Hadislerde Zekat Kavramı

HER TÜRLÜ MALDA ZEKATIN DIŞINDA BAZI HAKLAR DA VARDIR

659

Fatıma b. Kays (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.)’e zekat hakkında sordum veya soruldu, bunun üzerine buyurdular ki:
“Her türlü malda zekattan başka ödenmesi gereken haklar da vardır.” Diyerek Bakara sûresinin 177. ayetini okudu: “Gerçek erdemlilik, sevap ve hayra ulaşmak, yüzünüzü doğuya ve batıya çevirmeniz ile ilgili değildir. Ama gerçek hayra ulaşmak ve Allah’ı razı etmek; Allah’a ve ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inanan; servetini kendisi için ne kadar kıymetli de olsa akrabasına, yetimlere, ihtiyaç sahiplerine, yolculara, yardım isteyenlere ve insanları kölelikten kurtarmaya harcayan; namazında dikkatli ve devamlı olan ve arındırıcı mâlî yükümlülük olan zekatı veren kişinin davranışıdır. Ve gerçek erdem sahipleri, söz verdiklerinde sözlerini tutan; felaket, zorluk ve sıkıntı anlarında sabredenlerdir. İşte sözüyle eylemi bir olanlar bunlardır. Gerçekten yollarını Allah’ın kitabıyla bulanlar da bunlardır.”
(İbn Mâce, Zekat: 3; Ebû Dâvûd, Zekat: 32)

660
Yine Fatıma b. Kays (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Mallarda zekattan başka da ödenmesi gereken haklar vardır.”
(İbn Mâce, Zekat: 3; Ebû Dâvûd, Zekat: 32)

Tirmîzî:
Bu hadisin senedi pek sağlam değildir. Ebû Hamza, Meymun el A’ver’in hadis konusunda zayıf olduğu kaydedilmiştir. Beyan ve İsmail b. Sâlim, Şa’bi’den bu hadisi aynı sözlerle rivâyet etmiş olup bu daha sahihtir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 27 Hadis no 659-660
 
Son düzenleme:
ZEKAT VERMENİN DEĞER VE KIYMETİ

661

Saîd b. Yesâr (r.a.)’in Ebû Hüreyre’den işittiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim helal kazancından bir sadaka verirse ki - Allah helal maldan verilen sadakadan başkasını asla kabul etmez- Allah o sadakayı sağ eliyle kabul eder, bir hurma değerinde olsa bile o sadakayı sizden birinizin atının yavrusunu veya sütten kesilmiş deve yavrusunu büyüttüğü gibi büyütür. O hurma değerindeki sadakanın sevâbı dağdan daha büyük olur.” (Buhârî, Zekat: 6; Müslim, Zekat: 19)
Tirmîzî:
Bu konuda Adiyy b. Hatîm, Enes, Âişe, Abdullah b. ebî Evfâ, Hârise b. Vehb, Abdurrahman b. Avf ve Büreyde’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

662
Kâsım b. Muhammed (r.a.)’in, Ebû Hüreyre’den işittiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah sadakayı kabul eder, sağ eliyle alır ve onu sizin atınızın yavrusunu büyüttüğü gibi büyütür, öyle ki bir lokma büyüklüğünde bir sadakanın sevâbı bile uhud dağı kadar oluverir. Allah’ın kitabında bunun ölçüsü şudur: “Bilmiyorlar mı ki, kulların tevbesini kabul eden Allah’tır. Sadakaları da alıp kabul eden O’dur. Ve iyi bilin ki, tevbeleri çok kabul eden ve kullarına acıyan da O’dur.”
(9 Tevbe: 104) “Allah faizli kazançları bereketten mahrum eder, ama karşılıksız yardımlar olan, sadakaları kat kat artırarak bereketlendirir. Allah kendisinden gelen gerçekleri örtbas edenleri ve günahkarların hiçbirini sevmez.
(2 Bakara: 276) (Buhârî, Zekat: 6; Müslim, Zekat: 19)
Tirmîzî:
Bu hadis hasen sahihtir. Âişe’den benzeri bir hadis daha rivâyet edilmiştir. Pek çok ilim adamı bu hadis ve benzeri rivâyetler ve belirlemelerle Allah’ın her gece dünya semasına inişi hakkında ki meselede şöyle diyorlar: “Bu tür rivâyetler sabittir bunlara inanılmalı vehme kapılarak nasıl olabilir? Denmemelidir.”
Aynı şekilde Mâlik, Sûfyân b. Uyeyne, Abdullah b. Mübarek bu çeşit hadisler hakkında diyorlar ki: “Bu tür hadisleri “nasıl” sız olarak kabul edip inanın, Ehli Sünnet vel cemaat ilim adamlarının görüşü böyledir.
Cehmiyye mezhebi bu tür rivâyetleri reddederek bu “benzetme” olur demektedir.
Allah, Kitabı’nın pek çok yerinde Yed (El), Sem’ (Kulak) ve Basar (Göz) tabirlerini zikrediyor. Cehmiyye ise bu ayetleri ilim adamlarının tefsirine aykırı yorumlayarak diyorlar ki: “Allah, Adem’i eliyle yaratmamıştır. Burada “el” kelimesi güç ve kuvvet anlamındadır.”
İshâk b. İbrahim şöyle diyor: “Teşbih” (benzetme) şöyle söylenirse olur: El gibi el, ele benzeyen el; Kulak gibi kulak, kulağa benzeyen kulak.
Allah’ın buyurduğu gibi “Yed (El)” “Sem (Kulak)” “Basar (Göz)” denir de nitelik ve özelliği araştırılmaz ise ve kulak gibi kulağa benzer denilmezse bu teşbih olmaz ve Allah’ın kitabındaki şu ayete benzemiş olur: “…Ama hiçbir yönde ve şekilde hiçbir şey Allah’ın benzeri olamaz…”
(42 Şûrâ 11)

663
Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) Ramazan orucundan sonra hangi oruç daha değerli ve kıymetlidir diye soruldu. Buyurdular ki: “Ramazan’ın büyüklüğü için tutulan şaban ayındaki oruç.” Sonra hangi sadaka değerli ve kıymetlidir? Dendi. Buyurdular ki: “Ramazanda verilen sadakadır.”
(Tirmîzî rivâyet etmiştir.)
Tirmîzî:
Bu hadis garibtir. Sadaka b. Musa, hadisçiler yanında pek sağlam biri değildir.

664
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sadaka vermek Rabbinin isyan edenlere karşı gazabını söndürür ve kötü ölümü de önler.” (Tirmîzî rivâyet etmiştir.)
Tirmîzî:
Bu hadis bu şekliyle garibtir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 28 Hadis no 661-662-663-664
 
DİLENCİLERE NE YAPILMASI GEREKTİĞİ

Ümmü Büceyd (r.anha), Rasûlullah (s.a.v.)’e biat eden kadınlardandır. Rasûlullah (s.a.v.)’e şöyle demiştir: “Yoksul kimse kapıma gelip dikilir ve ben de ona verecek bir şey bulamaz isem ne yapmalıyım? Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) o kadına şöyle buyurdu: “Ona verecek bir şey bulamaz isen bile, değersiz ve az görülen yanmış bir koyun tırnağı bile olsa onun eline sıkıştırıver.”
(Ebû Dâvûd, Zekat: 33; Nesâî, Zekat: 80)
Tirmîzî:
Bu konuda Ali, Hüseyin b. Ali, Ebû Hüreyre ve Ebû Umâme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: Ümmü Büceyd hadisi hasen sahihtir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 29 Hadis no 665
 
KALPLERİ İSLAMA ISINDIRILMAK İSTENENLERE ZEKAT VERMEK

Saffân b. Ümeyye (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) insanlardan en çok buğzettiğim bir kimse iken Huneyn günü ganimet mallarından bana verdi de verdi insanlardan en çok sevdiğim kimse oldu.”
(Müslim, Zekat: 46; Nesâî, Zekat: 79)
Tirmîzî:
Hasen b. Ali, bu veya benzeri bir hadisi bana aktarmıştır.
Tirmîzî:
Bu konuda Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Safvân hadisini Ma’mer ve başkaları Zührî ve Saîd b. Müseyyeb’den rivâyet ederek: “Saffan b. Ümeyye dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) bana verdi…” rivâyeti sanki daha sahih ve uygundur. Senedinde Saîd b. Müseyyeb bulunduğu için.
İlim adamları bu konuda değişik görüşler ileri sürerler. Bir kısmı Müellefei Kulûb denilen kimselere zekattan bir pay verilmemesi kanaatinde olup şöyle demektedirler: “Müellefei Kulûb, Rasûlullah (s.a.v.) zamanında bulunan bir kısım insanlardı ki Rasûlullah (s.a.v.) onların kalplerini İslam’a ısındırmak için verirdi, onlarda Müslüman olmuşlardı. Bugün bu anlamdaki kişilere verilmemelidir derler. Sûfyân es Sevrî, Küfeliler ve başkaları bu görüşü paylaşırlar. Ahmed ve İshâk bunlardandır.
Kimi ilim adamları da: “Bugün de aynı konumda kimseler bulunabilir, devlet başkanının onların kalbini İslam’a ısındırmak için bir şeyler vermesi caizdir. Şâfii de bu görüştedir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 30 Hadis no 666
 
ZEKATI VEREN KİMSENİN SONUNDA ZEKATA VARİS OLMASI

Büreyde (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in yanında oturuyordum bir kadın geldi ve:
“Ey Allah’ın Rasûlû ben anneme sadaka olarak bir cariye vermiştim. Annem de öldü ne yapmam gerekir?” diye sordu.
Rasûlullah (s.a.v.)’de şöyle buyurdular:
“Sevâbın sana yazılmış olup miras hukuku da o cariyeyi sana geri çevirmiştir.”
Kadın:
“Ey Allah’ın Rasûlû annemin bir aylık tutamadığı oruç borcu vardı onun yerine o oruçları tutabilir miyim?” Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:
“Onun yerine oruçlarını tut.”
Kadın: “Annem Hac yapmamıştır onun yerine hac yapabilir miyim?
Rasûlullah (s.a.v.) buyurular ki:
“Evet onun yerine hac yap.
(Müslim, Sıyam: 27; Ebû Dâvûd, Zekat: 31)

Tirmîzî:
Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis sadece Büreyde’nin bu rivâyetiyle bilinmektedir. Abdullah b. Atâ hadisçiler yanında güvenilir bir kimsedir. İlim adamlarının çoğunluğu bu hadisle amel ederler ve derler ki: Bir kimse bir sadaka verir de o sadakası ona miras olarak dönerse o sadakası ona helaldir. Bir kısım ilim adamları ise: “Sadaka Allah için verilmiş bir şeydir, miras olarak kişiye dönerse onu alıp benzeri bir yere harcaması gerekir.” Sûfyân es Sevrî ve Züheyr bu hadisi Abdullah b. Atâ’dan rivâyet etmişlerdir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 31 Hadis no 667
 
BİR KİMSENİN SADAKA OLARAK VERDİĞİ ŞEY SATILIĞA ÇIKARSA SATIN ALMASIN

Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Ömer Allah yolunda savaşmak için bir kimseye atını vermişti. Sonra o atın satılmakta olduğunu görünce onu satın almak istedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Sadakanı satın alarak bir daha ona geri dönme” buyurdular.
(Buhârî, Zekat, 60)
Tirmîzî:
Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının çoğunluğu bu hadise göre amel ederler.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 32 Hadis no 668
 
ÖLEN KİMSE ADINA HAYIR (SADAKA)
YAPILABİLİR Mİ?


İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre:
“Bir adam Ey Allah’ın Rasûlü, annem öldü onun adına sadaka versem ona faydası olur mu?
Rasûlullah (s.a.v.): “Evet” buyurdu.
Adam da: Benim bir hurma bahçem var onu annem için sadaka verdim.”
(Nesâî, Vesaya: 8; Müslim, Zekat: 15)
Tirmîzî:
Bu hadis hasendir. İlim adamları da bu hadisle amel etmekte olup, şöyle derler: “Ölüye sadaka ve duadan başka bir şey ulaşmaz.” Bazıları da bu hadisi Amr b. Dinar’dan, İkrime’den, mürsel olarak rivâyet etmişlerdir.
Hadiste geçen “Benim bir Mahrefem var” sözü hurma bahçem var demektir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 33 Hadis no 669
 
KADIN KOCASININ MALINDAN İSTEDİĞİ GİBİ HARCAYAMAZ

670

Ebû Umâme el Bâhilî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in Veda Haccı esnasındaki hutbesinde işitmiştir, şöyle diyordu:
“Bir kadın kocasının malından izni olmadan hiçbir şey infak etmesin.”
Denildi ki: Ey Allah’ın Rasûlü yiyecek de mi? infak etmesin? Buyurdular ki: “O da mallarımızın değerlilerindendir.”
(Ebû Dâvûd, Zekat: 44)
Bu konuda Sad b. ebî Vakkâs, Esma binti ebî Bekir, Ebû Hüreyre, Abdullah b. Amr ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî:
Ebû Umâme hadisi hasendir.

671
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Bir kadın kocasının malından tasaddukta bulunursa kendisi bundan dolayı sevap kazanır. Kocasıda aynı şekilde sevap kazanır, o malı muhafaza eden görevli içinde yine aynı sevap vardır. Onlardan hiçbirinin sevâbı diğer kimseden eksik olmaz. Biri kazancından diğeri de infak ettiğinden dolayı sevap kazanırlar.”
(Buhârî, Zekat: 17; Müslim, Zekat: 25)
Tirmîzî:
Bu hadis hasendir.

672
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kadın kocasının malından saçıp savurmadan iyi niyetle bir şey verdiğinde o kadına iyi niyetinden dolayı erkeğine verilecek kadar sevap verilir. O malı muhafaza eden kimse için de yine aynı sevap yazılır.”
(Buhârî, Zekat: 27)
Tirmîzî:
Bu hadis hasen sahihtir. Amr b. Mürre’nin, Ebû Vâil’den rivâyet ettiği hadisten daha sahihtir. Amr b. Mürre rivâyetinde “Mesrûk” u zikretmiyor.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 34 Hadis no 670-671-672
 
FİTRE NASIL VE KİMLER İÇİN VERİLİR?

673

Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.), aramızda iken Fıtır sadakasını (Fitre)’yi buğdaydan bir sa’, arpadan bir sa’, hurma ve kuru üzümden de yine bir sa’, keş (kalitesiz peynirden) de yine bir sa’ olarak verirdik. Muaviye Medîne’ye gelinceye kadar böylece vermeye devam ettik, Muaviye Medine’ye gelince bir konuşma yaptı, konuşmasında şu hususta yer almıştı;
“Ben Şam buğdayından iki müddün bir sa’ kuru hurmaya denk olduğu kanaatindeyim” dedi. İnsanlar da onun görüşüyle amel ettiler.
Ebû Saîd demiştir ki: “Ben önceden nasıl veriyorsam aynı şekilde vermeye devam ediyorum.”
(Buhârî, Fıtr: 1; Müslim, Zekat: 4)
Bu hadis hasen sahihtir. Bir kısım ilim adamları bu hadise göre amal ederler ve her şeyden bir sa’ verilmesi görüşündedirler. Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Peygamber (s.a.v.)’in sahabesinden ve diğer dönemlerden bazı ilim adamları ise buğdaydan başka her şeyden bir sa’ verilmesi görüşünde olup, buğdaydan yarım sa’ vermenin yeterli olacağı kanaatindedirler. Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek ve Küfeliler “Buğdaydan yarım sa’ verilmesi yeterlidir” derler.

674
Amr b. Şuayb (r.a.)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) Mekke sokaklarında ilan etmesi için bir kimseyi gönderdi ve “Dikkat edin Fitre vermek erkek, kadın, hür, köle, küçük büyük her Müslüman’a gereklidir. Buğdaydan iki müdd, diğer yiyeceklerden bir sa’ verilmelidir.”
(Tirmîzî rivâyet etmiştir.)
Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.
Ömer b. Harun bu hadisi İbn Cüreyc’den rivâyet etmiş: Abbâs b. Minae ve Rasûlullah (s.a.v.)’den diyerek hadisin bir bölümünü aktarmıştır.
Carûd ve Amr b. Harun da bu hadisi bize aktarmıştır.

675
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Fıtır sadakasını (Fitre vermeyi) erkek kadın, hür köle herkes için, hurmadan bir sa’, arpadan bir sa’ olarak farz kılmıştı.” İbn Ömer diyor ki: “Sonra insanlar buğdaydan yarım sa’ vermeye başladılar.”
(Buhârî, Fıtr: 1; Müslim, Zekat: 4)
Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.
Bu konuda Ebû Saîd, İbn Abbâs, Hâris b. Abdurrahman b. Zübab’ın dedesi, Sa’lebe b. ebî Suayr ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.

676
Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) Ramazanda verilmesi gereken Fitre’yi, hurmadan bir sa’ arpadan bir sa’ olarak hür, köle, erkek ve kadın Müslümanlar için farz kıldı.”
(Buhârî, Fıtır: 1; Müslim, Zekat: 4)
Tirmîzî:
İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Mâlik bu hadisi Nafi’, İbn Ömer ve Peygamber (s.a.v.)’den Eyyûb’un rivâyet ettiği gibi rivâyet ederek, “Müslümanlardan” ilavesini pek çok kimse Nafi’den bu hadisi rivâyet etmiş olup “Müslümanlardan” sözcüğünü ilave etmemişlerdir. İlim adamları bu konuda değişik görüşler ortaya koymuş olup, Bir kısmı: “Bir kimsenin Müslüman olmayan köleleri olsa onlar için Fıtır sadakası=Fitre vermesi gerekmez” demektedirler. Mâlik, Şâfii ve Ahmed bu görüştedirler.
Bir kısmı da: “Müslüman olmasalar da onlar için Fitre vermesi gerekir.” derler. Sevrî, İbn’ül Mübarek ve İshâk bunlardandır.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 35 Hadis no 673-674-675-676
 
FİTRENİN BAYRAM NAMAZINDAN ÖNCE VERİLMESİ GEREĞİ

Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan bayramı günü bayram namazına çıkmadan önce Fitre’nin verilmesini emretmiştir.
(Buhârî, Fıtır Sadakası: 7;Müslim, Zekat: 5)
Tirmîzî:
Bu hadis hasen garibtir. ilim adamları bu hadise göre uygulamayı hoş karşılamışlar ve: “Bayram namazına çıkmadan Fitre’nin verilmesini gerekli görmüşlerdir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 36 Hadis no 677
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks