Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kabul Edilen Dualar

muhammedcan

New member
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Yaş
54
Konum
Hollanda
Sual: Peygamber efendimizin, eshab-ı kiramdan Ebu Ümâme hazretlerine, dertten ve borçtan kurtulması için öğrettiği dua nasıldır?
CEVAP
Eshab-ı kiramdan, Ebu Said Hudri hazretleri anlatıyor:

Resulullah efendimiz, bir gün mescide girdi ve Ensar’dan Ebu Ümâme’ye rastladı ve kendisine, (Yâ Ebâ Ümâme! Ne diye, namaz vaktinin dışında seni mescitte oturur halde görüyorum?) diye sordu. Ebu Ümâme, (Beni saran dertler ve borçlar yüzünden yâ Resulallah) dedi. Resulullah, (Sana bir dua öğreteyim, bunu okuduğun zaman, Allah derdine devâ verir, borcunu ödettirir. Sabah ve akşam bu duayı oku) buyurdu.

Dua şöyledir:
(Allahümme innî eûzü bike minel-hemmi vel-hazen ve eûzü bike minel-aczi vel-kesel ve eûzü bike minel-cübni vel-buhl ve eûzü bike men galebetid-deyni ve kahrir-ricâl.)

[Yâ Rabbi, kederden, dertten, âcizlikten, tembellikten, korkudan, cimrilikten, borcumu ödeyememekten ve insanların kahrından sana sığınırım!]

Ebu Ümâme hazretleri buyurdu ki:
(Bunu okudum, Allahü teâlâ, derdimi giderdi, borcumu da ödetti.) [Ebu Davud]





Hazreti Ali'den Radıyallahu Anh rivayet edildiğine göre, bir, mükâteb (borçlu köle) kendisine gelip şöyle dedi: “Ben âzâd olma karşılığı olarak ödeyeceğim borcumdan acziyete düştüm, bana yardım et.” Hazreti Ali:

“Rasûlullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana öğretmiş olduğu bir takım sözleri öğreteyim mi? Senin üzerinde dağ kadar borç olsa dahi, Allah onu sana ödetir. Şöyle söyle:



(Allâhümmekfinî bihalâlike an harâmike ve ağninî bifadlike ammen sivâke.)

“Haramına karşı beni helâlin ile yetindir, Allah'ım! Senden başkasından da fazlınla beni müstağni kıl (senden başkasına beni muhtaç etme.)”
 

muhammedcan

New member
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Yaş
54
Konum
Hollanda
Bir de dua edenin bilmesi gerekenleri okuyalim


1- Mazlumun (Zulme Uğrayıp Ezilenin) Duası


Ebû Hureyre Radıyallâhu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem anlatıyor:

"(Allah'ın kabul ettiği) üç müstecab dua vardır. Bunların icâbete mazhariyetleri hususunda hiç bir şüphe yoktur. Mazlumun duası, misâfirin duası, babanın evladına duası." [1]

* * *

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

"Ey Muâz, mazlûmun (fenâ) duâsından hazer et (sakın)! Zira mazlum ile Allah arasında (duanın kabulüne) hiç bir hâil (engel) yoktur." [2]

* * *

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

"Mazlumun duası facir de olsa makbuldür. Zira onun fücûru kendi nefsine aittir." [3]


2- Adâletli Hükümdarın Duası


Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: Üç sınıf kimsenin duaları geri çevrilmez: Oruçlunun iftar zamanında ettiği dua, adaletli hükümdarın duası, mazlumun duası." [4]

3- Müslüman Kardeşinin Gıyabında Dua Edenin Duası


Abdullah İbnu Amr İbni'l-As Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:

"İcâbete mazhar olmada gâib kimsenin gâib kimse hakkında yaptığı duadan daha süratli olanı yoktur." [5]

* * *

Ebû Derdâ Radıyallahu Anh , Rasûlullah’dan Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle işittiğini bildirmiştir:

“Herhangi müslüman bir kul ki, müslüman kardeşi için, onun bulunmadığı sırada (gıyabında) dua ederse bir melek onun için şöyle der : ‘Sana da aynısı olsun’.” [6]


4- Anne ve Babanın Evlatlarına Ettiği Duaları


Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuşlardır:

"Dört sınıf kimselerin duaları kabul olunur: Adil sultanın duası, din kardeşinin gıyabında edilen dua, mazlumun duası ve bir kimsenin evladına ettiği dua." [7]

Ümmü Hâkim Bintü Veddâ' el-Huzâ'iyye Radıyallahu Anhâ anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdular: "Babanın duası perdeyi deler (kabul makamına ulaşır)." [8]


5- Hastaların Duaları


Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Bir hastanın yanına girdiğin zaman sana dua etmesini ondan iste. Zira hastaların duası meleklerin duası gibidir." [9]

* * *

Bir hadisi şeriflerinde Peygember Efendimiz:

"Hastaları ziyarete gidiniz. Ve onların size dua etmelerini isteyiniz. Çünkü hastanın duası kabul, günahı da afvolunmuştur" buyurmuşlardır. [10]


6- Misafirin ve Yolcunun Duası


Ebû Hureyre Radıyallahu Anh rivayet ediyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:

"(Allah'ın kabul ettiği) üç müstecab dua vardır. Bunların icâbete mazhariyetleri hususunda hiç bir şekk yoktur. Mazlumun duası, misâfirin duası, babanın evladına duası." [11]

Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuşlardır:

"Üç sınıf insan vardır ki, bunların dualarını reddetmemek, Cenab-ı Allah'ın fazl ve keremindendir. İftar edinceye kadar oruçlunun duasını, zulümden kurtuluncaya kadar mazlumun duasını ve memleketine dönünceye kadar yolcunun duasını." [12]


7- Dönünceye Kadar Hacıların Duaları


Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuşlardır:

"Hacda ve umrede bulunanlar Cenab-ı Allah'ın elçileridir. Dua ederlerse Allah dualarını kabul eder. İstiğfar ederlerse günahlarını afveder." [13]

* * *

İbn Ömer’den Radıyallahu Anh rivayet olunduğuna göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Allah yolunda savaşan, Hacca ve Umreye giden kimseler Allah'ın elçileridirler.

