Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Siret-i meryem

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
Allah, Kelimesi’ni Onun Ellerine Emanet Etti.

O doğum gerçek bir milattı, takvimleri değiştirdi, yeryüzünün inanç haritasını şekillendirdi.

Göklerden inen ilahi vahyi bir sevgi ve merhamet deryası içinde insanlıkla paylaştı.

Doğan Hz. İsa, doğuran Hz. Meryem’di.

Hz. Meryem’in kaderi, dünya üzerinde ondan başka hiç kimse tarafından tecrübe edilmemiş biricik bir serüvendi. Hz Meryem -ki iffetliyle bilinir, yapayalnız yaşardı- babasız bir çocuk dünyaya getirdi. Babası bilinmeyen bir çocuk değil, babasız bir çocuk.

Ona Melek Cebrail aracılığıyla üflenen nefesti… Sadece bir nefes… Ve nefesten artakalan nem ve ıslaklık hissi. Allah’ın Kelimesi, annesi Meryem’in vücuduna yerleşirken bu üfürüşten onun payına düşen bundan ibaretti. Meleğin nefes olarak üfürdüğünü mahcubiyetle ve boynunu bükerek aldı, Yaradan’ın yazgısı olan evladını yeryüzünü ağartacak bir söz olarak bağrından çıkardı…

Meryem, annedir.

Allah’ın Kelimesi’ne annelik etmek üzere seçilendir.

Meryem, göklere kaldırılmış elleriyle, oğlu İsa’yı galeyana gelmiş bir topluluğun içinden geçirendir.

Meryem, oğlu İsa’ya kısacık hayatında en çok destek verendir.

Meryem kuldur! Rabbine yakın olandır.

O, Meryem’dir.

Hz. Meryem insanlık ve dinler tarihi açısından eşsiz bir karakter. Bir azize… Kendini Mihrap’a kapayıp ilimle, zikirle hemhal olan… Hattat… Eşsiz bir yaradılışla dünyaya gelen ve eşsiz bir sonla göklere ağan Hz. İsa’nın annesi, yoldaşı, baş destekçisi… Tevrat ve İncil öğreticisi… Ve son peygamber Hz. Muhammed’in hadisiyle sabit olduğu üzere Cennet Sultanı…


Cennet Kadınlarının Sultanı Hz. Meryem’i anlatmak gerçekten de zorlu bir macera. Sibel Eraslan yazım sürecini şöyle anlatıyor:

“Kadim masallar, hikmetli anlatılar, Eski ve Yeni Ahid’ler, Mezmurlar, Furkan-ı Şerif Kur’an-ı Kerim, Davud Peygamber’den kalma ilahiler, İdris Peygamber’in kayıp Suhufu, rüya defterleri, burçlar, yıldız haritaları, sabırlı deve hörgüçlerinden çıkan iniltiler, buruşuk yüzlü zeytin tanelerinin anlattığı kıssalar, ikonalar, madalyonlar, ebrular, hat levhaları…

Hepsinin masasına tek tek oturdum, hiç sözlerini kesmeden hepsini dinledim.

Hepsi de aynı kara sevdanın kara gözlü yolcularındandı.

Sonrasında, masalcı kocakarılar gibi ocakbaşında mesel söylerken buldum kendimi.

Yüzsüz kılmıştı bu sevda beni.”

Sibel Eraslan

OKUMANIZI TAVSİYE EDECEGİM BİR KİTAP
 
Üst Alt