Uzun bir yazı. Fakat okundukça insanı içine çeken özel bir konu. Bu konu hakkında daha önce bilgi ve değişik bulgulara ulaşan insanlar var ise, bunu paylaşırlarsa kendi adıma sevinirim.
Bir seminerde anlatılan ve sonrasında soru cevap kısmı yer alan bir konunun yazıya dökülmüş hali. Çok çarpıcı ve insanı yaşadığımız zaman diliminden alıp çok değişik ufuklara götüren bir anlatım.
Tasavvuf erbabı için çok da acaip değil, ama; bazı söylediğimiz daha doğrusu anlatmaya çalıştığımız tay-i zaman ve tay-i mekan konusunun belki bilimsel olarak daha net anlatımı diyebiliriz.
Bu yazının bizlere ulaşmasını sağlayan Çetin Bal adındaki vatandaşımıza da gerçekten teşekkür etmek insani bir görevimizdir. Allah (cc) emeğinin karşılığını nasip etsin inşaallah.
Not: Bu belge her hangi bir düzeltmeye maruz kalmamış (gramer ve anlatım açısından) “philly” olarak bilinen ve asc veya zip formunda orijinal bir belgedir. Bu konuşmanın (belgenin) sahibi olan Clay Tippen orijinal metnin değişmesini istemediği için belgenin adını “Bielek90” olarak değiştirdim ki orjinalinden farklı bir belge olsun. Bazı isimlerin söylenişi, cümlelerdeki uyumsuzluk...vb (Tippen’in bunu video kasetten kopyalaması ve Al Bielek’in terminolojisi pek iyi bilmemesinden dolayı) gibi hatalar vardı. Ben de bütün belgenin düzeltilmesinin ve BBS’nin içinde farklı bir dosyaya yüklemenin önemli olacağını düşündüm........Rick Anderson 10\92
Al Bielek’in Mufon Konferansı’ndaki Konuşması, Ocak 13, 1990
Philadelphia Deneyi ve Montauk Projesi ön konuşmasının yeniden düzenlenmiş sureti 12,1991
Clay Tippen
( İmla hataları ve bilinemeyen bazı kelime ve isimlerin tanımlanması Rick Andersen tarafından Ekim 1992’de yapıldı. )
Bu doküman ücretsiz bir yayımdır. Philadelphia Deneyi hakkında daha fazla bilgi sahibi olunması amacıyla yayınlanmıştır. İstediğiniz BBS’ye yüklemekte serbestsiniz. Lütfen dosyada herhangi bir ekleme veya değişiklik yapmayın. Bir değişiklik yapmadan bir bütünlük içinde yayın. Dökümanla ilgili bildiğiniz farklı kanıtlar varsa lütfen sayfanın sonundaki adrese gönderin. Bu doküman video kasetten aktarılmıştır. Kaset, 1990 Mayısı veya Haziranında elime geçti. Kasedi defalarca izledikten sonra arkadaşlarıma da gösterdim. Bazıları inandı bazılarıysa inanmadı. Şimdi kendi kararınızı verebilirsiniz. Alfred Bielek Philadelphia Deneyi’nden sağ olarak kurtulanlardan biridir. Bielek’in söylediği bazı isimler ve yerler kayıt problemleri ve Bielek’in ağzında gevelemesinden dolayı anlaşılamadı. Adını daha önce duymadığım bir sürü yer ismi...vb vardı ve bu anlaşılmaz isimleri nasıl düzeltip anlaşılır hale getireceğim konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. Bazılarının doğruluğunu falan araştırdım. Bazı kelimeler ingilizce’ye uymuyordu. Doküman konferans konuşmasının birebir aynısıydı. Konferans, Dallas TX’deki Mufon Metroplex’inde Ufo toplantısı olarak yapıldı. Konferans tarihi 13 Ocak 1990’dı. Konuşmacı Alfred Bielek’di. Deneyin nasıl başlayıp nasıl bittiğini anlatan bir konuşmaydı.
SUNUCU:
Bu geceki konuşmacımız Alfred Bielek, O’nu geçtiğimiz Eylül ayında Phoenix’deki Ufo konferansında duymuştum ve bence diğer konuşmacılardan daha ilginç birisi, hatta en az konunun kendisi kadar ilginç. Philadelphia Deneyine bulaşmış olup da bunu sizinle paylaşan başka birini daha tanımıyorum. Ve kendisi de. Sanıyorum ki heyecanlı bir program olacak.
Şimdi UFO’larla ilgili bağzı bağlantılar var. Bu konu hakkında ufak bilgiler verecek size. Fakat çalıştığı bazı projeler gerçekten de hala gizli, ve bazılarının da UFO’larla ilgisi yok. Bu yüzden bazılarından bahsetmeyecek ve bazıları hakkında ufak bir özet sunacak. Bence gerçekten de Ufo’larla ilgili bir sürü devlet sırrı var ve hükümet bunların çoğunu inkar edecek. Bu bağlamda grubumuzda ilgi çekici tartışmalar olacağa benzer. Ve karşınızda Alfred Bielek!
-- PHILADELPHIA DENEYİ--
Anons edildiği üzere benim adım Alfred Bielek, Philadelphia Deneyi’nden sağ olarak kurtuldum. Başlamadan önce burada bulunan insanlara sormak istiyorum, Kaçınız Philadelphia Deneyi’ni biliyorsunuz?....
Kalkan fazla el göremiyorum... E galiba ikinci sorum biraz gereksiz olacak herhalde. Kaçınızın bu deneyin savaş zamamında başlayıp başlamadığına dair bilgisi var? II. Dünya Savaşı sırasında 1941-42 diyelim. Kaçınız ne zaman başladığını biliyorsunuz? Bu konda bilgili çok az insan var..... birkaç el kalksın. Ya da deneyin daha da önce başladığını düşünen var mı? Aranızda daha önce başladığını düşünenler varsa, doğru düşünüyorlar.
Aslında bu işin başlangıç noktası 1931-32 yıllarında garip küçük bir şehir olan İllionis eyaletindeki Şikago’dur. O yıllarda, yani 1920lerde ve 30larda, popüler literatür üzerine bir sürü spekülasyon yapılıyordu. Görünmezlikle ilgili olarak objeleri görünmez yapmak, ya da insanı görünmez yapmak, hatta teleportasyonla ilgili “popüler bilim”, “popüler mekanik”, “bilimsel resimleme” adı altında çeşitli literatürler oluşturma çabası vardı.
Tahminimce o zamanlarda insanlar bilimsel başarının koşullarını neredeyse yerine getirmekten, başarıya çok yaklaştıklarından bahsediyorlardı. En ufak bir gelişim bile büyük spekülasyonlara yol açıyordu. 1931’de birileri birşeyler yapmaya karar verip Şikago Üniversitesi’nde birliktelip oluşturmuşlardır. Bu işe girişen üç kişi vardı, Dr. Nikola Tesla, Dr. John Hutchinson ve Avusturya’dan gelen ve sonradan rektör olacak olan Şikago Üniversitesi Dekanı Dr. Kirtenauer. O zamanın şartlarına göre bu işi başarıp başaramayacaklarına dair küük bir araştırma yaptılar. O dönemde başarı çok uzak bir ihtimaldi onlar için. Bir süre sonra bütün proje Princeton’daki İleri Çalışmalar Enstitüsü’ne kaydırıldı.
İleri Çalışmalar Enstitüsü ilginç bir organizasyondu. Herhangi bir üniversiteye ya da Princeton’a bağlı bir kurum değildi. Princeton arazisi üzerindeydi ama tamamen bağımsız bir statüsü vardı. 1933’de kimin yardımıyla ya da ne amaçla kurulduğunu gerçekten söyleyemem. Sadece birileri bunu ileri çalışmalar için, post-doktoral araştırmalar ve bu tarz şeyler için kurdu. Bu kişilerin en bilineni Albert Einstein’dir. O’nun hakkında bir şey söylemeye gerek yok çünkü hepiniz onu çok iyi tanıyorsunuz. Kurula 1933’de katıldı. Almanya’nın Bonn kentinden 1930’da ABD’ye geldi. (bazı otobiyografilerde 1933 dense de aslında gerçekten de 1930’da gelmiştir.)
Pasadena’ya (Ca.) gitti. Cal – Tech’de öğretmenlik yapıyordu. Orada 3 sene kadar kaldı. 1933’de Enstitü’ye davet edildi ve ölümüne kadar da orada kaldı. Einstein’in ilkeleri fizik alanı içindeki kuramsal fizik, kuramsal insan, kesin matematik’di. En iyi bilinen ilkeleri Özel İzafiyet Teorisi, kendi Genel İzafiyet Teorisi ve kuramsal Bütünleşmiş Alan Teorisi’dir.
Diğer kişiler de hemen hemen aynı zamanlarda katılım gösterdiler. Bunların içinde en önemli şahıs hiç kuşkusuz Budapeşte, Macaristan’da doğan Dr. John Neumann’dır. Derecesini matematikten aldı. 1925’de Budapeşte’de felsefe doktorasını matematik üzerine yaptı. Alman üniversitesinde 4 sene 2 değişik dalda öğretmenlik yaptı. O yıllarda çok önemli bir şahsiyet olan Dr. Robert Oppenheimer ile tanıştı.
Şimdilerde Oppenheimer daha popüler. Teoriksel adamdı ve teoriksel matematikçiydi. Fakat saf teorileri de uygulamayı bilirdi. Einstein öyle değildi. Bu da çok önemlidir. Diğer katılımcılardan biri öğretmenlik yaptığı üniversitesine geri döndü. Notlarıma bir bakayım, evet adı David Hilbert. Muhtemelen hiçbiriniz bu ismi daha önce duymamıştır. Avrupa’da en göze çarpan matematikçiydi. Bildiğim kadarıyla Avrupa’yı hiç terketmedi. Almanya’da doğdu, büyüdü ve tahminen 1965’de aynı yerde öldü. Fakat o da çemberin içindeydi. Hilbert, en bilinen ve hatırlanan “Hilbert Uzayı” adı verilen matematik formunun geliştiricisidir. Matematikçilerin bakış açısını değiştirecek olan matematiksel çoklu gerçekler çoklu uzay kuramlarını buldu. Buradaki çoğumuz için bunlar anlamsız gelebilir. Hatta dışarıdaki normal bir insan için bile bir anlam ifade etmeyebilir. Fakat özellikle fizikçiler ve matematikçiler için çok önemli kuramlardır ki bu kuramlar Philadelphia Deneyi’ne zemin hazırlamıştır.
Hilbert ve Von Neumann bir araya geldiler. Von Neumann, Almanya’da Hilbert ve çalışmaları hakkında Almanca bir yazı yazdı. Ve Von Neumann bu çalışmaları alıp geliştirdi. Von Neumann matematiksel daireler konusunda hilbert gibi en çok tanınan bilimadamıdır. Bazı çalışmaları da basılmıştır. Tanınmasını sağlayan teorilerden biri de “Oyun teorisi” dir. Ayrıca ring operatörleri sistemini ve de çeşitli cebir türleri geliştirmiştir. Onun matematiğine ulaşabilen insan pek olmamıştır.
Diğer kişiler bu projede önemli konuma gelmişlerdir. 1934’de projeyi enstitüye taşıdılar. Ve Dr. Tesla burada faaliyetlerine başlar. Tesla çok önemli bir şahıstır. O’nun hikayesi de bilinir. Yugoslavya’da hayatını anlatan Segrabe Prodüksiyon’dan çıkan bir filmi vardır. 1856’da doğdu. Aynı zamanda lisesine devam ettiği jimlastik okuluna gitti. Ardından üniversiteye başladı. Babası üniversiteye devam ederken öldü. Bu yüzden yardım bağışlarından da oldu ve normal eğitimine devam edemedi. Fakat okuldaki profesörlerin yerine bakıyordu. Bu sayede derslere girebiliyordu. Western Union’da belli bir süre için iş buldu. Daha sonra Edison Corp’a girdi. Ardından 1884’de ABD’ye gitmeye karar verdi. Edison’un adamlarından referansa benzer yazı aldı. Beraberinde 11 dil bilen zihni, cebinde 4 sent, bir şiir kitabı ve Edison’a verilecek referans yazısı vardı. O yazı onun için en önemli şeydi, çünkü o zamanlarda en büyük desteği o mektuptan alıyordu.
Edison’la tanıştırıldı ve hemen elektrik hakkındaki farklı düşüncelerini tartışmaya girdi.
Edison (DC man) doğru akım’cıydı ve Tesla da bilindiği gibi (AC man) dalgalı akımcıydı. Edison AC’yi kavrayamıyordu ve bu işte de bir taraf tutmak istemiyordu. Kendi yaptığı DC’li makineye ötekini de koydu. O işde Tesla 6 ay Edison’a çalıştı. Para konusunda çok şiddetli bir tartışma yaşadılar. Tesla problemi çözmeyi başarırsa Edison ona $50.000 prim verme sözü vermişti. Tesla işi zamanında bitirdi ve problemi de çözdü. Vadedilen primini almak için Edison’a gittiğinde Edison bunun bir Amerikan şakası olduğunu söyleyerek güldü. Tesla bunun bir şaka olmadığını düşünüyordu ve toparlanıp oradan hemen ayrıldı. Tekrar hendek kazma işine döndü.
Oradan ayrıldıktan sonra değişik insanlar tanıdı, değişik şeyler yaptı. Bunlardan biri Western Union’da Amerikan Başkanı için çalışmaktı. Bir süre için onun için çalıştı. Başkan onun ilk laboratuvarını kurmasında yardımlarda bulundu. Zaman geçiyordu ve Tesla ABD vatandaşlığına geçti. Ve 1880’lerde ve 1890’larda bayaa popüler olan Elektrik Mühendisleri Enstitüsünde üniversite seviyesinde dersler verdi. E tabi Tesla da popüler olmuştu. AC teorisini içeren çeşitli konular ve elektrik gücü gibi çeşitli çalışmaları gerçekten kayda değer örneklerdi. Oradaki herkesin de ilgilendiği gibi onun yaptığı herşey kayda değerdi.
Bir yerde elektriksel teorisi ve AC gücü ile ilgili bir gösteri yaptı. Seyircilerden biri George Westinghouse’du. Tahminen 1889’da Westinghouse, Tesla’nın bütün buluşlarının patentini aldı. Bunlardan 20 kadarı AC jeneratör sistemi ve AC güç dağıtıcısıyla ilgiliydi. Bunlar için 1 milyon dolar ödedi Tesla’ya. Ve o zamandan itibaren Tesla’nın geliştirdiği her beygirgücü için de bir dolar telif hakkı ödedi. Tesla ticaret hayatına bayaa sıkı girmiş oldu.
1893’de, Şikago’daki dünya sergisinde güç sağlayıcısıyla bir ödül aldı. Bu, AC gücünün elektrik üretiminde kullanılması konusundaki en büyük ve ilk durumdu. Daha önce DC kullanılıyordu ve Tesla Edison’a rağmen bu ödülü kazandı. J. P. Morgan da tarafından destekleniyordu. Tesla, o gün bir önemli gösteride daha bulundu radyo kontrollü bot denemesi yaptı. Aynı gösteriyi 1898’de tekrar yaptı ve bir başka gösteriyi de Madison Square Garden’da yaptı.
"Devam edecek"
Bir seminerde anlatılan ve sonrasında soru cevap kısmı yer alan bir konunun yazıya dökülmüş hali. Çok çarpıcı ve insanı yaşadığımız zaman diliminden alıp çok değişik ufuklara götüren bir anlatım.
Tasavvuf erbabı için çok da acaip değil, ama; bazı söylediğimiz daha doğrusu anlatmaya çalıştığımız tay-i zaman ve tay-i mekan konusunun belki bilimsel olarak daha net anlatımı diyebiliriz.
Bu yazının bizlere ulaşmasını sağlayan Çetin Bal adındaki vatandaşımıza da gerçekten teşekkür etmek insani bir görevimizdir. Allah (cc) emeğinin karşılığını nasip etsin inşaallah.
Not: Bu belge her hangi bir düzeltmeye maruz kalmamış (gramer ve anlatım açısından) “philly” olarak bilinen ve asc veya zip formunda orijinal bir belgedir. Bu konuşmanın (belgenin) sahibi olan Clay Tippen orijinal metnin değişmesini istemediği için belgenin adını “Bielek90” olarak değiştirdim ki orjinalinden farklı bir belge olsun. Bazı isimlerin söylenişi, cümlelerdeki uyumsuzluk...vb (Tippen’in bunu video kasetten kopyalaması ve Al Bielek’in terminolojisi pek iyi bilmemesinden dolayı) gibi hatalar vardı. Ben de bütün belgenin düzeltilmesinin ve BBS’nin içinde farklı bir dosyaya yüklemenin önemli olacağını düşündüm........Rick Anderson 10\92
Al Bielek’in Mufon Konferansı’ndaki Konuşması, Ocak 13, 1990
Philadelphia Deneyi ve Montauk Projesi ön konuşmasının yeniden düzenlenmiş sureti 12,1991
Clay Tippen
( İmla hataları ve bilinemeyen bazı kelime ve isimlerin tanımlanması Rick Andersen tarafından Ekim 1992’de yapıldı. )
Bu doküman ücretsiz bir yayımdır. Philadelphia Deneyi hakkında daha fazla bilgi sahibi olunması amacıyla yayınlanmıştır. İstediğiniz BBS’ye yüklemekte serbestsiniz. Lütfen dosyada herhangi bir ekleme veya değişiklik yapmayın. Bir değişiklik yapmadan bir bütünlük içinde yayın. Dökümanla ilgili bildiğiniz farklı kanıtlar varsa lütfen sayfanın sonundaki adrese gönderin. Bu doküman video kasetten aktarılmıştır. Kaset, 1990 Mayısı veya Haziranında elime geçti. Kasedi defalarca izledikten sonra arkadaşlarıma da gösterdim. Bazıları inandı bazılarıysa inanmadı. Şimdi kendi kararınızı verebilirsiniz. Alfred Bielek Philadelphia Deneyi’nden sağ olarak kurtulanlardan biridir. Bielek’in söylediği bazı isimler ve yerler kayıt problemleri ve Bielek’in ağzında gevelemesinden dolayı anlaşılamadı. Adını daha önce duymadığım bir sürü yer ismi...vb vardı ve bu anlaşılmaz isimleri nasıl düzeltip anlaşılır hale getireceğim konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. Bazılarının doğruluğunu falan araştırdım. Bazı kelimeler ingilizce’ye uymuyordu. Doküman konferans konuşmasının birebir aynısıydı. Konferans, Dallas TX’deki Mufon Metroplex’inde Ufo toplantısı olarak yapıldı. Konferans tarihi 13 Ocak 1990’dı. Konuşmacı Alfred Bielek’di. Deneyin nasıl başlayıp nasıl bittiğini anlatan bir konuşmaydı.
SUNUCU:
Bu geceki konuşmacımız Alfred Bielek, O’nu geçtiğimiz Eylül ayında Phoenix’deki Ufo konferansında duymuştum ve bence diğer konuşmacılardan daha ilginç birisi, hatta en az konunun kendisi kadar ilginç. Philadelphia Deneyine bulaşmış olup da bunu sizinle paylaşan başka birini daha tanımıyorum. Ve kendisi de. Sanıyorum ki heyecanlı bir program olacak.
Şimdi UFO’larla ilgili bağzı bağlantılar var. Bu konu hakkında ufak bilgiler verecek size. Fakat çalıştığı bazı projeler gerçekten de hala gizli, ve bazılarının da UFO’larla ilgisi yok. Bu yüzden bazılarından bahsetmeyecek ve bazıları hakkında ufak bir özet sunacak. Bence gerçekten de Ufo’larla ilgili bir sürü devlet sırrı var ve hükümet bunların çoğunu inkar edecek. Bu bağlamda grubumuzda ilgi çekici tartışmalar olacağa benzer. Ve karşınızda Alfred Bielek!
-- PHILADELPHIA DENEYİ--
Anons edildiği üzere benim adım Alfred Bielek, Philadelphia Deneyi’nden sağ olarak kurtuldum. Başlamadan önce burada bulunan insanlara sormak istiyorum, Kaçınız Philadelphia Deneyi’ni biliyorsunuz?....
Kalkan fazla el göremiyorum... E galiba ikinci sorum biraz gereksiz olacak herhalde. Kaçınızın bu deneyin savaş zamamında başlayıp başlamadığına dair bilgisi var? II. Dünya Savaşı sırasında 1941-42 diyelim. Kaçınız ne zaman başladığını biliyorsunuz? Bu konda bilgili çok az insan var..... birkaç el kalksın. Ya da deneyin daha da önce başladığını düşünen var mı? Aranızda daha önce başladığını düşünenler varsa, doğru düşünüyorlar.
Aslında bu işin başlangıç noktası 1931-32 yıllarında garip küçük bir şehir olan İllionis eyaletindeki Şikago’dur. O yıllarda, yani 1920lerde ve 30larda, popüler literatür üzerine bir sürü spekülasyon yapılıyordu. Görünmezlikle ilgili olarak objeleri görünmez yapmak, ya da insanı görünmez yapmak, hatta teleportasyonla ilgili “popüler bilim”, “popüler mekanik”, “bilimsel resimleme” adı altında çeşitli literatürler oluşturma çabası vardı.
Tahminimce o zamanlarda insanlar bilimsel başarının koşullarını neredeyse yerine getirmekten, başarıya çok yaklaştıklarından bahsediyorlardı. En ufak bir gelişim bile büyük spekülasyonlara yol açıyordu. 1931’de birileri birşeyler yapmaya karar verip Şikago Üniversitesi’nde birliktelip oluşturmuşlardır. Bu işe girişen üç kişi vardı, Dr. Nikola Tesla, Dr. John Hutchinson ve Avusturya’dan gelen ve sonradan rektör olacak olan Şikago Üniversitesi Dekanı Dr. Kirtenauer. O zamanın şartlarına göre bu işi başarıp başaramayacaklarına dair küük bir araştırma yaptılar. O dönemde başarı çok uzak bir ihtimaldi onlar için. Bir süre sonra bütün proje Princeton’daki İleri Çalışmalar Enstitüsü’ne kaydırıldı.
İleri Çalışmalar Enstitüsü ilginç bir organizasyondu. Herhangi bir üniversiteye ya da Princeton’a bağlı bir kurum değildi. Princeton arazisi üzerindeydi ama tamamen bağımsız bir statüsü vardı. 1933’de kimin yardımıyla ya da ne amaçla kurulduğunu gerçekten söyleyemem. Sadece birileri bunu ileri çalışmalar için, post-doktoral araştırmalar ve bu tarz şeyler için kurdu. Bu kişilerin en bilineni Albert Einstein’dir. O’nun hakkında bir şey söylemeye gerek yok çünkü hepiniz onu çok iyi tanıyorsunuz. Kurula 1933’de katıldı. Almanya’nın Bonn kentinden 1930’da ABD’ye geldi. (bazı otobiyografilerde 1933 dense de aslında gerçekten de 1930’da gelmiştir.)
Pasadena’ya (Ca.) gitti. Cal – Tech’de öğretmenlik yapıyordu. Orada 3 sene kadar kaldı. 1933’de Enstitü’ye davet edildi ve ölümüne kadar da orada kaldı. Einstein’in ilkeleri fizik alanı içindeki kuramsal fizik, kuramsal insan, kesin matematik’di. En iyi bilinen ilkeleri Özel İzafiyet Teorisi, kendi Genel İzafiyet Teorisi ve kuramsal Bütünleşmiş Alan Teorisi’dir.
Diğer kişiler de hemen hemen aynı zamanlarda katılım gösterdiler. Bunların içinde en önemli şahıs hiç kuşkusuz Budapeşte, Macaristan’da doğan Dr. John Neumann’dır. Derecesini matematikten aldı. 1925’de Budapeşte’de felsefe doktorasını matematik üzerine yaptı. Alman üniversitesinde 4 sene 2 değişik dalda öğretmenlik yaptı. O yıllarda çok önemli bir şahsiyet olan Dr. Robert Oppenheimer ile tanıştı.
Şimdilerde Oppenheimer daha popüler. Teoriksel adamdı ve teoriksel matematikçiydi. Fakat saf teorileri de uygulamayı bilirdi. Einstein öyle değildi. Bu da çok önemlidir. Diğer katılımcılardan biri öğretmenlik yaptığı üniversitesine geri döndü. Notlarıma bir bakayım, evet adı David Hilbert. Muhtemelen hiçbiriniz bu ismi daha önce duymamıştır. Avrupa’da en göze çarpan matematikçiydi. Bildiğim kadarıyla Avrupa’yı hiç terketmedi. Almanya’da doğdu, büyüdü ve tahminen 1965’de aynı yerde öldü. Fakat o da çemberin içindeydi. Hilbert, en bilinen ve hatırlanan “Hilbert Uzayı” adı verilen matematik formunun geliştiricisidir. Matematikçilerin bakış açısını değiştirecek olan matematiksel çoklu gerçekler çoklu uzay kuramlarını buldu. Buradaki çoğumuz için bunlar anlamsız gelebilir. Hatta dışarıdaki normal bir insan için bile bir anlam ifade etmeyebilir. Fakat özellikle fizikçiler ve matematikçiler için çok önemli kuramlardır ki bu kuramlar Philadelphia Deneyi’ne zemin hazırlamıştır.
Hilbert ve Von Neumann bir araya geldiler. Von Neumann, Almanya’da Hilbert ve çalışmaları hakkında Almanca bir yazı yazdı. Ve Von Neumann bu çalışmaları alıp geliştirdi. Von Neumann matematiksel daireler konusunda hilbert gibi en çok tanınan bilimadamıdır. Bazı çalışmaları da basılmıştır. Tanınmasını sağlayan teorilerden biri de “Oyun teorisi” dir. Ayrıca ring operatörleri sistemini ve de çeşitli cebir türleri geliştirmiştir. Onun matematiğine ulaşabilen insan pek olmamıştır.
Diğer kişiler bu projede önemli konuma gelmişlerdir. 1934’de projeyi enstitüye taşıdılar. Ve Dr. Tesla burada faaliyetlerine başlar. Tesla çok önemli bir şahıstır. O’nun hikayesi de bilinir. Yugoslavya’da hayatını anlatan Segrabe Prodüksiyon’dan çıkan bir filmi vardır. 1856’da doğdu. Aynı zamanda lisesine devam ettiği jimlastik okuluna gitti. Ardından üniversiteye başladı. Babası üniversiteye devam ederken öldü. Bu yüzden yardım bağışlarından da oldu ve normal eğitimine devam edemedi. Fakat okuldaki profesörlerin yerine bakıyordu. Bu sayede derslere girebiliyordu. Western Union’da belli bir süre için iş buldu. Daha sonra Edison Corp’a girdi. Ardından 1884’de ABD’ye gitmeye karar verdi. Edison’un adamlarından referansa benzer yazı aldı. Beraberinde 11 dil bilen zihni, cebinde 4 sent, bir şiir kitabı ve Edison’a verilecek referans yazısı vardı. O yazı onun için en önemli şeydi, çünkü o zamanlarda en büyük desteği o mektuptan alıyordu.
Edison’la tanıştırıldı ve hemen elektrik hakkındaki farklı düşüncelerini tartışmaya girdi.
Edison (DC man) doğru akım’cıydı ve Tesla da bilindiği gibi (AC man) dalgalı akımcıydı. Edison AC’yi kavrayamıyordu ve bu işte de bir taraf tutmak istemiyordu. Kendi yaptığı DC’li makineye ötekini de koydu. O işde Tesla 6 ay Edison’a çalıştı. Para konusunda çok şiddetli bir tartışma yaşadılar. Tesla problemi çözmeyi başarırsa Edison ona $50.000 prim verme sözü vermişti. Tesla işi zamanında bitirdi ve problemi de çözdü. Vadedilen primini almak için Edison’a gittiğinde Edison bunun bir Amerikan şakası olduğunu söyleyerek güldü. Tesla bunun bir şaka olmadığını düşünüyordu ve toparlanıp oradan hemen ayrıldı. Tekrar hendek kazma işine döndü.
Oradan ayrıldıktan sonra değişik insanlar tanıdı, değişik şeyler yaptı. Bunlardan biri Western Union’da Amerikan Başkanı için çalışmaktı. Bir süre için onun için çalıştı. Başkan onun ilk laboratuvarını kurmasında yardımlarda bulundu. Zaman geçiyordu ve Tesla ABD vatandaşlığına geçti. Ve 1880’lerde ve 1890’larda bayaa popüler olan Elektrik Mühendisleri Enstitüsünde üniversite seviyesinde dersler verdi. E tabi Tesla da popüler olmuştu. AC teorisini içeren çeşitli konular ve elektrik gücü gibi çeşitli çalışmaları gerçekten kayda değer örneklerdi. Oradaki herkesin de ilgilendiği gibi onun yaptığı herşey kayda değerdi.
Bir yerde elektriksel teorisi ve AC gücü ile ilgili bir gösteri yaptı. Seyircilerden biri George Westinghouse’du. Tahminen 1889’da Westinghouse, Tesla’nın bütün buluşlarının patentini aldı. Bunlardan 20 kadarı AC jeneratör sistemi ve AC güç dağıtıcısıyla ilgiliydi. Bunlar için 1 milyon dolar ödedi Tesla’ya. Ve o zamandan itibaren Tesla’nın geliştirdiği her beygirgücü için de bir dolar telif hakkı ödedi. Tesla ticaret hayatına bayaa sıkı girmiş oldu.
1893’de, Şikago’daki dünya sergisinde güç sağlayıcısıyla bir ödül aldı. Bu, AC gücünün elektrik üretiminde kullanılması konusundaki en büyük ve ilk durumdu. Daha önce DC kullanılıyordu ve Tesla Edison’a rağmen bu ödülü kazandı. J. P. Morgan da tarafından destekleniyordu. Tesla, o gün bir önemli gösteride daha bulundu radyo kontrollü bot denemesi yaptı. Aynı gösteriyi 1898’de tekrar yaptı ve bir başka gösteriyi de Madison Square Garden’da yaptı.
"Devam edecek"