Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kandil Geceleri (?)

gercekislam

New member
Katılım
1 Ara 2007
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Web sitesi
www.gercekislam.net.tc
Kandil Geceleri (biri hariç) İslam Dışıdır!


365 gün 24 saat Allah için/ile yaşamasını bilemeyen günahkarlar, kendilerine birtakım bağışlanma günleri belirlemiştir ve işin ilginç yanı, bu gün veya gecelerin (biri dışında) Kuran-i dayanağı olmayışıdır. Şimdi nelermiş bunlar, kısaca değinelim!


Kandil: Sirac=mum, ışık vb. demektir.


Miraç: Yükselmek demektir. İsra=gece yürüyüşü/göndermek demektir. Miraç olayının aslı İsra Suresi 1.ayette anlatılır.


Miraç Kandili: Üzerinde en çok tartışılan bir konudur miraç gecesi. Biraz mitolojiden, biraz ilimden, biraz da bilimsellikten yeterli bir pay aldı. Efsanevi yönü Yahudiler’in uydurduğu mitolojik hikayeler ile büyük bir uyum sağlıyor. Gökten kanatlı bir atın gelerek, Hz.Muhammed’i (güya) 7 kat göğe çıkarıp, her bir katında ayrı ayrı peygamberler ile görüştükten sonra nihayet son katında Allah ile görüşüp/konuştuğu ve (haşa) namaz pazarlığı yaptığı (50 vakitten 5′e indirtme) yalanı -ki bu hikayeye bu şekliyle inanan sözde müslümanların varlığı küçümsenecek miktarda değildir. İşin aslını Kuran’a götürelim.


17/1 Bazı ayetlerimizi kendisine göstermek için kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan, çevresini kutlu kıldığı en uzak mescide (secde yerine) alıp götüren çok Yücedir. O kuşkusuz İşitendir, Görendir.

Ayete bakarak bir aktarılma olayının gerçekleştiğini anlıyoruz. Bir yerden başka bir yere. Bu aktarılmanın efsanevi bir şekilde gerçekleştiğini iddia etmemiz ve hele hele 7.katta Allah ile görüşüldüğünü savunmamız bu gerçeğe attığımız bir iftiradır -ki dünyadaki hiçbir canlının Allah’ı görebilme şansı yoktur (7/143). Tamamen emin olamadığımız kısım aktarılma hadisesinin nasıl vuku bulduğudur!


Sözün özü, miraç olayının efsanevi bir yönü yoktur. Elçi bir gece bulunduğu yerden başka bir ortama götürülmüştür, birtakım ayetlerin kendisine gösterilmesi için. Nitekim bulunduğu mekanda/durumda bunun gerçekleşme olanağı yoktu. Yada elçinin buna, birebir tanık olması isteniyordu. En doğrusunu Allah bilir!


53/16-18 Tüm bölge olağanüstü biçimde kuşatılmıştı. Göz şaşmadı, sınırı da aşmadı. Rabbinin büyük ayetlerini gördü.

İnsan uydurması “Miraç Gecesi Kutlamaları”nın Kuran-i bir dayanağı yoktur.
Beraat: Bağışlanma/Af demektir.


Beraat Kandili: Sözde müslümanlarımızın umut bağladıkları ikinci en önemli gecedir. Bu gecede ibadet ne kadar uzun tutulursa o kadar geçmiş günahların bağışlanacağı umulur! Oysa bu bir kandırmacadır. İnsanların yapması gereken ibadetler ve zamanları Kuran’da belirtilmiştir ve Allah, büyük günahlardan kaçınıldığında küçük günahların bağışlanacağını da belirtir.


4/31 Büyük yasaklardan kaçınırsanız günahlarınızı örter ve sizi onurlu bir girişle kabul ederiz.

Bu durumda extra bir ibadeti insan uydurması bir gecede uyguluyor olmak, Kuran’a göre “gösteriş” olarak nitelendirilmektedir.


4/142 İkiyüzlüler ALLAH’ı aldattıklarını zanneder. Halbuki O, onları (böylece) aldanmış bırakır. Onlar namaza kalktıklarında üşene üşene kalkar. Çünkü insanlara gösteriş yaparlar ve ALLAH’ı pek az anarlar.
107/6 Onlar ki gösteriş yaparlar.

Bazı münafıklar 364 gün boyunca her gün olmasa da “kumarını oynarlar, zamparalıklarını yaparlar vb. günahlara bulaşırlar”. Ama her ne hikmetse “insanlar tarafından belirlenmiş gün veya gecelerde” bol bol Allah’ı anarlar. Halbuki günaha bulaştıklarında Allah akıllarına gelmez. Öyle ya dayandıkları/güvendikleri gecelerde bu günahlar silinecek. Hey ki ne hey!
Sözün özü, bazı gün veya gecelerin kutsallığına inanarak, muhtelif günlerde işlenen günahların affedileceğini düşünerek Allah’a yönelmek, düpedüz O’nu aldatmak anlamına gelir ve gösteriştir. Allah’ın sonsuz merhameti hayatınız boyunca geçirdiğiniz her gün ve geceye dağılmaktadır. Müminler için geçirdikleri her gece bir beraat gecesi sayılmaktadır.


51/16 Rab’lerinin kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce güzel davranıyorlardı.

51/17 Geceleri az uyurlardı.

51/18 Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.

Mevlud: “Veled” = evlat. Yeni doğmuş/yeni doğan, doğum anlamlarına gelir.
Mevlid töreni: Osmanlı döneminde yaşamış olan Süleyman Çelebi’nin, Noel’den esinlenerek ortaya çıkardığı şirk naatlarıdır. Bu törende Hz.Muhammed’e öyle üstün/aşırı dualar edilir ki, Allah’a yapılması gereken anmalardan da ileri düzeydedir. Bu törenin amacı güya elçinin hatırlanmasıdır. Oysa Kuran ayetlerinden çok bu nat-ı şerifler okunmakta ve gizli şirke destek çıkılmaktadır. Oysa oradaki dileklere elçinin ulaşma ihtimali yoktur. Çünkü elçi görevini bitirdi ve her insan gibi dünyayı terk etti. Mevlid töreninde sarf edilen sözler ile elçiye, gizli bir ilahlık etiketi yapıştırılmaktadır.


Allah adını kullanarak para kazanmayı sağlayan imamet mesleğinden ayrı mevlidhanlık da şirkçiler için karlı bir geçim kaynağı olmuştur.


Mevlid töreninde okunan naatlardan birkaç örnek:


“Merhaba ey âl-i sultan merhaba …” = “merhaba ey yüce sultan”
“Merhaba ey padişah-ı dû cihan” = “merhaba ey kainatın sultanı”

Yorum: Kanımca, tüm kainatın ve içindekilerinin sahibi olan yüce Allah, bu düzenin sultanı olmaya pek muktedirdir (9/129, 40/65).


“Çünkü kâmus-un görüp geçti öte, Vardı irişdi ol Ulû Hazrete, Şeş cihetten ol münezzeh Zülcelal, Bi kem-u keyf âna gösterdi Cemal” = “Büyük denizi geçti ve Allah’a erişti. Altı yönden beri olan Zülcelal’e/Allah’a, ve O da, O’na yüzünü gösterdi.”

Yorum: Allah’ı görmeyi Hz. Musa ve Hz. İbrahim’de istemişti fakat, Allah’ın bu dünyada hiç bir canlıya görünmesi mümkün değildir (bkz.Kuran).


“Canım Kurban olsun senin yoluna, Adı güzel kendi güzel Muhammed, Şefaat eyle bu kemter kuluna, Adı güzel kendi güzel Muhammed (kaside)”

Yorum: Bizler Allah’a kul olmalı ve yine Allah’tan şefaat dilemeliyiz, O’nun yarattığı kullardan değil! (bknz. 39/66,39/43)


Sonuç itibarı ile “Mevlid töreni” dediğimiz şirk naatlarını “bir ücret karşılığında” bağıra bağıra halka aktarmaktansa, Kuran’ın önce Arapçası ve sonra da anadildeki çevirisi okunsa, Kuran’daki dua ayetleri de buna eklense güzel olmaz mı?


Mevlid Kandili: Kaynağı Noel’e dayanıyor. Noel bildiğimiz gibi, (Aralık ayının son haftası) Hz.İsa’nın doğum günü olarak kabul edilmektedir ve Hristiyanlarca kutlanmaktadır. Biz de de (Recep Ayının son haftası) durum farklı değildir. Zaten her yönümüzle Yahudi ve Hristiyanlara benzemek zorunda hissetiğimiz için kendimizi, bu benzerlik de şaşırtmamalı bizi!
Bu gecede resul, bolca anılmalı (diğer elçilerden ayrı/üstün tutularak (4/152)) ve sabaha dek O’ndan şefaat dilenmelidir. Oysa/eğer Allah’ın seçtiği şefaatçılardan biri değilse elçi, bunca dindar (!) sözde müslümanın anmaları da boşa gidecektir. Her kandil gecelerinde adet üzere, Kuran ayetleri yerine mevlidler-ilahiler okunur. Şimdi burada biri çıkıp diyecek ki, “ayetler de okunmuyor mu?”. Ben, Allah’a ait olan mescidlerde sadece Allah’a yalvarılsın/yönelinsin (72/18) isterdim ama olmuyor işte!


Sözün özü, Mevlid kandilinin Kuran-i bir dayanağı yoktur. Elçiyi her an hatırlamamız gerekmektedir. Sadece özel gün ve gecelerde değil! (24/47)
Regaib= Rağbetle istenen şeyler, hediyeler vs.


Regaib Gecesi: Bu gecede çokca ibadet edilirse, Allah’ın daha fazla/bereketle ürün/mal vb. vereceğine inanılır. Bu da, Yahudilerin fısıh günü ve hristiyanların “gökten ekmek yağması” hikayesinden esinlenilerek belirlenmiştir diyebiliriz.
İnsanlar tarafından uydurulan bu geceyle ilgili bir bilgiye Kuran’da rastlanılmamaktadır.


Kadir: Güç, kudret, ölçü


Kadir Gecesi: Kuran’da adı geçen bir gecedir ve dahası bu ismi taşıyan bir sure de bulunmaktadır. Bu geceyi diğer gecelerden ayıran özellikler vardır. Melekler her bir (+) dilek için bu gecede inerler. Allah zaten sizin dualarınızı an be an işitmektedir. Bu gece de işitiyor, fakat bu gece aynı zamanda bir esenliktir. Sabaha kadar sürecek olan bir esenlik. Bu günde işlenen bir günah - bin günaha denk olsa gerektir. (En doğrusunu Allah bilir)


Kadr= kader, güç, ölçü … anlamlarında kullanılır. Leylet-ul Kadr = Kadir Gecesi; kainatın dengesinin, Allah’ın elçileri ile sağlandığı güç gecesi de olabilir, kişiye bahşedilen ölçü kavramı da olabilir.


(1) Biz onu indirdik kadir gecesi.

Burada “indirilen” nedir? Genelde “Kuran” olduğu varsayılır. Ancak ayette Kuran demiyor. “Onu” indirdik diyor. Bu, herşey olabilir.


(2) Bilir misin nedir kadir gecesi?
(3) Bin aydan daha da hayırlıdır o Kadir gecesi.


Eğer kadir gecesi = “ölçü gecesi” ise, yukarıda da değindiğim gibi melekler dengeyi sağlamak için yeryüzüne geliyorlar olabilir. Eğer “güç gecesi” ise yine buna yakın bir anlam çıkıyor ortaya.


(4) O gece melekler ve Rûh/bilgi, takdîr edilen her iş için, Rablerinin izniyle inerler.

Yani Rabbin Ruhu/bilgisi/komutları yerine ulaşır. Hani diyor ya ayette;


14/39 “İhtiyarlık çağımda bana İsmail’i ve İshak’ı bahşeden ALLAH’a övgüler olsun. Rabbim, dualarımı işitir.

Bu ayet ile buraya kadar anlatmış olduğum Kadir Gecesi bilgileri ile bir bağıntı kurmak gerekirse, ileri sürdüğüm her iki tezin de bir gerçeklik payı olduğu görülüyor. Yani “duam neden kabul olmuyor” diye karamsarlığa kapılmayın! Kimbilir belki de daha ölçü gecenize ermemişsinizdir.


(5) Esenliktir, o gece, gün ışığıncaya dek sürer.

Geleneksel İslamcılar bu gecenin de faziletini gidermiş ve kendi dinlerine (sünnilik=yahudi+hristiyan sentezi) uyarlamışlardır. Bu putperestler, güya elçiye ait olduğu iddia edilen sakalı-tesbihi-takunyayı vb. cemaate öptürtmektedir. Onca yaşlı ve aciz insanı yüzlerce rekat namaz kılmaya teşvik etmektedirler. Anlamlarını bilmedikleri halde tekrar ettikleri o rekatların, kendilerini cehennemden kurtaracağına inanırlar.


Oysa ayetlere baktığımızda bu gecenin faziletini kendi başımıza değerlendirmemiz gerektiği ortaya çıkar. Yani bu geceye erişen her mümin, 97.surenin ehemmiyetini daha iyi kavrayabilmelidir. İkiyüzlü olmamak kaydıyle, bu gecede daha fazla istekte bulunabilirsiniz Allah’tan!


Sonuç:

Dinde tekelleşerek otorite kurmaya çalışan mezhepliler, çok olan günahlarını affettirmek için özel gün ve gecelere güvenirler. Oysa Allah ikiyüzlüleri Cehennem’de toplayacaktır (4/140). Daha önce de belirttiğim gibi, Allah’ı anarak geçirdiğiniz her gün/gece zaten kutsaldır/değerlidir. İnsan uydurması extra gecelere sığınmak ve bu gecelerde gösteriş ibadeti yapmak, Allah’ın belirlediği gün veya gecelere saygısızlık yapmak anlamına gelmektedir. Fazladan ibadet yapılacaksa bu, kişinin kendisinin bileceği bir iştir. Diğer acemi müslümanları kendi (mezhep) saflarına katmak istemeleri ise zulümdür.
Aynı “türban, gül ve fes”i simgeleştiren mezhepçiler, kendilerine Kuran-i bir dayanağı olmayan özel gün veya geceler belirlemektedirler. Müminler bunların örgütlenmelerinin/bölücülüklerinin kurbanı olmamalıdırlar!


… “Bize ALLAH yeter; o ne güzel vekildir.” 3/173
 
Üst Alt