntılardır. Bu kitapta yazılanlar din adına yazılmış ve bu kitap İslami kitaplardan biri sayılmıştır. Bu kitaptaki bilgiler dini bir bilgiymiş gibi takdim edilmiştir. Kuran Müslümanı ile kendine Ehli Sünnet diyenler arasındaki fark bu kitapta da ortaya çıkmaktadır. Kuran’ı tek kaynak gören biri bu kitabı şiddetle yererken, “Ehli Sünnetim” diyenler ısrarla kitabı temize çıkarmaya çalışmaktadırlar. Uyuşturucu ile beyni yıkanmış bir adamın hayal dünyasında bile canlandıramayacağı manzaralar, Kuran’a, akla ve bilime ters olmasına rağmen savunulmuş ve üstelik müftüler, İslami yayınevleri bu izahları yapan kitaba ve yazarına övgüler yağdırmışlardır. Bu bilimsel(!) açıklamaları yapan İbrahim Hakkı hazretleri (!) ise tüm bu izahların “Tecrübe ile sabit” izahlar olduğunu yine marifetli kitabı Marifetname’de söylemektedir. Bu izahların nasıl bir tecrübe ile sabit olabildiğini kitabın yazarına sormak isterdik ama hayatta değil. Vardır herhalde bir açıklaması !


BİLİMDE GERİ KALMIŞLIĞIN KÖKENİ

Peygamberimiz’in vefatından sonraki ilk birkaç yüzyılda hurafeler, uydurmalar çıkmış olsa da Sünniliğin, Şiiliğin, hadisçi İslam öğretisinin bu yüzyıllarda tam bir hakimiyetini göremiyoruz. Hadislerin dinin kaynağı kabul edilmesine ve aklın bir kenara bırakılmasına karşı çıkan Mutezile gibi ekollerin bu yüzyıllardaki varlığı, hatta Abbasi halifelerinin kimisinin Mutezile ekolünü benimsemesi bunun delilidir.

İşte İslam’ın bu ilk asırlarında dünyanın en ileri, en medeni toplumu İslam toplumuydu. Aşağı yukarı her bilim tarihi kitabı, bugünkü Avrupa medeniyetinin, Rönesansının, sanayi toplumunun, kapitalizminin ve bunlarla ilintili olarak bilimsel ilerlemesinin kökeninde İslam ülkelerinden alınan düşünsel ve bilimsel mirası kabul eder. Hıristiyan toplumların doğru dürüst kitaplığının olmadığı dönemde İspanya’ya yerleşmiş Müslümanlar, İspanya’da yetmiş büyük halk kitaplığı yapmışlardı ve sırf Kurtuba’daki kütüphanede 600.000’lere ulaşan kitap sayısıyla düşünce hayatı aydınlatılıyordu. Astronomi, kimya, tıp, botanik, matematik ilimlerinde büyük atılımlar hep Müslüman bilim adamlarınca yapılıyordu. Müslümanlar’ın çeviri alanında da bu yüzyıllarda büyük uğraşları vardı. Çevirisi yapılan kitaplarla geçmişteki bilgi birikimi kullanılıyor ve mevcut bilgilerle birleştirilip atılımlar yapılıyordu. Hatta Avrupa, kendi medeniyetinin tarihsel kökeni diye övündüğü Eski Yunan’ın ünlü düşünürleri Aristo, Platon ve diğerleriyle de Müslümanlar’ın yaptığı çeviriler sayesinde tanıştı. İşte ilk yüzyıllarında İslam toplumunda böylesi bir bilimsel merak ve bunun sonucu olan ilerleme vardı. Müslümanlar çok kısa sürede topraklarını İspanya’ya kadar genişletmekle kalmamış, bilimsel, düşünsel birikimler oluşturup, bu birikimlerini de bu topraklara yayıp insanlığın hizmetine sunmuşlardır.

İNSANLAR KENDİLERİNİ BOZMADIĞI SÜRECE TOPLULUKLAR BOZULMAZ

Peki ilk yüzyıllarında dünyanın en ileri medeniyeti olduğu kabul edilen İslam medeniyeti, sonradan ne olmuştur da bugünkü acnacak durumuna düşmüştür.

Gerçek şu ki Allah kendi benliklerinde olanı değiştirmedikçe bir toplulukta olanı değiştirmez. Allah bir topluma perişanlık dileyince de artık onu geri çevirebilecek bir güç yoktur.

13 Rad Suresi 11


Allah eğer İslam ülkelerine verdiği bilimsel üstünlük gibi bir nimeti değiştirmişse, biz, Müslümanlar’ı incelemeli, onlarda ne şekilde değişiklikler olduğunu anlamalıyız ki bugünkü duruma niye düşüldüğünü kavrayalım. İlk yüzyıllarda insanların zihniyetini şekillendiren Kuran’dı. Aklı işletmeyi, araştırmayı, delil üzerinde olmayı öğütleyen Kuran’ın şekillendirdiği zihinler, bilimsel düşünmeye, bilim yapmaya da müsaittiler. Fakat daha sonra hadislerin İslam’ı hakim olunca, taklitçilik ve akılcı düşünce düşmanlığı egemen oldu. Çünkü kitabın bu bölümlerinde ve daha evvelki bölümlerinde görüldüğü gibi hadislerle anlatılan dinde mantığın, aklın yeri olamazdı. Aynı şekilde tarikatçılığın temeli olan şeyhe kayıtsız, şartsız, akıl süzgecinden geçirmeksizin itaat de rasyonel düşünceyle bağdaşamazdı. (15. bölümü okuyun) Bu uydurulan dinin mensupları hadisleri inkar etmemek, tarikatlarını temize çıkarmak için akılcı düşüncenin gerekliliğini inkar etmişlerdir. Akıl ve akılcı düşünceyle bir arada olan araştırma faaliyeti olmayınca ise bilim adına bir şeylerin oluşmasını beklemek boştu. Akılcı İslam’ın yerine hadisçi, mezhepçi, tasavvufçu, tarikatçı, aklı dışlayan İslam’ın yerleşmesinin en büyük sorumlularından İmamı Gazali “Arifler Yolu” kitabı sayfa 83’te şöyle öğütler vermektedir: “Ey oğul! Elinden geldiğince hiç kimse ile herhangi bir konuda düşünsel tartışmaya girişme. Çünkü düşünsel tartışma bir çok yıkımlara neden olur. Zararı yararından büyüktür. Çünkü düşünsel tartışma ikiyüzlülük, kıskançlık, büyüklenme, düşmanlık, böbürlenme gibi bir çok kötü huyların kaynağıdır.” Gazali’nin yaşadığı dönemde Gazali’nin de katkılarıyla işte bu düşünme faaliyetini kötü gören, tekkelerdeki semalardan, tarikat faaliyetlerinden medet uman zihniyet galip geldi. Bu hakimiyetle ise İslam dünyası bir daha hiçbir zaman bilim platformunda galip gelemedi, hep yenik ve ezilmiş kaldı.


DÜNYA DÖNSEYDİ NE FELAKETLER OLURDU

Marifetnameler, Taberiler... hep Kuran’ı dinin kaynağı olarak yeterli görmeyenlerin, Kuran dışı izahlarla dolu eserleridir. Bu eserler hadisçi İslam’ın meyvesidir. Bu meyvelerin meyvesi ise aklı kullanmadan şeyhlere teslim olan, mezhep imamlarının insiyatifine bırakılan dini, Allah’ın dini diye kabul eden sürü psikolojili yığınlardır.

Bu acı meyvelerden Suudi Arabistanlı meşhur Şeyh Abdul Aziz Bin Baz, “Dünya’nın Sakin Güneş’in Hareketli Olduğuna ve Gezegenlere Çıkmanın İmkansızlığına Dair Akli ve Hissi Deliller” isimli resmi makamlarca basılan risalesinde şunları söylemektedir: “Kim bunu iddia ederse küfür ve delalete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah’ın, hem Kuran’ın, hem Peygamber’in reddidir. Bunu iddia eden kişi tövbeye davet edilir. Ederse ne ala! Aksi takdirde kafir ve dinden dönmüş bir kişi olarak öldürülür ve malı da Müslümanlar’ın hazinesine katılır... Eğer ileri sürdükleri gibi Dünya dönüyor olsaydı ülkeler, dağlar, ağaçlar, nehirler, denizler bir kararda kalmazdı. İnsanlar batıdaki ülkelerin doğuya, doğudaki ülkelerin batya kaydığını görürlerdi. Kıble’nin yeri değişir, insanlar kıbleyi tayin edemezlerdi. Velhasıl (bunların hiçbiri görülmediğine göre) bu iddia (dünyanın hareketli olduğu iddiası) sayması uzun sürecek birçok nedenden dolayı batıldır.”

Bu risaleye göre Dünya’nın hareket ettiğini söyleyenlerin öldürülmeleri gerekir. Kısacası Marifetname, Taberi, Buhari, Müslim ve diğerlerinin bilim ve akıl dışı izahları dinin bir parçası yapıldığı gibi, bunları inkar edenlerin öldürülmesine de fetva verilmiştir. Eserin yazım tarihini size sorsalar tahmininiz ne olurdu? Bu eser bundan bin yıl önce değil, 1975’te yazılmıştır, hem de resmi makamlarca! İşte şeriat diye insanlara yutturulan budur! Bilim dışı, akıl dışı hadis başlıklı uydurmaların yol açtığı budur! Kişi Kuran ile yetinmeyince sonucu budur!

Not: www.kurandakidin.net sitesinden alıntıdır.
 

byolcu

New member
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Sen ne anlatmaya çalışıyorsun. İbrahim hakkının yukarıda yaptığın alıntıda fikirlerinin yanlış olduğunu ispatlamış değilsin sadece 360 günle ilgili yazılanlar saçma geldi bana. Hemen tepki gösterip yanlış göstermeye çalışma. Kuran ehli ehli sünnete neden bu kadar karşı geliyorsun? İbrahim hakkı yanlış yapmış olabilir, bir kaç fikri yanlış olabilir ama senin gibi kafir olmadı o. Senin gibi peygamberin söylediği şeylere önemsiz demedi. O, Kuran'da peygambere itaat edin dendiğini bildiği için peygambere senin gibi isyankar davranmadı. İbrahim hakkı bir boğa gibi sağa sola saldırmadı.
 

Kur'an Ehli

New member
Katılım
26 Ara 2005
Mesajlar
99
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
İbrahim Hakkı, kafasına göre önüne geleni cennetlik, önüne geleni cehennemlik ilan eden bir müşriktir. Yazdığı bu tür şeylerin hiç bir bilimsel gerçekliği yoktur. Varsa sen kanıtla.
 

pusula

New member
Katılım
10 Eki 2005
Mesajlar
128
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
en son yazan oyunu oynuyoruz...


eh moderator yok admin yok doldur babam doldur...


sağnak gibi yağan hakaretlerle 14 asırdır biriken ne kadar intikamınız varsa zehir olarak akıyor görüyoruz... diliniz herkese uzuyor...

Firak-ı dalleyi Hz. Cebbar-ı Kahhar kurutsun...

sizin gibi kandırılmışlara Alimi-i Rahim akıl fikir versin...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Sevgi deger kardeslerim,ne yazikki bir sey yazmak icimden gelmiyor.Sizin bu bir birinizi cehennemlik,kafir vede imansiz görmeniz Hasa Allahin görevi olan cehennemlik cennetlik,kafirlik,imansizlik olup olmadiginiza kararini beklemeden bakiyorum siz isi bitirdiniz,ne ala Vallahi bilmiyordum böyle görevleriniz oldugunu,bravoooooo.
Ben Allaha sigindim.Sevgi deger(degmezmi Allaha havale ettim)kardeslerim
 

Kur'an Ehli

New member
Katılım
26 Ara 2005
Mesajlar
99
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Ben bir anlık kızgınlıkla, Allah'ın olan bir yetkiyi kendimde görerek, birisini müşrik ilan ettiğim için, Rabbime tövbe ediyorum. Bir daha böyle bir hataya düşmem umarım. Size de uyarınız için teşekkür ederim sayın mete.
 

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
Size bu kitabın aslını okumanızı tavsiye ederim.

Zira çeviriler, çevirenlerin bidatlarınıda dahil etmektedir.


Çeviri okuyup. Bugüne göre karar vermek hatalıdır.
 

Kur'an Ehli

New member
Katılım
26 Ara 2005
Mesajlar
99
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Bu kitabı orjinali elimde var. Size sayfa noları yazarak örnekler vereceğim.
 

Kur'an Ehli

New member
Katılım
26 Ara 2005
Mesajlar
99
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Marifetname Saçmalıkları:

Turgut Ulusoy tarafından sadeleştirilmiş, 7 Baskı , Elif Ofset Tesisleri, Baskı Yılı 1980

Bu kitaptaki hangi saçmalığı yazacağımı şaşırdım. Rastgele bir sayfa açıyorum.

2. Cilt Sayfa 195

Hafızayı kuvvetlendiren ve ezberlemeyi kolaylaştıran sebepler:

1- Yemeği azaltmak
2- Konuyu çok tekrarlamak
3- Namaza devam etmek ve gece namazlarını kalkıp kılmak
4- Kur'an okumak
5- Bütün kötü şeyleri terketmek
6- Misvak kullanmak
7- Her sabah açken bal yemek
8- Her gün sabah açken 21 tane kırmızı kuru üzüm yemek
9- Balgamı azaltan şeyleri yemek

4. Cilt Sayfa 16

Madde-9

Bir sayının kökünü ve kesirlerini hesap etme ve bulmanın kolay yollarını bildirir.

Hemen Sayfa 17 örneklere geçiyorum:

5 sayısının kökünü bulmak istersen; onun altındaki en yakın mantık sayı olan 4'ü ondan çıkarırsın. 1 kalır. Bu sayıyı 4'ün kökü olan 2'nin iki katına dıştan bir adet artırıp onu 1/5 nisper edersin. İşte bu sağır 5 sayısının kökü 2 tam 1/5 tir

Bunun gibi 6 sayısının en yakın kökü 4 tür. Onu 6 dan çıkarırsın 2 kalır. Onu 4'ün kökü olan 2'nin iki katına bir ziyade edip onu 2/5 'e nispet edersin, o zaman 6 sayısının kökü 2 tam 2/5 (2.4)tir.

Buna göre 7 nin 2 tam 3/5 tir.

8 in 2 tam 4/5 dir.

Cilt 3 Sayfa 153

Baş ve Boyun şekil ve biçimleriyle bunlara bağlı huy ve tabiatlarını bildirir.
(sadeleştirilmiş şekillerini yazıyorum.)

Ey aziz, Hikmet ehli demişlerdir ki:

Boyu uzun olanların kalbi saf ve temiz olur.
Kısa boylu olanların hileleri aldatmaları çoktur.
Orta boylu olanlar akıllı ve hoş huylu olurlar.

Sayfa 154 e geçiyorum.

Sert saçlı olan akılla atılganlığı bulur.
Saçı uzun olan saf ve utanması az olur.
saçı sarı olanın işi, kibirlenme ve kızgınlıktır.
Siyah saçlı olan sabırlıdır, onu ara.
Kumral saç güzeldir, sahibi bedelsizdir.
Saçı az olan lutufkar, bilgiç ve nazik olur.
Saçı çok olan kadının anlayışı az olur.
Başı küçük olanın aklı azdır,gizli şeyin varsa ona söyleme.
Başının tepesi yassı olan keder çekmez.
Başının derisi ince olan, hayır yapar, zarar vermez.
Kel adama yaklaşma, kötü huylu olur, ondan sakın.
Alnı dar olanın içi de dar, sıkıntılı olur.
Alnı yumru olan çirkin ve kalın kafalı olur.

