Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

hakikat damlaları

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Bizim Allah’la irtibattan daha öte herhangi bir güç kaynağımız yoktur.
* * *
Büyük ya da küçük kendini bir şey zannedenler kaybetmeye namzettirler.
* * *
Kulluk, niyet ve davranış bütünlüğüne ulaşmanın unvanından ibarettir.
* * *
Ahireti hesabına endişesiz yaşayanın akıbetinden korkulur.
* * *
Sadece O’na kul olmak lazım. Bir köleniz olsaydı siz onun başkası için de köle olmasına razı olur muydunuz!?
* * *
Sağlam bir itikatla Allah’a sığınınca hallolmayacak hiçbir mesele yoktur.
* * *
Laubali arkadaşlar ve gayr-i ciddi ortamlar insan için en büyük tehlike sayılmalıdır.
* * *
İstiğna kadar insanı güçlü hale getiren ve güven vaad eden başka bir zenginlik kaynağı gösterilemez.
* * *
Nefsin nefesini kesmezseniz nefis ve şeytan bir gün keser sizin nefesinizi!
* * *
Kendi iyiliklerinin hafızı olmak marifet değildir.
* * *
Her günah başka bir günah için bir referanstır.
* * *
Ahiretle dünyayı avlamaya çalışmak dine karşı ihanet, Allah’a karşı da saygısızlıktır.
* * *
‘Estağfirullah’a yatırım yapmak için söylenen tevazu ifadeleri birer zımnî yalandan ibarettir.
* * *

Bazı meselelerde aldanmayı, başkalarını zulme uğratmaya tercih etmelisiniz.
* * *
Münafıkların bahşişi sönük bir gülücüktür.
* * *
Mü’min övülmeyi sövülme gibi görmelidir.
* * *
Sabr-ı cemil, sıkıştığın zaman içini Allah’a dökmendir.
* * *
İnsanları sırat-ı müstakime çağırmada hal önemlidir.
* * *
Kimde olursa olsun, azıcık samimiyet bir başarı vesilesi olabilir.
* * *
Tefsir ve te’vile en kapalı beyan sükûttur.
* * *
Az yemek, az uyumak insan-ı kâmil olmanın vazgeçilmez yoludur.
* * *
Bir defa yalan söyleyen her zaman söyleyebilir. Bir kere iftira eden de...
* * *
Esas hürriyet Allah’a kul olmaktır.
* * *
Allah’ın rızasını istemede ve O’nun adını dünyanın her yerine duyurmada hırslı
olmak gerekir.
* * *
Allah’ı bilmemek demek, hiçbir şey bilmemek demektir.
* * *
Bilerek bir karıncayı ezen, başına bir şey geleceğinden korkmalıdır.
* * *
Kendi eksiklerini göremeyenler, kusurlarını asla telafi edemezler.

Her hangi bir beklentiye bağlanmış işler, çok kahramanca bile gerçekleştirilmiş olsalar hiçbir gelecek vâdetmezler.

***

Sadakatla emniyet birbirine o kadar yakındır ki, ikiz olarak doğmuşlardır dense sezadır. Mü’minin doğru söylememesi yadırganmış, şeytanın doğru söylemesi ise taaccüble karşılanmıştır.

***

Kaba söz ve davranışlar ruhunda kabalık olanların dışa akseden hırıltılarından başka bir şey değildir.
***
Derinleşme azminde olmayanlar hiç farkına varmadan zamanla sığlaşırlar.
***
Bütün mesâvi-i ahlakın kaynağı yerinde saymaktır.
***
Yeryüzünde Efendimiz’i (aleyhissalatü vesselam) tartacak baskülü Allah yaratmamıştır.
***
Kudsî demek dava adamı demektir. Dava adamı da iddia adamı değil, hareket ve aksiyon adamıdır.
***
Allah’ın bir kuluna lütfettiği en büyük nimet ihlastır.
***
İşlenen günahlar ne kadar büyük olursa olsun, Allah’ın rahmeti her zaman daha büyüktür.
***
Azığı irfan olanlar hiçbir zaman ihlas ve mücahede bezginliğine düşmezler.

***
Cenab-ı Hak’la sağlam bir irtibat tesis edemeyenler, insanlarla da iyi bir münasebet ortaya koyamazlar

Allah’a yakın olmayanların ufuklarında her zaman bu’d (uzaklık) rüzgarları eser.
***
Yaptıkları işlere “ben” mülahazasını katanlar onları kirletiyorlar demektir.
***
Beyan, kalbin sesi soluğu olabildiği ölçüde kıymet kazanır.
***
Kulluğunun idrakinde bulunan bir iman erine düşen vazife Sonsuz karşısında sıfır olmaktır. Kendini
sıfırlamayanlar Sonsuz’a kat’iyen ulaşamazlar.
***
İnsanı, Allah’ın rızasına i’lâ-yı kelimetullahtan daha hızlı ulaştıracak bir vesile bilmiyorum.
***
İbadetler, sadece bilmesi bir kıymet ifade eden Zât’ın bilmesine bağlanmalıdır.
***
Sebeplere riayetsizlik de Allah’a karşı bir nevî saygısızlıktır.
***
Hiç kimseye köle olmamanın tek yolu Allah’a halis-muhlis kul olmaktır.
***
Laubalîlik Allah’tan uzakta olmanın, ciddiyet ise Allah’a yakın bulunmanın en açık alametidir.
***
Allah’ım, bize, neyi, nerede ve nasıl konuşacağımızı öğret!
***
Allah’ım! Göz açıp kapayıncaya kadar dahi olsa, hoşnut olmayacağın şeylerle bizi baş başa bırakma!

Mü’minin şiârı, oturup bahtına ağlamak değil, bahtını aydınlatmaya çalışmaktır.
***
Bir insan Allah içinse, Allah da onun içindir.
***
Allah’ım, ne olur ruhumun abidesini her zaman dimdik tut!
***
Mazinin ızdırabını ve hâlin sıkıntısını hafifletecek en büyük iksirlerden birisi de geleceğin güzelliklerinin ümidiyle yaşamaktır.
***
Allah’ım, Sen’den sadece Sen’i istiyorum.. Sen’den hoşnudum. Benim ihtiyacımı da Sen biliyorsun.
***
Gelin; hep beraber biraz ızdırap dilenelim.
***
N’olur Allah’ım, huzurunun mehabetini kalbime duyur!
***
Bugün dünyanın başka şeye değil kendisini dinine adamış birkaç deliye ihtiyacı var. Siz onlara “dinin delileri” de diyebilirsiniz.
***
Entellektüel, sadece aydın insan demek değildir; o, aynı zamanda bir aksiyon insanıdır.
***
Allah’ım, Seni bilebilmem için marifetimi ve aşkımı artır!
***
Kusura mazeret arama kusuru katlama demektir.

Bir insan için en büyük bir talihsizlik, akıbeti adına hiçbir endişe taşımaması ve beklemediği bir anda görülmedik hesaplarla öbür tarafa göçüvermesidir.
***
Özümüze erme, kendi değerlerimizle bir kere daha dirilmemiz demektir.
***
Yalanın hiçbir türlüsüyle dine hizmet edilmez. İnsanlarda aşk u şevk uyandırmak için yalan söylenmek bile hizmet düşüncesine ihanet sayılmalıdır.
***
Allah’a talip olanlar, O’nun bilmesini ve takdirini yeterli bulmalı; başkaları tarafından bilinme ve takdir edilme beklentilerinden azade kalmalıdırlar.
***
Bir sarraf hassasiyeti içinde her şeyin O’nun muradına uygunluğu aranmalı!
***
İman yolunun yolcuları hakkında en çok endişe ettiğim hususlardan biri de, sebepler ile netice arasındaki dengeyi koruyamamaları ve Allah’a güvenme yerine esbaba itimat etmeleridir.
***
Herkese şirin görünmek, ulaşılamayan bir zirvedir ve bu zirveye çıkmak nebilere de müyesser olmamıştır.
***
İnsan, bir şey avlamak istiyorsa ağlarını ızdırap yamaçlarına germeli ve oralarda avlanmalıdır.
***
Kendimizi görme açımızı genişlettikçe Allah’ı görme ufkumuzu daraltmış oluruz.
***
İ’lâ-yı kelimetullah yolunda rıza-yı İlâhîye yürüyenler, gaye-i hayallerini mantığın eline, mantıklarını da kalbin emrine vermelidirler.
***
Zihni kirleten sebeplerden biri de hep başkalarının tavır ve davranışlarıyla meşgul olmaktır.
**Bu Hakikat damlaları Muhterem Fethullah Gülen Hoca efendinin eserlerinden derlenmiştir
 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden

Aşkınlığa talip olmazsanız taşkınlara engel olamazsınız.
***
-Avamca- “Allah beni gözden çıkardı” mülahazasına girmek ve buna inanmak küfürdür.
***
Hak kapısındaki vefa, yolda kalmamanın en büyük teminatıdır; Cenâb-ı Allah, ellibin kusuru dahi olsa vefalı kulunun ruhuna bir gün mutlaka “Mâ veddeake Rabbüke vemâ kalâ - Rabbin seni terk etmedi ve sana darılmadı.” (Duha, 93/3) müjdesini duyuracaktır; çünkü O, vefalıların en vefalısıdır.
***
İnsan ne kadar kirlenirse kirlensin kendisini arındıracak bir musluk aramalı; zira, şirk hariç her günahı temizleyebilecek bir kurna mutlaka vardır.
***
İşlenen herbir günah insan sarayının bir tarafını yıkar.
***
Salaha ermeyenin hele salih kul olma gayretine girmeyenin ıslah adına ortaya koyduğu her iş sadece tahrip getirir.
***
Lâubâlilik Allah’tan uzaklık emaresi; ciddiyet ve vakar ise, kurbet alametidir.
***
Dava adamı rahatı ve imkanı Allah’ı anlatmaya vesile kılar; bir çay içirir bir hakikati dile getirir, bir yemek yedirir bir problemi giderir.. Hazret-i Hatice gibilerinin malvarlığı hep bu istikamette tükenmemiş midir?!.
***
“Vazifemi yapıyorum” mülahazası himmeti felç eden bir virüstür; yaptıklarını yeterli görmeyip işin hakkını verme gayreti ise mümince düşünmenin ürünüdür.
***
Olumsuzluklarda en kestirme çözüm yolu kendini suçlu bulmak ve o kabahatten dolayı hemen Allah’a yönelmektir. Her meselede başkalarını suçlayıp durursan ne mücrimler biter ne de problemler...
***
Kadirşinaslık ve hakperestlik nezd-i ilahîde ne ölçüde makbulse, iddia ve mübalağa da o denli merduttur.
 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Hakikat Damlaları-56

Habib-i Neccar, arkasında yürünecek rehberlerin en önemli iki vasfını nazara verirken onların hizmetlerine mukabil hiçbir ücret/menfaat beklemediklerini ve önce kendilerinin dosdoğru yolda yürüdüklerini belirtir. Doğrusu, bu iki sıfatı üzerinde taşımayan kimselerin başkalarına hidayet yolunu göstermeleri hiç mümkün değildir.
***
Bir insan dört başı mamur bir mü’min de olsa, beklentilerinden bütün bütün sıyrılmadıkça ihlası yakalayamaz ve hizmetlerinde de nihaî muvaffakiyete ulaşamaz.
***
Bizim derdimiz muhataplarımıza “bunlar melek gibi insanlar” dedirtmek değildir, onu dedirtecek kıvama erebilmektir.
***
Duanızın hemen kabul görmemesi ona icabet edilmediğini göstermez; kim bilir, belki de Allah Teâlâ isteğinizde ne kadar samimi ve kararlı olduğunuza bakıyor ve sizi daha gönülden duaya çağırıyordur.
***
Hiçbir nimet mütemadî değildir, nimetlerin devamı vasıflara göre gönderilir.
***
Habîb-i Ekrem Efendimiz’e karşı sevgi ve alâkanızın en bariz alameti O’nun için seccadeler, koltuklar, sehpalar ve demet demet güller hazırlamanız değil, O’nu akla ve mantığa uygun bir üslupla daha bilmem kaç insana anlatma, tanıtma ve sevdirme peşinde olmanızdır.
***
Bir insanın imandan nasibi mahlukâta şefkati kadardır.
***
Rutin haline gelmiş bazı önemli faaliyetleri bir kısım yeniliklerle besleyip sıradanlıktan çıkarmaz ve onların asıl güzellikleriyle duyulmasına zemin hazırlamazsanız, en hayatî işleri dahi “yapalım da aradan çıksın” düşüncesine mahkum olmaktan kurtaramazsınız.
***
Başkaları için okumak suretiyle eserlerin canına okuyacağınıza, nefsinizi muhatap kabul ederek kitaplarla can bulmalısınız.
***
Bulduğunuz “daha güzel” ile yetinir ve “en güzel”e ulaşmaya çalışmazsanız, bir süre sonra onun renk atmasını engelleyemez ve sadece “güzel” kalmasını dahi sağlayamazsınız.
***
İnsan bir kere sorgulamaya başlayınca sanık sandalyesine oturtmadık hiçbir şey bırakmaz; daha baştan hüsn-ü zanna yapışmayan kimse, herkesi ve her şeyi yargılamaktan kaçınamaz.
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bizim Allah’la irtibattan daha öte herhangi bir güç kaynağımız yoktur.
* * *
Büyük ya da küçük kendini bir şey zannedenler kaybetmeye namzettirler.
* * *
Kulluk, niyet ve davranış bütünlüğüne ulaşmanın unvanından ibarettir.
* * *
Ahireti hesabına endişesiz yaşayanın akıbetinden korkulur.
* * *
Sadece O’na kul olmak lazım. Bir köleniz olsaydı siz onun başkası için de köle olmasına razı olur muydunuz!?
* * *
Sağlam bir itikatla Allah’a sığınınca hallolmayacak hiçbir mesele yoktur.
* * *
Laubali arkadaşlar ve gayr-i ciddi ortamlar insan için en büyük tehlike sayılmalıdır.
* * *
İstiğna kadar insanı güçlü hale getiren ve güven vaad eden başka bir zenginlik kaynağı gösterilemez.
* * *
Nefsin nefesini kesmezseniz nefis ve şeytan bir gün keser sizin nefesinizi!
* * *
Kendi iyiliklerinin hafızı olmak marifet değildir.
* * *
Her günah başka bir günah için bir referanstır.
* * *
Ahiretle dünyayı avlamaya çalışmak dine karşı ihanet, Allah’a karşı da saygısızlıktır.
* * *
‘Estağfirullah’a yatırım yapmak için söylenen tevazu ifadeleri birer zımnî yalandan ibarettir.
* * *

Bazı meselelerde aldanmayı, başkalarını zulme uğratmaya tercih etmelisiniz.
* * *
Münafıkların bahşişi sönük bir gülücüktür.
* * *
Mü’min övülmeyi sövülme gibi görmelidir.
* * *
Sabr-ı cemil, sıkıştığın zaman içini Allah’a dökmendir.
* * *
İnsanları sırat-ı müstakime çağırmada hal önemlidir.
* * *
Kimde olursa olsun, azıcık samimiyet bir başarı vesilesi olabilir.
* * *
Tefsir ve te’vile en kapalı beyan sükûttur.
* * *
Az yemek, az uyumak insan-ı kâmil olmanın vazgeçilmez yoludur.
* * *
Bir defa yalan söyleyen her zaman söyleyebilir. Bir kere iftira eden de...
* * *
Esas hürriyet Allah’a kul olmaktır.
* * *
Allah’ın rızasını istemede ve O’nun adını dünyanın her yerine duyurmada hırslı
olmak gerekir.
* * *
Allah’ı bilmemek demek, hiçbir şey bilmemek demektir.
* * *
Bilerek bir karıncayı ezen, başına bir şey geleceğinden korkmalıdır.
* * *
Kendi eksiklerini göremeyenler, kusurlarını asla telafi edemezler.

Her hangi bir beklentiye bağlanmış işler, çok kahramanca bile gerçekleştirilmiş olsalar hiçbir gelecek vâdetmezler.

***

Sadakatla emniyet birbirine o kadar yakındır ki, ikiz olarak doğmuşlardır dense sezadır. Mü’minin doğru söylememesi yadırganmış, şeytanın doğru söylemesi ise taaccüble karşılanmıştır.

***

Kaba söz ve davranışlar ruhunda kabalık olanların dışa akseden hırıltılarından başka bir şey değildir.
***
Derinleşme azminde olmayanlar hiç farkına varmadan zamanla sığlaşırlar.
***
Bütün mesâvi-i ahlakın kaynağı yerinde saymaktır.
***
Yeryüzünde Efendimiz’i (aleyhissalatü vesselam) tartacak baskülü Allah yaratmamıştır.
***
Kudsî demek dava adamı demektir. Dava adamı da iddia adamı değil, hareket ve aksiyon adamıdır.
***
Allah’ın bir kuluna lütfettiği en büyük nimet ihlastır.
***
İşlenen günahlar ne kadar büyük olursa olsun, Allah’ın rahmeti her zaman daha büyüktür.
***
Azığı irfan olanlar hiçbir zaman ihlas ve mücahede bezginliğine düşmezler.

***
Cenab-ı Hak’la sağlam bir irtibat tesis edemeyenler, insanlarla da iyi bir münasebet ortaya koyamazlar

Allah’a yakın olmayanların ufuklarında her zaman bu’d (uzaklık) rüzgarları eser.
***
Yaptıkları işlere “ben” mülahazasını katanlar onları kirletiyorlar demektir.
***
Beyan, kalbin sesi soluğu olabildiği ölçüde kıymet kazanır.
***
Kulluğunun idrakinde bulunan bir iman erine düşen vazife Sonsuz karşısında sıfır olmaktır. Kendini
sıfırlamayanlar Sonsuz’a kat’iyen ulaşamazlar.
***
İnsanı, Allah’ın rızasına i’lâ-yı kelimetullahtan daha hızlı ulaştıracak bir vesile bilmiyorum.
***
İbadetler, sadece bilmesi bir kıymet ifade eden Zât’ın bilmesine bağlanmalıdır.
***
Sebeplere riayetsizlik de Allah’a karşı bir nevî saygısızlıktır.
***
Hiç kimseye köle olmamanın tek yolu Allah’a halis-muhlis kul olmaktır.
***
Laubalîlik Allah’tan uzakta olmanın, ciddiyet ise Allah’a yakın bulunmanın en açık alametidir.
***
Allah’ım, bize, neyi, nerede ve nasıl konuşacağımızı öğret!
***
Allah’ım! Göz açıp kapayıncaya kadar dahi olsa, hoşnut olmayacağın şeylerle bizi baş başa bırakma!

Mü’minin şiârı, oturup bahtına ağlamak değil, bahtını aydınlatmaya çalışmaktır.
***
Bir insan Allah içinse, Allah da onun içindir.
***
Allah’ım, ne olur ruhumun abidesini her zaman dimdik tut!
***
Mazinin ızdırabını ve hâlin sıkıntısını hafifletecek en büyük iksirlerden birisi de geleceğin güzelliklerinin ümidiyle yaşamaktır.
***
Allah’ım, Sen’den sadece Sen’i istiyorum.. Sen’den hoşnudum. Benim ihtiyacımı da Sen biliyorsun.
***
Gelin; hep beraber biraz ızdırap dilenelim.
***
N’olur Allah’ım, huzurunun mehabetini kalbime duyur!
***
Bugün dünyanın başka şeye değil kendisini dinine adamış birkaç deliye ihtiyacı var. Siz onlara “dinin delileri” de diyebilirsiniz.
***
Entellektüel, sadece aydın insan demek değildir; o, aynı zamanda bir aksiyon insanıdır.
***
Allah’ım, Seni bilebilmem için marifetimi ve aşkımı artır!
***
Kusura mazeret arama kusuru katlama demektir.

Bir insan için en büyük bir talihsizlik, akıbeti adına hiçbir endişe taşımaması ve beklemediği bir anda görülmedik hesaplarla öbür tarafa göçüvermesidir.
***
Özümüze erme, kendi değerlerimizle bir kere daha dirilmemiz demektir.
***
Yalanın hiçbir türlüsüyle dine hizmet edilmez. İnsanlarda aşk u şevk uyandırmak için yalan söylenmek bile hizmet düşüncesine ihanet sayılmalıdır.
***
Allah’a talip olanlar, O’nun bilmesini ve takdirini yeterli bulmalı; başkaları tarafından bilinme ve takdir edilme beklentilerinden azade kalmalıdırlar.
***
Bir sarraf hassasiyeti içinde her şeyin O’nun muradına uygunluğu aranmalı!
***
İman yolunun yolcuları hakkında en çok endişe ettiğim hususlardan biri de, sebepler ile netice arasındaki dengeyi koruyamamaları ve Allah’a güvenme yerine esbaba itimat etmeleridir.
***
Herkese şirin görünmek, ulaşılamayan bir zirvedir ve bu zirveye çıkmak nebilere de müyesser olmamıştır.
***
İnsan, bir şey avlamak istiyorsa ağlarını ızdırap yamaçlarına germeli ve oralarda avlanmalıdır.
***
Kendimizi görme açımızı genişlettikçe Allah’ı görme ufkumuzu daraltmış oluruz.
***
İ’lâ-yı kelimetullah yolunda rıza-yı İlâhîye yürüyenler, gaye-i hayallerini mantığın eline, mantıklarını da kalbin emrine vermelidirler.
***
Zihni kirleten sebeplerden biri de hep başkalarının tavır ve davranışlarıyla meşgul olmaktır.
**Bu Hakikat damlaları Muhterem Fethullah Gülen Hoca efendinin eserlerinden derlenmiştir

Yazandan' da iletenden de ALLAH(c.c.) razı olsun.
 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Hakikat Damlalarına devam...

Hakikat Damlalarına devam...

Allah’ın rızasını elde etmekle hiçbir gaye tartılamayacağı gibi onu kazanma vesilesi olarak da i’lâ-yı kelimetullahla hiçbir amel tartılamaz.

***

Davranışların tabiata mal olması çok önemlidir. Sahabe çok tabiî bir topluluk idi.

***

Yazmasına, okumasına, konuşmasına... aşık olanlar ruhen hasta insanlardır ve onların, muhataplarına müessir olmaları da kat’iyen söz konusu değildir.

***

Yanlışları asgariye çekmenin en önemli yolu meseleleri, ehil olanlarla meşveret etmektir.

***

İşe derinlik katan ve onu kabul ufkuna götüren iksir niyettir.

***

İnsan kalbi gözlerle ve kulaklarla sürekli beslenmiyorsa iman havzına bir şey akmıyor demektir.

***

Kur’an’ı Efendimiz’de, Efendimiz’i de Kur’an-ı Kerim’de aramak lazım.

***

Şeâire riâyet etmenin, Allah’la irtibata delalet eden emarelerin en önemlilerinden biri olduğunda asla şüphe edilmemelidir.

***

Kur’an’sız ümmet de, ümmetsiz Kur’an da gariptir.

***

İrşad eksenini bulmak ancak gerçek mürşidlere nasip olur.
***
Gecelerin sürpriz meyvelerini tatmayanlar başkalarını uzun süreli besleyemezler.

***

Cennet, Allah’ın insanlara sevgisinin tezahürüdür.

***

Cenab-ı Hakk’a ulaşmanın “burak”ı ihlastır.

***

Gülde bile diken vardır. İnsanın, gülün kokusunu duymayıp dikenine takılması biraz da kendi ruhundaki dikenlerden kaynaklanır.

***

Izdırap bir taraftan çok önemli bir dua, diğer yandan da insanı harekete geçiren çok güçlü bir dinamodur.

***

Marifete giden yol nazarî planda ilimden amelî planda da ibadetten geçer.

***

Kur’an’ı sadece Arapça’yı iyi bilenler değil aynı zamanda Allah’la münasebeti kavî olanlar anlar.

***

Niyeti büyük olanların davranışlarındaki darlığı anlamak mümkün değildir.

***

Öyle payeler vardır ki oraya sadece güzel ahlakla ulaşılabilir.

***

Satırlarda kalıp sadırlara nüfuz edemeyen bilgi kırıntılarının hiçbir faydası yoktur.

***

Hakiki mü’min aynı zamanda bir afv ü safh insanıdır

***
Hüznün son haddine vardığı nokta, sürura kapının aralandığı aynı noktadır. Onun içindir ki, Mirac senesi, “Senetü’l-hüzün” iken “Senetü’s-sürûr” olmuştur.

***

Başkalarının hata ve günahlarını serrişte etmenin bir sorumluluk olduğuna dair hiçbir dinî mesned göstermek mümkün değildir.

***

Başkalarının günahlarına takılıp kalma bir kalb marazıdır.


***
İnsan, benliğine takıldığı ölçüde şeytana yakın, Allah’tan da uzaktır. “Ben” diyene kapılar açılmaz.

***

Başarıları kendinden bilme bir mağlubiyettir. Gerçek başarı her muvaffakiyeti Allah’tan bilmekle kazanılır.

***

Çilesizlik ve ızdırapsızlık, insana musallat olmuş çok büyük bir beladır.

***

Yollar varıp dayandıkları hedeflerin kıymeti ölçüsünde kıymet kazanırlar.

***

Kalb-i selim, içinde gıll u gış olmayan kalb demektir.

***

Islaha kilitlenmiş bir toplumu Cenab-ı Allah helâk etmez.

***

Maddî-manevî bir çok muvaffakiyet, maddî-manevî bir çok zorlukları aşmaya bağlıdır.

***

Allah’la irtibatı olmayan her sohbet ebterdir
***Herkesin değeri niyetinin enginliği kadardır.

***

Ciddiyet, marifetle mebsuten mütenasiptir (doğru orantılıdır).

***

İnsan, kendini okuyabildiği ölçüde içe doğru derinleşebilir.

***

Yapılan her iş, Allah’ın, Rasûlü’nün ve inananların teftişine arz edilebilecek şekilde yapılmalıdır.

***

Yazdıklarını, okuduklarını ve konuştuklarını nefse mal edenler, yaptıklarının hiçbir tesiri olmayacağını baştan kabullenmelidirler.

***

Allah’ı unutturan nimet, nimet görünümlü nikmettir.

***

Maruf adına da münker adına da küçük diye bir şey yoktur.

***

Her şey Allah katında ne ifade ediyorsa o kadar kıymete sahip demektir. Önemli olan Allah’ın değer vermesidir.

***

Korku ölçüsünde reca, reca ölçüsünde de korku olmalıdır.

***

Ne olur Allah’ım! Nezd-i uluhiyetinde makbul insan nasıl oluyorsa bana da o şekilde olmayı lutfet!

***

İnsan kayıp gitmekten korkarak bir ipin üzerinde yürüyor gibi hareket etmeli, düşmemek için de Allah’a çok sığınmalıdır.

 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
hakikat damlalarına devam...

hakikat damlalarına devam...

Rabbim! Bilinen bir insan olmayı değil, bilinmesem de Sen’i çok iyi bilen bir insan olmayı arzu ediyorum.

***

İnsanların kitaplara olan ihtiyacı kadar, kitapların da onları iyi temsil edebilecek insanlara ihtiyacı vardır.

***

Vesileler, kendileriyle hedeflenen gayenin kıymeti ölçüsünde değer kazanırlar.

***

Yapılan hiçbir işin içine zerre kadar dahi olsa sun’îlik girmesine müsaade edilmemelidir.

***

Bizim farklılığımız, farklılık mülahazasına girmememizdir.

***

Şeytanın insana karşı en büyük oyunu, kendi mevcudiyetini unutturmasıdır.

***

Muhataplar üzerinde, çok şey anlatanlardan daha ziyade dosdoğru yaşayanlar müessir olurlar.

***

Egoizmin babası şeytandır. İnsan, egoizmasının büyüklüğü ölçüsünde şeytana yakın, Allah’tan da uzaktır.

***

Yalanın zerresiyle bile dine hizmet edilmez.

***

İnsan nefsiyle hesaplaşırken –ye’se düşmemek şartıyla– kendini yerden yere vurmalı fakat başkaları hakkında hep hüsn-ü zanda bulunmalıdır.

***

İnsan her zaman ibadet ü taatında canlı olamayabilir; aslolan her zaman canlı olmaya ve onu ter ü taze duymaya çalışmaktır.

***

Denge İslam’ın ruhudur.

***

İçimizden kopup gelmeyen emanet ifadelerle kendimizi anlatmaya çalışmamız beyhude bir çabadır. Her söylediğimiz ve her yaptığımız içimizin sesi olmalı.

***

İnsanlara Allah’ı anlatmak için meşru her enstrümanı kullanmak bir peygamber ahlakıdır.

***

“Din bilinmez, yaşanmaz, anlatılmaz ve hayata hayat kılınmazsa yaşamanın hiçbir manası yoktur” mülahazası zihinlerde her zaman tazeliğini korumalıdır.

***

Milletimizin istikbali parlasın da varsın takdir ve teşekkürden bize birşey kalmasın.

***

Kur'an’ı canlı gibi düşünmek lazım. Siz ona teveccüh gösterirseniz o da size teveccühte bulunur ve böylece arada manevî bir bağ olur.

***

Keşke işlerimizi namaz vakitlerine göre ayarlayabilsek!

***

İnadın güzel olduğu bir yer vardır; o da hakta sebattır.

***

Küçük şeylere takılmak küçük insanların işidir.

***

Günahlar karşısında iradeli olup direnç gösterme bazen yüzlerce rekat namaz kılmaktan daha fazla sevap kazandırabilir.

***

Hemen herkes için en dokunaklı ses insanın kendi sesidir. Dileyenler, gecelerin ıssız koylarında, ahengini bulmuş bir sesle Allah’ı zikrederek bunu deneyebilirler.

***

Kur’an’ın muhtevaya göre kelime seçme bakımından da eşi ve benzeri yoktur.
* * *
Kulluk, idrak ve marifet ufkuna göre bir çizginin adıdır.
* * *
‘Ne yaptım da başıma bunlar geldi?’ çok çirkin bir sorudur. Başına gökten taş yağmadığına şükretmelisin!
* * *
Teessür ve ızdırabın zatı itibariyle bir kıymeti yoktur; önemli olan onların bir aksiyona dönüşmesidir.
* * *
Nezd-i uluhiyette sarj olmayan kalbler asla zan ve tahminden kurtulamazlar.
* * *
Tebliğin metodu her zaman değişebilir; değişmeyen tek şey onun temsil yanıdır.
* * *
Kelimelerin yanıltıcı tarafları olabilir, fakat tavır ve davranışlar kolay kolay yanıltmazlar; hele basiret ehlini asla!
* * *
Hasende (güzelde) ittifak olmuşsa ahsenin (daha güzelin) kavgasını yapmamak gerekir.
* * *
Sen kulluğunu derince yap, sonra da karşılığını Allah’ın rahmetinin enginliğine bırak!
* * *
İslam, Allah ahlakının yeryüzündeki tecellisi demektir.
* * *
Meşveret olan yerde –Allah’ın izniyle– haybet olmaz.
* * *
 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Hakikat Damlalarına devam....

Hakikat Damlalarına devam....

Kalb kirliliği çoğu zaman göz kirliliğinden kaynaklanır.
* * *

En iyi kime bildirmişsen Kendini, o ölçüde Sen’i bilmek istiyorum Allahım!

* * *

Kayıp gitmeyle yerinde kalma arasında çok ince bir perde var. Bu zaviyeden herkes kendini bir ipin üzerinde yürüyor kabul etmeli, düşmemek için de Allah’a çok sığınıp istiğfar ve duaya sarılmalıdır.

* * *

Talebin kıymeti sahibinin de kıymetini yükseltir.

* * *

Kur’an kendine saygılı olanlara içini açar; gönlünde Kur’an’a karşı saygı ve hürmet hissi olmayanların ondan alabilecekleri hiçbir şey yoktur.

* * *

İbadet-ü tâatla elde edilmeyen öyle şeyler vardır ki, onlar sadece edeple elde edilebilirler.

* * *

Sen tohum saç git; varsın onun hasat mevsimi başkalarına nasip olsun!

* * *

Kur’an’ı Allah'ın huzurunda okuyor gibi -ki öyledir- okumalı. “Allah'ım bu kelimeleri Sen’den aldık yine Sana sunuyoruz” demeli.

* * *

Aramadan bulanların sayısı yok denecek kadar az olduğu gibi arayıp da bulamayanların sayısı da yok denecek kadar azdır.

* * *

Tebliğ, def-i bela kabilinden anlatmakla olmaz; yüreğini ortaya koymakla olur.

***

Şirkten daha fazla gayretullaha dokunan bir cürüm yoktur.

***

Allah var ve bir de O’nun sanatı var. Sanatı Sanatkar'la karıştırmamak lazım.

***

Temiz bir zihin ve selim bir kalb isteyenler, her türlü düşünceye vize uygulamalı ve yabancı mülahazalara geçiş hakkı tanımamalıdırlar.

***

Dinî ilimleri bilen çok insan var, fakat Allah'ı bilen, Efendimiz'i bilen çok az.

***

Ne yapıp edip taklide takılı mülahazalardan sıyrılmak lazım!.

***

İmam Rabbani, İmam Gazali, Üstad Bediüzzaman gibi kimseler Zat-ı Uluhiyeti çok iyi anlamışlar. Zannediyorum kalb O'na teveccüh edip ısrarla "Bildir bana Kendini!" deyince, O da bu yakarışa marifet şualarıyla cevap veriyor ve talep edenin samimiyeti ölçüsünde Kendini ona tanıtıyor.

***

Başkalarının marifete yürüdüğü yolu takip ederek Allah'ı bilme ufkuna ulaşmak mümkün değildir. Diğer insanların tecrübeleri sadece bir fikir verir; onlar adeta yol haritasını belirler. Ne var ki, o haritayı eline alsan ve yolu öğrensen de, mesafeleri bizzat sen katedecek ve varılacak yere sen varacaksın!..

***

Allah'ım! Bana, yaptığım en küçük kötülüğü dahi asla unutmayacak kadar güçlü, Senin inayetinle benden sadır olmuş bazı iyilikler varsa onları da hemen unutacak kadar dağınık bir hafıza ver!.

***

En küçük günahlardan dolayı bile kayıp düşme endişesi olmalı! Kayma endişesi olmalı ki, Allah kaydırmasın!

***

Allah'tan (celle celâlühû) isterken, Allah'ı (azze ve celle) istemeli!

***

Tabiî olmayan davranışlarda inkıtaların olması pek tabiîdir.

***

Ruhunu yonta yonta onu Cuma Yamaçları’na ehil hale getirememiş insanların hayatı bir yalandan ibarettir

 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Kur'an kendisine açılanlara açılır. O'nun fiyatı kalbinizdir. Kalbinizi verirseniz O'nu alırsınız. Evet, Allah'ın yarattığı kalbinizi verin, Kelam sıfat-ı sübhaniyesinden gelen Ezelî Kelâm'ını alın!

* * *

'Deha için intihap yoktur' derler. Peygamber fetaneti için de bir ân-ı seyyale teemmüle ihtiyaç yoktur.

* * *

En büyük hüsran duaya devam etmekten vazgeçip onu terketme düşüncesidir.

* * *

Mü’minin sükûtu tefekkür, konuşması da hikmet olmalıdır.

* * *

Namazda esneme namaza konsantre olamamanın ifadesidir ve huzurunda durulan Zat'a karşı bir ayıptır. Namaz ibadetini eda eden kimse namaz esnasında esnemekten haya etmelidir.

* * *

Savaşların en zoru basiretsizliğe ve anlayışsızlığa karşı verilen savaştır.

* * *

Dua ederken elleri açıp yukarıda tutmada gevşeklik gösterme bir çeşit ruh miskinliğidir ve onda –haşa– Allah'tan istiğna gibi bir anlam vardır.

* * *

Güzel şeylerin güzelliklerindeki ayrı bir derinlik de onlardaki temadîdir.

* * *

Yapılan iyilikler sünbüllenmek için toprağa atılmış tohumlar gibidir.

* * *

Dünyada savaş isteyenlerin alternatif savaş sebepleri ortaya koyduğu günümüzde bize düşen vazife alternatif sulh sebepleri ortaya koymak olmalıdır.

* * *

Hep sırt üstü yatanların Allah'ın lütfuna mazhar olmaları zor hatta imkansızdır.

***
Din, yaşana yaşana insanın tabiatı haline gelebilir; insan onun peşinde olmalı!.

* * *

Gözyaşları, kalbde duyulan hislerin bestesidir.

* * *

Kâmil manada dua, onu yürekten ortaya koymaya bağlıdır.

* * *

Allah'ım, beni kendi isteklerim yönünde değil Sen'in muradın doğrultusunda yönlendir!

* * *

Davranışlardaki boşluklar ancak niyetle doldurabilir.

* * *

Allah güzeli güzellerden ayırmaz.

* * *

Bazı dönemlerde bazı vazifeler öne çıkar. İçinde bulunduğumuz dönemde en öndeki vazife Hakk'ı ve hakîkati anlatma vazifesidir.

* * *

Kur'an'ın gurbetini izale etmeye niyet etmiş insanlar evvela kendi gurbetlerini giderip kurbet ufkuna ulaşmalıdırlar ki, Kur'an'ın gurbetini giderebilsinler.

* * *

Izdırap bir taraftan insanı Allah’a yaklaştıran en önemli bir dua, diğer taraftan da aksiyona sevkeden çok önemli bir dinamodur.

* * *

Günah işlememe bir fazilet olduğu gibi başkalarının günaha girmesine sebep olmama da ayrı bir fazilet hatta bir vazifedir.

* * *

Allah'tan gelen nimetlerin kesilmemesinin yegane vesilesi, her zaman onları Gerçek Sahibi'ne verip, nefsimiz başta başkalarına izafe etmekten sakınmaktır.


 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Geçmiş, hal ve gelecek bir vahidin üç yüzüdür ve aralarında gizli bir sır vardır.

* * *

Günümüzde ancak, sağlam, konumunun hakkını verebilen, ismet ve iffet sahibi, prensip insanları tesirli olabilirler.

* * *

Her müslüman bir deniz feneri olmaya kendini adamalı ve hep yerinde sabit kalmalıdır. Vakt-i merhunu gelince Cenab-ı Hak onu mutlaka değerlendirecektir.

* * *

Güzel söz salih amelle gerçek değerini bulur.

* * *

Cenab-ı Hakk’ın geniş tuttuklarını daraltmayalım; O'nun merhamet buyurduklarını da mahrum etmeyelim.

* * *

Yaşamanın ancak dine hizmetle bir anlam ifade ettiğini hep hatırda tutmak gerekir.

* * *

Dava-yı nübüvvetin varisleri, Allah rızasından başka bir şey düşünmeyi kendileri için günah saymalıdırlar.

* * *

Gönüllere girerseniz etrafınızda bir sürü gönüllü olur.

* * *

Dini ekmeliyeti içerisinde yaşıyorsanız, evrensel insanî değerleri yaşıyorsunuz demektir.

* * *

İyiliklerde esas olan gizli tutulmalarıdır; belki başkalarını teşvik amacıyla izhar edilebilirler.

* * *

Bir gece maruz kaldığı bir rüya kirliliği bile iffetli insanın gönlünde ürperti meydana getirir.

* * *

Şer'î şehadetleri kabul olmayan çocuklar bir yönüyle dünyanın en sadık şahitleridirler.

* * *

Basiret, Efendimiz'in mesajının genel çerçevesidir.

* * *

İlim gerçek kıymet ve derinliğe ibadetle ulaşır.

* * *

Ümit, Cenâb-ı Hakk'ın sonsuz kudretine dayanıp tevekkül etmenin unvanıdır.

* * *

Allah'a doğru yürünen yolda iştiyak nisbetinde kapıların aralanması müyesser olur.

* * *

Dua, sebepler ötesi bir yöneliştir ve onda hâlis tevhid nümâyandır.

* * *

Biz Rabbimizle münasebette tam olursak, O, küçük şeylerle bizi muvaffak eder.

* * *

İstiaze ve Besmele, namazın atkıları gibi olmalı, sonra da namaz o atkılara göre işlenmelidir.

* * *

Dünyanın bütün bağ ve bahçelerine sahip olmanın üç tane insanla ilgilenmek kadar ehemmiyeti yoktur.

* * *

Senin onurun Ka'be değil ki yıkılınca kıyamet kopsun!

* * *

Allah'ın lütufları ölçüsünde O'na sadık olmak lazım.

 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Kendi şahsımızla ilgili bir kısım meselelerden dolayı üzüldüğümüz kadar, İslam'ın izzeti ile alakalı hususlarda sıkıntı çekmiyorsak daha alacağımız çok yol var demektir.

***

Bugün bizim Kaf Dağı'nın arkasındaki anka kuşunun düşen bir tüyünden bile kendisini mesul tutacak kadar sorumluluk duygusuyla meşbu yüreklere ihtiyacımız var.

***

Derdi şerhetme yeis sebebi yapılmamalı, bilakis metafizik gerilimi ve çalışma azmini artırmaya matuf olmalıdır.

***

“Ben yaptım!” diyenler, kurtuluş aradıkları bir yolda kayıpların en büyüğü olan şirke düşmüş olurlar.

***

Şeytan boş insanlarla uğraşmaz; gayretli kimselerle uğraşır. Binaenaleyh, hizmet alanı artanlar şeytandan Allah'a daha çok sığınmalıdırlar.

***

Hiçbir meslek sadece meslek olduğu için yapılmaya değmez. Onunla hedeflenen gaye önemlidir.

***

Hizmet erlerinin en önemli dinamiği adanmışlık ruhu ve beklentisizliktir.

***

Hâl ile hallolmayacak mesele yoktur.

***

Küçükleri büyük yapan en önemli sıfatlardan birisi hiç şüphesiz büyüklere gösterdikleri hürmet ve saygıdır.

***

Düzen hızı yavaşlatmamalı, hız da düzeni bozmamalıdır.

***

Övülünce sevinme, Kur'an'da münafıkların bir vasfı olarak anlatılmaktadır

***
Yörüngesini tutturamayanlar ömürlerini gel-gitlerin ağında harcamaktan asla kurtulamazlar .

***

Bir topluluğun izzet ve haysiyeti o topluluğu meydana getiren her ferde bir emanettir.

***

Ölüm kendisini hissettirmeye başladığı zaman infakta bulunmanın da bir kıymeti olsa bile, aslolan hiç şüphesiz hayatta ve sıhhatli iken vermektir.

***

İnsan kaynaklı bütün problemlerin altında nefsin kendine bir pay çıkarma arzusu vardır.

***

Allah'a ait şeyleri kendilerine izafe etmeye çalışanlar en büyük gâsıptırlar. Gasbedenlerin cezasız kalmayacağı ise âşikardır.

***

Nefyin en zoru kendini nefiydir.

***

Hazımsızlık ve çekememe bazen düşmanlardan daha fazla zarar verebilir; pek çok düşmanlığın altında da bu duygu yatmakta değil midir?!.

***

Strateji karşısında tepkinin yapabileceği hiçbir şey yoktur.

***

İrade, Allah'ın insana en büyük ihsanlarındandır.

***

Ömrünüz bin sene olsa ve siz bir gün vefasızlık gösterseniz, onun tokadını mutlaka yersiniz. İnsan bir vefa âbidesi olmalı…

***

Günahlar küçük görülürse büyür ve sahibini yutacak hale gelirler; aksine, küçükleri bile büyük görülür, onlardan endişe edilirse o zaman da küçülür ve kaybolurlar

 
Üst Alt