Takvim Yapraklari

  • Konbuyu başlatan Dervis Hüseyin
  • Başlangıç tarihi
Diyanet Takvimi
14 Subat 2009 CUMARTESI






MÜSTERIYI ALDATMAMAK




Toplum olarakalis-veris hayatimizin bir parcasidir. Tüccar, müsterisinde alis-veriste verdigi sözü tutmali, malin kalitesini oldugu gibi söyleyip kusurunu gizlememelidir. Hakki olandan fazla kar istemeyerek, kaliteli malla, düsük vasifli mali birbirine karistirmamalidir. Ölcerken, tartarken hile yapmaktan kacinmalidir.

Suayip Peygamber ile ilgili olarak Kur`an`da söyle anlatilmaktadir: "Medyen halkina da kardesleri Suayb`i peygamber gönderdik. O söyle dedi: "Ey kavmim! Allah`a kulluk edin. Sizin ondan baska hicbir ilahiniz yoktur. Ölcüyü ve tartiyi eksik yapmayin. Ben sizi bolluk icinde görüyorum. Ben sizin adiniza kusatici bir günün azabindan korkuyorum." (Hud, 84)

Tüccarda en önemli nitelik, sözüne ve anlasmalirina bagli olmaktir. Cünkü onun seref ve itibari ancak bu sekilde korunacaktir. Kur`an-i Kerim`de sözüne, taahütlerine bagli olanlar ögülmüs; aksine davrananlarin sorumlu olacaklari bildirilmistir.

Bir malin gercek degerini gizleyerek, düsük kaliteli bir mali, iyi kaliteli bir malmis gibi satisa sunmak, haram ve günah sayilmistir. Böyle bir durumda üc türlü suc islenmistir. Müsteriyi aldatmak, yalan söylemek ve fazla para almak. Bunlarin her ücü de cok cirkin davranislardir.
 
Diyanet Takvimi
15 Subat 2009 PAZAR



YALAN VE IFTIRA

Yalan, aldatmak amaciyla bilerek ve gercege aykiri olarak söylenen sözdür. Bazen meselelerin icinden kolay bir cikis yolu gibi görülen yalan aslinda cogu zaman daha büyük problemlerin temelidir. Dinimiz, insanlar arasindaki güven duygusunu yikan, aileleri parcalayan, yardimlasma duygularini yok eden yalandan siddetle sakindirmistir. Peygamberimiz (s.a.s.) söyle buyurmustur: "Dogruluktan ayrilmayin zira, dogruluk iyilige götürür, iyilik de cennete iletir. Kisi dogru söyledikce, dogruyu arastirdikca Allah katinda dogru yazilir. Yalandan kacinin, zira, yalan kötülüge götürür. Kötülük de cehenneme iletir.Kisi yalan söyledikce ve yalan pesinde kostukca Allah katinda yalanci yazilir." (Müslim, "Birr", 105, III, 2013)

Iftira da bie cesit yalandir. Yalanin diger cesitleri gibi o da siddetle yasaklanmistir. Kur`an`da iftira edenler yalancilar olarak tanimlanmisir. (Nur, 13) Yine ayni surede bir iftira isitenlerin din kardesleri hakkinda iyi zan besleyip saglam bir dedil olmadikca, duygularinin bir iftira oldugunu düsünmeleri tavsiye edilmis, aksi davranis yasaklanmistir.
 
Allah icin ne yapiyoruz? gibi sorularla kendimizi yoklamali ve son nefesimizde iman üzere ölmeyi Allah`tan istemeliyiz..
hangi günün takvimi onu almadım ama İman üzere ölmeyi Allah tan istemeliyiz cümlesi dikkatimi çekti.
ayeti kerimede;
102 - Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.
buyrulmaktadır.. Ayetin başındaki ey iman edenler bize çok şey ifade ediyor.. Allah iman edenlere sesleniyor müslüman olarak ölmek için.. öyleyse ilk şart iman sonra takva sonra islam üzere ölüm.. İman üzere ölmek istenmemiş müslüman üzere ölmek..
islam üzere ölmek için iki temel şart; İman etmek, islam üzere yaşamak..
İslam/ müslüman, iman/ müminden sonra gelen bir şeydir ki daha üstün bir vasıftır gibi geliyor.. çünkü müslüman olmak için takva/Allah korkusu şarttır.. yaşadığınız gibi ölürsünüz hadisi şerifi bu ayete tefsir olmuştur.. Ey iman edenler! müslüman olarak ölmek istiyorsanız İslam üzere yaşamak zorundasınız.
Artık bundan sonra hiç kimse, zaman iman zamanıdır demesin! Allah bizden İslam üzere ölmemizi, Rasulullah İslam üzere yaşamamızı istiyor..
 
Diyanet Takvimi
16 Subat 2009 PAZARTESI


ISLAM`DA KADIN

Islam inancina göre Hz. Adem bütün insanligin atasi oldugu gibi, Hz. Havva`da annesidir. Islam`da kadin yaratilis itibariyle erkege göre ikinci derecede bir degere sahip degildir. Ilke olarak insanlarin en degerlisi, takvada en üstün olanidir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) söyle buyurmustur. "Müminlerin imanca en mükemmel olani, ahlaki en iyi olanlaridir. En hayirli olanlariniz da kadinlara karsi hayirli olaninizdir." (Riyazü`s-Salihin, 76) Kur`an-i Kerimde`de " Mümin erkekler ve mümin kadinlar birbirlerinin dostlaridir..." (Tevbe, 71) ifadesiyle erkegin kadindan üstün olmadigi vurgulanmistir.

Ilk müslüman kadinlar büyük hizmetler yüklenmekten kacinmamislar, askeri ve siyasi islerde erkeklere yardimci olmuslar, savaslarda bile büyük fedakarliklarda bulunmuslardir. Hz. Hatice müslümanligi kabul eden ilk kadin olarak bu fedakarliklarin en büyük örnegidir.

Hz Peygamber (s.a.s.) devrinde kadin sahabiler ilme de büyük katkida bulunmuslardir. Hz. Peygamber (s.a.s.) in hadislerini rivayet eden Hz. Aise ve Hz. Fatima gibi pek cok kadin sahabi vardir.

Islam nazarinda kadin, incitilmemesi, sefkat gösterilmesi gereken bir varliktir.
 
Diyanet Takvimi
17 Subat 2009 SALI


BEDDUA

Beddua; herhangi bir sepebten dolayi bir kimse hakkinda kötümser istek ve temennide bulunmaktir. Insanin, kendisi veya baskalari aleyhinde "Allah kahretsin, Allah belasini versin" gibi ifadelerle yaptigi dualara beddua denir.

Islam, beddua etmeyi yasaklamistir. Peygamber efendimiz (s.a.s.): "Kendi aleyhinize, evlatlarinizin ve mallarinizin aleyhine sakin beddua etmeyiniz ki; dualarin kabul edecegi bir saate rastlarsiniz da bedduaniz kabul olmus olur. " (Müslim, "Zühd", 74) buyurmustur. Peygamberimiz (s.a.s.) rahmet peygamberiydi; beddua etmekten kacinirdi. Islami teblig etmek icin Taif`e gittiginde, orada kötü davranislarla karsilasmis; dönüste tas yagmuruna tutulmus, ayaklari kanlar icerisinde kalmisti. Allah tarafindan kendisine "Onlar aleyhinde yapacagi bedduanin kabul edilecegi, dilerse onlari helak edecegi" bildirilmis; fakat o; "Hayir, belki bunlarin neslinden sana ibadet edecek cocuklar dogar ya Rabb" (Buhri, "Bed`ùl-Halk", 7) demisti. Uhud`da disini kiran, yüzünü yaralayan düsmanlari icin: " Allah`im! Kavmimi hidayete erdir, cünkü onlar ne yaptiklarini bilmiyorlar" diye dua etmisti.

Peygamberimizin Allah düsmanlarina beddua ettigi de olmustur. Islam davetcilerini sehit eden Kilab kabilesine, Kabe`de namaz kilarken kendisiyle alay eden müsriklere, Hendek muharebesinde düsmana beddua etmistir.
 
