Kur'an-ı kerim

segmen

New member
Kur'an-ı kerim tüm islam alemine bir kitab olarak gönderilmiştir

Buna rağmen içindekiler tüm müslüman cemaatlerce neden farklı izah edilmektedir


bunun hangi sebeple olduğunu sual etmek isterim ?
 
Kur'an ı Kerim tüm İslam alemine değil, tüm insanlığa Allah'ın (cc) emri olarak gönderilmiştir.

O aziz Kitab, bir kutlu Rasul aracılığı ile, tam hakkı ile anlaşılsın diye, Rasulullah'a (sav) 23 yılda, içeriği yaşatılarak inmiştir.

Bu konuda hakkı ile ilmetmiş, derdi, davası, işi, gücü Kur'an olan onlarca tefsir ve fıkıh alimi O'nun naslarını ve teferruatını bize aktarmıştır.

Ancak şeytan ve evanesi boş durmamaktadır. Zaman içinde din gibi en kuvvetli gücü kendi lehine kullanmak isteyenlerce farklı anlamlar ve manalar yüklenmeye çalışılmaktadır.

Bu taahriflere emperyalist, materyalist ve kapitalist cenahlar da destek ve kuvvet vermektedir. Zira Kur'an emirleri emperyalizm, materyalizm ve kapitalizmi nehyeder, emperyalistler, materyalistler ve kapitalistler de Kur'an emirleri ile yaşayamazlar.



 
Kur'an-ı kerim tüm insanoğluna gelmiştir
bunun verdiklerini alan müslüman olan ademoğlu
neden farklı uygulamalar yapıyor
sualim bu idi?
yani bayram başlangıç tarihleri farklı
giyim kuşamları farklı
rekat sayıları farklı
meshepleri farklı

neden müslümanlar arasında bir bütünlük ,beraberlik yok?

kitap tek
uygulama farklı
yazılan aynı değil mi?
 
Şüphesiz ki bu Kur'ân, insanları en doğru ve en sağlam yola iletir ve salih amel işleyen müminlere büyük bir ecir olduğunu müjdeler.(İsra suresi,9.ayet)
 
· Hamd, Kitab'ı kulu üzerine indiren ve onda hiçbir çarpıklık kılmayan Allah'a aittir.
· Dosdoğru (bir Kitap'tır) ki, Kendi Katından şiddetli bir azapla uyarıp-korkutmak ve salih amellerde bulunan mü'minlere müjde vermek için (onu indirdi); şüphesiz onlara güzel bir ecir vardır. (Kehf Suresi,1-2.ayet)
 
Bu meseleye şöyle bir açıklama getirilebilir:kuranı kerim bir metindir.bu metnin muhatabı tüm insanlardır.bu durumda hemen şu aklımıza gelmektedir;eğer muhatab tüm insanlar ise şüphesiz ki her insanın anlama kabiliyeti,anladığını hangi derecede anlama,dünyaya bakışları ve dünyaya ait görüşleri gibi özellikleri farklı oluyor.bu durumda muhatabın çokluğu farklı anlayışları doğurması gayet doğaldır.çünkü bu muhatab robot değil tüm özellikleri birbirlerinden farklı olan insandır.

Ayrıca şunu söylemek de yarar görüyorum:birlik ve beraberliği siz neden tek tip birşeymiş gibi algılıyorsunuz ki?Birlik beraberlik tek-tip değil farklılıkların biraraya gelmesiyle oluşması İslamın güzel bir özelliğidir.vesselam
 
Bu meseleye şöyle bir açıklama getirilebilir:kuranı kerim bir metindir.

Kur'an-ı Kerim'i sıradan bir metin gibi mülahaza etmek ve bu minval üzere yorum yapmak son derece yanlıştır.

bu metnin muhatabı tüm insanlardır.bu durumda hemen şu aklımıza gelmektedir;eğer muhatab tüm insanlar ise şüphesiz ki her insanın anlama kabiliyeti,anladığını hangi derecede anlama,dünyaya bakışları ve dünyaya ait görüşleri gibi özellikleri farklı oluyor.bu durumda muhatabın çokluğu farklı anlayışları doğurması gayet doğaldır.çünkü bu muhatab robot değil tüm özellikleri birbirlerinden farklı olan insandır.

Farklı anlayışların doğal olması normaldir ama farklı anlayışların doğru ve kabul edilebilir olması mümkün değildir.


Ayrıca şunu söylemek de yarar görüyorum:birlik ve beraberliği siz neden tek tip birşeymiş gibi algılıyorsunuz ki?Birlik beraberlik tek-tip değil farklılıkların biraraya gelmesiyle oluşması İslamın güzel bir özelliğidir.vesselam

Farklı görüşler toplumsal yapının gereğidir ancak İslam Şeriatı üzere farklı görüşler olmaz, olamaz.
 
ben metindir derken sıradan bir metin olduğunu ve sıradan bir metinmiş gibi üzerine yorum yapılabileceğini ben zaten söylemedim öyle birşey de demek istemedim.


''Farklı anlayışların doğal olması normaldir ama farklı anlayışların doğru ve kabul edilebilir olması mümkün değildir.''siz bunu derken acaba mezhepler konusunda ne düşünüyorsunuz doğrusu merak ettim!bu dediğiniz farklı görüşler doğal diyorusnuz ardından bunun kabul edilemez bir şey olduğunu söylüyorsunuz.bence burada siz kendinizle tezatlık içerisine girmiş olursunuz.çünkü doğal olan birşeyi kabul etmemek bir tutarsızlıktır.

''Farklı görüşler toplumsal yapının gereğidir ancak İslam Şeriatı üzere farklı görüşler olmaz, olamaz.''bunu söylemekle islam şeriatındaki mezhepleri inkar etmiş oluyorssunuz.ayrıca islam toplum için geldiğine göre toplumdaki farklılıklar sizce otomaktikmen islama yansımaz mı? siz dini nasıl düşünüyorsunuz?din toplumdan bağımsız olsaydı Kuranda devenin ve hurmanın yerine başka hayvan ismi ve sebzelerin ismi geçerdi ama geçmiyor çünkü araplar deveyi hurmayı biiliyordu.dolayısıyla din toplumdan bağımsız değildir.

 
Kur'an mezheblere karşımıdır peki ?
çünkü muhatabınıza bu sorunuz sanki karşıymış gibi bir anlatım doğurmuş sayın hacı bayram veli kardeşim.
Ben öyle anladım, eğer yanlış anladıysam benim bu yanlışımı düzeltin. Kafam karışmasın.
 
Değerlendirmelerimiz zannediyorum ki yüzeysel ifadelerimiz nedeni ile tam anlaşılamıyor.

Konuyu açanın sorusuna göre değerlendirme yapmak gerekiyor. Sorunun sahibi günümüzde cemaatleşen gurupların farklı fetvalarından bahsediyor. Soru bu cenahtan cevaplanmalı.

Çok güncel olması ve iki yönden de misal olması manasında veriyorum. Sigara dört mezhebe görede haram değildir. Ama bazı cemaatler buna haram fetvası vermektedir.

Şimdi; benim verdiğim cevab manasında söylüyorum, bu cemaatlarin haram yaftası toplumsal yapı gereğidir ama hak değildir, riayet edilmez, sonu İslami fitnedir.

Sizin verdiğiniz cevap manasında söylüyorum, dört farklı mezhep var ama hiç biri haram demiyor, bu dört farklı mezhep imani, temel konularda hiç mi hiç ayrı düşmüyor.

Bunu anlatmak istedim.
 
Hak mezheplerimizden hiçbirinde itikad ayrılığı olmaz, ancak amel ayrılığı olur.

Efendimiz sav. buyurduğu üzere "Ümmetimin ayrılığı [amelde] rahmettir." buyurmuştur.
Başka bir Hadisi şerif "Amelde ayrılık yaşayan, doğruyu yaparsa 2 ecir yanlış yaparsa 1 ecir alır"

Aralarındaki doğru hükmü Allah c.c. verecektir, buda Ayet'le sabittir.
 
''dört farklı mezhep var ama hiç biri haram demiyor,''mesele sigara değil ama yine de söyleyeyim.siz sigara için diyorsunuz ki dört mezhep haram demiyor sizce ebu hanife döneminde ve şafii v.d dönemlerinde sigara var mıydı?varsa dahi zararları bu kadar biliniyor muydu?varsa bu zamanda üretilen sigaralarla o zaman üretilen sigara arasında dağlar fark olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.ayrıca yeni çıkan sorunlar karşısında fetvalar veriliyor değil mi? o zaman bu fetvalar hangi mezhebin hanesine yazılıyor?örneğin Hayrettin Karaman hoca bir fetva veridğinde hanefilerin bu fetvayı dinleme zorunluluğu yok mu?yoksa kim bu zamanda haneefilik ve şafilik adına fetva verecek?Ayrıca benim ilk yaptığım yorum kesinlikle sorulan soruyla alakalı olarak verdiim.
 
Hayır kuranı kerimin mezheplere karşı olduğu filan yok.ben de öyle birşey de demedim.soruyu,muhatabın ifadelerinden yola çıkarak sordum.o karşılıklı açıklamaları okursanız mesele rahatlıkla anlaşılır.Mezheplere Karşı olana da saygı duyarım karşı olmayana gösterdiğim gibi...
 
''dört farklı mezhep var ama hiç biri haram demiyor,''mesele sigara değil ama yine de söyleyeyim.siz sigara için diyorsunuz ki dört mezhep haram demiyor sizce ebu hanife döneminde ve şafii v.d dönemlerinde sigara var mıydı?varsa dahi zararları bu kadar biliniyor muydu?varsa bu zamanda üretilen sigaralarla o zaman üretilen sigara arasında dağlar fark olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

E varmış ki fetva verilmiş, olmayan şeyin fetvası mı olur:)

Ayrıca, şunu bilin ki, helal haram Allah'ın emirleri ile olur. Bu konuda Kur'an ı Kerim de helal-haram listesi olmayacağı ama helal-haramın temel öğelerinin nas edildiği ve teferruatın yine Allah'ın (cc) emri ile Peygamberimiz (sav) tarafından hadislerle beyanı malumdur. Zaten ulema da naslar ve hadisler ışığında bu fetvaları vermiş. Şimdi "o zaman varmıydı, şu zaman varmıy dı" dersek, Allah'ın (cc) Alim,Zahir,Batın sıfatlarına O'nun (cc) evveli ve ahiri yaratmış ve bilmiş olması ilmine karşı durmuş gibi oluruz ki haşa!!. 1400 yıl önce olmayan ve şimdi olan veya bundan 2000 yıl sonra olacaklardan gafil mi kalır ki İslam şeriatı?!.



ayrıca yeni çıkan sorunlar karşısında fetvalar veriliyor değil mi? o zaman bu fetvalar hangi mezhebin hanesine yazılıyor?örneğin Hayrettin Karaman hoca bir fetva veridğinde hanefilerin bu fetvayı dinleme zorunluluğu yok mu?yoksa kim bu zamanda hanifilik ve şafilik adına fetva verecek?Ayrıca benim ilk yaptığım yorum kesinlikle sorulan soruyla alakalı olarak verdiim.

Yeni olan ve olacak her şey eski hukuklara tabidir, eski hukukta olmayan bir şey yoktur. Bunlar eski hukuklara kıyasla ilgili ilim dalları ışığında çözülür. Tabii ki bunları çözecek, fetva verecek alimin ilmi karineleri tam olmalı ve çoğunluk alimlerce teyidi lazım gelir. Mezhebi farklılıklar ille de olacak diye bir kayıtta yoktur ayrıca, esasta fark yoktur, dolayısı ile Hanifi fetvası, Şafii de fetvası yoksa Şafii'yi de bağlar. Hayrettin Karaman hocanın geçmişte olmayan, yeni durumlarla alakalı fetvalarını bilmiyorum hiç, O, eski yani var olan fetvaları zamana uydurmakla(!) meşhurdur ki zaman zaman neuzubillah dedirtiyor.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks