Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Adalet, adalet, adalet

Adalet, adalet, adalet

  • Var, çok da iyi, her yerde ve herkese var.

    Kullanılan: 1 5.6%
  • Parası olana var, parası kadar, nerde isterse üstelik.

    Kullanılan: 5 27.8%
  • Adalet mi, nerde, nasıl? Biz niye duymadık...

    Kullanılan: 2 11.1%
  • Paraya, makama dokunmayan konularda var, bir çok yerde, hasta ruhlu birine rastlamazsanız

    Kullanılan: 1 5.6%
  • Eh işte, öyle böyle, Anadolu'nun küçük toplum baskısı hissedilir illerinde.

    Kullanılan: 1 5.6%
  • Yüzde 50 gibi, özellikle de küçük merkezlerde, ama karşınızdaki para babası değilse.

    Kullanılan: 2 11.1%
  • Çok çok az. Hele dava büyükse, adalet, parası olanın lehine dönmek kaydı ile ama.

    Kullanılan: 4 22.2%
  • Çoğu defa dava siyaset ve ideolojiye göre kazanılır, kaybedilir.

    Kullanılan: 2 11.1%

  • Kullanılan toplam oy
    18
  • Anket kapatılmış .

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,127
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Değerli arkadaşlar, siyasi isim ve simgeleri lütfen yazılara koymayınız, forum kurallarına dikkat edelim lütfen...
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Siyasetin şerrinden Allah'a sığınırım-Amin-..

Bu duanın devamına ;
"Siyasetin Hayrını isterim ya Rabbi" ifadesini eklemek mümkün mü :)

selametle..
 
Son düzenleme:

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Zalim yöneticiyi uyarmak ile adil yönetici seçmek arasında ki fark nedir ?

selametle..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,127
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Hür irade ve vicdan ile yazın.

Bir memlekette ihlal edilen adalette, hakta, hukukta; adil yöneteceğine söz veren kişinin/kişilerin, bu mesuliyeti kabul eden kişinin/kişilerin ve o kişileri destekleyenlerin sorumluluğu/hükmü nedir?
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Abi; Seninle yazışmalarımız genelde siyasi partiye geliyor. Sonra kişilere vs. Konu kayıyor.
Hangi yorumum olsa hemen siyasi yönünde düşünüyorsun heralde..
Benim hayatımın %100'ü parti değil yahu..
Bak mesela Kpss tercihi yapacam :rolleyes: (inş.)
Neyse..
...

Yazdıklarımızda milletin düşünülmediğini nereden çıkardın? Tek farkmız var, sen sadece millet diyorsun. Bense hem millet hem yönetim diyorum.
Milleti boşlamak yok. Bunun zaten mümkün olmadığını da biliyorum. Haliyle benimle yazıştığın için kastını kendime de alıyorum ve diyorum ki, benim camiam sadece parti çalışması yapmaz. Parti, halk olarak neredeyse sadece seçim zamanları çalışma yapar. Sen Sürekli daraltıyorsun ama dar değiliz elhamd.
Neyse bunlar önemli değil.
...

Halkın bilinçlendirilmesi lazım demek herkesin söylediği şey. Bunda da hemfikir olmayan yoktur. Ama burada bi nokta var. Halkın ifsada uğratıldığı kaynaklar neler? Bu kaynaklar gücü nereden alıyor?

Bu güç artık sınırlar içinde değil. Günümüz Dünya düzenin efendileri hertarafı kontrol edecek planları yapıyorlar. Yani bunu altetmek için ülke sınırları değil, tüm dünyaya yönelik planlar yapmak lazım. Farkımız zannedersem bu seninle. Sen sınırlar içinde yapıyorsun planı. Ama ifsad sadece sınırlar içinde değil, ayrıca gücünü aldığı yer elindeki bürokrasi,otorite,maddiyat vs vs.. Yani pisliğin kaynağı sınırların dışında. Müslüman evine soktuğu internete hakim olmadan ülkesinden hakim olsa ne kadar işe yarar? İnternetten kir akıyor. Bu bir örnek. Demek istediğim bu işin başından yapılıyor bu planlar. O başa hakim olmayınca etkinlik yeterli olmuyor ya da yayılmıyor. Tarih buna örnek işte. Ne zaman bizim çalışmalarımız Tüm Dünyayı Kapsayacak kadar genişledi, o zaman değişim olacak inş.

Şu hal, bir bataklığın ortasındaki taşın üstünü silip durmaya benzer. Bir rüzgarda o taş yine pislenecektir. Bataklığı kurutmak lazım. Bizim amacımız bu olacak ve yola böyle çıkacağız.
...

Adalet kavramına gelince, dediklerimin özeti mahiyetinde söyleyim. Taassup adaleti yok eder. Bu taassup, siyasi partide olsun, cemaatte olsun aynıdır. Verdiğin örneklerde olduğu gibi. Ama, bu adaletsizliği sadece taraf olmaya bağlamak yanlış. Demek istediğim, adaletsizliğin sebebi şu bu değil, taassup. Nerede olursa olsun.

Gelelim eleştiri noktasında. Burada çok ince bi nokta var. Eleştirilerde, karşı partiden diye salt tarafgirlik ile yapılması, haklı olarak tenkit etmekten ayrıdır. Mesela "o da sizdendi" mantığını çok duyarız. Ama bizden olmuş olması yanlış yapmasına engel olmamış. Bu eleştirilere "hayır öyle değil, böyle.. Sen yanılıyorsun/yalan söylüyorsun" diyen çıkmıyor. Mantık hep aynı: "O da sizdendi" ya da "çok sert eleştiriler canım bunlarda."

İşte mesele sertliği, yumuşaklığı ya da senliği benliği değil. Hatanın dile getirilmesi. Dile getirilen hata haklı ise, o zaman burada tarafgirlik aranmaz. Burada ölçüyü alırken, halkın içinden 3-5 kişinin hakaret ya da tarafgirlik yönündeki nefsi yorumunu koca camiaya yapıştırmak zulümdür. Bir insan ölçüyü böyle alırsa tabiki hesaplar tutmaz.

Neyse belki bende konudan uzaklaştım. Kesiyorum. Bekir abi diyecek: "Yahu benim adalet nere gitti." :)

selametle..
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Hür irade ve vicdan ile yazın.

Bir memlekette ihlal edilen adalette, hakta, hukukta; adil yöneteceğine söz veren kişinin/kişilerin, bu mesuliyeti kabul eden kişinin/kişilerin ve o kişileri destekleyenlerin sorumluluğu/hükmü nedir?

Abi kriterler genel olarak bellidir. Kuran ve Sünnete aykırı mı?

Sonra, tarih delildir. Geçmişte bu yöntemler sonuç getirmemişse hala aynını uygulamanın mantığı yanlıştır. Hala AB politikası diyen partinin yaptığı, bende taviz verecem demektir. Çünkü böyle olmuş. Hakeza IMF.

Bunları ölçüyü sağlam almak gerektiği mahiyetinde yazdım.
...

İnsan seçtiği yöneticiden sorumludur. Günümüz sisteminde politikasını yanlış ve sonuçsuz temellere oturtmuş birini desteklemek, yanlışa destek vermek demektir. Çünkü, senin desteğinde o yanlış yapacak gücü eline almıştır.
İşte zalim bi yönetici de, aldığı gücün kaynağı olan halkı, zulmüne ortak ediyordur.
Irak hadisesi gibi.
(Kurallar gereği detaya girmiyorum. Ama inş. anlaşıldı)
.....

Zalim yöneticiden kastım, ille işkence eden değil. Yani, yanlış politikalar ile, halkın iflahını kesen ya da sorunlarına sorun katanlar vs vs..

selametle..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,127
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Abi kriterler genel olarak bellidir. Kuran ve Sünnete aykırı mı?

Sonra, tarih delildir. Geçmişte bu yöntemler sonuç getirmemişse hala aynını uygulamanın mantığı yanlıştır. Hala AB politikası diyen partinin yaptığı, bende taviz verecem demektir. Çünkü böyle olmuş. Hakeza IMF.

Bunları ölçüyü sağlam almak gerektiği mahiyetinde yazdım.
...

İnsan seçtiği yöneticiden sorumludur. Günümüz sisteminde politikasını yanlış ve sonuçsuz temellere oturtmuş birini desteklemek, yanlışa destek vermek demektir. Çünkü, senin desteğinde o yanlış yapacak gücü eline almıştır.
İşte zalim bi yönetici de, aldığı gücün kaynağı olan halkı, zulmüne ortak ediyordur.
Irak hadisesi gibi.
(Kurallar gereği detaya girmiyorum. Ama inş. anlaşıldı)
.....

Zalim yöneticiden kastım, ille işkence eden değil. Yani, yanlış politikalar ile, halkın iflahını kesen ya da sorunlarına sorun katanlar vs vs..

selametle..

Bakın, Mehmed'im lütfen anlayalım.

Uygulanan siyaset değil mesele, yanlış veya doğru siyaset bir başka konu. Alenen ihlal edilen adaletin hesabını kim vermeli.

Öyle kararlar veriliyor ki, adam 5-10 yıl hapis yatıyor ve 10 yıl sonra kusura bakmayın, evet, suçunuz yokmuş deniliyor...


Öyle kararlar veriliyor ki, adam iflas edip, ekmeğe muhtaç oluyor, iş işten geçip, 3 yıl sonra, haa, pardon deniyor...


Öyle olaylar oluyor ki, devletin korumasında ki adamı, devletin memurları döve döve öldürüyor ve en yetkili isim, pardon diyor.

Peki adil olmaya yemin etmiş, söz vermiş ve yetki almışların bu işte bir dahili yok mu? O yetki yi verenlerin bu işlerde bir dahili yok mu? Yoksa var mı? Yoksa neden? Varsa ceremesi ne?
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Tamam abi. Heralde ben karışık yazdım. Anlaşılmadı.

Benim yukarda yazdığım VAR şeklinde idi.
Hz.Ömer kurdun kaptığı kuzunun hesabını vereceğini biliyordu. Bunun nedeni idareci olmasıdır. Haliyle idarecinin vebali var.

Birde, idarecinin eline o gücü/yetkiyi veren halkın kusuru var. Çünkü, "yaptığı eylem ve fiilere destek oluyorum ve onaylıyorum" demiştir.

Yani, ortada bir vebal varsa bu vebalin sorumlusu hem işleyen hem işletendir.
...

Yoksa ben mi sorunu anlamıyorum abi :)

selametle..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,127
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Tamam abi. Heralde ben karışık yazdım. Anlaşılmadı.

Benim yukarda yazdığım VAR şeklinde idi.
Hz.Ömer kurdun kaptığı kuzunun hesabını vereceğini biliyordu. Bunun nedeni idareci olmasıdır. Haliyle idarecinin vebali var.

Birde, idarecinin eline o gücü/yetkiyi veren halkın kusuru var. Çünkü, "yaptığı eylem ve fiilere destek oluyorum ve onaylıyorum" demiştir.

Yani, ortada bir vebal varsa bu vebalin sorumlusu hem işleyen hem işletendir.
...

Yoksa ben mi sorunu anlamıyorum abi :)

selametle..

Yok Mehmed'im, ben şimdi senin dediğini yeni anladım :)
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,127
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Buharî, Kuteybe kanalı ile Hz. Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:

Hırsızlık yapan Mahzumiyeli bir kadının durumu, Kureyşlileri iyiden iyiye tasalandırmıştı. Onlar: «Rasûlullah'ın çok sevdiğii Üsame b. Zeyd'den başka biri bu hususta Rasûlullah'la konuşma cesaretini gösteremez.» dediler. Gidip Üsame'den rica ettiler. Üsame de gidip Rasûlullah'a duruimu arz etti. Rasûlullah (s.a.v.) da:
«Sen, Allah'ın hadlerinden bir had için mi şefaat ediyorsun?» dedi. Sonra kalkıp cemaate hutbe irad etti ve hutbesinde şöyle dedi:

«Sizden öncekileri helake götüren sebep şu idi: Onların şerefli bir adamı hırsızlık yaptığı zaman, ona dokunmazlardı. Güçsüz biri hırsızlık yaptığı zaman, ona haddi tatbik ederlerdi. Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in kızı Fatıma dahi hırsızlık yaparsa, mutlaka onun da elini keserim.»
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,127
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ve İşte Adalet

Ve İşte Adalet

Ve işte adaletten manzaralar...

Bir karıncanın Çin Seddinde volta atması kadar dikkat çekici ve manidardır adalet.

Memleket yine Ergenekon denen hadise ile çalkalanmakta.

Hoş, bana sorsanız nedir diye bu vaka, pek anlamam ama, görünen o ki "men dakka dukka" sözünün en bariz misali. Ve muhakkak ki bu "men dakka dukka" yı tarih içinde bir başka "men dakka dukka" karşılayacaktır, her neyse.

Asıl mesele işin adalet yönü. Bu vakada adalet ne denli tecelli ediyor, bilinmez ancak bir tarafa bu vakayı, bir tarafa da Memelekette ki diğer göz altı, yargı hükümleri ve bunlara verilen tepkilere bakarak diyebiliriz ki, adalet bir karınca ve Çin Seddinde volta atıyor. Ne kadar hissedilir bir halde değil mi? Neden mi?

Bu gün onlarca medya aracına konu olan ve kıyametlerin koparıldığı hadislerin çok daha çarpıcı ve haksızlarının onlarcası, Memlekette her gün yaşanmakta ve tabiri caiz ise hiç bir erk buna "çıt" çıkarmamaktadır.

Bir adalet ve hukuk ülkesi.

Sanılır mı ki fukara ve gariblerin hakkı "hak" edilmeden, bu memelekette ki diğer haklar "hak" edilebilir ? Allah buna inşallah müsade etmeyecektir.

Ve tüm Dünya şu veciz sözden adalet adına bir anlam çıkarmalıdır ki:

Kelpi kelpe kırdırır Allah
İnna lillahi ve inna billah
...
 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,127
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
İslamForum anketi belki öyle binlerce kişinin iştirak ettiği bir anket değil ama, memleketin Doğusu, Batısı, Ortası, Güneyi Kuzayi ile Türkiye resmini veren mini bir ankettir.

Bu ankette de tüm diğer anketlerde ki gibi geröek manzara çıkmış ortaya. Adalet yok, parası olan hükmü lehine çevirebiliyor yada hakkını arayabiliyor... Ne acı değil mi?!.

Adaletin hakkı ile zuhur etmediği yerlerde manzara ne oluır acaba dersek topyekün bir cevap en doğrusunu verir; hiç bir şey olmaz. Çünkü El adlü esasül-mülk! Adalet mülkün temelidir!

Bir küçük mesel olsun size adalete dair, tefekkür edin...

Hazreti Ali Efendimiz, Sıffîne giderken yolda devesi üzerindeki heybede bulunan zırhını düşürür. Arkasından gelen bir Yahudi ise zırhı bulup alır; ama kimseciklere söylemez. Aradan zaman geçer Hz. Ali, zırhı Yahudinin elinde Kûfede görünce hemen tanır ve sahip çıkarak ister:
– Bu zırh benimdir. Nerede buldun ise bulup almışsın, zırhımı geri ver, der.

Yahudi inkâr eder:
– Zırh benim elimdedir, öyle ise benimdir.

Halife Hazreti Ali başkanlık nüfuzunu kullanarak zırhı alabilirdi, ama o zorla almaz da teklifini şöyle yapar:
– Ben zırh benimdir diyorum, sen ise değil diye diretiyorsun, bunun çaresi adalete gitmektir. Buyurun birlikte gidelim mahkemeye.

Ve Müslümanların halifesi Hazreti Ali, sıradan bir Yahudi ile yan yana mahkemeye çıkar; adalet önünde eşit şekilde ifade verir.

Davayı meşhur hukukçu Kadı Şüreyh görmektedir. Sorar:
– Ya Ali, bu zırhın senin olduğuna şahidin var mıdır?

– Var efendim, oğlum Hasanla hizmetkârım Kanber şahidimdir.

Kadı Şüreyh hiç beklemeden cevap verir:
– Oğlunla hizmetçin senin yakınlarındırlar, senin hakkında şahitlikleri geçerli değildir. Başka şahidin var mı?

– Yok efendim.
– Öyle ise zırhın sana ait olduğunu ispat edemediğinden, davayı kaybetmiş oluyorsun. Zırh kimin elinde ise sahibi odur.
Hayret ki hayret! Müslümanların halifesi Müslümanların mahkemesinde Yahudi aleyhine açtığı davayı kaybediyor; Yahudi kazanırken halife adalete boyun eğerek, itiraza yönelmiyor, rıza gösteriyor.
Manzarayı ibret ve hayretle seyreden Yahudi nihayet insafa geliyor ve gerçeği itiraf ederek şunları anlatıyor:
– Ey müminlerin emiri, bu zırh gerçekten de sizindir. Ben sizin arkanızdan giderken yolda rastladım. Sizin düşürdüğünüz kesin. Gördüğüm bu adalet karşısında daha fazla direnmiyor, ben de Müslüman oluyorum. Adaletin böylesi ile sadece Arabistanı değil bütün dünyayı idare etmek mümkündür.


Bu meselde görüldüğü gibi, imansızı imana getiren adalet, -olmazsa eğer-, imanlıyı imansız da eder/edecek malesef... Bu sadece bir tezahürü adaletsizliğin...

Aslında yazılacak o kadar şey var ki...
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Şeriat hükümlerinin uygulandığı Yemen’de, bir çocuğu tecavüz ettikten sonra öldüren 22 yaşındaki Yahya Hüseyin el Ragva dün başkent Sana’daki bir meydanda yüzlerce kişinin gözleri önünde vurularak idam edildi.
El Ragva, geçen aralık ayında Sana’daki berber dükkânında 11 yaşındaki Hamdi Abdullah’a tecavüz etmekten, ardından da çocuğu öldürmekten suçlu bulundu ve idam cezasına çarptırıldı.
El Ragva’nın idam edilişini, Hamdi Abdullah’ın ailesinin yanı sıra, çok sayıda çocuğun da aralarında bulunduğu büyük bir kalabalık izledi. AFP ajansı, Yemen’de bu yıl içinde toplam 5 kişinin idam edildiğini bildirdi.




milliyet
..

selametle..
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Tr
Hükmü vermek sadece Allaha mahsustur. eğer beşer hüküm vermeye kalkarsa işte böyle soru işaretleri oluşur kafamızda.
bugün Türkiyede ve belkide dünyanın bir çok ülkesinde adaletsizlik söz konusudur. paran ve gücün varsa adalet sistemini çok güzel kontrol edebilirsiniz.
Hiçbir kimsenin Allah ile birlikte hüküm koyması söz konusu değildir.Hükmü koyan Allahtır ve bunun dışındakilere uymak tağuta teslimiyettir.

O, hükmüne hiçbir kimseyi asla ortak etmez. (18/Kehf, 26)

Allah c.c razı olsun elifnisa kardeşim yukarıdaki yazından dolayı kutlarım.

Evet bekir üstad adalet kaynağını vahy den almıyorsa göreceli şaibeli her zaman da sorgulanabilir haldedir.Madur da şikayetçidir madur edende.Zira hükmü koyan onlar gibi bir kuldur.Hükümse beşeri.Oysa" Kimki ALLAH'ın indirdikleri ile hükmetmezse ..." demiyormu Allah teala c.c.Kaynağı vahy olmayan her hükme bir başkaldırı olacağı muhakkak zira kalpler mutmain olmayacaktır verilen karardan.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,127
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
... adalet kaynağını vahy den almıyorsa göreceli şaibeli her zaman da sorgulanabilir haldedir.

Mağdur da şikayetçidir mağdur edende.Zira hükmü koyan onlar gibi bir kuldur.Hükümse beşeri.

Oysa" Kimki ALLAH'ın indirdikleri ile hükmetmezse ..." demiyormu Allah teala c.c.

Kaynağı vahy olmayan her hükme bir başkaldırı olacağı muhakkak, zira kalpler mutmain olmayacaktır verilen karardan.


İşte budur... Allah razı olsun Üstad...
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
33
bugün şunu anladım ki adaletin ülkemize tam anlamıyla oturması için en az bi 10 yıl daha beklememiz gerek heralde... bugun AYM sadece şekil yönünden inceleme hakkı olan bir maddeyi anayasayı çiğneyerek esastan inceledi ve referanduma gidecek en önemli 2 maddesine rötüş yaptı... sonuç ne oldu peki "körler sağırlar birbirini ağırlar" düzenine devam ..... daha fazla adalet için, hakim ve savcı seçimlerini daha adil hale getiren maddeyi kısmen iptal etti. sadece kendi yandaşlarına kadro açan AYM üyeleri sadece bizim ülkemizde barınabilir heralde... AYM nin yasayı iptal etme yetkisi, meclisin yasa yapma yetkisinden daha fazlaymış bunu anladık...

669120100405103415136.jpg
foto-galeri.php
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
50
adalet kavramı bulunduğunuz yere ve konuya göre değişir. Eğer adliyelik bir durumla karşı karşıyasanız, kanunları bilmiyorsanız hatta avukat paranız da yoksa özellikle avukata sade bir soru sormanın maliyeti 100-200 TL civarındaysa avukatın bir davaya giriş ücreti konusuna göre 250-500TL arasındaysa, mahkemeye sunmak istedğiniz elinizdeki deliller gizli kamera niteliğindeyse daha izinsiz çekim yapmaktan ceza alırsınız hatta bu tutacak olduğunuz ve tutmadığınız siz uyarmıyan avukat ücretinin kaç katıdır. Bu benim başıma gelmedi ama adalete örnek veriyorum, maddiyatla ne kadar ilgili olduğu konusunda... bir örnek daha vereyim sağlıkla ilgili olsun; hastanede hastanız yaz sıcağına maruz kalmış ise özel odada yatması (klimalı) gerekiyorsa (bunu doktor tavsiye ediyor)ve günlük ücreti 60 TL ise ve siz hastanızın son günleri olduğunu bilseniz bile bu parayı tedarik edemeyip hastanızın son günlerini sıcakta sıkıntılı bir şekilde geçirmesi adaletin bir örneğidir. Ben bu olayı 2006 yılında Kanser Hastası olan annemin vefatından 20 gün kadar önce şahsen yaşadım. Bu dünyada adelet insanların olduğu yerde olması mümkün değildir. Bu dünya imtihan dünyasıdır. ALLAH'ın imtihanı her zaman adaletlidir. Kimse adalet yok diye ALLAH'ın adaleti ile insanların kendi koyduğu kurallarla yönetmeye çalıştığı dünyada çıkan adaletsizliklerle KAŞILAŞTIĞIMIZDA kendi insanlığımızı suçlayalım. ALLAH'a isyan etmeyelim SAKIN HA !. Önce Kuran ve Ehli Sünnet yoluna girelim sonra ALLAH'a tam olarak bağlanalım. NOT: Şu anda hastanelerde böyle bir durum yok artık hastanelerde özel odaya yatması gerekiyorsa hasta hasta hakları gereğince özel odaya yatırılmaktadır 2006 yılında böyle bir durum yoktu)
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,127
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Öyle görünüyor ki a d a l e t s i z l ğ i n tokadı herkese değmiş neredeyse. Anketin son durumuda özetle %95 e, % 5 gibi çok uç rakamlarla adaletsizliğin ayyuka çıktığını gösteriyor. Oysa hükümet edenlerin oy nispetleri ne beş ne onbeş ne de yirmibeş. Bir terslik var, var da nerede?.. :)
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
50
Adaletsizliğe uğradım diye bir şikayetim yok. Her insanın kendine göre sıkıntısıda olacak güzel günleride adaletsizlik varsa bir yerde oradaki insanlardan kaynaklanıyordur ya da adaletsizliğe uğradığını iddia eden kişinin anlayışsızlığından kaynaklanıyordur. Bir işçinin bir fabrikatörün emrinde çalışması da o zaman adaletsizliktir. Birisi çalışıyor diğeri daha az çalışıp daha çok para kazanıyor. Bu durumuu ortaya koyan yine insanların ortaya koyduğu ekonomik sisitem adaletsizliğe maruz kalan ise zaten çaresiz olan baştan adaletsizliğe uğramış kişidir. Daha fabrikaya girmeden yaşam araçlarını elde etmek için önüne gelen ilk fırsatı hemen değerlendirir. Yani adalet hakkında İslam bütün insanlar eşittir, bir insanın diğerine üstünlüğü takvadır. Hiç kimse şikayet etmesin. Şikayet imanın zayıflığını gösterir.
 
Üst Alt