Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gençliğe Mesaj

  • Konbuyu başlatan abdirabbih
  • Başlangıç tarihi
A

abdirabbih

Guest
Gençliğe Mesaj
A. Haydar POLAT
Dünya kuruldu kurulalı gündüzler geceleri, ışık da karanlığı adım adım takip etmekte; yok ol*maları var olmalar, ölmeleri de dirilmeler kova*layıp durmaktadır.

Cihan var oldu olalı hiçbir şey kararında kalma*mış; gelenler gitmiş, gidenlerin yerlerini başkaları al*mış ve onları da başkaları takip etmektedir.

Bir zamanın azizleri, başka bir zamanın perişan*ları, zelil ve derbeder olanları da azizleri olmuşlardır. Bu itibarla bugün aziz görünenlerin yarın zelil, bu*gün zelil sayılanların da yarın aziz olmayacaklarını kimse iddia edemez. Dün yerle bir edilen Japonya ve Almanya bugün başkalarının korkulu rüyasıdır.

Dün aziz, asil ve şerefli olan milletimiz; dînî has*sasiyetini ve ruhî bütünlüğünü koruyamadığı, gele*cek adına hazırlanamadığı, genç nesillerimizi bu şu*ur ve anlayışla yetiştirmediği için, ardı arkası kesilmeyen iç ve dış sarsıntılara karşı koyamayarak tıpkı içi boşalmış bir çınar gibi devrilip gitmişti.

Şimdi yeni bir devre başlıyor. Çözülme ve çök*me sırası başkalarında… Tabii şartlarını yerine geti*rebilirsek doğrulup kendine gelme sırası da bizde. Bu yenileşme, kimliğini bulma, ruh, zekâ, his ve irâ*desi sağlam nesillerin yetişmesine bağlı.

Yaşamak için değil, yaşatmak için var olduğuna inanan nesiller; nefislerine karşı fevkalâde disiplinli ve sert, başkalarının eksik ve kusurları karşısında alabildiğine müsamahalı nesiller...

Bir nesil dünüyle irtibatını devam ettirmez, has*sasiyetle özünü korumaz ise, yarınlarını teminat altı*na alması mümkün değildir. Kökünden uzaklaşan, özüne yabancılaşan nesiller ve milletler, rüzgâr önündeki yaprak gibi savrulur ve katiyen istikbal va’dedici olamazlar.

Evet bir millet, istikbalinin emanetçileri olan genç nesillere, müsbet ilimlerin yanında tarih şuuru ve millî ruh verir ve onları ümitle de kamçılarsa ölümsüzlük aşılamış, böylece geleceğini maddî-manevî teminat altına almış olur.

Durgun sular yosun tutar. İşlemeyen uzuvlar ki*reç bağlar. Çağlayanlar hep tertemiz ve pırıl pırıldır. Bütün bir hayat boyu durup dinlenmeden mekikleri*ni, kalbi ve kafası arasında hareket ettirenler, bir gün ruhlarının baharına şahit olacaklardır. Zira bakı*lan bağ ve bahçeler meyve verir. Bağ ve bahçeleri*mizi saran ısırganlar gibi, maddî ve manevî varlığı*mızı tehdit eden nesiller, perişaniyetimize vesile olan hâdiseler, ihmallerimizin ifadesi ve bizim gaflet ve umursamazlığımızın ürünleridirler.

Her türlü başarının ilk şartı iman ve mücadele gücüdür. Bu iman ve mücadele gücünden mahrum gönüller ise, bu küçük zorluklar karşısında sarsılıp ümitsizliğe düşmeye, cesaretlerini yitirip devre dışı kalmaya mahkûmdurlar. Çalışmak için güce, gayret için ümide ihtiyaç vardır.

Tarih şuuru, geçmişle geleceği bağlayan bir köprü mesabesindedir. Bu köprüyü yıkıp tarih şuu*runu koruyamayan herhangi bir milletin payidar ol*duğu görülmemiştir.

Yükselip semâlar ötesine ulaşmak, yıkılıp zillet ve bataklığa gömülmek, bir imtihan gizliliği içinde in*sana tevdî edilmiştir. Bu yükseliş ve düşüş, insanın iradesini kullanmasına bağlıdır.

İnsanın, insanlık semasına çıkabilmesi için akıl ve iradesini, temiz niyetini, sistemli düşüncesini sar*sılmayan bir azim, sönmeyen bir ümit, tükenmeyen bir aksiyon ve aldatmayan bir vefa ve sadakat ile bütünleştirmesi gerekir.

Ruh dünyalarında aydınlığa ermiş, varlıkla bü*tünleşmiş bahtiyar nesillerin, eşya ve hâdiselere ye*ni bir bakış kazandıracağı muhakkaktır.

Yeniden dirilişimizi idrak etme noktasında bulu*nan bir millet olarak, her günü bir bahar günü saya*rak, durmadan çevreye tohum saçmalı ve Hakk’ın ihsanlarını değerlendirip yediveren başak haline getirmeliyiz.


alıntıdır....
 
Üst Alt