Hadislerde Zekat Kavramı

ZİYNET EŞYALARININ ZEKATI

Amr b. Şuayb (r.a.)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre: “İki kadın Rasûlullah (s.a.v.)’e geldi kollarında altın bilezikler vardı. Rasûlullah (s.a.v.) onlara: “Bu bileziklerin zekatını veriyor musunuz” dedi. Hayır dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah’ın sizlere ateşten bilezikler takmasından hoşlanır mısınız? Hayır dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.); öyleyse onların zekatını ödeyin buyurdular.”
(Ebû Dâvûd, Zekat: 4; Nesâî, Zekat: 19)
Tirmîzî:
Bu hadisi Müsenna b. el Sabah, amr b. Şuayb’den aynı şekilde rivâyet etmiştir. Müsenna b. el Sabah ve İbn Lehia hadis konusunda zayıf oldukları söylenmiştir. Bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den sahih olarak bir şey rivâyet edilmemiştir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 12 Hadis no 637
 
SEBZELERİN ZEKATI

Muâz (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre sebzeler yani baklagillerin zekatı hakkında mektupla soru sormuştu da Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardı: “Sebzeler için zekat gerekmez.”
(Tirmîzî rivâyet etmiştir.)
Tirmîzî:
Bu hadisin senedi pek sağlam değildir. Bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den sahih bir hadis rivâyet edilmemiştir. Bu hadis ise Musa b. Talha vasıtasıyla Peygamber (s.a.v.)’den mürsel olarak rivâyet edilmiştir. İlim adamları bu hadisle amel ederek sebzelerde zekat olmadığı görüşündedirler.
Tirmîzî:
Hasan, Umâra’nın oğludur. Hadisçiler yanında zayıf kabul edilir. Şu’be ve başkaları onu zayıf saymışlar İbn’ül Mübarek ise onun hadisini kabul etmeyip terk etmiştir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 13 Hadis no 638
 
ARZ_7,
Belki kavram olarak yanılmışsınızdır. Biraz daha araştırın bulamazsanız berber bakalım İnşaallah.
 
TABİİ YOLLARLA SULANAN ÜRÜNLERİN ZEKATI

639
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Yağmur ve akarsuların suladığı arazilerde yetişen ürünlerde onda bir (Öşür) vardır. Hayvanlar veya sulama teşkilatıyla sulanan arazilerde ise (öşrün yarısı) yirmide bir zekat vardır.”
(İbn Mâce, Zekat: 17; Ebû Dâvûd, Zekat: 12)

Tirmîzî:
Bu konuda Enes b. Mâlik, İbn Ömer ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Bu hadis Bükeyr b. Abdillah b. Eşecc’den, Süleyman b. Yesâr’dan ve Büsr b. Saîd yoluyla Peygamber (s.a.v.)’den mürsel olarak rivâyet edilmiş olup sanki bu hadis daha sahihtir. İbn Ömer’in bu konudaki rivâyeti sahih olup fıkıhçıların çoğunluğu bu hadise göre amel ederler.

640
Sâlim (r.a.)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’den şöyle aktarmıştır: “Yağmur ve akarsuların suladığı arazilerde yetişen ürünlerde ve kökleri vasıtasıyla yer altından beslenen ağaçların meyvesinde onda bir (öşür) vardır. Hayvanlar ve sulama teşkilatıyla sulanan yerlerde ise yirmide bir (yarım öşür) zekat vardır.”
(Buhârî, Zekat: 6; Ebû Dâvûd, Zekat: 12)

Tirmîzî:
Bu hadis hasen sahihtir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 14 Hadis no 639-640
 
YETİM KİMSENİN MALININ ZEKATI

Amr b. Şuayb (r.a.)’in babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) insanlara bir hutbe vererek şöyle buyurdu: “Dikkat kim malı olan bir yetimin velisi olursa o malı ticarette değerlendirsin ve o malı zekatın yiyip tüketmesine terk etmesin.”
(Tirmîzî rivâyet etmiştir.)
Tirmîzî:
Bu hadis sadece bu şekilde rivâyet edilmiş olup isnadında söylenti vardır. Çünkü Müsenna b. el Sabbah’ın hadis konusunda zayıf olduğu söylenir.
Bir kısım kimselerde bu hadisi Amr b. Şuayb yoluyla Ömer b. Hattâb’dan rivâyet ederek aynı hadisi aktarmışlardır.
İlim adamları bu konuda değişik görüşler ortaya koymuşlardır. Peygamber (s.a.v.)’in ashabından aralarında Ömer, Ali, Âişe, İbn Ömer’in de bulunduğu pek çok kişi yetim malında da zekatın olduğu görüşündedirler. Bir kısım ilim adamları da yetimin malında zekat gerekmez kanaatinde olup, Sûfyân es Sevrî ve Abdullah b. Mübarek bunlardandır.
Amr b. Şuayb, Amr b. Âs’ın oğlu Abdullah b. Muhammed’in oğludur. Şuayb dedesi Abdullah b. Amr’dan hadis işitmiştir.
Yahya b. Saîd, Amr b. Şuayb’ın hadisi hakkında söz ediyor ve o bizim yanımızda zayıftır diyor. Zayıflık yönü dedesi Abdullah b. Amr’ın, sayfalarından hadis rivâyet etmesidir. Fakat hadisçilerin çoğunluğu Amr b. Şuayb’ın hadisini delil getirerek onu sağlam kabul ederler. Ahmed, İshâk ve daha başkaları bunlardandır.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 15 Hadis no 641
 
HAYVANLARIN YAPTIĞI ZARARDA TAZMİNAT YOKTUR, MADENLERDE ZEKAT GEREKMEZ, DEFİNELERDE BEŞTE BİR ZEKAT VARDIR

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Hayvanların kendiliklerinden yaptıkları zararlar tazmin edilmez. Madenlerin elde edilmesinde meydana getirdiği zarar tazmin edilmez. Kuyu kazmak için tutulan işçinin kuyunun çökmesi sonucu veya bir kimsenin açtığı kuyuya başka birinin düşmesi sonucunda tazminat yoktur. Yeraltından çıkarılan define ve hazinelerde ise beşte bir zekat vardır.” (Buhârî, Zekat: 67; Müslim, Hudud: 11)
Tirmîzî:
Bu konuda Enes b. Mâlik Abdullah b. Amr, Ubâde b. Sâmit, Amr b. Avf el Müzenî ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 16 Hadis no 642
 
BAZI MALLARDA ZEKATIN TAHMİN EDİLEREK AYARLANMASI

643

Abdurrahman b. Mes’ûd b. Niyâr (r.a.)’den işittiğime göre, şöyle diyordu: Sehl b. ebî Hasme bizim toplu halde bulunduğumuz bir yere geldi ve Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu bize aktardı: “Bazı mahsul ve ürünlerin zekatını tahmin ederek toplayacağınızda çürüme, bozulma veya mal sahibinin komşu ve yakınlarına dağıtabilmesini de hesaba katarak üçte birini veya dörtte birini bırakın almayın.”
(Ebû Dâvûd, Zekat: 15; Nesâî, Zekat: 26)
Tirmîzî:
Bu konuda Âişe, Attâb b. Esîd ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî:
Tahmin konusunda ilim adamlarının çoğunluğunun görüşü; Ebû Hasme’nin hadisi üzeredir. Ahmed ve İshâk’ta, Ebû Hasme’nin, hadisine göre amel edenlerdendir.
Meyvelerde tahmin şudur: Hurma ve Üzüm gibi zekatı gereken meyveler yetiştiği zaman İslam devletinin yetkilisi meyveleri tahmin edecek bir yetkili gönderir, tahminci kimse bakarak üzümden ve hurmadan ne kadar kuru üzüm ve kuru hurma çıkacağını tahmin eder, sayıp tespitini yapıp, çıkacak zekat miktarını borç olarak kaydedip mal sahiplerini meyveleriyle baş başa bırakır onlar diledikleri gibi hareket ederler. Meyveler yetişip kurutulduğu zaman gerekli öşür kendilerinden alınır. Bazı ilim adamları hadisteki “tahmin” meselesini böylece tefsir etmişlerdir ki Şâfii, Mâlik, Ahmed ve İshâk bunlardandır.

644
Attâb b. Esîd (r.a.)’den rivâyete göre; “Rasûlullah (s.a.v.), bağ ve bahçe sahipleri için çıkardıkları üzüm ve meyvelerini tahmin edecek kimseler gönderirdi.” Bu senedle Rasûlullah (s.a.v.)’in üzümlerin zekatı hakkında şöyle buyurduğu rivâyet edildi: “Hurmaların tahmin edildiği gibi üzümlerde tahmin edilir. Hurmanın zekatı kuru hurma olarak alındığı gibi üzümün zekatı da kuru üzüm olarak alınır.”
(Ebû Dâvûd, Zekat: 14; Nesâî, Zekat: 26)
Tirmîzî:
Bu hadis hasen garibtir.
İbn Cüreyc bu hadisi İbn Şihâb, Urve ve Âişe’den rivâyet etmektedir. Bu hadis hakkında Muhammed’e sordum. Dedi ki: İbn Cüreyc’in hadisi sağlam ve meşhur bir hadis değildir. Saîd b. el Müseyyib’in, Attâb b. Esîd’den rivâyeti daha sağlam ve sahihtir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 17 Hadis no 643-644
 
ADALETLİ ZEKAT MEMURUNUN DURUMU

Rafi’ b. Hadîç (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim şöyle diyordu:
“Adaletle iş yapan zekat memurunun durumu evine dönünceye kadar Allah yolunda savaşan kimse gibidir.”
(Ebû Dâvûd, Zekat: 6; İbn Mâce, Zekat: 14)
 Tirmîzî: Rafi’ b. Hadîç hadisi hasen sahihtir.
Yezîd b. İyaz, hadisçiler yanında zayıf sayılır. Muhammed b. İshâk’ın rivâyeti daha sahihtir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 18 Hadis no 645
 
ZEKAT ALMADA VE VERMEDE AŞIRILIK EDENİN DURUMU

Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Zekatı alırken ve verirken haksızlık yaparak aşırılık yapan, zekata engel olan gibidir.”
(Ebû Dâvûd, Zekat: 5; İbn Mâce, Zekat: 14)
Tirmîzî:
Bu konuda İbn Ömer, Ümmü Seleme ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî:
Enes hadisi bu şekliyle garibtir. Ahmed b. Hanbel Sa’d b. Sinan hakkında söz etmiştir.
Ahmed b. Hanbel Sa’d b. Sinan hakkında söz etmiştir.
Leys b. Sa’d böylece: “Yezîd b. Ebû Habib’den, Sa’d b. Sinan’dan ve Enes b. Mâlik’den” demektedir. Denilir ki: Bu hadisin senedi Amr b. Hâris, İbn Lehia, Yezîd b. Ebû Habib, Sinan’dan ve Enes, şeklindedir.
Muhammed’den işittim şöyle demiştir: Doğrusu Sinan b. Sa’d’tır. Peygamberimizin “Zekat almada ve vermede aşırılık eden zekata engel olan gibidir.” Sözünün manası aşırılık edenin günahı zekat vermeyene yazılan günah gibidir demektir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 19 Hadis no 646
 
ZEKAT MEMURUNU MEMNUN ETMEK

647

Cerir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Zekat memuru size geldiğinde yanınızdan memnun olarak ayrılsın.”
(Müslim, Zekat: 55; Nesâî, Zekat: 14)

648
Ebû Ammâr (r.a.), Huseyn b. Hureys, Sûfyân b. Uyeyne ve Dâvûd’tan, Şa’bî’den ve Cerir’den bu hadisin aynısını nakletmiştir.
Tirmîzî:
Dâvûd’un Şa’bi’den rivâyeti Mûcâlid’in rivâyetinden daha sahihtir. Bazı ilim adamları Mûcâlid’in zayıf olduğunu kaydetmişlerdir. Çünkü o çok yerde yanılmıştır.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 20 Hadis no 647-648
 
ZEKAT ZENGİNLERDEN ALINIR FAKİRLERE VERİLİR

Ebû Cuhayfe (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
“Peygamber (s.a.v.)’in zekat memuru bize geldi, zekatı zenginlerimizden alarak fakirlerimize dağıttı. Ben yetim bir çocuk idim bana bacakları uzun, genç bir dişi deve vermişti.”
(Tirmîzî rivâyet etmiştir.)
Tirmîzî:
Bu konuda ibn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî:
Ebû Cuhayfe hadisi hasen sahihtir.


SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 21 Hadis no 649
 
ZEKAT ALABİLECEK KİMSELER

Abdullah b. Mesûd (r.a.)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
;Kim muhtaç olmadığı halde insanlardan bir şey isterse kıyamet günü dilenciliğin bir belirtisi olarak yüzünde tırnak izi ve yara bere olarak gelir.
Ey Allahın Rasûlü zenginliğin ölçüsü nedir? Diye soruldu. Rasûlullah (s.a.v.):
Elli dirhem gümüş veya o değerde altın
buyurdular.
(Ebû Dâvûd, Zekat: 24; İbn Mâce, Zekat: 26)
Tirmîzî:
Bu konuda Abdullah b. Amrdan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî:
İbn Mesûd hadisi hasendir. Şube buradaki rivâyetinden dolayı Hakîm b. Cübeyr hakkında söz etmiştir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 22 Hadis no 650
 
ZEKAT ALABİLECEK KİMSELER

Sûfyân (r.a.), Hakîm b. Cübeyr yoluyla bu hadisi rivâyet etmiştir. Bunun üzerine Şu’be’nin arkadaşı Abdullah b. Osman, Sûfyân’a şöyle dedi: “Keşke bu hadisi Hakîm’den başkası rivâyet etseydi. Sûfyân ona dedi ki: Hakîm’in ne kusuru var? Şu’be ondan hadis rivâyet etmiyor mu? O da evet dedi. Bunun üzerine Sûfyân dedi ki: Zübeyd’in bu hadisi Muhammed b. Abdurrahman b. Yezîd’den rivâyet ettiğini işittim. Bazı arkadaşlarımızın ameli bu hadise göredir. Sevrî Abdullah b. mübarek, Ahmed, İshâk, bunlardan olup şöyle derler:
“Bir kimsenin elli dirhemi olursa zekat alması helal olmaz.”
(Ebû Davud, Zekat: 24; İbn Mâce, Zekat: 26)

Tirmîzî:
Bazı ilim adamları Hakîm b. Cübeyr’in hadisiyle amel etmemişler bu konuda işi biraz daha geniş tutmuşlar ve şöyle demişlerdir. Bir kimsenin elli dirhem veya daha fazlası olsa o kimse muhtaç sayılır ve zekat alması caizdir. İlim adamlarından bir kısmı ve fıkıhçılar ve Şâfii aynı kanaattedir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 22 Hadis no 651
 
ZEKAT ALAMAYACAK KİMSELER

652

Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Zengin ve güçlü kuvvetli kimseye zekat almak caiz değildir.
(Ebû Dâvûd, Zekat: 24; İbn Mâce; Zekat: 26)

Bu konuda Ebû Hüreyre, Hubşî b. Cünade, Kabîsa b. Muhârik’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî:
Abdullah b. Amr hadisi hasendir.
Şu’be bu hadisi aynı senedle Sa’d b. İbrahim’den rivâyet etmiş olup mevkuf olarak aktarmıştır. “Zengin ve güçlü kuvvetli kimseye zekat almasının caiz olmadığına” dair başka hadisler de rivâyet edilmiştir. Bazı ilim adamları “Bir kimse güçlü kuvvetli olur fakat ihtiyaç sahibi olup hiçbir şeyi olmazsa bu durumda ona zekat verilirse veren kimse için bu geçerlidir” demekte bir kısmı ise bu hadisten dilenmemek gerektiğini anlamaktadırlar.

653
Hubşî b. Cünade es Selulî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim veda Haccında Arafat’ta, vakfede iken yanına bir bedevi geldi ve Peygamber (s.a.v.)’in ridasının bir ucundan tutarak onu Peygamberden istedi. Peygamber (s.a.v.) ridasını o adama verdi, o da alıp gitti işte o zamandan itibaren dilenmek haram kılındı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Zengin, güçlü, kuvvetli kimseye dilenmek helal değildir. Ancak aşırı derecede fakirlik veya aşırı borçlu olana caizdir. Kim malını artırmak için insanlardan dilenirse kıyamet günü dilenmesinin bir işareti olarak yüzünde tırnak izi yara ve bere olarak ve Cehennem’den alıp yiyeceği kızgın bir taş olacaktır. Dileyen bu işaretlerini ve yiyeceğini azaltsın veya çoğaltsın.”
(Nesâî, Zekat: 83; Ebû Dâvûd, Zekat: 9)

654
Mahmûd b. Gaylân, Yahya b. Adem yoluyla Abdurrahman b. Süleyman’dan geçen hadisin benzerini rivâyet etmiştir.
Tirmîzî:
Bu hadis bu yönüyle garibtir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 23 Hadis no 652-653-654
 
BORÇLU KİMSEYE ZEKAT VERİLEBİLECEĞİ

Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.) zamanında bir adam satın aldığı meyvelerden dolayı zarar etmiş borçları da çoğalmıştı. Rasûlullah (s.a.v.) ona tasaddukta bulunun dedi. İnsanlar ona yardım ettiler bu yaptıkları yardımlar borcunu ödeyecek miktara ulaşmadı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): O kimsenin alacaklarına: “Ne bulursanız alın bulunanlardan başka size verilebilecek bir şey yoktur” buyurdular.
(Ebû Dâvûd, Zekat: 25; İbn Mâce, Zekat: 27)
Tirmîzî:
Bu konuda Âişe, Cuveyriye ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî:
Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 24 Hadis no 655
 
PEYGAMBER (S.A.V.) VE SOYUNA SOPUNA ZEKAT VERİLMEYECEĞİ

656

Behz b. Hakîm (r.a.) babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’e bir şey getirildiği zaman sadaka mı? Yoksa hediye mi? Diye sorardı. Sadaka derlerse yemez, hediye derlerse yerdi.”
(Müslim, Zekat: 50; Ebû Dâvûd, Zekat: 29)
Bu konuda Selman, Ebû Hüreyre, Enes, Hasan b. Ali ve Ebû Amîre ki; Mearraf b. Vasıl’ın dedesidir. İsmi ise Rüşeyd b. Mâlik’tir. Meymun b. Mihran, İbn Abbâs, Abdullah b. Amr, Ebû Rafi’ ve Abdurrahman b. Alkame’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis aynı zamanda Abdurrahman b. Alkame ve Abdurrahman b. ebî Akil’den de rivâyet edilmiştir. Behz b. Hakîm’in dedesi’nin adı Muaviye b. Hayde el Kuşeyrî’dir.

Tirmîzî:
Behz b. Hakîm hadisi hasen garibtir.

657
Ebû Rafi’ (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) Mahzum oğullarından bir kişiyi zekat toplamak üzere gönderdi.
Bu kimse Ebû Rafi’e: Bana arkadaş ol ki zekattan sende sebeplenirsin deyince;
Ebû Rafi’, Rasûlullah (s.a.v.)’e gidip sormadan olmaz dedi ve Peygamber (s.a.v.)’e giderek durumu sordu bunun üzerine Peygamber (s.a.v.)’de şöyle buyurdular:
“Bir toplumun hürriyetine kavuşturduğu azat edilmiş kölesi onların aile fertlerinden sayılır dolayısıyla bize ve size sadaka (zekat) almak helal değildir.”
(Ebû Dâvûd, Zekat: 29;Müslim, Zekat: 50)
Tirmîzî:
Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Rafi’, Peygamberimiz (s.a.v.)’in azat ettiği kölelerindendir. İsmi Eslem’dir. Ebû Rafi’nin oğlu Ali b. ebî Tâlib’in katibi Ubeydullah b. ebû Rafi’dir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 25 Hadis no 656-657
 
AKRABAYA VERİLEN ZEKATIN MÜKAFATI

Selman b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Oruç açacağınızda hurma ile açın çünkü o berekettir. Hurma bulamaz iseniz su ile orucunuzu açın o temizdir. Yoksul kişiye sadaka vermekte sadece sadaka sevâbı vardır, akrabaya tasaddukta bulunmanın ise iki sevâbı vardır. Sadaka sevâbı ve akrabalık bağlarını kuvvetlendirme sevâbı.”
(İbn Mâce, Zekat: 24; Nesâî, Zekat: 82)
Tirmîzî:
Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd’un hanımı Zeynep’den, Câbir ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî:
Selman b. Âmir hadisi hasendir. Rebab; Süley’in kızı Ümmür Raih’tir.
Bu hadisi aynı şekilde Sûfyân es Sevrî; Âsım, Hafsa binti Sirin, Rebab, Selman b. Âmir’den rivâyet ediyor.
Şu’be bu hadisi Âsım’dan, Hafsa b. Sirin’den, Selman b. Âmir’den rivâyet etmiş olup senedinde “Rebab’ı” zikretmemiştir. Sûfyân es Sevrî ve İbn Uyeyne’nin rivâyetleri daha sahihtir. Bu hadisi aynı şekilde İbn Avn; Hişâm b. Hassân’dan, Hafsa binti Sirin’den Rebab’tan ve Selman b. Âmir’den rivâyet etmiştir.

SÜNEN-İ TİRMİZİ
Zekat bölümü
Bölüm 26 Hadis no 658
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks