Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Deizm (Yaradancılık)

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
‘’Neden’’ lere vereceğiniz cevaplar, bireysel kabulleriniz ve dolayısıyla da geldiğiniz son nokta sadece sizi bağlar, yoksa nedenleri sorgulamanızın bir mahsuru yoktur. Bahsettiğiniz sorular, evrenin varlığı üzerine yapılıyorsa, ne yazık ki din felsefesi yaparak genel bilimsel bir yargıya ulaşmanız sözkonusu değildir. İsbat noktasında takılır kalırsınız...

‘’Oysa bizim aradığımız ''varlık sebebi''dir, bu da bilimin konusuna girmez’’ demişsiniz. O zaman sorayım size; arayışınızda geldiğiniz son noktada, sizin varlık sebebinizle Afrika’da yaşayan ve kabile dinine mensup bir yerlinin varoluş sebepleri aynı olduğunu iddia edebilir misiniz? Diyelim ki benzerlik gösteriyor, beni neden bağlasın? :)

elbette sadece beni bağlar, çünkü benim düşüncem bu :) benim dikkat çekmek istediğim nokta din felsefesi yapmak ya da herkes için geçerli bir cevap bulmak değil, herkesin bir şekilde aklındaki sorulara cevap bulması gerektiğidir. bunu ben din ile bulurum, başkası kendi kafasına göre herhangi bir felsefeyle bulur, ama sonuçta bulur, ve bu bilimle olmaz, felsefe ve düşünce gerekir. Afrika daki kabile dinini benimsemiş biri kendine bunun tatmin edici bir cevabını pekala verebilir.

sizinkisi ''nedenlere fazla takılmayın, nasıl olduğunu görün yeter'' mantığı, bu sorunu geçiştirme yönelik bir mantık ve beni tatmin etmiyor, zaten hayatın anlamını sorgulayan hiçbir insanı da tatmin etmez, bence sizi de etmiyor :) . her insan felsefeye, düşünceye, varlığın anlamını çözmeye kafa yorar(ya da yormalıdır), buna ihtiyaç duyar ve bir şekilde bunu yapmalıdır, diyerekten nacizhane düşüncemi belirtiyorum...
 

raþid

New member
Katılım
18 Eki 2011
Mesajlar
120
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Konum
yan odadan
İçeriği boş mesaj yazmak için bence. :)
Deizm başlıklı bir konu açılmış, yanlışlıklar var, onları düzeltiyorum. Salyangozcuya iş çıkarmayın siz de :)

Hayır bilemedin. İçeriği çok çok dolu mesajlar da yazdım önceleri, zeka seviyeleri alt katlarda kalan deist ve ateistleri muhatap alarak. Ama hepsi de senin gibi olduğu için, bu sefer içeriği önemsemiyorum. Çünkü ne anlatırsan anlat, anlattığın karşıdaki insanın anladığı kadar döngüsüne girdim her seferinde. Başka insanlara da anlattım, çok çok farklı anlamları da beraberinde anlayarak başkalarına anlattılar. Demek ki benim anlatmamda bir sıkıntı yok, karşıdaki dinleyen insanın algılarında bir sorun var. Çünkü, herkes aynı gerçeği dinliyor, ama anlama yönünde aynı refleksi gösteremiyor.

Deizm konusunda yanlışlıklar yok, bence doğru bilgiler var. Yani sizin düzeltmelerinize ihtiyacı yok bekir beyin yazdığı makalenin. Sorun; başlı başına deizm !

Salyangozculara iş çıksa da, mahalle bekçileri nöbette. Rahat ol, her yazacağına bir cevap vardır. Bir öncekinden farklı uslubları da beraberinde getirerek anlatırız bunu. Bizde gün biter, anlatacaklarımız ve yazacaklarımız bitmez !
 

xyz

New member
Katılım
20 Kas 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0
elbette sadece beni bağlar, çünkü benim düşüncem bu :) benim dikkat çekmek istediğim nokta din felsefesi yapmak ya da herkes için geçerli bir cevap bulmak değil, herkesin bir şekilde aklındaki sorulara cevap bulması gerektiğidir. bunu ben din ile bulurum, başkası kendi kafasına göre herhangi bir felsefeyle bulur, ama sonuçta bulur, ve bu bilimle olmaz, felsefe ve düşünce gerekir. Afrika daki kabile dinini benimsemiş biri kendine bunun tatmin edici bir cevabını pekala verebilir.


İnanma ihtiyacından kaynaklanıyor arayışın senin işte... İnanmak istiyorsan, bir şeyler arar bulur buluşturur inanırsın zaten. Hatta daha da ileri gider kendi uydurduklarına da inanmaya başlarsın. Sorun da budur zaten; inanmak isteğiyle, dürtüsüyle us sınırlarının dışına çıkmaktır. Felsefe yaparken de bilimsel mantık ve akılcılıktan uzaklaşmayacaksın ki ayakların yerden kesilmesin. Çünkü sınırları zorlarsan Zeus'a bile inanabilirsin. :)
sizinkisi ''nedenlere fazla takılmayın, nasıl olduğunu görün yeter'' mantığı, bu sorunu geçiştirme yönelik bir mantık ve beni tatmin etmiyor, zaten hayatın anlamını sorgulayan hiçbir insanı da tatmin etmez, bence sizi de etmiyor :) . her insan felsefeye, düşünceye, varlığın anlamını çözmeye kafa yorar(ya da yormalıdır), buna ihtiyaç duyar ve bir şekilde bunu yapmalıdır, diyerekten nacizhane düşüncemi belirtiyorum...

Beni çok fazla ilgilendirmiyor, var olanı kabul edip hayatımı idame ettiriyorum. Mevcut şartlar içerisinde mutlu olmaya çalışıyorum, bir şeyler uydurmama isteğimde bundan kaynaklanıyor. Benim nacizane fikrim de bu şekilde :)
 

xyz

New member
Katılım
20 Kas 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hayır bilemedin. İçeriği çok çok dolu mesajlar da yazdım önceleri, zeka seviyeleri alt katlarda kalan deist ve ateistleri muhatap alarak. Ama hepsi de senin gibi olduğu için, bu sefer içeriği önemsemiyorum. Çünkü ne anlatırsan anlat, anlattığın karşıdaki insanın anladığı kadar döngüsüne girdim her seferinde. Başka insanlara da anlattım, çok çok farklı anlamları da beraberinde anlayarak başkalarına anlattılar. Demek ki benim anlatmamda bir sıkıntı yok, karşıdaki dinleyen insanın algılarında bir sorun var. Çünkü, herkes aynı gerçeği dinliyor, ama anlama yönünde aynı refleksi gösteremiyor.

Deizm konusunda yanlışlıklar yok, bence doğru bilgiler var. Yani sizin düzeltmelerinize ihtiyacı yok bekir beyin yazdığı makalenin. Sorun; başlı başına deizm !

Salyangozculara iş çıksa da, mahalle bekçileri nöbette. Rahat ol, her yazacağına bir cevap vardır. Bir öncekinden farklı uslubları da beraberinde getirerek anlatırız bunu. Bizde gün biter, anlatacaklarımız ve yazacaklarımız bitmez !

Yazıyı bekir bey yazmamış, topic'e taşımış sadece, okumadığını da anlamış olduk böylece... Kendini de boş yere yorma verecek bir cevabın yoksa, yaran olduğunu anlayabiliyorum ateist ve deistlerden yana... :)

Yazılanlar tartışılmayacaksa forumun amacı nedir sence? Kendi kendinize bir şeyler asın durun o zaman. :)
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
İnanma ihtiyacından kaynaklanıyor arayışın senin işte... İnanmak istiyorsan, bir şeyler arar bulur buluşturur inanırsın zaten. Hatta daha da ileri gider kendi uydurduklarına da inanmaya başlarsın. Sorun da budur zaten; inanmak isteğiyle, dürtüsüyle us sınırlarının dışına çıkmaktır. Felsefe yaparken de bilimsel mantık ve akılcılıktan uzaklaşmayacaksın ki ayakların yerden kesilmesin. Çünkü sınırları zorlarsan Zeus'a bile inanabilirsin.

''felsefe yaparken bilimsel mantıktan uzaklaşmayacaksın'', bunu rahmetli filozoflara söyleseniz çok gülerlerdi :) felsefe,zaten bilimin cevap vermediklerine cevap aramak için vardır, amacı budur. siz bunu derseniz felsefeyi, binlerce yıldır tüm filozofların emeklerini çöpe atarsınız, bu da büyük haksızlık olmaz mı? :)

İnanma ihtiyacı diye bir şey yoktur, insanların aklını kullanarak sorularına cevap aramaları vardır.

Felsefe yaparken de bilimsel mantık ve akılcılıktan uzaklaşmayacaksın sözünüze de şunu söylemek isterim ki, bilimde ''doğru'' yoktur, ''doğru kabul edilen'' vardır. bugünün doğruları, yarının yanlışlarıdır, hiçbir yasa ve teori ''kesin doğru değildir''.(örn. Newton yasalarının bir kısmının geçerlliğini yitirmesi, Kopernik güneş sistemi modelindeki hatalar, Einstein in kuram ve formüllerinden şüphelenilmeye başlanması, 60larda çürüyen durağan evren modeli vsvs...) yani sizin dışına çıkmayacağınızı söylediğiniz mantık da doğru değildir, değişmez doğrulara sahip değildir.

her neyse, ben konu hakkındaki sorularımı sorayım. ''düşünürken bilimin dışına çıkmayacaksın'' dediniz, sanırım deistler böyle düşünüyor. ama siz Tanrı ya inandığınızı söylüyorsunuz. düşünürken bilimin çerçevelerini aşmayacaksanız, Tanrı ya da inanamazsınız, çünkü somut dayanağı olmayan olgular sizin mantığınıza göre mantıksızdır. siz hem düşünürken bilimin dışına çıkmamak gerekir diyorsunuz, hem de Tanrı vardır diyorsunuz. bu çelişki olmuyor mu?
 

xyz

New member
Katılım
20 Kas 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İnanma ihtiyacından kaynaklanıyor arayışın senin işte... İnanmak istiyorsan, bir şeyler arar bulur buluşturur inanırsın zaten. Hatta daha da ileri gider kendi uydurduklarına da inanmaya başlarsın. Sorun da budur zaten; inanmak isteğiyle, dürtüsüyle us sınırlarının dışına çıkmaktır. Felsefe yaparken de bilimsel mantık ve akılcılıktan uzaklaşmayacaksın ki ayakların yerden kesilmesin. Çünkü sınırları zorlarsan Zeus'a bile inanabilirsin.

''felsefe yaparken bilimsel mantıktan uzaklaşmayacaksın'', bunu rahmetli filozoflara söyleseniz çok gülerlerdi :) felsefe,zaten bilimin cevap vermediklerine cevap aramak için vardır, amacı budur. siz bunu derseniz felsefeyi, binlerce yıldır tüm filozofların emeklerini çöpe atarsınız, bu da büyük haksızlık olmaz mı? :)

İnanma ihtiyacı diye bir şey yoktur, insanların aklını kullanarak sorularına cevap aramaları vardır.

Felsefe yaparken de bilimsel mantık ve akılcılıktan uzaklaşmayacaksın sözünüze de şunu söylemek isterim ki, bilimde ''doğru'' yoktur, ''doğru kabul edilen'' vardır. bugünün doğruları, yarının yanlışlarıdır, hiçbir yasa ve teori ''kesin doğru değildir''.(örn. Newton yasalarının bir kısmının geçerlliğini yitirmesi, Kopernik güneş sistemi modelindeki hatalar, Einstein in kuram ve formüllerinden şüphelenilmeye başlanması, 60larda çürüyen durağan evren modeli vsvs...) yani sizin dışına çıkmayacağınızı söylediğiniz mantık da doğru değildir, değişmez doğrulara sahip değildir.

her neyse, ben konu hakkındaki sorularımı sorayım. ''düşünürken bilimin dışına çıkmayacaksın'' dediniz, sanırım deistler böyle düşünüyor. ama siz Tanrı ya inandığınızı söylüyorsunuz. düşünürken bilimin çerçevelerini aşmayacaksanız, Tanrı ya da inanamazsınız, çünkü somut dayanağı olmayan olgular sizin mantığınıza göre mantıksızdır. siz hem düşünürken bilimin dışına çıkmamak gerekir diyorsunuz, hem de Tanrı vardır diyorsunuz. bu çelişki olmuyor mu?

Felsefe bilimin cevap bulamadıklarına cevap olmak için var öyle mi? Bilim adamları duysa herhalde gülerler size ve bilimin konusun, doğruyu/yanlışı ortaya koymak değil, gerçeği bulmak olduğunu söylerlerdi. Kelime oyunları sizi haklı çıkarmaz, sadece konudan uzaklaştırır, ama ben buna pabuç bırakmam :)

Sizinkisi sadece felsefeyle sınırlı olsa hiçbir mahzuru yok. Keza Harun Yahya da bunu çok yapar. Oturduğu yerden evrim teorisi iki üç düzmece lafla sözüm ona yaratılış felsefesiyle çökertmeye çalışır. :)

Bilimde ısrar da yoktur doğrudur, yeni teori, eski kabul görenin çöküşü olabilir, statik bir yapısı yoktur. Bunlara diyecek sözüm yok...

Düşünürken bilim dışına çıkmayacaksını biraz daha açıyorum. Aklın sınırları dışına çıkmayacaksın. Ay'a gittiğinde dünyadaki yerçekimi kanunu unutacaksın. :)

Benim Tanrı anlayışım, sizinkinden çok farklı. Çok da fazla irdelediğim bir olgu değil.

Selamlar.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Felsefe bilimin cevap bulamadıklarına cevap olmak için var öyle mi? Bilim adamları duysa herhalde gülerler size ve bilimin konusun, doğruyu/yanlışı ortaya koymak değil, gerçeği bulmak olduğunu söylerlerdi. Kelime oyunları sizi haklı çıkarmaz, sadece konudan uzaklaştırır, ama ben buna pabuç bırakmam :)

Sizinkisi sadece felsefeyle sınırlı olsa hiçbir mahzuru yok. Keza Harun Yahya da bunu çok yapar. Oturduğu yerden evrim teorisi iki üç düzmece lafla sözüm ona yaratılış felsefesiyle çökertmeye çalışır. :)

Bilimde ısrar da yoktur doğrudur, yeni teori, eski kabul görenin çöküşü olabilir, statik bir yapısı yoktur. Bunlara diyecek sözüm yok...

Düşünürken bilim dışına çıkmayacaksını biraz daha açıyorum. Aklın sınırları dışına çıkmayacaksın. Ay'a gittiğinde dünyadaki yerçekimi kanunu unutacaksın. :)

Benim Tanrı anlayışım, sizinkinden çok farklı. Çok da fazla irdelediğim bir olgu değil.

Selamlar.

Kelime oyunu değil, siz anlamak istemediniz :) ayrıca kelime oyununu siz yaptınız, burada sorumun cevabını göremiyorum. ''benim Tanrı anlayışım sizinkinden farklı'', cevap değil geçiştirme. merak ettiğimiz, bilmediğimiz için soruyoruz polemiğe girmek için değil, cevap verebilirsiniz.

Düşünürken bilim dışına çıkmayacaksını biraz daha açıyorum. Aklın sınırları dışına çıkmayacaksın. Ay'a gittiğinde dünyadaki yerçekimi kanunu unutacaksın.

''aklın sınırları'' diye birşey yok, akıl sınırsızdır. istediğiniz an istediğinizi düşünebilirsiniz, sınırlı olan bilimdir. hangisini kastediyorsunuz, birincisi mi yoksa bu mu? ve sizin ''akıl sınırları'' dediğiniz sınırlar nedir, kime göre, neye göre? sizin aklınıza göre mi?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Teizm hariç. :)
Düzeltmeden geçemeyeceğim başka bir detay da ateizm, deizm, panteizm, panenteizm vs. görüşler inançtan değil, inançsızıktan doğmuş akımlardır.


Yazıyı bekir bey yazmamış, topic'e taşımış sadece, okumadığını da anlamış olduk böylece...



İslami inanç çerçevesinde deistle teistin gideceği yerleri söylerseniz kimin neyi nasıl okuduğunu da göstermiş olursunuz forum'a.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
yaradancılık" şeklinde çevrilen deizm terimi, Tanrı'ya inanmakla beraber belli bir dinin naslarını ve esaslarını inkar eden, Tanrının evreni yarattıktan sonra onu kendi yasasına göre işlemek üzere kendi haline bıraktığını ileri süren felsefi akımı İfade eder.

Bu akım küfrü barındırıyor.Haşa Allah cc ün iradesini hiçe saymış bir sürü tanrıcıklar yaratmış.Hiç akıllının işimi ki Allah cc kainatı yaratsın hele insanı yaratsın ve başıboş bıraksın.O koca gezegenler,nebulalar,galaksiler ... atomlar,nötronlar,hayvanat ve bitkiler hatta insan irade-i cüzziyesini saymaz isek
kendi kendine malik değildir.daha biz bize bırakılsak ve hadi sinang nefes alış verişini sen yap deseniz üç dakikada ölürdük herhalde.Allah kün fe yekün der ve olu verir.Bİz buna inanırız.malikimiz O dur.
 

raþid

New member
Katılım
18 Eki 2011
Mesajlar
120
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Konum
yan odadan
Yazıyı bekir bey yazmamış, topic'e taşımış sadece, okumadığını da anlamış olduk böylece... Kendini de boş yere yorma verecek bir cevabın yoksa, yaran olduğunu anlayabiliyorum ateist ve deistlerden yana... :)

Yazılanlar tartışılmayacaksa forumun amacı nedir sence? Kendi kendinize bir şeyler asın durun o zaman. :)

Yazının altında kocaman harfler ile İSMAİL KILLIOĞLU yazılmışsa, bu kişinin Bekir bey ile aynı kişi olmadığını görecek ve anlayacak kadar akıl sahibi olduğumu sanıyorum. Kaldı ki, İsmail Kıllıoğlu'nun; "deizm" hakkında yazdığı bu yazısının küçük bir bölümüdür bu okuduğumuz yazı. Belki Bekir bey bunu bir dergi yada kitapçıkta gördü ve buraya taşıdı, belki ınternet ortamında bir yerde denk geldi, kopyalayıp buraya taşıdı, bilemem. Ama yazının tamamı olmadığı için belki de bir dergide makale olarak gördü ve üşenmeden önüne alıp yazmışta olabilir. Bu konuda önyargı taşımadım, her ne kadar alıntı olduğunu belirtse de kendi eli ile yazabilme gerçeğini gözönünde bulundurup "bu makaleyi yazmış" dedim, ama görüyorum ki sen sazan gibi konuya dalıp okumadığıma yönelik önyargı tezlerini ortaya koymaya başlamışsın bile. İşte deizm felsefesine bu neden ile karşıyım, bu neden ile basit görüyorum. Haddi zatında; felsefi düşünce yönünden de, Dini yönünden de zaten basit. Önyargılarına teslim olmuş bir beyinin, araştırma ve önermeler dışında kaldığını görmek, önüne konulan tek bir düşünce mantığını mutlak kabul edip, milyarların yaşadığı ve inandığı konuya "dogmatik" gibi bir anlam yüklemeye çalışmak, bu beyinin zamanla "deizm" türü düşünceler içersine girip fanatikçe savunma gayreti şaşırtmıyor beni. Esas şaşırtan o ki; özgür beyin olarak bir de kendini göstermeye çalışmaz mı ? :) işte o zaman kopuyorum. Kerameti kendinden menkul bir akım olup çıkıyorsunuz.

Elbette burası forum. Burada İlahimız olarak bilinen ve kabul edilen Allah (Celle celaluhu) ve Peygamberleri (avs.ecmain) ile şeriatının hükümleri konu edilip, bu konu hakkında karşılıklı fikir alışverişi yapılır. Ve düşünün ki biz bir tek Allah'a (Celle celaluhu) inanıyoruz. Ve bu kadar topıc de bu neden ile bu kadar çok çeşit kalem ile forumlaşıyor. Ya sizler ? Sizler bir forum açmaya kalksanız ne olurdu acaba ? Sadece bir tek forum yetmez size. Yoo ! hemen, "elbette bizde konu çokluğu var, bilim var, teknik var vs, vs..." diye anlamayın. Siz de sadece tanrı olgusu çok :) ondan diyorum. Bir forum açsanız en az 100 tane veya 1000 tane topıc açmak zorunda kalırsınız sadece tanrı kavramları nedenlerinizden dolayı ! Güneş tanrısı, hava tanrısı, yer tanrısı, ışık tanrısı, nehir tanrısı...aşk tanrısı ! vd...Sonra ? Sonra, bu tanrılarınızın ritüelleri, öngörüleri, detayları...vs! Hani bir reklam vardı ya, küçük çocuk öğünerek söylüyor "benim babam doktor !", karşısındaki ufaklık kızımız hiç dururmu "oooo! benim annem; hem doktor, hem hastabakıcı, hem hemşire, hem aşçı, hem ayakkabı boyacısı, hem pastaneci, hem temizlikçi, hem bulaşıkçı..." Siz şimdi dersiniz belki, iyi de ben deistim dinleri red edip tek tanrı gerçeğine indirgemişim, dersiniz. Canım bu işin başlangıç noktası derim ben de. Deist olarak başlar, panteist ile devam eder, pananteist olarak zirve yapar, en son ateist olarak final de topyekün buluşursunuz..!

Bizim yaradanımız; Allah (Celle celaluhu ve şanuhu). Ve "O" küllü şey'in kaadir. Yaratma yönünden de, İlahi vasıflar yönünden de, mükafatlandırıcı olarak da, cezalandırıcı olarak da. Tek ve mutlak; "O" (Celle celaluhu).

İlk mesajlarınızda gördüm, tanrı diye bahsettiğiniz şey'in (her ne ise o), kendisine inanıldığı takdirde; inanan kişiye borçlanma mantığını ..! Bir an için bu mantığınız ile soru soralım o zaman : Siz; inanmıyorsunuz diye borçlu değilmisiniz ? Kendinizi borçlu hissetmiyormusunuz ? Neden mi ? Her gün 1 defa dahi olsa önünüze konulan bir tabak yemek için dahi ! Tırnağınızın tam yerinde ve çatlaksız olduğundan dolayı ! Yada, burun kıllarınızı yarattığı için bronşlarınızı zararlı tozlardan koruduğundan dolayı ! Sahi, kim kime borçlu ve kim kime minnet duyuyor ? Hiç akıl etmezmisiniz, sahi; hiç düşünmezmisiniz ?
 

raþid

New member
Katılım
18 Eki 2011
Mesajlar
120
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Konum
yan odadan
Sizinkisi sadece felsefeyle sınırlı olsa hiçbir mahzuru yok. Keza Harun Yahya da bunu çok yapar. Oturduğu yerden evrim teorisi iki üç düzmece lafla sözüm ona yaratılış felsefesiyle çökertmeye çalışır...

Harun Yahya'cı değilim ama, yeri gelmişken söylemek isterim. Harun Yahya'nın, darwın'in kendi familyasına konu ettiği tezine karşılık ortaya koyduğu gerçek ! felsefi bir yorum değildir. Bir yaradılış gerçeğidir.

Ama, şurasına katılırım sözünüzün "oturduğu yerden..." evet! doğrudur, bir çok ilim ve bilim adamlarının bulgularını ve araştırmalarını iyi bir derleme ile ortaya "Harun Yahya" mahlası ile oturduğu yerden koymuştur. Bu da Adnan Oktar'ın ilim bilim adamı olduğunu göstermekten daha da ziyade, uyanık bir tip olduğunu anlatır bize. Şimdi işte burada felsefi bir söz ile katkı yapalım: durmuş bir saat dahi, günde iki defa gerçek zamanı gösterir. (Bu sözü, forumda bir üyenin yazısında okudum, hoşuma gitti)
 

xyz

New member
Katılım
20 Kas 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kelime oyunu değil, siz anlamak istemediniz :) ayrıca kelime oyununu siz yaptınız, burada sorumun cevabını göremiyorum. ''benim Tanrı anlayışım sizinkinden farklı'', cevap değil geçiştirme. merak ettiğimiz, bilmediğimiz için soruyoruz polemiğe girmek için değil, cevap verebilirsiniz.

Düşünürken bilim dışına çıkmayacaksını biraz daha açıyorum. Aklın sınırları dışına çıkmayacaksın. Ay'a gittiğinde dünyadaki yerçekimi kanunu unutacaksın.

''aklın sınırları'' diye birşey yok, akıl sınırsızdır. istediğiniz an istediğinizi düşünebilirsiniz, sınırlı olan bilimdir. hangisini kastediyorsunuz, birincisi mi yoksa bu mu? ve sizin ''akıl sınırları'' dediğiniz sınırlar nedir, kime göre, neye göre? sizin aklınıza göre mi?

İslam'ın Allahı, Hristiyan'ın Tanrısı ile kısacası dinlerdeki ilah figürüyle benim yaratıcımın en ufak benzerliği yok. Bu yüzden detayına girmedim. Ama çok istiyorsan söyleyeyim. Evrene müdahale etmeyen bizi kendi halimize bırakan bir yaratıcıya inanıyorum. Bilinçli de olabilir bilinçsiz de... Bu kısmıyla ilgilenmiyorum. O'na farklı sıfatlar da adfetmiyorum. :)

Aklın sınırlarını zorlamaktan kastım, akıl sınırları dışına çıkmamak, mantık çerçevesinde düşünmek, hareket etmektir. Yoksa tabii ki aklı da özgür düşünceyi de sınırlamak mümkün değildir.
 

xyz

New member
Katılım
20 Kas 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0

İslami inanç çerçevesinde deistle teistin gideceği yerleri söylerseniz kimin neyi nasıl okuduğunu da göstermiş olursunuz forum'a.
Yapmayın yahu, İslami inançtan mı sual ediliyorum. :)
Sormuşsunuz madem cevap vereyim. Deist yırtamaz, ama teist bir yolunu bulur cennete girer. :)
 

xyz

New member
Katılım
20 Kas 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0

Harun Yahya'cı değilim ama, yeri gelmişken söylemek isterim. Harun Yahya'nın, darwın'in kendi familyasına konu ettiği tezine karşılık ortaya koyduğu gerçek ! felsefi bir yorum değildir. Bir yaradılış gerçeğidir.

Ama, şurasına katılırım sözünüzün "oturduğu yerden..." evet! doğrudur, bir çok ilim ve bilim adamlarının bulgularını ve araştırmalarını iyi bir derleme ile ortaya "Harun Yahya" mahlası ile oturduğu yerden koymuştur. Bu da Adnan Oktar'ın ilim bilim adamı olduğunu göstermekten daha da ziyade, uyanık bir tip olduğunu anlatır bize. Şimdi işte burada felsefi bir söz ile katkı yapalım: durmuş bir saat dahi, günde iki defa gerçek zamanı gösterir. (Bu sözü, forumda bir üyenin yazısında okudum, hoşuma gitti)

Durmuş saate bakarak saatimizi ayarlayamayız ama yine de değil mi? ;)
 

raþid

New member
Katılım
18 Eki 2011
Mesajlar
120
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Konum
yan odadan
Ama durmuş saat dahi olsa, o an için gerçek zamanı gösteriyor. Siz o an oradan geçiyor olsanız ve gözünüz saate takılsa, o saati gerçek zaman olarak algılayabilirsiniz. Kolunuzdaki saat ile kıyaslayabilirsiniz ve hatta ileri gitmiş diyerek kendi saatinizi o meydandaki saate göre ayarlayabilirsiniz belki de.

Bakın bu mantık örgüsünde, size bir şey anlatmak istedim. Burada kıstas aldığınız meydandaki saati iyice araştırmadığınız için, bir anlık halini gerçek olarak algılayabilirsiniz. Ama, karşı büfede her gün gazete satan kişiye sorsanız, o kişi oranın müdavimi olduğu için, bırakın saatin durmuş olduğunu, tarihçesini bile size anlatabilir belki de. Gerçek şimdi ne oldu ? göreceli bir hal aldı. Oysa, gerçek haddi zatında bozulmamış hali ile o anı da size yaşatıyor.

Farkındalık; belki bu olgu size bir avantaj sağlıyor.
 

xyz

New member
Katılım
20 Kas 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Önyargılarına teslim olmuş bir beyinin, araştırma ve önermeler dışında kaldığını görmek, önüne konulan tek bir düşünce mantığını mutlak kabul edip, milyarların yaşadığı ve inandığı konuya "dogmatik" gibi bir anlam yüklemeye çalışmak, bu beyinin zamanla "deizm" türü düşünceler içersine girip fanatikçe savunma gayreti şaşırtmıyor beni. Esas şaşırtan o ki; özgür beyin olarak bir de kendini göstermeye çalışmaz mı ? :) işte o zaman kopuyorum. Kerameti kendinden menkul bir akım olup çıkıyorsunuz.


Milyarlar doğru kabul ediyor diye doğmatik olan -hadi olduğunu düşündüğüm şeyler diyeyim- sanki bir kerametmiş gibi bir anlam mı yüklemem gerekiyor. Bu garip olurdu bence. Fikrim ve zikrim bir olmadığı için kafir değil münafık derdin bu sefer sanırım. :)

Sizler bir forum açmaya kalksanız ne olurdu acaba ? Sadece bir tek forum yetmez size. Yoo ! hemen, "elbette bizde konu çokluğu var, bilim var, teknik var vs, vs..." diye anlamayın. Siz de sadece tanrı olgusu çok :) ondan diyorum. Bir forum açsanız en az 100 tane veya 1000 tane topıc açmak zorunda kalırsınız sadece tanrı kavramları nedenlerinizden dolayı ! Güneş tanrısı, hava tanrısı, yer tanrısı, ışık tanrısı, nehir tanrısı...aşk tanrısı ! vd...Sonra ? Sonra, bu tanrılarınızın ritüelleri, öngörüleri, detayları...vs! Hani bir reklam vardı ya, küçük çocuk öğünerek söylüyor "benim babam doktor !", karşısındaki ufaklık kızımız hiç dururmu "oooo! benim annem; hem doktor, hem hastabakıcı, hem hemşire, hem aşçı, hem ayakkabı boyacısı, hem pastaneci, hem temizlikçi, hem bulaşıkçı..." Siz şimdi dersiniz belki, iyi de ben deistim dinleri red edip tek tanrı gerçeğine indirgemişim, dersiniz. Canım bu işin başlangıç noktası derim ben de. Deist olarak başlar, panteist ile devam eder, pananteist olarak zirve yapar, en son ateist olarak final de topyekün buluşursunuz..!

Anlayamadığınız şey şu; bizlerin Tanrı ile bir alıp veremediği yok. Tanrı benim hayatımın bir parçası da değil. Benim yaratıcımın kitabı, peygamberleri, melekleri, benden beklentisi vs. yok. Yarın Tanrı konusundaki fikrimde değişebilir, bu da ihtimal dahilindedir. Çünkü deizm bir din değil, din karşıtı görüştür. Bu yüzden yarın panteist de olabilirim ateist de... :)

İlk mesajlarınızda gördüm, tanrı diye bahsettiğiniz şey'in (her ne ise o), kendisine inanıldığı takdirde; inanan kişiye borçlanma mantığını ..! Bir an için bu mantığınız ile soru soralım o zaman : Siz; inanmıyorsunuz diye borçlu değilmisiniz ? Kendinizi borçlu hissetmiyormusunuz ? Neden mi ? Her gün 1 defa dahi olsa önünüze konulan bir tabak yemek için dahi ! Tırnağınızın tam yerinde ve çatlaksız olduğundan dolayı ! Yada, burun kıllarınızı yarattığı için bronşlarınızı zararlı tozlardan koruduğundan dolayı ! Sahi, kim kime borçlu ve kim kime minnet duyuyor ? Hiç akıl etmezmisiniz, sahi; hiç düşünmezmisiniz ?

Tekrar söylüyorum. Benim Tanrı'dan hiçbir beklentim yok. O'nun da benden bir beklentisi olduğunu sanmıyorum. Sen Allah lutfetti ellerim var, Allah lutfetti önüme bir kap yemek geldi, Allah lutfetti sağlıklıyım diyen bir teistsin. Ben doğal süreç gereği varoldum, çalıştım bu yemeği hakettim, kendime dikkat ediyorum, başıma bir kaza gelmediği müddetçe sağlıklıyım diyorum... :)

Selamlar.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
İslam'ın Allahı, Hristiyan'ın Tanrısı ile kısacası dinlerdeki ilah figürüyle benim yaratıcımın en ufak benzerliği yok. Bu yüzden detayına girmedim. Ama çok istiyorsan söyleyeyim. Evrene müdahale etmeyen bizi kendi halimize bırakan bir yaratıcıya inanıyorum. Bilinçli de olabilir bilinçsiz de... Bu kısmıyla ilgilenmiyorum. O'na farklı sıfatlar da adfetmiyorum. :)

Aklın sınırlarını zorlamaktan kastım, akıl sınırları dışına çıkmamak, mantık çerçevesinde düşünmek, hareket etmektir. Yoksa tabii ki aklı da özgür düşünceyi de sınırlamak mümkün değildir.

dua eder misiniz?
 
K

kompLeks

Guest
Evet, hani bir yaradana inanıyorsunuz ya, o yaradandan bahsedin bize biraz, sonra biz de her şeyin yaratıcısı olan Allah'ı anlatalım inşallah.

sayın bekir;

ben bu konuyu tamamen unutmuşum. aklımdan çıkmış. ben yokken çok şey yazılmış. yalnız olmadığımı da farketmiş oldum. sayın xyz arkadaş bana sorduğunuz soruya da cevap vermiş. teşekkür ederim kendisine.
 
Üst Alt