Diyanet Takvimi
18 Subat 2009 CARSAMBA

(Bir Ayet Bir Yorum)
ADALET


"De ki: Rabbim adaleti emretti" (A`raf, 29).

Adalet, insafli ve dogru olmak, dogru davranmak, zulmetmemek, her seye ve herkese hakkini vermek, her seyi yerli yerinde yapmak, istikamet ve hakkaniyet üzere olmak" anlamlarina gelir. Bastaki ayete göre Allahu Teala, sevgili Peygamberimize ve onun sahsinda bütün insanliga adaletle davranmayi emretmistir. Adalaet basta inancta olmak üzere, yasayista dogrulugu, dengeli ve ölcülü olmayi gerektirir.

Büyük Islam düsünürü Farabi: "Toplum sevgiyle kaynasir, adaletle yasar" demistir (TDV Ilmihal, II, s.549).

Sonuc olarak Islam bilginleri adaleti, insanin bizzat kendisine karsi adil olmasindan baslayarak toplumun tamamina dalga dalga yayilmasi gereken bir rahmet olarak görmüslerdir.
 
Diyanet Takvimi
19 Subat 2009 PERSEMBE


HAMD

Hamd, sözlükte methetmek, övmek, sena etmek, sükretmek manalarina gelir.

Islam alimleri, hamdin sükürden daha genis, daha üstün ve daha derin oldugunu söylerler. Sükür sahsi nimet icin yapildigi halde, hamd bütün varliklara Allah`in verdigi nimetten dolayi yapilmaktadir. Kisi kendisine verilen nimetten dolayi sükrederek bütün bir varlik aleminin tasavvuruna dalar ve o zamanda hamdeder. Dar düsünen sükreder, genis düsünen ise hamdeder.

Sükür ile hamd ibadetleri, insana kisisel düsünceden, evrensel düsünceye gecisin egitimini vermektedir. Sükür hamde nisbetle bir nokta, deryaya nisbetle bir damla olarak kalmaktadir. Böylece hamd, damlada deryayi görebilme ufkunu vermektedir.

Besmeleden sonra hamd ile baslayan diger sureleri ele alirsak, hamdin evrensel boyutu ortaya cikar.

Fatiha Suresi`de Allah`a hamd, sükür ile basladigi icin bu ismi almis, Kur`an`da her sure, ismini icinde gecen en önemli kavramdan almistir. Bundan dolayi Fatiha`ya hamd suresi de denir.
 
Diyanet Takvimi
20 Subat 2009 CUMA



IBADETIN KAZANDIRDIKLARI

Insanin kulluk bilincini gelistirmesinde ve dünyada karsilastigi sorunlarin üstesinden gelmesinde ibadetlerin payi büyüktür. Yüce Allah, "Ey inananlar sabir ve namaz (salat) ile yardim isteyin" (Bakara, 153) emriyle insanogluna kulluk bilincini nasil olusturacagina dair önemli bir ipucu vermektedir.

Ibadetler hem Allah ile kul arasinda bir iletisim , hem de insanlar arasi iliskilerde bir kaynasma ve birlik vasitasidir. Namaz basta olmak üzere, zekat, hac ve oruc gibi temel ibadetlerin, ilahi rizayi saglamasinin yaninda, baska insani ve sosyal faydalari da vardir. Hakki verilerek kilinan bir namaz insani kötülüklerden alikoyar. Zekat görünüste malin azalmasina yol acan bir uygulama gibi olsa da gercekte malin bereketlenmesine bir vesiledir. Oruc vücudu maddi gidalardan ve hazlardan bir süreligine mahrum biraksa da, diger yandan ruhun manevi güzelliklerle beslenmesini saglar.

O halde bizler ibadet ederekhem Allah`in rizasini kazanma firsati yakalamis, hem de ibadetlerin sagladigi bedeni, ruhi ve sosyal bazi nimetlerden istifade etmis oluruz.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks