Değerli kardeşim..
Bir söz vardır, ilk kim söyledi bilmiyorum ama ben çok kullanırım:
"Nasıl bakarsan, öyle görürsün"
"Tasavvuf ilmi" derken, ne demek istediğini anlayamadım. Kelime manası "yün giyen adam" olan tasavvuf, ilim denen güneşe en uzak kelimedir..demişsin;
Çok doğru bir söz, nasıl bakarsan öyle görürsün. Tasavvuf; madem mecaz anlam kullandın bende o yoldan devam edeyim, kelime anlamı olarak yün giyen adam değil, yakıcı güneş altında yün giyen anlamındadır. İlim bir güneşse, ki öyle tabir edilegelmiştir, yün giyen adamda o güneşin göbeğinde oturmaktadır. Nerde kaldı güneşe uzak kalması.
"Nasıl bakarsan öyle görürsün"
Tasavvuf meselesi, kimileri için islamı yaşamanın bir yolu (tarikat), kimileri için izlamın özü(!), kimileri için ise; etiketi "araç" olan, fakat uygulaması kendi başına bir din biçiminde işleyen bir sistem. demişsin;
Tasavvufun elbette kendine has bir işleyen sistemi var. Bu şuna benzerki; muhakkak bir yerde çalışıyorsundur veya işyeri sahibisin. O bulunduğun işyerinin kendine has bir işleyiş sistemi yokmu ? O sistemi denetleyem amir veya memur yokmu ? Kendi başına "saldım çayıra mevlam gayıra" türünden bir şekildemi yürür oradaki işler. Muhakkak bir sistemi vardır, olmalıdır da. Çalıştığın işyeri senin ister etiketindir, ister amacına ulaşmak açısından bir kariyer basamağındır, istersen severek yaptığın için, senin açından bir çalışma şeklidir. Sonuçta çalışmak varsa o zaman ne şekilde görürsen gör, keyfiyeti şahsına münhasırdır. Tasavvufda; ister severek İslamı yaşayacağın detayların bir bütünüdür (çünkü burada sadece İslam ölçüler mevcut,başka dinin ölçüsü değil), istersen manevi duygularını yaşayarak İlahi rızayı kazanma yolunda bir basamak, istersen "aa bak bu adam dini bütün biri cemaatlere gidip geliyor buna güvenilir" desinler diye etiket yapmak istediğin bir yerdir. Bununda keyfiyeti şahsa münhasırdır, nasıl görmek istersen buyur bunu da ordan gör.
burada şöyle düşünebilirsiniz: arac'ı yanlış kullanmak kişinin hatasıdır, aracın yanlış ya da hatalı olduğunu göstermez. bir diğer ifadele tarikat adı altında her naneyi yiyenler olmuş olsa da bu tarikatın yanlış olduğunu göstermez. böyle düşünmek elbetteki olağandır. ve temel mantığı (araç ve kullanan ilişkisi) kabul edilebilir bir tezdir.
Fakat....
Tüm bu söylemlerin ışığında tarikat;
Teslim olma yasasına dayalı, demişsin;
Evet teslim olacaksın, kural bu! Ama kime tasavvufu yaşayanların başındaki zata mı hayır, bizzat Allah'a (cc)
Eleştiri kabul etmeyen,demişsin;
Güldürme Tuvare; günümüzde eleştirilmedik ne ayet kaldı, nede paygamberler nede dinler kaldı, tasavvufmu eleştirilmeyecek.
Akıl ve mantık dışı,demişsin;
Akıl ve mantık dini olan İslam'ı baz alan bir tasavvuf, kendi özüne aykırımı hareket edecek. O zaman Tasavvuf, esasa dayalı yapıdan çıkmış, kula kul olma yoluna daha en baştan girmiş demektir bu anlayış.
Masal ve hikayeden ibaret,demişsin;
Burada masal anlatılmaz, masal asıl hayatta yaşanmamış konuları kapsar. Hikaye derken de; yaşayan bir insanın hayat hikayesi, yaşadığı olaylar, bazı olaylar karşısında takındığı tavırlar, söylediği sözler gerçeklikten uzakmıdır. Sen şuan yaşıyorsun; 3 kuşak sonraki gelen torunun senin önemli bir olayını senin oğlun olan dedesinin ağzından bizzat dinlemişse ve bunu bir ortamda öğünerek anlatmış ise bu gerçeklikten uzak bir hikayemidir, masalmıdır ?
Sorgulandığında sırıtan,demişsin;
Ki; bence bu konu sorulduğu zaman, Tasavvuf nedir denildiğinde, sırıtılacak hiç ama hiç bir neden göremiyorum burasını anlayamadım, mazur gör. Söyleyecek bir sözü olmayan insanın sırıtmasını kasdediyorsak, tasavvufta gün biter ama söz bitmez...
İlimle alakası olmayan,demişsin;
Bu yolda ilim olmadan tek bir adım dahi atamazsın. Bu dünyada yaşamak için ne kadar oksijene ihtiyacın varsa, aynı mantıkla tasavvufta yol alabilmen için aynı oranda ilime ihtiyacın vardır.
Kutsalları insanlar olan,demişsin;
Kutsal! nedir kutsal ? Allah (cc) kutsalmıdır sence ? Peygamber (a.s.v.) kutsalmıdır sence ? Kur'an kutsalmıdır sence ? Melekler kutsalmıdır sence ? Yaşam hakkı kutsalmıdır sence ? Bayrak kutsalmıdır sence ? emin ol tasavvuf ehli içinde aynı kutsallar geçerli. İnsan yaratılış nedeninden dolayı kutsaldır. Üzerindeki elbisesi veya yerlere kadar uzanan sakalından dolayı değil. Tasavvufta suret değildir önemli olan; sirettir.
Kendine has ibadetleri olan,demişsin;
İbadet Allah'a (cc) yapılır. Kimse kendi karnından konuşmasın. Farz olan İslamın bize emrettiği ibadetler sonrasında senin iki rekat nafile namazın, dostlarınla oturup Allah (cc) Peygamber (s.a.v.) Kur'an (Azimüşşan) okuman sohbetini yapman bir ibadetmidir ? Evet Allah (cc) ibadet saydığı nafile ibadetlerdir. Ve kemalatının (kamil bir insan olmanın) artması bu nafileler ile sağlanır. Farz ibadetlerle değil. Farz zaten adı üzerinde yapmakla yükümlü bulunduğun ibadetler bütünüdür. Nafile ise; mecbur olmadığın, ama yaparsanda büyük ecirlerin seni beklediği ibadetlerdir. Ayetle de sabittir, hadisle de sabittir. Bu tasavvufa has bir ibadet değildir. Tasavvuf sadece farzlardan sonra önemi olan bu nafile ibadetleri ön plana çıkraıp yaşamanı teşvik etmeye çalışır!! Dikkat et lütfen buraya "teşvik etmeye" sözünü kullandıkki; bazıları bunu mecburiyet gibi algılıyor.
Tamamen duygusal(!) hedefleri olan,demişsin;
Oturduğun evi seviyormusun ?, yada yaşadığın ülkeyi ? Sana alfabeyi ve okumayı öğretip güzel bir insan olan yetişmeni sağlayan öğretmenini seviyormusun ? Bende! seviyorum. Eğer sen bunu (cem yılmazvari) maddi anlamda kullanıyorsan burada geçerli olmayan tek meta paradır.
Maddi manevi sömürü aracı olan,demişsin;
1991 yılının 21 Ağustosundan beri tasavvufun içindeyim, 1 YTL dahi benden istenmedi. Bu konuda mecburen sana kendimden örnek verebilirim.
İslami deyimi söylemden ibaret,demişsin;
Evet, İslami deyimi çok söylenir, çünkü yaşam biçimidir İslam. O yüzden orada bulunan insanlar için kıstas İslam'dır. Ve orada bulunan anlayış şudur; her kim yapmadığı veya yaşamadığı bir konuyu yapıyormuş yada yaşıyormuş gibi anlatmaya kalkarsa Allah (cc) Onu o halden mahrum bırakır, ona haram kılar o hal ve yaşantıyı. Kimse kafasından kendine ait bir element uyduramaz.
Kur'an dan delili olmayan,demişsin;
En başta söylediğini şimdi ben sana hatırlatıyorum;
"Nasıl bakarsan öyle görürsün!"
şahsi görüşüm ise:
"Tarikat: islamı yaşamamaya direnmektir."demişsin;
Bak ! Nasıl da Allah (cc) söyletti sana!
Aklını kullananlara selam olsun...demişsin;
Amin diye karşılık veriyorum.
selam ve dua ile...
Ve Aleyküm selam!