Zulümlere tepki hakkında münazara..!

mhmt

New member
Dünyada çeşitli yerlerde zulümler var. Özellikle müslümanlara yönelik amansız ve acımazsız katliamlar var. Hergün yüzlerce insan ölüyor, sakat kalıyor ya da işkence görüyor. Belki bu rakam binlerle ifade edilse yerinde olacak. Mesela ismini bile bilmediğimiz PATANİ devletinde 30.000 mahkum ve yerli halk, Tayland askerleri tarafından işkence, tecavüz, zulüm görüyorlar. Bunun gibi yüzlerce örnek..

Peki bu zulümlere tepkimiz ne ve nasıl olmalı?

- Dil ile DUA' mı? Bu bizim üzerimizdeki vebali atmaya yeter mi?
- Tv'de izleyip küfretmek mi? Bu günahtan başka bize ne verir?
- "Irak halkı haketti. ABD'yi onlar davet ettiler, geldiğinde bayram ettiler" diyerek işin içinden sıyrılmak mümkün mü? Bu bizim vebalimizi kaldırır mı? Halkın hatasına bakarak, gördüğü zulümler karşısında bizim "suç sizin, çekin cezanızı" deme hakkımız var mı?

Sorular çoğaltılabilir. Ama ben uzatmayacağım. Özeti şu:
Bu zulümler karşısında bizim ne yapmamız lazım?

selametle..
 
Öncelik;
Halifeyi seçmek midir? O zaman onu nasıl seçeceğiz? O yöntemi bulup, hemen icra etmek yine görevimiz olmuyor mu?

selametle..
 
Aslında önceliktir belki, çok kesin ifade edemiyorum, cemaat olmak ve bu cemaati yönetmek, Allah'ın şeriati doğrultusunda...
 
CİHAD: Fert, cemaat ve toplum bazında iyiliklerin yaşanır hale gelmesi, kötülüklerin kaldırılması için bütün gücümüzle hep beraber ve teşkilatlı bir şekilde çalışma mecburiyetini üzerimize yükleyen farzdır...

Abi, bu tanım çerçevesinde düşünürsek, teşkilatlı yani hiyerarşik bi yapıda, yani bir otoritenin varlığında -emir merciinin- çalışmak denebilir. Buradan senin dediğin Halife kavramına ulaşılabilir. Zaten 1 baş olmadığı için bu kadar karışıklık çıkıyor. Ama, bu başı seçmede ne yapmak lazım? Burasıda ayrı bi önem kazanıyor. Birde, halifeyi seçmeyi beklemek teşkilatlı bir yapıyı beklemek demek oluyor. Ama bu bekleme esasında, bireysel yollardan biz ne yapmalıyız? Bu da ayrı bi konu. Çünkü düşünüyorum ki, vebal büyük. Bu zulümlerin bi hesabı olacak. Kim verecek? Biz.

selametle..
 
Biz, nefislerin kahredici baskısından kurtulabilsek ve her şeyi rızayi Hakk adına düşünüp yapabilsek, tek vücud olmak kolay iştir. Ancak manzaramız ortada. Bahsettiğin mevcut hadiseleri (senin bahsettiğin Dünya üzerinde ki cari zulümler) bir kenara koy, biz daha mahallemizde ki zulme müdahale edemiyoruz, manidardır. Hem PATANİ de ki zulme müdahale bireysellikle olacak iş değildir. Ama buğz edeceğiz orada ki zalimlere. Ve önce yanı başımızda ki zulumler bitecek, evveliyatla...
 
Yorumlarınız için sağolun çok doğru ama ben eksik anlattım belkide.
Bunlar genel ifdeler. Evet çare, İslamı yaşamak. Ama şuan olmuyor, yaşanmıyor tam manasıyla.

Mesela Şöyle: Devlet bazında yapılacak çalışmalar için bireyler devleti zorlasa - oy ile, mitingler ile vs.- Bu bir yöntem midir?

Bunu; İdaremizin bi şekilde Irak zulmüne destek oluyor olmasından dolayı yazıyorum. Havaalanı ve limanlarını açarak destek oluyor. Bu desteğinden dolayı yönetimi kınamak için, zorlamak için, İslamın hakim olmasını beklemek mi lazım? E o zaman zaten böyle bi durum olmaz ki. Demek istediğim günümüzde, halihazırdaki şartlar içinde ne yapılmalı ?
Sessiz kalmak destek olmak anlamına gelmez mi?

Not: Bu konuyu partizanlık olsun diye açmadım. Kimse istediği taraflara çekmesin. Sui Zan etmiş olur.

selametle..
 
Dünyada çeşitli yerlerde zulümler var. Özellikle müslümanlara yönelik amansız ve acımazsız katliamlar var. Hergün yüzlerce insan ölüyor, sakat kalıyor ya da işkence görüyor. Belki bu rakam binlerle ifade edilse yerinde olacak. Mesela ismini bile bilmediğimiz PATANİ devletinde 30.000 mahkum ve yerli halk, Tayland askerleri tarafından işkence, tecavüz, zulüm görüyorlar. Bunun gibi yüzlerce örnek..

Peki bu zulümlere tepkimiz ne ve nasıl olmalı?

- Dil ile DUA' mı? Bu bizim üzerimizdeki vebali atmaya yeter mi?
- Tv'de izleyip küfretmek mi? Bu günahtan başka bize ne verir?
- "Irak halkı haketti. ABD'yi onlar davet ettiler, geldiğinde bayram ettiler" diyerek işin içinden sıyrılmak mümkün mü? Bu bizim vebalimizi kaldırır mı? Halkın hatasına bakarak, gördüğü zulümler karşısında bizim "suç sizin, çekin cezanızı" deme hakkımız var mı?

Sorular çoğaltılabilir. Ama ben uzatmayacağım. Özeti şu:
Bu zulümler karşısında bizim ne yapmamız lazım?

selametle..



Öncelikle Zulmün nedenlerine bakmakta yarar vardir,Irakin durumu filistinin durumu bunlar sadece Islam memleketleri denilen yerlerken,Insanligin haline bakmali ve Ben Allaha yöneldim diyenlerin eksiklerine bakmak gerekir.Eger bizler Kurani hakkiyla yasamaya calissa idik,Eger Kurani masallar,büyüler muskalar kitabi olmadigini,Ölülere okunacak kitab degil Dirileri uyaran(Yasin 70)bir kitab kabul etseydik,apacik olani hayallerle Isevilik,Yahudilik ve diger akimlarin hikayeleriyle örtüstürmeseydik,Kuranin neden özellikle Arabistan yarim adasina indigini tevekkür edebilseydik su dünyadaki olan tüm zulümleri ayniyla o günki Arabistandaki zulümle bire bir oldugunu fark edebilseydik hep yapsaydik etseydik iste yani sonuc Kurana ragmen dagilmasak bölünmesek,firkalasmasaydik Kuran disi tüm varsayimlardan Kurtulsaydik her neyse biraz daha devam etsem ceza gündeme gelirdi...
 
Ama ne yazikki öyle; anlattigi gibi(Bir kismina katiliyorum).Kimi gencleri caddelere salarken bu davadan dönmek olmaz korkmak kacmak olmaz derken en ufak bir tehlikede ehli küfarin evinde kendine emín bir yer saglarken bizler hala kendimizle mücadeledeyiz.Kanla abdes alinir diyerek insanligi buhrana davet edenler nerede acaba....Nerede o müthis CIHAD asklari nerede hem malinla hem caninla Cihd diyen zihniyet?Simdi bakiyorsun hepsinin kapagi attigi tek yer olan Büyük Deccal dedikleri memlekette en lüks mekanlarindalar...
 
Sıra, sıra ve türlü, türlü binlerce aldatılmışlık hikayesi çıkar bu davadan. Hapsinin de bir yanı eksik olsada, çok yanı doğrudur.

Forum münazaralarının da muhtelelif bölümlerinde hep karşımıza çıkmıştır. Teoriler, kavramlar, terimler ve g e r ç e k l e r... Gerçekler hep farklı yaşanır.

Perspektifi Dünyaya açmadan, sadece bu ülke için konuşursak, bu memleket maalesef sürekli ve sürekli, din ile, ideoloji ile, para ve menfaat ile, makam ve şöhret ile kandırılmış ve bu olguların istismari gölgesinde yaşamıştır. Bu gerçek bundan sonra da değişecek gibi değildir.

Ya ne yapacağız peki?

Herkes önce kendini ve birinci derecede mükellef olduğu ailesini kurtarmaya bakacak.

Neyle?

İslam ile.

Hangi İslam ile?

Peygamber Efendimizin (sav) yaşadığı İslam ile.

Ya sonra?

Sonrasına bakacağız İnşallah...
 
Ben Partizanlık gibi olmasın dedim ama birazda olsa kaymış. O manada devam edelim madem. İsimden ziyade, düşüncelere tabiki yazılar.
...

Bunların 1-2 cümlesi dışında çoğuna yüz yerde katıldığımı söylemişimdir. Eskinin davaları kalmadı, eskinin azmi kalmadı, light islamcı edildi millet. Yukardaki yazıyı yazan abimizde ifade etmiş, o tarihlerin ateşli günleri kalmadı. Kullananlar ise yükseldiler. Sonuç bugünki hal.

Ben ön yargısız eleştiriyi, bulunduğum camiaanın olumlu eleştirilmesi olarak mı görüyorum, diye çok defa muhakeme etmişimdir kendimi. Acaba, taassup içinde miyim diye. Ama, eleştirel yazılarda da görüyorum ki, hayır! Elhamdulillah! diyorum.

Hiç biri icraatlara yönelik değil, sen şunu bilerek yapmadın ya da şu kötülüğü yaptın şeklinde değil. Somut bi kötülük gösteremiyor hiç biri. Sadece yöntemi eleştirebiliyor. Yöntemi eleştirmekte hakkıdır herkesin eleştirebilir.

1-2 cümle dışında yukardakilere katılmamak mümkün değil. Ama bunları bende söylüyorum. Bilakis düşünüyorum. Yukarda verdiğim örnekte de ifade ettim ki, bunların müsebbibine nasıl tepki verilmesi lazım? Ben silah sıkmıyorum, olanı gösteriyorum. Zahirin ardı ya da önü var diyerek tepkisizlik, göz önündeki zulmü kapatır mı? Gerçekten arkası vardır, önü vardır, doğru! Belki bilmediğimiz ya da iyi bildiğimiz insanlar da aynı zulme ortaktır.

Peygamber efendimiz bazen, işkence gören sahabelere sabredin demiş. Sabredin kurtuluş yakın. Ama kuruluş içinde çalışmış. Öylece bırakmamış. Ben bu çalışmayı münazara etmek istiyorum. Bu çalışma biz ailemiz ve çevremizden başlayarak mı olmalı? Bunu soruyorum. İzlenecek yol mahiyetinde. Örneklerim hedef tahtasına birini oturtmak değil.

Ben metin abiye bir yerde şapka çıkarıyorum. Parçalanmaktan bahsetmiş. Dağılmaktan. Kesinlikle sebebi bu olarak görüyorum. Tevhid eksik.

Mesela, biz şu forumda bir ateiste karşı Şii birini savunur muyuz? Evet. Ama Şia birine karşı da Şafii mezhebinden birini savunuruz değil mi? Bu savunma aidiyet duygusundandır. Şimdi; İslam düşmanına karşı biz Gerçek hayatta neden Müslümanı desteklemiyoruz ?

Ben zaferi istemiyorum, hedef istiyorum. Hedefi bilmeden çıkılmaz, bu yüzden amaçte birlik olmuyor. Fikirde Birlik, Söylemde Birlik, Eylemde Birlik.. Bu üç noktada birliğimiz yok. Belki Fikirde İslam ama söylemde bile yollarımız ayrılmış; ki geçtik Eylemde birliği. Bu bölünmüşlük bizi BOP'a da götürüyor yok olmayada.
...

Kısacası yazınızdan anladığım kadarıyla diyorsunuz ki önce biz yaşayacağız, göstereceğiz, elimizden geldiğince ifade edeceğiz bildiğimiz gerçekleri. Bu Allah'ın izniyle herkese ve tüm dünyaya sirayet edecek? Doğru muyum?

selametle..
 
Bir noktayı da ifade edeyim.!

Ben sürekli yazılardan eleştiriler alıyor ve o yöne çekiyormuşum gibi gelmesin. Ben alacağımı alıyorum ve anlamadığım yerlerin üstüne gidiyorum. Bu yüzden konuda görüşlere muhalif ve karşıt tavırlar içindeymişim ya da anlamamaya yönelik davranış sergiliyormuşum gibi gelmesin. Bu kadar yorumu yazıyorsunuz, hiç birine katılmasam bile kocaman saygı duyarım:) ki katılıyorum zaten. Katılmamak mümkün değil. Bu ayrımı da ifade etmiş olayım. Kimse yanlış anlamasın.

selametle..
 
Aynen öyledir Mehmed'im...

Düşün.

Belki bir kez daha oku Siyer-i Nebi'yi.

Ne yapmıştı O Allah'ın Rasül'ü, nasıl yapmıştı, hangi yol ile ve sistemle yapmıştı.

Vallahi O'nun yaptığının dışında ki hiç bir yol başarılı olmamış ve olamayacak.

Sen Mehmed Kardeşim, ya da Hüseyin, Abid, Süleyman... Kim olursa olsun, O'nun ahlakında olarak o yolu serecek önümüze.

Çıkar, dök ortaya O'nun yolunu ve bak ki O yolu deneyen hiç olmuşmu, bire bir, mota mot.

Başka yol ve sistem aramak beyhudedir... Ve o'nun yolu da bellidir...
 
Parcalanmak iste ehli Küfürün tek hedefi,bizi bize birakmadan parcalamak.Ne güzelde basariyor degilmi?Mehmedim güzel söylüyorsun siiye karsi Safiyi kayiriyorsun ama Ehli küfüre karsi Siiyi asla savunmuyorsunuz neden?Cünki ayrilik tohumlari o kadar derinki,Simdi dön evine koy basini ellerinin arasina hangi cemaat liderleri en ufak tehlikede Büyük Deccalin kucaginda?Bir bir sirala.Ehli cehalet ancak bu kadar basarili olurdu.Tam Resulün(Selam Resul/Resullere olsun)Ölümünden yaklasik 30 yil sonra neler olmus o muhtesem Islam Birligine?Bu gün ayniyla yasamiyormuyuz?Bu ayriligin tek kurtulus noktasi Tek müsteregimiz olanda birlesmek Kardesligi ayni Muacir,Ensar gibi uygulamaktan gectigini bir göre bilsek...
 
Bir noktayı da ifade edeyim.!

Ben sürekli yazılardan eleştiriler alıyor ve o yöne çekiyormuşum gibi gelmesin. Ben alacağımı alıyorum ve anlamadığım yerlerin üstüne gidiyorum. Bu yüzden konuda görüşlere muhalif ve karşıt tavırlar içindeymişim ya da anlamamaya yönelik davranış sergiliyormuşum gibi gelmesin. Bu kadar yorumu yazıyorsunuz, hiç birine katılmasam bile kocaman saygı duyarım:) ki katılıyorum zaten. Katılmamak mümkün değil. Bu ayrımı da ifade etmiş olayım. Kimse yanlış anlamasın.

selametle..


Hep karsi duran olarak görünen biri olarak bundan hic rahatsiz olmamalisin.Cünki unutmamak gerekirki Resulde(Selam Resul/Resullere olsun)Yalniz basladi ve her kese karsi tek basinaydi...
 
Parcalanmak iste ehli Küfürün tek hedefi,bizi bize birakmadan parcalamak.Ne güzelde basariyor degilmi?Mehmedim güzel söylüyorsun siiye karsi Safiyi kayiriyorsun ama Ehli küfüre karsi Siiyi asla savunmuyorsunuz neden?Cünki ayrilik tohumlari o kadar derinki,Simdi dön evine koy basini ellerinin arasina hangi cemaat liderleri en ufak tehlikede Büyük Deccalin kucaginda?Bir bir sirala.Ehli cehalet ancak bu kadar basarili olurdu.Tam Resulün(Selam Resul/Resullere olsun)Ölümünden yaklasik 30 yil sonra neler olmus o muhtesem Islam Birligine?Bu gün ayniyla yasamiyormuyuz?Bu ayriligin tek kurtulus noktasi Tek müsteregimiz olanda birlesmek Kardesligi ayni Muacir,Ensar gibi uygulamaktan gectigini bir göre bilsek...

Ehli Küfre karşı savunuyoruz abi. Hadi diyelim savunmadık, o zaman bizim yanlışımız. Ama savunmak zorundayız. Burayı biraz olması gerekeni yazmışım gibi düşünelim. Savunurum ben. Hem bireyselde hem Devletsel bazda isteriz, savunuruz. Basitçe örnekle ifade etsek, biz İran'ı, ABD'ye karşı destekleriz. Bu bizim içimizden gelen, aynılık duygusundandır. Savunmayan idare ve yönetimlere gelince bunlar kabuk yönetimdir milleti temsil etmez. Tabi bu ayrı bi konu.
Birlik olmak lazım. Ama bu birliğe mezhepler engel değil. Engel olsa AB olmazdı, diye düşünüyorum.
Neyse konuyu dağıtmak istemiyorum abi.

selametle..
 
Hep karsi duran olarak görünen biri olarak bundan hic rahatsiz olmamalisin.Cünki unutmamak gerekirki Resulde(Selam Resul/Resullere olsun)Yalniz basladi ve her kese karsi tek basinaydi...

Eyv. abi. Elhamd. benim savunduğum dava noktasında bi şüphem yok.
Ama biraz siyasete kayan konularda ister istemez bazen kalpler kırılıyor. Bu sevdiğim insanlar oluyor. Bunu istemiyorum, istemediğim için özellikle böyle açıklama yapma gereği hissettim. Yanlış anlaşılmasın diye. Yoksa yalnız kalmak gibi bi düşüncem yok. Eminsem, tek olayım sorun değil. Eminimde Elhmd. savunduğumda. Yani, sorun yanlış anlaşılma ve anlatma/tanıtma korkusu.

selametle..
 
Ehli Küfre karşı savunuyoruz abi. Hadi diyelim savunmadık, o zaman bizim yanlışımız. Ama savunmak zorundayız. Burayı biraz olması gerekeni yazmışım gibi düşünelim. Savunurum ben. Hem bireyselde hem Devletsel bazda isteriz, savunuruz. Basitçe örnekle ifade etsek, biz İran'ı, ABD'ye karşı destekleriz. Bu bizim içimizden gelen, aynılık duygusundandır. Savunmayan idare ve yönetimlere gelince bunlar kabuk yönetimdir milleti temsil etmez. Tabi bu ayrı bi konu.
Birlik olmak lazım. Ama bu birliğe mezhepler engel değil. Engel olsa AB olmazdı, diye düşünüyorum.
Neyse konuyu dağıtmak istemiyorum abi.

selametle..

Birlige tek yol vardir oda ancak ve ancak Resulün(Selam Resul/Resullere olsun)emaneti olan Kuranda olur bunun disindaki tüm ölcüleri,Kurallari yasalari bagli bulunulan tüm etkenleri veya cemaatleri ber taraf etmeden kavusulmasi mümkün degildir,AB birlikmi acaba diyecegim tabiki birlik cünki icindeki tüm olumsuz etkenleri bertaraf etmis hepsini ayni mefkurede birlestirmeyi yüzeysel dahi olsa basrmistirki kendinden olmayan Türkiye gibi bir devi dahi kapisinda bekletmektedir.Ama biz?Iranindan Misirina,Türkiyesinden Libyasina velhasil herkes bey herkes efendi herkes bir lider herkesin gittigi itikat dogru yol veya Firkayi naciye...Cok yazik cok yazik oluyor bu Millete kendine dönemiyor aslina rücu edemiyor Hani Allahin Resulüne(Selam Resul/Resullere olsun);

6:161. De ki;şüphe yok ki Rab'bim beni doğru bir yola iletti dimdik duran(Yani Hükmü Geçerli Eskimemiş Yıkılmamış )bir dine. İbrahim'in hânif (MUVAHHİD)olan dinine hidâyet buyurdu. Ve o Müşriklerden değildi.

Fitrata rucu edemeyenler böyle zulüm altinda kalinca sucu hep disarda aramamalidir,Kim ne zulüm görürse kendi nefsindendir Allah hic bir kimseye zulüm edici degildir...
 
Mehmet kardeşim öncelikle şunu söyliyeyim. Yazılarım partizanlık değilidir. Zira, partizanlık "şu parti kötü, bu iyi" tavrıdır. Ben öyle bir şey yapmadım. Ayrıca hiç bir partiye niyet ve amaç itibari ile kötü demedim. Metod ve ölçü itibari ile eleştiriyorum.

Partizanlık yapmıyorsun abi. Konu kaymış onu kastettim. Birde benim partizanlık yapmak amacıyla yazdığım düşünülmesin istedim.

Ayrıca -kendi payıma- ben Müslümanları desteklemekten başka bir şey yapmıyorum. Ama bazıları İslam adına bir kapı açmış. O kapının pek çok su i istimale açık olduğunu görüyorum. O kapıda olanlar İslam'a hizmeti siyasete hizmet görüyorlar

Oysa ben -haykırarak- diyorum; "siyaset dine hizmetkardır, din siyasete değil"

Biri kalkıp "şöyle partiye böyle partiye oy vermesen Allah'a karşı sorumlusun" derse, elbette ona mukabele edeceğim. Zira, ben siyasete değil, İslam'a hizmet ediyorum. A partisine oy vermedim diye sorumlu olacağımı söyleyenlere "siyaset böyle şöyle yapmaz ise sorumludur" diyorum ve "sen sefil siyasete dini hizmetkar yaptığın için açtığın kapılardan dehşetli münafıkları içeri aldığından sorumlusun" diye iade ediyorum.

Bundan daha somut delil var mı?..

Burada bir noktayı ayırmak lazım. Yaptığımız her hareketin bedelini ödeyecek olduğumuzu biliyorum. Oy vermeninde bir bedeli olduğu biliyorum. Bunu ayrı düşünmek mümkün mü?

Şöyle ki: Seni islamforuma mod yapacağız. Seninle birlikte A şahsıda aday. Sen diyorsun ki, " Benim programım şu: Ben ateistforuma izin vereceğim, destek olacağım öteki islamiforumları hacklemesi konusunda. Onlarda bana bedeva host verecekler. "
A kişiside diyor ki: "Bakın! Ey! Oy verecek kişiler, bu adama oy vermek vebaldir. Çünkü elindeki yetkiyle zulme destek olacak, çanak tutacak." Aynen bunu gibi işte. Oy'un bedeli olduğunu söylemek boş değil. Sadece önü ve arkasına iyi bakmak lazım. Neden vebal olduğu açıklandığında, haksızlık mı var? Yanlışlık mı var? Yok. O zaman bu söz, Dini Siyaset için kullanmak demek değil, Dini noktada siyaseti kullanmak demektir. Parti marti değil mesele yani. Mesele program ve uygulanacak icraatın taslağı noktasında, İslam'a ters olduğunu noktasında uyarmak. O kadar.

Açılan kapıdan giren, suistimal eden münafıklara gelince, Bir defa burda şunu unutmamak lazım. Siyasette ya da cemaatlerde nemalanmak isteyenler olacaktır. Onlara bakarak Davaları değerlendirmek zulümdür, haksızlıktır. En güzel yol burda, Efendimizin taktiği ne ise onu bulmak ve uymak. Çünkü onun döneminde bile Münafıklar varmış ve listesini vermiş efendimiz bir sahabeye. Haa! Demekki bunları yok etmek mümkün değil. Mesele bunlar üzerindeki hakimiyet. İdare etmek. Bunu konuşalım inş. Nasıl mümkündür diye..!

Sonra diyorsun, bu zulmlere karşı ne yapabiliriz? İşte diyorum "o kapıyı kapatalım, artık bizi kandıramasınlar, en has adamlarımızı iktidar yerinde statükonun uşağı yapmasınlar."

Abi kapıyı kapatmak mümkün görünmüyor. Hakim olmak nasıl olur, buna bakmak lazım. Birdefa çıkışı konuşmak lazım, Temeli. Başörtüsünü çözümsüz yaptılar dedin. Bu sorunu bu kadar çözümsüz yapmak için hangi aşamalardan geçildi? İşte o aşamalar yukarda uyarmak konusunda giren sebeplerdir. Hangi noktalardan, yerlerden geldiler ve hangi makamların icazetinden geçerek aldılarsa o koltuğu bizim eski abilerimiz, ha demekki sorunun temeli bu. Temel çıkılan yol. Niyet temiz, yapı bizden. Ama sonuç hüsran. Dediğin doğru ama bunun temeli; niyetler temizde olsa, kişiler bizden gitmede olsa tuttukları yolun yanlış olmasındandır.
Ekonomide, Dış Politikada, İç güvenlikte, Silah Sanayiinde bağımsızlığı hedeflemeden çıkılan yolda adım atılamaz. Ha birde, İş bilmezlik yaparsa tam oturur. Sorunlar çözümsüzleşir.

...
Demek siyasetin ne olduğunu iyi anlamak lazım. Siyaseti İslam değil, Müslüman yapmak lazım.

O zaman işin çözümü burda; siyaset nasıl Müslüman yapılır bunu müzakere edelim.

Şimdi; önce fikirlerimizi düzelttik, netleştirdik. Teşhisi yaptık daha doğrusu. Şimdi bu konuda devam edebiliriz abi. Biz farkındaysan Siyaseti kullanarak kurtuluşu münazara edeceğiz. O yüzden tek kurtuluş demiyoruz, sadece bu yolunu münazara ediyoruz.
...
Siyaseti bize hizmet ettir hale getirmek için, siyasetin günümüz dünya sisteminde en geçerli yollardan biri olduğunu bilmek gerekir. Nemalanmaya açık kapısının çok olduğunuda bilmek gerekir.

Ben seni seçiyorsam senin plan ve programının Milli olup olmadığına bakmalıyım. Ona göre seni seçmeliyim ya da seçmemeliyim. Diyorum...

selametle..
 
Abi, Örneklerinde genel olarak verdiğin sistemi savunuyorum. Bu Adil düzen demektir zaten.

Öncelikle bi noktayı ayıralım. Miting meydanlarıda seçim öncesi Ayet okuyup, Cuma günleri özellikle Konya'ya gelerek Cuma namazı kılıp, yerine ve kişisine göre yanar döner bi insanın yaptıkları ile; burda ne ise başka yerde de o, yıllar öncesi neyse, bugünkü halide o olan birinin izlediği siyaset farklıdır. Biri Siyaseti kullanıyor, öteki Dini kullanıyor.
Türkiye'de neredeyse herkes seçim öncesi İslamcı kesiliyor. Baykalın çarşılı bayanlara rozet takması gibi.
...

Efendimiz; "Ben Peygamberim" demeden önce işkence görmüyordu, hakarete uğramıyordu. Ne zaman "Ben Peygamberim" dedi, ne zaman Müşrik Liderlerin tahtını, çıkarlarını salladı, işte o zaman düşmanlıkları, işkence ve hakaretleri başladı.
Demekki; Din adına siyaset değilde, siyaseti kullanarak Dini sistemi kurmak için gelmek demek zaten bu tür saldırılara gebe olması demektir. Bunlar abes değil, Dini sistemin gelmesinden korkanların yasakları perçinleme gayretleri anormal değil. Burada ince nokta şu: Efendimiz zamanında bu yasakçılara direnen bir ümmet vardı, günümüzde bu yasakçılara uyup, yolunu bulan ılımlı! bir ümmet var.
Buradan da anlaşılıyor ki, halk konusunda söylediklerinde haklısın. Önce millete bunlar göstermek, anlatmak lazım. Ama bunun engellenmesi için elinden geleni yapan bir zihniyet var. Bunu alt edebilmek için yine yetki, yine idare gerekiyor.

Bu idarenin önemine binayen bi örnek: Sen mühendissin. Kaliteli buluşların var. Ama patentini almana rağmen üretemiyorsun. Zenginleyip fabrika açıyorsun. Ama ithalatçı holdingler önünü tıkıyor. Bürokrasiye bakıyorsun, TOBB'dan çıkıyor. Gidiyorsun, Oraya başkan oluyorsun. Elindeki tüm yetkileri kullanarak Milli, yerli bir üretim peşindesin. Ama yine bürokrasi engel oluyor, İdarenin/hükümetin bürokrasisi. Ve sen üretim yapamıyor, ticaret yapamıyorsun. İşte burada anlıyorsun ki, senin yerin aslında İdarenin başı. En tepesi. Tüm işlerin döndüğü yer orası. Kanunların, kuralların koyulduğu. Bunun için siyaseti kullanırsın.
Mesela halk müslüman olsa, kimse faize bulaşmayacağım dese, ama yönetim İslami olmasa. İnsanların faize bulaşmamaları mümkün mü? Değil. Neden? Çünkü devletin ekonomisi Kapitalist düzen içinde Dünya Bankasından, IMF'den krediler alıyor ve senin verginle faiz ödüyor. İşte yönetim bunun için önemli.

Gelelim bizim farklı fırkalarımıza : )
Hak ve Adaleti gözeten bir idare ne yapacağını politikasıyla belli eder. Burada kendi kendine galeyana gelip, o bizden değil o zaman bizi mahveder, yok efendim o ümmetçi biz milliyetçi ya da biz Kemalistiz diyerek va veyla edenler... Bu insanlar var diye, sorun çıkarmış mı olacak bu idare? İdeolojik olarak gelenlerde bu tür sorunlar olur ama gerçekten Hak diyerek gelenelerde bu sorunlar olmaz.
İdeolojisini Din yapanlarla, savunanlar arasında fark vardır.
Politikası zaten idareyi belli eder. Statükoya uymaya çalışıp şirinleşmeden; Ülkenin heryerine eşit dağılım yapıyorsa, işsizlik için Fabrikalar açıp hem üretim yapıyor hem işsizliği yok ediyorsa, Faiz sistemini, üretim sistemiyle değiştirip Ülkeyi Dış Güçlere gebe bırakmıyorsa, İç günveliği sağlıyor ve Doğuya ayrımcılık yapmadan hertürlü yatırımı yapıyorsa, Her insanın dinini yaşamasına fırsat veriyor, zulmetmiyorsa, Dillere ilişmiyor ve Eğitimde Ahlakı düşünüyorsa, tüm ayrılıkları gidermek adına çalışmalar yapıyorsa, milleti ekonomik olarak düşünüyor ve enflasyon oyunuyla ezdirmiyorsa, özgürlüklerin önünü açmak için çalışıyorsa, yasaklara karşıysa ve oy için başörtüsünü kullanmıyorsa vs. vs. demekki bu işin ehli. Ayrım gayrım yok. Demekki ideoloji diyerek çığırtkanlık yapanlar suçlu. Haksızmıyım abi? Yani demek istiyorum ki; izlenilen politikada zulüm yoksa kimseye, kendi kendine zulüm görecekmiş hissine kapılıp, sen benden değilsin diyen, kızıp köpüren, sana kalbim uzak diyende sorun var.
...

Tüm bu saydıklarımız ideal bir toplumdur. Çok yerde istediklerimiz aynı ve örneklerimiz aynı kapıya çıkmaktadır. Nurculuğa münafık diyen olmuşsa vebali vardır. Burada Nurculuğu ya da diğerlerini aynen yukarda ideal siyaset diyerek tarif ettiğimiz sistem gibi ayrımadan, Allah rızasını gözetenleri bir tutmak gerekir. Günümüz siyasi iktidarı da, eskilerde hepsi bir program üstünde gitmişlerdir. Kim; AB'ci, ABD'ci, IMF'ci ve İsrail'ciyse; adı A da olsa B de olsa herdönem sonuç aynı olmuştur. Günümüz durumu gibi. Kimini Dİn adına çıkarmışlar, kimini Milliyetçilik adına, kimini başka şeyler. Kim bu kriterlerin dışında gelmeye çalışmışsa değişmiş Ekonomi, İç politika, Dış politika vs. Büyüme ve gelişme olmuş. Halk rahatlamış. Ama içte ve dışta büyük baskılar görmüş. İşte bu baskılar varken, kim kendi meşrebim diyerek Münafıklık yapanları destekledi ve Din kardeşini ayrı görüşteyiz diye unuttuysa, kim Partizanlık diyerek düşmanlık etti, Hak ve Adaleti gözetenlerin düşüşüne sevindiyse... Bu günün Türkiye'si o zihniyetin eseridir.

selametle..
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks