Bilakis; yazdıkça çamurdan çıkanları görüyoruz, şevkimiz artıyor. Çünkü daha evvel sorduğumuz hiç bir sorunun cevabı gelmedi de. Sukutun da ikrardan gelmesi gerçeğini bilen kardeşlerimiz, sayenizde mezheplerin ne kadar yerinde ve gerekli olduğunu görüyor, anlıyor, müşahede ediyor. İnşaallah yazmaya aynı şevk ve heyecan ile de devam edeceğiz.
Rabbi Zülcelal muvaffak olmayı nasip edecektir inşaallah.
Sevgili metin mete; Resulullah'a (s.a.v.) sizde uyuyorsunuz, ama imam-ı Azam gibi değil, veya İmam-ı Şafi gibi de olmayabilir. Ama sonuçta uyuyorsunuz değil mi ? Uymanız; haddi zatında hanif olma isteğinizi engellemiyor ki, bilakis kuvvetlendiriyor. Çünkü gerçek hanif Rasulullah (s.a.v.) efendimizdir, O (s.a.v.) da, babası İbrahim'den (aleyhisselam) geleni kabul ettiği içindir. Şeriat bir tanedir! Musa'nın (aleyhisselam) şeriatı, İsa'nın (aleyhisselam) şeriatı yada Davut'un (aleyhisselam) şeriatı da vardı, o zamanlarda. Ama sonuçta hepsi de tek ve bir olan Allah'ın (cc) şeriatını anlatıyordu. Bu zamanda da diğer mezhepler yine aynı şeriatı anlatıyor ve yaşanması hususunda insanlara anlatıyor. Anlatmak konusuna karşıysanız, o halde bilinki Resulullah'a (s.a.v.) da Cebrail (aleyhisselam) anlatmıştır. Hatta İbrahim'e (aleyhisselam) de...
Mezhep imamlarının işi de anlatmak, ilimleri nispetinde, İslam'ın daha yaşanası halde olması için bildiklerini ve anladıklarını paylaşmaktır. Bunun neresi şirk ? Yazdıklarımız gerçekten düşünüldüğünde, ama gerçekten düşünüldüğünde anlaşılacaktır.