1-DEPREM VE ÇOCUK
17 ağustos ve 12 kasım depreminden sonra Türkiye de büyük küçük herkes travmatik ve stres dolu bir ortama girmiş oldu. Yaşanan acıların büyüklüğü ve kaybın şiddetine göre herkeste psikiyatrik semptomlar depremin ilk gününden beri oluşmaya başladı. Yaşanan bu şaşkınlık ve sansasyonel ortam herkesin bazı ruhsal sıkıntılara girmesine neden oldu. Tabi bu kaygı ve travma ortamından en çok çocuklar etkilendi. Çocukların depremden sonra oluşan bu sıradışı durum karşısında gösterdiği tepkilerin değerlendirilmesi önemle gerekmektedir. Bazı çocukların etkilenme durumu daha fazla olabilmekte ve bu gergin ve sıkıntılı durum çocukların psikososyal gelişimleri açısından bazı problemler oluşturabilmektedir.
Özellikle çalışan anne babaların çocuklarının gündüz evde yalnız kalma durumu ile bu durumda olan çocukların olaya gösterdikleri tepkiler çok fazla olmaktadır. Bu dönemde psikososyal destek ile çocuğun gerginliği ve güvensizlik ortamı azaltılmaya çalışılmalıdır. Zaten bazı yönlerden stres içerisinde olan ve deprem öncesinde de bazı ruhsal sıkıntılar yaşayan çocuklarda ise bu etkiler daha da durumu ağırlaştırmaktadır. Özellikle günün bazı zamanlarında yalnız bırakılan çocuklarda diğer vakitlerde destek mesajları verilerek çocuk rahatlatılmalıdır.
Deprem sonrası deprem bölgesinde psikiyatrik yardım için bulunduğumuz sıralarda, çocukların bu etkilenme sürecini yakından görme durumunda kaldık. Depremin 15. günün de gördüğümüz şeyler gerçekten gerekli yönlendirme ve desteğin her çocuğa belli ölçüde yapılması gerekliliğini ortaya koyuyordu. Yakınlarını kaybeden çocuklardan TV de deprem manzaraları gören çocuklara kadar her bir çocuğun desteğe ihtiyacı olduğu yaptığımız çalışmalar ile desteklenmiş oldu. Bu dönemde etkilenen çocuklara psikoterapotik görüşmelerden ilaç tedavisine , oyun tedavisinden grup terapisine kadar bir çok yöntem ile psikiyatrik yardım sağlamanın gerekliliği ortaya çıkmış oldu.
Deprem bölgesinde yaptığımız görüşmeler esnasında daha 12- 13 aylık çocukların bile bu ortamdan etkilendikleri ve deprem sonrası bazı davranış değişiklikleri gösterdikleri ortaya çıktı. Bu nedenle çok küçük yaşta olan çocukların anne babalarına yönelik psikiyatrik yardımın yapılması gerekmektedir. Hatta imkanlar ölçüsünde bütün anne babalar çocuklarının negatif yönde etkilenmemeleri için gerekli desteğin verilmesi gerekmektedir. Bu destek yapılabilirse depremden hemen sonra başlamalı , bazı psikiyatrik tablolar yerleşmeden önce yardım ulaştırılmalıdır.
Yaşanan olayların çocuğun kendi dünyasında algılanması ve yaşananların etkisi her çocukta farklı olmaktadır. Kaygı ve travmayı etkileyen en önemli nedenler arasında şunları sayabiliriz
1-Çocuğun deprem öncesi deprem hakkındaki bilgi durumu : Deprem konusunda daha önce bilinçlendirilmiş çocuklarda tepkiler ve korkular daha az olmakta diğer çocuklar bu olaya anlam verememekte ve korkunun şiddeti büyümektedir. Japonya örneğini vermek burada yerinde olacaktır ; Japonyada hemen her gün deprem olmasına rağmen çocukların bu olay karşınındaki tepki ve reaksiyonları önceden bilinçlendirme sayesinde daha yeterli ve mantıklı olmaktadır. Deprem esnasında insanların bu olaya hazırlıksız olması en büyük kaygıyı ve panik durumunu oluşturmaktadır. Zaten çocukların hazırlıklı ve bilgili olmaları için öncelikle onların anne babalarının bilinçlendirilmiş olmaları gerekmektedir. Anne babanın bu olay karşısındaki hazırlıksız durumu zaten doğrudan aileyi ve çocuğu etkilemektedir. Daha önceden bilgilendirilmiş çocukların o andaki tepkileri daha normale yakın olabilmekte, hazırlıksız olma durumunu en aza indirmektedir. Yaşanan paniği önlemenin en güzel yolu ilkokuldan itibaren çocuklarımıza deprem dersleri konularak deprem hakkında gerekli bilgilendirmeyi yapmaktır. Bu bilgilendirme konusunda anne babalara ve kamu kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir.
2-Deprem anında çocuğun yalnız olup olmama durumu: Gerek klinik tecrübelerimiz gerek Adapazarında konuştuğumuz çocuklarda deprem anında yalnız olan çocuklarda ve diğer artçı şoklara yalnız yakalanan çocuklarda anksiyete ve panik daha da fazla olmaktadır. Burada anne babalara tavsiyemiz özellikle çocuklarda bu dönemde gelişen yalnız kalmak istememe isteğine paralel olarak çocukların mümkün olduğu kadar yalnız kalmamalarının sağlanması yerinde olacaktır . En azından depremin stres ve anksiyetesi toplumda ve insanlarda kayboluncaya kadar bu konuda dikkatli olunması gerekmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi özellikle psikososyal desteği az olan çocuklarda bu duruma daha da fazla dikkat edilmeli çocuğun yaşından büyük olgunluk ve anlayış ondan beklenilmemelidir. Hatta bu gergin ortamda her çocuğun gösterdiği korku ve endişe belirtilerini saygıyla karşılamak gerekir . Çünkü özellikle 7 yaşından küçük çocuklarda bu etkilenme ve olayların kavranma durumu daha yetersiz olmakta '' zaten çocuk , anlamaz '' gibi yaklaşımlar çocuk için son derece sakıncalı olmaktadır.
3-Yakın kaybı ve yaralanması ile beraber stres faktörlerinin fazlalığı : Sizlerinde takdir edeceği gibi çocukların yakınlarının deprem esnasında ölme ve yaralanma durumu çocukların kaygı ve travmalarını daha da arttırmaktadır. Buna bağlı akut stres bozukluğu olan vakalarda yakın kaybı yaralanması ve enkaz altında kalma durumu çocukların semptomlarını daha da artırmaktadır. Bu nedenle özellikle yakınlarını kaybeden , enkaz altında mahsur kalan , yaralanma durumu olan çocuklara psikiyatrik yardım geciktirilmemelidir. Aynı zamanda depremin yaralarının sarılma döneminde bu türlü çocuklara özellikle devletin yardımcı olması önem taşımaktadır. Deprem sonrası halkımızın sahipsiz çocuklar için gösterdiği hassasiyet geçekten önemli bir unsur oldu. Bizim psikiyatrik açıdan tavsiyemiz mümkünse çocuğun akrabalarının yanında barındırılması , eğer böyle bir imkan yok ise durum iyice araştırıldıktan sonra en uygun ailelerin yanına yerleştirilmenin yapılmasıdır. Deprem sonrasında evi yıkılan aileler , babası işsiz kalan çocuklar , beslenme ve barınma problemi ile karşılaşan aileler , sağlık problemleri olan aileler ve buna benzer sayılamayacak kadar çok negatif unsurun etkilediği aileler desteklenmelidir. Unutulmamalıdır ki bu ailelerin ruh sağlığının iyi olması ve psikososyal stres etkenlerinin azlığı çocukların rahatını getirecek , çocukların ilerleyen dönemde de ruh sağlıkları korunmuş olacaktır . Aksi durumda unutulan aileler ve acılar içinde olan insanlar ve bu ailelerde yaşayan çocuklar, korunmasız olarak bir çok psikolojik sorun ile başbaşa kalmış olacaktır. Yakınlarını kaybeden çocukların hepsi de isimleri belirlenerek ve ücretsiz olarak Çocuk Psikiyatrisi kliniklerinden durumları takip edilmelidir. Bunu ailelerden beklemeden Devletin sağlaması en uygun olanıdır.
4-Anne babanın durumu: Elbette ki erişkinlerde depremden etkilendi ama onların ilk deprem olduğu andaki tepkisi , artçı şoklar esnasındaki tepkisi ve genel deprem anksiyetesi çocukların güven duygusunu ve anksiyete durumunu belirler . Deprem esnasında ve sonrasında anne babanın tepkileri ve olaylar karşısındaki tutumu önemlidir. Unutulmamalıdır ki anne babanın her konuşması ,her yorumu, her tavrı çocuğu etkileyecektir .Eğer anne babalarda kaygı hali fazla olur ise anne babaların psikiyatrik yardım alması gerekmektedir. Aynı zamanda aile içinde çocuğun kendisini güvende hissetmesi için gerekli önlemlerin anne baba tarafından sağlanmış olması gerekir. Aşırı tepki gösteren anne babalar çocuklarının sıkıntılarını artırmamaya çalışmalıdırlar. Çocukların deprem ile ilgili sorularına açık ve sade bir şekilde açıklama getirmeleri yerinde olur . Çocuklarda oluşan soru işaretlerinin giderilmesi gerekmektedir. Bazı anne babaları sadece '' korkma , bir şey olmaz '' gibi sözler ile çocuklarını sakinleştirmeye çalıştıkları gözlemlenmektedir. Bu sözlerin yeterli olduğunu zannetmiyorum . Çocuğun yaşına göre açıklamaların yanı sıra , sevgi ve destek mesajları ile beraber güven ortamı çok önemli olmaktadır.
5-Medyanın rolü: Deprem ve sonrasında TV ve gazetelerdeki yapılan yayınlar çocukları negatif yönde etkiledi .Deprem bölgesinde yaptığımız çalışma ve incelemelerde çocuklarda medyadan uzaklaşma ve TV seyretmek istememe gibi davranış paternlerinin geliştiğini gördük. Anne babalara burada düşen görev medyanın bu yöndeki zararlı etkisinden çocuklarını korumaya çalışmaları ve özellikle travmatik görüntülerden çocuklarını uzak tutmaları gerekmektedir. Bu şekilde aşırı görüntüye maruz kalan çocukların belleklerinde kalıcı görüntülerin yerleşmesini istemiyorsak bu kontrolü iyi yapmamız gerekir. Medya kuruluşlarının da bu konuda daha dikkatli ve duyarlı davranması gerekmektedir. Özellikle sansasyonel haberlerden ve bu konuda yeterli kariyeri olmayan insanların sözlerini içereren mesajlardan çocuklar ve aile ortamı korunmalıdır.
6-Psikiyatrik yardım: Şüphesiz ki bazı çocuklar depremden biraz daha fazla etkilenmektedir. Bunun birçok nedeni olmasına rağmen çocuğun eğitimi , yaşı , kişilik yapısı , anne baba tutumu, o dönemdeki psikososyal stres etkenleri , depremden etkilenme derecesi , çocuğun savunma mekanizmaları vb. etkilemektedir. Fazla etkilenen çocukların zaman geçirilmeden psikiyatrik yardım için gerekli yerlere götürülmesi gerekmektedir.
Çocuklarda görülebilecek psikolojik ve somatik belirtiler:
Yalnız kalmak istememe ,kapalı yerde kalmak istememe , hava kararınca korkular , deprem öncesine göre daha fazla sessiz sakin olmayı tercih etme , tekrar deprem olacak korkusu , uyku bozukluğu , sık sık uyanma , uykuda konuşma , kabuslar , iştah bozukluğu , yersiz öfke patlamaları , eskiye göre aşırı sinirlilik , karşı gelme , ağlama , küçük çocuklarda mızmızlanma ,depremden sonra parmak emmeye başlama , tırnak yemeye başlama , altını ıslatma , kekeleme başlaması , üzgün bakış , huzursuzluk , anne babaya bir şey olma korkusu, vb. Bu belirtileri gösteren çocuklar psikiyatrik tedaviye ihtiyaç duymaktadır.
Çocuğa destek noktasında yapılabilecekler:
1- Ona güven ve sevgi dolu bir aile ortamı hazırlayın
2- Eğer anne babada depreme bağlı ruhsal bir sıkıntı varsa bir an önce onların giderilmesini sağlayın
3- Çocuğunuza eskisinden daha fazla zaman ayırın birlikte sadece onunla ilgilenmek üzere her gün vakit geçirin
4- Ona sık sık sevgi mesajları verin ve kendisine bu konuda destek olduğunuzu gösterin
5- Onun bu dönemde mümkün olduğunca yalnız kalmamasını sağlayın , yalnızlığın onda güvensizlik ve korku oluşturmasına izin vermeyin (depremin etkileri geçene kadar )
6- Onun ile birlikte yaşına uygun olarka oyun oynayın , duygularını oyunda ifade etmesini sağlayın
7- Deprem hakkında resim çizmesini sağlayın ( resim onun duygularını anlatmasını ve içindeki düşünceleri dışarı yansıtmasını sağlayacaktır).
8- Deprem konusunda yaşına göre konuşun sade ve anlayacağı bir şekilde onu deprem konusunda aydınlatın
9- Deprem anında ne yapacağınızı ona tatbik ettirin ve onun hazırlıksız yakalanmasını engelleyin
10- Deprem hakkında TV ve Gazete haberlerini takip etme konusunda sınırlama getirin
11- Onun uyku , iştah ve moral durumunu takip edin
12- Deprem sonrası gelişebilecek ek problemler olursa psikiyatrik destek almayı ihmal etmeyin
13- Okul ve öğretmeni ile konuşarak okulda bilgilenmesini ve rahatlatılmasını sağlayın
14- Depremden birinci derecede etkilenen çocuklar için ölüm olayını yaşına uygun bir şekilde açıklayın
15- Deprem konusunda çocuğunuza rahatlatmak için yalan söylemeyin
16- Mümkünse diğer yaşıtları ile grup ortamında duygularını paylaşmasını sağlayın
17- Israr eden sıkıntılar olursa, bir çocuk psikiyatristi ile görüşmeyi ihmal etmeyin (bazı psikiyatrik durumların oluşması durumunda zamanında destek ve ilaç tedavisi uygulanmalıdır)
18- Çocuğunuzun bu dönem zarfında, psikolojik durumunu yakından izlemeyi unutmayın
19- Çocuğunuzun bu sıradışı dönemde göstereceği tepkileri ve duygularını saygıyla karşılayın
20- Onun kendini ve deprem konusunda fikirlerini ifade etmesini sağlayın
17 ağustos ve 12 kasım depreminden sonra Türkiye de büyük küçük herkes travmatik ve stres dolu bir ortama girmiş oldu. Yaşanan acıların büyüklüğü ve kaybın şiddetine göre herkeste psikiyatrik semptomlar depremin ilk gününden beri oluşmaya başladı. Yaşanan bu şaşkınlık ve sansasyonel ortam herkesin bazı ruhsal sıkıntılara girmesine neden oldu. Tabi bu kaygı ve travma ortamından en çok çocuklar etkilendi. Çocukların depremden sonra oluşan bu sıradışı durum karşısında gösterdiği tepkilerin değerlendirilmesi önemle gerekmektedir. Bazı çocukların etkilenme durumu daha fazla olabilmekte ve bu gergin ve sıkıntılı durum çocukların psikososyal gelişimleri açısından bazı problemler oluşturabilmektedir.
Özellikle çalışan anne babaların çocuklarının gündüz evde yalnız kalma durumu ile bu durumda olan çocukların olaya gösterdikleri tepkiler çok fazla olmaktadır. Bu dönemde psikososyal destek ile çocuğun gerginliği ve güvensizlik ortamı azaltılmaya çalışılmalıdır. Zaten bazı yönlerden stres içerisinde olan ve deprem öncesinde de bazı ruhsal sıkıntılar yaşayan çocuklarda ise bu etkiler daha da durumu ağırlaştırmaktadır. Özellikle günün bazı zamanlarında yalnız bırakılan çocuklarda diğer vakitlerde destek mesajları verilerek çocuk rahatlatılmalıdır.
Deprem sonrası deprem bölgesinde psikiyatrik yardım için bulunduğumuz sıralarda, çocukların bu etkilenme sürecini yakından görme durumunda kaldık. Depremin 15. günün de gördüğümüz şeyler gerçekten gerekli yönlendirme ve desteğin her çocuğa belli ölçüde yapılması gerekliliğini ortaya koyuyordu. Yakınlarını kaybeden çocuklardan TV de deprem manzaraları gören çocuklara kadar her bir çocuğun desteğe ihtiyacı olduğu yaptığımız çalışmalar ile desteklenmiş oldu. Bu dönemde etkilenen çocuklara psikoterapotik görüşmelerden ilaç tedavisine , oyun tedavisinden grup terapisine kadar bir çok yöntem ile psikiyatrik yardım sağlamanın gerekliliği ortaya çıkmış oldu.
Deprem bölgesinde yaptığımız görüşmeler esnasında daha 12- 13 aylık çocukların bile bu ortamdan etkilendikleri ve deprem sonrası bazı davranış değişiklikleri gösterdikleri ortaya çıktı. Bu nedenle çok küçük yaşta olan çocukların anne babalarına yönelik psikiyatrik yardımın yapılması gerekmektedir. Hatta imkanlar ölçüsünde bütün anne babalar çocuklarının negatif yönde etkilenmemeleri için gerekli desteğin verilmesi gerekmektedir. Bu destek yapılabilirse depremden hemen sonra başlamalı , bazı psikiyatrik tablolar yerleşmeden önce yardım ulaştırılmalıdır.
Yaşanan olayların çocuğun kendi dünyasında algılanması ve yaşananların etkisi her çocukta farklı olmaktadır. Kaygı ve travmayı etkileyen en önemli nedenler arasında şunları sayabiliriz
1-Çocuğun deprem öncesi deprem hakkındaki bilgi durumu : Deprem konusunda daha önce bilinçlendirilmiş çocuklarda tepkiler ve korkular daha az olmakta diğer çocuklar bu olaya anlam verememekte ve korkunun şiddeti büyümektedir. Japonya örneğini vermek burada yerinde olacaktır ; Japonyada hemen her gün deprem olmasına rağmen çocukların bu olay karşınındaki tepki ve reaksiyonları önceden bilinçlendirme sayesinde daha yeterli ve mantıklı olmaktadır. Deprem esnasında insanların bu olaya hazırlıksız olması en büyük kaygıyı ve panik durumunu oluşturmaktadır. Zaten çocukların hazırlıklı ve bilgili olmaları için öncelikle onların anne babalarının bilinçlendirilmiş olmaları gerekmektedir. Anne babanın bu olay karşısındaki hazırlıksız durumu zaten doğrudan aileyi ve çocuğu etkilemektedir. Daha önceden bilgilendirilmiş çocukların o andaki tepkileri daha normale yakın olabilmekte, hazırlıksız olma durumunu en aza indirmektedir. Yaşanan paniği önlemenin en güzel yolu ilkokuldan itibaren çocuklarımıza deprem dersleri konularak deprem hakkında gerekli bilgilendirmeyi yapmaktır. Bu bilgilendirme konusunda anne babalara ve kamu kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir.
2-Deprem anında çocuğun yalnız olup olmama durumu: Gerek klinik tecrübelerimiz gerek Adapazarında konuştuğumuz çocuklarda deprem anında yalnız olan çocuklarda ve diğer artçı şoklara yalnız yakalanan çocuklarda anksiyete ve panik daha da fazla olmaktadır. Burada anne babalara tavsiyemiz özellikle çocuklarda bu dönemde gelişen yalnız kalmak istememe isteğine paralel olarak çocukların mümkün olduğu kadar yalnız kalmamalarının sağlanması yerinde olacaktır . En azından depremin stres ve anksiyetesi toplumda ve insanlarda kayboluncaya kadar bu konuda dikkatli olunması gerekmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi özellikle psikososyal desteği az olan çocuklarda bu duruma daha da fazla dikkat edilmeli çocuğun yaşından büyük olgunluk ve anlayış ondan beklenilmemelidir. Hatta bu gergin ortamda her çocuğun gösterdiği korku ve endişe belirtilerini saygıyla karşılamak gerekir . Çünkü özellikle 7 yaşından küçük çocuklarda bu etkilenme ve olayların kavranma durumu daha yetersiz olmakta '' zaten çocuk , anlamaz '' gibi yaklaşımlar çocuk için son derece sakıncalı olmaktadır.
3-Yakın kaybı ve yaralanması ile beraber stres faktörlerinin fazlalığı : Sizlerinde takdir edeceği gibi çocukların yakınlarının deprem esnasında ölme ve yaralanma durumu çocukların kaygı ve travmalarını daha da arttırmaktadır. Buna bağlı akut stres bozukluğu olan vakalarda yakın kaybı yaralanması ve enkaz altında kalma durumu çocukların semptomlarını daha da artırmaktadır. Bu nedenle özellikle yakınlarını kaybeden , enkaz altında mahsur kalan , yaralanma durumu olan çocuklara psikiyatrik yardım geciktirilmemelidir. Aynı zamanda depremin yaralarının sarılma döneminde bu türlü çocuklara özellikle devletin yardımcı olması önem taşımaktadır. Deprem sonrası halkımızın sahipsiz çocuklar için gösterdiği hassasiyet geçekten önemli bir unsur oldu. Bizim psikiyatrik açıdan tavsiyemiz mümkünse çocuğun akrabalarının yanında barındırılması , eğer böyle bir imkan yok ise durum iyice araştırıldıktan sonra en uygun ailelerin yanına yerleştirilmenin yapılmasıdır. Deprem sonrasında evi yıkılan aileler , babası işsiz kalan çocuklar , beslenme ve barınma problemi ile karşılaşan aileler , sağlık problemleri olan aileler ve buna benzer sayılamayacak kadar çok negatif unsurun etkilediği aileler desteklenmelidir. Unutulmamalıdır ki bu ailelerin ruh sağlığının iyi olması ve psikososyal stres etkenlerinin azlığı çocukların rahatını getirecek , çocukların ilerleyen dönemde de ruh sağlıkları korunmuş olacaktır . Aksi durumda unutulan aileler ve acılar içinde olan insanlar ve bu ailelerde yaşayan çocuklar, korunmasız olarak bir çok psikolojik sorun ile başbaşa kalmış olacaktır. Yakınlarını kaybeden çocukların hepsi de isimleri belirlenerek ve ücretsiz olarak Çocuk Psikiyatrisi kliniklerinden durumları takip edilmelidir. Bunu ailelerden beklemeden Devletin sağlaması en uygun olanıdır.
4-Anne babanın durumu: Elbette ki erişkinlerde depremden etkilendi ama onların ilk deprem olduğu andaki tepkisi , artçı şoklar esnasındaki tepkisi ve genel deprem anksiyetesi çocukların güven duygusunu ve anksiyete durumunu belirler . Deprem esnasında ve sonrasında anne babanın tepkileri ve olaylar karşısındaki tutumu önemlidir. Unutulmamalıdır ki anne babanın her konuşması ,her yorumu, her tavrı çocuğu etkileyecektir .Eğer anne babalarda kaygı hali fazla olur ise anne babaların psikiyatrik yardım alması gerekmektedir. Aynı zamanda aile içinde çocuğun kendisini güvende hissetmesi için gerekli önlemlerin anne baba tarafından sağlanmış olması gerekir. Aşırı tepki gösteren anne babalar çocuklarının sıkıntılarını artırmamaya çalışmalıdırlar. Çocukların deprem ile ilgili sorularına açık ve sade bir şekilde açıklama getirmeleri yerinde olur . Çocuklarda oluşan soru işaretlerinin giderilmesi gerekmektedir. Bazı anne babaları sadece '' korkma , bir şey olmaz '' gibi sözler ile çocuklarını sakinleştirmeye çalıştıkları gözlemlenmektedir. Bu sözlerin yeterli olduğunu zannetmiyorum . Çocuğun yaşına göre açıklamaların yanı sıra , sevgi ve destek mesajları ile beraber güven ortamı çok önemli olmaktadır.
5-Medyanın rolü: Deprem ve sonrasında TV ve gazetelerdeki yapılan yayınlar çocukları negatif yönde etkiledi .Deprem bölgesinde yaptığımız çalışma ve incelemelerde çocuklarda medyadan uzaklaşma ve TV seyretmek istememe gibi davranış paternlerinin geliştiğini gördük. Anne babalara burada düşen görev medyanın bu yöndeki zararlı etkisinden çocuklarını korumaya çalışmaları ve özellikle travmatik görüntülerden çocuklarını uzak tutmaları gerekmektedir. Bu şekilde aşırı görüntüye maruz kalan çocukların belleklerinde kalıcı görüntülerin yerleşmesini istemiyorsak bu kontrolü iyi yapmamız gerekir. Medya kuruluşlarının da bu konuda daha dikkatli ve duyarlı davranması gerekmektedir. Özellikle sansasyonel haberlerden ve bu konuda yeterli kariyeri olmayan insanların sözlerini içereren mesajlardan çocuklar ve aile ortamı korunmalıdır.
6-Psikiyatrik yardım: Şüphesiz ki bazı çocuklar depremden biraz daha fazla etkilenmektedir. Bunun birçok nedeni olmasına rağmen çocuğun eğitimi , yaşı , kişilik yapısı , anne baba tutumu, o dönemdeki psikososyal stres etkenleri , depremden etkilenme derecesi , çocuğun savunma mekanizmaları vb. etkilemektedir. Fazla etkilenen çocukların zaman geçirilmeden psikiyatrik yardım için gerekli yerlere götürülmesi gerekmektedir.
Çocuklarda görülebilecek psikolojik ve somatik belirtiler:
Yalnız kalmak istememe ,kapalı yerde kalmak istememe , hava kararınca korkular , deprem öncesine göre daha fazla sessiz sakin olmayı tercih etme , tekrar deprem olacak korkusu , uyku bozukluğu , sık sık uyanma , uykuda konuşma , kabuslar , iştah bozukluğu , yersiz öfke patlamaları , eskiye göre aşırı sinirlilik , karşı gelme , ağlama , küçük çocuklarda mızmızlanma ,depremden sonra parmak emmeye başlama , tırnak yemeye başlama , altını ıslatma , kekeleme başlaması , üzgün bakış , huzursuzluk , anne babaya bir şey olma korkusu, vb. Bu belirtileri gösteren çocuklar psikiyatrik tedaviye ihtiyaç duymaktadır.
Çocuğa destek noktasında yapılabilecekler:
1- Ona güven ve sevgi dolu bir aile ortamı hazırlayın
2- Eğer anne babada depreme bağlı ruhsal bir sıkıntı varsa bir an önce onların giderilmesini sağlayın
3- Çocuğunuza eskisinden daha fazla zaman ayırın birlikte sadece onunla ilgilenmek üzere her gün vakit geçirin
4- Ona sık sık sevgi mesajları verin ve kendisine bu konuda destek olduğunuzu gösterin
5- Onun bu dönemde mümkün olduğunca yalnız kalmamasını sağlayın , yalnızlığın onda güvensizlik ve korku oluşturmasına izin vermeyin (depremin etkileri geçene kadar )
6- Onun ile birlikte yaşına uygun olarka oyun oynayın , duygularını oyunda ifade etmesini sağlayın
7- Deprem hakkında resim çizmesini sağlayın ( resim onun duygularını anlatmasını ve içindeki düşünceleri dışarı yansıtmasını sağlayacaktır).
8- Deprem konusunda yaşına göre konuşun sade ve anlayacağı bir şekilde onu deprem konusunda aydınlatın
9- Deprem anında ne yapacağınızı ona tatbik ettirin ve onun hazırlıksız yakalanmasını engelleyin
10- Deprem hakkında TV ve Gazete haberlerini takip etme konusunda sınırlama getirin
11- Onun uyku , iştah ve moral durumunu takip edin
12- Deprem sonrası gelişebilecek ek problemler olursa psikiyatrik destek almayı ihmal etmeyin
13- Okul ve öğretmeni ile konuşarak okulda bilgilenmesini ve rahatlatılmasını sağlayın
14- Depremden birinci derecede etkilenen çocuklar için ölüm olayını yaşına uygun bir şekilde açıklayın
15- Deprem konusunda çocuğunuza rahatlatmak için yalan söylemeyin
16- Mümkünse diğer yaşıtları ile grup ortamında duygularını paylaşmasını sağlayın
17- Israr eden sıkıntılar olursa, bir çocuk psikiyatristi ile görüşmeyi ihmal etmeyin (bazı psikiyatrik durumların oluşması durumunda zamanında destek ve ilaç tedavisi uygulanmalıdır)
18- Çocuğunuzun bu dönem zarfında, psikolojik durumunu yakından izlemeyi unutmayın
19- Çocuğunuzun bu sıradışı dönemde göstereceği tepkileri ve duygularını saygıyla karşılayın
20- Onun kendini ve deprem konusunda fikirlerini ifade etmesini sağlayın