Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Folloş Serfinaz

GURSUNET

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
52
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
47
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]KANIKSAMAK…
Sözlük manası:
1-aşırı tekrar sonucu alışmak
2- çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak; alışmak.
3- folloş olmak
Gönül isterdiki mücadelemiz her daim cürmüne,enine,boyuna bakmadan asırlarüstü her zamana her mekana hitap eden dini islama dil uzatan nesli tükenmiş kelaynak kuşları ile olsun.amma şu içimizdeki gafiller yüzünden bunu yapabilmek henüz mümkün gözükmüyor…
[/FONT]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]yanındaki insanın camide omuz omuza namaz kıldığın kardeşinin düşünce anlayış ve olayları tetkik açısından firavunlaşması doğrusu katlanılır gibi değil…
Hz ömer diyorki eğer inandığınız gibi yaşamıyorsanız yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.burada bir ikaz vardır. islamın helal gördüğünü helal haram gördüğünüde haram görsen bile şayet bunu fiiliyata dökmez inandığın gibi yaşamaz isen bir dönem gelirki inandıklarının aksini yaşaya yaşaya yaşadığını kanıksar ona alışır ve nitekim yaşadığın gibi inanmaya başlarsın…
Kanıksamak eylemini ancak iki şekilde etüt edebiliriz…
a- Hayrı iyiyi ve hakkı kanıksamak…
b- Şerri ve batılı kanıksamak..
Hayrı ve hakkı kanıksamak için hayrın ve hakkın bolca yaşandığı bolca söylendiği eylem ve fiiliyata bolca döküldüğü bir yerde yaşamak icab ederki henüz dünyada istisnai birkaç yer dışında böyle bir yerde olmak mümkün değil.dolayısıyla biz hayırlar ve helaller noktasında kanıksayarak öğrene geldiğimiz yaşamımıza kattığımız pek çok şey olmasa gerek.Gönül hayrı kanıksamak adına bir yazı yazmak isterdi ama öncelikli mevzu olmadığını düşünerek kısa geçiyorum..
Küfrü şerri ve batılı kanıksamak noktasına gelince,şer ve batıl noktasında kanıksadığımız alıştığımız alışa alışa kabullendiğimiz o kadar çok çirkinlik varki bunları alt alta toplamaya kalksak bir ansiklopedi olurdu…
Binnaz hanımın etekleri diz üstü ama sen onun öyle olduğuna bakma altın gibi kalbi var..
Etekle kalbin ne alakası var kardeşim eteğin boyuna göremi kalp değer kazanıyor demeden edemiyor insan.ve şu yukardaki cümleyi kuran bir adam basbayağı elfazlı küfrü işlemiştir.(büyük küfür)çünkü tesettür farzdır Allahın emridir.kurandaki herhangi bir ayetle istihza etmek onu küçümsemek es geçmek önemsememek büyük küfürdür..
halis muhlis mümin kardeşimin etek boylarına aşinalığı bu aşinalığın kanıksanarak normalmiş gibi algılanması ondaki mihenk taşınıda değiştirmiştir.artık o eylemlere bakmaz onun donesi insanların kalbidir.sanki kendine kalpleri yarıp bakma kaabiliyeti bahşedilmiş o eteklere takılmadan yaşam tarzına bakmadan fiilleri umursamadan biyerinden şimşekler çaktırarak göğsü açıp kalplere bakıyor kim kaç ayar eder hemencecik bilebiliyor…
Hz ömer derki hz peygamber artık vefat etmiştir.biz kalplerden geçenleri bilemeyiz.bu yüzden insanları eylemleriyle yaşantılarıyla savunduklarıyla ve inandıklarıyla değerlendiririz.nitekim kuranı azimüşşanda insanı 3 e ayırmıştır.ve bunları Allah renklerine kalplerine soylarına ve ırklarına göre değil yalnız ve yalnız inanma ve yaşama şekline göre belirlemiştir
1 kafir-o rabbini bilmez sürekli bir isyan içindedir hayvanlar gibi yaşar nerede sabah orada akşam senin elin benim cebimde benim elim senin bacağında senin bacağın benim yatağımda…
2 müslüman-o rabbini bilir ona inanır ve onun emirleri doğrultusunda hayat çizgisinde kendine sınırlamalar getirir olayları hadiseleri kuran ve sünnete göre değerlendirir kuran ve sünnetin kabul ettiğini kabul eder reddettiğini reddeder ve o doğrultuda yaşar ne ifrara ne tefrite ne sağa ne sola sapar.rabbinden indirilen vahye,ve vahyi en güzel şekilde hayatına uygulayan peygamberine uyar.nitekim peygamberin ahlakı hz aişeye sorulduğunda hz aişe cevaben sizler kuran okumazmısınız onun ahlakı kurandı der…
3 münafık-onun hali camideyken kafesteki kuş gibi olmaktır.oysa mümin camide sudaki balık gibidir.o konuştuğunda yalan söyler söz verdiğinde sözünde durmaz ve emanete ihanet eder.insanların en şerlileri bunlardır kıyamet günü en büyük cezayı alacak olanlarda bunlardır..yine kıstas olması açısından bir anekdot aktarıyim size..
[/FONT]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]alimin birine sormuşlar münafık kimdir diye o şöyle demiş...[/FONT]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]eskiden münafıklar namaz kılar oruç tutar zekat verirlerdi.ama kalben inanmazlardı.şimdi ise münafıklar kalben inanıyor ama namaz kılmıyor oruç tutmuyor zekatını vermiyor haramı helal sayıyor der...
Şu yukardada gördüğümüz gibi demekki bizi yaratan Allah bizleri yaşam tarzımızla inandıklarımızla ve savunduklarımızla değerlendiriyor.o halde ben müslümanım diyen bir adam inandıklarına savunduklarına ve yaşamına azami derecede dikkat etmekle mükellef değilmidir?
[/FONT]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]yine insanları olayları ve fikirleri değerlendirirken hatta savunduğumuzda savunduğumuz şeyi mihenk taşımız olması gereken kuran ve sünnete göre değerlendirip ona göre taraf olmamız gerekmezmi?
Hiçbirşeyden maada şunu çok iyi bilmek gerekirki günahda ısrar (devamlılık) yani alışkanlık yapmak onu kanıksamak insanı küfre götürür
Bugün asrın insanı kötülüğe şerre günahlara kanıksatılarak yanlışlar günahlar onu küfre götürecek ameller alıştırılarak öğretiliyor körpe beyinler böyle tahrip ediliyor.
Yanlış tv programlarını izleye izleye(ki doğrusuda pek yok).Yanlış yazıları yanlış bilgileri okuya okuya yanlışlara alışıyor yeri geldiğindede o yanlışları savunmakdan imtina etmiyoruz.çünkü olayları kuran ve sünnet ışığında değerlendirecek bilgi ve birikimden uzak olan insana önder olacak şeytandır.yani alışkanlıkları kanıksadıklarıdır.o hakkı konuşamaz çünkü hakdan bihaberdir.bulunduğu mekana ortadaki olaylara sosyal psikolojiye göre hareket eder.eğer afrikada bir yamyam kabilesinin içinde yaşıyor olsaydın ölen annen için kabile reisine gidip ben ölen annemi toprağa gömmek istemiyorum.onu midemde taşımak istiyorum deseydin anneni midene indirmeni kimse garipsemezdi.yine hindistanda doğan bir adam kuran ve sünnetten bir haber yaşıyorsa onda ineğin saygınlığı reddedilemez bir yerdedir.ve bu tartışılmaz bir değerdir onun için.aslında hindistanda büyüyen bir insanın kurandan bihaber yaşayarak ineğin saygınlığına inanması çokda absürt olmaz.absürt olan kuran ve sünnetten haberi olan buna rağmen inekle eşdeğer bir takım değerlere saygı addeden kuranın kerih gördüğünü sahiplenen reddettiğini seven Müslümanların olmasıdır.bu Müslümanların büyük çoğunluğuda kanıksamanın aşinalığın alışmanın kurbanıdır…
Menşure hanım komşu kızıda hayatını yaşasın gün görsün diye serfinazı denize götürür.bunda utanılacak bir şey olmadığını herkesin denize girdiğini ısrarla defaen üstüne basa basada söyler.kadında yaratılış itibari ile haya erkeğe nazaran daha yüksektir.ilk defa denize girecektir serfinaz çekingendir ürkektir utanır.ama menşure hanımın telkini ile üstün körü bir gayretle soyunup denize girmeyi başarır.yinede bu durumdan rahatsızdır.deniz sefaları birgün iki gün üç gün ve buna müteakip günlerdede devam eder.o utanan ar perdesi henüz yırtılmayan serfinaz artık ne kadarda rahattır soyunup plajda koşarken,..
derisinin rengi bile değişmiştir artık ve değişim salt fiziki değil manevidirde.ama serfinaz işin manevi boyutunun farkında bile değildir.o manen kaybettiği insanı insan yapan ahlaki değerlerinin yokoluşununda asla farkına varmayacaktır.henüz o daha koyu bir renk alan derisiyle meşguldur.bilemeyecektir teniyle beraber kalbininde karardığını...
[/FONT]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif] ve ne kadarda normaldir binlerce mahrem gözün önünde soyunup denize girmek.serfinaz tamda burada kaybetmiştir.ilk kez denize girdiğinde sıkılan utanan büzüşen serfinaza denize girmek normal ve olağan geliyordur artık.oysa daha önce denize giren hatunları ne kadarda yadırgardı serfinaz.
Denize girerken utanan sıkılan bunu ar sayan serfinaza biri acaba denize girmekten utanıyorum dese ne derdi serfinaz?
Tabiî ki…
Menşure hanımın dediğini…
çünkü
o artık folloş serfinaz…
[/FONT]
 
Üst Alt