Sizde Ekleyin Bir Hadis-i Şerif

(155)- Behz İbnu Hakîm babası tarikiyle dedesi Mu'aviye İbnu Hayde el-Kuşeyrî (radıyallahu anh)'den naklediyor.


Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e:
"Ey Allah'ın Resûlü, kime iyilik yapayım? diye sordum. Bana:
"Annene" diye cevap verdi.
"Sonra kime?" diye tekrar ettim.
"Annene" dedi.
"Sonra kime?" dedim.
"Annene" dedi.
"Sonra kime?" dedim, bu dördüncüde
"Babana, sonra da tedrici yakınlarına" diye cevap verdi."
Ebu Dâvud bir rivayette şu ziyadeyi kaydeder:
"Haberiniz olsun, kişi azatlısından bir fazlasını istese, azadlı (mevlâ) bu (ihtiyaç fazlası)na sâhib olduğu halde yerine getirmese kıyamet günü vermemiş olduğu bu fazlalık bir engerek yılanı olarak kendisine getirilir."
 
Adalet güzeldir. Fakat idarecilerde olursa, daha güzeldir. Cömertlik güzeldir. Fakat zenginlerde olursa daha güzeldir. Dinde titizlik güzeldir.Fakat alimlerde olursa daha güzeldir.Sabır güzeldir. Fakat fakirlerde olursa daha güzeldir.Tövbe güzeldir.Fakat gençlerde olursa daha güzeldir.Utanma duygusu (haya) güzeldir. Fakat kadınlarda olursa daha güzeldir.
[Hadis-i Şerif (Deylemi)]
 
Ebü Bekre Nüfey' İbni Haris es-Sekafî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

İki müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de cehennemdedir".
 
Bir kimse, müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teala onu mutlaka cennete koyar".

Tirmizî, Birr 14
 
Allah Resülü: Cennet bahçesine uğradığınızda kendinizi besleyiniz, buyurdu. Sahabiler: Ya Resulallah, Cennet bahçeleri nerededir? diye sordular. Peygamberimiz: Allah’ın anıldığı, zikir mescidleridir, buyurdu.(Tirmizi). İbn-i Abbas’ın rivayetinde:İlim meclisleridir, buyurdu.(Taberani). Ebu Hureyre’nin rivayetinde: Mescidlerdir, buyurdu. Sahabiler: Beslenmek nedir? diye sordular. Resulüllah: Subhanallah, Elhamdülillah ve Allahu Ekber (demek)dir buyurdu.(Tirmizi).
 
Biriniz bir müslüman kardeşinde bir dert gördüğünde, kendisini o derde uğratmadığı için Allah’a şükretsin. Fakat bu şükrünü, açıktan yapıp ta dertli kimseye duyurmasın.
Hadis (İbn-i Neccar).
 
hadiswq8mw1.jpg
 
Numan ibni Beşir radıyALLAHu anhüma' dan rivayet edildiğine göre, Rasülullah saîlALLAHu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar."

Buhari
 
Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim:

"Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?"

"Bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalâtu vesselâm:

"İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu."
 
Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre: Allah Resulü (a.s.): "Pehlivan, herkesi yenen kimse değildir. Pehlivan ancak öfke zamanında kendini tutan kimsedir" buyurmuştur.

Müslim, Birr, 107 (lll, 2014)
 
(398)- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle söyledi:
"Altına tapanlar mel'undur, gümüşe tapanlar mel'undur."


AÇIKLAMA:

Hadis-i şerif para biriktirmekte hırs gösterenleri lanetlemektedir. Meşru olarak kazanmanın helâl olduğunu daha önce (395 numaralı hadiste) belirtmiştik. Yasağın şiddetini ifade için Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hem lânet olsun, yani "Allah'ın rahmetinden uzak olsun" diyerek, hem de bu işi yapanları "altın ve gümüşe tapanlar" diye tehzil edici bir teşbihte bulunarak yapmıştır.
Para kazanmada gayr-ı meşruluğun ölçüsü, "hırs"tır. Yani paraya aşırı bir hırs gösterip haram-helal demeden sâdece kazanmayı düşünen, zekâtını vermeden, hayır yolunda harcamadan sadece çoğaltmayı düşünen kimse paraya tapıyor demektir. Zira mükerrer âyet ve hadisler mü'mini Allah ve Resûlü (radıyallahu anh)'nün sevgisini her çeşit sevgiden üstün tutmaya dâvetle bunu emrederler. Hatta bir hadislerinde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) "Din sevgi ve buğzdan başka birşey değildir" buyurur. Şu halde para sevgisi Allah sevgisinden öne geçti mi, bu ona tapmadır. Para kazanma meşgaleleri yüzünden ibadeti terketmek, kazanılan paranın zekâtını tam olarak gönül hoşluğuyla ödememek gibi durumlar para sevgisinin Allah ve Resulüne olan sevgiye galebe çaldığını gösterir.
Şârihler, hadiste "altın ve gümüşe sahip olanlar" veya "cem edenler"in zikredilmemiş olmalarına dikkat çekerler, çünkü, belirttiğimiz gibi suç olan "para kazanmak" değildir, "tapınmaya düşmek"dir, para sebebiyle Allah'ı unutmak, tuğyan etmektir.
Hadiste "altın" ve "gümüş"ün zikri, dünyevî serveti bunlar temsil ettiği içindir. Değilse, her çeşit madde düşkünlüğü buna dâhildir. Nitekim günümüzde dolar, apartman dairesi, arsa, fabrika vs. düşkünleri çoğalmaktadır
 
(158)- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor Resûlulluh (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu:


"Hiçbir evlad, babasının hakkını, bir istisna durumu dışında ödeyemez. O durum da şudur: Babasını köle olarak bulur, satın alır ve âzad eder."
 
“Horasan tarafından çıkan siyah sancaklıları gördüğünüzde, kar üzerinde sürünerek de olsa onlara gidin. Çünkü onların içinde Allah’ın halifesi Mehdî vardır" ( ibn Hacer Heytemi)
 
Hz. Muhammed (s.a.v):'Güler Yüz Sadakadır...' çok hoşuma gitmişti...Efendimizin bir sürü sözleri var bunları söyleyip yorumlasak ciltlere sığmaz!!
 
''Yalan üç yerde Adem oğlunun aleyhine yazılmaz:iki kişinin aralarını bulmak için(söylenen yalan), karısını memnun etmek için kocasının(söylediği yalan) ve harb hususunda söylenen yalan.''

''Biriniz oturduğu zaman (bir yere gidip oturacağı zaman)selam versin, kalktığı zaman da (ayrılacağı zaman da) selam versin.(çünkü) birinci selam sonrakinden daha makbul değildir.''

''Binek giden (vasıtasıyla giden) yaya gidene, yürüyen oturana, az olan da kalabalık olana selam verir''


esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatüh
 
Yatağınıza gideceğinizde namaz abdesti gibi bir abdest alın sonra da şöyle dua edin: Allahım ! (Rahmetini) umarak, (azabından) korkarak kendimi sana teslim ettim, yüzümü sana çevirdim, işimi sana ısmarladım, sırtımı sana dayadım. Senden başka sığınak, senden başka dayanak yoktur. İndirdiğin kitabına, gönderdiğin peygamberine iman ettim."

(Buhari)
 
(404)-

Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:



"Nafaka için harcananın hepsi Allah yolunda harcanmış gibidir, bina için harcanan müstesna, bunda hayır yoktur."
 
Geri
Üst