CE_Neferi69
New member
ÖLÜMSÜZLÜK ŞERBETİ İÇENLER: ŞEHİTLER
İnancı uğruna canını veren¸ vatanı¸ milleti için her türlü cefaya razı olup¸ ölümü göze alan¸ en yüce mertebeye ulaşan kimselerdir şehitler.
Canını verirken ölümsüzlük şerbetini içen erlerdir şehitler. Allah tarafından rızıklandırılan,
O’nun misafirleridir şehitler… Öyle bir manevî zevke ererler ki, tekrar dünyaya gelip yeniden şehit
olmayı dileyecek derecede, büyük bir mükâfatın muhatabı, Allah ve Rasûlünün yâr-ı yârenleridir şehitler…
Hz. Peygamber (s.a.v), Mûte Savaşı’nda Zeyd b. Hârise’yi komutan tayin etti, o şehit olursa yerine Cafer b.
Ebi Tâlib’in, o da şehit olursa yerine Abdullah b. Revâha’nın geçmesini bildirdi. Hristiyan Arap ve Rumlardan
oluşan düşman kuvvetleri karşısında başkumandan Zeyd b. Hârise, Hz. Peygamber’in sancağını elinde tutarak
ilerledi. Vücudu Rumlar’ın mızraklarıyla delik deşik oluncaya kadar çarpıştı ve sonunda şehit oldu.
Zeyd b. Hârise şehit düşünce, Cafer b. Ebi Tâlib sancağı aldı. Zırhını giyerek atına bindi. Düşmanın ortalarına
kadar ilerledi. Önce attan inerek, atını düşmanın yararlanamaması için saf dışı etti. O düşmanla çarpışırken,
“Cennet de, ona yaklaşmak da ne güzeldir. Onun şerbetleri tatlı ve soğuktur” diye mırıldanıyordu. Bu sırada
düşman tarafından vurulup, bir eli kesildi. Sancağı diğer eline aldı. O da vurulup kesilince, sancağı koltuğunun
altına kıstırdı. Aldığı yaralarla yere düştü ve şehit oldu.
Hz. Cafer’in iki kolunun da kesilmesi üzerine, şehadetinden sonra, Rasûlullah ona Cennet’te iki kanat takıldığını
haber vererek şöyle buyurmuştur: “Cafer’i, Cennet’te meleklerle birlikte uçarken gördüm.”
Kuş gibi ölümsüzlük iklimine kanat açan, Bedir’de Uhud’da, Hendek’te Mûte’de Hayber’de can verip,
ebedî hayatı alan mücahitlerdir şehitler…
Yemen’de, Rus Cephesinde, Balkanlarda, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, terörle mücadelede,
velhasıl mukaddes değerlerimizin, vatanımızın savunmasında canlarını veren aziz şehitlerimiz; Hz. Cafer (r.a)
gibi kanatlanıp cennete uçan bahtiyar insanlardır.
Vakfımız, 2005 yılında Darende’de “Hasan Gazi Şehitlik Anıtı”nı inşa etmekle, yüzbinlerce ismi unutulmuş
şehîdimizin anısına, 92 vatan evladının ismini levhalara yazmış, diğer şehitlerimizin isimlerini ise gönüllere
kazımıştır.
18 Mart Şehitler Günü vesilesiyle, millî ve manevî değerlerimiz için canını verip ölümsüzlük şerbetini içen
aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize en kalbî selamlarımızı sunuyoruz…
İsmail PALAKOĞLU
(ALINTIDIR)
İnancı uğruna canını veren¸ vatanı¸ milleti için her türlü cefaya razı olup¸ ölümü göze alan¸ en yüce mertebeye ulaşan kimselerdir şehitler.
Canını verirken ölümsüzlük şerbetini içen erlerdir şehitler. Allah tarafından rızıklandırılan,
O’nun misafirleridir şehitler… Öyle bir manevî zevke ererler ki, tekrar dünyaya gelip yeniden şehit
olmayı dileyecek derecede, büyük bir mükâfatın muhatabı, Allah ve Rasûlünün yâr-ı yârenleridir şehitler…
Hz. Peygamber (s.a.v), Mûte Savaşı’nda Zeyd b. Hârise’yi komutan tayin etti, o şehit olursa yerine Cafer b.
Ebi Tâlib’in, o da şehit olursa yerine Abdullah b. Revâha’nın geçmesini bildirdi. Hristiyan Arap ve Rumlardan
oluşan düşman kuvvetleri karşısında başkumandan Zeyd b. Hârise, Hz. Peygamber’in sancağını elinde tutarak
ilerledi. Vücudu Rumlar’ın mızraklarıyla delik deşik oluncaya kadar çarpıştı ve sonunda şehit oldu.
Zeyd b. Hârise şehit düşünce, Cafer b. Ebi Tâlib sancağı aldı. Zırhını giyerek atına bindi. Düşmanın ortalarına
kadar ilerledi. Önce attan inerek, atını düşmanın yararlanamaması için saf dışı etti. O düşmanla çarpışırken,
“Cennet de, ona yaklaşmak da ne güzeldir. Onun şerbetleri tatlı ve soğuktur” diye mırıldanıyordu. Bu sırada
düşman tarafından vurulup, bir eli kesildi. Sancağı diğer eline aldı. O da vurulup kesilince, sancağı koltuğunun
altına kıstırdı. Aldığı yaralarla yere düştü ve şehit oldu.
Hz. Cafer’in iki kolunun da kesilmesi üzerine, şehadetinden sonra, Rasûlullah ona Cennet’te iki kanat takıldığını
haber vererek şöyle buyurmuştur: “Cafer’i, Cennet’te meleklerle birlikte uçarken gördüm.”
Kuş gibi ölümsüzlük iklimine kanat açan, Bedir’de Uhud’da, Hendek’te Mûte’de Hayber’de can verip,
ebedî hayatı alan mücahitlerdir şehitler…
Yemen’de, Rus Cephesinde, Balkanlarda, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, terörle mücadelede,
velhasıl mukaddes değerlerimizin, vatanımızın savunmasında canlarını veren aziz şehitlerimiz; Hz. Cafer (r.a)
gibi kanatlanıp cennete uçan bahtiyar insanlardır.
Vakfımız, 2005 yılında Darende’de “Hasan Gazi Şehitlik Anıtı”nı inşa etmekle, yüzbinlerce ismi unutulmuş
şehîdimizin anısına, 92 vatan evladının ismini levhalara yazmış, diğer şehitlerimizin isimlerini ise gönüllere
kazımıştır.
18 Mart Şehitler Günü vesilesiyle, millî ve manevî değerlerimiz için canını verip ölümsüzlük şerbetini içen
aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize en kalbî selamlarımızı sunuyoruz…
İsmail PALAKOĞLU
(ALINTIDIR)