Takvim Yapraklari

  • Konbuyu başlatan Dervis Hüseyin
  • Başlangıç tarihi
D

Dervis Hüseyin

Guest
Diyanet Takvimi
26 Ocak 2009 Pazartesi


ISTISARE

Herhangi bir konuda dogruya ulasmak icin bir baskasinin görüsüne basvurmaya istisare, toplanip istisare eden cemaate de sura denmektedir. Ku`ran-i Kerim Hz. Peygambere is hususunda sahabeyle istisare etmesini emretmekte " O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever." (Al-i Imran, 3/159) ve istisarenin müminlerin de bir niteligi olduguna dikkat cekmektedir. "Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar." (Sura, 42/38).

Hz. Peygmber (s.a.v) vahyin indirilmedigi durumlarda daima arkadaslari ile istisare yoluna gitmistir. Ebu Hureyre; "Ben , Resulullah`tan daha fazla arkadaslariyla mesveret eden birini görmedim." (Tirmizi, Cihad. 35) derken onun istisareye verdigi öneme dikkat cekmektedir. Bedir ve Uhud Gazvelerinde, Hudeybiye`de, Taif Seferinde, ezan konusunda yaptigi istisareler sadece birkac örnektir.

Istisare, yapilacak isin hayirla neticelenmesine etki edeceginden danisilacak kisinin, akil ve tecrübe sahibi , dindar ve faziletli, samimi, saglam fikirli, keskin görüslü, insan pskolojisini iyi tahlil edebilme, dogruluk ve güvenilirlik gibi degerlere sahip olmasina, kisaca ehil olmasina dikkat edilmelidir.

Istisare tek kisinin baskisini yok ederken, toplumsal uzlasmayi, ortak hareket etmeyi saglar. Böylece birlik ve dirlik hakim olur.
 
Diyanet Takvimi
27 Ocak 2009 Sali



YALAN VE HILE

Yalan, bir kimsenin gercege aykiri oldugunu bile bile söyledigi söz, kandirmak icin kullanilan asilsiz söz anlaminda kullanilan ahlakla ilgili bir terimdir. Hile ise bir kimseyi istenen yönde irade beyaninda bulundurmak icin yanlis bir kanaat uyandirarak veya mevcut bulunan hatali fikrin devamini saglayarak yaniltmayi ifade eder.

Islam dininin en cok önem verdigi ve temel ilke olarak benimsedigi ahlaki erdemlerin basinda, dogruluk ve dürüstlük gelir. Müslümanin özüne ve sözüne güvenilir dosdogru olmasi, elinden ve dilinden herkesin emin olmasi istenmistir. Hz. Peygamber (s.a.v.), sattigi bugdayin islagini yiginin altinda gizleyen bir sahabeyi "Bizi aldatan bizden degildir" diyerek uyarmistir. (Buhari, Iman, 164)

Yalan ve hile insanlari birbirine düsürür, güven duygusunu yok eder, dostluklari yikar. Ylanci ve hilekarlar, kendilerine güvenilmeyen, saygi duyulmayan ve sevilmeyen insanlar durumuna düserler. Bir baska hadiste de "Yalan kötülüge, kötülük cehenneme götürür. Insan yalancilik yapa yapa, nihayet Allah katinda yalancilardan yazilir." buyurulur. (Buhari, Edep,69) Yalan ve hilekarlik kötülük ve haksizliklari, cirkinlik ve edepsizlikleri örtbas etmek icin basvurulan bir yoldur. Her ikisi de dinimizin siddetle yasak ettigi fenaliklardandir.
 
Diyanet Takvimi
28 Ocak 2009 CARSAMBA


RIZIK

"Yenilen, icilen ve faydalanilan sey" anlamina gelen rizik, terim olarak Allah Teala`nin canlilara yiyip, icerek yasamasi icin lütfettigi nimetlerdir. Kisinin kimseye muhtac olmadan hayatini sürdürmesi, ailesinin nafakasini temin etmesi maksadiyla mesru yoldan calisip kazanmasi ve emek harcamasi rizik olarak nitelendirilmistir. Dinimiz rizki mesru yoldan kazanmayi ibadet ve degerli bir davranis saymistir. Rizki veren ancak Allah`tir. Allah Tela Kur`an-i Kerim`de "Yeryüzünde yürüyen her canlinin rizki, yalnizca Allah`in üzerinedir..." (Hud, 6) buyurarak, tüm canlilarin rizkini kendisinin verdigini bildirmistir.

Mümin mesru yoldan riziklanirken calistigi ortama, cevresine sikinti verecek, rencide edecek davranislardan kacinmali; ayni zamanda kazandiklarindan ihtiyac fazlasini muhtac kimselere vererek manevi rizik (ahirete azik) hazirlamaya calismalidir.

Saglikli fertlerden olusan saglikli bir toplum olusturmak isteyen Islam, helal kazanca büyük önem vermis ve her türlü haram rizik yolunu yasaklamistir. Mümin hayatin her asamasinda Allah`in rizasini gözeterek dinin mesru kabul ettigi bir hayati yasamalidir.
 
Diyanet Takvimi
29 Ocak 2009 PERSEMBE


INSANIN YARADILIS GAYESI


Allahu Teala, kainattaki her seyi ilahi bir gaye ve belli bir ölcüye göre yaratmistir. Bütün varliklar bize Rabbimizi tanitmakta ve yaratilan hersey O`nu anarak tespih etmektedir. Kur`an-i Kerim`de: "Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O`nu tespih eder. O`nu övgü ile tespih etmeyen hicbirsey yoktur. Ne var ki siz, onlarin tespihini anlamazsiniz..." (Isra, 44) buyrulmaktadir.

Kur`an-i Kerim`in ifadesiyle en güzel surette yaratilan ve bütün yaratilmislarin kendisine hizmet etmek icin yaristigi insan da, bu kadar nimeti veren Yüce Yaraticiyi cokca anmali ve sorumluluklarini yerine getirmelidir. Allahu Teala, "Ben insanlari ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattim." (Zariyat,56 ) buyurarak, insanin basiboy davranamayacagini haber vermektedir.

Yüce Rabbimiz; "Hanginizin daha güzel is ortaya koyacagini denemek icin, ölümü ve hayati yaratan O`dur. O azizdir, gafurdur" (Mülk, 2) buyurarak bütün insanligin hayat boyuncabir imtihandan gectigini haber vermektedir.

O halde bizler de ömrümüzü, hesabini verebilecegimiz davranislarla tüketmeye, hayatimizi Allah`in rizasina uygun sekilde sürdürmeye gayret gösterelim.
 
Diyanet Takvimi
30 Ocak 2009 CUMA


SIR SAKLAMAK

Sir; "aciga vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan, baskalarina aciklanmamasi gereken sey demektir." Duyulan güvene istinaden kendisine bir sir emanet edilen kimse, bu sirri saklayacagina dair söz vermis demektir. Emanete riayet etmeyip onu acikladigi takdirde, Allah huzurunda bunun hesabini vermek zorunda kalacaktir. Hele de bu sir aileyle ilgili ise onu ifsa etmek agir bir suctur. Peygamberimiz (s.a.v.) böyleleri icin: "Kiyamet gününde Allah Teala`ya göre en fena insan, karisiyla mahremiyetini paylastiktan sonra onun sirrini ifsa eden kimsedir." uyarisinda bulunmustur. (Müslim "Nikah", 123; Ebu Davut, "Edep", 32). Demek ki ilahi kaderin birbirlerine bagladigi kimselerin bu yakinliga her zaman saygi gösterip gizli hallerini korumalari gerekir. Reslulü Ekrem efendimiz, uzun yillar yakininda bulunan Enes b. Malik`e bir sir söylemis ve onu kimseye aciklamamasini tembih etmisti. Enes (r.a.) da, hayati boyunca bu sirri hic kimseye aciklamamasitir (Müslim, "Fezailü`s-Sahabe", 145-146) .

Netice olarak Müslüman kendisine güven duyulan kimsedir. Bu güven ve itimada dayanilarak kendisine verilen sirlari korumakla yükümlüdür.
 
Diyanet Takvimi
31 Ocak 2009 CUMARTESI


(Bir Hadis Bir Yorum)
MERHAMET


"Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz." (Buhari, "Edep",18)

Acimak, merhametli olmak dinimizin üzerinde önemle durdugu prensiplerden biridir. Allah Teala`nin isimlerinden bir tanesi de aciyan, bagislayan, merhamet eden ve merhametli olan anlamlarina gelen Rahim`dir. Kur`an-i Kerim`de konuyla ilgili pek cok ayeti kerime vardir.

Sevgili Peygamberimiz merhametli bir kisilige sahipti. O baskalarinin hiddetle yaklastigi pek cok olaya merhametle yaklasmis, insanlarin kalbini daha kolay bir sekilde kazanmisti.

Sevgili Peygamberimiz aile halkina, Müslümanlara ve özellikle cocuklara karsi sefkat ve merhametli idi. Sokakta cocuklarla oynar, sakalasir, bir yetim görse onunla ilgilenir, basini oksardi. Bir gün Peygamberimiz torunlari Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile oynuyor ve onlari öpüyordu. Sahabeden Akra b. Habis onun bu halini görmüs ve yadirgayarak "Ey Allah`in Rasulü! Benim on cocugum var, daha onlardan hic birini kucagima alip öpmedim" deyince ona cevaben "merhamet etmeyene merhamet olunmaz" (Buhari, "Edep", 18) buyurarak bu halinin sevginin, merhametin bir nisanesi oldugunu beyan etmislerdir.
 
Diyanet Takvimi
1 Subat 2009 PAZAR

Kumardan Sakinmak


Yüce Allah Kur`an-i Kerim`de; "Ey iman edenler! Sarap, kumar, dikili taslar (putlar) ve sans oklari birer seytan isi pisliktir. Onlardan uzak durun ki kurtulusa eresiniz. Seytan sarap ve kumar yolu ile araniza düsmanlik ve kin sokmak ve sizi Allah`i anmaktan ve namazdan alikoymak istiyor. Artik (bunlardan) vazgectiniz degil mi?" (Maide, 90-91) buyurarak kumardan sakinmamizi bildirmektedir.

Ayette kumarin kisi ve toplumun dünya ve ahiret hayatina zarar verdigine vurgu yapilmaktadir. Kumar, baskalarinin mallarini mesru olmayan sekilde almak oldugundan haramdir. Müslüman sansa ve tesadüfe baglamayip kendi alin teri ve cabasiyla elde etmelidir. Taraflarin görünen rizalari kumarla elde edilen mali helal hale getirmez. Aslinda kaybeden taraf verdigine razi da degildir.

Kumar, toplumalrda kolay para kazanmanin bir yolu gibi görünüp insani calismaktan alikoyarak tembellige ve hicbir sey üretmemeye sevk etmektedir. Ayrica toplumun temel tasi olan aileyi yikarak, oynayan kisiyi birtakim psikolojik sikintilara sokmaktadir. Öyleyse, kisileri ve toplumu Allah`i anmaktan ve ibadet etmekten uzaklastiran kumardan sakinalim.
 
Diyanet Takvimi
2 Subat 2009 PAZARTESI


SABIR VE IMTIHAN

Sabir, basa gelen musibetlerden dolayi sikayetci olmamak, nefse agir gelen seyler karsisinda dünya ve ahiret yararini düsünerek, sizlanmadan sukunet icerisinde olmaktir.

Allah, kulunun imanini ve sabrini ölcmek icin hayir ve ser, iyilik ve kötülük, nimetler, musibetler ve benzeri bircok seyle imtihan edebilir. Cünkü hayat bir imtihan sürecidir. Farkinda olsak da olmasak da bircok imtihandan geciriliyoruz.

"Andolsun ki sizi biraz korku ve aclikla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele." Bakara, 155)

Insanin gücünü asan felaketler karsisinda Allah`in takdirine razi olmasi sabrin en güzelidir. "Süphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara,153)

Sabir, bu cetin imtihanlardan basariyla cikmayi saglayacak bir anahtardir. O halde Müslüman gecici sikintilari kalici güzelliklerin takip edeceginin bilincinde olmali ve buna göre hareket etmelidir.
 
Diyanet Takvimi
3 Subat 2009 SALI



IMAN,BILGI,AMEL

Iman; Hz. Peygamber (s.a.s) `iAllah Teala`dan getirdigi kesin olarak bilinen hükümlerde tadik etmek, onun haber verdigi seyleri tereddütsüz kabul edip dogruluklarina gönülden inanmaktir. Her inanan kisi neye inandigini bilir. Bu imani besleyen ve diri tutan sey ise iradeye dayali davranis anlamina gelen ibadetler ve Allah`in razi olacagi amellerdir. Kur`an-i Kerim`de iman ile salih amelin hep birlikte zikredildigini görmekteyiz. "Iman edenler ve salih amel isleyenler..." seklinde pek cok ayete rastlanabilir.

Iman olmadan amellerin bir kiymeti olmadigi gibi amel olmadan da imanin diri kalmasi mümkün degildir. Kalpte bir tasdik olarak bulunan imanin yine kendi mahiyeti geregi hayata akseden bir yönü olmalidir. Kisinin maddi ve manevi anlamda iyi seyler üretmesini temin etmelidir.

Iman ve amelin sahih bilgiye dayanmasi esastir. "Kullari icinden ancak alimler, Allah`tan (geregince) korkar" (Fatir, 28) ayeti de hakiki iman ve amelin bilgiyle gerceklesecegine isaret etmektedir.
 
Diyanet Takvimi
4 Subat 2009 CARSAMBA



BIZI ALDATAN,
BIZDEN DEGILDIR

Islam, ticaretten ev hayatina kadar toplumun tüm kesimlerinde yalan ve hileden uzak durulmasini öngörür. Kur`an-i Kerim`de ki Muttaffifin suresinde, ölcü ve tartida hile yapan kimselerin hesaba cekilecegi bildirilir ve insanlar sorumluluklarinin bilincinde olmaya davet edilir.

Resul-i Ekrem (s.a.s) de bu konuda cok titiz davranmistir. Bir gün Medine pazarinda dolasirken hububat satan birinin yanina ugramisti. Bugday yiginina elini daldirinca parmaklari islandi. Saticiya islakligin sebebini sordu. Satici yagmurdan kaynaklandigini söyleyince, "Öyleyse insanlarin görmeleri icin islak olan kismi üste koyman gerekmez miydi?" diye cikisarak söyle buyurdu: "Bizi aldatan, bizden degildir." (Müslim `Iman` 164 ). O ayrica hayvanlarini satmak istediklerinde bol sütlü görünmeleri icin bir kac gün sagmayan insanlari da ikaz etmis (Ibn Mace, `Ticaret` 42) , hile ve aldatmanin hicbir sekilde mü`mine yarasmayacagini ifade etmistir.
 
Diyanet Takvimi
5 Subat 2009 PERSEMBE


PAYLASARAK KAZANMAK



Insanoglu toplumun bir parcasi olarak kendisine ait olan bir cok seyi baskalariyla paylasmak durumundadir. Aksi halde insanlarin icinde yasadiklari toplum katlanilmaz hale gelir.

Paylasma duygusu cocukluktan itibaren verilmeli, insanlardaki bencillik duygusunun baskin cikmasi engellenmelidir. Cünkü daha cocukken oyuncaklarini paylasabilmeyi ögrenen birey, büyüdügünde sahip oldugu diger esyalari da insanlarla paylasma konusunda sikinti cekmeyecektir. Paylasma bilincinin cocuklara verilmesinde en büyük görev anne-babaya düsmektedir. Anne-Baba bizzat kendileri örnek olarak, paylasmayi telkin ederek, paylasmanin faydalarini anlatarak vb. yollarla cocuga paylasmayi ögretmelidir. Bu durumda cocuk bizzat yasayarak paylasmayi ögrenebilecektir.

Sahip oldugu seyleri baskalariyla paylasmak insana ayri bir haz verir. Paylasan insan hem kendisini hem de paylastiigi kisileri mutlu etmis olur. Böylece insanlar arasinda büyük bir muhabbet hasil olur. Paylasmak sadece maddi esyalar icin degil, sevinc ve hüzün gibi maneci duygular icin de söz konusudur. Paylasmakla hüzünlerin yükü azalir, sevincler ise cosku halini alir.
 
Diyanet Takvimi
6 Subat 2009 CUMA



HAYIRDA YARISMAK

Sözlükte, "iyilik, iyi, faydali is ve fayda" anlamina gelen hayir, Allah`in emrettigi, sevdigi ve hostun oldugu davranislar demektir. Kur`an-i Kerim, Müslümanlarda iyilik ve hayir yolunda yarismalarini (Bakara, 148) ve hayra ulasmak icin Allah yolunda harcamada bulunmalarini (Al-i Imran, 92) tavsiye etmis; toplumdaki kimsesiz, fakir ve düskünlere yardim elini uzatmalarini istemistir. Hz. Peygamber, "Ademoglu öldügü zaman, amel defteri kapanir. Üc kimse bundan müstesnadir. Kesintisiz hayir (sadaka-i cariye) isleyenler, topluma yararli bir ilim birakanlar ve kendisine hayir dua eden hayirli cocuk yetistirenler" (Müslim, "Vasiyye" ,14) buyurmak suretiyle Müslümanlari hayirda yarismaya tesvik etmis, gercekte kalici olanin da bu tür iyilik ve hayirlar oldugunu vurgulamak istemistir. Bütün bunlar, Müslümanlar arasinda "Insanlarin en hayirlisi, insanlara faydali olan; malin en hayirlisi, Allah yolunda harcanan; Allah yolunda harcananin en hayirlisi da insanlarin en cok ihtiyac duyduklari seyleri karsilayandir" seklinde bir ilkeye dönüsmüs; Islam tarihinde basta vakiflar olmak üzere pek ck hayir kurumunun olusmasini saglamistir.
 
Diyanet Takvimi
6 Subat 2009 CUMA



HAYIRDA YARISMAK

Sözlükte, "iyilik, iyi, faydali is ve fayda" anlamina gelen hayir, Allah`in emrettigi, sevdigi ve hostun oldugu davranislar demektir. Kur`an-i Kerim, Müslümanlarda iyilik ve hayir yolunda yarismalarini (Bakara, 148) ve hayra ulasmak icin Allah yolunda harcamada bulunmalarini (Al-i Imran, 92) tavsiye etmis; toplumdaki kimsesiz, fakir ve düskünlere yardim elini uzatmalarini istemistir. Hz. Peygamber, "Ademoglu öldügü zaman, amel defteri kapanir. Üc kimse bundan müstesnadir. Kesintisiz hayir (sadaka-i cariye) isleyenler, topluma yararli bir ilim birakanlar ve kendisine hayir dua eden hayirli cocuk yetistirenler" (Müslim, "Vasiyye" ,14) buyurmak suretiyle Müslümanlari hayirda yarismaya tesvik etmis, gercekte kalici olanin da bu tür iyilik ve hayirlar oldugunu vurgulamak istemistir. Bütün bunlar, Müslümanlar arasinda "Insanlarin en hayirlisi, insanlara faydali olan; malin en hayirlisi, Allah yolunda harcanan; Allah yolunda harcananin en hayirlisi da insanlarin en cok ihtiyac duyduklari seyleri karsilayandir" seklinde bir ilkeye dönüsmüs; Islam tarihinde basta vakiflar olmak üzere pek ck hayir kurumunun olusmasini saglamistir.



Ben hep şuna inandım
Bugün paran olmasada
Elinde bulunan cüz_i bir miktar olsada
on verince o parayada bereket geliyor....

RABBim bizleride hayra koşanlardan eylesin....
Sağolun kaliteli paylaşım....
 
Diyanet Takvimi
7 Subat 2009 CUMARTESI



AFFEDICI OLMAK


Islam dininin ortaya koydugu ahlaki prensiplerden biri olan affetmek, yüce Allah`in da güze sifatlarindan bir tanesidir. Insanlarin kendisine karsi yapilan hatalari, kusurlari bagislamasi anlamina gelen affetmek, yüce dinimiz tarafindan takvaya en yakin meziyet olarak gösterilmektedir. Cünkü affetmek, yapilan bir haksizligi görmezden gelerek bagislamak, hatta kötülüge karsi iyilikte bulunmak demektir.

Kur`an-i Kerim`de Allah`in affedici ve bagislayici oldugu cesitli vesilelerle vurgulanmakta, müminlerin de bu yönde olmalari tesvik edilmektedir. Bir ayeti kerimede Yüce Allah söyle buyurmaktadir. "Onlar affetsinler, vaz gecip iyi muamelede bulunsunlar. Allah`in sizi bagislamasini arzu etmez misiniz? " (Nur, 22)

Elinde kuuveti bulundugu halde affeden kimseyi kiyamet gününde yüce Allah`in bagislayacagini müjdeleyen Hz. Peygamber (s.a.s.) `de bir hadislerinde "Faziletlerin en üstünü seninle iliskisini keseni arayip sorman, seni mahrum birakana senin yardimda bulunman ve sana zulmedeni senin affetmendir. " (Ahmed b. Hanbel, "Müsned", III, 438) buyurarak, hos olmayan hareketlerde bulunanlara karsi müslümanlarin müsamaha ile karsilik vermesini ögütlemektedir. Sunu unutmamak gerekir ki yüce Allah affedicidir, affetmeyi sever.
 
Diyanet Takvimi
8 Subat 2009 PAZAR

(Bir Hadis, Bir Yorum)
IYILIK YAPMAK

"Nerede ve nasil olursan ol, Allah`dan kork. Kötülük islersen, hemen arkasindan iyilik yap ki, o kötülügü silip süpürsün. Insanlarla güzel gecin!" (Tirmizi, "Birr" , 55)

Dünya ve ahiret mutlulugumuz icin gönderilen yüce dinimiz, bizlere iyi davranmayi, insanlarla iyi gecinmeyi ve yararli isler yapmayi ögütlemistir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) `de bu konuda bizlere daima en güzel örnek olmustur. Her vesileyle iyilik yapmis, bizleri iyilige tesvik etmis ve iyiligin ne oldugu soruldugunda: "Kalbine danis. Iyilik, nefsin uygun gördügü ve yapilmasini kalbin onayladigi seydir." (Ahmed b. Hanbel, IV, 227-228) buyurmustur.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) iyiliklerin kötülükleri sildigini de bize müjdelemis, bir hata islemissek ardindan bir iyilik yaparak onu telafi edebilecegimizi ögretmistir. Bu sekilde, hem hatalardan dönülmüs hem de iyilikler yayginlasmis olmaktadir. Resulullah (s.a.s.), iyiliklerin yedi yüz misliyle, hatta daha fazlasiyla mükafatlandirilacagini müjdeleyerek, hayatimizin her anini iyiliklerle süslemeye tesvik etmistir. Iyilik yapmayi isteyip yapamadigimizda bile, yine bir sevabin verilecegini haber vermistir. (Buhari, "Rikak", 31)
 
Diyanet Takvimi
9 Subat 2009 PAZARTESI


AMEL DEFTERI

Amel defteri, insanlarin dünyada benimsedikleri inanclar ile yaptiklari amellerin kayitli bulundugu ve ahirette kendilerine verilecegi bildirilen deftere denir. Bu defterde kayitli olanlara göre insan ahirette hesaba cekilecek, leh ve aleyhinde bir sahit olarak kendisine sunulacaktir. Bir ayette de: "Oku kitabini! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter denilecektir." (Isra, 14)

Ahirette kahredici korkunc bir bekleyisten sonra amel defterleri dagitilacak ve müminlerin sag eline verilecektir. "Iste o vakit, kitabi kendisine sagindan verilen kimse der ki: `Gelin, kitabimi okuyun` Cünkü ben, hesabimla karsilacagimi zaten biliyordum." (Hakka, 19-20) Dünyada sahip oldugu iman ve Allah`in emirlerine uygun bir yasayistan sonra amel defterini sagindan alan kimse büyük bir sevinc icinde olacak ve hesabi kolay görülecek, cennetin yüksek yerinde, elini atinca koparacagi meyvelerin arasinda, yiyip icerek mutlu bir hayat sürecektir.

Yine dünyadaki inanci ve yasayisindan dolayi defteri sol eline verilenler ise: "Amanin, bu nasil deftermis! Yaptigim herseyi kücük büyük demeden sayip dökmüs. (Keske bana defterim verilmeseydi de hesabimi ögrenmeseydim." (Kehf, 49) diye yanip tutusacaktir.
 
Diyanet Takvimi
10 Subat 2009 SALI


RIYA

Sözlükte " göstermek, gösteris yapmak" anlamlarina gelen riya, dini bir kavram olarak, sirf Allah rizasi yapilmasi gereken ibadetleri ve güzel davranislari kendini begendirmek ve insanlara göstermek amaciyla yapmak demektir.

Riya, yapilan ibadet ve güzel amellerin sevabini ortadan kaldirir. Riyanin iki sebebi vardir: Imandaki zayiflik; mal, mülk, makam ve söhret gibi dünyalik hirsi.

Gercek iman sahipleri, ibadet, fiil ve danranislarini Allah rizasi icin yaparlar, insanlarin söyle ya da böyle degerlendirmelerine itibar etmezler.

Bir hadiste riyanin gizli sirk oldugu belirtilmistir.

Riya daha cok nafile ibaderlerde olursa da farzlarda olmasi da mümkündür. Allah Teala, Kur`an`da: " Yaziklar olsun o namaz kilanlara ki, onlar namazlarini ciddiye almazlar. Onlar (namazlariyla) gösteris yaparlar." (Ma`un, 4-6) buyuruyor.

Hz. Peygamber, ahirette, kahraman desinler diye savasanlarin, cömert desinler diye infak edenlerin, alim desinler diye ilim ögrenen ve ögretenlerin, güzel okuyor desinler diye Kur`an okuyanlarin yüzüstü cehenneme atilacaklarini bildirmistir. (Müslim, `Imare`152, Nesai, `Cihad , 22; Müsned, 322)

Riyadan kurtulmanin yolu; niyetlerimizin bir muhasebesini yapip, gösteris kokusu tasiyan amellerden vazgecmektir.
 
Diyanet Takvimi
11 Subat 2009 CARSAMBA



(Bir Ayet Bir Yorum)
DUA

Rabbimiz söyle buyurdu: "Bana dua edin, duaniza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, asagilanmis bir halde cehenneme gireceklerdir." (Mü`min, 60)

Dua; inanma, dayanma ve isteme ihtiyaci icerisinde bulunan insani, rahmeti sinirsiz, mutlak kudret sahibi olan Allah Tealaya baglayan manevi bir bagdir. Dua, ümit ve huzur kaynagidir.

Peygamber efendimiz (s.a.s.) duayi; rahmet kapilarinin anahtari, mü`minin silahi, dinin diregi, ibadetin özü olarak nitelendirmistir. (Tirmizi, No: 3368-69) Cünkü dua etmenin özünde Allah`a teslim olmak ve O`na kulluk etme bilinci vardir.

Kabul edilecegini ümit ederek ve dualarimizi eylemle destekleyerek fiili duaya cevirmeliyiz. Peygamber (s.a.s) söyle buyurur: ("Kul, elini acarak, Allah`tan hayir bir sey dilerse; Yüce Allah, kulunun elini bos olarak cevirmekten haya eder." (Tirmizi, "Deavat", 118) Bu hadis-i seriften, samimiyetle yapilan dualarin kabul görecegi anlasilmaktadir.

Isteklerimizin gerceklesmesi, sikinti ve dertlerimizin sona ermesi icin önce üzerimize düseni yapmali, sonra da Allah`a dua etmeliyiz. Duayi daima icinde bulundurarak, Allah`a yalvara yakara ve gizlice niyazda bulunmaliyiz.
 
Diyanet Takvimi
12 Subat 2009 PERSEMBE

(Bir Ayet Bir Yorum)
BIRBIRIMIZE MERHAMETLI
DAVRANMALIYIZ


"Onlardan sonra gelenler ise söyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmis olan kardeslerimizi bagisla. Kalplerimizde, iman edenlere karsi hic bir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Süphesiz sen cok esirgeyicisin, cok merhametlisin!" (Hasr, 10)

Rabbimiz Kur`an-i Kerim`de, inananlarin arasinda derin bir sefkat ve merhamet bagi oldugunu bildirmektedir. Böylece müminler, birbirlerine sikinti verek her türlü etkiyi ortadan kaldirmaya, ferahlik, rahatlik ve huzur saglayici ortamlar olusturmaya calisirlar. Süphesiz inananlar arasindaki bu merhamet anlayisi, sadece maddi seylerden ibaret görülmemeli, hatta birbirlerinin iyiligi icin de dua etmelidirler. Bu da bir merhamet tezahürüdür. Gercekten de mü`min kendisi icin Allah`tan ne istiyorsa, diger mü`minler icin de en az bunlari, hatta daha fazlasini istemeli, böylece üstün baglilik ve merhamet anlayisina sahip olmalidir. Yaptigi duada o her an Allah`tan, kendisinin ve mü`min kardeslerinin eksiklerini gidermesini, kötülüklerini arindirmasini, hatalarini bagislamasini, onlara cennetini nasip etmesini istemelidir. Mü`minin merhamet duygusu yalniz insani degil, tüm varliklari icine almalidir.
 
Diyanet Takvimi
13 Subat 2009 CUMA


(Bir Hadis Bir Yorum)
ÖLÜM

"Her kul öldügü hal üzere dirilecektir." (Müslim, "Cennet", 83)

Öldükten sonra tekrar dirilmek, ahiret hayatinin en önemli devrelerinden biridir. Ebedi hayatta mutlu olmanin yolu, dünyada iken Allah`i razi edecek bir hayat sürdürmeye baglidir. Bugün ne isek yarin da oyuz. O halde ölmeden önce nefis muhasebesi yapmaliyiz. Allah bizi hesaba cekmeden önce biz nefsimizi hesaba cekmeliyiz.

Acaba bu gün ölürsek halimiz nice olur?

Allah`in razi oldugu bir hayat mi yasiyoruz?

Allah icin ne yapiyoruz? gibi sorularla kendimizi yoklamali ve son nefesimizde iman üzere ölmeyi Allah`tan istemeliyiz. O halde duamiz su olmalidir:

"Benim canimi müslüman olarak al ve beni iyilere kat." (Yusuf, 101)

Ayette gecen iyilerden maksat; Peygamberler ve Allah`in salih kullaridir. Bu sekilde dua etmenin manasi; onlarin amelleri gibi amel etmeye muvaffak olmak, onlarin ölümleri gibi ölmek ve onlarin derecelerine nail olmaktir. Müslüman, dünyadan imanli olarak ayrilmayi arzu etmeli ve bu istegini dualarina da yansitmalidir.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks