Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Islamda Recm Yok

milwaukee

Üyeliði durduruldu
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
zinanin cezasi recm ise ayet uydurmanin cezasi nedir?


Giriş

"Recm" Arapça "R-C-M" kökünden gelen bir kelimedir. Sözlükte "taşla öldürmek, birine taş atmak, taşa tutmak, sövmek, lanet etmek, kovmak, bir şeyi tamamen terk etmek, zanla konuşmak, kötü zanda bulunmak, kabrin üzerine taştan nişan dikmek" gibi anlamlara gelmektedir.

Müslümanlar bu kelimeyle ilk olarak şeytanın Allah'ın huzurundan kovulmasını ifade eden "Eûzü billa himineşşaytani'r-racim" (Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım) değişiyle karşılaşırlar.

Allah, Seytan'ın Adem'e secde etmeyişinin bir cezası olarak "racim" kelimesiyle ifadelendirdiği ayette şöyle buyurmaktadır:

"Allah: Öyleyse çık oradan. Çünkü sen artık kovuldun." (Hicr 15/34) (Şad, 38/77)

Seytan'ın durumunu ve vasfını bildiren (15/17, 3/ 36, 16/98, 81/25) ayetlerden rahatlıkla anlaşılmaktadır ki Allah, Şeytan'ı taşlayarak öldürmemiş, onu cennetten ve huzurundan kovmuştur. Buralardaki recm kelimesine sadece taşlamak ve özellikle de taşlayarak öldürmek anlamı verilmemektedir. Dolayısıyla kovma ile taşlama arasında bağ kurmak daha yerinde olacaktır. Birini kovmak istediğinizde, kovmayı gerçekleştirebilmenin bir şekli olarak taşlama yapılabilir; fakat niyet onu öldürmek olmayabilir.

Kur'an'da bazı peygamberlerin kavimleri veya bazı kişiler tarafından tehdit edilmelerinin bir ifadesi olarak da "recm" kelimesi kullanılmıştır.
"Onlar: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve doğrusu seni aramızda güçsüz görüyoruz. Eğer yandaşların (kabilen) olmasaydı muhakkak ki seni taşlardık/kovardık. Sen bizden üstün değilsin." (Hud 11/91)

Bu ve benzeri (19/46, 44/20, 26/116) ayetlerdeki "recm" kelimesine taşlama anlamı verilmesi belki doğru olabilir. Fakat taşlayarak öldürme anlamı vermek biraz güç gözükmektedir. Kovmanın, sürgün etmenin ve yanından uzaklaştırmanın ilk hamlesi olarak taşlama ifadesi rahatlıkla kullanılabilir. Hatta taşlama anlamı vermek zorunda bile değiliz. Çünkü şeytanla ilgili ayetlerde olduğu gibi kelime, bu ayetlerde de kovmak anlamında kullanılmış olabilir. Bu ihtimal şu ayetler için de geçerlidir:

"Babası: Ey İbrahim! Sen mi benim tanrılarımı beğenmiyorsun? Bundan vazgeçmezsen and olsun seni taşlarım, uzun bir süre benden uzak dur, dedi" (Meryem 19/46).

Babası İbrahim'i (a.s.) taşlayarak öldürmek istese, herhalde "benden uzak dur" gibi bir ifade kullanmazdı. Babasının isteği, Hz. İbrahim (a.s.)'in kendisinden fikirlerini değiştirinceye kadar uzak durmasıdır.

"Ben, beni taşlamanızdan/kovmanızdan ötürü, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım" (Duhan, 44/20).

Yukarıdaki ayette Hz.Musa'nın karşısındakilere söylediği bu sözdeki recmi, taşlayarak öldürme olarak anlamanın doğru olmayacağı, gayet açıktır. Çünkü Hz.Musa taşlanmamış fakat kovulmuştur.

Denilebilir ki bu kelime, Kur'an'da taşlayarak öldürme olarak kullanılmamış olabilir, fakat islam hukukunda evli olarak zina yapanlara verilen cezanın adıdır, bu da taşlayarak öldürmeyi ifade eder. Gerçekten de Haricilerin ve bazı Mutezililerin dışında neredeyse herkes tarafından bu şekilde anlaşılmıştır. Bu anlayışların nereden kaynaklandığını görmemiz için eski hukuk sistemlerindeki uygulamalara, Kur'an ve sünnetin konuya getirdiği hükümlere bakmamız gerekecektir.

Zina suçuna taşlayarak öldürme cezası veren müslümanları etkileme ihtimali çok olan, Yahudi ve Hristiyan kutsal metinlerinin konuya bakışını bilmemiz yerinde olacaktır.

1- Yahudi ve Hristiyan Kitaplarında Zinanın Hükmü ve Recm

Zina eden evli erkek ve -kadın, livata yapan ve yapılan, hayvanlarla cinsel ilişkilerde bulunan, nişanlı kızla zina eden, kendi rızasıyla zina etmiş nişanlı kız Yahudi şeriatına göre öldürülür. (Çıkış 23, Levililer 20,. Tesniye 22)

Nitekim bu hükümleri bilen yahudiler kendilerinden zina yapmış bir kadını ve erkeği Rasûlullah (s.a.v.)'a haber verdiler. Hüküm vermesini istediler. O da bunun Tevrat'ta ceza olarak karşılığının ne olduğunu sordu.

Zina edenlerin meydan dayağı çekilerek rezil edildiklerini söylediler. Orada bulunan Abdullah b. Selam (Yahudi iken müslümanlığı seçmiştir) yalan söylediklerini, Tevratta recm cezasının olduğunu söyleyince, Tevrat'ı getirip recm ayetinin üzerine ellerini koyarak okumaya başladılar. Abdullah b. Selam ellerini oradan kaldırınca Tevrat'ta recm ayeti vardır diye itiraf ettiklerinde, Rasûlullah (s.a.v.) zina edenlerin recm edilmelerini emretti, recm olundular (Buhari, Hudud 24, Müslim Hudud 27, Tirmizi Hudud 10, Mace Hudud 10). Bu rivayet neredeyse bütün hadis kitaplarında vardır.

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki recm meselesi öncelikle müslümanların değil Yahudi ve Hristiyanların problemidir. Onların bu problemde Rasûllah'a başvurmalarının ve recm ile ilgili yazıyı gizlemelerinin sebebi, İslam'ın hükümlerinin recm'den daha hafif hükümler getirmesi olabilir. Fakat Rasûlullah onlara kendi kitaplarının hükmünü uygulamıştır.

2- Kur'an'ın Zina Hakkındaki Hükmü

"Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin; eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıncaya ya da Allah onlara bir yol gösterinceye kadar evlerde tutun (dışarı çıkarmayın), içinizden iki erkek bu tür fuhuşu yaparsa, onlara eziyet edin; eğer tevbe eder, uslanırlarsa artık onlar(a eziyet)den vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir." (Nisa 4/15-16)

Müfessirlerin çoğuna göre, Nisa sûresinin 15-16. ayetlerini İslam'ın zina hakkındaki hükümlerinin ilk aşaması olarak belirtmektedirler. İslam'ın ilk zamanlarında zina eden kadınlar evlerde hapis edilirken, erkekler ise azarlama, kınama ve dövme cezası ile cezalandırılıyorlardı.

Bu hükümlerin eşcinsellik yapan kadınlar ve erkekler için olduğu da belirtilmektedir. Zina lafzısya ifadelendirilen ve had cezasını belirleyen ayet ise Nur sûresinin 2. ayetidir.

"Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun. Allah'a ve Ahiret gününe inananlar iseniz, Allah'ın cezasını uygulamada sizi, onlara karşı acıma duygusu tutup engellemesin. Mü'minlerden bir grup da onlara yapılan azaba şahid olsun." (Nur 24/2)

Kur'an'da zaniler hakkında nihaî hüküm olarak bu ayetler gösterilmektedir. Ayette zina edenlerin evli veya bekar olmaları arasında bir fark zikredilmemiştir. Cariyeler için hüküm bildiren ayet ise şöyledir:

"İçinizden, inanmış hür (muhsan) kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış cariyelerinizden alabilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyleyse iffetli yaşamaları, fuhuş yapmamaları ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan azabın yarısını uygulayın." (Nisa 4/25)

Evlendikten sonra fuhuş yapan cariyelere, evlendikten sonra fuhuş yapan hür kadınlara verilen cezanın yarısını vermek demek, hür kadınlara da ölüm cezası verilmemesi demektir. Çünkü ölümün yarısı yoktur. Ayrıca bu ayetin Nur/2, ayetinden sonra nazil olması gerekir ki hür kadına takdir edilen ceza orada tesbit edilmiştir.

"Zina eden erkek, zina eden veya ortak koşan kadından başkasıyla evlenemez; zina eden kadın da zina eden veya ortak koşan erkekten başkasıyla evlenemez. Böyleleri ile evlenmek, mü'minlere haram kılınmıştır." (Nur 24/26)

Zina edenlerin birbiriyle evlenmeleri söz konusu edildiğine göre, zina edenlerin recm edilmedikleri ancak birbirleriyle evlendirildiklerinden bahisle iffetli yaşamak isteyenlere yol gösterilmektedir. Zina edenlerin biliniyor olup da recmin uygulanmaması, evliliğe dair hukukî ve ahlâkî bir dersin verilmesi dikkat çekicidir.

Ayetlerde zina yapmanın çirkinliği ve cezası ortaya konurken, birinin başkasını zina ile itham ederken getirmesi gereken deliller ve getiremediği durumda verilecek ceza açıkça ifade edilmektedir.

"Namuslu kadınları zina ile suçlayıp da sonra dört şahid getirmeyenlere seksen değnek vurun ve artık onların şahidliğini asla kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir." (Nur 24/4)

Zinayı isbat için dört şahid gereklidir. Bunu bu şekilde isbat edemeyenlerin konu üzerinde durup lafını dahi etmesi yasaklanarak zinanın uluorta konuşulmasının önüne geçilmektedir. Kocası karısını zina halinde görse, kadın da inkar etse bu sadece onların ayrılmasıyla sonuçlanır.

"Eşlerini (zina ile) suçlayıp kendilerinden başka şahidleri bulunmayan kimselere gelince: Onlardan doğru söyleyenlerden olduğuna dört defa Allah'ı şahit tutmasıdır. Beşinci defa yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını diler. Kadının da dört defa Allah'ı şahid tutup kocasının, mutlaka yalan söyleyenlerden olduğuna şahitlik etmesi kendisinden cezayı Kaldırır. Beşinci defa: Eğer kocası doğrulardan ise Allah'ın gazabının kendisinin üzerine olmasını diler." (Nur 24/6-9)

Kendisinden başka şahidi olmayan kocaya ve kadına karşı izlenecek yol gösterilmiştir. Nitekim Rasûlullah getirilen bir davayı bu usûlle karara bağlamış, karı ve koca ayrılmış, çocuk anneye verilmiştir.


Bu rivayetlerden birine göre Hz. Ömer minberde şöyle demiştir: "Allah Muhammed'i hak ile gönderdi, ona kitap indirdi. Ona indirilenler arasında recm ayeti vardı. Biz onu okuduk, belledik, anladık. Allah'ın elçisi recmetti. Biz de ondan sonra recmettik. Şimdi zaman geçince birinin çıkıp; Allah'ın kitabında recm yoktur, diyerek Allah'ın indirdiği farzlardan birini terk etmek suretiyle sapmasından korkuyorum. Allah'ın kitabında recm vardır. Evli erkek veya kadının zina ettiği kanıtlanır, yahut gebelik olar veya itiraf ederse recm edilmesi gerekir." (Buhari Hudud 30-31, Müslim Hudud 15, Mace Hudud 9)

Rivayet birçok gariplikleri beraberinde taşımaktadır. Rivayetin tamamı gözönünde tutulduğunda hilafetle ilgili bir meselenin çözülmesi hakkındaki bir hutbede Hz.Ömer'in hiç sebebi ve gereği yokken recimle ilgili bir ayetten haber vermesi insanda şüphe uyandırmaktadır. Ayrıca bu hutbenin âhad rivayet oluşu şüphemizi bir kat daha artırmaktadır.

Hem, recm ve hilafet gibi önemli iki konu hallediliyor hem de kimseden bir ses çıkmıyor; bu, sahabiler için alışılmadık bir durumdur. Gerçekten bu, Kur'an'da yer alan bir ayet olarak biliniyorsa niçin Kur'an'a yazılmamıştır? Konunun Kur'an'dan çıkarıldığına dair Resulullah'tan neden bir tane bile rivayet yoktur. Rivayet edilen metnin Kur'an'ın belagatına uymaması da ayrı bir konudur. Allah tilavetini kaldırdıysa, hükmünü neden kaldırmamıştır? Veya geçerli olan bir hükmün lafzını durup dururken Kur'an'dan niçin çıkarsın? İnsanlar sasırsın diye mi?

Recmle ilgili olarak rivayet edilen olaylarda Rasûlullah (s.a.v.), bu ayetten niçin söz etmemiştir. Kur'an hakkında şüphe uyandıran böyle bir rivayetin kitaplara eleştirilmeden alınması çok düşündürücüdür. Zeyd b. Sabit gibi birinin dahi konuya karıştırılarak, onun hakkında da rivayetler nakledilmesi şüpheleri daha da arttırmaktadır. Bir rivayete göre Zeyd b. Sabit Hz. Ömer (r.a.)'in getirdiği recm ayetini, başka şahidi olmadığı gerekçesiyle kabul etmemiştir (Hanbel, 5/183). Hz.Ömer'in hutbesinde biz onu okuduk, belledik, anladık demesiyle bu rivayet nasıl bağdaşır? Daha da tuhaf olanı, Zeyd b. Sabit'in Hz.Ömer'in sözlerine benzer bir şekilde söylediği sözlerden oluşan bir rivayetin daha bulunmasıdır:

Rivayetlerden birine göre Zeyd b. Sabit "Biz Kur'an'da: Yaşlı erkek ve kadın zina ettikleri zaman onları mutlaka recmediniz ayetini okurduk" demiş. Orada bulunan Mervan: "Öyleyse o ayeti mushafa yazsana demiş" (Ateş, Y.K. Çağdaş Tefsiri, C. 6, s. 145). Buna benzer rivayetlerin hepsi Kur'an'da şüphe uyandırmaya yönelik haberler gibi gözükmektedir. Asıl olan recm meselesini halletmek olsaydı, mesele Râsulullah'ın konuyla ilgili uygulamaları ileri sürülerek de halledebilirdi. Bizi recm hususunda şüpheye düşüren, konunun bu şekilde ele alınmasıdır. Bir meselenin çözümü için ayet uydurmanın ve bunu kabul etmenin mantığını da anlamak, doğrusu fevkalade güçtür. Recm vardır diyenlerin yalnız Peygamber (s.a.v.)'in uygulamalarında bu vardır diyerek deliller getirmesi, daha makul olurdu.


Recm konusunda ileri sürülen hadisler yetersiz kaldığı için ayet arama yoluna gidilmiş olabilir. Bu konuda Kur'an'da önceden var olduğu, sonradan lafzı çıkarıldığı iddia edilen ayetin Kur'an'a yazılması hususunda ortaya atılan rivayetler de oldukça tuhaftır. Bu kadar hayati bir meselede konu böyle bir yöntemle halledilebilir mi?

Bazı rivayetler Hz.Peygamber (a.s.)'in sözü ve uygulaması olmasa da Arap toplumunun bir mesele karşısındaki tutumunu yansıtmaktadır.
"İki bedevi Arap, Hz.Peygamber (a.s.)'e geldi; birisi: "Ey Allah'ın elçisi. Bu oğlum falanın yanında ücretle çalışıyordu. Onun karısıyla zina etti. Oğlum için yüz koyun ve bir köle fidye verdim, ilim adamlarına sordum, oğluma yüz değnek vurulduktan sonra bir yıl sürgün edilmesi, kadının recm edilmesi gerektiğini söylediler." Allah'ın elçisi şöyle dedi: "Nefsimi elinde bulunduran Allah'ın kitabıyla hükmedeceğim. Koyunlar ve köle sana geri verilir, oğluna yüz değnek vurulur ve kendisi bir yıl sürgün edilir." (Böyle dedikten sonra) Eslem kabilesinden bir adama: "Kalk, ey Uneys, şunun karısına git, eğer suçunu itiraf ederse onu recmet" dedi. Uneys gitti, suçunu itiraf eden kadını recmetti" (Buhari, Ahkam 39, Hudud 30, Müslim Hudud 25 ve diğer hadis külliyatı).


Nur Sûresi'nin hükmünü hafif bulanlar Allah'dan daha mı adildirler ki ağır cezalar istemekteler? Hangi müslüman zina eder de; sopa vurulmayı, hem de milletin ortasında sopa vurulmayı hafif bulur. Had uygulanırken kaçan Maiz'i keşke bıraksaydınız diyen rahmet Peygamber'inin vahiy gelmeden önceki bir uygulamasını kati delil olarak almak, rahmeti kabul etmemektir. Haksız yere adam öldürenin cezası sadece ölümken, iki kişinin rızasıyla oluşan, caydırıcı birçok maddi ve manevi müeyyidesi de bulunan bir fiilin cezası, neden sadece ölüm değil de taşlanarak öldürülmekdir?

Sonuç:

Recm kelimesinin Kur'an'da kullanıldığı yerlerin hiçbirinde zinanın cezası olarak recimden bahsedilmemektedir. Bahsedilen yerlerde de taşlayarak öldürme değil, kovmak ve taşlayarak kovmak anlamlarını ifade etmektedir.

Recm Tevrat'ta geçen, dolayısıyla İslam öncesi Arap toplumunda uygulanan bir ceza şeklidir.
 

scarface

New member
Katılım
24 Mar 2006
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kardeş merak ediyorum.sen zekeriya beyazmısın.ondanmı emir alıyorsun.kuranı neden saptırmaya çalışıyorsun .çağdaş mümin seni
 

milwaukee

Üyeliði durduruldu
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Sayin Scarface Biz Allahin Ayetlerini Anlatiyoruz.kurandaki Islami Ortaya Koyuyoruz.biz Muslumaniz Peki Siz Nesiniz?
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Taşla öldürme, taşa tutma, birine taş atma, sövme, lânet etme, kovma, birinin namusuna iftira etme, kötü zanda bulunma; evli veya dul bulunan erkek veya kadının zina etmesi halinde İslâm mahkemesi kararıyla taşlanarak öldürülmesi anlamında bir fıkıh terimi. R.c.m kökünden mastar, çoğulu "rucüm" dür. Aynı kökten "racîm"; recm olunan, taşlanan, kovulan ve lânetlenen anlamındadır.

Kur'an-ı Kerim'de bu anlamda "recm" ifadesi bulunmamaktadır. Bir ayette gaybı taşlamak" (el-Kehf, 18/22), başka bir yerde, "yıldızları Şeytanlar için atış taneleri yaptık" (el-Mülk, 67/5) ayetinde "atış taneleri" anlamında "rucûm" çoğul olarak gelmiştir. Zina edenin taşlanması Sünnet, ve icma delillerine dayanır.

Zina bütün semavî dinlerde haram kılınmış ve çok kötü bir fiil olarak kabul edilmiştir. İslâm'da zina büyük günahlardan olup, ırz, namus ve neseplere yönelik olduğu için, cezası da hadlerin en şiddetlisidir.

Zinanın cezası, fiili işleyenin evli veya bekâr oluşuna, İslâmî emir ve yasaklarla yükümlü bulunup bulunmamasına göre kısımlara ayrılır. Dayak, taşla öldürme, sürgün ve İslâm devleti'nin koyacağı ta'zir cezası bunlar arasındadır.

Yüz Değnek Cezası

Bekâr erkekle bekâr kadının zina etmesi halinde, ceza her birine yüz değnek vurulmasıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Zina eden kadın ve erkekten her birine yüz değnek vurun" (en-Nûr, 34/2).

Zina cezası uygulanan kimsenin, toplum nezdindeki itibar kaybını önlemek, belki olayın unutulmasını sağlamak amacıyla bir yıl süreyle sürgüne gönderilmesi İslâm'ın ilk yıllarında ek bir ceza olarak veriliyordu. Ubâde b. Sâmit (r.a)'tan rivâyete göre şöyle demiştir: Resulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Zinanın hükmünü benden öğrenin. Allah o kadınlara bir çıkar yol gösterdi. Bekârla bekâr zina ederse yüz değnek ve bir yıl sürgün; evli ile evliye yüz değnek ve recm vardır" (İbn Mâce, Hudûd, 7; Müslim, Hudûd, 12). Ancak bu uygulama Nûr Suresi'nin inmesinden önceye aittir. Bu sure inince bekârlar için yalnız değnek, evli olanlar için sünnetle recm cezası belirlenmiştir (es-Serahsî, el-Mebsût, Beyrut 1398/ 1978, IX, 36 vd.).

Hanefilere göre, bekârların zina cezası olan yüz değneğe ayrıca sürgün eklenmez. Çünkü ayette sürgünden söz edilmemiştir. Ancak sürgün bir had cezası değil; İslâm devlet başkanının takdirine bırakılmış bir ta'zir cezası niteliğindedir. Nitekim zina edenin tövbe edinceye kadar hapsedilebilmesi de, fuhşa düşenleri bir süre toplumdan tecrid etmek amacıyla alınan bir önlemdir.

Şâfiî ve Hanbelîlere göre ise bekârların zinasında yüz değnek ve bir yıl sürgün birlikte uygulanır. Delil, sürgün bildiren hadistir. Ancak kadın kocası veya bir mahremi ile birlikte sürgüne gönderilir. Ayrıca sürgün yerinin sefer mesafesinden yakın olmaması da gerekir. Hz. Peygamber "Kadın, yanında kocası veya bir mahremi bulunmadıkça yolculuğa çıkamaz" (Buhârî, Taksîr, IV, Sayd, 26, Savm, 67; Ebû Dâvud, Menâsik, III) buyurmuştur.

Recm Cezası


Hz. Peygamber'in evli olarak zina edene recm cezası uyguladığı, tevatüre ulaşan hadislerle sabittir. Temelde kıyasa göre evlilere de yüz değnek (celde) cezası uygulanması gerekirken, bu konudaki hadislerle amel edilerek recm cezası öngörülmüştür.

Recm konusunda hükmü devam eden, fakat Kur'an ayeti olarak okunması neshedilen bir ayet de nakledilir. Abdullah b. Abbas (r. anhümâ), Hz. Ömer'in minberde şöyle dediğini rivâyet etmiştir. "Cenab-ı Allah Muhammed (s.a.s)'i hak ile göndermiş ve O'na Kitab'ı indirmiştir. Recm ayeti de O'na indirilen ayetlerden idi. Biz bu ayeti okuduk, ezberledik ve anladık. Resulullah (s.a.s) recmi uyguladı, ondan sonra biz de uyguladık". Korkarım, zaman geçince birileri çıkıp "Biz Allah'ın kitabında recmi bulamıyoruz" der ve Allah'ın indirdiği bir farzı terkederek sapıklığa düşerler. Şüphesiz recm, Allah'ın kitabında, evli olmak, şahit, gebelik veya ikrar bulunmak şartıyla, zina eden kimse aleyhine bir haktır" (Müslim, Hudûd, 15).

Hz. Ömer'in sözünü ettiği okunuşu mensuh ayet şudur: "İhtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ederlerse, onları recmedin" (Mâlik, Muvatta', Hudûd 10; İbn Mâce, Hudûd, 9; Ahmed b. Hanbel, V, 132, 183). Hz. Ömer'in recmi, Medine minberinden ilân etmesi, içlerinde bir çok sahabe bulunan cematten hiç birinin buna karşı çıkmaması, recmin sabit olduğunu gösterir (Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, Ahmed Davudoğlu, İstanbul 1978, VIII, 350). es-Serahsî (ö. 490/1097). Ömer (r.a)'in şöyle dediğini nakleder:

"Eğer insanlar, Ömer Allah'ın Kitabına ilave yaptı demeyecek olsalar, "ihtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ettikleri..." ifadesini Mushaf'ın haşiyesine yazardım" (es-Serahsî, el-Mebsût, Beyrut 1398/1978, IX, 37).

Hz. Peygamber'in recm cezasına uygulama örnekleri:

1. İşvereninin eşiyle zina eden bekâr işçiye yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası, kadına ise recm uygulanmıştır.

Ebû Hureyre ile Zeyd b. Halid el-Cühenî (r.anhumâ)'dan nakledildiğine göre, zina eden kadının kocası ile, zina eden işçinin babası Resulullah (s.a.s)'e başvurarak bu konuda "Allah'ın kitabı" ile hüküm vermesini istemişlerdir. İşçinin babası şöyle dedi:

"Benim oğlum bu adamın yanında işçi idi. Onun hanımı ile zina etti. Bana, oğlum için recm gerektiği haber verildi. Ancak ben onun adına yüz koyunla bir cariye fidye verdim. Bu arada bilenlere danıştım, (oğlum bekâr olduğu için) ona yüz değnekle bir yıl sürgün cezası, bunun karısına ise recm cezası gerektiğini haber verdiler". Bunun üzerine, Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, aranızda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ve koyunlar geri verilecek. Oğluna yüz değnekle bir yıl sürgün gerek. Ey Üneys, sen de bu adamın karısına git. Eğer zinasını itiraf ederse, onu recmet". Üneys kadına gitmiş ve kadın suçunu itiraf etmiş, Hz. Peygamber'in emri üzerine de recmedilmiştir (Müslim, Hudûd, 25; Buhârî, Hudûd III, 38, 46, Vekâlet,13). Ebû Hanife'ye göre, yüz değnek yanında bir yıl sürgün, ayete ilâve niteliğinde olup, ayet inince bu ilâve kısım neshedilmiştir. Ancak İslâm devlet başkanı böyle bir cezayı ta'zir cezası olarak verebilir.

2. Zinasını dört defa ikrar eden Mâiz b. Mâlik (r.a)'in recmedilmesi.
Mâiz b. Mâlik, Hz. Peygamber'e gelerek "Beni temizle" dedi. Hz. peygamber "Yazık sana, çık git, Allah'a tövbe ve istiğfar et" buyurdu. Mâiz, pek uzaklaşmadan geri döndü ve "Ey Allah'ın Resulu! Beni temizle" dedi. Hz. Peygamber aynı sözlerle üç defa daha geri gönderdi. Dördüncü ikrarında "Seni hangi konuda temizleyeyim?" diye sordu. Mâiz; "Zinadan" dedi. Hz. Peygamber "Bunda akıl hastalığı var mıdır?" diye sordu. Böyle bir rahatsızlığı olmadığını söylediler. "Şarap içmiş olabilir mi?" diye sordu. Bir adam kalkıp içki kontrolü yaptı. Onda şarap kokusu tesbit edemedi. Hz. Peygamber tekrar "sen zina ettin mi?" diye sordu. Mâiz "Evet" cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Mâiz recmedildi. Recimden sonra onun hakkında sahabiler iki kısma ayrıldılar. Bir bölümü Mâiz'in helâk olduğunu, başka bir grup ise onun en faziletli tövbeyi yaptığını söylediler. Bu farklı yaklaşım üç gün sürdü. Daha sonra yarılarına gelen Resulullah (s.a.s) "Mâiz b. Mâlik için dua edin" buyurdu. "Allah Mâiz'e mağfiret eylesin" dediler. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Mâiz öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında paylaştırılırsa onlara yeterdi" (Müslim, Hudûd, 22; eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, VII, 95,109; ez-Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 314 vd.).

3. Gâmidiyeli evli kadının zinadan dolayı recmedilmesi.

Mâiz'in recmedilmesinden kısa bir süre sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve "Ey Allah'ın elçisi! Beni temizle" dedi. Hz. Peygamber "Yazıklar olsun sana. Çık git, Allah'a tövbe ve istiğfar et" buyurdu. Kadın dedi: "Beni, Mâiz'i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun" Hz. Peygamber, "Sana ne oldu?" diye sordu. Kadın kendisinin zinadan gebe olduğunu söyledi. Bunun üzerine "Sen mi?" buyurdu. Kadın "Evet" dedi. Hz. Peygamber "Doğuruncaya kadar git" buyurdu. Kadının bu arada geçimini Ensar'dan bir adam üstlendi. Daha sonra Hz. Peygamber'e gelerek; "Gâmidli kadın doğurdu" dedi. Çocuğun bakımını da Ensar'dan birisi üzerine aldı ve kadın recmedildi" (Müslim, Hudûd, 22, 23, 24; İbn Mâc'e, Diyât, 36; Mâlik, Muvatta', Hudûd, II). Başka bir rivâyette, çocuk sütten kesilinceye kadar emzirmesine izin verildiği, recm sırasında Hâlid b. Velîd (r.a)'ın üzerine kan sıçraması üzerine kadın hakkında kötü sözler söylediğini işiten Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğu nakledilir:

"Ey Halid! yavaş ol. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim. Bu kadın öyle bir tövbe etti ki, onu bir baççı (vergi memuru) yapsaydı, şüphesiz mağfiret olunurdu" Sonra kadının hazırlanmasını emrederek cenazesini kılmış ve kadın defnedilmiştir (Müslim, Hudûd, 23).

4. Evli bulunan Yahudi erkeği ile Yahudi kadınının zina sebebiyle recmedilmesi.
Abdullah b. Ömer (r.a)'tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber'e, zina etmiş bir yahudi erkeği ile bir yahudi kadını getirmişler. Allah elçisi, yahudilere, Tevratta ki zina hükmünü sormuştur. Yahudiler; "yüzleri karaya boyanır, sırt sırta hayvan üzerine bindirilip sokaklarda dolaştırılır" demişler. Tevrat getirilmiş, ancak okuyan yahudi genci recm ayetine gelince ceza kısmını parmağı ile kapatıp atlayınca durumu farkeden ve yahudi iken İslâm'a giren Abdullah b. Selâm, Hz. Peygamber'e yahudinin Tevrat'ın üzerinden elini kaldırmasını emir buyurmasını istemiştir. Yahudi elini kaldırınca recm ayeti görülmüş ve her iki yahudi hakkında da evli olarak zina ettikleri için recm uygulanmıştır (Müslim, Hudûd, 26).

Bera b. Azib (r.a)'ten nakledilen, iki yahudinin recmedilmesi olayı ise şöyledir: Hz. Peygamber'e, yüzü kömürle karartılmış ve dayak vurulmuş bir yahudi getirildi. Allah elçisi yahudilere evlilerin zinasının Tevrat'taki hükmünü sordu. Onlar, bu şekilde olduğunu söyleyince, bir yahudi bilginine "Sana, Tevrat'ı Musa ya indiren Allah aşkına soruyorum. Zina edenin Tevrat'taki hükmü nedir?" diye sordu yahudi bilgini; Tevrat'ta recim var. Fakat zina eşraf arasında artınca, şerefli birini getirirlerse serbest bırakır, yoksul biri yakalanırsa onu recmeder olduk. Bu iki sınıfa eşit ceza için recmi terkettik, kömürle boyayıp, dayak vurmayı recmin yerine koyduk". Bunun üzerine, Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Allahım! Senin emrini onlar değiştirdikten sonra ilk uygulayan benim. Bunun üzerine emir verdi ve yahudi recmedildi" (Müslim, Hudûd, 28).

Bazı İslâm müctehidlerine göre ehl-i küfür, müslüman mahkemesine başvurursa, hâkimin mutlaka Allah'ın hükmü ile amel etmesi gerekir. Onlar bu konudaki muhayyerliğin neshedildiğini söylerler, Hanefiler ve İmam Şâfiî'den bir görüşe göre bu esas geçerlidir. Ancak Ebû Hanife şöyle demiştir: "İslâm mahkemesine inkârcı karı-koca birlikte gelirlerse aralarında adaletle hükmetmek gerekir. Yalnız kadın gelir, kocası razı olmazsa hakim hüküm veremez". Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre ise hüküm verebilir (Ahmed Davudoğlu, Sahihi Müslim Terceme ve Şerhi, İstanbul 1978, VIII, 376).
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Recm cezası uygulanması için Gerekli Şartlar:

1. Zina eden kadın veya erkeğin ergin olması.

2. Akıllı olması. Akıl hastasına had uygulanmaz. Akıllı ve ergin bir kimse akıl hastası ile zina etse, yalnız kendisine had uygulanır.

3. Evli olan gayri müslime recm yerine değnek cezası uygulanır. Şâfiî ve Hanbelîlere göre pasaportla İslâm devletine gelen gayrî müslim yabancılara ne zina ve ne de içki içme cezası uygulanmaz.

4. Zinanın zor kullanarak olmaması gerekir.

5. Zinanın diri bir insanla olması gerekir.

6. Zina edilen kadının da ergin veya kendisine cinsel istek duyulan bir yaşta olması gerekir.

7. Zinanın bir şüpheye dayalı olmaması gerekir. Fasit nikahtan sonraki cinsel temasa had gerekmediği konusunda görüş birliği vardır. Velisiz veya şahitsiz evlenme gibi.

Zinanın bir para karşılığında olması halinde Ebû Hanife'ye göre her ikisine de had cezası uygulanmaz. Çünkü bu durum bir mehir karşılığında nikâh akdine benzemektedir. Burada şüpheden dolayı had düşer. Ancak fiil haram olduğu için ta'zir uygulanır. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre bu durumda da had cezası verilir (Ömer Nasuhi Bilmen, İstilâhât-ı Fıkhıyye Kâmusu, İstanbul 1968, III,197 vd.).

8. Cinsel temasın önden olması. Arkadan ilişki yani livata için Ebû Hanîfe'ye göre yalnız ta'zir cezası uygulanır. Ebû Yusuf, İmam Muhammed ve Hanefiler dışındaki üç mezhebe göre ise livata haddi gerektirir. Yabancı bir kadına ön veya arka dışında karın, uyluk gibi başka bir yere temas ise yalnız ta'zîri gerektirir. Çünkü bu, şer'an kendisine bir şey takdir edilmeyen münker bir fiildir.

9. Had cezalarının uygulanabilmesi için İslâm devletinin varlığı şarttır. Çünkü dârul-harp veya dârul-bağy (âsiler ülkesi) de had cezalarını uygulamaya İslâm devletinin velâyet yetkisi olmaz ve bu hükümleri uygulamaya gücü yetmez.

10. Zina eden erkek veya kadının halen veya daha önce sahih nikâhla evlenmiş olması ve bu nikâh devam ederken eşiyle bir defa da olsa cinsel temasta bulunması şarttır. Böyle bir erkeğe "muhsan", kadına ise "muhsana" denir. Recm cezası için bu son niteliğin bulunması da gerekir.

Recm için muhsan sayılmada erkek veya kadında şu yedi niteliğin bulunması gerekir: Akıllı olmak, ergin bulunmak, hür ve müslüman olmak, sahih nikâhla evlenmiş bulunmak ve bu nikâhtan sonra eşiyle guslü gerektirecek şekilde cinsel temasta bulunmak. Bu şartlardan herhangi birisi bulunmazsa ceza yüz değneğe dönüşür. Zina edenlerden birisi muhsan olur, diğeri bekâr bulunursa; bekâra yüz değnek, muhsan olana ise recm cezası uygulanır.

Ebû Hanife ve Mâlik'e göre, bir erkek veya kadının muhsan sayılması için müslüman olması şarttır. Bu yüzden evli olan gayri müslimlerin zinasına recm cezası uygulanmaz, çünkü recm, günahtan temizlenme yoludur. Zimmî ise günahtan temizlenmeye ehil değildir. Onun temizlenmesi ancak ahirette azapla gerçekleşir. Hz. Peygamber; Allah'a şirk koşan kimse muhsan değildir" (Zeylaî, Nasbü'r-Râye, III, 327) buyurmuştur. Bu görüşte olanlar için iki yahudinin Hz. Peygamber tarafından recmedilmesi olayı, Tevrat hükmüne göre olmuştur. Daha sonra bu neshedilmiştir (Zeylaî, a.g.e, III, 326; eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, VII, 92).

Şâfiî, İbn Hanbel ve Ebû Yusuf'a göre, recmin uygulanması için zina edenin müslüman olması şart değildir. Bir zimmî zina suçuyla İslâm mahkemesine gelse had uygulanır. Müslüman bir erkek zimmî bir kadınla evlenip cinsel temasta bulunsa, her ikisi de "muhsan" olur. Delil, Hz. Peygamber'in iki yahudiye recmi uygulamasıdır. "Dulun dul ile zinasında taşlama vardır" (Müslim, Hudûd,12-14; Ebû Dâvud, Hudûd 23; Tirmizî, Hudûd, 8) hadisinin genel anlamı da başka bir delildir. Diğer yandan zina bütün semavi dinlerde haram kılınmıştır (bk. eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, II, 267; İbn Kudâme, el-Muğnî, Kahire 1970, VIII, 163; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletüh, Dımaşk 1405/1985, VI, 43).

Zina Suçunun Sâbit Olması:

Zina, ya ikrarla ya da dört şahitle sabit olur.

1. İkrarla Tesbit:

Zina ikrarında bulunanın akıllı, ergin olması ve zorlama altında bulunmaması gerekir. Ayrıca ikrarın dört defa yapılması gereklidir. Çünkü Mâiz b. Mâlik'e Allah elçisi dört defa ikrar esasını uygulamıştır. Hanefi ve Hanbelîlerin görüşü budur. Şâfiî ve Mâlikilere göre ise tek ikrar yeterlidir. Bunlar da işçinin kendi patronunun eşiyle zina etmesi olayına dayanırlar. Çünkü orada dört ikrardan söz edilmemiştir (Buhârî, Âhad,I, Şurüt, 9; Müslim, Hudûd, 25; el-Bâcî, el-Müntekâ, VII,135; İbn Kudâme, el-Muğni, VIII, 191 vd.).

Diğer yandan dört ikrarın ayrı meclislerde yapılması gerekir.

2. Zinayı dört şahitle ispat: Zinanın müslüman, erkek, adaletli ve hür dört erkek şahitle ispat edilmesi gerekir (en-Nisâ', 4/15; en-Nûr, 24/4,13). Şahit sayısı dörtten az olur veya dördüncü şahit "sadece bunları bir yorgan altında gördüm" gibi kesin zinaya delâlet eden beyanda bulunmasa, ilk üç şahide "zina iftirası (kazf)" cezası uygulanır. Zina isnat edilenden had düşer. Çünkü Hz. Ömer, Muğîre (r.a)'in zinasına şahitlik eden üç kişiye zina iftirası cezası uygulamıştır (bk. ez-Zühayli, a.g.e., VI, 48; "Kazf" maddesi).

Recm Cezasının İnfazı:


Zina ikrarla sabit olmuşsa recm uygulamasına devlet başkanı veya infaz görevlisinin başlaması gerekir. Şahitle sabit olması halinde ise infaza şahitlerin tamamının hazır bulunması ve ilk taşı onların atması şekliyle başlanır. Böylece herhangi bir şüphe, vazgeçme yanlışlık vb. tüm ihtimallerin ortadan kalkması ve adli hataya düşülmemesi için gerekli önlemler alınmıştır. Hz. Ali'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Önce şahitler taş atmaya başlar, sonra devlet başkanı, sonra diğer insanlar" (Zeylai, a.g.e., III, 319 vd.; es-Şevkânî, a.g.e., VII,108). Bekârların zinasında ise değnek cezasına şahitlerin başlaması gerekmez. Çünkü onlar bunun usul ve şeklini bilmeye bilirler ve bu durum zulme yol açabilir.

Recm cezası, ibretli olması için bir meydanda erkek ayakta, kadın ise tercih edilen görüşe göre göğsüne kadar bir çukura sokularak kendisine ölünceye kadar küçük taşlar atılmak suretiyle infaz edilir. Hz. Peygamber'in Gâmidiyeli kadın için, göğsüne kadar bir çukur açtırdığı nakledilir (Zeylaî, a.g.e., III, 325; eş-Şevkânî, a.g.e., VII, 109).

Recmle öldürülen kimse yıkanır. Kefenlenir, cenaze namazı kılınır ve defnedilir. Çünkü Hz. Peygamber, recmedilen Mâiz için Kendi ölülerinize yaptığınız şeyleri ona da yapınız" (Zeylai, a.g.e, III, 320) buyurmuştur.
 

scarface

New member
Katılım
24 Mar 2006
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ercan1980' Alıntı:
Diyelim ki o çağdaş mümin, peki siz nesiniz? Yoksa gerici mümin mi? Zuha ha ha ha!

BAK iskender sapığının müridi.bu zamanın müslümanına gerici derler.bende elbetteki gericiyim.kurandan ayetler alıpta burda kendi kuş beyninize göre yorumlamaya kalkmayın.siz kimsinizde nesinizde yorum yapıyorsunuz.
 

scarface

New member
Katılım
24 Mar 2006
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
MUVAHHID' Alıntı:
Sayin Scarface Biz Allahin Ayetlerini Anlatiyoruz.kurandaki Islami Ortaya Koyuyoruz.biz Muslumaniz Peki Siz Nesiniz?

muvahhid kardeş sen fazla insanlara karşı kafir lafını kullanıyorsun.ki bu dünyanın en iddialı sözüdür.dikkat et.
kurandaki islamı ortaya koyduğunu söylüyorsun.türkçe mealleri yazarakmı.bak kardeşim.kuran bir çok ilim ışığında yorumlanır örneğin(hadis,fıkıh,siyer,kelam,arapça,tefsir,akaid,itikad,mantık,alaka,)şimdi sen bunlardan hangisine sahipsinde kendi kuş büyüklüğündeki beyninle yorum yapıyorsun.
ALLAHIN ayetlerini anlatıyoruz diyorsunda bence sen anlatma.tw den dinini örenen bi insan bunu yapmasın.
recm peygamber zamanında uygulanmıştır.
recm:evli veya dul erkek veya kadının zina suçunu 4 şahit le sabit olduğunda uygulanır.yada bu suçu işleyen insan kendi kendini 4 kere ihbar edicektir.peygamber zamanında 1 kere uygulandı.uygulanansa bir kadındı ve bu kadın kendini efendimize 4 kere ihbar ederek bu cezayı istemiştir.
sana ayet de yazırım ancak sölediğim gibi türkçe mealleri alıp burda kendi kafamıza göre yorumlar yapamayız.kaynak gösterirken islam büyüklerinin kaynaklarını alırsak daha iyi olur kanaatindeyim.onların açıkladığı ayetleri yazalım.kendimizin değil.
ZEKERİYA BEYAZ SENİ.
 

ercan1980

Üyeliði durduruldu
Katılım
15 Ara 2005
Mesajlar
186
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Web sitesi
www.kurandini.net.tc
scarface' Alıntı:
BAK iskender sapığının müridi.bu zamanın müslümanına gerici derler.bende elbetteki gericiyim.kurandan ayetler alıpta burda kendi kuş beyninize göre yorumlamaya kalkmayın.siz kimsinizde nesinizde yorum yapıyorsunuz.

İskender sapığı müridi mi? Valla birçok mezhep-fırka vs.'den davet geldi ama ben oralı olmamıştım. Buna rağmen ehl-i mezheb-i şirkiyye fırkası bizi her bir grubun müdavimi yaptı ya helal olsun! Gülmek için Kemal Sunal filmlerini izlememe gerek yok, burda scarface ve türdeşlerinin yazılarını okusam bana kafi! Zuha ha ha! :D :D :D

Kuran talebesi bir mümine iftira atan eyyy ehl-i mezheb-i şirkiyye fırkası üyesi, sapık İskender'e yaptığım eleştirileri hele bir oku

http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=613&PN=1

http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=289&PN=2&TPN=17

ve ardından tevbe et. Çünkü müminlere iftira etmek büyük günahtır.

16/105 Yalan uydurup iftira edenler ALLAH'ın ayetlerine inanmıyanlardır. Onlar gerçek yalancılardır.

33/58 İnanan erkeklere ve kadınlara, haksız yere hakaret edenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
 

ercan1980

Üyeliði durduruldu
Katılım
15 Ara 2005
Mesajlar
186
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Web sitesi
www.kurandini.net.tc
scarface' Alıntı:
kuran bir çok ilim ışığında yorumlanır örneğin(hadis,fıkıh,siyer,kelam,arapça,tefsir,akaid,itikad,mantık,alaka,)şimdi sen bunlardan hangisine sahipsinde kendi kuş büyüklüğündeki beyninle yorum yapıyorsun.

eddin.jpg


ZEKERİYA BEYAZ SENİ.
Büyük Beyinler Fikirlerle, Orta Beyinler Olaylarla, Küçük Beyinler Ise Kişilerle Ugraşir.!!! (Hyman Rickwer)
 

scarface

New member
Katılım
24 Mar 2006
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ercan1980' Alıntı:
İskender sapığı müridi mi? Valla birçok mezhep-fırka vs.'den davet geldi ama ben oralı olmamıştım. Buna rağmen ehl-i mezheb-i şirkiyye fırkası bizi her bir grubun müdavimi yaptı ya helal olsun! Gülmek için Kemal Sunal filmlerini izlememe gerek yok, burda scarface ve türdeşlerinin yazılarını okusam bana kafi! Zuha ha ha! :D :D :D

Kuran talebesi bir mümine iftira atan eyyy ehl-i mezheb-i şirkiyye fırkası üyesi, sapık İskender'e yaptığım eleştirileri hele bir oku.

eyyy kuranı kerimi kendi kuşbeyniyle yorumlamaya kalkan ehli sünnet düşmanı. seni karıştırmışım hakkkını helal et yönelttiğim sözden dolayı.
bi resimler koymuşssun.neyi annatmaya çalışıyorsun.tarikattan zerre bilgin olmadan neye saldırıyorsun.bak kardeşim kurandan türkçe mealler alarak kendi kafanızda yorumlar yapmayın katiyyen. netten linkler veriyorsun sen dinini netten örenirsen ki bu net %80 pornodan oluşur.şuan kurana çok açık bi saldırı var net dünyasında sizlerde aldanmayın.
size yine söylüyorum.kurandan türkçe mealleralıp kendi küçük beyninize ve dünyanıza göre yorumlamayın.kuran talebesi olduğunu söylüyorsun.bilirsin kuranın bir şefeat birde şikayet hakkı vardır.sen onu kendi kafana göre yorumlarsan ahirette bunun altından kalkamassın.kendinizi sapkınlığa götürmeyin sonunuz kötü olur.
 

milwaukee

Üyeliði durduruldu
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Scarface Ben 12 Sendedir Dini Kitaplardan Okurum Tvde Seyretmem.islam=kuran Bu Kadar Basit.o Icma Micma Sallama Sacma Sapan Seyler Insani Kurandan Uzaklastiran Tuzaklar.
 

milwaukee

Üyeliði durduruldu
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
bakın bu ayetler nasılda ehli sünnet tanımlıyor

Ali İmran 23- Görmüyor musun, o kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş olanlar, aralarında hüküm vermek için Allah'ın kitabına davet olunuyorlar da , sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyorlar.

Dikkat Ayette , hadislerden madislerden,sünnetten,icmai kelle sayısından, kitap yüklü eşeklerin kıyasından değil ALLAHIN KİTABINA DAVET EDİLMEKTEN BAHSEDİYOR. Bitti nokta

24- Bunun sebebi, onların "belli günlerden başka bize asla ateş azabı dokunmaz" demeleridir. Uydurageldikleri yalanlar dinlerinde kendilerini aldatmaktadır.

Allahın kitabından zebralara gibi kaçanlar neye inanıyor??

Bir müdddet cehennemde kalıp sonra cennete transfer olacağına.



Uydurageldikleri yalanlar dinlerinde kendilerini aldatmaktadır

İşte hodri meydan. ehli sünnet dini mensupları çıksında hayır bizim dinimizde böyle bir şey yok desin. Diyemezlerki zira;

Ehli sünnet dinine göre sözde müslümanlar günahları kadar yanacak sonra cennete tranfer olacaklarıdr.

Bakın şimdi onlar nasılda Allahın bu ayetlerini hadislerle iptal etmeye kalkacaklar

Veya bu ayetler yahudiler hakkında geldi bizi bağlamaz diye Alllahın ayetlerine kör ve sağır gibi davranacaklar
 

scarface

New member
Katılım
24 Mar 2006
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
yok ben sana hiç hadis yazmıcam.sanırım vahhabisin sen.annadım derdini.
demek kuranda hadislerden birde madis diye bişi yazmışssın .şimdi sen peygamberimi reddediyorsun.bak zavallı vahhabi kardeşim demicem diliz çünkü ancak müslümanlar kardeştir.demin yazdım ya bir insana kafir demek çok iddialı bisözdür diye.işte bunu iddia ediyorum.şimdi.
sen kuranı kendi küçük beyninde yorumlamaya devam et.demek o saydığım ilimlere gerek yok.sen okuyarak kendi kendine yollar çiziyorsun.
bak vahhabi denen insan hadis madis dediğin 18 BİN ALEMİN EFENDİSİNİN SÖZLERİDİR.
birde sünnete laf sölemişssin.sana derin bi söz söleyim.annamazsın ama en azından beynin olduğunu iddia ediyorsun.düşünürsün belki.
ALLAH HABİBİNDEN BAŞKASINI SEVMEZ.ANCAK SEVER ONA BENZEYENİ.
şimdi sen hadisi inkar sünneti inkar.eeeeee ALLAHIN SEVMEDİĞİ BİR KUL OLARAK NE HALT YEMEYE GİDİCEKSİN AHİRETE.
12 YILDIR KURAN OKUYORSUN ÖLEMİ.BUNLARIMI ÖRENDİN.HADİSİ SÜNNETİ İNKARIMI ÖRENDİN.
DAYANAMADIM Bİ HADİS YAZIYORUM.BENİM ÜMMETİM 73 FIRKAYA AYRILICAK BUNLARDAN BİRİ CENNET DİĞER 72 FIRKA ATEŞTEDİR.ASHAB KİM O BİR FIRKA YA RASULLULLAH .EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT ÜZERİNE YAŞAYAN MÜSLÜMANLAR. 18 BİN ALEMİN EFENDİSİ......
 

milwaukee

Üyeliði durduruldu
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
BIRAK O SALLAMALARI.ALLAHIN KITABINA UY.EVET 12 SENDE SADECE ALLAHIN KITABINA UYMAYI OGRENDIM.
SANA SUNU SORUYOM BIR GELENEKCI OLARAK SANA.
Geylânî’nin, sekiz asır önce Said Nursi için yazdığı iddia ediliyor:

Bizi aracı yap, her korku ve darlıkda.

Her şeyde her zaman, candan koşarım imdada

Ben korurum müridimi korktuğu her şeyde.

Koruyuculuk ederim ona, her şer ve fitnede.

Müri*dim ister doğuda olsun is*ter batıda

Hangi yerde olsa da yetişirim imdada[26]”

Bu iddiayı Said Nursî’nin 23 şakirdi yapar[27]. İspat için, cifir ilmi denen hayali şeylere dayanır ve şiirde şu anlamın saklı olduğunu söylerler:

"O Gavs'ın müridi Said Kürdî, Rusya'da esirken kuzeydoğu Asya’dan bid’atçıların eliyle Asya’nın batısına sürgün edildiği ve Sibirya taraflarından kaçıp çok fazla yeri dolaşmak zorunda kaldığı sırada Allah'ın izniyle, havl ve kuvvet-i Rabbânî ile ona yardım ederim ve imdadına yetişirim."

BU SENCE KABULMU
 

milwaukee

Üyeliði durduruldu
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Recm Cezası:

24/2 Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun:Allah!a ve ahiret gününe inanıyorsanız-Allah'ın dininde onlara acıyacağınız tutmasın.Müminlerden bir grupda cezaya şahid olsun.

kuran hiçbir ayırım yapmadan herkeze cezayı eşit görmüştür.oysa Buhari'nin sahih Hadislerinde'yani yalanlarında şöyle açıklama vardır..?
zinayı yapan evli biriyse Recm cezası uygulanması gerekliliğini:Hatta bunun önceden Kuran'anda olduğunu fakat Hz.Ayşe Peygamber efendimizin defin işleriyle uğraşırken bir keçi tarafından bu yayıların yinildiğini ama hükmünün hala geçerli olduğunu anlatır...

hadis 93:21-Müslim Hudud 8:1431-Ebu Davut 41:1

İleride bazı kişiler çıkacak ve Recm cezasını kuran'da bulmuyoruz diye recmi inkar edecekler.işte bu kişiler okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacakla.eğer halkın'Ömer Kura'ana ilave ediyor'demesinden korkmasaydım bu recm ayetini kuran'a yazardım...

Buhari 63:27
cahiliye döneminde etrafı başka maymunlarla sarılmış dişi bir maymun gördüm.Hepsi onu zina yaptığı için taşlıyorlardu.ben de onlarla beraber taşladım...

Bu cezayı tatbik eden kişi iki tane büyük günah işlemiş olur.bunmlardan biri mümin birini öldürmek(bir mümini kasten öldürmenin cezası 04:93 'e göre sonsuz cehennemdir)
ve Allahın değilde hadislerin emrini uygulayarak ortak koşmak apacık şirktir..

bütün Hadis kitaplarına bakarsak Nasıl bir keöi ise recm ayetini yemiştir.En Sahih hadis kitapları ve mesheplere göre Aç bir keçi Kuran.ı yeyip eksiltmiştir.

bütün Hadisler böyle aktarıyor.tabiki keçinin son yıllarında ne olduğunu anlatmıyorlar.
maymunlara bakaıp ilim yazıyorlar hadislerde aynen böyle geçiyor...
Recm hakkında bir sürü hadisler ve rivayetler dolaşmaktadır.

bütün rivayetlerde bu keçiden bahsedilmektedir.yazık ben birşey doğrusu anlamdım siz anladınız mı ?

bu keçide sahi nerden cıktı araya'keçi oılmasaydı Allah(cc9 nun ayeti tamam olacaktı'fakat ayşe nefn işlerinde biraz dalgın olunca keçide açmış bula bula bu yazılı ayeti yimiş buna bebekler bile güler'ben bir haftadır bunu okuyunca gülüyorum.. ne kadar Kömik Değil mi ?

selamlarımla
 

ercan1980

Üyeliði durduruldu
Katılım
15 Ara 2005
Mesajlar
186
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Web sitesi
www.kurandini.net.tc
scarface' Alıntı:
ercan1980' Alıntı:
eyyy kuranı kerimi kendi kuşbeyniyle yorumlamaya kalkan ehli sünnet düşmanı. seni karıştırmışım hakkkını helal et yönelttiğim sözden dolayı.

Karıştırmışım olurmu yaw, sen ne kadar kuşbeyinlisin böyle! Karıştırmışım olur mu??? Hey Allah'ım yaw!

... netten linkler veriyorsun sen dinini netten örenirsen ki bu net %80 pornodan oluşur...

Bu ne kadar saçma bir teori böyle?

kendinizi sapkınlığa götürmeyin sonunuz kötü olur.

Sen bizi boşver, kendin için endişelen! :D
 

ercan1980

Üyeliði durduruldu
Katılım
15 Ara 2005
Mesajlar
186
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Web sitesi
www.kurandini.net.tc
scarface' Alıntı:
ercan1980' Alıntı:
seni karıştırmışım hakkkını helal et yönelttiğim sözden dolayı.

Senin gibi şirk dinine iman ediyor olsaydım "sana hakkımı helal etmezdim" Ama malesef biz müminlerin insan olarak Allah'ın helal ettiğini haram - haram ettiğini de helal edemiyoruz. Böyle bir yetkiye sahip değiliz! Allah'ın belirlediği helaller ve haramlar dışında helal-haram belirleyemiyoruz. Ama siz bunu yapabiliyordunuz değil mi? :D

Bu yüzden için rahat olsun! Ben seni affettim, Allah da affetsin inşallah!
 

ercan1980

Üyeliði durduruldu
Katılım
15 Ara 2005
Mesajlar
186
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Web sitesi
www.kurandini.net.tc
Muvahhid kardeş topunu da at çöpe! Geylani midir geyikçi midir, bediüzzaman mıdır yoksa tatlı bediş midir ... her ne karın ağrılarıysa bunlar, bunların da-bunlara uyanların da ... neyse!!! Ben onların ilahlarına sövmeyim ki onlar da benim ilahıma sövmesin! :eek:
 

scarface

New member
Katılım
24 Mar 2006
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
haklısın kabahat bendeki helallik istiyorum.etme kuşbeyinli arkadaşım.sen koskoca islam dinini karıştırıyorsun ben biseni karıştırmışım çokmu.
 
Üst Alt