Lafız - Mana İlişkisi

muhammet

New member
İnsanın cesed ve ruhtan meydana gelmesi gibi, kelâm dahi lafız ve ruh manadan meydana gelir. Lafız bir sadefse, mana o sedefteki inci; lafız bir zarfsa, mana o zarftaki mektup; lafız bir elbise ise, mana o elbisedeki dilberdir.

Kelamdan asıl maksat, mananın ifade edilmesidir. Lafız buna bir hizmetkardır.[11] Edebi bir ifadede, güzel bir manaya, güzel elbise giydirilir. Ediblerin mana incilerinin sadefleri de güzeldir. Sadece lafzın, kelimelerin güzelleştirilmesine çalışmak, sıradan bir mektubu çok süslü bir zarfla göndermek veya yaşlı bir bayana gelinlik giydirmek gibidir. Belağatın büyük imamlarından A. Kahir Cür­cani'nin ifadesiyle, "lafız yerine manayı ön plana çıkarmak müzmin bir hastalıktır."[12]

Sadık Kılıç, lafzı şöyle değerlendirir: "Lafız unsur u, sadece ken­disinden sonsuz ufukları, düşünce ve itikat burçlarını seyrettiğimiz, aklı aşan bir biçimde de ötesine geçebildiğimiz bir parmaklık, bir fanus rolünü oynamaktadır."[13]

Gazali şöyle der: Lafızlardan hakikatleri arayan belki de lafızlar çok olduğunda şaşırır, manaların da çok olduğunu (yani her birinin farklı anlamlar ifade ettiğini) hayal eder. Hakikatler kendisine açılan kişi ise, manaları asıl, lafızları tabi' kılar. Zayıf kişinin hali ise onun tersidir. Çünkü hakikatleri lafızlardan ister. Cenab-ı Hakk'ın şu sözü her iki fırkaya işaret etmektedir:[14]

"Yüzüstü kapanarak giden mi daha doğru, yoksa dosdoğru bir cadde üzerinde düpedüz giden mi?"[15]

Kur'ân-ı Kerim'de en güzel manalar en güzel lafızlarla ifade edil­miştir.[16] Kur'ân-ı Kerîm'de yer alan herbir kelime, bulunduğu yere tam bir uyum arzeder. Mesela, Şeytanın vesveselerinden bahseden "Nas" suresinde sıkça tekrar edilen "s" sesi, adeta şeytanın fiskoslarını ses olarak da yansıtmaktadır. Yerden suyun çıkışını anlatan "yeş­şaqqaqu"[17] ifadesi, çatlayışın, akışın bütün fışırtısını, şakırtısını, takır­tısını duyurarak, adeta suyun çıkış tarzını göstermektedir.[18] Kafirlere haşmetli bir üslûbla hitab eden Kaf suresinin kelimeleri, cezaletli lafızlardan seçilmiştir. Cenneti anlatan ayetlerde, kelimeler cennetin letafetinden hisse almışlardır.

Kur'ân-ı Kerîm, gerçi şiir değildir. Fakat onu okuyanların açıkça gördükleri gibi, Kur'ân ayetlerinde şiirin de fevkinde bir akıcılık ve selaset vardır. Bu İlâhî beyan, manaya muhatab olamayanları lafızlarıyla cezbettiği gibi, manaya aşina olanları da engin ve zengin manalarla kendine çekme
 
ahseni lafz ..rabbim razı olsun..selam ve dua ile..
 
Nas" suresinde sıkça tekrar edilen "s" sesi, adeta şeytanın fiskoslarını ses olarak da yansıtmaktadır.

Bu yazıyı okuduktan sonra farkettimki aynen dediğiniz gibi oluyor. Allah razı olsun. Bilmediklerimi ayaklarımın altına alsaydım başım göğe ererdi sözü ne kadarda doğru bir sözmüş. Emeğinize sağlık.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks