Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Herşeyin tesadüf eseri oluştuğunu iddia edenlerin SAVUŞTURMA TEKNİKLERİ

Mutedil

New member
Katılım
10 Ara 2005
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Alıntıdır;

EVRİM TEORİSİNİN ÇÖKÜŞÜYLE İLGİLİ DELİLLER HAKKINDA SORULAN SORULARI İLGİSİZ CEVAPLARLA GEÇİŞTİRİP, SONRA DA "SUSMADIK, CEVAPLARINI VERDİK" HATASINI OLUŞTURURLAR

evrimi savunan bilim adamlarının bir başka ilginç özellikleri ise hiçbir cevap vermeden, cevap vermiş havasını oluşturabilmektedirler. Böyle durumlarda konuşmalarında adeta bir illüzyon ya da bir büyü havası hemen sezilir. Cevap veremeyecekleri bir soruyla karşılaştıklarında o kadar uzun ve karmaşık cümleler kullanırlar ki, konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmayan kişiler "Herhalde o cevap verdi de, biz anlamadık" diyerek kendilerinden kuşku duymaya başlarlar. Çünkü karşılarında "koskoca" bir bilim adamının durduğunu düşünürler. Ve bu kişinin ağzından çıkan kelimeler her ne kadar içi boş olsa da, arka arkaya geldiğinde güzel bir cümle havası yarattığı için söz konusu kişileri etkileyebilir.

Bu konudaki örneklerden bir tanesi evrim teorisini savunan fosil bilimcilerin hiçbir şekilde cevap veremedikleri "ara geçiş form"ları konusudur. Aşağıda bir kitabından alıntı vereceğimiz evrim savunucusu ara geçiş formları konusunun "çok basit" bir cevabı olduğunu vurguladıktan sonra şu garip örneği verir:

Geçişim fosilleri (ana gruplar arasındaki "bağlantılar") dikkat çekici ölçüde az rastlanır fosillerdir çünkü pek çok tür uzun dönemler boyunca aynı kalır. Değişim ortaya çıktığında (yerbilimsel zamana kıyasla) oldukça hızlıdır ve sıklıkla küçük, yalıtılmış nüfuslardan başlar. Çok katlı bir otoparkın zamanla donduğunu düşünün. Çeşitli katlarda büyük araba "nüfusları" bulunacak, ama yokuşlarda birkaç tanesine rastlanacaktır. Arabaların yokuşlarda harcadıkları zaman park edilmiş olarak kaldıkları zamana kıyasla kısadır, ama yine de hepsi yokuşu çıkmıştır.

Bu cevaptaki mantıksızlığın nedenlerini kısaca ele alalım. Öncelikle yalnızca günümüzde yeryüzünde yaşamakta olan milyonlarca canlı türü vardır. Evrimcilerin iddialarına göre bu milyonlarca canlının her biri başka canlılardan yavaş aşamalarla meydana gelmiştir. Anlaşılır bir örnek vermek gerekirse bir denizyıldızının bir balığa dönüşmesinin hayali aşamalarını gözden geçirebiliriz. Önce bir denizyıldızı vardır. Ardından bu denizyıldızının iki kolu yüzgeç görünümü almaya başlar. Daha sonra vücudunun diğer kısımlarında da gözle fark edilen değişimler olur. Ve en son aşamada denizyıldızı artık yoktur ve bir balık vardır. Şimdi evrimcilerin hayali iddialarının yukarıdaki örnekle bağlantısına bir bakalım. Elbette bir canlının oluşumundaki bu hayali aşamaların yukarıdaki otopark benzetmesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Yani otoparktaki arabalar belki uzun süre park etmiş şekilde beklemektedirler ama evrim geçirdiği iddia edilen canlılar için bekleyecek bir vakit yoktur.

Evrimin iddiasına göre belirli bir süre içinde denizyıldızlarının ve balıkların söz konusu değişimleri geçirmiş olmaları şarttır. Bu da çok sayıda geçiş aşamasının var olması demektir. Dolayısıyla bir otoparktaki gibi sabit türler ve çok ender geçiş aşamaları değil; aksine bugün var olan milyonlarca canlı için milyon x milyon x milyon tane geçiş aşaması olması gereklidir. Ancak ne ilginçtir ki bugün var oldukları iddia edilen bu milyon x milyon x milyon örnekten tek bir tanesi bile bulunamamıştır.

İşte bu noktada karşımıza yukarıdakine benzer örneklerin ne kadar anlamsız olduğu ve aslında bir göz boyamadan ibaret olduğu çıkmaktadır. Aslında evrimciler kendileri de bu tip örneklerin gerçeklerle bağdaşmadığını fark edebilirler ama burada vermek istedikleri mesaj "Susmadık, cevaplarını verdik" iddiasıdır. Ancak bu yolla tabilerinin inançlarını koruyabileceklerini düşünürler.

Evrimciler, Yaratılış Gerçeğinin birer birer önlerine koyduğu soruları cevaplamak için yukarıdaki örnek benzeri mantıksız öğretiler içeren kurslar, paneller düzenler, yazılar yazarlar. Bu gibi girişimlerle "Büyü bozulmadı, biz aynı şekilde devam ediyoruz" demeye çalışırlar. "Yıkılmadık, ayaktayız" misali anlamlar taşıyan mesajlarını gereken yere ulaştırabilmek için çaresizliklerini ifade eden kitaplar, dergiler çıkarmayı da ihmal etmezler. Bu yayınlar da adeta birbirlerini teselli etme amacıyla çıkarılmış, ağlamaklı bir şekilde kaleme alınmış, sadece demagojiden oluşan eserlerdir. Ancak bu yayınların ve çalışmaların hiçbirinde evrimi çürüten temel bilimsel bulgulara bir cevap verilmez. Aynı konular sanki hiç çürütülmemiş, hiçbir karşıt delil sunulmamış gibi tekrar tekrar anlatılır.

Örneğin, evrimin en büyük çıkmazlarından biri yeryüzündeki hayatın ortaya çıkışındaki moleküler aşamadır. Evrim teorisi daha canlılığın moleküler açıdan nasıl başladığını, canlılığın yapıtaşları olan aminoasit, protein, hücre gibi yapıların nasıl meydana geldiklerini dahi açıklayamazken, son derece tali konuları evrimin önemli bir konusu gibi anlatır. Sözgelimi, Michael J. Behe'nin kitabında yer verdiği gibi, dünyanın en ünlü moleküler biyoloji dergisi JME'de yayınlanan "Moleküler evrim" konulu yazıların yüzde sekseni aminoasit dizilimlerinin kıyaslanmasından oluşur. Bu dizilim karşılaştırmasında iki proteinin tüm aminoasitleri sıralanarak incelenir veya bir DNA üzerindeki nükleotidler karşılaştırılır. Bu karşılaştırmanın moleküler evrimin çıkmazlarını açıklamak açısından hiçbir faydası olmadığını Michael J. Behe, "Darwin's Black Box" Darwin'in Kara Kutusu adlı kitabında şöyle anlatır:

Michael BeheNesiller arasındaki ilişkileri ortaya koymak açısından faydalı olmasına rağmen bu dizilimlerin karşılaştırılması, hiçbir şekilde karmaşık bir biyokimyasal sistemin fonksiyonlarını nasıl elde ettiğini açıklayamaz. Bir benzerlik kurmak açısından aynı şirket tarafından üretilen iki ayrı model bilgisayara ait kullanım kılavuzları, birçok benzer kelimelere, cümlelere ve hatta paragraflara sahip olmasına ve ortak bir ataya işaret etmesine rağmen (belki de kullanım kılavuzlarını ortak bir yazar kaleme almıştır), bu kullanım kılavuzlarındaki harflerin dizilimini karşılaştırmak hiçbir zaman bu bilgisayarların bir daktilodan evrimleştiğini göstermeyecektir… Birçok araştırma vardır. Fakat başlangıçta sorulan temel soru hala cevaplanmamıştır: Karmaşık sistemlerin ortaya çıkmasına ne neden olmuştur? Şimdiye dek hiç kimse ayrıntılı ve bilimsel anlamda, mutasyon ve doğal seleksiyonların nasıl karmaşık sistemleri oluşturduğu konusunda bir açıklama yapamamıştır."

Behe'nin yukarıdaki sözleriyle ifade ettiği gerçek son derece açıktır: Evrimciler hayatın gerçek kökeni ile ilgili temel soruları açık bir şekilde cevaplamaya yanaşmazlar; çünkü onların bu soruları evrimsel süreçlerle, tesadüfi aşamalarla cevaplayabilmeleri mümkün değildir. Dolayısıyla bu büyük eksikliklerini görmezlikten gelerek, Darwinist büyünün sağladığı etkiyi devam ettirebilmek için çaba harcarlar. Bu nedenle de yayınlarında evrimi hiçbir şekilde ispatlamayan ilgisiz konuları, süslü resimlerle ve bol Latince kelimelerle anlatmakta bir sakınca görmezler. Bu şekilde temel konulardaki açıklarını kapattıklarını ve insanları kandırabildiklerini zannederler.
 

Mutedil

New member
Katılım
10 Ara 2005
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
DARWINİSTLER İNSANLARI ETKİ ALTINA ALABİLMEK İÇİN DEMAGOJİNİN HER TÜRÜNÜ KULLANIRLAR

Darwinistler'in en önemli özelliklerinden biri, yukarıda da zaman zaman değindiğimiz gibi demagojiyi yani söz sanatını son derece etkin bir şekilde kullanmalarıdır. Laf ve kelime oyunları yapmada çok başarılıdırlar. Çok şey söylüyor gibi gözüküp, aslında elle tutulur hiçbir şey söylemezler. Düzenledikleri konferanslarda saatlerce konuşmalarına rağmen, evrim teorisini kanıtlayacak tek bir kelime bile etmemeyi başarabilirler. Amaç karmaşık cümleler ve sözde bilimsel izahlarla laf kalabalığı yapma ve insanları konuşmanın son derece bilimsel bir çizgide gittiği illüzyonuna inandırmadır.

Darwinistler bu tarz konuşmalar yaparken bilimsel bir hava oluşturabilmek için evrim teorisinin temel konularıyla hiçbir bağlantısı olmayan, jeoloji, genetik, tıp gibi konuların detaylarına da girerler. Bu konuları o kadar uzun uzun ve ağır bir dille anlatırlar ki, dinleyicilerde adeta bir "sarhoşluk" oluştururlar. Evrim teorisiyle ilgisi olmayan bu konuların arasına sıkıştırdıkları evrimci izahlardan ise çok fazla şey beklerler. Böylece tüm bu konuların birbirleriyle ilgisi varmış, bunlar birbirlerini destekliyormuş gibi bir hava yaratırlar. Örneğin genetik biliminde yaşanan gelişmelerle ilgili çok uzun açıklamalarda bulunurlar. Ancak bu açıklamaların arasında evrim teorisini destekleyecek hiçbir bilgi yoktur. Buna rağmen yazının veya konuşmanın sonunu "İşte genetik bilimi de evrim teorisinin çok büyük bir delilidir" diye bitirirler. Bu şekilde de sanki genetik bilimi evrim teorisini destekliyormuş gibi bir izlenim oluştururlar.

İnsanları bu karanlık büyünün etkisi altına almak için kullandıkları bir başka yöntem ise, "Elde bir sürü delil var, ama bunların hepsini burada anlatmaya vaktimiz yetmeyeceği için başka konulardan söz edeceğim", "Evrim teorisinin delillerini anlatmaya ne bu kitap ne de ansiklopediler yeter, onun için size sadece bir-iki tanesini söyleyeceğim", "Evrim teorisinin delillerini anlatırım, ama siz anlamazsınız, onun için boşverin" gibi sözlerle insanları aldatmaktır. Bu yöntemler sayesinde hiçbir zaman ve hiçbir ortamda evrim teorisinin asıl cevaplaması gereken soruları cevaplamazlar. Evrimci, Christopher Wills de bir kitabında aynı yönteme başvurmaktadır:

-------------

Christopher WillsÖncelikle, evrimin nasıl çalıştığı konusunda Darwin'den bu yana toplanmış olan kanıtların bazılarına hızla göz atmak gerekecek. Bunu sizi mümkün olduğunca üzmeden yapmaya ve ilginç kılmaya çalışacağım. Aslında bu boyutlarda bir kitabın bu bilginin tümünü kapsaması olanaklı değil. Bir arkadaşım yıllardır böylesi bir evrim ansiklopedisi üzerinde çalışıyor ve ben de ona şans diliyorum…

------------

Oysa Wills'in yukarıdaki sözlerinin gerçeklerle hiçbir bağlantısı yoktur. Kitabın özellikle ilk bölümlerinde ele aldığımız gibi evrimcilerin iddiaları son derece inanılmazdır ve bilimsel bulgularla da kesin olarak yalanlanmaktadır. Dolayısıyla "ansiklopedilere sığmayacak kadar çok delil" ifadesi tamamen gerçek dışıdır. Sık sık tekrarladıkları bu açıklamanın sebebi, neden her kitapta, her konferansta hep aynı birkaç "sözde" delili gösterdiklerini kendilerince örtbas edebilmektir. Aslında delil olarak öne sürdükleri konular evrim karşıtı pek çok yayında defalarca çürütülmüştür. Ama evrimciler bu gerçekleri kabul ederlerse evrimin geçersizliğini de kabul etmek zorunda kalacaklarını anladıkları için, sanki kimse onların bu delillerini çürütmemiş gibi bir üslup kullanırlar.

Darwinci teorilerin sadece söz sanatına ve evrimcilerin ikna yeteneklerine dayandığını Phillip E. Johnson da şu şekilde ifade etmektedir:


Teori büyük ölçüde söz sanatına özgü ikna etme yöntemlerine dayanan bir propaganda kampanyasıyla ayakta tutulmaya çalışılmaktadır: Gizli varsayımlar, üzerinde konuşulan sanki kanıtlanmış gibi varsayılan ifadeler, belli belirsiz tanımlanmış ve tartışmanın ortasında anlamı değiştirilmiş terimler, hayali düşmanlara saldırılar, seçmece kanıtların alıntıları ve benzeri. Teori aynı zamanda kültürel itibarıyla korunmaktadır.

Johnson'ın da yukarıdaki sözleriyle ifade ettiği demagojik anlatımlara pek çok örnek vermek mümkündür. Evrimci bilim adamlarının insanları aldatmak için kullandıkları kelime oyunlarına çok güzel bir örnek de Türk Darwinistler'den Ümit Sayın'ın aşağıdaki açıklamasıdır:

----------

Yaşam, Dünya'da denizlerde veya göllerde başlamış ya da yaşamı oluşturabilecek moleküler bilgi uzaydan düşen meteoritlerden, kuyruklu yıldızlardan gelmiştir.

------------

Bu ifadelerinde görüldüğü
gibi Ümit Sayın hayatın başlangıcına dair hiçbir kesinlik ifade etmeyen, bilimsel bir delile de dayandırılmayan bir anlatım kullanmaktadır. Hep ortalı ifadeler kullanmaktadır ki, evrim dünyada tutmazsa uzaya da mutlaka bir açık kapı bırakabilsin. Bu açıklama aslında evrimcilerin hayatın kökeni hakkında hiçbir açıklama getiremediklerinin çok net bir göstergesidir.

Darwinistler'in kullandıkları bir başka yöntem de akılla ve mantıkla bağdaşmayan örnekleri çok büyük bir bilimsel gerçeğe parmak basmış gibi sunmalarıdır. Evrimciler insanların gözlerini boyamak için son derece mantıksız konuları, günlük hayatlarından örnekler vererek mantıklı hale getirmeye çalışmaktadırlar. Bununla ilgili bir örneğe –fosil otopark benzetmesi- önceki sayfalarda başka bir başlık altında yer vermiştik. Ancak bu bölümde de konuyla ilgili birkaç örneği anlatmakta fayda vardır.

Bununla ilgili bir örnek yine Ümit Sayın'ın Tim M. Berra isimli bir evrimciden aldığı ünlü "Corvette araba örneği"dir :D ( burası beni çok güldürdü ). Berra, kitabında Corvette'lerin 1953, 1962, 1978, 1990 modellerinin resimlerini arka arkaya dizmiş, sonra da "İşte Corvette nasıl evrimleşiyorsa, canlılar da öyle evrimleşiyor" demiştir. Bu örnekteki mantık boşlukları ve gerçeklerden uzak yaklaşım rahatlıkla fark edilebilmektedir. Yazar, sanki söz konusu araba modelleri, mühendislerin, tasarım uzmanlarının, bilgisayarların uzun ve koordineli bir çalışması sonucu değil de dağlarda rüzgarın, yıldırımların, yağmurun, güneş ışığının etkisiyle tesadüfen gelişmiş gibi, "Corvette'in evrimi"nden bahsetmektedir! Oysa Corvette modelleri tesadüflerle değil, bilinçli ve akıllı bir tasarımla gelişmiştir. Bu nedenle, Berra'nın verdiği örnek, evrim teorisine değil, Yaratılışa delil oluşturmaktadır. Ama halkın inceleme ve araştırma imkanları son derece kısıtlı olduğu ve genellikle bu konular üzerinde pek düşünmedikleri için evrimciler bu konuyu istismar ederler. Gerek konuşmalarında gerekse yazılarında bir çocuğun bile inanmayacağı mantıksızlıkları, bilim adamı sıfatlarının ardına sığınarak çok büyük bir rahatlıkla kullanabilirler.

Evrimcilerin teorilerini makul ve anlaşılır göstermek için verdikleri tuhaf örneklere dünyanın en tanınmış evrimci bilim adamlarından Richard Dawkins'in kitaplarında da sık sık rastlamak mümkündür. Gen Bencildir ismini verdiği kitabındaki ilginç tezinde Dawkins, genlerle Chicago gangsterleri arasında garip bir benzetme yapmaktadır:

Richard Dawkins Bu kitaptaki tez, bizim diğer bütün hayvanlar gibi, genlerimiz tarafından yaratılmış makinalar olduğumuzdur. Başarılı Chicago gansterleri gibi. Bizim genlerimiz de, epey rekabetçi bir dünyada milyonlarca sene boyunca hayatta kalmayı başarabilmişlerdir.55

Daha tek bir genin dahi nasıl oluştuğunu açıklayamayan Dawkins, bu ilginç benzetme ile genlerin de tesadüflerle hayatta kalabileceği gibi son derece akıl dışı bir yaklaşımda bulunmaktadır. Fakat ne yazık ki konu hakkında bilgisi olmayan bir kişi, Dawkins'in "profesör" ünvanına aldanarak bunları inandırıcı ve makul görebilmektedir.

Buraya kadar verdiğimiz örneklerde görüldüğü gibi Darwinistler, Chicago gangsterleri, Corvette marka arabalar, fosil-otopark bağlantıları gibi anlamsız benzetmelerle insanları etkilemek zorundadırlar. Çünkü ellerinde bu tür içi boş sözler dışında bilimsel bir delil, gerçek olarak sunabilecekleri bilimsel bir bulgu yoktur.
 

darth vader

New member
Katılım
16 Ara 2005
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
akıl düşüncesine göre evrim

akıl düşüncesine göre evrim

"While the mechanisms of evolution are still under investigation, scientists universally accept that the cosmos, our planet, and life evolved and continue to evolve. In Science and Creationism, The National Academy of Sciences states unequivocally that creationism has no place in any science curriculum at any level."

sayın mutedil arkadaşım (aynı zamanda ilgili bir konuyu tartıştığımız değerli seyfullah bey),
konuyu size önce özetleyeyim.sonra ingilizce bilmeyenler için yukarıdaki alıntının nereden olduğunu ve çevirisini altta yazacağım.
USA da evangelist hristiyan inancı ikinci dünya savaşı sonrası hızlı yükselişe geçti.şu anda nufusun %30-35 civarını oluşturdukları ve seçimlerde ortak hareket ettiklerinden başkanlık seçimlerinde çok etkililer.baba bush ve oğul bush bu inanç grubu üyesidir mesela.bunlar hedeflerine varmada dünyanın oluşumu, evrim teorisi ve evren teorilerini ya reddederek yada saptırarak amaçlarına ulaşma amacı içindeler.inanca dayalı olarak bu teorilere saldırılması mümkün olmadığından yaratılış enstitüsü adı altında bir enstitü kurdular ve
bu düşünceden profesörler ile tanrı adını anmadan sanki bilimselmiş gibi zırvalamaya başladılar.dünya güya 10 bin yıllık geçmişten fazla olamazmışda(çünkü incile göre dünya milattan önce 6,000 yılında yaratılmış), evrim teorisi
boş bir teori imiş de- yok bilimsel değilmiş de- big bang evrenin yaratıldığını kanıtmışda falan filan. bunların çoğunu okuduğunuz ve inandığınız için yazmıyorum.harun yahya kod adlı pornocu-şantajcı adnan hoca da bu enstitünün yazdığı güya bilimsel zırvalıkları alıyor içinden islamı ilgilendirmeyen dünyanın 10 bin yıldan fazla olamayacağı türünden bilgileri eliyor islam inancını savunacağını düşündüğü evrim ve kosmos ile ilgili olanları aynen geçiriyor sonlarınada olayla ilgisiz kuran ayetlerini ekledim mi cemaati müslimin olaya balıklama atlıyor.akıl sahibi olduğunuz için aşağıdaki soruları lütfen düşününüz.
1 : bu tip yazılarda " kendiside evrimci prof olmasına rağmen falanca prof itiraf etmiştir ki ... "ya da " esasen ateist olan falanca prof da olaydaki çelişkiye dikkat çekmiştir ki..." gibi ibareler acayip çoğunluktadırlar.akıl sahibi bir insan düşünmez mi ki madem bu adamlarda çelişkinin farkında neden hala teoriyi savunuyorlar. şeytan vesvese mi veriyor yoksa.
2 : madem bu teoriler çürümüş ve bilimsel değil neden bilim dünyasının çoğu rasyonalist-ateist veya teist tir.dindar olanlar parmakla sayılacak kadar azdır.
3: bu profesörlerin önyargılarına yenik düştükleri ve bu teorileri tabu gibi savundukları ileri sürülmektedir. ama dünyada dindar nufusu ezici bir çoğunluktadır. bu prof ların çoğuda dindar ailelerde yetişmişler sonradan bilim adamı olup bilimsel düşünceye sahip olunca din inancını bırakmışlardır bu kişilerde önyargı olduğu nasıl iddia edilebilir. kişiler zaten çocukluklarından itibaren kendilerine öğretilen önyargıları tabuları yıkmış kişilerdir. bu insanlara önyargılı demek ne büyük bir zalimliktir.

şimdi üstteki ingilizce yazının ne olduğunu belirteyim. USA daki yaratılışçılar azınca evrimin çürük olduğunu ve okullarda en azından yaratılış teorisi denilen abuk sabukluğunda okutulması için anayasa mahkemesine dava açmışlardı. davanın kabul edilip edilmemesine karar vermek için yüce mahkeme bilirkişi raporuna danışma gereği duydu. şu an günümüzde bilimin kalbi amerikan bilimler akademisidir. kısa adı ile NAS. bilirkişi raporu onlar varken başkasından alınamazdı zaten.işte raporun ingilizce bir bölümünü siz değerli mümin arkadaşlarım için çeviriyorumda artık harun yahya nın ancak porno filmlerini seyredersiniz.
" EVRİM MEKANİZMASI HALA SORGULANAN-SINANAN BİR TEORİ OLMASINA RAĞMEN TÜM BİLİM ADAMLARIMIZ (scientist universally : bu akademideki tüm bilim adamları oybirliği ile hepsi birlikte anlamında) EVRENİN GEZEGENİMİZİN VE YAŞAMIN EVRİM GEÇİREREK OLUŞTUĞUNU VE EVRİMİN DEVAM ETTİĞİNİ KABUL ETMEKTEDİR. NAS ( amerikan bilimler akademisi) YARATILIŞ BİLİMİ-TEORİSİNİN BİLİMSEL MÜFREDATIN-EĞİTİMİN HİÇ BİR SEVİYESİNDE YERİ OLAMAYACAĞINI ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE(unequivocally) BELİRTMEKTEDİR."

Evet gördünüz bu raporu kaleme alan profların hepsi konunun uzmanı ve çoğu nobel ödüllüdür.ingilizce bilenler google ingilizce aramadan NAS yazarak bu akademinin sitesine girebilirler.
sonuç: MAHKEME BİLİRKİŞİ RAPORUNU BAZ ALARAK DAVAYI RED ETTİ VE YARATILIŞ BİLİMİ EĞİTİN MÜFREDATINA GİREMEDİ ama
işte asıl sorun bu ama da bush amca aynı bizim Recep erdoğan beyfendinin YÖK e yapmak istediğini yaptı anayasal boşlukları bularak konunun her valinin kendi yetkisinde olacağına karar verdirecek düzenlemelere gitti. Bu düzenlemelerden sonra ilk önce ohio da sonrada pensilvania da yaratılış teorisinin bir kısmı evrim teorisi ile birlikte okutulmaya başlandı.görüldüğü gibi mücadele bilimsel değil politiktir.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
1-)harun yahya kod adlı pornocu-şantajcı adnan hoca demişsiniz ama size tavsiyem herhangi bir konuya girldiğinde lütfen sağlam kaynak kullanın Böyle bir porno olayı ıspatlı değildir ve üzgünüm ama bu söz asılsızdır. Adanan hoca namındaki yada harun yahya adındaki şahsı tanımam lakin Rızah-ı ilahi için çalıştığı kanatindeyim bu sebeple burda ona karşı yapaılan haksızlığa susukun kalamıcam şayet ıspatınız varsa tabiki kabulmüz olur ama ıspatını bekliyorum.

2-) bu tip yazılarda " kendiside evrimci prof olmasına rağmen falanca prof itiraf etmiştir ki ... "ya da " esasen ateist olan falanca prof da olaydaki çelişkiye dikkat çekmiştir ki..." gibi ibareler acayip çoğunluktadırlar.akıl sahibi bir insan düşünmez mi ki madem bu adamlarda çelişkinin farkında neden hala teoriyi savunuyorlar. şeytan vesvese mi veriyor yoksa.demişsiniz nasılda cevabını bulabilmişsiniz size sorarım peki aynı profösörler gerçeği ıspatlamayamamasına rahmen gerek sahte çizim gerek sahte fili harketlerle kamuoyunun önüne neden çıkma gereği duymuşlardın neden sahte karlaığa başvurma gereiği duymuşlardır . Ve neden diye sorarım size cevabını siz zaten son cümlenizde verdiniz bu sahtekarlıkllara baişvuranlar zaten gerçeği bilselerde kabul etmezler çünkü bu durumda konuyla artık psikoloji ilgilenmesi gerekir...

2 : madem bu teoriler çürümüş ve bilimsel değil neden bilim dünyasının çoğu rasyonalist-ateist veya teist tir.dindar olanlar parmakla sayılacak kadar azdır. ama tespitiniz yanlıştır dünyanın çoğunluğu bir inanca sahiptir en gelişömiş toplımdan en ilkel yopluma kadar her birinin gerek Allah, gerek tanrı, gerek gök tanrı gibi bir inancı vardır. ve bu teorinin çöküşü zaten gerçekleşmiş çoğu topluluk içinde artık hükmünü yitirmiş kitaplarıda ilgi görmemektedir gerek bilim adamları tarafından bu konu sümerlerden buyana sürekli çalkanlılı bir grfik izlemiş zamn içinde çıkış ve inişler göstermiş bunu sbebeide Tam manasıyla çocuklara anlatılmayan inanç sisiteminde çocuların idrak edememesi, ve zaman içinde uzaklaşması ve içinde bulundukları boşluğu anlamlaştırıcak arayışlardır.tıpkıu şuan ki gençlerin örf ve dadet dediğimiz konulardan habersiz olmaları ve zamaniçinde bu değerlei kaybetmesi , bunlar dinin farkı ise düşünen insan topluluğu tarafından devam edilmesi ve Yaradanın Yardımları ve dönem içnde gönderdiği peygamberler ve görevendirdiği salih insanlardır.

3-)Pofesörlerin önyargılarına yenik düştükleri ve bu teorileri tabu gibi savundukları ileri sürülmektedir. ama dünyada dindar nufusu ezici bir çoğunluktadır. bu prof ların çoğuda dindar ailelerde yetişmişler sonradan bilim adamı olup bilimsel düşünceye sahip olunca din inancını bırakmışlardır bu kişilerde önyargı olduğu nasıl iddia edilebilir. kişiler zaten çocukluklarından itibaren kendilerine öğretilen önyargıları tabuları yıkmış kişilerdir. bu insanlara önyargılı demek ne büyük bir zalimliktir. Evet şuan bu konu tabulaşmış bir konudur artık doğruluğundan çok ıspat için insanlara inandırmak için uğraşılara girilmiş hatta bu sebeple çeşitli sahtekarlıklar ve fikirler ortaya atılmıştır.bu sorunuza aslında ikinci sorudas cevap verdim kişiler verilen dini eğitim yeterli değil ve her nesil bir incesinden daha berbat duruma geldiği için ailesi tarafından gerek çevresi tarafından tam bilgi verilmemiş insanlara ikinci insan dah çok fikirleri ve düşünme aşaması delikanlılık dediğimiz dönemlerin son kısımlatrında gerçöekleşir . Ve demin dediğim gibi anlatınlan eksik bilgiler çocuğun bilimle beraber üzerine düşmüş olduğu boşluğu cevaplıyamaması bazende psikolojisini etkiliyecek herhangi bir durumla karşılaşmış durumlşar sebebiyele , bazende kendine vatife ednen toplumlarca düzenlenmiş oyunlar sonucu böyle insanlar çıkmıştır. Vel hasıl bu da eksik ve yanlış bilgilere insanın yeni arayışlara sokmasıyla gerçekleşmiştir Ve yenilgiyi itiraf edememeleride söz konusu yenilgiyi itiraf edenlerde mevcut tabi.

EVRİM MEKANİZMASI HALA SORGULANAN-SINANAN BİR TEORİ OLMASINA RAĞMEN TÜM BİLİM ADAMLARIMIZ (scientist universally : bu akademideki tüm bilim adamları oybirliği ile hepsi birlikte anlamında) EVRENİN GEZEGENİMİZİN VE YAŞAMIN EVRİM GEÇİREREK OLUŞTUĞUNU VE EVRİMİN DEVAM ETTİĞİNİ KABUL ETMEKTEDİR. NAS ( amerikan bilimler akademisi) YARATILIŞ BİLİMİ-TEORİSİNİN BİLİMSEL MÜFREDATIN-EĞİTİMİN HİÇ BİR SEVİYESİNDE YERİ OLAMAYACAĞINI ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE(unequivocally) BELİRTMEKTEDİR kabulu ettiğini söylemişsiniz ama aynı bilim adamları hatta bizatt darwin koşullu kabul etmiştir ve bu koşulllar bildirilmiştir ve hepsi açık kapı bırakmış ve açılayamadıkkları soruların olduğu gibi şu olduğu taktirde evrim kesin çöker dedikleri sölzerde mevcuttur ve bizler okullarımızdaki evrimi konu edinen bilim dalları sorulularıyla diyaloğa girmiş durumdayım hepsiyel detaylı konuşmuşluğum vardır ve hepsinin tıkandığı sayısız konu olmkla beraber dönem mevcuttur bu döneme karanlık evre de diyolar.
Velhasılı bu kadar cevapsız soruları olmasına rahmen oturtulup ders gösterilmesi tabi mantıksız olur . Prof. tıkantığı konuda şunu deme gereği duyuyor ; Bunu bu kadar bilin yeter. Bilim adamalrı dediğimiz öğrtemenler bunda sınırlı bırkıyorlar öğrencileri bırakın biz şimdi soruları daha cevaplıyamayan bir teoriyi kanun yaparsak yanlış yaparız aksi halde biz hala atoma içi bş tanecik der dururduk . evrim artık tabulaşmış bi,r teoridir olmasaydı sizde çift yönlü incelerdiniz isterseniz evrimcilerin konu hakkında cevapsız ve koşullu yaklaşılarını size sunabilirim.

saygılarımla...
 

darth vader

New member
Katılım
16 Ara 2005
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
bilim anlayışı

bilim anlayışı

selam seyfullah kardeş,
insan çok akıllı bir varlıktır malumumuz bu neden ile herşeyi tartışır. burada evrim hayatın başlangıcı evrenin varsa başlangıcı konularını tartışıyoruz ve devam edeceğiz.tartışmanın bilimsel kalabilmesi için herkesin kabul etmesi gereken " gerçekler" vardır.

-- bu çok başarılı bir teoridir kanun değil
-- bilim dünyasının ezici çoğunluğu ile evrim kabul edilmektedir.
-- bu teorinin karşısında durabilecek herhangi bir başka teori şu an bulunmamaktadır.

üstteki kesin gerçeklerin hiçbiri teoriye kanıt olarak ileri sürülemez. teoriye avantaj sağlıyor ama kesin delil olmaz. ama bu gerçekler bir iddianızın (en azından bazılarınızın iddiası) kesin olarak çürütüldüğünü göstermektedir. bu iddianız " evrim teorisi bilimsel değildir ve çürütülmüştür" iddianızdır. bu iddia kuyruklu bir yalandır.çok acizce bir yaklaşım ile moral depolamaya çalışmaktır.
teorinin kesin ispat olmamasından yola çıkılarak kendisini ispat edemediği noktalara takılarak teorinin çürük olduğunu iddia etmek akılsızlıktır.
bu teoriye en büyük avantajı teorinin kendisine tam düşman olan kesimlerede
kabul ettirmesi gelir. hristiyanlık aleminin iki lideri vatikan ve ortodoks patrik teoriye inanmakta ama olayın tanrının inayeti ile olduğunu savunmaktadırlar.
islam dünyasındanda önemli bazı din adamları sizin yaptığınız hatalara düşmeyerek bilimsel kalalım ve karşı iddiayı onlardan dinleyelim düşüncesi ile evrimi harun yahya gibilerinden değil bizzat evrimcilerden dinleyenlerde gerçeği kabul etmişlerdir. ekte 2 önemli türk örneği vardır.

aklı başında din adamları bile evrim teorisinin doğru yönlerini kabul ediyorlar. ilahiyatçı prof. bayraktar bir örnek mesela. evrimin karşı çıkılamaz kanıtları olduğunu kabul edilmesi gerektiğini ve dinin buna göre yorumlanması gerektiğini savunuyor.
ilginç bir diğer örnek s.demirel ilahiyat profesörü ismail Yakıt.vakti ile ceviz kabuğu programına çıktı ve şunları söyledi.dikkatle okuyunuz "hz adem ilk insan olmayabileceği gibi , insan da olmayabilir. evrim allahın ilahi bir kanunudur.öne sürdüğü ilgili ayetler nuh süresi 13-14. insan süresi 1.tabi BAV (adnan hoca destekli güya bilim araştırma vakfı. bu iddia ettiğiniz bilgilerin çoğunu onların bağlantılı sitelerinden alıyorsunuz. harun yahya takma adını kullanır.) dan çok tepki aldı bu söylemlerinden dolayı.
Tüm bunlardan sonra en azından insaflı davranınız ve evrim kesin çürütülmüştür gibi bilimsellikten uzak tanımlamalarda bulunmayınız.
şurası bir gerçek ki billim tarihinde bir konuda uzmanlarının çoğunun savunduğu bir bilim anlayışının yıkılması yanlışlanması olabilen bir olgudur. mesela 100 yıl öncesine kadar tüm astronomlar evrenin sabit - durağan olduğu konusunda birleşiyorlardı. yine bir teori ( kanun değil) olmasına rağmen big bang daha fazla kanıtı ile ve karşısında şu an durabileceği başka bir bilimsel delillere dayalı teori olmadığından eski düşünce yıkılmıştır.gelecekte de evrim teorisi - big bang gibi çok geniş kabul gören teorilerin yıkılmasıda çok zor olsada ihtimal dahilidir. ama kendileri bilimsel bir anlayış ürünü olduklarından rakipleri inanca dayalı kutsal addedilen kitaplar olamazlar yine bilimsel anlayışa dayalı başka teoriler olabilir.
bir sonraki mailimde evrim teorisinin karşı çıkılması şu anda mümkün olmayan olayı açıklamak için ikinci bir başka bilimsel teori bulunmayan ilahiyat prof larına hz ademin ilk insan olmayabileceğini kabul ettiren delillerini sunacağım ve bilimsel bir şekilde tartışacağımıza eminim.
iyi çalışmalar
uğur uzun
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
birincisi sözlerinizle banim akli hareket etmedimi bir az önce adnan hoca için yanlış söuyleşide bulunmuştunuz sanırım sözünüzü geri almalısınız çünkü kaynak belirmemiştiniz. geleim ikinci yazınıza şimdi evrim benim akli araştırmalrımda çoktan çökmüştür ve ömrümün kalan kısmında ilmi şekilde gördüğümü inşaallah sizlerlede paylşaımcam bunu palontolog olatak devam ettricem yüksek öğretmimde ve şşunu size söylim ben adna hocayla değil bunu kendi okulumdaki hocalarla tartışmış ve bir yanıt alamamış ve sadec bizde buraya kadar biliyoruz cevabıyl yetinmiş biriyim gerek biyoloji fakültelerinde de arşatrımayı sürdüşmüş orda da söyleşide bulunmuş biriyim velhasılı konu hakkında kesin işte budur denilmediği gibi buralarada eksik denilemediği gibi iddiaların sadece düşünce ötesinde daynadığı aşikardır. Ve düşüncede öyle yerler elde edilmiş ve öyle unsurlar kullanılmıştır ki zaman zaman aksi idia edilememesi gibi kabuluda idia edilemicek unusrular ve bu düşüncelerde fosil kayıtlarında belliolmucak blgilerde söz konusudr . Bu bilgiler doğrultusunda evrim yıkılsada akıllarda espiri boyutuda dahi olsa kafada yer edicek durumdur. ilk insan Hz. Ademin insa olmadığını savunan bilim adamları kesinlikle Rabbimin ayetini yalanladığı gerekçesiyle şirktedir ve onlar kesinliklşe müslüman zannedilen ama müslüman olmayan hadilserde belli edilen yalancı din alimleridir bunların işi sahte fetvalarla insanı yanlış uola düşürmektir ve bu pğroıf.lara ilahiyatta çokca rastlamak mümkün hatta sırf bu amaçlı gayr-ı müslimlerin ilahiyatlaa sokulduğunu zaman içinde bu tür olaylarla karşılaşmamız normal. Bir zamanda Reankarnasyonuda kabul edenleri çıkmıştı hatta kend,nce yorumladıkları ayetleri delil sunmuşlardı ama bunlar benim nazarımda ilim sahibi değildirler benim ilim sahibi olarak kabul ettiklerim Efendimizin varisleri mücedditler ve onlara biat eden ehl-i sünnet alimleridir. yoks abende bu gün istesem belli bir uğraşı sonucu prof. olurum inşallah kendi bıraşımda olucam
boş zamanın olursa ilhiyatta prof . olurum .iş okadar kolaylaştıki
vel hasılı kur_an_ı kerim ayetlerle sabit bir kitaptır gelsin biz ona içten dileklerimizle anlatalım bilmemek değil öğrenmemek ayıp sonrada çıkarlar sorulan herşeye cazi derler boşverin ilhiyat fakülteleri koşulsuz kabul edilicek bir kuruluş değildir . Aksini idia eden buyursun eski dekanlarıda görüyoruz magazinde;) neysekonumuz bu değil işte sizin de daha önce belirttiğim gibi islamı, islami hareket etmeyen adamlardan dinlemeniz ve onların kitaplarını baz almanız diğer ateist arkadaşların yapmış olduğu daimi işlemdir buyrun bakalım bir imam-ı gazaliye, bakalım ,imam-ı Rabbaniye bakalım,said nursiye bakalım mevlana celalettin Rumiye, bakalım Akşemseddin'e böyle zatlara bakın , yaşara , beyza hele bilmem kim prof.a bakarsanız böyle saçmalıklarla karşılaşmanız normaldir. Kur'an-ı kerimle bağdaşmıyan eser bizim değildir , Şahısta kim olursa olsun sratı mustakimde değildir. Tabi her söylenilen hikmetini araştırarak yapılması gereken bir analizdir bu.
konumuz evrimdir
sizin de dedğiniz gibi evrim sadece bir teoriden ibarettir. Çoğunluk ehl-i küfür olabilir ama değil ki olssa daki ilk inanlar bir zaman sadec 40 klişydi az olmaları doğru söylemedikleri anlamında değildi bazen azınlıkta hakllı olabilir. Bu baz alınamaz . Bu zaman maddi ve fili nazarında ekli dalaletin emri altında ve bazı cemiyetlerce yönetiliyor .onun için bunların destekler açısından konuşulduğunda sana sahip çıkılıp gizli bir el tarafından yükseltilirsiniz ve rahatlıkla nobel ödülü alabirsiniz. Ben bu gün çıkıp darwinin lehine biraz bilimsel biraz dinsel yaklaşımla yazı yazsam bakın nasıl tutuyor buna en benzer örnek Orhan Pamuk tur. Sorarım size neden şuana kadar okadar fikirden yargılanan adam gibi adam varken Bütün dünya ayaklandı orhan Pamuk için?
çünkü Orhan pamuk onların gönlünden geçeni söylediği için sorarım tüm dünya ermeni soykırımınıda tanıdı ne yapalım şimdi bizde mi tanıyalım
?
Yani şu kesin dünya ve ya azınlık çoğunluk yada bilmem ne baz alınarak bu konulara yaklaşmak son dere mantık dışıdır.gelelim vatikana
vatikanında onu desteklemsi normal vatiha inanç sahibi dahi değildir öyle bir endişe olsa eski papa yla zıtlaşmaz onu öldürmeye bile kalkmazdı aynı zamanda şimdiki papayla iyi anlaşıyor neden ? ve darwin insan ırkının en gelişmiş ırk olduğunu savunuyor ve bunu yaparkende insanı birbirine ayırıyor ve Türklere olan kini kusuyor ve Türklere ilkel deme gibi bili,m dışı sözler dahi sarfedebiliyor , Yani darwin aslında ewrim teorisyle ünleniyor , daha öncede dediğim gibi evrim idiası asırlardı gündemde bir mevzudur tıpkı Orhan pamuk gibi gizli dünya güçlerinin ilgi alanında araştırma yapmıştır ve bunu sayesinde dünya koruması altına girip ün kazanmıştır. Bu saçma bişeyi jeolog olarak ortaya atmıştır Allah'ın izniyel ben başka bir jeolog olarak buna bir noktaya koyarım ilerde yapıcağım araştırmalarla inşallah. Ama nekadar dünyanın ilgisine çeker bilemem;) işte işin içineki asıl saklı sır bundan ibaret yani çoğunluk gitti diye çukara arkasındanda gitmek mantıksılık olur.

saygılarımla...
 

darth vader

New member
Katılım
16 Ara 2005
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
adnan oktarın gerçek yüzü

adnan oktarın gerçek yüzü

seyfullah kardeş,
adnan hoca ya ait hürriyet gazetesinde çıkan eski bir haber ekte. görüldüğü gibi harun yahya nızda pornoculuğunu şantajcığını kabul ediyor.okursan eğer adam deli olduğu için bakırköy ruh ve sinir hastalıklarında tedavi de görmüş.
ayrıca bizzat kendisi yeterli dini bilgisi olmadığını belirtiyor.tekrar tekrar oku ve birazda benim için aklın ile düşün. bu adamın safsatalarına nasıl inanırsınız.bu delinin iddialarına nasıl balıklama bilimsel gerçeklerdir diye atlarsınız.
ayrıca çok merak ettiğim bir şeyi sormadan gecemeyeceğim. istisnasız tüm dini
resuller-peygamberler-veliler-mehdiler-kendini allaha daha yakın iddia edenler delilikle suçlanmış ve hatta modern tıp zamanlarında akıl hastanelerine yatırılmışlardır.
türk tarihinde modern zaman olan son 100 yılda mesela

-- harun yahya kod adlı adnan oktar
-- kendini HZ isa ilan eden hasan mezarcı
-- Bediüzzaman lakaplı saidi nursi
akıl hastanesine yolu düşen dinsel kişiliklerdir. MİHR gibi bir tanımla ortaya çıkan evrenesoğlunuda doktorlara emanet etsen direkt olarak akıl hastanesine gönderileceği açıktır.
siz müslüman kardeşlerimize hep bunu sormak istemişimdir.yaşadığı zamanında isa için muhammet içinde deli oldukları söylenmişti.kimin deli kimin doğruyu söylediğini nasıl anlıyorsunuz.bunun bir yöntemi var mı. ayrıca seyfullah bey akılsız olduğunuzu iddia ettiğimi
bildirmişsiniz.eğer sizin ile ilk yazışmamızı hatırlarsanız konuya yaklaşımlarınızın rasyonel olduğunu söylemiştim. yanlış anlama oldu herhalde.alındı iseniz özür dilerim. bu bu forumda birinden ikinci özür dilemem oldu müslümanlar çok alınganlar yani. bu gidişle herkesten özür dileyeceğiz.

evrimin kanıtları ile ilgili sonradan mesaj atacağım.


işte haber altta. okuyunuz.
Hürriyet, Adnan Hoca'nın Emniyet'teki ifadesini ele geçirdi. Sindirmek istediği kişilere komplo düzenlettiğini itiraf eden Adnan Hoca, birçok ünlünün yer aldığı şantaj listesini de açıkladı.
İSTANBUL Polisi'nin 12 Kasım 1999'da 50 adrese birden düzenlediği baskınlar sonucu başında bulunduğu şantaj çetesi çökertilen Adnan Oktar, sindirmek istediği kişilere ‘imamlar’ı aracılığıyla komplo düzenlettiğini itiraf etti. Oktar, polisteki ifadesinde, imamlarına emir vererek, cinsi münasebette bulunurken gizli video görüntülerini çektirdiği ya da pornografik görüntülere fotomontaj yaparak basın kuruluşlarına ve yakın çevrelerine göndererek sindirmeye çalıştığı kişilerin listesini açıkladı.
LİSTE ÜNLÜ DOLU
Oktar, Emniyet'teki ifadesinde, manken Ebru Şimşek, dansözler Leyla Adalı ve Tanyeli'ye ‘fahişe oldukları için’ şantaj yaptırdığını itiraf etti. Clup 2019'un sabihi Ceylan Çaplı da, Adnan Hoca'nın müritlerinden biriyle evli olan kızının boşanmasını sağlayınca, çetenin hışmına uğramış. Oktar'ın ifadesine göre, Prof. Dr. Adnan Ziyalar, Adli Tıp'ta görevliyken, Tura Turizm'in sahibi Çetin Saraç'ın kızını, Adnan Hoca çetesinden kurtarmasına yardım edince, rüşvet tuzağına düşürülmüş.
YILMAZ'A MASON KOMPLOSU
Oktar'ın itiraflarına göre, şantaj listesinde politika dünyasından Mesut Yılmaz, Mehmet Ağar, Celal Adan, Meral Akşener; basın sektöründen de Dinç Bilgin, Zafer Mutlu, Fatih Altaylı, Ayşe Özgün, Ayşe Arman ve Savaş Ay'ın adı yer aldı. Hoca'nın imamları, Semra Özal'ın papatyalarından Nadire İçkale ile Eyilik Ailesi'ne de şantaj yapmışlar.
MHP VE DYP’YE DESTEK
DYP Lideri Tansu Çiller ve MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül başta olmak üzere MHP ve DYP'ye destek verdiklerini açıklayan Adnan Hoca, ‘‘Seçim öncesinde Mesut Yılmaz'a fotomontajla mason elbisesi giydirip gazetelerde yayınlanması talimatını ben verdim. Çünkü, 1991 yılında başbakanken beni haksız yere gözaltına aldırmıştı. DYP'nin, ANAP'ın kaybedeceği oyları alması bizim işimize gelirdi’’ diye konuştu.
BABUNA İTİRAFI
Örgütten ayrılanları kendi aleyhlerine faaliyet gösteriyor gibi kabul ettiklerini açıklayan Adnan Oktar, ‘‘Örgütten ayrılanları rezil etmek gibi bir stratejimiz vardır. Bu nedenle geçmişte çocuklarını bizden ayıran aileler hakkında şantaj ve tehdit faaliyetlerinde bulunduk. Çocukları, kiralanan evlerde birlikte tutup, ailelerinden kopartırız. Hiçbiri benim talimatlarım dışına çıkmaz’’ dedi. Adnan Hoca, kız kardeşleri Tuğba ve Hüma Babuna'nın müritleri arasında olduğunu söylediği kan kanseri olan Oktar Babuna için süzenlenen ve skandala dönüşen kan kanpanyasının kendi emriyle başlatıldığını da kabul etti.
Nasıl Adnan Hoca oldum
ADNAN Oktar, beş parasız sürünürken nasıl Adnan Hoca olduğunu, trilyonlarla nasıl oynadığını polis ifadesinde tüm açıklığıyla anlattı:
‘‘1956 yılında Ankara'da doğdum. 1979 yılında Fındıklı'daki Güzel Sanatlar Akademisi'ni kazandım. 3'üncü sınıfta öğrenci olayları nedeniyle okulu bıraktım. Daha sonra İ.Ü. Felsefe Bölümü'ne kayıt yaptırdım ve yine öğrenci olaylarından dolayı okulu bıraktım.
1986'da Bulvar Gazetesi'nde yazdığım bir yazıdan dolayı Ümmetçilik propagandası yapmak suçundan tutuklandım ve 9 ay cezaevinde kaldım. 10 ay Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde kaldım.
DİNİ BİLGİM YOK 1987'de Harun Yahya adıyla Yahudilik-Masonluk isimli kitap yazdım. Dini eğitimim olmadığı doğrudur. 1979-80 yıllarında Adnan Hoca Grubu olarak bilinen örgütlenmeyi tek başıma oluşturmaya başladım. O dönemde Yasin Gürlek ve 2-3 kişi daha benim yanımda idi. Daha sonra Akademi öğrencileri arasından 20-25 kişilik bir grup oluşturdum. Gürlek halen benim müridimdir ancak örgüt içinde bir görevi yoktur. 1991 yılında Bilim Araştırma Vakfı'nı kurana kadar geçen süre içerisinde örgütlenme ve faaliyetlerime devam ettim.’’
1993'te müritlerimden Fırat Develioğlu'nun bizim için kiralamış olduğu Kandilli'deki villaya taşındım. Buranın kirası bildiğim kadar 3.5 milyar lira. Silivri'deki çiftliğe ben gitmem, müritlerim orada kalır.''
Yakalandığında aşk yapıyormuş
ADNAN Oktar, 12 Kasım gecesi yapılan baskın sırasında polisin kendisini uygunsuz vaziyette yakaladığını itiraf etti. Oktar, polise verdiği ifadesinde, ‘‘Beni yakaladığınız akşam Bahadır Güven bana birlikte olmam için Tuğçe isimli kızı getirmişti’’ diye konuştu. Şebekelerinin içinde ‘Bacılar’ adı verilen kadınlarla cinsel ilişkiye girmenin yasak olduğunu söyleyen Oktar, ‘Cariye’ adını verdikleri kadınların ise müritler, abiler (İmamlar) ve kendisi tarafından ‘cinsi olarak kullanıldığını’ itiraf etti.
İSTANBUL DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Bilim Araştırma Vakfı Fahri Başkanı ‘Adnan Hoca’ lákaplı Adnan Oktar ve müridleri hakkındaki soruşturmayı tamamladı. DGM Savcısı Ahmet Gürses'in hazırladığı iddianamede, Adnan Oktar ve kurduğu ‘örgütün’ 32 yöneticisi hakkında ‘tehdit ile menfaat sağlamak’, ‘çıkar amaçlı örgüt kurmak’ suçlarından 18 yıla kadar ağır hapis istendi. Sanıkların hüküm giymesi halinde, ele geçirilen tüm mallarına devlet tarafından el konulması da talep edildi.
 

emrahyldrm

New member
Katılım
2 Ağu 2005
Mesajlar
147
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Konum
Ýstanbul
Merhaba,

Ben sahih kaynak göstermeyen gazetenin hiç bir haberine itimat etmem.

( mihr ve mezarcı hariç ) Önce deli damgası vurarak sıraladığınız isimlerden Bediüzzaman Said-i Nursi r.a. hakkındaki şu alıntıyı inceliyelim ;


Bediüzzaman'a Yapılan Suçlamalar

Dini ve manevi değerlerin yaygınlaşmasından hoşnut olmayan çevreler Said Nursi için de daimi taktiklerini uygulamışlar ve Bediüzzaman'ın hayırlı çalışmalarını engellemek için tüm halkı ve resmi mercileri ona ve Nur talebelerine karşı kışkırtacak şekilde bir karalama kampanyasına başlamışlardır. Dönemin muhalif gazeteleri Bediüzzaman ve talebeleri aleyhinde propaganda ve uydurma yazılar yayınlamışlardır. Bazı şahıslar, hayali iftira senaryoları için parayla tutulmuşlardır. Ancak her defasında mahkemeler Bediüzzaman'ı ve arkadaşlarını tüm bu suçlamalardan beraat ettirmiş, çocukların dahi anlayacağı basit ve acemice iftiralara tevessül edenler kendilerini kamuoyu nezdinde küçültmüşlerdir.

Bu çevrelerin düzenledikleri iftira ve saldırılar incelendiğinde hemen hepsinin tarihte müminlerin karşılaştıkları iftiraların birer benzeri oldukları görülmektedir. En başta "dini istismar ediyor" olmak üzere, "çevresindekileri kandırıyor", "sapkındır", "delidir", "ona uyanlar cahil kesimdir" suçlamaları... Bunlar Kuran'da defalarca dikkat çekilen, müminlere yöneltilen iftira ve suçlamalardan bazılarıdır.

Her mümin Kuran'daki, "Biz hangi ülkeye bir uyarıcı korkutucu gönderdikse, mutlaka oranın refah içinde şımaran önde gelenleri: 'Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz' demişlerdir." (Sebe Suresi, 34) ayetinde de belirtildiği gibi kavmin önde gelenlerinin tepkisiyle karşılaşmıştır ve karşılaşacaktır. Bu, Allah'ın değişmeyen bir kanunudur ve bu tepkilere maruz kalmak müminlerin doğru yolda olduklarının açık delilidir.

Kuran'ın yüzlerce ayetinde anlatılan bu suçlama ve saldırıların Bediüzzaman Said Nursi ve talebelerinin yaşamlarında da tecelli etmesi, izledikleri yolun doğru ve verdikleri mücadelenin etkili olduğunun açık bir göstergesidir. Bu olaylarla, Kuran ahlakı yolunda mücadele veren bütün müminler karşılaşacaklardır. Allah bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirir:

Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hali, başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? (Bakara Suresi, 214)
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
şimdi burda neler yazmak isterdim ama işte düşünce özgürlüğü ne yazık ki yok bu sebeple sadec şukadar diyorum adnan hocanın yaptığı güzel işlerden dolayı teşekkürlerimi sunarım ama aslı doğruluğu kabul görmemiş ki görse parmaklıklarla birlikte olurdu ama dışarda diyelimki yapmış ki nefis taşıyn bir adam bunu tasvif edicek veya adnan hocayı korucak değilim avukatı değilim sadece bilmediğim görmediğim hususlar hakkında konuşmam. Ama şu kesin adnan oktar bilim üzerinde kendi düşüncelerini yazmamış zaten kitapların yarısı konu ile ilgili olan bilim adamlarının yazdığı kitapların içinde alınıtıdır. dolayısıyla aslında siz dolaylı olarak konu ile ilgili olan bilim adamlarını suçlamış olursunuz ki kilit vcümleleri onların cümlesini seçmiş.
Gelelim bu zamana kadadar velilere deli denmesine evet tespitin doğru deli
saydığınız isimlerin ardından giden nice insan ve bunların arasında gerek flozof gerek psikologlar mevcut ve saydığınız şahıslar kişilerce anlaşılamadığı için hayl görüdüğü düşüncesiyle tedavi olarak kaldırılmış akıl sağlı yerinde raporları alınmıştır şimdi inanmaya size cinleri gördüğü söylesem ve onları anlatsan sizde bana deli dersiniz. ben niye görmüyorum hayla görüyosun demekten alı koyamazsınız kendinizi yani en basit açıklaması ve çeşitli gerçeklerden bahsetsem size daha neler dersiniz bilmem;) Birde delilik göreceli kavram kime göre neye göre delilik veriliyor bu rapor merak ediyorum ? Yani bu kavramlar okadar önemli değil benim için . Sormuşsıunuz akıllı ve deliyi nasıl ayırt ediyosunuz diye söylim Kur2an-ı kerime uyup uymamasına göre değerlendiriyorum benim kanatimce Kuran-ı kerime uyan son derec akıllı kişilerdir gençliğinde yatırım yapmış yaşlılara benzerler ileride rahat yaşaması için. Sizce bu insanlar delilik adına neler yapmıştır? Yani bu tür sözlerle bizim karşımıza soru işaretiyle çıkmanızı garipsedim akıllı ile deliyi ayırt edici bir zakaya sahibiz çok şükür.

saygılarımla...
 

darth vader

New member
Katılım
16 Ara 2005
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
seyfullah putkıran' Alıntı:
Gelelim bu zamana kadadar velilere deli denmesine evet tespitin doğru deli
saydığınız isimlerin ardından giden nice insan ve bunların arasında gerek flozof gerek psikologlar mevcut ve saydığınız şahıslar kişilerce anlaşılamadığı için hayl görüdüğü düşüncesiyle tedavi olarak kaldırılmış akıl sağlı yerinde raporları alınmıştır şimdi inanmaya size cinleri gördüğü söylesem ve onları anlatsan sizde bana deli dersiniz. ben niye görmüyorum hayla görüyosun demekten alı koyamazsınız kendinizi yani en basit açıklaması ve çeşitli gerçeklerden bahsetsem size daha neler dersiniz bilmem;) Birde delilik göreceli kavram kime göre neye göre delilik veriliyor bu rapor merak ediyorum ? Yani bu kavramlar okadar önemli değil benim için . Sormuşsıunuz akıllı ve deliyi nasıl ayırt ediyosunuz diye söylim Kur2an-ı kerime uyup uymamasına göre değerlendiriyorum benim kanatimce Kuran-ı kerime uyan son derec akıllı kişilerdir gençliğinde yatırım yapmış yaşlılara benzerler ileride rahat yaşaması için. Sizce bu insanlar delilik adına neler yapmıştır? Yani bu tür sözlerle bizim karşımıza soru işaretiyle çıkmanızı garipsedim akıllı ile deliyi ayırt edici bir zakaya sahibiz çok şükür.

saygılarımla...
seyfullah bey,
tarihte deli olarak adlandırılan dinsel kişiliklerin hepsinin deli olduğunu iddia etmedim . gerçi sizde bu şekilde bir iddian var demiyorsunuz merakım teknik bir islam sorusu idi sadece. çünkü peygamber zamanındada kendini peygamber ilan eden sayısız kişi vardı ve muhammet de kendisinden sonra bir çok kişinin mehdi-resul-vs iddiaları ile çıkacağını tahmin etmiş olmalı diye düşündüm. bu nedenle acaba bu iddia sahiplerini şu şekilde sınayınız eğer olumlu ise inanınız gibi bir hadisi varmıydı diye merak etmiştim.
 

Mutedil

New member
Katılım
10 Ara 2005
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
darth vader sen cinlerin varlığına inanırmısın?
 

darth vader

New member
Katılım
16 Ara 2005
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
emrahyldrm' Alıntı:
Merhaba,

Ben sahih kaynak göstermeyen gazetenin hiç bir haberine itimat etmem.

( mihr ve mezarcı hariç ) Önce deli damgası vurarak sıraladığınız isimlerden Bediüzzaman Said-i Nursi r.a. hakkındaki şu alıntıyı inceliyelim ;


Bediüzzaman'a Yapılan Suçlamalar

Dini ve manevi değerlerin yaygınlaşmasından hoşnut olmayan çevreler Said Nursi için de daimi taktiklerini uygulamışlar ve Bediüzzaman'ın hayırlı çalışmalarını engellemek için tüm halkı ve resmi mercileri ona ve Nur talebelerine karşı kışkırtacak şekilde bir karalama kampanyasına başlamışlardır. Dönemin muhalif gazeteleri Bediüzzaman ve talebeleri aleyhinde propaganda ve uydurma yazılar yayınlamışlardır. Bazı şahıslar, hayali iftira senaryoları için parayla tutulmuşlardır. Ancak her defasında mahkemeler Bediüzzaman'ı ve arkadaşlarını tüm bu suçlamalardan beraat ettirmiş, çocukların dahi anlayacağı basit ve acemice iftiralara tevessül edenler kendilerini kamuoyu nezdinde küçültmüşlerdir.

Bu çevrelerin düzenledikleri iftira ve saldırılar incelendiğinde hemen hepsinin tarihte müminlerin karşılaştıkları iftiraların birer benzeri oldukları görülmektedir. En başta "dini istismar ediyor" olmak üzere, "çevresindekileri kandırıyor", "sapkındır", "delidir", "ona uyanlar cahil kesimdir" suçlamaları... Bunlar Kuran'da defalarca dikkat çekilen, müminlere yöneltilen iftira ve suçlamalardan bazılarıdır.

Her mümin Kuran'daki, "Biz hangi ülkeye bir uyarıcı korkutucu gönderdikse, mutlaka oranın refah içinde şımaran önde gelenleri: 'Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz' demişlerdir." (Sebe Suresi, 34) ayetinde de belirtildiği gibi kavmin önde gelenlerinin tepkisiyle karşılaşmıştır ve karşılaşacaktır. Bu, Allah'ın değişmeyen bir kanunudur ve bu tepkilere maruz kalmak müminlerin doğru yolda olduklarının açık delilidir.

Kuran'ın yüzlerce ayetinde anlatılan bu suçlama ve saldırıların Bediüzzaman Said Nursi ve talebelerinin yaşamlarında da tecelli etmesi, izledikleri yolun doğru ve verdikleri mücadelenin etkili olduğunun açık bir göstergesidir. Bu olaylarla, Kuran ahlakı yolunda mücadele veren bütün müminler karşılaşacaklardır. Allah bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirir:

Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hali, başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? (Bakara Suresi, 214)

sizede selamlar emrah bey,
önce seyfullah beye verdiğim açıklamanın aynısını tekrarlayayım. mesajımda deli damgası vurularak akıl hastanesine gönderilen kişiler sıralamasında tarihsel bir gerçekliği anlatmak istedim. bu kişilerin gerçek akıl sağlığı durumlarını bilemem.bunları deli olarak tanımlamak benim fikrim değildir.birileri deli damgası vurmuş dedim sadece.bir çok müslümanda bu hemen hemen hepsine deli damgası vurulan kişilerden bazılarına biat etmektedir.benim işte anlamadığım nokta bu idi. eğer sizde böyle bir grup içinde iseniz mesela bediüzzamana inanıyorsanız neye dayanarak. kanıtınız nedir. said-i nursi ile evrenesoğlu arasındaki fark nedir.muhammetin bunu anlatan bir hadisi var mı diye merakımdan sordum bildiğimden değil.
 

darth vader

New member
Katılım
16 Ara 2005
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Mutedil' Alıntı:
darth vader sen cinlerin varlığına inanırmısın?
merhaba mutedil,
rasyonalist bir düşünce yapısı içinde olduğumdan tanımlar çok önemlidir benim için.dindar olmadığım için direkt hayır cevabını vereceğimi düşünmüşsündür.
-- öncelikle varlığa inanmak bizim anlayışımızda olmaz. olabilir veya olmayabilir denilir.delil istenir.
-- geleneksel islam anlatımındaki cinler " dünyada var olup insanı huzursuz eden , bazı dualarla gelen sonra bazı dualarla gönderildiğine inanılan - bazılarının kendilerine gaybi bildirdiklerine inandıkları hali ile " ise bunun doğru olduğunu düşünen insanın aklından şüphe ederim.
-- ancak bazı islam alimleri cinleri evrende yaratılmış bizim gibi bir ırk olduğunu akıllı olduğunu - bu nedenle dine tabi olduklarını insanlara bulaştıkları kısmına ise katılmayıp yorumlar ile bu cinlerin evrende var olan başka bir tür olduğuna inanırlar. yaratılma kısmına katılmıyorum ama evrende bizim gibi akıllı olan başka yaşam formlarının var olması ihtimaldir.bunun adına sen cin dersen var olabilir. yok ben dua ettim bana bulaştı evden kovamadık gibi asılsız din efsanelerine bağlı bir cin anlayışınız varsa kusura bakmayın kardeşim ama o zaman bende evrenesoğlu hakketten senin resulünmüş senin haberin yok derim yani.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
evet Efendimiz bu konuda hadisleri mevcuttur hatta mehti hz.leri hakkında ona ne olursa ne durumda olursak olalım biat etmemizi emrediyor.

4736 - Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın zevcelerinden Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Bir halifenin ölümü anında (ehl-i hal ve akd arasında) ihtilaf olacak. (O zaman) Medine ahalisinden bir adam (Mehdi), kaçarak Mekke'ye gidecek. Mekke halkından bir kısmı ona gelecek ve (fitne çıkar korkusuyla) istemediği halde onu (evinden) çıkaracaklar. Rükn ile Makam arasında ona biat edecekler. Onları (ortadan kaldırmak için) Şam'dan bir ordu gönderilecek. Ordu Mekke-Medine arasındaki el-Beyda'da yere batırılacak. İnsanlar bu (kerameti) görünce ona Şam'ın Ebdal'ı ve Irak ahalisinin velileri ona gelip biat ederler. Sonra Kureyş'ten, dayıları Kelb kabilesinden olan bir adam zuhur eder ve (Mehdi ve adamlarına) karşı bir ordu gönderir. Ama onlar bu orduya galebe çalarlar. Bu ordu, Kelbi'nin (ihtirasıyla çıkarılmış) bir ordudur. Bu Kelbi'nin ganimetine iştirak edemeyen zarara uğramıştır. (Mehdi), malı taksim eder. Halk arasında peygamberlerinin sünnetini (ihya eder ve onun) ile amel eder. İslam yeryüzüne yerleşir. Yedi yıl hayatta kalır. -Bazı raviler dokuz yıl demiştir.- Sonra ölür ve müslümanlar cenaze namazını kılarlar.-

7199 - Abdullah İbnu'l Haris İbni Cez'iz-Zübeydi radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün): "Doğudan birtakım insanlar çıkacak ve Mehdi için zemin hazırlayacak" buyurdular. O Mehdi'nin hakimiyetini kastediyor."

7197 - Hz. Ali anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Mehdi bizden, ehl-i Beyt'imizdendir. Allah onu bir gecede ıslah eder (yani tevbesini kabul eder, hizmetini yapacak hale getirir. Doğruyu ilham eder ve muvaffak kılar)".

bu hadisler sadec bir kaçı vel hasılı efendimiz hakkında bilgi vermiştir. Bizde inşallahonun yanında savaşanlardan olur küfrü ortadan kaldırırız.

saygılarımla...
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
cinlerin varlığına inanmaya bilirsiniz ama biz inanıyoruz gerek Rabbimizin bize bildirdiği kadarıyla gerek görüşen arkadaşlarımızın bize bildirdikleri kadarıyla isterseniz söylim arkadaşlara rica etsin sizide bir ziyarete gelsinler;) Hal katır sorsunlar ozaman varlığına inanırsınız ama bu seferde bu boyutta yaşıyan başka bir tür dersiniz sanırım onlar için.
saygılarımla...
 

darth vader

New member
Katılım
16 Ara 2005
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
seyfullah putkıran' Alıntı:
cinlerin varlığına inanmaya bilirsiniz ama biz inanıyoruz gerek Rabbimizin bize bildirdiği kadarıyla gerek görüşen arkadaşlarımızın bize bildirdikleri kadarıyla isterseniz söylim arkadaşlara rica etsin sizide bir ziyarete gelsinler;) Hal katır sorsunlar ozaman varlığına inanırsınız ama bu seferde bu boyutta yaşıyan başka bir tür dersiniz sanırım onlar için.
saygılarımla...
cinlerin hepsi müslüman mı. istemem kalsın :))
benim gibi rasyonalist bir cin varsa gönderin iyi muhabbet olur yani
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
hayır hepsi müslüman değil zaten müslümanlarından zarar gelmez ama madem diğerleriyle görüşmek istiyosunuz sizin için arkadaştan rica ederim. Ama bildiğim kadarıyla müslüman olmıyanlar karada yaşamıyor ama sizin için elimizden geleni yaparız;)
saygılarımla...
 

darth vader

New member
Katılım
16 Ara 2005
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
evrim teorisinin bazı kanıtları

evrim teorisinin bazı kanıtları

evrimin kanıt olarak sunduğu ve pek karşı cevap verilemeyen bazı bilgiler ektedir.

1 : PALEONTOLOJİK DELİL : Yaratılışçılara göre, evrim için kanıt olarak gösterilen jeolojik katmanların kronolojik sıralaması, fosillerin basitten karmaşıklığa gittiği tezini içeren evrim düşüncesine bağımlıdır.
ancak bu açıkça yalandır. Paleontolog David Raup'ın belirttiği gibi, "Modern jeolojik zaman skalası 1840 sıralarında, yani Darwin'in Türlerin Kökeni'nin yayımlanmasından yaklaşık yirmi yıl önce geliştirilmişti." Fosillere dayanan zaman skalası evrimcilerin değil, evrim düşüncesinden habersiz jeologların ortaya koyduğu bir çalışmadır. Üstelik, ayrıntılarda kalan kimi düzeltmeler dışında, sistem genelde ilk formunu bugün de korumaktadır.
Tüm fosil araştırmalarının gösterdiği, karmaşık organizmalardan çok önce tek hücreli canlıların varolduğudur. Sonra, hem organik hem inorganik dünyada düzensizlikten düzen oluşturan kristaller gibi pek çok kimyasal düzeneğin işlediği kesin olarak bilinmektedir.Yaşamın tek hücreli canlılarla başladığı zamanla karmaşıklaşarak günümüzden 500-560 milyon yıl öncesine kadar geldikleri tüm fosil araştırmalarında aksi yönde bir fikir çıkamayacak şekilde doğrulanmaktadır.
Sonuç : niçin delildir. jeolojik zaman skalasınında açıkça gösterdiği gibi ilk fosiller basit tek hücreli yaşam formlarına aittir. jeolojik zamanlar geçtikçe fosiller karmaşıklaşmaktadır. evrim teorisi bunlar arasında bağlantı var düşüncesinde olduğu için bu bilgi güçlü kanıttır. denilebilirki bu yaratılış iddiasının geçersiz kılmaz. allah önce basit varlıkları yaratmıştır sonra daha karmaşık varlıkları yaratmıştır. öncelikle kutsal kitaplarda yaratılış bu şekilde anlatılmaz. sonra neden allah önce basit varlıkları yaratmıştır onun için bir zorluk yok ki direkt karmaşık basit beraber başlayabilirdi.nihayetinde allah neden milyarlarca yıl beklemiştir daha karmaşık varlıkları yaratmak için şeklindeki soruya mantıklı doyurucu cevap verilemez.

2: RAKİPSİZLİK DELİLİ : En ciddi evrim eleştirilerini yine evrimciler yapmakta olup teoriyi reddetme düşüncesinde olanların bilimsel iddialarına kolayca cevap verilebilmektedir. kabul edip etmemeleri onlara kalmış. örneğin Termodinamiğin Birinci Yasası evrendeki enerjinin toplam olarak sabit kaldığını, ikinci Yasası ise kapalı bir sistemde enerjinin ısı formunda düzenli durumdan düzensizliğe doğru gitme eğiliminde olduğunu söyler. Yaratılışçılar fiziğin bu yasalarını, organize nesneler olan canlıların dağınık maddelerden, karmaşık organizmaların basit canlılardan oluşamayacağı tezlerine destek saymaktadırlar:
*** Oysa düzensizlikten düzene gidişin doğada sayısız örnekleri gösterilebilir. İnsan gibi karmaşık bir organizma, görece! olarak daha ilkel düzeyde olan döllenmiş bir yumurtadan oluşmaktadır. Buzdolabımızda düzensiz su moleküllerinin düzenli buz kristallerine dönüşmesi bir başka örnektir. Nedeni açıktır: Ne organizma, ne de başka bir nesne kapalı bir sistem değildir. Canlılar güneşten enerji alan açık sistemlerdir. Üstelik, doğal seleksiyon düzeni bozucu ya da azaltıcı mutasyonları ayıklamanın yanı sıra, düzeni artırıcı mutasyonları koruyarak, daha karmaşık düzenlemelere yol açmaktadır.
3 : EVRİME BAĞLI BİLİMLER :
iki önemli bilim dalı mesela.
- Mikro biyolojik evrim kesin olarak ispat olduğu için kendi başına bir bilim dalı olmuştur.
- Genetik bilim.evrimsiz bir genetik bilim düşünülemez.

4: AKIL ÜRÜNÜ OLAMAYACAK DURUMLARIN VARLIĞI:
-- insan üreme sisteminde, spermlerin yumurtayla karşılaştığı ortam asidiktir,SPERMDE bu yüzden zırh türü bir şey taşır boşu boşuna.ortam asidik olmasa idi ki bu hiçbir fonksiyon kaybına yol açmazdı. spermler de zırhsız olurdu , Yani gereksiz bir problem var, ve bu gereksiz problem için bir de çözüm var, bu akıl işi olamaz.
-- apandisit, eskiden insanların (ve atalarının) besinlerin farklıyken işe yarıyordu ama şu an işe yaramıyor, hatta enfeksiyon kaparsa ölebilirsin.bazıları apandistin vucutta bir işlevi olduğunu ispatlama çalışması içinde olsada yokluğunun hiçbir problem yaratmadığı kanıttır.yokluğunun problem olmayacağı bir şeyin varlığı akıl ürünü olamaz.
-- kulak kası bir işe yaramamaktadır, eski atalarımızda düşmanın veya avın yaklaştıgını anlamak için hassas duymayı sağlıyor olduğu düşünülüyor ama artıl hiç işlevi yok. varlığı akıl ürünü olamaz..
-- yirmi yaş dişi herhangi bir görevi yoktur. neden vardır.
-- vücut kılları bir zamanlar ısıyı korumaya yardımdıydılar: şimdi herhangi bir görevleri yoktur.neden vardır varlığı akıl ürünü olamaz.
-- kuyruk . nadiren 5-10 cm boyunda kuyruklu insanlar dogmaktadır.(istatiksel olarak 100 bin doğumda bir ) bunun dışında bir de kuyruk sokumumuz bulunmaktadır. bu da eskiden sahip oldugumuz bir kuyrugun kalıntısıdır. zaten kuyruklu doganlarda ise kuyrugu yok eden gen devreye girmedigi için kuyruklu doğarlar. aslına insanların hepsi embriyonik gelişim içinde kuyrukludurlar, daha sonra diğer genlerin etkisiyle bu yok olur.evrimi red eden düşüncenin konuyu açıklamak için ne kadar aciz durumlara düştüğünü araştırarak okumanızı ve cevap olarak ne abuk sabuklukların sıralandığına şahit olunuz.hatta bazı islamcı yazarlar bunun allahın laneti sonucu maymuna çevrilen insanlarla ilgili ayetlere delil olduğunu ileri sürerek yavuz hırsız ev sahibini bastırır atasözünün güzel bir örneği olurlar. bunu bir tv programındaki tartışma programında dinlediğim için kim olduğunu hatırlayamadım. google dan da bulamadım
-- kullanamadıkları halde neden yarasalarda ve termitlere(karınca benzeri bir böcek) göz verdır niçin.bundaki akıl nedir.
-- kanatları olup uçamayan canlıları evrimi red edersek nasıl açıklayacağız.madem uçamayacaktı neden kanatları var. uçamayan canlılardaki kanatların varlığı akıl ürünü olmadıklarına delildir.
-- yılanlarda hiç işlevi olmayan bacaklar niçin vardır. bu ne biçim bir akıl ürünüdür.
bu ve benzeri sayısız akıl ürünü olamayacak durumlar doğamızda vardır.
KENDİ HAYATINIZDAN DELİLLER.
-- Bir ormana beyaz ve siyah fareleri beraber bıraktığınızda beyaz fare popülasyonu azalıp yok olacak siyah fareler ise yaşamlarını sürdürecektir. Kimse tarafından red edilmeyen ve doğada sayısız örneği bulunan bu durum natural selection - doğal ayıklanma olarak tanımlanıyor olup evrim teorisine ait bir terimdir.
-- evinizdeki işyerinizdeki böcek haşeratlardan kurtulmak için zehirli ilaç aldınız ve tatbik etmeye başladınız. ilk seferlerde
çok sayıda böcek haşerat öldürebilirken zamanla böcek- haşeratların ölüm oranlarının azaldığını ve bir zaman sonra yeni nesil böcek- haşeratların ilaçtan hiç etkilenmediğine şahit oldunuz. yine kimse tarafından red edilemeyen ve doğada sayısız örneği olan bu gibi durumlar yalnızca evrim biyologları tarafından açıklanabilmektedir.canlılar yeni durumlara karşısında küçük genetik değişikliklerine uğramışlar genlerine yeni eklenen genler veya bir genin extra özellik kazanması ile sonucunda ilaca bağışıklık kazanmışlardır. üstelik sonradan kazanılan bu özellik yeni nesillere otomatik olarak geçmektedir.bu olayı sadece evrim teorisi açıklayabilmektedir
-- insanın vucudundaki (ensesindeki-kollardaki bacaklardaki) kıllar bir tehlike heyecanlanma sırasında dikleşmektedir.
doğadaki diğer kıllı hayvanlarda bu işe yaramaktadır. kıllarını şişiren hacim kazanan bol kıllı bir hayvan tehlikeye karşı avantaj sağlamaktadır.insanda işlevsiz olan bu durum evrim teorisi haricinde nasıl açıklanabilir.
-- maymunlarda ve insanlarda olan bir bacak damarına ne demeli. ağaç yaşantısı süren maymunda bu bacak damarı işlevsel iken insanda hiçbir işlevi olmadığından günümüz doktorları vucudun bir başka yerinde damar zedelendi ise bu damardan alarak nakil yaparlar
-- insanlara domuz kalp kapakçığı başta olmak üzere diğer hayvan türlerinden organ nakli yapılabilmektedir.
eğer o hayvanlar ile aynı ortak atalardan gelmiyorsak ve genetiklerimiz farklı ise ( ki genetiklerin benzer olduğu ispat olup ortak ata düşüncesine delildir) bu durum nasıl açıklanabilir nasıl.
-- kendisini aynadaki - sudaki yansımasından tanıyabilme psikoloji biliminde benlik oluşmasına örnek olarak verilir.
doğada kendisini aynada -suda çok açık bir şekilde tanıyabilen ve sudaki silüeti karşısında benzer davranışda bulunan (elleri ile kafasına vucuduna dokunarak kendisini anlamaya çalışma mesela ) iki canlı vardır. insan ve maymun. yani genetik ve fiziksel olarak birbirine en yakın canlılar olduğumuz gibi psikolojik olarak da birbirine en yakın canlılarız.evrim olmadan bunu nasıl bilimsel olarak açıklayabiliriz.
 

emrahyldrm

New member
Katılım
2 Ağu 2005
Mesajlar
147
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Konum
Ýstanbul
"benim işte anlamadığım nokta bu idi. eğer sizde böyle bir grup içinde iseniz mesela bediüzzamana inanıyorsanız neye dayanarak. kanıtınız nedir. said-i nursi ile evrenesoğlu arasındaki fark nedir."


Önce ; öyle bir grup içersinde değilim ne yazıkki ( özel sebeblerden dolayı ).

Aradaki farka gelince, bilmiyorum siz hiç mihr i tv de dinlediniz mi ? Karşıt olduğunuz düşünce sahiplerinin hiç bir eserini okudunuz mu ?

Bediüzzaman r.a. hiç eserlerine bakma imkanınız oldu mu ? Nedir anlatmak istediği biliyor muyuz ?

Bunları araştırdığınızı düşünelim. Peki siz, bazı verileri analiz ederken olması gereken temel bilgileri aldınız mı ? ( Tıp öğrencisinin aldığı temel bilgi gibi )

Bunlar da sizde mevcut diyelim. Ayrıştırıcı kriteriniz nedir ?
Ayrıştırırken hangi ideolojik fikirlerinizden yardım alıyorsunuz ?

Sorularımın yanında cevap ta verdiğimi düşünerek düşünüp tefekküre, nihayetinde hidayete ermenizi kalbimden istiyorum. Feyz almak bir aracın yakıt alması gibidir bu yolda.

Yolda kalmamanız dileği ile...
 
Üst Alt