"İnsanların fikri dalâleti. Nemrutça inadı, Firavunca gururu, yerde şişe şişe, göklere yetişti. Hem de yaratılışın hassas sırrına dokundu. Bunun üzerine, şu Birinci Dünya Savaşı'nın göklerden indirdiği tufan ve tauna benzeyen zelzelesi, gavura yapıştırdı semavi bir sillesi. Demek ki, şu musibet, bütün insanlığın musibetiydi. Bu bütün insanlığa şâmil olan bu musibetin müşterek sebebi, maddecilikten gelen ve hayvani hürriyet ve hevanın istibdadından doğan dalalet fikri idi. Hissemizin sebebi, islamiyet'in rükünlerindeki ihmal ve terkimizdi.
Zira Cenâb-ı Hak, yirmi dört saatten bir saati beş vakit namaz için istedi, yalnız o saati, bizden yine bizim için emretti, hem istedi. Tembellikle terkettik. Gafletle ihmal oldu. Şöyle de ceza gördük: Beş senede, yirmidört saatte dâima tâlim ve meşakkatle tahrik ve koşturmakla bir nevi namaz kıldırdı. Hem senede yalnız bir ayı, oruç için istedi. Nefsimize acıdık. Kefaret olarak, beş sene cebren oruç tutturdu. Kendi verdiği malından, kırkından veya onundan birini zekât istedi. Cimrilikle, zulmettik, haramı karıştırdık, isteyerek vermedik. O da bizden yığılmış zekâtı aldırdı. Haramdan da kurtardı. Amel ceza cinsindendir. Ceza, amel cinsindendir.
Aslında salih amel iki çeşittir: Birisi, musbet ve iradi. Diğeri, menfive mecburi... Bütün elemler, musibetler, salih amellerdendir, fakat menfi vemecburidir. Hadis teselli verdi. Bu günahkâr millet kanıyla abdest aldı, fiilibir tövbe etti. Acil mükâfat olarak, şu milletin beşte biri olan dört milyonunavelayet derecesi şehitlik mertebesi ile gazilik verdi. Günahı sildi.
Irak ve tüm alem-i islam için geçerli bir düstüru hakiki....