Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Olan evdekilere olur!

Asya

New member
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,020
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ýstanbul
Olan Evdekilere Olur!/Mehtap Kayaoğlu
Dışarıda tepemiz atar… Gelip evde hanımı haşlarız…

Öğretmen moralimizi bozar… Gelip eve kardeşimizi paylarız…
İşyerimizde moralimiz bozulur… Gelip evdeki çocuklara bağırırız…
Arkadaşlarımızla işler yolunda gitmez… Gelip evde annemize çatarız…
Gücümüz yetmeyip birileri tarafından tartaklanırız… Gelip evde ablamıza kızarız…
Ofiste elemanlarımıza kızarız… Gelip evde babamıza surat asarız…

Dışarıda bir şey olur… Ama olan hep evdekilere olur…!


Oysa en yakınımızdaki, en yanımızdaki, en içimizdeki, hep en iyi anlamaz mı bizi?
Neden dışarıdaki insanlara karşı nazik ve kibar oluyoruz da, ailemizdeki insanlara aynı kibarlığı gösteremiyoruz?
Bu konu hep ilgimi çekmiştir. Psikolojideki tipik örnek… patron elemanını azarlar… eleman eve gelir, eşini azarlar… eş bozulur, çocuğu azarlar… çocuk üzülür, kardeşini döver… kardeş kötü hisseder sokağa çıkar, kediyi tekmeler…
Neden…??

Hadi hep birlikte bir hayal oyunu oynayalım… İnsanlarda belirli bir miktar anlayış enerjisi olduğunu hayal edelim. Her sabah uyandığımızda bize verilmiş olan belirli bir miktar anlayış enerjimizi, akşama kadar kullanma şansımız olsun.
Eğer bizler, her sabah bize verilen enerjinin, anlayışın, sempatinin tümünü, evimizin dışında tüketirsek, ev halkına ne kalacak??
Sıfır… yazıyla sıfır ya da rakamla 0… ama kocaman bir sıfır…
Aslına bakarsanız sevgiyi, saygıyı, anlayışı en fazla bize en yakın olan insanlar hak eder. Çünkü onlar bizim birer parçamızdır. Çünkü onlar hayatımızın anlamıdır. Çünkü onlar yaşamımızın destekleyicileridir.
Onların olmadığı bir hayat, aile bireylerimizin olmadığı bir yaşam hepimizi zorlar. En kötü anlarımızda onlar yanımızdadır. En mutlu anlarımız, belki de çocuklarımızın dünyaya geldiği anlardır.
Yaşam değişir… insanlar değişir… biz değişiriz… ama onların bizim birer parçamız olduğu gerçeği değişmez…

Hani şu biraz önce başlatmış olduğumuz anlayış enerjisi vardı ya… İşte o enerjiyi en fazla aile bireylerimizin hak ettiğini düşünüyorum.
Öyle düşünüyorum… çünkü insan en çok, en yakınındaki kişiye karşı kibar olmalıdır. Kırk yılda bir gördüğümüz insanlara gösterdiğimiz nezaket ve anlayışın, kırkta birini ev halkımıza göstersek, sanırım aile içi geçimsizlik diye bir şey kalmaz.
Çünkü bireysel destek çalışmalarımdan biliyorum; iş hayatında son derece kibar, konuşkan, anlayışlı olan bir beyefendi; evinde eşine, annesine-babasına, çocuklarına karşı son derece kaba davranabiliyor.
Niye böyle davrandığını sorsanız cevap çok net:
“Akşama kadar kaç kişiyle uğraşıyorum, herkese laf anlatıyorum… Hal mi kalıyor bende…”
…anlatmayın… anlatmayın… akşama kadar kırk kişiye laf anlatmayın… eve gelip çocuklarınızı bu şekilde hırpalayacaksanız; yemeğinizi pişiren, çocuklarınızı büyüten, sizi tertemiz giydiren eşinize hakaretler savuracaksanız; yanınızda yaşlanan anne/babanıza çok ağır gelecek tavırlar sergileyecekseniz… anlatmayın… birine verilen bir şey, diğerinden esirgenecekse… yani birilerine karşı kibar davranmak, diğerlerine karşı kaba davranmanızı gerektirecekse… o zaman lütfen dışarıdakilere anlatmayın… onlardan esirgediğinizi ailenizle paylaşın…?? evladınıza göstermediğiniz sevgiyi, eşinize vermediğiniz merhameti, dışarıda başkalarına da vermeyin zaten…! demek geliyor içimden… SÖYLEYEMİYORUM :)

Çözüm ne…?
Hadi yine hayali bir oyun oynayalım…
Herkes evine geldiğinde sanki yukarda gizli bir kamera varmış ve kendilerini çekiyormuş gibi düşünse…? Eski yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır… biz her şeyi elalem için yapıyorduk ya… dışarıdakiler bizim hakkımızda olumsuz şeyler düşünmesinler diye dikkatli davranıyoruz ya…
İşte o kamerayla davranışlarımızın kaydedildiğini ve gece uyumadan önce bize izletildiğini hayal etsek…? uyumadan önce, gün boyu kendimizi ve yaptıklarımızı izlesek…? beğenmediğimiz davranışlarımızı ertesi güne taşımasak…?

Suya atılan taş misali… önce bize en yakın olan kişilerden başlasak anlayışlı ve nazik davranmaya.
Ne olur hiç kimse, “Amannn canım… onlar benim ailem… onlar anlamayacak da beni kim anlayacak…?” diye düşünmesin.
Çünkü insanlar değerli olduklarını hissettiklerinde mutlu olurlar. Değerli hissetmeleri için, onlara değerli olduklarını hissettiren tavır ve davranışlarla yaklaşmalıyız.

Kızıp bağırarak, azarlayarak, konuşmayarak, ters davranarak, “Sen benim için çok değerlisin” mesajını verebiliyorsak, devam edelim zaten ailedeki incitici davranışlarımıza…
Sevgiyle Kalın…
Mehtap Kayaoğlu
 
Z

zeynep_hearty

Guest
çok yerinde bir tesbit sevgili Asya yalnız stresini yakın çevresinde herzaman birlikte olduğu insndan çıkaranlara neden bunun böyle olduğu sorulduğunu kişinin sevdiğine nazı geçermiş sinirimi çıkaracak başka kimse yok der aslında birnebze haklıdır sevileni sevenden başka kimse anlamaz en azından anlamaya çalışmaz fakat şu varki senin kaleme aldığın kırıcı ifadeler eşlerin azarlanması çocuklara yansıması aile içi huzursuzlukları başlatıyor..aslında kaybetmekten korktuğumuz insanları genellikle incitiyoruz yazıktırki buda hoş sonuçlar doğurmuyor..paylaşımınız ve hatırlatmanız için rabbim sizden razı olsun...selam ve dua ile...
 

Asya

New member
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,020
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ýstanbul
evet gerçekten bazı insanlar ailesine çok kaba davranırlar ama yabancılara gelince sezen cumhur önal gibi olurlar.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net

hani öyle reklamı yapılan ürünler vardır ya aslında siz ürünün reklamına aldanırsınız, reklamındaki gibi beklersiniz sonra onu marketten aldığınızda artık iyisiyle beraber artık kötü yanlarıda sizindir ve dersinizki ya bekleidğim gibi dğeilmiş kandırdılar beni oysa reklamda farklıydı.

şimdi insanlar evlendikleri zamana yakın bir süre ve ilk aylarda onlarda reklamı iyi yapıyorlar ve siz bu hallerine vakıf oluyorsunuz sonra o kişi ile evlendiğinizde 24 saat birliktesinizdir ve artık güzellikleri ile birlikte kötü taraflarınıda görürsünüz sonra ya dersiniz sen evlenmeden önce böyle değildin yada sev evlediğimiz ilk zamanlarda böyle değildin denir. Halk arasındada bu zamana isizmde vermişisizdir cicim ayları...yani geçiş dönemleri reklam kalkıyor kişi asıl suretle karşılaşıyor.. onun için reklamlara aldanmamak lazımdır....
 

Asya

New member
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,020
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ýstanbul
ama siz konuya sadece evlilik açısından bakmışsınız.(tabi ki sizinki de doğru bir tespit.)
mehtap kayaoğlu yazısında tüm aileyi ele almış.yani doğru kimi insanların evlenmeden önce reklamı yapılır sonra da umulduğu gibi çıkmaz.
ama bazı insanlar da anne babalarının umduğu gibi çıkmıyor.dışarıda yabancı insanlarla kibar kibar konuşuyorlar.eve geliyorlar odun gibi oluyorlar.yani yine olan evdekilere oluyor.
 
Üst Alt