Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hangi Mezheb ?

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
hanefı faı sıı sunnı vs vs hıc farketmez farkeden tek bır sey var oda kardeslıgımızın sevıyesıdır hepımız bır musluman ve de bırr kardesız bende hanıfıyım kımın hangı mezhepden oldugu onelı degıldrı onemlı olan kardeslıklerımzdır selamtle
 

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
Şu temsili beraber okuyalım:
Biri hastahaneye yetişecek. Yolu soruyor. Hastahane sahibi ile görüşüyor. Diyor ki, filan yolu takib et. Kesin hastahaneye ulaşacaksın. İstersen şu yolu da takib edebilirsin. Oda doğrudur. Hatta birde şu yolvar.. ve hakeza

Hastahaneyi arayanın önüde iki yol açıldı. Ya hastahane sahibini dinleyecek hastahaneye ulaşacak ya ehil olmayandan aldığı bilgiyi değerlendirecek yada kendi cebinden çıkan aklı veyahut hisleri ile hareket edecek. Hastahane yerinde mezarlığa ulaşacak.

İşte hastahane hakikati temsil eder. Herkezin gayesi hakikate ulaşmaktır. Hastahane sahibi Kur'an'ı temsil eder. Hakikate götüren hak yolları yine o öğretir.

Hastahaneyi aramak hakikati aramayı temsil eder. Ya hak metodları kullanır hakikate ulaşırız. Ya hak olmayan metodları kullanır gümler gideriz.

Mesela, özel hayatındaki sansasyonlarla şöhret bulmuş bir kişiye sanatçı demek metodik olarak doğru değildir. Ancak, medya halkın eline yanlış metre aletleri verdiği için elbette o metre ile ölçen o kişi sanattan bihaber o zevata sanatçı nazarı ile bakıp hayran olur. İdolü dahi yapar.

İşte Kur'an doğru ölçü aleti verir. Kur'an'dan ders alan bir zat, mesela; Nazım Hikmet'e iki nazarla bakar; biri dünyevi biri uhrevi. Elbette sanatını takdir eder, elbette Allah adına dine zarar veren ideolojisine buğz eder. Biri birine karıştırmaz.

Yelken kardeşim doğrular bir değildir. Hakikat birdir. Doğru Hak demektir. Yani, hak doğru metod,prensip, umde, düsturlar üzerinde gitmektir. Yani, hak sırat-ı müstakim üzerinde olmaktır.

Kur'an hakkı bildiren kitabtır. Yani, insanlara hakikate ulaşmak için prensipler, metodlar verir. Doğru yolu gösterir. Doğru yol ise zamana, millete, coğrafyaya ,mesleklere vesaire farklılık gösterir. İşte Kur'an'ın en büyük vasfı her zamana hitab edebilme, her millete, kültüre, mesleğe dayanak olma, yol gösterebilmesidir.

"Hak yani doğru birdir" dediğimiz vakit alem-i insaniyete tek bir elbise giydirmek hepsini aynılaştırmak, kitleleştirmektir cemat ruhu taşıyan İslam'a muhallif bir görüş olacatır.

İşte Mü'min bir Müslümanın birinci vazifesi halkın hakikate ulaşma arzusu ile istimal ettiği, ancak; onu yalana ve yanlışa götüren kendi cebinden çıkan veyahut, medya gibi cahil veyahut ard niyetli cenahların verdiği ölçü aletlerine bedel Kur'an'ın hak metodlarını vermektir. Önce kendi istimal eder ki lisan-ı hal lisan-ı kalden daha tesirlidir.

İşte ortaya çıktı ki dalalet fırkalarının zuhur mukademelerine baktığımızda imamlarının hak metodtan uzaklaşmalarını görürüz. Elbette hak metodu istimal etmeyen -mesela- der; "Kader yoktur". Zaten başka bir sonuca varması düşünülemez. Yani, Adetullah'a binaen hak metodları kullanana muhakkak hak metodu istimal kabiliyetine veya aklının kabiliyeti nisbetince hakikat verilir. O kişi asla dall olmaz..

Muhabbetle

evet bakış açınız ve konuya nüfuzunuz ve ayrıca pratiği teoriye aktarışınız hoş ve anlamlı ...tabii ki hemfikir olduğumuz yanlar da var. bunun dışında katılamayacağımız noktalarda...

özellikle kırmızıyla işaretlediğimiz paragraftaki yeşil kelime bizim değindiğimiz nokta değil...doğrular noktasında da hem fikiriz...

mesajı daha dikkatli okursanız biz ''doğru'' birdir demiştik...''doğru'' kelime anlamıylada tekliği ifade eder...

bir dava ,bir görüş,bir yol buna yönelişte ve bunu özümseyişte, başlangıç ve varış itibariyle kişinin kendi doğrusunu ifade eder...

mutlak bir' e davette dahi davetçilerin hak için kullandıkları metodlarda ayrı ayrı birer hakkı ifade eder...

hem müslümanlık değilmidir hakka hizmeti amaç edinmek...amaç için de aynileşmek gerekmez mi?gerçekçi bir yaklaşımla amaç iman edenlerden olduk demek değilmidir...son tahlilde maksat aynileşmektir...yoksa farklı farklı iman mı söz konusudur...sonuç bir'e varmak değilmidir?

bu bağlamda mes' ele yi ele aldığımızda aynileşmek için farklılaşılmıyor mu?metod ' u yani doğruları da bu şekilde ele almak gerekir...selametle
 

Abdullah el-Necdi

New member
Katılım
20 Eki 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Konum
Almanya
Amelde hanefi, i'tikadda selefi mezhebindenim...

Yanlis konusmak sac dökülmesine yol acmiyor ki cahiller kel kalsin. Muhammed b. Abdulvahhab, "Vahhabilik" adinda bir mezhebin kurucusu falan degil, Islam'in bidayetinden o yana var olmus hak bir mezhebin, Selefiyye'nin, büyük imamlarindan biridir sadece. Tipki Imam Ibn Teymiyye gibi. Ilk dönem müctehid imamlarin istisnasiz hepsi Selefiyye'den olup, bu mezhep Hz.Peygamber'in ve onun güzide ashabinin i'tikaddaki cizgisini ifade eder. Daha genis bilgi edinmek isteyenler, "Tasavvuf'a Dair-2" baslikli yazima bakabilirler.
 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
43
şiilerle sünnilerin birbirini öldürmesimidir hak adamlar birbirini mezheplerinden dolayı öldürüyor bu mudur Allah ın emrettiği yol
 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
şiilerle sünnilerin birbirini öldürmesimidir hak adamlar birbirini mezheplerinden dolayı öldürüyor bu mudur Allah ın emrettiği yol

Bir şii bir sunniyi öldürüyorsa, katildir. Bir sunni de bir şiiyi öldürüyorsa katildir.

Bir şii alimi sunnileri öldürün diye fetva veriyor ise, sapmıştır. Yine bir sunni alimi şiileri öldürün diye fetva veriyor ise o da sapmıştır.

Müslüman'ın kanı müslümana helal değildir. Katliamların emirini veren mezhepleri değil, fitne unsuru olan sapkınlar ve cahillerdir.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Abdülvehhab'a da büyük imam yakıştırması yapanlarda sırma saçlı olacak değil a! Çok çok tarama özürlü olur.
Yazık! hayatında didindi durdu bir şöhret olamadan gitti, arkasından medhu senalarla yad edilmeye başlandı. Ah! ne vardı şunun birazını hayatındayken yapsanızda uyeyneli şeyh de mutlu mutlu amacına ulaşmış olmanın verdiği hazla mikserini karıştırsaydı, olmazmıydı sanki!
 

Aisa

New member
Katılım
8 Kas 2007
Mesajlar
79
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Baku
radikalislam, biz kimseyi medhetmiyoruz. nasil oluyor ebu Hanife, imam Gazali, imam esh-Shafii
vs alimler hakkinda da bildiklerimizi soyluyoruz medh olmuyor, ama abdulVahhab hakkinda bir sey soyledikmi hemen "medhettigimiz" soyleniyor. bir az adaletli olun. alimler de insanlar, onlarin da hatasi olabilir. ama biz selefiler her alimden dogru olani goturup hayatimizda uyguluyoruz. bir de... soyler misiniz, selefiler Kurana ve sunnete aykiri ne yaptilar?
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
radikalislam, biz kimseyi medhetmiyoruz. nasil oluyor ebu Hanife, imam Gazali, imam esh-Shafii
vs alimler hakkinda da bildiklerimizi soyluyoruz medh olmuyor, ama abdulVahhab hakkinda bir sey soyledikmi hemen "medhettigimiz" soyleniyor. bir az adaletli olun. alimler de insanlar, onlarin da hatasi olabilir. ama biz selefiler her alimden dogru olani goturup hayatimizda uyguluyoruz. bir de... soyler misiniz, selefiler Kurana ve sunnete aykiri ne yaptilar?
Yukarıda saydığın imamlar ile söylediğiniz uyeyneli mikser bir mi ? şaşarım aklınıza. Kendisine örnek aldığı İbn Teymiyye'yi dahi bir noktadan sonra yeterli görmeyen (ilmi olarak eksik bulan) bir bedeviyi gereksiz ve ifrata varacak derecede yüceltmenizin de bir manası yok hanımefendi. Bahsettiğiniz şahısı ve düşünce yapısını yıllarca etüd ettik. Bunlar kafidir bizim için. Ehli sünnet mensuplarını tümden tekfir ederek "kafir" ilan eden şahıs hakkında çok şey yazdık, çizdik, söyledik. Bir zahmet bizi yormadan forumda araştırın bakın bulursunuz.

Selef diyerek kasd ettiğiniz eğer tabiin ve tebe-i tabiin alimleri ise (Allah hepsinden razı olsun), hepsi başımızın üzerindedir. Bizim başımızın üzerinde manevi değerini taşıdığımız insanların muazzez mezarları da necidli ahbap tarafından yerle bir edilmiştir. Demek ki bizim başımızın üstünde olan, onun ayağının altındadır! bu mantıkla. Benim değerimi ayaklar altına alan bedeviyi de ben her fırsatta aşağıya indiririm. Çünkü; özü sapıktır! dayanağı yoktur. Her şey ilim ile olsaydı, şeytanda bir mezhep kurar geçer başına oturur fetva verirdi. Hoş gerçi bu konuda taşeronlara sipariş veriyor ya, neyse görmek lazım artık.
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
şiilerle sünnilerin birbirini öldürmesimidir hak adamlar birbirini mezheplerinden dolayı öldürüyor bu mudur Allah ın emrettiği yol
kardeş bu mezheplerde olmuştur mezheplerden öncede olmuştur müslüman müslümanı herzaman öldürmüştür buda insanlarımızın dini bilmeden veyahut bilipte dünya hayatına meyilvermekten kaynaklanıyor herşeyi mezheplerin üzerine atmakla olunmaz ve illaki mezhep tutmaklada olunmaz yinede söylüyorum bu mezhepler arasındaki savaş 200 veya 300 yıl önce çıkmıştır ilk çıkılan yerde arabistandır ve mezhep kavgalarının ilk çıkış sebebide peygamber sizlerden çıkmıştır ve sizin mezhep diger mezheplerden daha büyüktür fakat akıllı bir müslüman bunu anlar ve kavramasını bilir müslüman için safisi hanefisi malikisi hanbelisi siias mezhebenide olan önemli olan aynı ilaha kitaba ve peygamberlere imanetmektir fakat bunu suanda bir çok insan düsünemiyor ve katletmeye devam ediyor bu haksız yere din kardesini öldüren ebediyen cehennem atsinde olmasıdır bu hangi mezhemde oldugunun önemi yoktur
 

Abdullah el-Necdi

New member
Katılım
20 Eki 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Konum
Almanya
Radikalislam kardes,

Imam Muhammed b. Abdulvahhab icin;

"Yazik, hayatinda didindi durdu, bir söhret olamadan gitti"

demissiniz. Bu sözünüzü etüd ettigimde, didinip durmanin, mutlaka "söhret olmak" gibi bir gayesi olmasi lazim geldigi anlayisini Sizde tesbit ediyorum. Bundan, Sizin herhangi bir hususta ortaya koydugunuz cabanin, hayattaki tüm didinip durmalarinizin, kendi capinizda hep "söhret olmak" amacina yönelik eylemler oldugu anlasiliyor. Bu mantikta oldugunuz icin olsa gerek, baskalarinin ugraslarini da ayni sekilde degerlendirme, ayni nefsani saike haml etme egilimindesiniz. Nefsani tutkularinizdan en kisa zamanda necat bulmanizi temenni ediyor, bundan sonraki mücadelelerinizi böyle süfli amaclar ugruna vermemenizi diliyorum.

O nefsiniz degil mi Sizi "kalp okumaya", bilemeyeceginiz alanda hükümler vermeye, Allah'dan rol calmaya sevk eden ? Imam'in kalbini yardiniz da baktiniz mi ki, didinip durmalarinin ne icin oldugu hakkinda bir söz söyleyebilesiniz ? Bu yetkiyi kimden aldiniz ?

Yine demissiniz ki;

"Onu gereksiz yere ve ifrata varacak derecede yüceltmenizin bir manasi yok."

Oysa, Imam hakkinda söyledigim, onun sadece, Selefiyye'nin büyük imamlarindan biri oldugu idi, baska degil. Bunda, "ifrata varacak derecede bir yüceltme" görmüs olmanizi, son derece enteresan buluyor, "algilama bozuklugu"na bir isaret sayiyorum. O paragraftaki sözleriniz, her ne kadar Size "Bunu Aisa kardes icin söylemistim, cünkü 'hanfendi' tabirini kullandim" deme imkani veriyor görünse de, durum öyle degil. Zira Aisa kardesimizin bu konudaki sözlerinde, bir sahis olarak, Muhammed b. Abdulvahhab'dan hic bahsedilmemektedir. Övgü niteliginde tek kelam etmemistir. Belki övgü denebilecek (bana sorarsaniz övgü de degildir ama) tek söz, benim; "Mezhebin büyük imamlarindan biri sadece" sözümdür.

Imam hakkinda istimal ettiginiz;

"vatandas, arkadas, bedevi, uyeyneli mikser"

gibi tabirlerden dolayi, Sizin naminiza üzüldüm sadece. Stand Up yapmanin da bir yeri var diye düsünüyorum. Ama her konuyu mizah malzemesi görmek, sonucta, muhatabimizca ciddiye alinmamayi iktiza eder.

Yine bir baska yerde demissiniz ki;

"Her mezhebin basinda bir imam vardir, vahhabi ekolünün basinda ise herhangi bir imam yoktur, hicbir zaman da olmamistir."

Bu sözünüz dahi dogru degildir. Ilk dönem müctehid imamlarin istisnasiz hepsi, Selefiyye mezhebinin imamlaridir. Dört imamin ve digerlerinin i'tikaddaki cizgilerine baktiginizda, bugünkü Selefiyye'nin temel ilkelerinden, "ta'tilsiz tenzih - tesbihsiz isbat" metodundan baskasini bulamazsiniz. Imam-i Azam Ebu Hanife'nin i'tikadi ne idi ? Imam Malik'in i'tikadi ne idi ? Imam Safii'nin, Imam Ahmed b. Hanbel'in i'tikadlari ne idi ? Bunlarin akaidi bedahet derecesinde aciktir ve birazcik caba ile ögrenilebilir. Aliniz "Fikh-i Ekber"i okuyunuz. "Ebu Hanife'nin Bes Eseri"ni acip okuyunuz.

I'tikadda Sizin mezhebiniz hangisidir Radikalislam kardes ? Es'ariyye'den misiniz, Maturidiyye'den mi ? Peki ya bu iki imamin dahi (sonraki es'ari ve maturidilerin degil) i'tikadlari ne idi ? Her ikisi de Selefiyye mezhebinin imamidir. Imam Es'ari'nin, ilk dönem mezheplerini anlatan "Makalat"ini okumaz misiniz ?

Son olarak;

Kimseyi, hasimlarinin söylediklerinden ögrenmeye kalkismamanizi tavsiye ediyorum. Cünkü hasim, tarafdir, adil konusmaz. Dogru yöntem, hakkinda kelam edilmek istenen kisinin bizzat kendi yazdigi eserleri mütalaa etmektir. Belli isimler hakkinda sürekli söz söyleme ihtiyacinda olan birinin, o isimlere ait bütün eserleri okumus olmasi beklenir. Aksi, kinanmaya müstehak bir hal olur. Cok merak ediyorum; Imam Ibn Teymiyye'nin, Imam Muhammed b. Abdulvahhab'in ve diger selefi imamlarin kac kitabini, hangi kitaplarini okudunuz ?
 

Aisa

New member
Katılım
8 Kas 2007
Mesajlar
79
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Baku
Yukarıda saydığın imamlar ile söylediğiniz uyeyneli mikser bir mi ? şaşarım aklınıza. Kendisine örnek aldığı İbn Teymiyye'yi dahi bir noktadan sonra yeterli görmeyen (ilmi olarak eksik bulan) bir bedeviyi gereksiz ve ifrata varacak derecede yüceltmenizin de bir manası yok hanımefendi. Bahsettiğiniz şahısı ve düşünce yapısını yıllarca etüd ettik. Bunlar kafidir bizim için. Ehli sünnet mensuplarını tümden tekfir ederek "kafir" ilan eden şahıs hakkında çok şey yazdık, çizdik, söyledik. Bir zahmet bizi yormadan forumda araştırın bakın bulursunuz.

Selef diyerek kasd ettiğiniz eğer tabiin ve tebe-i tabiin alimleri ise (Allah hepsinden razı olsun), hepsi başımızın üzerindedir. Bizim başımızın üzerinde manevi değerini taşıdığımız insanların muazzez mezarları da necidli ahbap tarafından yerle bir edilmiştir. Demek ki bizim başımızın üstünde olan, onun ayağının altındadır! bu mantıkla. Benim değerimi ayaklar altına alan bedeviyi de ben her fırsatta aşağıya indiririm. Çünkü; özü sapıktır! dayanağı yoktur. Her şey ilim ile olsaydı, şeytanda bir mezhep kurar geçer başına oturur fetva verirdi. Hoş gerçi bu konuda taşeronlara sipariş veriyor ya, neyse görmek lazım artık.

evvela, bir az konusmalariniza dikkat edin. simdiye kadar tum tarikat ve mezhep ehli digerlerinin aklina sasmislar. siz bunu fark edememisseniz.........
diger fikirlerinize gelince, burda kim AbdulVahhabi ifrata varacak kadar yuceltti? biz yalniz Allahi ve peygamberlerini yuceltiriz, diger insanlari yucelten sizlersiniz (mevlana, evliya vs deyip kabirlerini az kalsin ibadetgaha ceviriyorsunuz). AbdulVahab hangi kitapinda ehli-sunneti tekfir etti? lutfen soyleyin biz de bilelim.
son olarak, bir insani bedevidir diye assalamak muslumana yakisan sifat degil
selam ve dua ile...
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
bizler hangi mezhepten oldugumuz önemli degil önemli ALLAH a kitabına ve resulunun yolunda gittigimiz önemli işte bizlerde bu yönde kaybetmeye ve giri kalmaya mecburuz meshepcilik tarikatçılık vs. gibi sözlerin yerini artık yerini ilim bilime yervermeliyiz bu yönde ilerlelmeliyiz
 

Abdullah el-Necdi

New member
Katılım
20 Eki 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Konum
Almanya
Sevgili Casus kardesim,

Hz.Peygamber; "Yahudiler 71 firkaya ayrildi. Biri haric hepsi atestedir. Hristiyanlar 72 firkaya ayrildi. Biri haric hepsi atestedir. Benim ümmetim de 73 firkaya ayrilacak. Biri haric hepsi atestedir" buyuruyor. "Bu bir firka hangisidir ya Resulullah ?" diye sual eden sahabilere de "O, Firka-i Naciye'dir. Bugün benim ve ashabimin üzerinde bulundugumuz yolda bulunanlardir" seklinde yanit veriyor (Tirmizi, Iman, 18).

Yine buyuruyor ki Resulullah; "Sonrakiler bircok ihtilaf görecek, ayriliklara sahid olacaklar. Ben size sünnetimi, rasid halifelerimin sünnetini tavsiye ediyorum. Ona simsiki sarilin. Sonradan cikan seylerden sakinin. Cünkü her sonradan cikan, bid'attir. Her bid'at, sapikliktir" (Ebu Davud, Sünnet, 5).

Bunlar ve bu cümleden diger hadisler, "Resule itaat edin" (Nisa-59) emr-i ilahisinin bir tefsiri mahiyetindedir ve sünnete uymanin farziyetini ifade ederler. Vahiy, "herhangi bir sekilde" degil, ancak "sünnet üzere" anlasildigi ve yasandigi taktirde Islam olur. Vahiy ile irtibata gectigi an, insan icin, isin tabiyati icabi bir mezhep üzere bulunmak sözkonusudur. Zira mezhep, tarzdir. Isterse bu mezhebin tek müntesibi kendisi olsun. Yani vahyi anlamak noktasinda sadece kendine özgü bir tarzi bulunsun. O yine bir mezhep üzeredir. Bu bakimdan mezhepsizlik, hakikatte degil, yalniz insanin dilinde var olabilir.

I'tikadda ve amelde eger sünnete ittiba yoksa, bilinmelidir ki, orada bid'ate ittiba vardir. Cünkü sünnet ile bid'at, iman ile küfür gibi, birinin oldugu yerde digerinin barinamadigi iki zid olgudur. Mezhebimiz, ya sünnet üzere olacak, ya da bid'at. Ücüncü bir secenek mevzubahis degildir.

Allah bizleri, hem i'tikadda hem amelde, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'ten ayirmasin. Bizlere, rahmet peygamberinin, onun kutlu ashabinin ve bunlara güzelce tabi olanlarin inanc ve ameldeki cizgisinde sebat ihsan eylesin insaallah.
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
nice alimler vardır onlar mezhepten olmamıştır fakat onlar hak olan bütün meseplerin yaptıklarını yapmıştır illaki bir mesebe baglı olman gerekmez kardeşim mezhepten olsanda bir şey olmaz
 

Abdullah el-Necdi

New member
Katılım
20 Eki 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Konum
Almanya
Imam Rabbani'nin mezhepsiz oldugunu nereden isittin güzel kardesim ?

Bunu Mektubat'tan cikarmis olamazsin.

Imam'in, Ehl-i Sünnet'e ne derece bagli oldugu, bid'at firkalari nasil tenkid ettigi, Mektubat'i okuyanlarin malumudur.

Kim söyledi Sana "Imam Rabbani mezhepsizdir" diye ?
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
imamı rabbani ilk önce mezhepbe baglıdı fakat daha sonra hak olan bütün mezheplerin yaptıgını yapmıştır illaki bir mezhebe baglı kalmamıstır benim demek istedigim buydu egersende bunu yapa biliyorsan bir mezhebe baglı kalmazsın benim demek istedigim budur mezhepler insanların dinden çıkmaması için mezhepler kurulmuştur peygamber s.a.v vefat ettigi zaman 4 halife zamanında bile mezhep yoktu mezhep daha sonra çıkmıştır yazımı tam olarak okumadın herhalde kardeş sonra diyorumki ilmi yönde ilerlemiş ve hak olan bütün mezheplerin hepsini yapmıştır kuran ve ehli sünnet itikadına göre hareket etmiştir egerki sen kuran ve ehli sünnet itikadına tam baglıysa mezheplere ihtiyaç duymazsın mezhepler insanların dinden uzakdurmamasını saglar ve azmış oldugum her yazıdada illaki mezhepsizde olun demiyorum fakat bunu kime söylereseniz söyleyin (alim) egerki ben hak olan mezheplerin yapmış oldugunu bütün seyleri yapıyorsam bir mezhebe kalma zorunlulugum yoktur benim demek istedigim de budur zaten mektubatta bu söylenmez bişri hafide bir mezhebe baglı degildi fakat iyi bir alimdir alimlik illaki bir mezhebe baglı olmakla olunmaz o ancak ALLAH ın dilemesiyle olur
 
Üst Alt