Sayfa 155

Küçük kulaklı eğri, orta kulaklı doğru olur.
Kaşının ucu ince olanın, işi gücü fitnedir.
Kaşının kılları çok olanın, üzüntüleri de çok olur.
Kaşı açık olan doğrudur, çatma olan eğridir.

Köre yakın olma, sık bakan emniyetli bakmaz.
Gözü şaşı adama bakma, çünkü o sana eğri bakar.
Uzun yüzlü olanlar yalancı olurlar.

Sayfa 159

Kadının memesi normal olursa kocası onu emer.
Sırtı kıllı olan, şehvetli olur.
Aletinin uzun oluşu, kişinin ahmaklığına delildir.
Yumurta torbası büyük olan erkek pehlivan olur.

Sayfa 160

Tenasül aleti etli ve büyük olan kadın, çok şehvetli olur.
Bir kıçı topal olanın, işi gücü kibirlenme ve kıskançlıktır.

Ayrıca bakınız.

7 kat semanın altındaki dünya semasına bitişik olan deniz
1. Cilt Sayfa 22

Cehennemin Yartılışı ve Halleri
1. Cilt Sayfa 24

Bu kitap gerçekten çok ilginç. İbrahim Hakkının Derin (!) ilmini bize gösteriyor. Hayal gücü çok geniş bir zat. Bende üşenmeden bu sayfaları rastgele açıp, bu yazıyı yazdım.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Allah razı olsun paylaşılarıız için ne güzelde söylemiş ibrahim hakkı hz.leri burda sorun yoktur kendisi tespitlerinde haklıdır . haksız diyen kimse ona ilmini soruyorum hanig ilimle onu eleştriryosunuz senin gibi insanlar halla cı mansur enel hak dediğinde onu yanlış anlmış onu öldürmüşlerdir sonrada pişman oldular bakalım Rabbim affedicekmi onları sen ehli delalet ilk çönce hadisleri anlamdın anlattık şimidede mübareklerin eserleriniz anlamıyorsun onlarımı anlatalım. anlamak ayıp değil ama bir bileni dinlemek lazım sende bu erdem yok sana sözüm bu tyadılarının neresinde yalış var hangi ilimle bunu analiz ettin? senin ilminide merak ediyorum. sizin gibiler daha çok hallacı mansur , muhiddini arabiye kıymaya kalkar. elerştirmek kolay tabi anlamay açlışmak değil. ilminiz olmadan kimseyi eleştirmeyin. İbrahim hakkı hz. leri nin ilmi yanında senin ilminin lafı olmaz. artık mübareklere iftira atmayı bırak. ve nereyi anlamadın sor bende sana Rabbimin isniyel cevap vermeye çalışayım..

saygılarımla...
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
bu arada neden eksik yazıyorsun burda aynan böyle yazıyor marifet amde:

Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar demişlerdir ki:
Kim ki boyudur tavil Sade dil olu cemil

Kim ki boyudur kasir Hilesi vardır kesir

Kim ki vasat boyludur Akıl ve hoş huyludur

Kim ki saçı sert olur Akılla cür'et bulur

Kim ki saçı nerm olur Ebleh ve bî şerm olur

kim ki saçı sarıdır Kibr ve gazab kârıdır

Kim ki saçıdır kara Sabrı var onu ara

Kumral ise saç güzel Sahibidir bî bedel

Saçı az olan latif Oldu ârif ü zarif

Saçı çok olsa zenin Fehmi az olur anın

Başı küçük aklı az Olsa ona deme raz

Başı büyük olanın Aklı çok olur anın

Yassı ise fark-ı ser Sahibi çekmez keder

Cild-i seri berk olan Hayır eder etmez ziyan

Ekra'a olma yakın Bed huy olur pek sakın

Cebhesi zıyk olanın Zıyk ola hulki anın

Yumru olursa cebin Sahibi zişt ve gabin

Cebhesi olan ariz Bed huy olur çün mariz

Mutedil olsa cebin Sahibini bil emin

Cebhesi bî çîn olan Kâhil olur bîgüman

Çini uzundur fehim Az ise olmuş kerim

Kaş arası çîn olan Gam yüküdür ol heman

Üznü kebir olsa bol Cahil ve kâhildir ol

Üznü küçük uğrudur Evsat olan doğrudur

İnce olan kaş ucu Fitnedir işi gücü

Kaşta çok olan kılı Mükesser olur gussalı

Kaşı açık doğrudur Çatma ise uğrudur

İnce olan kaş ucu Fitnedir işi gücü

Kaşta çok olan kılı Mükesser olur gussalı

Kaşı açık doğrudur Çatma ise uğrudur

İnce ka olur cemil Kibre tavili delil

Kaşı mukavves olan Dilber olur her zaman

Göz çukur olsa kalil Olmuş o kibre delil

Çeşmi küçüktür hafif Çeşmi kızıldır şeci

Gözleri göktür lebib Lik ela gözlü edib

Çeşmi küçüktür hafif Çeşmi büyüktür zarif

Didesi yumru hasut Evsat olandır vedût

Çeşmi kıpık oldu şin Bakışı süst oldu zîn

Noktalı göz ok olur Değmesi pek çok olur

A'vere olma yakın Zîk bakan olmaz emin

Şaşıya etme nazar Kim sana eğri bakar

Çeşmi güleçtir güzel Kirpiği zîk bî bedel

Vechi büyüktür alil Kibre küçüktür delil

Yumru olandır bahîl Yassı olandır cemil

Vechi arıktır muhil Etli olandır sakil

Vechi pek uzun olan Laf ile söyler yalan

Kim ki tireştir yüzü Telh olur ekser sözü

Vechi müdevver gerek Bedrden enver gerek

Çün mütebessim olur Anı gören kâm alır

Benzi kızıldır edib Esmer olandır lebib

Benzi sarıdı alil Esvede mâil muhil

Gözleri gök ışkırak Olsa ol ondan ırak

Levni olan mutedil Hem ak olur hem kızıl

Enf eğer olursa dıraz Sahibidir fehmi az

Enf eğer olsa kasir Havf olur onda kesir

Enf ucu ger ola top Sahibi olur turup

Enf ucu ağza yakın Olan adamdan sakın

Sükbe-i enf olsa bol Kibr ve haset dolmuş ol

Olsa kulkul-i kanat Cem' ola kah ve inat

Enfi kim olsa ariz Şehvet iledir mariz

Enfi o kim eğridir Himmeto nun fikridir

Ağzı küçüktür güzel Lakin olur pür vecel

Ağzı büyüktür şeci' Eğri olandır şeni'

Ağzı gibidir zenin Hey4et-i bız'ı onun

Gunneli söz olsa ger Kibirden oldur haber

Savt dakik er kişi Şehvet-i zendir işi

Er kişi sesli zenan Ekseri söyler yalan

Sözde kim olsa seri Fehmidir onun refi

Kim ki sesidir kaba Himmeti var merhaba

Ses çatal olsa o can Halka eder bed güman

Handesi çok olsa ha Umma sen onda haya

Yüz güleç ve söz leziz Olsa o candır aziz

Yufka ve ahmerdudak Sahibi anlar sebak

Şefe galiz olsa bil Sahibi muğzip sakil

Dişleri iri olan İşler ol ekser yaman

Mutedil olan dişi Sıdk ve safadır işi

Nükheti hoş olanın Hulki de hoştur onun

İnce zekanlı herif Aklı da onun hafif

Ger zekan enli olur Sahibi gılzat bulur

Mutedil olsa zekan Akıl olur hem hasan

Lihye tavil olsa ger Sahibidir bî hüner

Lihyesi sıktır sakil Sohbeti eyler tavil

Riş i siyah ve kalil Oldu zekaya delil

köse ki hiç rişi yok Onun olur mekri çok

Olsa değirmi sakal Sahibidir pür kemal

Olsa kafası ariz Ahmak iledir ol mariz

Boynu olan çok dıraz Rüştü onun olur az

İnce ki gerdan olur Sahibi nâdan olur

Boynu galiz olsa ol Ruz ve şeb olur ekül

Boynu olursa kasir Cümlesi olur kesir

Boynu olan mutedil Hayr iledir müşteğil

Her yeri evsat olan Dilber olur bî güman
 

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
Hala çeviriden örnekler veriyorsun ama.

Orjinalini nereden bulduğunuzu paylaşabilirseniz imkanı olan arkadaşlar bundan faydalanabilsin.
 

Kur'an Ehli

New member
Katılım
26 Ara 2005
Mesajlar
99
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
- Her gün sabah açken 21 tane kırmızı kuru üzüm yemek

Neden 21 sayısı. Buınun mantıklı açıklaması nedir?Az ya da çok olmazmıymış?


Kısa boylu olanların hileleri aldatmaları çoktur.
( Kısa boylu olanları direk kötülemiş, neresi mantıklı?)

Saçı uzun olan saf ve utanması az olur.
saçı sarı olanın işi, kibirlenme ve kızgınlıktır.
( Saçı uzun ve sarı olanlara bir garezi mi var bu adamın?)


Saçı çok olan kadının anlayışı az olur.
(Kadınlara değer vermediklerini zaten biliyorduk.)

Başı küçük olanın aklı azdır,gizli şeyin varsa ona söyleme.
(Başı küçük olanları neden aşağılıyor? )

Kel adama yaklaşma, kötü huylu olur, ondan sakın.
(Kel adamların ne suçu var?)

Küçük kulaklı eğri, orta kulaklı doğru olur.
Kaşının ucu ince olanın, işi gücü fitnedir.
Kaşının kılları çok olanın, üzüntüleri de çok olur.
Kaşı açık olan doğrudur, çatma olan eğridir.
(bu açıklamalarda mantıklı bir taraf var mı Allah aşkı için?)

Köre yakın olma, sık bakan emniyetli bakmaz.
Gözü şaşı adama bakma, çünkü o sana eğri bakar.
(Özrü olan insanları neden aşağılıyor?)


Uzun yüzlü olanlar yalancı olurlar.
(Aha! Uzun yüzülüler yalancıymış. Hükmü koydu.)

Kadının memesi normal olursa kocası onu emer.
(Bunun açıklaması bile olamaz. En çok buna güldüm) :D)


Sırtı kıllı olan, şehvetli olur.
(Nasıl anlamış sırtı kıllı olanın şehvetli olacağını? Sırtı kıllımıymış yoksa?)

Aletinin uzun oluşu, kişinin ahmaklığına delildir.
(Aleti uzun olanlar ahmak demek. Çok ilginç :D Kompleksi vardı galiba aletiyle ilgili:D )

Yumurta torbası büyük olan erkek pehlivan olur.
( Maşallah pehlivanları da seçti.)


Hadi bunlar göreceli kavramlardı diyelim ki. Ya matematik konusundaki saçmalıkları? Bunlar nasıl mantıklı olabilir?


Bir sayının kökünü ve kesirlerini hesap etme ve bulmanın kolay yollarını bildirir.

5 sayısının kökünü bulmak istersen; onun altındaki en yakın mantık sayı olan 4'ü ondan çıkarırsın. 1 kalır. Bu sayıyı 4'ün kökü olan 2'nin iki katına dıştan bir adet artırıp onu 1/5 nisper edersin. İşte bu sağır 5 sayısının kökü 2 tam 1/5 tir

Bunun gibi 6 sayısının en yakın kökü 4 tür. Onu 6 dan çıkarırsın 2 kalır. Onu 4'ün kökü olan 2'nin iki katına bir ziyade edip onu 2/5 'e nispet edersin, o zaman 6 sayısının kökü 2 tam 2/5 (2.4)tir.

Buna göre 7 nin 2 tam 3/5 tir.

8 in 2 tam 4/5 dir.
 

Kur'an Ehli

New member
Katılım
26 Ara 2005
Mesajlar
99
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Sayın seyfullah putkıran,

Matematikle ilgili bölümü,

4. Cilt , Bölüm 1 de, 'Madde ve zihinde hasıl olan eşyanın sayılarını bildiren artimetik ilminin önemli ve lüzumlu olan kurallarını bildiren 10 madde' başlığı altında 9. Madde de bulabilirsin. Orada hiç filozoflar falan demiyor. Kendisi yorum yapmış.


3. Cilt , Bölüm 17 de, 'Beden organlarının şekil ve biçimlerinin hikmeti, insan organlarının seğirmelerinin sebep ve hikmeti' başlığı altında Madde-3 te ' İnsan organlarının şekil ve biçimlerinden sezip anlamak' başlığında diğer yazılanları bulabilirsin.

Bu yazıların hiçbirinde FİLOZOFLAR demiyor. Direk kendisi yazmış. Zaten filozoflar dese bile, değişen ne olur. Yanlış olan şeyleri kitabına almış demektir. Herkes te bu kitabı okuyup ilim (!) öğrenmiştir. Nasıl ilim olduysa artık. Tekrar söylüyorum FİLOZOFLAR başlığı altında değil bu yazılar.

Yazar önsözünde diyor ki,

''Bu değerli eserin, okuyucularına, maddi ve manevi yönden büyük kazançlar sağlayacağına inanıyoruz.''

Bu bilgilerle mi biz, büyük kazançlar sağlayacağız. Hadi diyelim diğerleri göreceli kavramlar, ama bu matematiksel saçmalıklarını kimse açıklayamaz.
 

pusula

New member
Katılım
10 Eki 2005
Mesajlar
128
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
aslında bu olay Kur'an ehli ismini almış ama meale batmışın kendi durumunu gösteriyor. 1980 baskısı türkçeleştirilmiş, sadeleştirilmiş, arındırılmış, durulanmış arkada kudsiyetini yitirmiş istediği gibi oynayabileceği bir şey kalmış. bu hoşuna gidiyordur. dilediği manayı yükleyebiliyor...

Kur'ana da aynısını yapıyor. önce türkçeye çevir, sonra sadeleştir, sonra güncelle, ardından yorumla... kalan malzeme ile istediğin arzuna izin çıkartırsın.

bu yöntemle hayatı istediğin gibi yaşar, delilini de dilediğin yerden kaynak olarak bulabilirsin...

ama islam milleti bu tür soyatarılıkların ardından yürümediği ve yürümeyeceği için de sürekli "bağnazlığımız!"dan dem vurup bize "doğruları!" öğretmek ve göstermek adı altında uğraşır durursun...

bu sayfalar akacaklar... ehl-i sünnet evliyasına ulemasına imamlarına üstadlarına sahip çıkacak, büyük ve yüksek yollarında ilerleyecek, ehl-i bid'a ve ilhad anıracak... zaman dolaplarını ölüme doğru çevirecek... hesap günü, din günü, mahkeme günü gelince akı karası ayrılacak...

herkes elindekinden emin olduğuna göre, yazmaya devam...
 

Kur'an Ehli

New member
Katılım
26 Ara 2005
Mesajlar
99
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Syın pusula,

Elimdeki kitapta orjinali de yazıyor. Ama ben orjinalinden anlamadığım için direk Türkçesini yazdım. Çeviren adamın adını da yazmıştım. Çevirmen de sizlerden zaten. :D

Bunları yorumlamama bile gerek yoktu. Okuyan anlar zaten ne kadar ilmimizi arttırdığını (!)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt