Evet, sabah uyandığınız da Güneşin Batıdan doğmuş olduğunu görseydiniz, acaba ne yapardınız...
Ben çokk korkardım, ne yapacağımı bilemiyorum...
Ben çokk korkardım, ne yapacağımı bilemiyorum...
Son Konular
Ben görmeyeceğime inanıyorum. Zira, kalbinde zerre kadar iman olan tevbe kapısını kapatan o büyük alameti görmeyecek, inşaallah
Ama görmüşsem, vay halime.
Güneşin batıdan doğuşu Ehl-i Sünnet kavlince tevbe kapısının kapanmasıdır. Tevbe kapısı hikmet dairesinin kudret dairesine ınkılabı demektir. Mü'minler alemetlerini görsede zuhurunu görmeyecek inşaallah. Allah öyle korkunç bir anı Mü'minlere yaşatmadığını Kur'an kıssalarında şahit oluyoruz. Öyle musibetleri kafirlerin kafasında patlatıyor. Elbette Ad kavmini Şeddad'dan SArsar ile kurtaran Allah, nasıl onlara o Sarsarın dehşetini göstermemek için, o memleketten çıkartmış. Eşref-i Mahlukat(a.s.m)'in Ümmetinide kıyametle o kafirlerden kurtaracak olan Allah, bir süre önce onları dünya memleketinden bütün bütün çıkaracaktır. Rahmet ve Adalet öyle iktiza eder.
...
Benim bildiğim- güneş batıdan doğmadan az evvel dünyayı kaplayacak bir duhan ile Mü'minlerin ruhu kabz edilecek.
Mehmet kardeşim, alimlerin kavline göre, güneşin batıdan doğması, aslında güneşin yörüngesini değiştirmesi değil, dünyanın dönüş istikmeti ile alakalıdır.
Zira, dünya güneş etrafında dönüyor. Güneşin dönme yönü değişse bile batıdan doğmaz. Batıdan doğma için dünyanın dönme yönünün değişmesi lazım.
Bu nokta-ı nazardan olsa, çarpacak olan felaket ayetinin güneşin batıdan doğmasına ima , belki işaret olduğuna arkadaşlarımızla kani olduk.
Dedim ya bizim dalaletimiz. Delalete itiraz ancak aksini ispat ile mümkündür.
Muhabbetle
Dedim ya Abi; "Biz arkadaşlarımızla böyle düşünüyoruz" Bizim delaletimiz yani sapıklığımız. Ya kabul etmez susarsın. Ya red eder hata olduğunu ıspat edersin. Kaide budur.
Ayrıca, bir söz hangi makamda söylendiğine göre değer ve mana kazanır. Ben sözü Mehmete hitab makamında söylediğim için öyle. Metin Meteye hitab makamında başka söylenir.
Muhabbetle
Abi fikire atmasyon demek doğru değildir. Ayrıca daha önce yazdıklarınızla çelişkilidir.
Sizin istediğiniz de benim yaptığım değil mi? Hani herkezin Allah'ın ayetlerini kendi başına anlayabileceğini iddia ediyordunuz.
Ayrıca, Metin Mete Abim, nabza göre şerbet diye bir şey vardır. Elbette her mesleğe göre bir mesele farklı anlatılır. Mehmet kardeş ve ben "güneşin batıdan doğma" alametine itikad ediyoruz. Sen etmiyorsun. Demek güneşin batıdan doğuşuna itikad edene farklı, inanmayana farklı anlatmam doğru olandır.
Ayrıca, Abi hala anlamadın. Diyorum ki, "benim sapıklığım" Yani, senin söylediğini söylüyorum, zaten. Daha nefesini niye boşa tüketiyorsun ki. Eğer bu kadar sorunsa yanlış olduğunu sen ıspat edeceksin. Ispat etsen hiç gocunmam, dedim ya zaten benim kendime ait bir fikrim olduğunu ve sapkınlık olabileceğini başta kabul ediyorum.
Muhabbetle
Abi ne bir iddiada bulunduk, ne bir tefsir yaptık. Dur biraz
Bak edison hakikat olan maddeyi bulana kadar binler deneme yanılma yapmış. Biz de öyle yapıyoruz.
Eğer yanlışsa bir iddia değil, tefsir de değil.
Kabul etmezsin olur biter. Yok yanlışsa, yanlışı gören bir ilme sahip demektir.. Zira, yanlışı görmek hakikati bilmekten gelir.
Sen madem yanlışı görüyorsun, o zaman hakikati biliyorsun. Buyur hakikati senden dinliyelim değerli Abim.
Muhabbetle
Abi ne bir iddiada bulunduk, ne bir tefsir yaptık. Dur biraz
Bak edison hakikat olan maddeyi bulana kadar binler deneme yanılma yapmış. Biz de öyle yapıyoruz.
Eğer yanlışsa bir iddia değil, tefsir de değil.
Kabul etmezsin olur biter. Yok yanlışsa, yanlışı gören bir ilme sahip demektir.. Zira, yanlışı görmek hakikati bilmekten gelir.
Sen madem yanlışı görüyorsun, o zaman hakikati biliyorsun. Buyur hakikati senden dinliyelim değerli Abim.
Muhabbetle
Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya RABBİNİN BAZI İŞARETLERİNİN GELMESİNİ mi bekliyorlar? RABBİNİN İŞARETLERİNDEN BAZILARININ GELECEĞİ GÜN, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki: "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz." (Enam Suresi, 158)
Burdaki isaretler nelerdir?
Evet Abi, biz güneşin batıdan doğacağına itikadımız tamdır. İnanmayan ya "benim itikadımda ve ilmimde yok" diyerek susacak, eğer "böyle birşey asla yok" derse olmadığını kendi ıspat edecek.
Fesübhanallah Abi, gayet masum sözlerimi böyle bir uslub ile mukabele etmen çok ilginç.
Abi, bizim itikadımızda güneş batıdan doğacak. Bunun Kur'an'a ihanet olması için Kur'an'ın "güneş batıdan doğmayacak" demesi lazım.
Sen bunun dalalet olduğuna "Kur'an'da yok" diyerek ıspat ettin sanıyorsun. Oysa "bir şeyi görmemek, bilmemek" o şeyin olmadığına, ilm-i mantıkça, delil olmaz.
Sen "benim itikadımda günşin batıdan doğması yok" dersen mesul olmazsın. Eğer "hayır , güneşin batıdan doğması Kur'an'da yok" dersen iddia ve tefsirdir. Ispat edeceksin. Delil olarak Kur'an'da yok, dersen "onlar delilsiz konuşurlar "ayetinin hükümne tabi olursun.
Biz iddia makamı değiliz. İtikad makamıyız. Sen de "benim itikadımda yok" dersen iddia makamı olmazsın ve ıpsat etmek zorunda olmazsın. Sözün delildir.
Ama ben kalkıp iddia edersem "güneş batıdan doğacaktır, inanmıyan kafirdir, münkirdir ve hakeza, sen kalkıp "inanan kafir, dalldersen o zaman ben bir emsal veya numune göstersem delil olur hem derim "Aramızda tartıştığımız şeylerin hakikatini bize Allah bildirecek."
Evet madem diyorsun "Güneşin batıdan doğması Kur'an'da yok" bende sorma hakkımı kullanırım.
Hangi ayete göre yok.
Mesela deme sakın "Allah Ehad ve Samedtir, doğmamış ve doğrulmamıştır" ayetine göre yok.
Bana öyle bir ayet göster ki aklen, ilmen güneşin batıdan doğması muhal hale gelsin veya şar'an öyle birşeye itikad haram olsun.
Muhabbetle
Abi itikad iman prensibidir. Apaçık olan şeylere iman edilir. Mesela, Peygambere itikad edilmez. İman edilir. Allah'a itikad edilmez, iman edilir. Mesela, biri der "Allah yukardadır." Bu itikadtır, küfür değil dalalettir. Diğeri de der "Allah birdir, her yeri kuşatmıştır" bu da -bizce- hak itikadtır. Yada Ad kavminin sarsar ile helak edilmesine iman edilir. Sarsara kimi fırtına der, kimi ses der. Bu ise itikadtır.
Yani, itikad Kur'an ayetlerinden ve sahih hadislerden akıl yolu ile çıkarılan iman prensiplerine ve şekline ait inançlardır.
Güneşin batıdan doğuşuna iman ediyorsun, denmez, İtikadımız böyle denir. Faraza güneş batıdan doğmasa ben Kur'an'a tefsir yapmadım, iddia etmedim, hüküm vermedim. Aklen bulduğum bir fikirde yanıldım. Cezam olmaz, belki isabet etmekten çıkan sevaptan mahrum olurum.
Sen de haklı çıktın diye cenneti hak etmiş olmayacaksın. İsabetinin sevabını alırsın.
Bu tarife göre, söz makamında cevap verilmeli. Küfürle alaklı olmayan bir meseleye, küfür makamında cevap verilmez.
Muhabbetle
Abi mavi ile kırmızılar hiçte çelişki değil. Eğer itikadı "prensip ve şekil" ifadesinden koparıp inanç olarak yazsa idim haklı idin.
Evet itikad akıl, kıyas, icma, hadis ve hakeza yolu ile Kur'an'da istihraç edilmiş(çıkarılmış) inançlardır.
Mesela, Kur'an'da fiili kul yaratır diye bir ifade yok. Ama Mutezile buna itikad ediyor. Ama Mutezlile de tek bir Allah'a iman ediyor. Bizce Sıfatında hataya düşüyor. Ama biz "Halık, Mutasarrıf, Müdebbir " gibi esmadan istihraç ile Allah'ın fiilleri halk ettiğine inanıyoruz. Hem biliyoruz ki, isim bir fiilin varlığını gösterir; Rezzak kime deniyorsa Rızk verme fiilide ona aittir.
İşte akıl ile bir sonuca vardık. Kurana muhalefet etmedik. Zira, akletmemizi isteyen Kur'andır.
Yoksa o ayetler süs için değil. Akletme emreden ayetler, Kur'anı mealinden okuyup, olmayana yok, olana var demek değildir.
Mesela, "Allah'ın emrine boyun eğmiş bulutlarda, aklını kullanan topluluk için Allah'ın varlığına ve birliğine , kudret ve rahmetine işaret eden nice deliller vardır"
İşte bulut'un Alah'ın varlığına delil olduğuna iman ediyorum. Ama nasıl delil olduğunu akletmem istenmiş. Nasıl Allah'a delil olur bunu aklederken gördüğüm şeylere itikad etsem sen buna Kur'an'da yok o zaman yok desen nasıldır?
Ayetleri bu çerçevede düşün.
Abi, Kur'an az sözleçok şey anlatır. Buna icaz denir. Sen icazı kaldırsan , Kur'anı görünür manalarından ibaret saysan sukut eder, kıymetini tenzil edersin ve o icazı sukut ettiren mealdır. Mealden Kur'anı öğrenmek dava edenler nasıl bir hasaret içinde anlarsın.
Muhabbetle