Allah kendilerini (göreve) çağırdı, onlar da O'nun davetine katıldılar. Bunlar Allah'tan istekte bulundular. Allah da kendilerine dilediklerini verdi." [14]


8- Ehl-i Kur’an’ın Duaları


Bir hadisi şerifinde Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

"Kur’an-ı Kerim hıfzında olan kimsenin kabul edilecek bir duası vardır. Onu eder ve kabul olunur." [15]

* * *

Ebu Saidi'l-Hudrî Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Kur'an ehli (yani onu okuyan, onunla amel eden) cennete girdiği vakit, kendisine: "Oku ve yüksel!" denilir. O da okur ve yükselir. Her ayet için bir derece verilir. Böylece o bildiği ayetleri sonuna kadar okur (ve her biri için bir derece alır)." [16]


9- Allah'ı Zikredenlerin Duaları


İmam Suyûti'nin eseri olan Sehamu'l Esabe isimli kitapta belirtildiğine göre Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

"Üç sınıf insanın dualarını Allahu Teala reddetmez: Cenab-ı Allah'ı çok zikredenlerin duası, mazlumun duası, adaletli hükümdarın duası." [17]

* * *

Enes Radıyallahu Anh' den yapılan rivayete göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Üç kimse dua etmek üzere bir araya geldiklerinde Allah o kimselerin ellerini boş çevirmez." [18]

Habib b. Mesleme el Führi'den rivayete göre, Rasûlullah'ın şöyle söylediğini işittim diyor:

"Hiç bir kavim (toplum) bir araya gelmemiş olsunlar ki, bir kısmı dua eder ve bir kısmı da buna amin derse, Allah Celle Celaluhû , dualarına icabet eder." [19]


10- Oruçlunun Duası


Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde:

Oruçku kimsenin uykusu ibadettir, sükût etmesi tesbihtir. İşlediği ameli iki kat sevaplıdır. Duası makbuldür ve günahı afvolunmuştur" buyurmuşlardır. [20]

* * *

Abdullah İbnu'z-Zübeyr Radıyallahu Anhüma anlatıyor: "Rasûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm Sa'd İbnu Muâz'ın yanında iftar açmıştı. Şöyle buyurdular:

(Eftara indekümüs sâimûne ve ekele taâmekümül ebrâru ve sallet aleykümül melâiketü.)

"Yanınızda oruçlular iftar etti. Yemeklerinizden ebrâr olanlar yedi, size de melaikeler rahmet duasında bulundular." [21]

* * *

Bir hadisi şerifte Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

Üç sınıf kimsenin duası reddolunmaz: Oruçlu kimsenin iftar vaktinde ettiği dua , adaletli hükümdarın duası, mazlumun duası." [22]

* * *

Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde de şöyle buyurmuşlardır:

"Oruçlu kimsenin iftar vakti kabul olunmuş bir duası vardır." [23]

* * *

Ebû Hureyre’den Radıyallahu Anh rivayete göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Üç kimise vardır ki, bunların dualarını geri çevirmemeyi Allah Celle Celâlühû üzerine almıştır: İftar edinceye kadar oruçlunun, zafer elde edinceye kadar mazlumun, geri dönünceye kadar yolcunun duaları." [24]


11- Mücahidin Duası


İbni Abbas’tan Radıyallâhu Anh'ten:

Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Beş dua var ki, onlar kabul edilir:

a-Mazlumun duası, kurtuluncaya kadar duası kabul edilir.

b-Hacca giden kimsenin duası, oradan dönünceye kadar kabul edilir.

c-Mücahidin duası, cihad sona erip dönünceye kadar duası kabul edilir.

d-Sağlığına kavuşuncaya kadar hastanın duası kabul edilir.

e-Gıyabında kardeşi için dua eden kimsenin duası kabul edilir.

Daha sonra Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Bu dualar içerisinde hemen kabul edilecek olanı, kardeşin kardeşi için gıyabında dua etmesidir." [25]


12- Baba ve Annesine Dua Eden Kimsenin Duası


Sevban’dan Radıyallahu Anh rivayete göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Dört kimse vardır ki, bunların duaları geri çevrilmez:

Adaletli devlet başkanının, (müslüman) kardeşinin gıyabında ona dua eden kimsenin, mazlumun duası ve baba (ve annesine) dua eden kimsenin." [26]


13- İhrama Giren Kimsenin Duası


Abdullah bin Abbas Radıyallahu Anh rivayet ediyor. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Sizden biriniz ihrama girdiğinde, yaptığı duası için "Amin" desin. Bu kimse; "Allâhümmağfirlî" (Allah'ım beni bağışla) dediği zaman, hemen peşinden "Amin" desin. Herhangi bir hayvana ve insana lanette bulunmasın. Çünkü duası icabet olunan dualardandır. Kim de yaptığı duasında tüm inanmış erkekleri ve inanmış kadınları dahil ederse, kendisine icabet olunur (duası kabul edilir)". [27]

14- Belâya Uğramış ve Sıkıntıda Olan Müslümanın Duası


Ebû Derdâ'nın anlattığına göre Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem demiştir ki:

"Belaya uğramış mü'minin duasını ganimet (fırsat) bil." [28]

* * *

Selman'dan merfû olarak rivayet olunduğuna göre Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

"Gerçekten belaya uğrayan kimsenin duasına icabet olunur." [29]

* * *

Merfû olarak Ebû Hureyre’den Radıyallâhu Anh rivayet olunduğuna göre Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur :

"Sıkıntıda (başı darda) olan kimsenin duasından sakının." [30]

* * *

Ebû Hureyre’den Radıyallâhu Anh yapılan rivayete göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Kim sıkıntı ve şiddet anlarında duasının kabul edilmesini isterse, bolluk ve refah zamanlarında çok çok duada bulunsun". [31]

* * *

Abdullah İbn Ömer’den Radıyallahu Anh yapılan rivayete göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Kim duasının kabul olunmasını ister ve sıkıntılarının kaldırılmasını arzularsa, o kimse derhal sıkıntıda olan bir kimseyi kurtarsın (ona yardım etsin)". [32]


15- Kur’an ve Sünnet’e Bağlı Yaşlı Müslümanın Duası


Hz. Enes Radıyallâhu Anh , Rasûlullah’dan Sallallahu Aleyhi ve Sellem rivayet etmiştir. Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Gerçekten Allah Celle Celâluhû , yaşlı müslüman; doğru ve sünnete bağlı olması halinde, kendisinden bir istekte bulunursa, onun isteğini vermemezlikten haya eder." [33]


DUALARIN MAKBUL OLDUĞU YERLER


Müslüman kimse Allah'ı anmaktan hiçbir zaman gafil olmamalı ve bulunduğu her mekanda O'nu zikretmeye çalışmalı, O'na dua etmelidir.

Bununla beraber alimler, kitaplarında bazı mekanlarda yapılan duaların daha makbul olduğunu bildiren hadisi şerifleri zikretmişlerdir. Çeşitli rivayetlerle bize ulaşan ve duaların daha fazla kabul olunduğu belirtilen mekanlardan bazıları şunlardır:

1- Beytullah'ta Yapılan Dualar

Müslim'de kaydedilen bir rivayette, İbnu Abbâs Radıyallahu Anhümâ şunu söyler: "Sizler Kâbe'yi tavafla emrolundunuz, içine girmekle değil." Ve der ki: "Üsâme Radıyallahu Anh bana, Rasûlullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem , Beytullah'a girdiği zaman her tarafında dua ettiğini, dışarı çıkıncaya kadar namaz kılmadığını, çıkınca Beytullah'ın önünde (kapısına yakın yerde) iki rek'at kılıp: ‘Bu (Beyt), kıbledir’ dediğini haber verdi."

Buhârî'nin bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kâbe'ye girdi. İçeride altı direk vardı. Her bir direğin yanında bir miktar durdu, dua etti, ama namaz kılmadı." [34]

* * *

Abdurrahman İbnu Safvan Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah’ı Aleyhissalâtu Vesselâm , ashabı ile birlikte Kâbe'den çıkarken gördüm. Beytullah'ı, kapısından Hatim'e kadar istilâm ettiler ve Beytullah'ın üzerine yanaklarını koydular. Bu sırada Rasûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm ortalarında idi." [35]


2- Safa Tepesinde Yapılan Dualar


Ebu Hureyre Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm ilerledi, Mekke'ye girdi. (Doğru Beytullah'a giderek) Haceru'l Esved'e geldi, (ilk iş) onu istilâm buyurdu. Sonra Beytullah'ı (yedi şavtta) tavaf etti. (Tavaf tamamlanınca) Safâ tepesine geldi, oradan Beytullah'a baktı. Ellerini kaldırıp Allah'ı (tekbir, tehlil, tahmid ve tevhitle zikretmeye başladı. Allah'ın zikretmesini dilediğince zikretti, dua etti. Bu sırada Ensâr Radıyallahu Anhüm da onun aşağısında (aynı şekilde zikir ve duada bulunuyordu)." [36]

* * *

Abdullah İbnu Sâib anlatıyor: "Safâ ile Merve arasındaki tavaf sırasında Rasûlullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dua ettiğini işittim:

"Rabbimiz bize dünyada hayır ver, ahirette de hayır ver ve bizi ateş azabından koru." [37]


3- Arafat'ta Yapılan Dualar


Hz. Üsâme Radıyallahu Anh anlatıyor: "Arafat'da ben, Rasûlullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem devesinin terkisinde idim. Bir ara dua için ellerini kaldırmıştı. (O esnada) deve, Rasûlullah’ı Sallallahu Aleyhi ve Sellem eğdi. Derken yuları düştü. Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem yuları elinin biriyle tutup, diğer elini kaldırarak duasına devam etti." [38]


4- Kimsenin Olmadığı Yerlerde Yapılan Dualar


Rabiâ b. Vakkas'tan rivayete göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Üç yerde kulun duası geri çevrilmez:

Bir sahrada tek başına bulunup, Allah'tan başka kendisini kimsenin göremediği kişinin duası, yanında bir cemaat olarak bulunan arkadaşları kendisinden kaçtığı halde, sebat edip duran kimsenin yaptığı duâ. Bir de gecenin sonunda kalkıp ibadet ve niyazla uğraşan kimsenin duası." [39]


5- Fetih Mescidi'nde Yapılan Dualar


Câbir bin Abdullah'tan rivayete göre demiştir ki: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu mescidde dua etti. Fetih Mescidi’nde Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri dua ederdi. Onun duasına Çarşamba günü iki namaz arasında icabet olunurdu."

Câbir diyor ki: Benim çok önemli ve ağır bir işim, durumum olunca hemen ben o saate (vakte) döner onu araştırır, o vakit içerisinde çarşamba günü o saate denk getirerek iki namaz arasında (öğle ile ikindi namazı arasında) Allah'a dua ederdim. Mutlaka o duanın kabul olunduğunu görürdüm." [40]

6- Mültezem'de Yapılan Dualar


Abdullah bin Abbas’dan Radıyallahu Anh rivayet olunduğuna göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

"Rükn ile Makam arası Mültezem'dir. Herhangi bir salgına (ya da musibete) duçar olan bir kimse burada dua etmesi halinde derhal iyileşir." [41]

İbn Abbas’tan Radıyallahu Anh rivayet olunduğuna göre demiştir ki: "Mültezem denilen yer Rükn ile kapı arasında yer alır. Herhangi bir kimse orada Allah'tan bir şey istememiş olsun ki, mutlaka isteği verilir." [42]

Abdullah İbnu's-Sâib'in anlattığına göre, (yaşlanıp gözlerini kaybettiği vakit) İbnu Abbâs’a Radıyallahu anhümâ (tavaf sırasında) refakat edip, Haceru'l-Esved'i takip eden (Haceru'l-Esved ile) kapı arasındaki kısımda (mültezem) durdurmuş bu sırada İbnu Abbâs Radıyallahu Anhümâ kendisine: "Bana söylendiğine göre, Rasûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm işte burada namaz kılarmış" demiştir. Abdullah İbnu Sâib de "evet" demiş, bunun üzerine İbnu Abbâs, kalkıp orada namaz kılmıştır." [43]


--------------------------------------------------------------------------------

[1] Tirmizî, Birr 7, (1906); Cennet 2, (2528), Daavât 139, (3592); Ebû Dâvud, Salât 364, (1536); İbnu Mâce, Dua 11, (3862).;
[2] Buhari, 743.
[3] İmam Ahmed bin Hanbel, Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.
[4] Tirmizî, Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.
[5] Tirmizî, Birr 50, (1981), Ebû Dâvud, Salât 364, (1535); Müslim, Zikr 88, (2733); Buhârî, Mezâlim 9.
[6] Hadisi Müslim rivayet etmiştir.
[7] Ebu Nuaym, Sevban Radıyallâhu Anh'den rivayet etmiştir.
[8] Kütübü Sitte Hadisleri, 1171. (3863) (7158)
[9] İbn Mâce, İbn Ömer'den rivayet etmiştir.
[10] Taberani ve Beyhaki, Enes’den Radıyallâhu Anh rivayet etmişlerdir.
[11] Tirmizî, Birr 7, (1906); Cennet 2, (2528), Daavât 139, (3592); Ebû Dâvud, Salât 364, (1536); İbnu Mâce, Dua 11, (3862).
[12] İmam-ı Bezzar, Ebu Hureyre'den Radıyallâhu Anh rivayet etmiştir.
[13] İbn Mace, Ebu Hureyre Radıyallâhu Anh'den rivayet edilmiştir.
[14] İbn Mâce rivayet etmiştir. Câbir Radıyallahu Anh yoluyla aynı şekilde benzer hadîs rivayet olunmuştur. Bunu da Bezzâr rivayet etmiştir.
[15] Beyhaki, Şuab adlı eserinde, Ebu Ümame'den rivayet etmiştir.
[16] Kütübü Sitte Hadisleri, 1137. (3780) (7124)
[17] Beyhaki, Ebu Hureyre Radıyallâhu Anh'den rivayet etmiştir.
[18] Ebû Nuaym Hilye adlı eserinde rivayet etmiştir.
[19] Hakim tahric etmiştir.
[20] Taberani, Abdullah'tan Radıyallâhu Anh rivayet etmiştir.
[21] Kütübü Sitte Hadisleri, 552. (1747) (6539)
[22] Tirmizi, Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.
[23] Nesei, Hz Ömer’den Radıyallâhu Anh rivayet etmiştir. Kütübü Sitte Hadisleri, 554. (1753) (6541)
[24] Bezzâr rivayet etmiştir.
[25] Hadisi Beyhakî rivayet etmiştir.
[26] Ebû Nuaym Hilye adlı eserinde rivayet etmiştir.
[27] Deylemi rivayet etmiştir.
[28] Said b. Mansûr Süneninde rivayet etmiştir.
[29] Deylemi rivayet etmiştir.
[30] Deylemi rivayet etmiştir.
[31] Tirmizî ve Hakim rivayet etmişlerdir.
[32] Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir.
[33] Taberanî "Evsat" adlı eserinde sakıncasız bir senedle rivayet etmiştir.
[34] Kütübü Sitte Hadisleri, 1378
[35] Ebu Dâvud, Menâsik 55, (1898).
[36] Ebu Dâvud, Menâsik 46 (1872). [Muvatta, Hacc 42, (5, 374); Tirmizî, Hacc 38, (862); Nesâî, Hacc, 163 (5/235), 168 (5/237). Bu mânâda Müslim'de de gelmiştir: Hacc 147, (1218). Keza İbnu Mâce, Menâsik 84, (3074).]
[37] Ebu Dâvud, Menâsik 52, (1892).
[38] Nesâî, Hacc 202, (5, 254).
[39] Ebû Nuaym Ahbarussahabe adlı eserinde zikretmiştir.
[40] Buharî bu hadisi Edeb'ul-Müfred adlı kilabında, Ahmed b. Hanbel ise Müsned adlı eserinde sahih bir senedle rivayet etmiştir. Bezzâr da rivayet etmiştir. Ayrıca bunu Semhudi de Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inden Hulasa adlı eserine nakletmiş ve hadis ravîlerinin güvenilir olduğunu belirtmiştir. Hepsi de Hz. Câbir Radıyallahu Anh'den rivayet etmişlerdir.
[41] Taberanî rivayet etmiştir.
[42] Said b. Mansûr ve Beyhakî rivayet etmişlerdir. Bkz Muvatta, Hacc 81, (1, 424).
[43] Ebu Dâvud, Menâsik 55; Nesâî, Hacc 133, (5, 221).
 

muhammedcan

New member
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Yaş
54
Konum
Hollanda
BIRDE DUA ETTIM DUAM KABUL OLMADI DIYENLER LUTFEN BUNLARI IYI OKUSUN!



Yaptığımız duaların Allah katında geçerli ve dolayısıyla kabul olabilmesi için dikkat etmemiz gereken bir takım şartlar vardır. Dua eden kişi bu şartları yerine getirmezse, duasının kabul olunmayacağı bildirilmiştir. Bu şartlar şunlardır:


1 - Yediklerimizin Helâl Olması


Rasûlullah’dan Sallallahu Aleyhi ve Sellem bildirildiğine göre şöyle buyurmuştur:

"Ey İnsanlar! Muhakkak Allah Celle Celâluhû , temizdir, ancak temizi (helali) kabul eder ve aslında Allah, peygamberlerine emrettiği şeyleri mü'minlere de emretmiştir. Nitekim Allah Celle Celâluhû şöyle buyuruyor:

“Ey peygamberler! Temiz ve helal olan şeylerden yeyin; güzel işler yapın. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı hakkıyla bilmekteyim.” [1]

Yine şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz (helal) olanlarından yeyin ve Allah'a şükredin, eğer ancak O'na tapıyorsanız.” [2]

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem devamla şöyle anlattı: "Adam uzunca bir sefere (yolculuğa) çıkar yorulur, saçı başı dağınık, ayakları tozlanmış olduğu halde iki elini semaya uzatarak "Ya Rabbi! Ya Rabbi! Rabbim! Rabbim!" (der durur). Halbuki yediği haram, içtiği haram, bütünüyle haram ile gıdalanmıştır. Acaba bunun duası nasıl kabul edilir ki?" [3]


2 - Bir Günahı İşlemek ya da Akraba ile İlgiyi Kesmek Şeklinde Dua Etmemek


Ubâde İbni Sâmit Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Yeryüzünde, mâsiyet veya sıla-i rahmi koparıcı olmamak kaydıyla Allah'tan bir talepte bulunan bir müslüman yoktur ki Allah ona dilediğini vermek veya ondan onun mislince bir günahı affetmek suretiyle icabet etmesin." [4]

* * *

Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Herhangi bir müslüman ki içinde bir kötülüğü işlemek hususunda olmamak ve yakınlarıyla ilgiyi kesmemek üzere, şayet Allah’a Celle Celâluhû dua ederse, Allah Celle Celâluhû kendisine şu üç hasletten birini ihsan eder:

1- Ya o kulunun duasını hemen kabul buyurur,

2- Ya da onu, o kimse için ahiret azığı kılar (ahirete bırakır),

3- Veya onu, benzeri bir kötülükten korur.

Bunun üzerine sahabeler dediler ki, o halde çokça dua edelim. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu: “Allah Celle Celâluhû da, daha fazlasını verir." [5]

* * *

Hz. Câbir Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Nefislerinizin aleyhine dua etmeyin, çocuklarınızın aleyhine de dua etmeyin, hizmetçilerinizin aleyhine de dua etmeyin. Mallarınızın aleyhine de dua etmeyin. Ola ki, Allah'ın duaları kabul ettiği saate rast gelir de, istediğiniz kabul ediliverir." [6]


3-İhlâslı ve Samimi Olarak Dua Etmek


Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“Allah'a ihlâslı ve dini yalnız O'na has kılarak dua edin.” [7]


4- Duanın Kabulü İçin Aceleci Davranmamak. İsteğinde ve Duasında Israrlı Olmak, Hemen Duadan Vazgeçmemek


Ebû Hureyre Radıyallâhu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyudular ki: "Acele etmediği müddetçe herbirinizin duasına icâbet olunur. Ancak şöyle diyerek acele eden var: "Ben Rabbime dua ettim de duamı kabul etmedi."

Müslim'in diğer bir rivâyeti şöyledir: "Kul, günah talep etmedikçe veya sıla-i rahmin kopmasını istemedikçe duası icâbet görmeye (kabul edilmeye) devam eder."

Tirmizî'nin bir diğer rivâyetinde şöyledir: "Allah'a dua eden herkese Allah icâbet eder. Bu icâbet, ya dünyada peşin olur, ya da ahirete saklanır, yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek sûretiyle olur. Yeter ki günah talep etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun, ya da acele etmemiş olsun."

* * *

Ebû Hureyre yoluyla Müslim'den gelen rivayette Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

"Kul, bir günah için ya da akraba ile münasebeti kesmek için dua etmediği müddetçe ve acele etmediği sürece duası kabul olunmaya devam olunur. Hz. Peygamber’e: "Duada nasıl acele olunur ki, diye soruldu?" Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Kişi; dua ettim, dua ettim de duamın kabul olunduğunu göremedim, der. Bunun üzerine usanıp dua etmekten vazgeçer." [8]



DUÂ ETMENİN ÂDÂBI



Dua etmek bir anlamda alemlerin Rabbi olan Allah Celle Celâluhû ile irtibata geçmek ve O'nunla konuşmaktır. Dolayısıyla dua eden bir kimse son derece edepli olmalı ve duasının daha fazla kabule layık olması için bir takım noktalara dikkat etmelidir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:


1- Duaya Başlarken Allah'a Hamd'ü Senâda Bulunmalı, Bununla Duaya Başlamalı


Peygamber Efendimiz: "Hamd ile başlamayan her iş aksaktır, eksiktir" [9] buyurmuşlardır.

Fudâle İbnu Ubeyd Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem dua eden bir adamın, dua sırasında Hz. Peygamber’e Sallallahu Aleyhi ve Sellem salat ve selam okumadığını görmüştü. Hemen:

"Bu kimse acele etti" buyurdu. Sonra adamı çağırıp:

"Biriniz dua ederken, Allahu Teâlâ'ya hamd-u senâ ederek başlasın, sonra Peygamber’ine Sallallahu Aleyhi ve Sellem salât okusun, sonra da dilediğini istesin" buyurdu." [10]


2- Rasûlullah’a Sallallahu Aleyhi ve Sellem Salât-ü Selâm Getirmeli


Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Bana ve benim ehli beytime salatü selam getirmedikçe dua, Cenab-ı Hakk’a perdelidir." [11]

Hz. İbnu Mes'ud Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem , Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer Radıyallahu Anhümâ beraber otururlarken ben namaz kılıyordum. (Namazı bitirip) oturunca, Allah'a sena ile zikretmeye başladım ve arkasından Rasûlullah’a Sallallahu Aleyhi ve Sellem salât okuyarak devam ettim. Sonra kendim için duada bulundum. (Bu tarzımı beğenmiş olacak ki) Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ;

"İste! İstediğin veriliyor. İste! İstediğin veriliyor'' dedi." [12]


3- Dua Ederken Kişi Allah'ın Huzurunda Kırık Kalbli Olduğunu Göstermeli,
Korku ve Ümit Arasında Bulunmalı


Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, korkarak ve rahmetini umarak dua edin. Muhakkak ki Allah'ın rahmeti, iyilik edenlere yakındır.” [13]


4- Allah'ın Kitap ve Sünnette Varid Olan İsim ve Sıfatlarıyla
O'na Yalvarıp Yakarmalı, Bunlarla İstemeli


Rabbimiz Araf suresi 180. ayette şöyle buyuruyor:

"Oysa en güzel isimler Allah'ındır. Bundan dolayı Allah'a onlarla dua edin." [14]

* * *

Hz. Aişe Radıyallahu Anhâ anlatıyor: “Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle yalvardılar:



(Allâhümme innîy es’elüke bismiket tâhirit tayyibil mübârakil ehabbe ileyke, ellezîy izâ dü’ıyte bihî ecebte. Ve izâ süilte bihî e’atayte ve izesturhimte bihî rahimte. Ve izestüfricte bihî ferracte.)

"Allahım! Ben, senin pak, güzel, mübarek ve yüce nezdinde en sevimli olan, onunla dua edildiği taktirde hemen icabet ettiğin, onunla senden istenince hemen verdiğin, onunla rahmetin talep edilince rahmetini esirgemediğin, onunla kurtuluş talep edilince kurtuluş verdiğin isminle senden istiyorum."

Hz. Aişe'nin belirttiğine göre, bir başka gün Rasûlullah'ın, kendisine "Ey Aişe! Kendisiyle dua edildiği taktirde icabet ettiği ismi, Allah'ın bana gösterdiğini sen biliyor musun?" diye sormuştu. Hz. Aişe der ki: "Ben: "Ey Allah'ın Rasûlü! Annem babam sana feda olsun, onu bana da öğret!" dedim. "Ey Aişe onu sana öğretmem uygun düşmez!" buyurdu. Bu cevap üzerine ben de oradan uzaklaşıp bir müddet tek başıma oturdum. Sonra kalkıp, başını öptüm ve: "Ey Allah'ın Rasûlü! Onu bana öğret" diye ricada bulundum. O yine: "Onu sana öğretmem uygun olmaz, ey Aişe! Onunla senin dünyevî bir şey talep etmen uygunsuz olur" buyurdu." Hz. Aişe devamla der ki: "Ben de kalkıp abdest aldım, sonra iki rek'at namaz kıldım, sonra:



(Allahümme innîy ed’ûkellâhe ve ed’ûker rahmâne ve ed’ûkel berrar rahîyme. Ve ed’ûke bi esmâikel hüsnâ küllihâ, mâ alimtü minhâ vemâ lem e’alem. En tağfira lîy ve terhamenîy.)

"Allahım! Sana Allah isminle dua ediyorum. Sana Rahmân isminle dua ediyorum. Sana Birrurrahîm isminle dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim güzel isimlerinin hepsiyle dua ediyorum. Bana mağfiret et, rahmet eyle" diye dua ettim." Aişe devamla der ki: "Bu duam üzerine Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem güldü ve: "İsm-i âzam, senin yaptığın şu duanın içinde geçti" buyurdu.” [15]

* * *

Hz. Büreyde Radıyallahu Anh anlatıyor: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem , bir adamın şöyle söylediğini işitti:



(Allahümme innîy es’elüke bi ennîy eşhedü enneke entellâhü lâ ilâhe illâ ente ehadüs samedüllezîy ellezîy lem yelid velem yûled velem yekün lehû küfüven ehad.)

"Allah'ım, şehâdet ettiğim şu hususlar sebebiyle senden talep ediyorum: Sen, kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın, birsin, samedsin (hiçbir şeye ihtiyacın yok, her şey sana muhtaç), doğurmadın, doğmadın, bir eşin ve benzerin yoktur."

Bunun üzerine Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular: "Nefsimi kudret elinde tutan Zât'a yemin olsun, bu kimse, Allah'tan İsm-i Âzamı adına talepte bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Âzamla dua ederse Allah ona icâbet eder, kim onunla talepde bulunursa (Allah ona dilediğini mutlaka) verir." [16]

* * *

Mihcen İbnu'l-Edra' Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir adamın:



(Allâhümme innîy es’elüke billâhi ehadis samedillezîy lem yelid velem yûledü velem yekün lehû küfüven ehadün, en tağfira lîy zünûbîy inneke entel ğafûrur rahîmü.)

"Ey Allah'ım, bir ve samed olan, doğurmayan ve doğurulmayan, eşi ve benzeri de olmayan Allah adıyla senden istiyorum. Günahlarımı mağfiret et, sen Gafûrsun, Râhimsin!" dediğini işitmişti, hemen şunu söyledi: "O mağfiret edildi. O mağfiret edildi. O mağfiret edildi!" [17]

* * *

Enes Radıyallahu Anh anlatıyor: "Bir adam şöyle dua etmişti:



(Allâhümme innîy es’elüke bi enne lekel hamdü, lâ ilâhe illâ entel mennânü, bedîussemâvâti velardi zülcelâli vel ikrâmi, yâ hayyü yâ gayyûmü.)

"Ey Allah'ım , hamdlerim Sanadır, nimetleri veren Sensin, Senden başka ilah yoktur, Sen semâvat ve arzın celâl ve ikrâm sahibi yaratıcısısın, Hayy ve Kayyûmsun (kâinatı ayakta tutan hayat sahibisin.) Bu isimlerini şefaatçi yaparak senden istiyorum!" (Bu duayı işiten) Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sordu:

"Bu adam neyi vesile kılarak dua ediyor, biliyor musunuz?"

"Allah ve Rasûlü daha iyi bilir?"

"Nefsimi kudret elinde tutan Zât'a yemin ederim ki, o Allah'a, İsm-i Âzam'ı ile dua etti. O İsm-i Âzam ki, onunla dua edilirse Allah icabet eder, onunla istenirse verir." [18]

* * *

Esmâ Bintu Yezîd Radıyallâhu Anhâ anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Allah'ın İsm-i Âzam'ı şu iki âyettedir:

“İlahınız, tek olan ilahdır, ondan başka ilah yoktur. O Rahmân ve Rahîm'dir.” [19]

Âl-i İmrân sûresinin baş kısmı:

“Elif-Lâm-Mim. O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, O Hayy ve Kayyûmdur.” [20]


5- Duadan Önce Mümkünse Sadaka Vermeli ya da Salih Ameller İşlemeli


İbnu Ömer Radıyallahu Anhüma anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:

"Sizden önce yaşayanlardan üç kişi yola çıktılar. (Akşam olunca) geceleme ihtiyacı onları bir mağaraya sığındırdı ve içine girdiler. Dağdan (kayan) bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını üzerlerine kapadı. Aralarında:

"Sizi bu kayadan, salih amellerinizi şefaatçi kılarak Allah'a yapacağınız dualar kurtarabilir!" dediler. Bunun üzerine birincisi şöyle dedi:

"Benim yaşlı, ihtiyar ebeveynim vardı. Ben onları çok kollar, akşam olunca onlardan önce ne ailemden ne de hayvanlarımdan hiçbirini yedirip içirmezdim. Bir gün ağaç arama işi beni uzaklara attı. Eve döndüğümde ikisi de uyumuştu. Onlar için sütlerini sağdım. Hâla uyumakta idiler. Onlardan önce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim için çocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise süt kapları elimde, onların uyanmalarını bekliyordum. Derken şafak söktü:

"Ey Allahım! Bunu senin rızan için yaptığımı biliyorsan, bizim yolumuzu kapayan şu taştan bizi kurtar!"

Taş bir miktar açıldı. Ama çıkacakları kadar değildi.

İkinci şahıs şöyle dedi:

"Ey Allahım! Benim bir amca kızım vardı. Onu herkesten çok seviyordum. Ondan kâm almak istedim. Ama bana yüz vermedi. Fakat gün geldi kıtlığa uğradı, bana başvurmak zorunda kaldı. Ona, kendisini bana teslim etmesi mukabilinde yüzyirmi dinar verdim; kabul etti. Arzuma nail olacağım sırada: "Allah'ın mührünü, gayr-ı meşru olarak bozman sana haramdır!" dedi. Ben de ona temasta bulunmaktan kaçındım ve insanlar arasında en çok sevdiğim kimse olduğu halde onu bıraktım, verdiğim altınları da terkettim (geri almadım).

Ey Allah'ım! Eğer bunları senin rıza-i şerifin için yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar."

Kaya biraz daha açıldı. Ancak onlar çıkabilecek kadar açılmadı.

Üçüncü şahıs dedi ki:

"Ey Allahım! Ben işçiler çalıştırıyordum. Ücretlerini de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi (bir farak pirinçten ibaret olan) ücretini almadan gitti. Ben de onun parasını onun adına işletip kâr ettirdim. Öyle ki çok malı oldu. Derken (yıllar sonra) çıkageldi ve:

"Ey Abdullah! Bana olan borcunu öde!" dedi. Ben de: "Bütün şu gördüğün sığır, davar, deve ve köleler senindir. Git bunları al götür!" dedim. Adam:

"Ey Abdullah ! Benimle alay etme!" dedi. Ben tekrar:

"Ben kesinlikle seninle alay etmiyorum. Git hepsini al götür!" diye tekrar ettim. Adam hepsini aldı götürdü.

"Ey Allahım, eğer bunu senin rızan için yaptıysam, bize şu halden kurtuluş nasip et!" dedi. Kaya açıldı, çıkıp yollarına devam ettiler." [21]

* * *

Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuşlardır:

"Kim duasının kabul olmasını ve kendisinin sıkıntıdan kurtulmasını isterse, (muhtaç olan kardeşini) güçlük ve sıkıntıdan kurtarsın." [22]


6- Küçük Büyük Her Türlü İhtiyacı İçin Allah'tan Yardım Dilemeli ve O'na Dua Etmeli


Enes’den Radıyallahu Anh rivayete göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Sizden biriniz Rabbinden tüm ihtiyaçlarını istesin. Öyle ki, ayakkabısının bağı dahi kaybolsa, onu da istesin." [23]

* * *

Ebû Hureyre Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Allah Teâla kendisinden istemeyene gazap eder." [24]

* * *

İbnu Mes'ud Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Allahu Teâla’nın fazlından isteyin. Zira Allah, kendisinden istenmesini sever. İbadetin en efdali de (dua edip) kurtuluşu beklemektir." [25]


7- Dua Ederken Ellerini Yukarıya, Omuzları Hizasına Kaldırmalı.
Duadan Sonra Ellerini Yüzüne Sürmeli


Hz. Ömer Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini dua ederken kaldırınca,

onları yüzlerine sürmedikçe geri bırakmazlardı." [26]

* * *

İbnu Abbas Radıyallahu Anhümâ anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:

"Duaları örtmeyin. Kim kardeşinin mektubuna onun izni olmadan bakarsa, tıpkı ateşe bakmış gibi olur. Allah'tan avuçlarınızın içiyle isteyin, sırtlarıyla istemeyin. Duayı tamamlayınca avucunuzu yüzlerinize sürün." [27]

* * *

Hz. Enes Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem dua ederken ellerini öyle kaldırdı ki, koltuk altlarının beyazlığını gördüm." [28]

* * *

Hz. Selmân Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:

"Rabbiniz hayydir, kerimdir. Kulu dua ederek kendisine elini kaldırdığı zaman, O, ellerini boş çevirmekten istihya (haya) eder." [29]


8- Dua Eden Kimse ve Dua Edilen Mekân Temiz Olmalı, Mümkünse Kıbleye Doğru Dönülmeli ve Duadan Önce İki Rekât Namaz Kılınmalı


Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

“Kim güzel bir abdest alıp, iki rekat namaz kıldıktan sonra, Rabbine dua ederse, duası er geç kabul edilir.” [30]

* * *

Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

“Allah'a veya insanların birine ihtiyacı olan kimse, güzelce abdest alsın. İki rekat namaz kılsın. Sonra layık olduğu şekilde, Allah'a senada (övgüde) bulunsun ve Peygamber’e salat getirsin.” [31]


9- Dua Eden Kimse Sesini Ne Fazla Alçaltmalı, Ne De Yükseltmeli.
Bu Hususta Orta Yolu İzlemeli


Yüce Allah Celle Celalühü şöyle buyuruyor:

"Rabbinize yalvara, yakara ve gizlice duâ edin." [32]

* * *

Ebû Mûsa el-Eş'arî’den Radıyallahu Anh şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Biz, Rasûlullah Sallallâhu Aleyhi ve Sellem ile beraber (seferde) bulunurduk da her vâdi üzerine yükseldikçe sesimiz mu'tâdından(normalinden) ziyâde yükselerek tehlîl ve tekbîr ederdik. Bunun üzerine Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem:

- Ey nâs! Canınıza acıyın, sesinizi yükseltmeyin! Şüphesiz siz, ne sağırı çağırıyor, ne de gâibe bağırıyorsunuz! Duâ ettiğiniz O (Allah), muhakkak ki, sizinle berâberdir. Hem O, sesinizi çok iyi işitir; O, size (uzak değil) çok yakındır, buyurdu." [33]


10- Duasının Kabul Edileceğine Kesin Olarak İnanmalı


Ebû Hureyre Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:

"Kabul olunacağına kesin olarak inandığınız halde Cenab-ı Allah'a dua ediniz. Şunu biliniz ki Allah Celle Şânuhu (bu inançta olmayan ve) gafletle (başka meşguliyetlerle) oyalanan kalbin duasını kabul etmez." [34]


11- İsteğini Kesin ve Israrlı İstemeli, Dua Etmeye
Öncelikle Kendisinden Başlamalı


Ebû Hureyre'nin bildirdiğine göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Sizden herhangi biriniz dua edince şöyle söylemesin: "Allah'ım! İstersen beni bağışla. Allah'ım! İstersen bana merhamet eyle". İsteğini kesin ve ısrarlı olarak istesin. Çünkü (Allah’ın) kendisi için bir zorluk yoktur." [35]

* * *

İbnu Abbâs Radıyallahu Anhüma anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Allah bize ve Âd'ın kardeşine rahmet eylesin." [36]


12- Duasını Üç Kez Tekrarlamalı


İbnu Mes'ud Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem duayı üç kere yapmaktan ve istiğfarı üç kere yapmaktan hoşlanırdı." [37]


13- Duasının Sonunda Tekrar Hz. Peygamber’e Salât ve Selâm Getirmeli


Hz. Ömer Radıyallahu Anh anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Dua sema ile arz arasında durur. Bana salât okunmadıkça, Allah'a yükselmez. (Beni hayvanına binen yolcunun maşrabası yerine tutmayın. Bana, duanızın başında, ortasında ve sonunda salât okuyun.)" [38]

14-Duayı Bitirdikten Sonra “Amin” Demeli


Ebû Müsabbih el-Makrâî, Ebû Züheyr en-Nümeyrî’den Radıyallahu Anh naklen anlatıyor: "Bir gece Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraber çıktık. Derken bir adama rastladık. Sual (ve Allah'tan talep) hususunda çok ısrarlı idi. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu dinlemek üzere durakladı. Ve:

"Eğer (duayı) sonlandırırsa vâcib oldu!" buyurdu. Kendisine:

"Ne ile sonlandırırsa ey Allah'ın Rasûlü?" denildi.

"Amin ile" dedi, uzaklaştı. Adama:

"Ey Fülan! Duanı “Amin”le tamamla ve de gözün aydın olsun!" dedi." [39]

* * *

Bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem : "Sizden biriniz dua edince, yaptığı o duaya ‘Amin’ desin" buyurmuşlardır. [40]


15- Dualarımızda Her Zaman Allah'tan Hayırlı Olanı İstemeli.
Çünkü İnsan Bilmeyerek Hayırlı Olmayacak Şeyleri de İsteyebilir


Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"İnsan, hayrın gelmesine dua ettiği gibi kötülüğün gelmesine de dua eder. İnsan pek acelecidir." [41]

* * *

Kur’an-ı Kerim'in Bakara suresinde de şöyle buyurulmaktadır:

“Olabilir ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız, oysaki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” [42]


--------------------------------------------------------------------------------

[1] Mü’minün Suresi, 51. ayet
[2] Bakara Suresi, 172. ayet
[3] Bu hadisi Müslim ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmişlerdir.
[4] Tirmizî, Daavât 126, (3568)
[5] Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir.
[6] Ebû Dâvud, Salât 362.(1532)
[7] Mü’min Suresi 14. ayet
[8] Buhârî, Daavât 22; Müslim, Zikr 92, (2735); Muvatta, Kur'an 29 (1, 213); Tirmizî, Daavât 145, (3602, 3603); Ebû Dâvud, Salât 358, (1484).
[9] Camiü's Sağir, 3/80
[10] Tirmizî, Daavat 66,(3473, 3475); Ebû Dâvud, Salât 358, (1481); Nesâî, Sehv 48, (3, 44)
[11] İbn Hibban ve Beyhaki, Hz Ali'den rivayet etmişlerdir.
[12] Tirmizî, Cum'a 64, (593)
[13] Araf Suresi, 56. ayet
[14] Araf Suresi, 180. ayet
[15] Kütübü Sitte Hadisleri, 1169. (3859) (7156)
[16] Tirmizî, Daavât 65, (3471); Ebû Dâvud, Salât 358, (1493).
[17] Ebû Dâvud, Salât 184, (985); Nesâî, Sehv 57, (3, 52).
[18] Tirmizî, Daavât 109 (3538); Ebû Dâvud, Salât 358, (1495); Nesâî, Sehv 57, (3, 52).
[19] Bakara Suresi, 163. ayet
[20] Ayet: Âl-i İmrân Suresi, 1-3 ayetler. Hadis: Ebû Dâvud, Salât 358, (1496); Tirmizî Daavât 65, (3472).
[21] Buhari, Enbiya 50, Büyü 98, İcâre 12, Hars 13, Edeb 5; Müslim, Zikr 100, (2743); Ebu Dâvud, Büyü 29, (3387).
[22] Hatîb, Ebu Hureyre Radıyallahu Anh'den rivayet etmiştir.
[23] Tirmizî, Daavât 149, (3607, 3608)
[24] Tirmizî, Daavât 3, (3370); İbnu Mâce, Dua 1, (3827)
[25] Tirmizî, Daavât 126 (3566)
[26] Tirmizî, Daavât 11, (3383)
[27] Ebû Dâvud, Salât 358, (1489,1490,1491).
[28] Buhârî, İstiska 21
[29] Tirmizî, Daavât 118, (3551); Ebû Dâvud, Salât 358, (1488).
[30] Taberani rivayet etmiştir.
[31] Tirmizi ve Hakim rivayet etmişlerdir.
[32] Araf Suresi, 55. ayet
[33] Sahihi Buhari, 1254
[34] Tirmizî, Daavât 66 (3474.)
[35] Ebû Dâvud rivayet etmiştir.
[36] Kütübü Sitte Hadisleri, 1167. (3852) (7154)
[37] Ebû Dâvud, Salât 361, (1524)
[38] Tirmizî, Salât 352, (486). Tirmizî, bunu Hz. Ömer Radıyallahu Anh'e mevkuf olarak rivayet etmiştir. Rezîn ise merfu olarak rivayet etmiştir.
[39] Ebû Dâvud, Salât 172, (938)
[40] İbn Adi, Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.
[41] İsra Suresi, 11. ayet
[42] Bakara Suresi, 216. ayet
 

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Duaların Makbul Zamanları

Duaların Makbul Zamanları

Konuyu yad etmek adına bir eklenti icap etti...

" Ezanla kamet arasında yapılan dualar
" Cuma namazı'nın farzında (âmin) dendiğinde kalbinden geçirilen dua
" Harp meydanında yapılan dualar
" Gece yarısından sonra yapılan dualar
" Yağmur yağarken yapılan dualar
" Kabe-i Muazzama görüldüğü vakit yapılan dualar
" Rüzgar eserken yapılan dualar
" Zeval vaktinde yapılan dualar
" Arefe günü yapılan dualar
" Recep ayının ilk gecesi yapılan dualar
" Şaban ayının on beşinci gecesi yapılan dualar
" Cuma gecesi yapılan dualar
" Bayram gecelerinde yapılan dualar
" Ramazan ayında yapılan dualar
" Kur'an-ı Kerim hatmedildiği vakit yapılan dualar
" Farz namazlarından sonra yapılan dualar
" İnsanların gaflet içinde bulunduğu vakit yapılan dualar
" Allah Teala'dan başka kimsenin bulunmadığı,ıssız yerde yapılan dualar
" Bütün arkadaşları kaçtığı halde düşmanın karşısında yalnız kalan kimsenin yaptığı dualar
" Allah Teala'nın korkusundan vücut titrediği ve gözler yaşardığı vakit yapılan dualar
" Berat ve kandil gecelerinde yapılan dualar
" Seher vakti yapılan dualar
" Arafatta yapılan dualar
" Müzdelifede yapılan dualar
" Mültezime ve hacerül esvedde yapılan dualar
" Zemzem suyu içilirken yapılan dualar.
 

mavigece

New member
Katılım
1 Nis 2006
Mesajlar
62
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
çok güzel bilgiler bunlar Allah razı olsun...
 
Üst Alt