"Ey iman edenler sabır ve namaz ile yardım isteyin. Şüphesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir"(Bakara, 153).
Bil ki Cenâb-t Allah, "Beni zikredin" ifadesiyle bütün ibâdetleri; "Bana şükredin" ifadesiyle de şükrü vâcib kılınca; bunun peşisıra bu ikisini yerine getirmeye yardımcı olacak şeyi bildire rek, "Sabır ile ve namaz ile yardım isteyin" buyurmuştur. Allah Teâlâ, kendilerinde ibâdetleri yerine getirmede yardımcı olacak hususiyetler bulunduğu için, sabır ve namazı yardım isteme vesilesi yapmıştır. ada99:002bolum06.htm#_ftn99
Sabrın Ehemmiyeti
Sabırda bu hususiyetin bulunması, o nefsi, Allah'ın rızası için hoşuna git*meyen şeylere zorlamak, güçlükleri sırtlanmaya ve sızlanmamaya alıştırmak olduğu içindir. Kim, nefsini ve kalbini böyle bir boyun eğmeye sevkederse, ona, ibâdetleri yapmak, taatların sıkıntılarına katlanmak ve yasak olan şeyler*den kaçınmak kolay gelir.Kimi âlimler, ayette geçen sabrı oruca; kimileri de, bu ayetten sonra, "Al*lah yolunda öldürülen kimselere... demeyiniz" ayeti geldiği için, Allah Teâlâ, "Bir grupla karşı karşıya geldiğinizde, sebat ediniz" (Enbiya, 45) buyurarak cihadda sebatı; "Onlar ancak şöyle derler: "Ey Habbimizr bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla. (Savaşta) ayaklarımızı iyice sabit kıl. Kâfirlere karşı bize yardım et " Al-i-İmran. 147) buyurarak namazda yani duada sebatı emrettiği için, cihad manasına hamletmişlerdir.
Ne var ki lâfzın umûmî oluşu ve bir kayıd ile mukayyed olmayışı sebebiyle, bizim tercih ettiğimiz görüş daha evlâdır. Namazla yardım taleb etmek şundan dolayıdır: Çünkü namazın tam hu*şu, Ma'bud'a tam bir inkıyad ve ihlâs ile yapılması, kişinin bütün düşünce ve kalbini namaz ile namazda okuduğu ayetlere vermesi va'adi ve va'îdi; tergibi ve terhibi tefekkür etmesi gerekir. İşte namazda her kim bu yolu tutarsa, o na*mazın dışındaki diğer ibâdetlerin zorluğuna katlanma hususunda nefsini ter*biye edip hazır hale getirmiş demektir. Bunun için Cenâb-ı Hak, Şüphesiz namaz her türlü çirkinlik ve kötü*lükten (insanı) âlıkor" (Ankebut, 45) buyurmuştur. Bundan ötürüdür ki biz, hayır*lı kimselerin, başlarına musibet geldiğinde namaza sığındıklarını görüyoruz. Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s) güç bir işle karşılaştığında na*maza koşardı.Sonra Cenâb-ı Hak, "Şüphesiz Allah sabredenler*le beraberdir" buyurmuştur. Yani bu, "On*lara karşı Allah sana yeter. O hakkıyla işiten ve bilendir" (Bakara, 137) ayetinde de olduğu gibi, sabredenlere yardım etme manasında onlarla beraberdir. Cenâb-t Hakk sanki onlara."Allah hidayete eren*lerin hidayetini artırır" (Meryem. 76) ayetinde de buyurduğu gibi, kullarına kendine itaatte sabır ve namaz ile yardım istediklerinde, onların muvaffakiyetini, tevfik-i İlâhisini ve lütuflarını artıracağını garanti etmiştir
Bil ki Cenâb-t Allah, "Beni zikredin" ifadesiyle bütün ibâdetleri; "Bana şükredin" ifadesiyle de şükrü vâcib kılınca; bunun peşisıra bu ikisini yerine getirmeye yardımcı olacak şeyi bildire rek, "Sabır ile ve namaz ile yardım isteyin" buyurmuştur. Allah Teâlâ, kendilerinde ibâdetleri yerine getirmede yardımcı olacak hususiyetler bulunduğu için, sabır ve namazı yardım isteme vesilesi yapmıştır. ada99:002bolum06.htm#_ftn99
Sabrın Ehemmiyeti
Sabırda bu hususiyetin bulunması, o nefsi, Allah'ın rızası için hoşuna git*meyen şeylere zorlamak, güçlükleri sırtlanmaya ve sızlanmamaya alıştırmak olduğu içindir. Kim, nefsini ve kalbini böyle bir boyun eğmeye sevkederse, ona, ibâdetleri yapmak, taatların sıkıntılarına katlanmak ve yasak olan şeyler*den kaçınmak kolay gelir.Kimi âlimler, ayette geçen sabrı oruca; kimileri de, bu ayetten sonra, "Al*lah yolunda öldürülen kimselere... demeyiniz" ayeti geldiği için, Allah Teâlâ, "Bir grupla karşı karşıya geldiğinizde, sebat ediniz" (Enbiya, 45) buyurarak cihadda sebatı; "Onlar ancak şöyle derler: "Ey Habbimizr bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla. (Savaşta) ayaklarımızı iyice sabit kıl. Kâfirlere karşı bize yardım et " Al-i-İmran. 147) buyurarak namazda yani duada sebatı emrettiği için, cihad manasına hamletmişlerdir.
Ne var ki lâfzın umûmî oluşu ve bir kayıd ile mukayyed olmayışı sebebiyle, bizim tercih ettiğimiz görüş daha evlâdır. Namazla yardım taleb etmek şundan dolayıdır: Çünkü namazın tam hu*şu, Ma'bud'a tam bir inkıyad ve ihlâs ile yapılması, kişinin bütün düşünce ve kalbini namaz ile namazda okuduğu ayetlere vermesi va'adi ve va'îdi; tergibi ve terhibi tefekkür etmesi gerekir. İşte namazda her kim bu yolu tutarsa, o na*mazın dışındaki diğer ibâdetlerin zorluğuna katlanma hususunda nefsini ter*biye edip hazır hale getirmiş demektir. Bunun için Cenâb-ı Hak, Şüphesiz namaz her türlü çirkinlik ve kötü*lükten (insanı) âlıkor" (Ankebut, 45) buyurmuştur. Bundan ötürüdür ki biz, hayır*lı kimselerin, başlarına musibet geldiğinde namaza sığındıklarını görüyoruz. Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s) güç bir işle karşılaştığında na*maza koşardı.Sonra Cenâb-ı Hak, "Şüphesiz Allah sabredenler*le beraberdir" buyurmuştur. Yani bu, "On*lara karşı Allah sana yeter. O hakkıyla işiten ve bilendir" (Bakara, 137) ayetinde de olduğu gibi, sabredenlere yardım etme manasında onlarla beraberdir. Cenâb-t Hakk sanki onlara."Allah hidayete eren*lerin hidayetini artırır" (Meryem. 76) ayetinde de buyurduğu gibi, kullarına kendine itaatte sabır ve namaz ile yardım istediklerinde, onların muvaffakiyetini, tevfik-i İlâhisini ve lütuflarını artıracağını garanti etmiştir