Sizde Ekleyin Bir Hadis-i Şerif

Resulullah a.s.mın hiç bir şeyi necis değildir. Amenna ve saddak. Fakat bizim burada işaret etmeyi istediğimiz konu, içilen şeyin idrar olmadığı, ama bununla beraber "artık" diye bahsedilen şeyin Resulullah a.s.'mın herhangi bir artığı şeklinde olmalıdır. Mesela içtiği suyun geriye kabda kalan artığı gibi, yediği yemeğin geri kalanı gibi vb. Bunlar her ne kadar artık olarak telaffuz edilse de, aslında artık değil; bilakis şifadır. Bu konuda yine Peygamber efendimizin bir hadisi bulunmaktadır: "Mügminin artığı, müğmine şifadır". Ayrıca hadis idrar olarak ifade etmiyor, çevirenler yanlış aktarıyor. Çünkü hadis aynen bu şekilde geçer: " Mübarek artığını içen Bereke isimli kadına da; “artık hiç karın ağrısı çekmezsin” buyurdu. (Mevahib’i ledünniyye). İslam mantık ve zeka dinidir. Az düşünmek gerek olsa şuna ulaşabilirz, eğer ki Resullullah a.s. bizzat kendisi idrarı necis olarak görmese, abdest bozduktan sonra kendisi bilakis abdest tazelemezdi.
Şu hoca bu hocadan daha güzel olanı Resulullah a.s. sünnetidir. Sünnet de bize böyle olmadığını anlatmaya yetiyor.
Meni de necistir bizim açımızdan. Demekki Peygamber efendimiz açısından da necisti ki, mübarek efendimiz, halvetten sonra gusul ile necasetten tahareti buyurmuştur.

Sizin en hayırlınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

Cahil diye beni kastediyorsun sanırım, "bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi" diyen İmamı Azam varken, elbette hepimiz cahiliz.

Hadisi Şerifte geçen bahisler ve daha fazlası, dediğim gibi Şifai Şerif kitabında mevcuttur. Ehli Sünnetin kabul ettiğini ben kabul etmem diyorsan o ayrı bir meseledir.
Şifai Şerif kitabı ağır hastaya okunsa Allah'ın izniyle şifa bulur, bu kitabı bulunduran gemi batmaz, bulunan yere hırsız girmez, o yer yanmaz. Tabi bunlar için itikad lazım.
Arap ülkelerinde özellikle mekke medine çevresinde hastaların yanında sizin "yalan hadisler" dediğiniz hadislerinde bulunduğu bu kitap vardır. Türkiye'ye ilk Bayram Ali Hocaefendi ve Cübbeli hocamız getirmiştir ve çoğaltmışlardır.

Şifai şerif kitabında aklımda kalan bir bahsi yazayım. Efendimiz sav. büyük abdest'ini bozduktan sonra, taşlarla silinir, bu taşları cebine koyan bir sahabe, mescide gider. Mescidde sahabeler güzel kokular sürünmüştür lakin bu taşları cebine koyan sahabe mescide girdiği gibi cebindeki taşların güzel kokusu tüm mescidteki kokuları bastırır.

Bir konuda itiraz ve reddiye yaparken konunun mahiyeti hakkında bilgi sahibi olmadan yorum yapmayınız.

Yazdığın Hadisi şeriflerin çoğunda kasıt var, hepsi sayfalar dolusu izahat gerektirir. Bunlardan sebep dinden çıktıysan yazık sana.

Selim' Alıntı:

Cahil diye beni kastediyorsun sanırım

Genişletmek için tıkla ...

Evet sizi kasd ettim, fakat hakaret anlamında değildi. İyi niyetli, samimi, Peygamber a.s. dan ne gelirse, araştırmadan Kuran içerisinde izlerini görmeden, gözü kapalı teslimiyet içinde, başım üstüne diyen halisane tavrınızdan dolayı demek istedim. Fakat, muhatabınız sizinle aynı fikirde değildi.
Recm için verdiği örneği gördünüz, maymunların zinasını görüp, diğer maymunların o zina yapan maymunları taşladığını ve bunun bizlere hadis olarak geldiğini vs. vs. Yahu hiç maymunlarda nikah gibi bir kavram var mı ki, o maymunların zina yaptığına hükmedilip bir de bunu Peygamber a.s. ağzı ile hadis diye ortaya koymak. Bu nasıl bir anlayıştır ? Bırak maymunları hayvanlar arasında nikah kavramı ne zamandan beri var da bizler bilmiyoruz ?
Cüppeli Ahmet hoca iyi bir insandır, alim bir insandır benim gözümde de. Ama o dahi olsa, bu tür şeylere reddiye yapmıyorsa, bizim gibi cahiller napsın ? Aklımızı kullanıp bu tür şeylere engel olmalıyız. Elimizle, dilimizle veya bedenimizle. Bu konuda buğz olmaz. Çünkü muhatap eli ve fikri ile yapıyorsa, biz de aynı yolla tekzip edip mat etmeliyiz. kalben buğz, sadece karşıdaki saldırganı haklı pozisyonuna sokar ki, o zaman imanlar ne hale gelir ?

Konuya Allah razı olsun moderetör abimiz müdahele etti de bu pislik gitti. Biz de kaldığımız yerden devam edelim inşaallah.

"Amr b. Avf (ra) Efendimiz'in Bilal b. Haris (ra)'a şöyle dediğini rivayet etmiştir: " ey Bilal! Bil". O da: " Ya Rasulullah neyi bileyim?" Şöyle buyurdu: " Şunu bil ki, kim benden sonra sünnetlerimden öldürülmüş olan bir sünnetimi diriltirse ona bu sünnetle amel edenlerin ecri verilir. Onların ecirlerinden de eksilme olmaz. Kim de Allah ve Rasulü'nün razı olmadığı sapık bir bid'at ortaya koyarsa ona da bu bid'atla amel edenlerin ecri verilir, bid'ati işleyenlerin günahlarından da eksilme olmaz. " (Tirmizi, İbn-i Mace).

Sizi kırdıysam özür dilerim, hakkınız helal edin. Biz kardeşiz.

İşçiye ücretini alnının teri kurumadan veriniz.

‘’ Bensizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum,onlara sarıldığınız sürece bendensonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitabı ve benim itretim EhliBeyt'imdir. Bu ikisi, kevser Havuzu üzerinde bana tekrar dönünceye kadar aslabirbirlerinden ayrılmazlar. Bakın görün benden sonra onlara nasıldavranacaksınız ‘’

Sahih-iMüslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122.
Sahih-i Tirmizi, c.5, s.328.
İmam Nesai'nin yazdığı "EI Hasais", s.21.
Müsned-i imam Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.17.
Müstedrek-i Hakim, c.3, s.109.
Kenz'ül Ümmal, c.1, s.154.
İbn-i Sa'din yazdığı "Et Tabakat'uI Kubra", c.2, s.194.
İbn-i Esir'in yazdığı "Camiu'l Usul" c.1, s.187.
Suyuti'nin yazdığı "Camiu's Sağir" c.l, s.353.
Haysemi'nin yazdığı "Mecmau'z Zevaid", c.9, s.163.
Nebehani'nin yazdığı "Feth'ul Kebir", c.1, s.451.
İbn-i Esir'in yazdığı "Üsd'ul Gabe Fi Ma'rifet's Sahabe, c.2, s.12
Tarih-i ibn-i Asakir, e.5, s.436.
Tefsir-i ibn-i Kesir, c.4, s.113.

Küçüklere şefkâtli olmayanlar ve ihtiyarrlara saygı göstermeyenler bizden değildir.

[h=2]Narrated Ibn 'Umar :[/h] Allah's Messenger (ﷺ) said: Islam is based on (the following) five (principles):

1. To testify that none has the right to be worshipped but Allah and Muhammad is Allah's Messenger (ﷺ).

2. To offer the (compulsory congregational) prayers dutifully and perfectly.

3. To pay Zakat (i.e. obligatory charity).

4. To perform Hajj. (i.e. Pilgrimage to Mecca)

5. To observe fast during the month of Ramadan.

Sahih al-Bukhari 8