Beyler ortalığı siyaset kokutmayın lütfen...
Bu cümlede belki baskasi baska örnekler vererek konusabilir. En uygun söyle olabilir belki
Parti "siyaseti" kokutmayalim
Beyler ortalığı siyaset kokutmayın lütfen...
Mehmet kardeşim alıntıladığım yerin altını okumadım. Şu yazına acele cevap vermek istedim..
Sorarım sana, işin ehli ve iş ahlakına sahip bir adamı disiplin ve nizam altına soksan sana yapacağı "kapıda" temiz kalbi, dini, maneviyatı o kapıya nasıl bir fayda sağlar.
Bekir kardeş biz İslami sistemi tartışıyoruz. Mevcut sistemi değil. Bu sistemde işi Yahudiye'de versen, dindara da versen köle olursun. İslami sistemde , yönetici hizmetkardır. Yöneten halktır. Kontrol halktadır.
Halk, Hz. Ömer'e üstündeki ganimet olan kumaştan , nasıl olurda kendileri aynı miktar kaldığı halede elbise çıkmazken, ona çıkabildiğini hesap sorandır.
İslami sistemde halk çobandır. Sürü değil.
Sizler sürünüze bir çoban seçiyorsunuz ve evinize gidip rahatça uyumayı planlıyorsunuz. Peki, tenbelliği bırakıp her birimiz çoban olsak o sürüyü kurt kapabilir mi?
Demek, hürriyet-i Şer'ye olan Şeriat Sisteminden bahsediyoruz. Yazdıklarımı bu çerçevede değerlendiriniz.
Hem ben talebeyim. Talebe hata yapacak ki öğrensin. Eğer hata yapmaz isem zaten alim olmuşumdur.
Her iki haldede itab olmaz.
Muhabbetle
Peki; Şöyle kategorilendirsek nasıl olur?
Üretim sektöründe maneviyat değil, işinin ehli olmasına bakılır.
İdari yönde, İşinin ehli olmasının yanında manevi yönüne de bakılır. Manevi yönüne bakmakta zorunludur. Çünkü, işin ehlide olsa (Demirel gibi) sonunda olmadık zararlar açabilir başına.
Niye bunu yazdım? Çünkü verdiğin örnekler hep üretim alanına yönelik.
Ayrıca bir başka başlıkta, Devlet yönetimi munazara edelim inş. bi ara. Bunu bitirebilirsek.
selametle...
Maksat İttihad-ı Muhammedi(a.s.m)'dır. İttihad ise fikirleri aynı olanların maksat ve neticede beraber meşverte ile harekattır.
İttihad'ın iki şartı var.
1)Hürriyete ve Asayişe ilşmemek.
Zira, meşveret hür insanlarla yapılır. Birini köle yapmış şeyh ile veya birinin kölesi olmuş, fikri onun cebinden çıkanlarla değil. Hem asayiş çok mühimdir, beline bomba bağlayıp masumları öldürenle ittihad olmaz.
2)Muhabbet ve hiç bir mesleğe, cemaate ilşmemek ve dinde kusur olsa ulemaya havaledir.
Kalbinde sevgi olmayan taasubtur. Taasub ile ittihad mümkün olmaz. Kendinden başka her mesleği batıl görenle ittihad mümkün olmaz.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Demek, müşküllerde ulemaya müracat edilmeli. Onların meclisine havale edilmeli.
İşte tabloyu kendin çiz.
İttihad-ı Muhammedi(a.s.m) için hürriyetin İslamlarda yerleşmesi mecburdur. Oysa hürriyet bizim malımız iken İslamlarda eseri gözükmüyor.
Yahu bir tıbbi meselede bile şeyhine danışanla nasıl ittihad edilir? Demek bize nesl-i cedid lazım. İnşaallah o nesil AVrupa Birliğinden geri aldığımız hürriyetin ikamesi ile gelecek. Söylediğim hürriyet sefahet hürriyeti değildir. O hürriyet hayvanlıktır.
Hürriyetten korkan yarasadır. Zira, nurdan ancak yarasa korkar.
Bakınız, Türkiye Avrupa Birliğine girmek için hürriyete yönelik yasalar çıkarıyor. Ama gençlerimizin yüzde 40'ı ne okul okuyor, nede ehil olduğu bir mesleğe sahip. Sen insanları hür bırakır sorumluluk vermezsen, sokakta içki içer. Sonra eyvah AB gençliğimizi elimizden aldı desen hakkın yok.
Suçlu insanın hakkı hürriyeti değil de hayvanlarda olan hürriyeti Türkiyeye sokandadır.
Avrupa Birliğinden gelecek hürriyetten ne hayır gelir diyebilirsin. Rusayadan ABD'den sadece taasub ve istibdat gelir.
Muhabbetle
Mehmet kardeşim, ne dini, ne geçmesi? Ben başka alemdeyim, sen başka alemdesin.
Adamlar bizim malımız olan hürriyeti bizden almışlar, kendi malları olan tenbellik, sefahet, taasubu, zarureti, dünyaperestliği, ümitsizliği bize hediye etmişler.
Biz AB'den bizim malımızı geri istiyoruz.
Hürriyet için başka bir çare varsa söyle. Bende yok.
Alem-i İslam bu hale şeyhine, ağasına, asilzadesine,efendisine köle olmaktan düştü. Yahu, adam tıbbi bir ilacı şeyhinden izin almadan içmiyor.
Biz dini alimlerini bile babadan oğla devşiren bir millet olup çıktık.
Bak sana küçük bir numune.
Şu an ki Adalet bakanı Şahin, daha önce Sprodan sorumlu bakandı. Bu ap açık işe adam bulmak değil adama iş bulma zihniyetidir.
Yahu bu adam eğer spordan anlıyorsa niye spor bakanı kalmadı, eğer adaletten anlıyorsa niye daha önce spor bakanı yaptın.
Vecdi Gönül. Adamı orduya yakın diye milli sanuma bakanı yapmadık mı? Kültür bakanlığı siyasi oyuna kurban giderek iş bilmez bir adama verilmedi mi? Siyasi bir partinin oyunu almak için Erkan Mumcu Milli eğitim bakanı yapılmadı mı? Duyarılı diye, kadın oylarını almak için birkadını kadın ve aileden sorumlu bakan yapmadık mı?
Sonra bize niye bomba yağdırıyorlar diye ağlıyorsun. Allah işlerimizin kötü olduğunu bize zalimi musallat ettirerek anlatıyor. Biz kafamızı kuma gömmüşüz. Suçlu, şudur budur diyoruz. Bu cinayetler 57 Müslüman ülkesi arasında en iyisinde cereyan ediyor. Irakı sen hesab et.
Suçunu bilmeyen tamir edemez. Ben bir karınca hükümünde olaraktan suçumuzu gösteriyorum, taki tamir edilsin.
Mehmet kardeşim, bizim vazifemiz işlerimizi Müslüman yapmak, imanımızı tahkiki yapmaktır. Zafer Allah'a aittir. Sen istiyorsun ki, önce zafergelsin sonra işler düzelsin.
Muhabbetle
Yani, sen AB'ye köle olmaktan korkuyorsun. Zaten, Rusyaya, ABD'ye şeyherlimiz, yöneticilerimiz yüzünden köle olmuşuz.
...Yo avucumuza şeker dökelim, yalayınca tatlı olsun.
[FONT="]“AB bize ne kazandıracak?”
1- Uluslar arası sermaye Türkiye’ye akacak.
Evet, doğrudur ancak bunun sonuçta ne getireceği meçhuldür.
2- Ekonomik dönüşüm olacak. Makro ekonomik büyüme istikrara kavuşacak.
Her zaman olduğu gibi 2 almadan 1 vermeyecekler.
3- Kayıt dışı ekonomi azalacak.
Bu AB ile kaim bir hadise değildir.
4- Sosyo ekonomik dengesizlikler kalkınma ile aşılacak.
Bunun da tek yolu AB değildir.
5- Girişimcinin ufku açılacak. Genişleyen uluslar arası sermayenin uydusu olmak yerine parçası olunacak.
Girilşimcinin ufku her zaman açık zaten. Örnekleri çok.
6- Yasal düzeyde, ekonomik güvenlik artacak.
Bu da AB ile kaim değildir.
7- Sivilleşme ile birlikte asker kendi rolünde kalacak.
İç işlerimizi kendimiz yönetemiyorsak, AB nin sivilleşmede ki rolü bizi kayıtsız bir teslimiyete sürüklemez mi?
8- Dünyanın yeni cazibe merkezi İstanbul olacak.
İstanbul zaten cazibe merkezi. Öyle demeyelim de "Fatih'in feth ettiği İstanbul'u parayla geri vereceğiz" desek...
9- Kendimizi, Avrupa halkına tanıtma süreci hızlanacak, artacak. Avrupa halkları lehimize dönecek.
Olabilir. Ama halkların lehimize döneceği müphemdir.
10- Günlük hayatımızda değişimler başlayacak. Herkes sırasında bekleyecek. Kırmızı ışıkta araç olmasa da beklenecek. Ambulansın peşine araçlar takılmayacak.
Bunlar çok basit hesaplar. Her halk kendini yaşamak zorundadır.
11- Yargı bağımsızlığı güçlenecek. Hukuk siyasal olmaktan kurtulacak.
Bunu kendimiz aşamadıktan sonra, kotarmayla hiç bir anlamı yok.
12- Reformlar, temel haklar lehine artarak sürecek.
Bunu bizler yapabilmeliyiz.
13- Demokratik haklar için iyileştirme süreçleri, sürekli olacak.
Keza 12. madde gibi...
14- Halkın talepleri bilinçlendikçe, siyasete etkisi artacak. Katılımcı yapı, siyasetin kalitesini ve değişimini hızlandıracak.
???
15- İnsanımızın sosyal psikolojisi düzelecek.
Ve sosyal ahlaksızlık artacak...
16- Din üzerinden siyaset yapılamayacak.
Din her olguyu etkiler. Siyaseti de. Demek dinsizlik artacak...
17- Ülke sevgisi üzerindeki tahsis kalkacak, herkes anayasal haklarını hissedecek.
Milliyetimiz unutacağız yani...
18- Devletin, halka rağmen resmî ideolojisi olmayacak.
Her devletin bir ideolojisi olmak zorundadır.
19- Bölgesel yetersizlikler ve kalkınmışlık farkları çözülecek, istismar edilemeyecek.
Olabilir mi acaba?..
20- Herkes hesap vermeyi öğrenecek, hesap sorma kültürü artacak.
AB ile ne alaka ise...
21- Kamuoyu daha duyarlı ve tartışmaya açık olacak.
Arzularımız yazılmış, sanki bakkaldan sipariş ediyoruz.
22- Farklı fikirleri, demoklesin kılıcını düşünmeden söyleme cesareti artacak.
AB ile kaim değildir.
23- Yeterlilik kriterleri olacak, her meslek ve ustalıkta akreditasyon başlayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
24- Kimse durumdan vazife çıkaramayacak, yasal zeminin dışına çıkmayı düşünmeyecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
25- Devlet, istediğinde “rutinin dışına” çıkamayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
26- Kimse laiklik sendromunu millete yaşatamayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
27- Din ve vicdan özgürlüğü, buyruk düzenin buyruk aktörlerinin insafına kalmayacak.
Hıristiyanlık, Müslüman halka Müslümanlık öğretecek...
28- Rekabet eşitliği gittikçe artacak, kalite yarışacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
29- Görev ve makamlar, kadıya mülk olmayacak, daha hızlı değişim olacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
30- Akademik hürriyet artacak, YÖK güvenlik raporu okur gibi demeç veremeyecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
31- Bürokrasi, keyfi alışkanlıklarını performansa dayalı hale getirecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
32- Ambalajsız gıda olmayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
33- Farklı kültür, dil ve düşünceye alışılacak, dışlama olmayacak.
Çok mu lüzümlü ki. Emperyalizme davet, bu güne kadar olanlar yetmemiş gibi...
34- Herkes kendini nasıl hissediyorsa, öyle ifade edecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
35- Kurtarıcılar işsiz kalacak, kimse bizden habersiz bizi kurtaramayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
36- Başarı ödüllendirilecek, çalışma takdir görecek, performans değer kazanacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
37- Parlamenter sistem, demokratik yarış zemini olacak, seçme ve seçilme rekabeti artacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
38- İstihdam artacak, planlı hedefler yakalanacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
39- Yüksek öğretim sadece devlet eliyle yapılmayacak, yaygınlaşacak. Özel sektörün payı artacak.
Sade parası olanlar okuyacak...
40- Bürokrat, siyaset yapamayacak, “derinliği”ne göre siyasî iradeyle kapışmayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
41-Bebekler, hayata daha sağlıklı başlayacak, ihmalkârlıklar azalacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
42-Diyanet ve din işleri, siyasetin ve devletin kontrolünden çıkacak, özerk olacak, dinî mesajlarını ilmin onuru içinde verecek.
Komik
43-Tüketici hakları artacak, üretim ve satış standartları müşteri lehine gelişecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
44-Beraber çalışma, takım ruhu oluşturma, ortak amaçlar belirleme kültürü yerleşecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
45-Sistem, eksikliklerini gidermeye açık olacak, hatalarını kabullenecek ve kendini iyileştirecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
46-Gizli yönetim, gizli devlet yerine vatandaşın okuyabildiği şeffaf yönetim yaklaşımı olacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
47-İmtiyazlı grup, zümre ve güç odakları ile oligarşi bekleyenlerin hevesleri, kursağında kalacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
48-Eğitim, sağlık, teknoloji gündemini bulacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
49-Sivil inisiyatif güçlenecek, sivil toplum kuruluşları fonksiyonel ve paylaşımcı olacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
50-Öğretmek yerine öğretişim olacak.
Nasıl bişe ise...
51-Yönetmek yerine yönetişim olacak.
Bu da...
52-Meslekî eğitimler, nitelik ve nicelik olarak ön plana çıkacak. Eğitim programları geliştirilecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
53-Yasal hakların kullanımında, eşitlik zemini kuvvetlenecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
54-Parti kapatma, tarih olacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
55-Siyasetçinin cezasını veya ödülünü, seçimlerde sandık başında sadece vatandaş verecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
56-Yatırım planları, perspektiflere uygun olacak. Bölgesel siyasî nüfuza dayalı yatırım verimsizliği kalkacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
57-Tartışmayı, farklı kalmayı, bununla birlikte beraber yaşamayı sağlayacak demokratik ortam güçlenecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
58-Müslüman ülke imajımız daha çok öne çıkacak, yabancıların saygısı arttıkça, içerideki biganeler de ders alacaklar.
Yoksa Müslümanlık asimile mi edilecek?..
59-Millet olarak kendimize güvenmenin konforuyla, dünya devleti ve dünya vatandaşı olmanın teşviki artacak.
Ya da kanuni maraba olacağız.
60-Uluslararası arenada, kendine özgü bir laboratuar olan Türkiye’nin öğrenilmesi, Avrupalılar için hem çok zaman alacak, hem de meraklarını giderdikçe karmaşık yapının farklılığını görme zorunluluğu olacak.
Sonra ne olacak?
61-Tarihsel kimliğimiz, çatışmacı mizacımız, dini varlığımız, dinamik coğrafyamız gibi özgün karakteristiğimiz, yabancılar için incelenmeye ve alışılmaya değer konular olacak.
Zannediyorsunuz...
62-Eğitim demokratikleşecek, ezberler bozulacak, alışkanlıklar sorgulanacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
63-Vatandaş memnuniyeti, yönetimlerin başarı kriteri olacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
64-Değişmeyen kurum yöneticileri, değişmeye alışacak ve bizler de “tebdil-i yetkide ferahlık var” diyeceğiz. Bazen de “Tebdil-i zalimde ferahlık var” diyeceğiz.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
65-Toplumun değerleri, ortak hafıza olacak. Keyfî dışlama ve resmî kısıtlamalar ile kültür düşmanlığı, çağdaşlık ambalajına konulamayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
66-Herkes, herşeyi bilemeyecek. Özellikle imtiyazlı zümreler veya tahsisli zevat, herşeyi bilen ve çözen olamayacak. Her konunun uzmanı ve sistemli çözümü olacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
67-Kabileci yaklaşımla, lütfeden ve ulufe dağıtan hamiler olmayacak. Sürekli minnet duyulan bir hegemonya kurgusu olmayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
68-Okul, cami ve kışla; ecdadın yönetim tecrübesine uygun modern yönetim ve demokratik teamüller içinde vatandaşına eşit mesafede olacak, siyaset dışı kalacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
69-Yoksulluk, yolsuzluk ve yoksunluk üçgeni, makus talihimiz olmaktan çıkacak. Türkiye gelişen bilim ve teknoloji ile refah toplumu olacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
70-Birey, kendini hissedecek ve güven duyacak, aktif yurttaş olacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
71-Gelir-gider dengesi, görenek baskısından kurtulacak. Herkes ekonomik varlığına göre ihtiyaç listesini yapacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
72-Özel ders, özel dershane ve tekrarlanan ikinci ücretli eğitim eziyeti bitecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
73- Yenilenmeyen, gelişmeyen kurum ve kuruluşlar, tarih olacak. Hak eden ve profesyonelliğe inanan kazanacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
74-Devir, proje devri olacak. Bütünlük, kapsam, maliyet, risk, zaman, iletişim, tedarik, insan kaynağı, süreç yönetimi parametreleri ile hedeflerine hazırlanan kazanacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
75-Örgütlenme ve kaynaşma, sosyal realite olarak teşvik edilecek ve bu faaliyetlerin niyetleri okunamayacak.
Herkes Avrupa da kaynaştığı gibi mi?
76-Hizmet sektörü, çok hızlı bir şekilde seçeneklerini arttıracak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
77-Markaları, imajları, statüleri besleyen entelektüel sermayenin kıymeti artacak. Bilgi toplumunun altyapısı kuvvetlenecek.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
78-Endüstri toplumunun zorunlu kuralları ile birlikte kültürümüzü yaşatma sentezini doğru kurmak için sosyal çözümler üretme becerisi çoğalacak.
Bu zaten malesef kaybedilmiş bir kale olarak var.
79-Ülke bölünecek paranoyası, ahlâkımız dejenere olacak propagandası birliği engellemeyecek.
Bu nasıl bişe acaba?..
80-Bireyler, güne daha mütebessim başlayacak. Herkes birbirini gördüğünde selâmlaşma jesti yapacak.
Hıristiyanlar Müslümanlığı öğretiyor yine...
81-Otobüs ve minibüs kuyruklarında veya duraklarında önce yolcular inecek, sonra diğerleri binme sırasını kullanacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
82-Kaldırım taşı döşeyen inşaat ustaları sertifikalı olacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
83-Hijyenik ortam, prospektüslü yiyecek maddeleri ve sağlıklı gıda kontrolünde istisna kalmayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
84-Ülkelerarası münasebette, toplumların birbirini anlama ve diyalog kurma zemini kuvvetlenecek.
Bu zaten diyalogcularımız yapıyor.
85-Ailede demokratik kültür artacak. Kararlar beraber verilecek. Birbirinin görüşlerine değer verme alışkanlığı kazanılacak.
Çok manidar bir arzu...
86-Hastalar, hastanelerde evrak peşinde koşacaklarına iyileşmenin ve doktor ile daha rahat bir iletişim kurmanın sükûnetine kavuşacaklar.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
87-İşten keyfî ayırma, “fiş”leyerek işine son verme gibi tanımsızlıklar, açık kurala bağlanacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
88-Kimse isteği ve düşüncesi dışında zorlanarak veya toplumsal baskı altında, kendini taciz eden saldırılara bu denli maruz kalmayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
89-Mahallere yapılacak yatırım ve kaynak önceliği gibi konularda anketlerle veya toplantılarla mahalle sakinlerinin görüşü alınacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
90- Duyarlı ve dikkatli davranmayan, kamuoyunda yıpranmış ve imaj kaybetmiş “kontenjanlar” daha erken görevinden ayrılacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
91-Okullarda tek tip giyim standardı olmayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
92-Her sorumlu, hizmet verdiklerine göre düşünmeye ve fikir geliştirmeye çalışacak. Kimseyi kendine benzetmeye çalışmayacak.
[/FONT][FONT="]AB ile kaim değildir.[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
**6 Ekim 2004 AB Komisyon Raporu “Giriş” kısmının son paragrafıyla, “Sonuç ve Öneriler” kısmının 8. maddesi:Yada şöyle yazalım, bana Avrupa Birliği sürecinde, yol haritasında Avrupa Birliğinin Türkiye Aleyhinde istediği bir kaç şartı -belgesi ile- göster.
"Seni alırdım ama bu vasıfların yok, kusura bakma" fiyerek almama düşüncesini süslemek ve gizlemek için.Düşman ve takiyyeci Avrupa Birliğinin neden "kuvvet kanunda olsun, demokratik yasalar çıkarın, ordu siyasete müdahil olmasın, işin ehli olan insanlar yetiştirin" dediğini söyle.
AB'nin amacı diyip daraltmayalım, Vatikan'ın amacı 3.bin yılda Asya'yı Hıristiyan yapmak. Hani AB'nin kurulma emrini veren kurum.Faraza AB'nin amacı Türkiyeyi hristiyan yapmaksa ve bundan korkuyorsan, bana 1400 sene içinde Hristiyan olmuş Müslüman göster (aman o yunanlı ile evlenen şarkıcımıdır nedir deme, Müslüman diyorum.) Mesela Hindistan yılarca İngiliz hakimiyetinde kaldı, kaç Müslümanı hirstiyan yaptı.
Ayrıca, bana tüm AB'nin nasıl İsrailin güdümünde olduğunu da ıspat edersin..
Bizi AB diyen yöneticilerin politikaları ve bu uğurda verilen tavizler bu hale getirdi. Ama D8 zamanında ender bi dönem yaşandı? Ekonomik ve Dış Politikada. Bu sence farklı mı aynı mı? D8 ülkelerinin başbakanlarına bak, hepsini değiştirdiler. Satın aldılar. Neden? (Mısır hariç.)
Ayrıca,Efendimizin hayatından bişi demiştim? Düşmanın içine girerek faydalanmadı diye. Bu durumu, yani senin AB savunmanı nasıl uyarlamak lazım Efendimizin hayatına?
AB'nin bu yolda bizden istediği haddi hesabı olmayan tavizleri ne yapacağız? Yerine getirmezseniz almam diyor. Verecekmiyiz bu tavzileri.
Peki bu Ermeni Soykırımı hakkında ne düşünüyorsun? AB'ye girme şartı olarak önümüze koyarlarsa, ki Parlemento kararlarında yer alıyordu ne yapmalı Türkiye?
Fransanın çıkardığı kanunu hatırlatmama gerek yok burda.
Peki bu Avrupa Birliği Ülkelerinin PKK'ya aleni destek olmalarını ne yapacağız?
Başka üyelere AB'ye girişte sunulmayan şartlar, neden Türkiye isteyince önümüze koyuluyor?
Heybeliada Rum Ortodoks Ruhban Okulu’nun tekrar açılmasını istemektedirler. Ruhban yetiştirmek istiyorlar. Bırakalım, 100 dolara Üniversite gençliğini dinlerini ellerinden daha rahat mı alsınlar? Çok defa yaşandı. Hatta doları alınmış bi incilde ben aldım.
Kararlarda, "Kürtlerin kültürel hakları" ya da "kürt ve türk güçlerinin ortak müzakere etmeleri" gibi ırkçı ifadeler yer almaktadır. Bu direk Kürdistan fikri bağlamında değil midir? Ya da sen ne anlıyorsun bu ifadelerden?
....
Bosna Katliamı yaşanırken, Avrupa İnsan Hakları neredeydi?
selametle..
We get it, advertisements are annoying!
Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.