fetih
New member
- Katılım
- 16 Şub 2007
- Mesajlar
- 1,994
- Tepkime puanı
- 355
- Puanları
- 0
- Yaş
- 46
ÖNCE NEFSİNİ DÜZELT
Allahu Tealâ'nın en büyük nimetlerinden ilki iman ve İslâm'dır.
İmanı olan kimse cihana meydan okuyacak güçtedir ama
hiçbir sebepten dolayı kendi nefsine pay çıkartmayacak
ahlâka da sahiptir.
İmanı olan insan Allahu Tealâ'nın emirlerine ram olur ve
böylece hakiki insan (insan-ı kâmil) olur.
İmandan sonraki en büyük nimet, günahları idrak edip,
tevbe kapısını açmak ve tevbe-i nasuhu ele geçirmektir.
Allahu Tealâ,
"Hep birden Allah'a tevbe edin. Ey mü'minler,
bu yoldan kurtuluşa ermeniz umulur."
buyurmakta ve bu ayet-i kerime ile insanları tevbeye çağırıyor.
İnsan önce kendi tevbe edip, kendisini ıslah etmeli. Aksi takdirde
ne kendisine, ne de başkasına faydası olur.Hocaların yanıldığı
nokta budur. Hoca bildiğiyle amel ederse arif olur,şifa kaynağı olur.
Kendi halimiz güzel olmadıkça, kalpleri sözle fethedemeyiz.
Onun için önce kendimiz azad olmalıyız.
Allah tevbede samimiyet ve sadakat ister.Sen kendini
kurtarmadıkça başkasına fayda veremezsin.Ama kalp
temizlenip nefis nurlanınca, insanın başkalarına tesiri olur.
Sahabenin ulularından yedi tane Abdullah var.
Bunlardan birisi Abdullah b. Mes'ud. Abdullah b. Mes'ud Hazretleri
bir gün Küfe nahiyelerinden birinden geçiyordu.Yolunun üzerindeki
bir evde birtakım insanlar toplanmış, şarap içip şarkı söylüyorlardı.
İçlerinde sesi çok güzel bir çalgıcı da vardı.İsmi Zazan idi.
Abdullah b. Mes'ud, evin önünden geçerken Zazan'ın hem udunu
hem de şarkı söyleyen sesini duydu.Kalbi merhametle dolup şöyle dedi:
"Bu ses Allah'ın kitabını okusaydı ne güzel olurdu!" Ve yürüdü.
Allah bir adamın kalbine hidayet verirse ona idrak de verir.
Zazan, Abdullah b. Mes'ud'un oradan geçerken bir şey söylediğini
fark etti. Yanındakilere o zatın kim olduğunu ve ne söylediğini sordu.
"O, Abdullah b. Mes'ud'dur. 'Bu ses, Allah'ın Kitabını okusaydı ne
güzel olurdu' dedi" dediler. Zazan'ın kalbi ürperdi, ilâhî bir
coşkuya kapıldı. Udunu yere çarpıp, koşarak Abdullah b. Mes'ud'a
yetişti. Ona yetişince ağlamaya başladı. İkisi de birbirlerine sarılarak
ağlaştılar. Zazan tevbe etti. Abdullah b. Mes'ud'un sevdiği,ilim sahibi
bir imam oldu.
Nasıl ki Abdullah ibni Mes'ud'un tek bir sözünden Zazan'a iyi hal
geçtiyse, tövbesinde samimi ve sadık olan da başkalarına tesir eder.
Hiçbir bozuk kimse,senin elinde yararlı hale gelemez;ta ki sen
kendi özünde yararlı olmadıkça...
Yalnız kaldığın zaman Allah'dan korkmazsın;
ta ki halk arasında Halık için yaşamadıkça...
Mehmet Ildırar
Allahu Tealâ'nın en büyük nimetlerinden ilki iman ve İslâm'dır.
İmanı olan kimse cihana meydan okuyacak güçtedir ama
hiçbir sebepten dolayı kendi nefsine pay çıkartmayacak
ahlâka da sahiptir.
İmanı olan insan Allahu Tealâ'nın emirlerine ram olur ve
böylece hakiki insan (insan-ı kâmil) olur.
İmandan sonraki en büyük nimet, günahları idrak edip,
tevbe kapısını açmak ve tevbe-i nasuhu ele geçirmektir.
Allahu Tealâ,
"Hep birden Allah'a tevbe edin. Ey mü'minler,
bu yoldan kurtuluşa ermeniz umulur."
buyurmakta ve bu ayet-i kerime ile insanları tevbeye çağırıyor.
İnsan önce kendi tevbe edip, kendisini ıslah etmeli. Aksi takdirde
ne kendisine, ne de başkasına faydası olur.Hocaların yanıldığı
nokta budur. Hoca bildiğiyle amel ederse arif olur,şifa kaynağı olur.
Kendi halimiz güzel olmadıkça, kalpleri sözle fethedemeyiz.
Onun için önce kendimiz azad olmalıyız.
Allah tevbede samimiyet ve sadakat ister.Sen kendini
kurtarmadıkça başkasına fayda veremezsin.Ama kalp
temizlenip nefis nurlanınca, insanın başkalarına tesiri olur.
Sahabenin ulularından yedi tane Abdullah var.
Bunlardan birisi Abdullah b. Mes'ud. Abdullah b. Mes'ud Hazretleri
bir gün Küfe nahiyelerinden birinden geçiyordu.Yolunun üzerindeki
bir evde birtakım insanlar toplanmış, şarap içip şarkı söylüyorlardı.
İçlerinde sesi çok güzel bir çalgıcı da vardı.İsmi Zazan idi.
Abdullah b. Mes'ud, evin önünden geçerken Zazan'ın hem udunu
hem de şarkı söyleyen sesini duydu.Kalbi merhametle dolup şöyle dedi:
"Bu ses Allah'ın kitabını okusaydı ne güzel olurdu!" Ve yürüdü.
Allah bir adamın kalbine hidayet verirse ona idrak de verir.
Zazan, Abdullah b. Mes'ud'un oradan geçerken bir şey söylediğini
fark etti. Yanındakilere o zatın kim olduğunu ve ne söylediğini sordu.
"O, Abdullah b. Mes'ud'dur. 'Bu ses, Allah'ın Kitabını okusaydı ne
güzel olurdu' dedi" dediler. Zazan'ın kalbi ürperdi, ilâhî bir
coşkuya kapıldı. Udunu yere çarpıp, koşarak Abdullah b. Mes'ud'a
yetişti. Ona yetişince ağlamaya başladı. İkisi de birbirlerine sarılarak
ağlaştılar. Zazan tevbe etti. Abdullah b. Mes'ud'un sevdiği,ilim sahibi
bir imam oldu.
Nasıl ki Abdullah ibni Mes'ud'un tek bir sözünden Zazan'a iyi hal
geçtiyse, tövbesinde samimi ve sadık olan da başkalarına tesir eder.
Hiçbir bozuk kimse,senin elinde yararlı hale gelemez;ta ki sen
kendi özünde yararlı olmadıkça...
Yalnız kaldığın zaman Allah'dan korkmazsın;
ta ki halk arasında Halık için yaşamadıkça...
Mehmet Ildırar